![ayturk-logo-2021.png](/images/2022/01/09/ayturk-logo-2021.png)
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Yaklaşan 14 Mayıs seçimleri öncesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yurtdışında yaşayan seçmenlere seslendi, "Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımız Türk milletinin gönül ve kültür elçileridir. Onların sandığa yansıyacak iradeleri tarihi önemdedir. Bu nedenle 14 Mayıs 2023 tarihinde Avrupa Türklüğünün seçimlerde yüksek bir katılım göstermeleri samimi dileğim ve temennimdir" dedi.
MHP Lideri Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinin hem yurt içinde hem de yurt dışında Türk vatandaşlarının hür ve demokratik tercihiyle yapılacağını belirterek, "Bu seçimler Avrupa Türklüğünün geleceğini de yakından etkileyecektir. Sayıları 6 milyona ulaşan Avrupa Türklüğü bizim için dünyaya çevrilen yüzümüz, milli ve manevi değerleriyle duruş göstermeye çalışan zenginliğimiz, pek çok olumsuz tesire rağmen kaynağından ve kökünden kopmayan gurbet ellerdeki cevherimizdir. Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımız Türk milletinin gönül ve kültür elçileridir. Onların sandığa yansıyacak iradeleri tarihi önemdedir. Bu nedenle 14 Mayıs 2023 tarihinde Avrupa Türklüğünün seçimlerde yüksek bir katılım göstermeleri samimi dileğim ve temennimdir" ifadelerini kullandı.
Gün, Vatanseverlerin birleşme günüdür
Her vatandaşın Cumhuriyet'in 100'üncü yılında 'Türkiye Yüzyılı' hedefini desteklemesi, yüreklerindeki vatan sevdasıyla Türkiye'ye sahip çıkması gerektiğini kaydeden Bahçeli, "Gün birleşme günüdür, gün zillete karşı Cumhur İttifakı'nda buluşma günüdür. Avrupa Türklüğünün hassasiyet, beklenti ve özlemlerini istişare etmek, görüş alışverişinin yanı sıra 14 Mayıs seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunmak maksadıyla arayış ve çalışmalarımız elbette yoğun bir şekilde devam etmektedir. Bu maksatla Avrupa Türk Konfederasyonu'nun başkan ve yönetimiyle birlikte, bu konfederasyona bağlı farklı Avrupa ülkelerinde teşkilatlanmış olan Türk federasyonlarının başkan ve yönetimleri 15 Nisan 2023 tarihinde bizzat şahsım tarafından Ankara'ya davet edilmişlerdir. Avrupa Türklüğünü hasretle, hürmetle ve muhabbetle selamlıyor, hep birlikte çok daha güçlü olduğumuzu bilhassa paylaşıyorum" diye konuştu.
Avrupa Türk Konfederasyonu genel başkanı Cemal Çetin MHP İstanbul 2. bölgeden tekrar milletvekili adayı gösterilmesi Avrupali Türkler arasında sevinçle karşılandı.
Nach der erfolgreichen Auftaktveranstaltung von Literatur Live mit
Mareice Kaiser freut sich das Team der Stadtbücherei die mehrfach
ausgezeichnete Autorin, Schauspielerin und Regisseurin Adriana Alteras
im Falkenhaus begrüßen zu dürfen. Am Dienstag, 18. April 2023 liest sie
aus ihrem neuesten Buch „Besser allein als in schlechter Gesellschaft“.
Adriana Altaras erzählt von ihrer Tante, der schönen Teta Jele. Von
einer Frau, die 101 Jahre alt wurde, die spanische Grippe, das KZ und
ihre norditalienische Schwiegermutter überlebte. Als ihre Eltern aus
Zagreb fliehen müssen, kommt Adriana mit vier Jahren zu ihrer Tante nach
Italien. Dorthin wird sie ihr Leben lang zurückkehren. Ausgerechnet Teta
Jeles hundertsten Geburtstag können sie nicht miteinander feiern.
Adrianas Tante ist im Pflegeheim, wegen der Pandemie darf sie keinen
Besuch empfangen. Umso häufiger telefonieren die beiden miteinander. Und
lassen dabei Jeles Jahrhundertleben Revue passieren. Die Kindheits- und
Jugendjahre in Zagreb, die Rettung durch Giorgio, der die Tante nach
Mantua brachte und den sie nur aus Dankbarkeit heiratete. Die Liebe zu
Fritz Epstein, der rechtzeitig nach Australien floh. Den Umgang mit dem
Altwerden und der eigenen Geschichte inmitten des Weltgeschehens. Dabei
entwirft sie ein zartes, bewegendes und zugleich irre komisches Porträt
einer wunderbar kapriziösen Frau und erzählt davon, wie man lernt, das
Leben anzunehmen und es wieder loszulassen.
Die Lesung beginnt um 19.30 Uhr im Lesecafé der Stadtbücherei, der
Eintritt beträgt 12 €, ermäßigt 8 €. Der Kartenvorverkauf (ggf.
Abendkasse) findet in der Stadtbücherei im Falkenhaus statt, bezahlt
werden können die Karten auch online per ePayment. Eine Induktionsanlage
ermöglicht es, die Lesung störungsfrei und drahtlos über das Hörgerät zu
empfangen.
Avrupalı Türklerinin sivil toplum kuruluşlarında uzun yıllar çalışan KONAD Başkanı Sait Özcan'ın Avrupalı Türkleri konu alan kitabı haziran ayı sonunda tanıtacak.
Ayhaber'e açıklamalarda bulunan yazar Sait Özcan Almanya’ya Türk Göçü’nün üzerinden 62. yıl geçti. Kara trenler ile gelenlerin artık bu ülkede 4. Nesil çocukları artık üniversiteli oldu. Ülkenin her şehrinde soyu Anadolu’ya dayanan bizimkiler var. Türklerin Almanya’ya Türk göçü çok üzücü ama, ciddi bir dökümantasyona tabi tutulmadan ve arşiv çalışması yapılmadan bölük, parça ve zaman zaman sadece gazetelerin sayfalarında kalmıştır. Oysa Türklerin Avrupa'ya göçü Türkiye Cumhuriyeti tarihi için önemli bir sosyolojik olaydır. Anadolu’nun hemen her köyünde ya bir Almanya’lı, yada Almanya’da akrabası olan insanlar vardır. Bazı şehirlerde Avrupa’ya teşekkür endeksli gurbetçi heykelleri dikmiştir. Yani Almanya veya Avrupa kelimeleri Türk insanının en çok konuştuğu yabancı ülke, uzak diyarlar ve gurbetin adı, Almanya Türklerin en çok gitmek istediği ve ekonomik hayallerini süsleyen kızıl elmadır. Anadolu’da Almanyasız bir hayat, Türkiye’de Almanyasız bir batılılaşma hayali, yine ülke ve millet olarak Almanyasız bir AB üyeliği düşünülemez. Almanya ve Avrupa bizim herşeyimiz, gelecekte de bizim çok şeyimiz olacaktır. Türkler ve Almanlar 350 yıldır çok değişik alanlarda ve sektörlerde birlikte çalışarak birbirlerini çok iyi tanıyan ve saygı gösteren iki millet konumuna gelmiştir” şeklinde konuştu.
KONAD Genel Merkezinden yapılan açıklamaya göre Türkiye’de satış yapılmaya başlayan kitabın tanıtımının Almanya’da Türk Toplumu temsilcilerinin de geniş katılımı ile yapılacağı belirtildi.
MOSKOVA (AA) - Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, NATO'nun Rus sınırlarına doğru genişlediğini belirterek "NATO sınırlarımıza her sefer yakınlaştığında güvenliğimizi sağlamak için gerekli önlemleri alıyoruz." dedi.
Peskov, başkent Moskova'da, gazetecilere gündemdeki konulara dair açıklamalarda bulundu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile görüşmesine ilişkin soruyu yanıtlayan Peskov, "Gerçekten böyle bir görüşme oldu. Akkuyu dahil ülkelerimizin gündeminde olan büyük projelerin hayata geçirilmesi konusu ele alındı." diye konuştu.
Peskov, Putin'in Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde (NGS) 27 Nisan'da taze nükleer yakıtın tesise gelmesi ve santralin "nükleer tesis" statüsü kazanması nedeniyle düzenlenecek törene katılıp katılmayacağı yönündeki sorusuna, "Rusya, bu törende gerekli şekilde temsil edilecek." yanıtını verdi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in, "Rusya'nın nükleer silah konusunda boş vaatlerde bulunduğu ve eylemlerinin dikkatlice takip edilmesi gerektiği" yönündeki açıklamalarına ilişkin Peskov, "NATO, Rus sınırlarına doğru genişliyor. Askeri altyapısıyla NATO sınırlarına yaklaşan, Rusya değil. Bu hareket bize sıkıntı yaratıyor ve güvenliğimizle ilgili endişe yaratıyor. NATO sınırlarımıza her sefer yakınlaştığında güvenliğimizi sağlamak için gerekli önlemleri alıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Sırbistan'ın NATO ülkeleri ile askeri tatbikatına değinen Peskov, bunu dikkatlice takip edeceklerini belirterek "Sırbistan'ı Rusya'ya karşı pozisyon sergileyenlerin safına çekmek için girişimlerde sürekli bulunuluyor. Belgrad, korkunç ve benzeri görülmemiş baskı altında bulunuyor." ifadelerini kullandı.
Sözcü Peskov, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin "gelecekte Ukrayna ile Polonya arasında sınırın kaldırılacağı" yönündeki açıklamasına da değerlendirerek "Eğer Zelenskiy Ukrayna'nın Polonya tarafından ele geçirilmesini mi kastediyor bunu anlamak gerekiyor. Bu pek anlaşılmıyor." dedi.
MOSKOVA (AA) - Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Karabağ'daki durumu telefonda görüştü.
Kremlin Sarayı'ndan yapılan açıklamaya göre, Putin ile Paşinyan telefon görüşmesi yaptı.
Karabağ'daki durumun çeşitli yönleriyle ele alındığı görüşmede, Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki güvenlik ile istikrarın sağlanması, Güney Kafkasya'da ekonomi ve ulaşım bağlantılarının yeniden oluşturulması, Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış anlaşmasının hazırlanması ile ilgili Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderleri arasında 2020-2022'de yapılan anlaşmaların tutarlı şekilde uygulanmasının önemi vurgulandı.
Görüşmede ayrıca, Rusya ile Ermenistan arasındaki ilişkiler de ele alındı.
MOSKOVA (AA) - Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Fransa'nın Ukrayna meselesinde arabulucu rolü konusunda hak iddiasında bulunamayacağını belirterek, "Paris, Ukrayna meselesine dolaylı ve doğrudan müdahil." dedi.
Peskov, başkent Moskova'da gazetecilere güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Fransa'nın Rusya ve Ukrayna arasında arabulucu rolü üstelenme girişimlerini değerlendiren Peskov, "Paris, arabulucu rolü konusunda hak iddiasında bulunamaz çünkü çatışan taraflardan birini tutuyor. Ayrıca Paris, Ukrayna meselesine dolaylı ve doğrudan müdahil." ifadesini kullandı.
Peskov, bu nedenle Fransa'nın arabulucu rolünü düşünmenin zor olduğunu dile getirdi.
- "Çin, kışkırtıcı eylemlere yanıt verme hakkına sahip"
Çin'in, Tayvan Adası'nın çevresinde askeri tatbikatlar düzenlemesine de işaret eden Peskov, Çin'e karşı kışkırtıcı eylemlerin yapıldığına dikkati çekti.
Peskov, "Elbette Çin, uluslararası hukuka uygun şekilde askeri manevra ile de bu kışkırtıcı eylemlere yanıt verme konusunda egemen hakka sahiptir." ifadesini kullandı.
Kremlin Sözcüsü Peskov, Çin ve diğer ülkelerin bu konudaki haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
MOSKOVA/KİEV (AA) - Rusya ile Ukrayna arasında, savaşta esir düşen askerlerin değişiminin yapıldığı bildirildi.
Rusya Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Ukrayna tarafıyla müzakere sonucu 106 Rus askeri serbest bırakıldı.
Askerlerin, bakanlığa ait uçaklarla başkent Moskova'ya ulaştırılarak tedavi edileceği aktarıldı.
Ukrayna Devlet Başkanlık Ofisi Başkanı Andriy Yermak da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Rusya ile yapılan esir takası sonucu 100 Ukraynalı askerin serbest bırakıldığını belirterek, "Herkesi evlerine alacağız." ifadesini kullandı.
Herson Bölgesi Askeri Yönetim Başkanı Oleksandr Prokudin ise Rusya'nın yasa dışı olarak tuttuğu 24 Ukraynalı çocuğun, Herson'a getirildiğini kaydetti.
Rusya ile Ukrayna arasında zaman zaman esir değişimi yapılıyor.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre Sandu, Moldova halkına hitap etti.
Rusya'nın Ukrayna yönelik başlattığı savaşı sürdürdüğünü ve Avrupa'yı zayıflatmaya çalıştığını belirten Sandu, "Moldova, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı anlamsız savaş için büyük bir bedel ödüyor. Kremlin tarafından yapılan şantaj, enerji kaynaklarının fiyat artışına neden oldu. Bundan dolayı tüm ürün ve hizmetlerin fiyatları da arttı. 24 Şubat 2022 itibarıyla herkesin hayatı değişti, daha zor ve pahalı hale geldi, insanlarda fazlasıyla endişe oluştu." ifadelerini kullandı.
Sandu, hükümetin ülkede barış ve istikrarın sağlanması için elinden geleni yaptığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Ülkemizde hala bizi savaşla tehdit edenler var. Zaman, doğru yolu seçtiğimizi ve Moldova'daki durumu istikrarsızlaştırmayı hayal edenlerin başarısız olduğunu gösteriyor. Halkımız da sağduyulu olduğunu gösterdi ve alçakların tuzağına düşmedi. Ancak istikrarı bozma girişimlerinin finanse edilmesi için kirli paralar ülkemize akmaya devam ediyor."
Söz konusu paralarla ülkedeki sisteme müdahale edildiğini ve protestoların finanse edildiğini vurgulayan Sandu, bazı siyasi grupların Moldova'nın Avrupa'ya entegrasyonunu engellediğini söyledi.
Ülkesinin önemli bir yol ayrımında bulunduğuna dikkati çeken Sandu, Moldova'nın Avrupa'ya entegrasyonunun desteklenmesi amacıyla büyük çaplı mitingin düzenleneceği bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Sandu, "Halkımızı saygı, istikrar ve ekonomik işbirliğine dayalı bir Avrupa ailesinin parçası olma kararlılığımızı, bu toprakların tek sahibinin Moldova halkının olduğunu göstermeye çağırıyorum. Avrupa için halk meclisi, Büyük Millet Meclisi Meydanı'nda 21 Mayıs'ta düzenlenecek." ifadelerini kullandı.
Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin geçmiş tüm liderleri ve bugünkü lideri hep aynı siyasi hatayı yaptılar hala daha da yapmaya devam ediyorlar.
Hem Kıbrıslı Türklerle “sözde” ortak bir devlet kurmak ve birlikte yaşamak istediklerini söylüyorlar, hem de Kıbrıslı Türklere yaşam hakkı tanımamak için her tür girişimi yapmaktan çekinmiyorlar.
En basit örneği, geçmiş hafta içinde yaşanan iki siyasi boyutlu olayda, Rumların Kıbrıslı Türklerin ve KKTC’nin varlığına tahammül edememeleri ve ortaya koydukları düşmanca tavırları.
Bilmiyorlar ki, uluslararası siyasi ortamlarda KKTC’nin yer almaması ve varlığının yok sayılması için yaptıkları akıl almaz girişimler ve düşmanlıklar, adada yaşamlarını sürdürmekte olan Kıbrıs Türk ve Rum halklarının arasını her seferinde biraz daha açmakta ve aralarındaki düşmanlığı körüklemekte.
Kıbrıslı Türklerin yok sayılması için ortaya koydukları bu düşmanca tavırlarla, adada kurulmak istenen barışı darbelediklerinin, bir müddet sonra da, kendilerine dostça el uzatacak, güler yüzle karşılayacak ve ellerini sıkacakları bir tek Kıbrıslı Türk bulamayacaklarını fark ettiklerinde de kendileri için çok geç olacağını elbet bir gün anlayacaklar.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Meclis Başkanı Annita Dimitriu’nun, Bahreyn’de 146’ıncısı gerçekleştirilen Parlamentolar Arası Birlik Toplantısı çerçevesindeki bir toplantıda KKTC bayrağının açılması ile ilgili Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı’na mektup göndermesi, bayrağın kaldırılmasını istemesi ve yaptığı KKTC’yi aşağılayıcı açıklama, Kıbrıslı Türkler için hiçte sempati duyulacak bir davranış olmadı.
Devamla, Güney Kıbrıs, AB üyesi Macaristan’ın yetkililerinin de huzurunda Ankara’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı’nın olağanüstü toplantısında KKTC bayrağının kullanılmasından duyduğu hoşnutsuzluğu dile getirmesi ve Macaristan’dan hesap sorması bir başka çirkin siyasi davranıştı.
Bırakın geçmişte Rumların, Kıbrıslı Türklere yaptıkları insanlık dışı davranışları, bu her iki olayda bile Kıbrıslı Türklerin aklında, “bizi ezmek için ellerinden geleni yapan, bizlere yıllarca insanlık dışı ambargo uygulatan bu Rumlarla biz nasıl ortaklık yapacağız, nasıl birlikte yaşayacağız” sorusu geldi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın artık AB’nin, BM’nin ve ABD’nin sadece Rumları var sayan tutumlarına tahammülü kalmadı. Kıbrıs adasında, Kıbrıslı Türklerin de var olduğunu ve Rumlarla eşit haklara ve statüye sahip olduğunu her koşul ve yerde anlatmaya kararlı. Yıllardır Kıbrıs konusunda sadece Rumların dinleniyor olmasını ve Kıbrıslı Türklere söz hakkı verilmemesini sineye çekmek gibi bir niyeti yok artık.
Türk Devletleri Teşkilatı Zirve Bildirisinde de ifade edildiği gibi, Kıbrıs Türk halkı, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır ve bundan sonra geleceğin de, -Rumların tüm itirazlarına rağmen- geçmişten daha farklı olacağı kesin…
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı