Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Alman medyasında, Frankfurt Başsavcılığına dayandırılan haberde, 250 polisin Münih yakınlarındaki Rottach-Egern'deki üç konut ve bir depoda arama yaptığı ifade edildi.
Aramaların amacının Usmanov'a karşı Dış Ticaret ve Ödemeler Yasası'nı ihlal, kara para aklama ve vergi kaçakçılığı şüphesiyle daha önce gizli yürütülen soruşturmalarla ilgili delil bulmak olduğu kaydedildi.
Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşının ardından Usmanov'un, Avrupa Birliği'nin (AB) yaptırım listesine girdiği hatırlatıldı.
Spiegel dergisi de baskındaki esas amacın, Usmanov'un 2014-2022 yıllarında yaklaşık 555 milyon avroluk vergi kaçırdığından şüphelenilmesi olduğunu belirtti.
Alman makamları, Özbekistan'da yaşadığı iddia edilen Usmanov’un 156 metrelik yatına nisanda el koymuştu.
BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna'daki tahılın yeniden ihracının sağlanmasına arabuluculuk eden Türkiye'nin takdiri hak ettiğini söyledi.
Scholz, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Genel Sekreter Antonio Guterres ve Türkiye'nin arabuluculuğuyla tahıl ihracatının yeniden mümkün kılınması, büyük bir takdiri hak etmektedir." dedi.
Başbakan Scholz, ülkesinin, Ukrayna'yı gıda ihracatı konusunda desteklediğini vurguladı.
Ukrayna'ya açtığı savaş nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i eleştiren Scholz, "(Vladimir) Putin bu savaşı tek bir amaçla yürütüyor; Ukrayna'yı ele geçirmek. Kendi kaderini tayin hakkı ve siyasi bağımsızlık onun için önemli değil. Bunun için tek bir kelime var; bu, düpedüz emperyalizmdir. Emperyalizmin geri dönüşü sadece Avrupa için bir felaket değildir. Bu, aynı zamanda emperyalizm ve yeni sömürgeciliğin antitezi olan küresel barış düzenimiz için de bir felakettir. İşte bu nedenle 141 devletin bu salonda Rus fetih savaşını kesin bir dille kınaması çok önemlidir" diye konuştu.
Kuzey Kore, Suriye, İran ya da Belarus gibi ülkelerde yüzbinlerce insanın esir kamplarında ya da hapishanelerde acı çektiğini, keyfi muamele ve işkence gördüğünü belirten Scholz, "Bu yerlere de bakmalı ve harekete geçmeliyiz. Taliban Afganistan'daki kadınları ve kız çocuklarını en temel haklarından mahrum bıraktığında bunu görmeli ve harekete geçmeliyiz. Rusya Mariupol, Buça ya da Irpin'de savaş suçu işlediğinde bunu görmeli ve harekete geçmeliyiz. Katillerden hesap soracağız. Uluslararası Ceza Mahkemesine ve İnsan Hakları Konseyi tarafından kurulan bağımsız soruşturma komisyonuna tam destek vereceğiz." ifadelerini kullandı.
Eski İnsan Hakları Yüksek Komiserinin Sincan'daki Uygurların durumuyla ilgili bir rapor sunduğunu anımsatan Scholz, "Çin, yüksek komiserin tavsiyelerini uygulamalıdır. Bu, egemenliğin ve gücün bir işareti ve daha iyiye doğru bir değişimin garantisi olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
Kuralların ve kurumların 21. yüzyılın gerçeklerine uyarlanması gerektiğinin altını çizen Scholz, "Bunlar çoğu zaman 30, 50 veya 70 yıl öncesinin dünyasını yansıtırlar. Bu durum Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi için de geçerlidir." dedi.
Bild gazetesinin televizyon yayınına çıkan Zelenskiy, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in seferberlik ilan etmesini değerlendirdi.
Zelenskiy, "Rusya'nın nükleer silah kullanacağına inanmıyorum. Dünyanın bu silahların kullanılmasına izin vereceğini sanmıyorum." dedi.
Putin'in konuşmasını görmediğini belirten Zelenskiy, "İhtiyacım olan tüm bilgiye sahibim. Konuşma, benim için yeni bir şey değildi. Putin, zaten kısmi seferberliği çoktan gerçekleştirdi. İstihbarat servislerimiz ve müttefiklerimiz bunu zaten söylediler. Geçen ay boyunca seferberliği o yürüttü." ifadesini kullandı.
Zelenskiy, kısmi seferberliğin Rusya'nın subayları ve diğer askeri personelle sorunları olduğunu gösterdiğini anlatarak, “Askeri öğrencileri ve savaşamayacak olanları harekete geçirdiklerini zaten biliyoruz. Bu öğrenciler, eğitimlerini bile bitiremedi. Bu insanlar savaşamaz, buraya geldiler ve öldüler.” diye konuştu.
"Putin, Ukrayna'yı kanda boğmak istiyor, aynı zamanda kendi askerlerinin kanında da boğmak istiyor." diyen Zelenskiy, Putin'in milyonluk bir orduya ihtiyacı olduğunu çünkü Ukrayna'ya gelenlerin büyük bir bölümünün kaçtığını gördüğünü savundu.
Zelenskiy, planlarına göre adım atmaya devam edeceklerinin altını çizerek, "Eminim topraklarımızı özgürleştireceğiz. Devletlerin yüzde 90'ı sözde referandumları tanımayacak." dedi.
- "Kimse onu affetmeyecektir"
Almanya'nın askeri ve mali desteğine minnettar olduğunu ancak savaşı kazanmak için daha fazlasına ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Zelenskiy, "Bizim için savaş tankları daha fazla hayat kurtarabileceğimiz anlamına geliyor. Zırh teknolojisi bir hayatta kalma meselesidir, askerlerimizin hayatta kalması meselesidir." değerlendirmesinde bulundu.
Zelenskiy, tank teslimatını reddetmemesini istediği Alman hükümetine, bunu ABD'nin ya da diğer ülkelerin davranışlarıyla gerekçelendirmemesi çağrısında bulundu.
Almanya'yı Putin'in nükleer silah tehditlerine boyun eğmemesi konusunda uyaran Zelenskiy, şunları kaydetti:
"Putin, yarın öbür gün şunu söyleyebilir; Almanya'da Doğu Almanya ve Batı Almanya'yı eskiden olduğu gibi hatırlıyor. Şöyle diyecek; 'Affedersiniz, duvarı yeniden inşa etmeye başlayacağız. Buraya Rus tuğlalarımızı getirdik.'
Almanya, Rusya'nın nükleer silah kullanacağından korktuğu için buna razı olacak mı? Dünyada hala Putin'in savaşı çoktan kaybettiğini anlamayan devletler var. Tarihsel olarak kaybetti, sadece Ukrayna'ya karşı değil, ülkesine karşı kaybetti. Tüm dünyaya karşı kaybetti, demokrasiye yenildi, savaşı kaybetti. Ukrayna topraklarının işgalinin ilk gününden itibaren bu savaşı kaybetti. Kimse onu affetmeyecektir."
PEKİN (AA) - Çin'deki Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden iş insanları ve yatırımcılar, Pekin yönetiminin, artan ekonomik zorluklar ve jeopolitik gerilimlere karşı, reform programından uzaklaştığından yakındı.
Çin'deki Avrupa Birliği Ticaret Odasının yayımladığı yıllık pozisyon raporunda, hükümete, Çin'in ekonomik büyümesine ve istikrarına katkı sağlayan, büyük miktarda yabancı doğrudan yatırımı çekmesini sağlayan, başarısı kanıtlanmış pragmatik reformlara geri dönülmesi çağrısı yaptı.
Raporda devlete ait işletmelere tanınan ayrıcalıkların ve sanayi ile ticaretin siyasileştirilmesinin Çin'in yatırım merkezi konumunu erozyona uğrattığı ve şirketlerin ülkeyi giderek daha az güvenilir, öngörülebilir ve etkin değerlendirdiğine değinildi.
Batı ile artan jeopolitik gerilimler nedeniyle geleceğin belirsiz görüldüğüne dikkat çekilen raporda, "Artık ideoloji, ekonomiye üstün geliyor." ifadesine yer verildi.
Raporda, Çin'in salgının ardından 2020'de diğer ülkelerden daha hızlı bir toparlanma sergilediği, yatırımlar açısından güvenli liman olarak görüldüğü, fakat son 1 yılda esnek olmayan Kovid-19 politikasındaki ısrarın işletmelerin faaliyetlerinde benzeri görülmeyen aksaklıklara yol açtığı, bu durumun mevcut zorlukları artırdığı kaydedildi.
Değişen siyasi ortam nedeniyle son 4 yılda Avrupa'dan gelen doğrudan yatırımların büyük bölümünün yalnızca birkaç büyük şirket tarafından yapıldığına işaret edilen raporda, diğer şirketlerin Çin'de faaliyetlerini "bekleyelim ve görelim" mantığında ilerlettikleri ve yatırımlarını belirsizliğin daha az olduğu alternatif piyasalara yönlendirmeyi düşündükleri aktarıldı.
Raporda, AB Ticaret Odasının kapsamlı piyasa reformlarını, Çin'in ekonomik potansiyelini gerçekleştirmesi ve yatırımcı güvenini hızla yeniden tesis edebilmesi için en etkili yol olarak gördüğü belirtildi.
Oda Başkanı Jörg Wuttke, Avrupalı şirketlerin iş dünyasında şeffaflık aradığını, Çin'deki faaliyetlerini AB ve ABD'deki yeni politikalar ve tedarik zinciri düzenlemeleriyle uyumlulaştırma zorunluluğuyla karşı karşıya kaldıklarını belirtti.
Wuttke, "Avrupalı şirketler hala Çin'in ekonomik kalkınmasına katkıya bulunmayı istiyor fakat Çin kapılarını kapalı tuttukça ve şirketlerin siyasi, ekonomik ve itibara yönelik risk algısı sürdükçe yatırımların sürmesi olanaklı değil." ifadesini kullandı.
Çin, Kovid-19'a karşı, vakaları ortaya çıktığı yerde bastırmayı ve bulaş zincirini kesmeyi hedefleyen "sıfır vaka" stratejisini uyguluyor.
Strateji, karantina, seyahat kısıtlamaları, toplu testler, imalat, ticaret ve hizmet sektöründeki işletmelerin faaliyetlerinin kısıtlanması gibi katı ve geniş ölçekli tedbirleri gerektiriyor. Tedbirler vatandaşların günlük yaşamına ve kişisel özgürlüklerine müdahalenin yanı sıra ekonomik maliyetleri açısından da tartışmalara yol açıyor.
Öte yandan Çin'in egemenlik ihtilafı içinde olduğu Tayvan ile bağlantılı diplomatik ve askeri gerilimlerin artması, bölgedeki durumun Ukrayna krizine benzer bir jeopolitik saflaşmaya dönüşmesi ihtimali Avrupalı yatırımcıların risk algısını artırıyor.
UID Başkanı Köksal Kuş Ayhaber’e yaptığı açıklamalarda Almanya’da yaşayan Türk Gençleri’nin mutlaka bir mesleği en iyi şekilde öğrenerek yarınlarını bugünden yakalamaları gerekli“ dedi.
Almanya Türkleri arasında eğitim amaçlı çalışmalara verdiği önem ile tanınan UID Başkanı Köksal Kuş, “Dördüncü neslin başarılarının konuşulmaya başlandığı Almanya’da Türk Gençleri‘nin başarısından bahsedilmesinden elbette çok memnunuz. Dedeleri işçi olarak bu ülkeye gelen bir toplumun birçok konuda geç ileri çıkabildiğini hepimiz kabul etmeliyiz. Ancak geleceğini bu günden plalanlamak isteyen genç lerimiz de bu konuyu ciddiye alarak ideallerindeki bir mesleği en güzel şekilde öğrenmeleri gererekmektedir” dedi.
Hangi meslek olursa olsun, özellikle kendi istedikleri alanda mutlaka başarıyı yakalaması gereken genç nesile konuşan UID Başkanı Köksal Kuş, “Gelecekte Almanya, Türkiye veya dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın eğitim çok önemlidir. Gerek şahsen gerekse başkanı olduğum UID olarak öyzellikle mesleki eğitime önem veriyor ve gençlerimizin mutlaka mesleki eğitim veya üniversite dioplomasına mutlaka sahip olmalarını istiyoruz.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
UID Başkanı Köksal Kuş mesleki eğitime verdiği önem ve gençlere yönelik motive edici açıklamaları ile ismi öne çıkan başarılı bir sivil toplum örgütü lideri olarak biliniyor.
Laut Herrmann kamen 2021 auf Bayerns Straßen 60 Menschen ums Leben, die nicht ordnungsgemäß gesichert waren, darunter ein Kind, eine deutliche Steigerung im Vergleich zum Vorjahr (2020: 45, darunter ebenfalls ein Kind). "2021 war mehr als jeder fünfte tödlich verunglückte Autoinsasse nicht angeschnallt", erklärte der Innenminister. "Die Bayerische Polizei wird auch in diesem Jahr Gurtmuffel konsequent aus dem Verkehr ziehen." Allein im vergangenen Jahr hat die Bayerische Polizei rund 32.000 Verstöße gegen die Gurtpflicht geahndet.
BM 77. Genel Kurulu Görüşmeleri kapsamında Guterres ile bir araya gelen Ukrayna Başbakanı Şmıgal'a New York'ta Zelenskiy'nin eşi Olena Zelenska da eşlik etti.
BM Genel Sekter Sözcülüğünden yapılan açıklamada, görüşmede Ukrayna'daki savaşın insani durum, insan hakları ve nükleer güvenliğe etkileri ele alındı.
Olena Zelenska ise görüşmede Ukraynalı kadınların ve çocukların korunmasının önemine vurgu yaptı.
Görüşmede Rusya ile varılan tahıl anlaşmasının uygulanması ve küresel gıda güvenliğinin önlenmesi de ele alındı.
Şmıgal, görüşme sonrası Zelenskiy'nin eşi Olena Zelenska ile BM binasından ayrılırken, AA muhabirinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ve Ukrayna'nın 200 kişiyi esir takası yapacağı yönünde anlaştığı açıklaması ve takasın ne zaman olacağı yönündeki sorusunu yanıtsız bıraktı.
Rosneft'ten yapılan açıklamada, Almanya'nın Rosneft'in ülkedeki üç petrol rafinerisi dahil tüm varlıklarını işleten Rosneft Almanya'ya kayyum atama kararına tepki gösterildi.
Bunun "beklenmedik ve ABD politikası doğrultusunda alınan" bir karar olduğunun belirtildiği açıklamada, "Bu karar yasa dışıdır ve Avrupa Birliği yaptırımlarının, Alman ve Polonyalı düzenleyicilerin varlıklara el koymak amacıyla kasıtlı olarak yarattıkları bir durumun sonucudur." ifadesine yer verildi.
Rosneft'in Almanya'daki petrol rafinerisi yatırımlarının 4,6 milyar avroyu geçtiği bilgisine yer verilen açıklamada, "Rosneft, mahkemeye gitmek de dahil olmak üzere hissedarları korumak için mümkün olan tüm önlemleri alacaktır." denildi.
Açıklamada, şirketin sorunların çözümü için Almanya'daki ilgili kurumlarla müzakere yapmaya da hazır olduğu belirtildi.
Alman hükümeti, ülkedeki enerji krizini gerekçe göstererek Rosneft'in ülkedeki iştiraki Rosneft Almanya'ya dün kayyum atamıştı.
Am Landratsamt Kelheim erhielten vor kurzem fünf junge Nachwuchs-Beamte ihre Ernennung zu Beamten auf Lebenszeit. Landrat Martin Neumeyer konnte hierfür die jeweiligen Ernennungsurkunden aushändigen.
„Das Landratsamt Kelheim ist ein Arbeitgeber mit vielseitigen und interessanten Aufgabengebieten. Zudem bieten wir unseren Mitarbeiterinnen und Mitarbeitern zahlreiche Aufstiegsmöglichkeiten, wie zum Beispiel ein duales Studium. Ich gratuliere im Namen des Landkreises Kelheim zur Ernennung Beamte auf Lebenszeit und möchte mich an dieser Stelle für das Engagement bedanken“, so Landrat Martin Neumeyer.
Der Gratulation schlossen sich der Geschäftsleiter Sebastian Post, der Personalleiter Erwin Ranftl, der Personalratsvorsitzende Wolfgang Burger sowie die jeweiligen Sachgebietsleiter an.