Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

BERLİN (AA) - Almanya’nın başkenti Berlin'de Arnavutluk, Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Kosova, Karadağ ve Sırbistan'dan oluşan 6 Batı Balkan ülkesinin liderleri, ülkeler arasında işbirliğini artırmak amacıyla 3 anlaşmaya imza attı.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un ev sahipliğinde düzenlenen Batı Balkan Ülkeleri Konferansı'na 6 Batı Balkan ülkesinin başbakanının yanı sıra Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve bazı AB liderleri katıldı.

 

Avrupa’da yaşanan enerji krizi ve diğer birçok konunun ele alındığı konferans kapsamında 6 Batı Balkan ülkelerinin başbakanları gelecekte vatandaşlarının karşılıklı olarak ülkeler arasında kimlikle seyahat edebilmesine olanak sağlayan anlaşma imzaladı.

Diğer 2 anlaşma üniversite ve meslek eğitim diplomalarının karşılıklı tanınmasını kapsıyor.

Almanya Başbakanı Scholz, konferansın ardından von der Leyen ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile düzenlediği basın toplantısında, Batı Balkan ülkelerinin AB’ye ait olduklarını yineleyerek, "Onlar Avrupa’nın ve Avrupa ailesinin bir parçasıdır." dedi.

Scholz, bundan dolayı AB’nin Batı Balkan ülkelerinin katılımıyla genişlemesi için çaba sarf ettiğini belirtti.

 

Bu konuda AB’de ve özellikle bölge ülkelerde reformların yapılmasını isteyen Scholz, bu bağlamda bölgesel işbirliklerinin ilerletilmesinin ve 6 ülke arasındaki ihtilafların çözülmesinin önemli olduğunu anlattı.

Scholz, "Batı Balkan ülkelerinin AB'ye katılım sürecini hızlandırmanın anahtarı bölgesel işbirliğinin iyileştirmesidir." dedi.

Bugün imzalanan 3 anlaşmadan dolayı 6 Balkan ülkesinin başbakanını kutladığını ifade eden Scholz, "Bu, bölgedeki vatandaşlar için büyük bir başarıdır. Bu 6 Balkan ülkesinin bölgesel işbirlikleriyle AB'ye doğru ilerlemede ciddi olduklarını gösteriyor." ifadesini kullandı.

 

Scholz, Batı Balkan ülkeleri arasında enerji güvenliği ve 2030 yılına kadar iklimi koruma hedeflerini yakalanmasına ilişkin yakın işbirliği içinde olacakları konusunda da mutabakat sağlandığını belirtti.

Sırbistan ile Kosova arasındaki ihtilafta çözüm bulunması çağrısında bulunan Scholz, Almanya, Fransa ve AB’nin bunun mümkün olması için aktif bir şekilde çalıştığını kaydetti.

AB Komisyonu Başkanı von der Leyen de Batı Balkan ülkelerini mümkün olan en hızlı bir şekilde AB’ye yakınlaştırmak istediklerini belirterek, bu ülkelere enerji krizinde destek olmak için bir kısmı kısa vadeli olmak üzere 1 milyar avro yardımda bulunacakları bilgisini paylaştı.

 

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ise 3 anlaşmanın imzalanmasını büyük bir başarı olarak nitelendirerek, enerji güvenliği konusunda yapılacak yardımdan dolayı da memnuniyet duyduğunu kaydetti.

Batı Balkanlar Konferansının liderler düzeyindeki bir sonraki toplantısının gelecek yıl Arnavutluk'ta düzenleneceği bilgisi verildi.

Yaptığı açıklamalar ile milli kültüre dayalı mesajlar veren İzmir Feinkost Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kış, ticarette güven duygusu üzerine önemli açıklamalarda bulundu.  Güven konulu sorular üzerinden yaptığımız röportajda samimi söylemleri ile dikkat çeken ve Türk Toplumu için oldukça önemli ahlaki değerlere vurgu yapan Mehmet Kış ile yaptığımız söyleşiyi siz okuyucularımız ile paylaşmak istedik.

 

Aytürk:

Mehmet Bey sizce iyi bir ekip oluşturabilmek için hangi yolu takip etmek gereklidir?

Mehmet Kış:

İyi bir ekis için öncelikle iyi insanlar gereklidir. Birisine inanmanın ne anlama geldiği ise zamanla belli olur. Güvenilen birinin ihanetinin nasıl bir hayal kırıklığı yaratacağını hepimiz biliriz. Ancak “güven”in tanımını yapmak çok kolay değildir.

 

Aytürk:

Sizce güven ya da güvenmek ne anlam ifade eder?

Mehmet Kış:

Güven kavramını tanımlarken ne kadar karmaşık olduğunu farkederiz. Güven duygusu kelimelere dökülmesi zor, elle tutulmaz, gözle görülmez soyut bir kavramdır. Ancak bu duygunun yokluğu ve varlığı kendisini hayatın her anında hissettirir.

 

Aytürk:

Sizce insanlar neden bazısına güvenirken bazılarına da güvenmezler?

Mehmet Kış:

Karşıdakinin de davranışı ile ilgilidir bu. Güvendiğimiz bir insana karşı davranışımızla, güvenmediğimiz bir insana olan davranışımız farklılık gösterir. Çünkü birisi güven endeksini devam ettirirken diğeri bunu zedelemiş olabilir.

 

Aytürk:

Güven duygusunun bir tarifi varmı sizce?

Mehmet Kış:

Tabiki vardır, kolaydır da bence. Öncelikle güven, insan motivasyonunun en yüksek biçimidir. İnsanların doğasında var olan “iyi” ve “güzel”i ortaya koymalarına imkan verir.

 

Aytürk:

Sizce güven duygusu motivasyonu ve çalışma hayatında başarıyı etkiler mi?

Mehmet Kış:

Güven duygusunun iş motivasyonu üzerinde etkisi oldukça fazladır. Özellikle iş ortamında bu duygunun yaşanması kesinlikle kişinin başarısının artmasına olumlu etki yapar. Mesela güven için insanları bir “tohum” gibi, ortamı ise bir “toprak” gibi düşünmek gerekir.

  

Aytürk:

Güvenmek için eğitim önemli mi sizce?

Mehmet Kış:

Eğitim her duygunun dışarıya iyi yansıtılmasında önemli olduğu gibi, güven endeksinin farkındalığı için de etkilidr. Ancak eğitimli ve inançlı olanlarda bu duygunun daha iyi farkedildiğini söyleyebilirim.

 

Aytürk:

İnanan bir insan güvenilir mi sizce?

Mehmet Kış:

İnanan bir insan zaten kendine güvenen insandır. Hata da yapabilir ama inanan bir insana daha kolay güvenilebilir. Güvenmek ile inanç aynı değildir diye düşünenler olsa da, bence inanan bir insana ilk anda daha çabuk güvenebilirsiniz.

 

Aytürk:

Güven örneği verebilirmisiniz hayattan?

Mehmet Kış:

Her ne kadar resmi nikah olsa da evlilik akdi, aile birliği aslında güven ilişkisinin, söz vermenin hatta bir ömür boyu hayat yolculuğunun en güzel örneğidir.

 

Aytürk:

Sizce bir insan kendine nasıl güvenebilir?

Mehmet Kış:

Öncelikle insanın kendini ve sınırlarını kabul etmesi ile başlar güven duygusu. Kendi iç sesine ve mana alemine kulak vermesiyle şekillenir. İnsanın temel ahlaki değerlerini ve bu konudaki kararlılığı ile müthiş bir performansa dönüşür. Kendine güven, güvenilir olmak ve başkalarına güvenmenin temelini oluşturur. Türk kültüründeki “Kişiyi nasıl bilirsin? Kendim gibi” sözü bunun en güzel örneğidir.

 

Aytürk:

Güvenilir sanıp ta güvenilmez imiş dediğiniz oldumu hayatta?

Mehmet Kış:

Hatırlamak kolay değil ama, elbette hayatta sizi yanıltanlar da olabilir. Ama bu demek değildir ki, güvenilir sandığın kişi seni bir gün yanıltacak. O zaman şüpheye girer ve dünyada kimseye güvenin kalmaz. İnsanların seni aldattığını farkettiğin sürece kimse için zan, şüphe ya da olmumsuz düsünmeye gerek yok.

 

Güven sohbetimiz için akıcı cevaplar verdiniz. Size çok teşekkür ediyorum.

Mehmet Kış:

Esas biz size teşekkür ederiz. Ahlaki değerlere uygun, gönül dünyamızı okşayan bir sohbet oldu.

 

 

 

 

 

 

Bayerns Innen- und Sportminister Joachim Herrmann begrüßt Beschlüsse der Ministerpräsidentenkonferenz für den Bereich des Sports - Unterstützung der Vereine wichtig - Nachbesserung bei der Strompreisbremse notwendig

 

Bayerns Innen- und Sportminister Joachim Herrmann hat den Beschluss der Ministerpräsidentenkonferenz für den Bereich des Sports begrüßt: "Unsere Vereine können vorerst aufatmen. Der Bund hat sich nun richtigerweise dafür entschieden, dass die Gaspreisbremse auch für Vereine gelten soll." Viele Sportvereine seien massiv von den steigenden Energiekosten betroffen. "Die Entscheidung wird daher bei den bayerischen Sportvereinen deutlich für Entlastung sorgen", so der bayerische Sportminister. "Wir dürfen jedoch nicht aus den Augen verlieren, dass die Vereine auch unter den stark gestiegenen Strompreisen leiden. Ich gehe davon aus, dass die beschlossene Strompreisbremse hier ebenso gilt. Andernfalls muss für diesen Bereich nochmal nachgebessert werden", mahnte Herrmann. 

Der Sport benötige laut Herrmann jetzt eine breite gesellschaftliche und finanzielle Unterstützung, denn die teils existenzbedrohenden Kosten werden sich nicht allein über die Erhöhung von Mitgliedsbeiträgen decken lassen. "Die Bayerische Staatsregierung wird auch während der Energiekrise als starker Partner an der Seite der Sport- und Schützenvereine stehen. Sie sind nach wie vor von unschätzbarem Wert für die Gesunderhaltung der Bevölkerung und das gesamtgesellschaftliche Zusammenleben." Bereits während der Corona-Pandemie hatte der Freistaat den Sportvereinen unter die Arme gegriffen. Zur Bewältigung der Pandemie-Folgen hat die Bayerische Staatsregierung in den Jahren 2020 und 2021 zudem die sogenannte Vereinspauschale von 20 Millionen Euro auf jeweils 40 Millionen Euro verdoppelt und unter anderem für das Schuljahr 2021/2022 ein Gutscheinprogramm zum Eintritt in bayerische Sport- und Schützenvereine aufgelegt, um die Vereine nachhaltig zu unterstützen.

Leistungswettbewerb des Deutschen Handwerks – Zwei Landessieger aus Oberfranken und weitere 16 Podestplätze

Straubing. Mit einer großen Feier wurden in Straubing die 103 Landessiegerinnen und -sieger des Leistungswettbewerbs des Deutschen Handwerks (PLW) geehrt. Dazu gratulierte Franz-Xaver Peteranderl, Präsident des Bayerischen Handwerkstages (BHT) den Siegerinnen und Siegern: „Sie sind unsere bayerischen Champions.“ Die jungen Handwerkerinnen und Handwerker hatten sich zunächst auf Innungs- und Kammerebene in ihren Berufen durchgesetzt sich nun mit dem bayerischen Titel für den anstehenden Bundesentscheid qualifiziert. Unter den Landessiegern waren auch eine Technische Systemplanerin sowie ein Fleischer-Geselle aus Oberfranken. Zudem haben oberfränkische Gesellinnen und Gesellen noch siebenmal den 2. Platz erreicht. Neun weitere ergatterten ebenso einen Platz auf dem Siegerpodest und wurden Dritter.

In seiner Festansprache rief Peteranderl den Fachkräftenachwuchs dazu auf, sich stetig weiterzubilden. „Auf Sie warten neue Arbeitswelten, Techniken, Materialien und Prozesse. Wir bieten Ihnen im Handwerk dafür jede Menge Fortbildungsmöglichkeiten. Und später ist der Meisterbrief der perfekte Start in eine Tätigkeit als selbstständiger Unternehmer. Außerdem stehen allen Meisterinnen und Meistern die bayerischen Unis und Hochschulen offen.“ Auch Dr. Georg Haber, Präsident der ausrichtenden Handwerkskammer Niederbayern Oberpfalz, sprach den Landessiegern seinen Glückwunsch aus: „Mit Ihrem Know-how werden Sie unser Land weiter nach vorne bringen.“

Aus Oberfranken stammen zwei dieser Spitzennachwuchskräfte des Handwerks. Matthias Graßmann, Präsident der Handwerkskammer (HWK) für Oberfranken ist ein Fan dieser jungen Handwerker und wünscht viel Erfolg für den Wettbewerb auf Bundesebene, der am 9. Dezember für ausgewählte Gewerke in Augsburg stattfinden wird. Zudem appelliert er an den Nachwuchs, sich mit dem Erreichten selbstbewusst zu zeigen und gerade bei jungen Leuten für die Berufe und die erstklassigen Karrierechancen im Handwerk zu werben. „Sie haben attraktive und innovative Berufe gelernt, in denen Sie gut gerüstet in die Zukunft schauen können. Tragen Sie das nach außen und bleiben Sie unserem Wirtschaftszweig treu“.

Der Leistungswettbewerb des Deutschen Handwerks wird seit 1951 in rund 120 verschiedenen Berufen ausgetragen. Der Weg zum Landessieg, bei dem das handwerkliche Können bewertet wird, basiert entweder auf dem Ablegen einer Arbeitsprobe oder der Bewertung des Gesellenstücks bzw. der Abschlussprüfung. Eine Fachjury beurteilt die Leistungen.

Landessiegerin und Landessieger aus Oberfranken:

Lisa Pilz, Technische Systemplanerin. Betrieb: Forster Fenstertechnik GmbH,

Marian Michel, Fleischer. Betrieb: M. Max Fleischerfachgeschäft GmbH, Hof

 

2. Landessiegerinnen und Landessieger aus Oberfranken:

  •   Julian Springer, Brauer und Mälzer. Betrieb: Brauerei Rittmayer GmbH, Hallerndorf

  •   Luna Forkel, Fotografin. Betrieb: Baur Versand GmbH & Co. KG, Burgkunstadt

  •   Lauren Schumann, Malerin und Lackiererin. Betrieb: Hofmann Erhalten & Gestalten GmbH,

    Königsfeld

  •   Jan Haase, Mechatroniker für Kältetechnik. Betrieb: ait-deutschland GmbH, Kasendorf

  •   Sina Schneider, Schornsteinfegerin. Betrieb: Stephan Spörl, Memmelsdorf

  •   Dennis Bippus; Seiler. Betrieb: Iprotex GmbH & Co. KG, Kirchenlamitz

  •   Thomas Braun, Steinmetz und Steinbildhauer. Betrieb: Bamberger Natursteinwerk,

    Bamberg.

    3. Landessiegerinnen und Landessieger aus Oberfranken:

    •   Leon Rein, Anlagenmechaniker. Betrieb: Roland Teufel, Hollfeld

    •   Tobias Wunner, Bäcker. Betrieb: IREKS GmbH, Kulmbach

    •   Anina Wunderlich, Fachverkäuferin Fleischerei. Betrieb: Bernd Wunderlich, Kirchenlamitz

    •   Leon Sosniok, Feinwerkmechaniker. Betrieb: Reimey Metalltechnik GmbH, Untersteinach

    •   Laura Sollmann, Kauffrau für Büromanagement, Betrieb: Robert Hofmann GmbH,

      Lichtenfels

    •   Toni Karmann, Land- und Baumaschinenmechatroniker. Betrieb: BayWa AG, Burgkunstadt

    •   Max Berger, Maurer. Betrieb: Hertel-Bau, Creußen

    •   Magnus Müller, Metallbauer. Betrieb: Forrás Deutschland GmbH, Naila

    •   Luca Lieber, Schreiner. Betrieb: Herbert Prütting, Hiltpoltstein

Frankfurt Kitap Fuarı açılışına katılmak üzere İTO adına Frankfurt’a gelen Genel Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, Almanya Türkçe Medya Birliği Başkanı Dr. Latif Çelik ile görüştü.

 

Almanya’da yerleşik Türk işadamlarınşn sorunlarına getirdiği pratik çözümler ile tanınan Yedirenk Film Sahibi ve İTO- İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. İsrafil Kuralay, ITO ile Almanyalamya’da sayıları 100 bine yaklaşan Türk İşadamaları arasında yeni köprüler kurmaya başladıklarını belirtti. Almanya’da hatırı sayılır bir ekonomik, güç haline gelen Türkiye kökenli isadamlarının ülke sevdasına yakından tanık olduklarını belirten İTO Başkan Yardımcısı Dr. Kuralay, “Elbette Almanya’da her işadamımızın bir şekilde Türkiye ile ticareti vardır. Ancak sunu çok iyi biliyoruz ki bu arkadaşlarımızın bir şekilde İstanbul üzerinden gerçekleşen çeşitli bağlantıları vardır. İTO olarak arkadaşlarımızın sorunlarina nhep amatör bir ruh ile yardimci olduk. Ancak bundan sonra İTO çalışmalarına Avrupalı Türk İşadamları ile ilgilenen profesyonel bir bölümün de eklenmesi için çalışmalarda bulunacağız. Şekib Avdagic başkanımız ile uzun yıllara dayanan çalışmaradan elde ettiğimiz tecrübelerimizi işadamlarımızın sorunlarınının çözümünde kullanıyoruz. Ancak bunu önümüzdeki dönemde profesyonel bir yapılandırma yönünde planlamak için herekete geçmiş durumdayız” şeklinde açıklamalarda bulundu.

 

Almanya Türkçe Medya Birliği Başkanı Dr. Latif Çelik ise, “İTO’nun gücünü ve temsil ettiği potansiyellerin çok iyi farkındayız. Almanya’da yerleşik Türkçe Medya Grubu olarak Sayın Dr. İsrafil Kuralay’ın fikirlerini heyecan verici buluyoruz. Türkiye sevdalısı insanların işbirliği yapmaları elbette çok önemlidir. Türk Medyası olarak İTO çalışmalarına destek vermeye hazırız” dedi.

 

 

 

 

 

 

BERLİN (AA) - Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı, Avrupa'da aşırı sağın "yeni normal" haline geldiğini söyledi.

Avrupa'da 27 ülkede yaşanan İslam karşıtı ırkçı eylemlerin derlendiği "Avrupa 2021 İslamofobi Raporu"nun bulguları, Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen panelde değerlendirildi.

Bayraklı, ilk olarak 2016'da 2015'e ait İslamofobi Raporu'nun yayımlandığını, bugüne kadar 7 raporun kamuoyuna sunulduğunu belirterek, 2022'ye ait raporun da mart ayında çıkacağı bilgisini paylaştı.

Avrupa ülkelerinde İslam düşmanlığıyla ilgili gelişmeleri her yıl raporladıklarını anlatan Bayraklı, "Olabildiğince İslamofobik vakaları kayda geçiriyoruz. Bu, önemli. Birçok Avrupa ülkesinde İslam düşmanlığıyla ilgili vakalar kayda geçmiyor. Ayrı olarak istatistiklere girmiyor. Başınıza bir vaka geldi, polise gidiyorsunuz. Müslüman olduğunuz için hakarete uğradınız, size ev kiralanmadı, dışlandınız bir yerde. Şikayette bulunuyorsunuz. Bu, bir nefret suçu olarak kayıtlara geçiyor ama İslam düşmanlığı olarak kayda geçmiyor. Buna karşın antisemitizm vakaları ayrı bir kategori olarak listeleniyor ve yıl sonunda bununla ilgili istatistikler yayımlanıyor." diye konuştu.

Bayraklı, Almanya'da bu konuda gelişme yaşandığına işaret ederek, bu ülkede 2017'den beri İslamofobik vakaların listelendiğini ve yayımlandığını söyledi.

 

- "Siyasi spektrum, sağıyla soluyla daha da sağa kaydı"

Avrupa ülkelerinde Müslümanların güvenlik meselesi haline getirildiğini ve üzerlerindeki baskıların arttığını gördüğünü ifade eden Bayraklı, İslam düşmanlığının meşru hale gelmeye başladığını kaydetti.

Bayraklı, aşırı sağcıların Avrupa'da oylarını artırdıklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Daha da tehlikesi ve kötüsü ana akım partilerin aşırı sağcı partilerin söylemlerini sahiplenmesi, bütün siyasi spektrumun sağa kayması. Birçok ülkede yeşiller ve sosyal demokratlar partilerinde başörtüsü yasağını savunanlar var. Mülteci karşıtlarını sosyal demokratlarda, yeşillerde de görmeye başladık. Siyasi spektrum, sağıyla soluyla daha da sağa kaydı. Aşırı sağ, yeni normal haline geldi. Almanya gibi bir ülkede Almanya için Alternatif Partisi (AfD) gibi bir parti mecliste temsil ediliyor. 20-30 sene önce bu düşünülemezdi, kabul edilmezdi.”

 

- Rapor çok etkili

Raporda olumlu olumsuz gelişmelerin yer aldığını vurgulayan Bayraklı, raporu Avrupa'daki ülkelerde yaşayan, yereldeki koşulları ve şartları bilen akademisyen ve uzmanların kaleme aldığını, bundan dolayı çok etkili olduğunu anlattı.

Raporun, uluslararası hale geldiğini aktaran Bayraklı, "AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı), raporumuzu 'bölgesel katkı sunan bir rapor' olarak her yıl kullanıyor. Kaynak bir rapor haline dönüştü. Biz raporu sadece yayımlayıp orada bırakmadık. Avrupa Parlamentosu'nda, Avrupa Konseyi'nde, AGİT ve BM’de de paneller düzenledik. Dolayısıyla uluslararası kuruşların gündemine de taşıdık. Bunun neticesinde bilinen, tanınan, bu alanda referans kaynağı bir rapor haline dönüştü." dedi.

Irkçılığın ortaya çıktığı yerin Avrupa olduğunu savunan Bayraklı, "Batılıların, farkı toplumlara hükmetmeye başlamasıyla ve sömürgeciliğin ortaya çıkmasıyla birlikte sömürgeciliği meşrulaştıran ideolojilerinden birisi ırkçılıktır. Özellikle biyolojik ırkçılık." diye konuştu.

 

- İslamofobi bir kültürel ırkçılık türü

Bayraklı, "biyolojik ırkçılık" söyleminin Holokost'ta zirveye ulaştığını belirterek, bu söylemin, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra da çöktüğünü ve Avrupa'da genel şekilde kabul edilebilir olmaktan çıktığını söyledi.

Bunun yerine "Bizim kültürümüz daha üstün" söylemiyle 1980'lerde ırkçılığın yeni şekli olan "kültürel ırkçılığın" yükselmeye başladığını anlatan Bayraklı, "Böylelikle kültürel ırkçılığın kapısını açtılar. 'Doğudan gelen insanlar, göçmenler, mülteciler ancak bizim kültürümüze adapte olurlarsa o zaman bizimle eşit seviye gelebilirler.' dediler. İşte kültürel ırkçılık dediğimiz kavram bu. Dolayısıyla İslamofobi bir kültürel ırkçılık türüdür." değerlendirmesinde bulundu.

Bayraklı, Avrupa’da Müslümanların ikinci nesilden sonra toplumsal hayatta daha görünür hale geldiğini belirterek, "Görünür hale geldikçe tehdit olarak algılanmaya başladılar ve bunlara yönelik çeşitli kısıtlayıcı politikalar devreye girdi." ifadesini kullandı.

 

- Yunanistan'da sembolik minaresiz cami

Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsünden Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu ve Yeni Bulgaristan Üniversitesinden Aziz Nazmi Şakir, Yunanistan ve Bulgaristan'daki Müslüman karşıtlığına ilişkin bilgi verdi.

Hüseyinoğlu, Yunanistan'ın büyük şehirlerindeki Müslümanların sayısının Batı Trakya'daki Türklere göre çok daha fazla olduğunu belirterek, Batı Trakya dışında ülkede 500 bin Müslüman'ın yaşadığını anlattı.

Bunların Pakistan, Bangladeş veya Afrika'dan gelen Müslümanlar olduğunu ifade eden Hüseyinoğlu, bu göçmen Müslümanların çoğunun Atina'da yaşadığını ve bu insanların iki seneye kadar yasal olarak faaliyet gösteren camisinin bulunmadığını dile getirdi.

Hüseyinoğlu, kısa süre önce açılan caminin de kadınlar için ayrılan bölümle 300 kişilik olduğunu, minaresi ve herhangi bir estetiğinin de bulunmadığını belirterek, bu caminin sadece sembolik bir şekilde açıldığını sözlerine ekledi.

 

Fast 500 Kinder und Jugendliche im Alter von 12 bis 16 Jahren kamen zur School’s Out Halloween Party und feierten von 17:00 Uhr bis 21:30 Uhr in der Diskothek airport in der Gattingerstraße – nüchtern und trotzdem voller Ekstase: „Die Stimmung auf der Tanzfläche war unvorstellbar, man merkte richtig, wie sich die Kinder und Jugendlichen darüber freuten, gemeinsam feiern zu dürfen und keiner hat den Alkohol vermisst. Aber auch unsere Präventionsangebote wurden richtig gut angenommen. Die Veranstaltung war, meiner Meinung nach, ein voller Erfolg“, sagt Kilian Schick vom Fachbereich Jugend und Familie der Stadt Würzburg.

Beim Basketball-Spiel mit Rauschbrillen konnten die Kinder und Jugendlichen erfahren, wie unangenehm sich ein richtiger Rausch auf die Wahrnehmung auswirkt, bei der alkoholfreien „Wahrnehmbar“ mussten die Gäste erraten, welche Zutaten in den leckeren, alkoholfreien Cocktail-Shots waren und lernten, warum man gerade bei süß schmeckenden Spirituosen sehr vorsichtig sein sollte, da die Wirkung hier oft unerwartet heftig eintritt. Beim Alkoholquiz konnte man sein Wissen checken und der Tischkicker der Offenen Jugendarbeit Lengfeld stand ebenfalls hoch im Kurs.

Der Fachbereich Jugend und Familie der Stadt Würzburg organisierte die alkoholfreie Halloween School´s Out Party gemeinsam mit dem Landkreis Würzburg und der Suchtpräventionsfachstelle der Stadt Würzburg in Trägerschaft der Diakonie am letzten Freitag vor den Herbstferien. Aufgrund des großen Erfolges versuchen die Organisatoren, die Veranstaltung 2023 vor den Faschingsferien zu wiederholen – für weitere Infos einfach dem Instagram-Kanal der School’s Out Party folgen: https://www.instagram.com/schoolsout_wuerzburg/

 

<BU School's out>

Super Stimmung auf der Tanzfläche beim Halloween School’s Out Comeback

 

Vier Jahre lang, seit September 2018, leitete Oberregierungsrätin Mara Hellstern den Geschäftsbereich „Umweltamt“ mit den Fachbereichen Naturschutz und Landschaftspflege, Wasserrecht sowie Immissionsschutz und Abfallrecht am Landratsamt Würzburg. Sie trat bereits zum 1. Oktober 2022 ihre neue Stelle als Richterin am Verwaltungsgericht Würzburg an.

 

Bei ihrer Verabschiedung im Kreis von Kolleginnen und Kollegen betonte Landrat Eberth: „Es waren keine einfachen Zeiten fürs Umweltamt, in der Sie dort die juristische Verantwortung trugen. Denn zahlreiche Vorgänge erfuhren ein lautes Medienecho, hunderte von Presseanfragen wollten beantwortet werden.“ Es ging zum Beispiel um Waldrodungen, Wasserschutzgebiete, Windkraftanlagen, Biberdämme, die geplante Suedlink-Trasse und vieles mehr.

 

Dabei habe Mara Hellstern alle diese Fälle sachlich, kompetent und unaufgeregt abgearbeitet, so der Landrat. Sie habe stets die Belange der Umwelt, den Schutz von Mensch und Natur und die Interessen der Betriebe nach Gesetzeslage betrachtet und gewissenhaft abgewogen. Eberth dankte der Juristin für die engagierten vier Jahre am Landratsamt Würzburg, wo sie auch einige Jahre zusätzlich für die „allgemeinen Rechtsangelegenheiten“ der Behörde zuständig war.

 

Für die Kolleginnen und Kollegen aus dem Kreis der Geschäftsbereichsleitungen betonte Dr. Benedikt Kaufmann als dienstältester Jurist am Landratsamt die perfekten Schriftsätze „wie aus dem Lehrbuch“, die gerade in der hohen juristischen Komplexität des Umweltrechts die Anerkennung der Kolleginnen und Kollegen fanden.

 

Mara Hellstern bedankte sich für die sehr gute fachliche und kollegiale Unterstützung durch die Fachbereichsleitungen und Mitarbeitenden des Umweltamtes und wünschte ihrer Nachfolgerin viel Erfolg.

 

Landrat Thomas Eberth verabschiedete gemeinsam mit stellvertretender Landrätin Karen Heußner (r.) Mara Hellstern (2.v.l.), die vier Jahre lang das Umweltamt am Landratsamt Würzburg geleitet hatte und nun Richterin am Verwaltungsgericht ist. Edith Schulz (2.v.r.) ist seit 1. Oktober 2022 neue Leiterin des Umweltamtes.

Foto: Eva Schorno 

 

 

 

 

Bayerische Staatsregierung fördert Jugend-Integrationsprojekt 'ReThink' mit rund 387.000 Euro - Bayerns Innen- und Integrationsminister Joachim Herrmann: Eigene Einstellungen kritisch hinterfragen - Vorurteile abbauen und Denkanstöße mitnehmen - Austausch und Diskussion auf Augenhöhe.

Der Freistaat Bayern investiert auch in diesem Jahr wieder kräftig in die Integration: Das erfolgreiche Integrationsprojekt 'ReThink', das Jugendliche mit Migrations- oder Fluchthintergrund aus muslimisch und patriarchal geprägten Heimatländern dabei unterstützt, die eigenen Einstellungen und Weltbilder kritisch zu hinterfragen, erhält heuer für seine Arbeit insgesamt rund 387.000 Euro, davon 180.000 Euro vom Bayerischen Innenministerium. Das hat Bayerns Innen- und Integrationsminister Joachim Herrmannmitgeteilt. "Wer in unser Land kommt, hat die hier geltenden Werte und Grundprinzipien unserer Gesellschaft zu akzeptieren. Dazu gehört die Gleichberechtigung von Frau und Mann ebenso wie eine glasklare Absage an jede Form von Antisemitismus", machte Herrmann deutlich. Es sei daher wichtig, frühzeitig menschenverachtende Einstellungen sowie Vorurteile abzubauen und die demokratischen Werte als persönlichen Gewinn zu betrachten – und nicht als Bedrohung." Hierfür leiste das Projekt, das neben dem Innen- auch vom Kultus- und Sozialministerium unterstützt wird, mit seinem vielfältigen Ansatz einen wertvollen Beitrag. +++

Wie Herrmann erklärte, sollen Jugendliche im Rahmen des Projekts durch Rollenspiele die eigene kulturelle und gesellschaftliche Prägung kritisch hinterfragen und neue Denkanstöße mitnehmen. Qualifizierte Teams mit eigenem Migrationshintergrund begleiten die Treffen, ermöglichen eine Begegnung auf Augenhöhe und schaffen das nötige Vertrauen für offene Diskussionen. Die Workshop-Leiter sollen mit ihrer eigenen Biografie und Persönlichkeit Vorbilder darstellen, wie man als Migrant und Muslim in Deutschland erfolgreich in der deutschen Gesellschaft ankommen kann. Die Teams sind besonders sensibilisiert für Antisemitismus aus dem arabischen Kulturraum sowie auf häufig in patriarchalen Gesellschaften tabuisierte Themen wie das Recht auf sexuelle Selbstbestimmung. Ein besonderes Augenmerk liegt künftig auf weiblichen Flüchtlingen, um gezielt Themen aus Frauenperspektive auch in geschlechtergetrennten Teams zu behandeln, wie beispielsweise die Rolle der Frauen in patriarchalen Strukturen oder religiöse Narrative für die Ungleichbehandlung von Frau und Mann.

Das Sozialministerium stellt aus dem Bereich der Radikalisierungsprävention rund weitere 120.000 Euro zur Verfügung. Sozialministerin Ulrike Scharf: „Wir müssen uns energisch, mit voller Entschlossenheit gegen jegliche Form von Extremismus stellen! Für den Bereich der Prävention stellt das Projekt 'ReThink' einen unverzichtbaren Beitrag dar und wird 2023 um die digitale Extremismusprävention erweitert. Es ist mir sehr wichtig, auch digital den Austausch mit Jugendlichen zu verstärken! Extremistischen Seiten und Inhalten muss Einhalt geboten werden. Kritisches Denken und Hinterfragen im Netz müssen wir mit Sensibilisierungsmaßnahmen weiter fördern.“

Weitere finanzielle Unterstützung in Höhe von 87.000 Euro kommt aus dem Kultusministerium. Mit dem Angebot "ReAkt" werden gezielt auch Lehrerinnen und Lehrer an den bayerischen Berufsschulen für die Themen sensibilisiert und fortgebildet. Kultusminister Prof. Dr. Michael Piazolo: „Jungen Menschen mit Migrationshintergrund bewusst zu machen, welche Werte zu unserer Kultur gehören, ist eine entscheidende Bildungsaufgabe bei der Integration. Bei 'ReThink' unterstützen wir die direkte Arbeit von Mitarbeiterinnen und Mitarbeitern der Mansour-Initiative. Mit dem Fortbildungsangebot "ReAkt" schulen wir zudem unsere Berufsschullehrkräfte, um sie bei der Werteerziehung von jungen Menschen mit Migrationshintergrund bestmöglich zu unterstützen.“

Mit 50 Workshops und 1000 Teilnehmern an 25 bayerischen Bildungseinrichtungen pro Jahr hat das 'ReThink'-Projekt eine große Reichweite. Träger des Projekts ist die unter der Leitung von Ahmad Mansour stehende ‚Mansour-Initiative für Demokratieförderung und Extremismusprävention GmbH (MIND prevention)‘.

Avrupa Türklüğü  Seni Unutmayacak Mevlüde Ana
 
29 Mayıs 1993 tarihi yüreklerimizin yandığı gündür. 29 yıldır bu gün geldimi, Almanyadaki dernekler nesillerimize hatırlatmak,ırkçılığı lanetlemek için bir araya geliyor, sehitlerimize dualar ediyor, anma proğramlar düzenliyorlar. Bu düzenleme yıllardır devam ediyordu  devamda edecek.
 
29 Mayıs 1993 tarihinde, kurucusu ve başkanı olduğum Türk Kültur Merkezi derneğimizin Istanbul'un fetihini kutlama proğramımız vardı.  Bunun için Donzdorf turnhalle yi kiralamıştık, Saat ikide proğramımız başladı. Rahmetli Ozan Yusuf'umuz ve ekibide gelmişdi. Davetli olarak, Musa Serdar Çelebi  ve Hollandadan Cengiz Özdemir beylerde misafir konuşmacı hatib olarak iştirak ermişlerdi. Bu vahim üzücü olayı bu proğramımızda öğrendik. Şok olduk, üzüldük. Serdar Celebi başkanımız yaptığı konuşmada," Almanyadaki siyasilere o gün cağrıda bulunmuştu bu çağrı hala geçerli, Ister Almanya veya Türkiye de," ülkenizde misafir olan yabancılarla uğraşmayın, İrkçılık yapmayınız, hepimiz Hz Adem'in torunlarıyız. Sizlerin bu kışkırtıcı konuşmalarınız tabanda huzursuzluk yapar,konuşmalarınıza dikkat ediniz. Birlik ve beraberligimizi koruyalım. İçinde yaşadığımız ülkeye ve kanunlarına saygılı ve uyumlu olalım" nasihatında bulunmuştu.
 
Almanya'da Solingen Möln,Karlsruhe,Stuttgart,Ludwigshaven,Hanau  şehirlerindekii ırkçı eylemlerde canlarımız yandı. Evler, işyerleri,Cami ve kültür, Spor dernekleri kundaklandı. Bu Irkçı saldırıların zaman, zaman devam ettiğini üzülerek, yazılı ve görüntülü basından duymaktayız, öğrenmekteyiz. Yetkililerin buna dur demesini faillerin yakalanarak cezalarının verilmesi beklenmektedir
 
 
 
Anadolu Ajansının verdiği habere göre, Almanya’nın 8 eyaletinde aşırı sağcılar tarafından 2019'da gerçekleştirilen 1347 şiddet olayının kayda geçtiği bildirildi.
 
Aşırı Sağcı, Irkçı ve Antisemitizm Şiddet Mağdurları Danışma Merkezleri Birliği (VBRG) Başkanı Judith Porath, Berlin’de düzenlediği basın toplantısında, Saksonya, Thüringen, Saksonya-Anhalt, Brandenburg, Berlin, Mecklenburg-Vorpommern, Schleswig-Holstein ve Kuzey-Ren Vestfalya eyaletlerindeki aşırı sağ ve ırkçı şiddete ilişkin 2019 verilerini açıkladı.
 
Porath, bu eyaletlerde yaşayan halkın ülke nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturduğuna işaret ederek "2019’da bu 8 eyalette aşırı sağcılar tarafından gerçekleştirilen 1347 şiddet olayı kayıtlara geçti.” dedi.
 
Aşırı sağcı şiddet olaylarının bir önceki yıla göre azaldığını ancak buna rağmen bu sayının çok yüksek seviyede olduğuna işaret eden Porath, 2019’da günde en az 5 kişinin aşırı sağcı şiddetin mağduru olduğu bilgisini paylaştı.
 
Porath, bu şiddet olaylarının yüzde 80’inde adam yaralama suçunun işlendiğini belirterek 2019’da Kassel ve Halle kentlerinde iki ırkçı terör saldırısında 3 kişinin öldürüldüğünü anımsattı.
 
Bu terör saldırılardan sonra danışma merkezlerine gelenlerin büyük korku duyduklarını ifade ettiklerini aktaran Porath, "İnsanlarda ırkçı şiddete maruz kalacaklarına ilişkin korku artıyor." diye konuştu.
 
Devletimiz hep yanımızda oldu.
 
Devletimiz güçlü olursa Dünyada üzerinde yaşayan Turk vatandaşları huzurlu olurlar. Ben buna yürekden inanıyorum.
 
Göppingende Türk ailenin  evi
 
Avrupa Türklerinin aylık,Aktüel dergisinde calışıyordum,sabah telefonum çaldı. Göppingen şehrine bağlı Wangen köyünde bir Türkün evinin kundaklandığı haberi verildi. "Gazetecinin silahı fotoğraf makinası" derler ya,bende fotoğraf makinamı alarak büromuzdan çıktım. Geldigimde evin sahibi Ankara Kochisarlı Vahdi Şahin'indi. Kendisi ailesiyle birlikde Türkiyede izinde olduklarını ögrendim. Kiracısı Aksaray ili Ortaköy ilçemizden Ramazan Zeybek ve ailesi ikamet ediyorlarmış. Kundaklama gece yapıldığı için aile dumandan zehirlenmiş, yaralı olarak hastahaneye kaldırılmıştı. Çok şukür can kayıbımız oladı. T.C. Stuttgart Başkonsolosluğumuzu aradım olay hakkında bilgi verdim. Başkonsolos Fatma Fırat Topçuoğlu, Calışma ataşemiz İsmail Pattaban ile birlikde yarım saat içerisinde hastahaneye geldiler. Zeybek ailesini ziyaret ettiler, geçmiş olsun dileğinde bulundular. Sizler sahibsiz değilsiniz mesajını verdiler. İsmail Patdaban, aynı gün Göppingen kaymakamlığını ziyaret ederek yetkililerden bilgi edinmişti. 
 
Mevlüde Ana Seni Unutmayacağız
 
Mevlüde Genç annemiz 80 yaşında sevdiği yüce rabbine kavuştu. Biz sevenlerinden ayrıldı.  Avrupalı Türklerin Anası, "O gece sabaha kadar ağladım. Ama hayatta kalan çocuklarımın kalplerine kin ve nefret vermemek icin yüzlerine gülmek zorundaydım" demişdi. Mevlüde Anne O. 29 yıl önce,29 Mayıs 1993 de Solingen'de evi ırkçı Neo-nazi ler tarafindan kundaklandı. Beş aile ferdi, iki kızı, iki torunu, birde yeğeni şehit oldu. Açısı tarifsizdi. Ama o dimdik ayakda durdu. Hem Türk, hemde Alman toplumuna barış ve dostluk mesajları verdi. Gönüllere taht kurdu. Mevlüde Anne tam bir Bilge Anaydı. Tevafuktirki, 30 Ekim 1961 de imzalanan  Göç antlaşmasının 61. yılında 30 Ekimde vefat etti. Üzgünüz. İnşaAllah acısı dinmiştir. Rabbim evlatları ile cennetinde buluşdursun inşallah. 
 
Bilge Anayı binler dualarla uğurladı.
 
Avrupa basını yoğun ilgi gösterdi ve şu başlıklar duyurdu. "Bilge Ana Mevlüde Genç son yolculuğuna uğurlandı"
"Almanya Mevlüde Genç’e veda etti."
 
Hoşgörü sembolü Mevlüde Ana binlerce insanımızın dualarıyla uğurlandı.
 
Cenaze törenine Genç ailesinin ve akrabaları ve sevenlerinin yanı sıra, Almanya’nın dört bir yanından vatandaşlar, siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri iştirak etti. Alman siyasetcilerden Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı bay,Wüst, Solingen Belediye Başkanı, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen ve TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı, AK PARTI Milletvekili Akif Çağatay Kılıç  katıldılar birer de konuşma yaptılar. Daha sonra cenaze namazı kılındı. Helâllik verildi. Dualar edildi.
 
Avrupa Türklerinin anası çok sevdiği doğup büyüdüğü memleketi Amasya'nın Taşova ilçesine bağlı Mercimek köyünde toprağa verildi. Hakkımız helal olsun, Ruhun şad mekânın cennet olsun, Cennetlik anam.
 
Haber ve Resimler: Doğan Tufan