Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

KÖLN (AA) - Almanya'nın Kassel kentinde, Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü tarafından öldürülen 8 Türkten biri olan Halit Yozgat, ölümünün 17. yılında anıldı.

 

Halit Yozgat'ın isminin verildiği "Halit Meydanı"nda gerçekleştirilen anma törenine katılan yetkililer, Yozgat'ın ailesi ve sevenleri meydandaki anıta çiçekler bırakıp dua etti.

Olayın meydana geldiği yerde bir sergi açan Kassel Belediyesi, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda, "6 Nisan 2006'da Kassel'de ırkçı NSU'lu teröristler tarafından katledilen Halit Yozgat'ı bugün saygıyla anıyoruz." ifadesine yer verdi.

 

- Olay

NSU terör örgütü tarafından 6 Nisan 2006'da sahibi olduğu internet kafede kurşunlanarak öldürüldüğünde 21 yaşında olan Halit Yozgat'ın kafesinde 6 müşteriden birinin Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı muhbiri Andreas Temme olduğu tespit edilmiş, söz konusu muhbir hariç tüm müşterilerin görgü tanığı olarak ifade vermek üzere polise başvurduğu ortaya çıkmıştı.

Temme'nin olay günü orada olduğu ise ancak internet kafedeki bilgisayarlarda yapılan incelemeler sonucu belirlenmişti.

Cinayetin işlendiği sırada olay yerinde olduğu tespit edilen Temme verdiği ifadede o gün tesadüf olarak orada bulunduğunu ne bir silah sesi duyduğunu ne de tezgaha para koyup çıkarken yerde kanlar içinde yatan Halit Yozgat’ı gördüğünü belirtmişti.

Doğup büyüdüğü kasabada “Küçük Adolf” lakabıyla tanınan ve bazı aşırı sağcı çevrelerle yakın ilişkisi olduğu öne sürülen Temme polise tanıklık için başvurmaması ile ilgili olarak, olay günü internette arkadaşlık sayfalarında gezinip başka kadınlarla sohbet ettiğini ve bunu eşinin öğrenmesini istemediği için polise ifade vermeye gitmediğini ileri sürmüştü.

Münih’te 2016'dagörülen NSU davasının 296. duruşmasında mahkeme Halit Yozgat’ın NSU terör örgütü tarafından canice öldürüldüğüne kanaat getirirken, Andreas Temme’nin olay yerinde olup bunu kişisel nedenler ve görevi gereği saklamış olmasının mantıklı ve inandırıcı olduğuna hükmetti.

Mektupta, "Şimdi harekete geçmek bizim görevimiz. Bizi tehdit eden şeyi durdurabilecek son nesle ait." ifadelerine yer verildi.
 

BERLİN (AA) – Almanya’da siyasi partilerden ve bilim insanlarından yüzlerce üst düzey temsilciler, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'a “Açık Mektup" göndererek iklimi korumak için daha fazlasını yapmaya çağırdı.

Mektupta, insan kaynaklı iklim krizi konusunda “Şimdi harekete geçmek bizim görevimiz. Bizi tehdit eden şeyi durdurabilecek son nesle aitiz.” denilerek, “Ne kadar uzun süre tereddüt edersek, beklememizin sonuçları o kadar ağır olur.” ifadesine yer verildi.

 

İklimin korunmasının tarihsel olarak benzeri görülmemiş bir görev olduğuna vurgu yapılan mektupta, bunun partiler üstü bir görev olduğuna işaret edildi.

Dini temsilcilerinin de imza attığı mektupta, bu görev için şimdi hızı muazzam ölçüde arttırmanın önemi ifade edilerek, iklimin korunmasında söz konusu olan enerji arzının değiştirilmesi, binaların yalıtılması, fosil yakıtlar olmadan hareketliliğin sağlanması ve enerji tasarrufu olduğu kaydedildi.

 

Bu arada, Alman koalisyon hükümetini oluşturan Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller Partisi 29 Mart’ta 30 saat süren maraton görüşmelerinin ardından otoyolların genişletilmesinin hızlandırılması, demir yolu ağına milyarlarca yatırım yapılması, yenilenebilir enerjili ısıtma sistemi ve iklim koruma kurallarının gevşetilmesi gibi 144 konuda anlaşmaya varmıştı.

Ülkede yeni otoyollar yapılmasına ve bazı sektörler için katı iklim hedeflerinin yumuşatılmasına yönelik planlar çevreciler tarafından eleştirilmişti.

 

BERLİN (AA) - Almanya’da birçok eyalette devlet kurumlarının resmi internet sitelerine siber saldırı düzenlendiği bildirildi.

 

Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD’nin haberinde, hackerlerin gerçekleştirdiği saldırılar sebebiyle Schleswig-Hostein eyaletinin resmi internet sitesine geçici süre ulaşılamadığı belirtildi.

Haberde, Brandenburg eyaletinde emniyet teşkilatının internet sitesinde aksaklıklar yaşandığı aktarılarak, Thüringen’de eyaletin İçişleri Bakanlığının ve emniyet teşkilatının internet sitelerinin hacker saldırılarına uğradığı ifade edildi.

 

Berlin'de de saldırılardan ötürü eyalet yönetiminin internet sitelerine erişimin uzun sürdüğü, Saarland eyalet hükümetinin resmi sayfasına da bir süre ulaşılamadığı bilgisi paylaşıldı.

Haberde, dün de Mecklenburg-Vopommern, Aşağı Saksonya ve Saksonya-Anhalt eyaletlerinde bakanlıkların ve polisin internet sitelerine siber saldırı gerçekleştirildiği bildirildi.

 

- İnternet altyapısı etkilenmedi ve bilgiler çalınmadı

Berlin Eyaleti İçişleri Bakanlığı Dijitalleşmeden Sorumlu Müsteşarı Ralf Kleindiek, RBB Televizyon Kanalına yaptığı açıklamada, bu saldırının, "eyalet yönetiminin internet sayfalarına yapılan şimdiye kadarki en büyük saldırı" olduğunu söyledi.

Kleindeik, saldırı sebebiyle internet sayfalarının yavaşladığını, bu durumdan internet altyapısının etkilenmediğini ve bilgilerin çalınmadığını vurguladı.

 

Aşağı Saksonya Eyaleti Adalet Bakanlığından yapılan açıklamada ise internet sayfalarına ülke dışından yoğun bir girişin görüldüğü, siber saldırılarla ilgili soruşturma başlatıldığı ifade edildi.

Verden Savcılığından yapılan açıklamada da olayın her yönüyle soruşturulduğu belirtildi.

 

BERLİN (AA) - Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, ülkede bulunan mültecilerin barınması ve bakımı konusunda federal hükümetten para talep eden belediyelere ve yerel yönetimlere tepki gösterdi.

 

Faeser, Funke Medya Grubuna bağlı gazetelere yaptığı açıklamada, belediyelerin ve yerel yönetimlerin mültecilerin barınması için hükümetten para istemesine anlam veremediğini belirterek, "Şimdiden, bu yılında nisan başında, paranın yetmeyeceğini söylemek bana tuhaf geliyor.” dedi.

Federal hükümetin, 2022’de yerel yönetimlere 4,4 milyar avro verdiğini, ayrıca Ukraynalı mültecilere ödenen sosyal yardımları üstlendiğini ifade eden Faeser, hükümetin bu yıl da yerel yönetimleri 2,75 milyar avro ile destekleyeceği taahhüdünde bulunduğunu dile getirdi.

Feaser, yerel yönetimlerin zor durumda bulunduğunu kabul ederek bu durumun üstesinden birlikte gelinmesi gerektiğini söyledi.

 

- Mülteci sayısında üst sınır getirmeyi reddetti

Almanya'ya gelecek mülteciler konusunda üst sınırın getirilmesini reddeden İçişleri Bakanı Faeser, "Avrupa'nın ortasında korkunç bir savaş yaşıyoruz. 10 mülteciden 8’i Ukrayna'dan geliyor. İnsanlık için üst sınır olamaz." ifadesini kullandı.

Kuzey-Ren Vestfalya Eyaleti Başbakanı Hendrik Wüst ise Alman Haber Ajansı DPA'ya yaptığı açıklamada Faeser’i eleştirerek, yerel yönetimlerin mültecilerin barınması, entegrasyonu, bakımı ve eğitimi konularında olağanüstü işler yaptığını belirtti.

Wüst, belediyelerin yardım çağrılarının federal hükümet tarafından dikkate alınmamasına anlam veremediğini vurgulayarak, “Federal hükümet sorumluluğunu açıkça kabul etmelidir. Özellikle maliyetlerin adil bir şekilde dağıtılması söz konusu olduğunda." dedi.

 

- Yerel yönetimler 10 Mayıs'ta Başbakan Scholz ile bir araya gelecek

Eyaletler ve yerel yönetimlerin temsilcileri şubatta İçişleri Bakanı Faeser ile düzenlenen toplantıda federal hükümetten yerel yönetimlerin mülteciler konusunda üstelendiği yükün hafifletilmesini ve maddi destek sağlanmasını talep etmiş, ancak sonuç alınamamıştı.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 10 Mayıs’ta mülteciler konusundaki maddi durumu görüşmek için yerel yönetimlerin temsilcileriyle bir araya gelecek.

Alman İstatistik Dairesi, Ukrayna’daki savaşın başlamasının ardından Almanya’ya yaklaşık 1,1 milyon Ukraynalının geldiğini açıklamıştı.

İçişleri Bakanlığı da 2022’de 217 bin 774 kişinin Almanya’da ilk kez iltica talebinde bulunduğu bilgisini paylaştı.

 

BERLİN (AA) - Küresel bilgisayar satışlarının, bu yılın ilk çeyreğinde 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 29 düştüğü bildirildi.

 

Pazar araştırma şirketi International Data Corporation'ın (IDC) raporuna göre, 2023'ün ilk çeyreğinde bilgisayar satışları, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 29 düşerek 56,9 milyon adede geriledi.

Söz konusu azalışın, 2022'nin son çeyreğindeki yüzde 28,1'lik düşüşün ardından gelmesi dikkati çekti.

 

İlk 5 bilgisayar üreticisinin analizlerinin yapıldığı raporda, "Zayıf talep, stok fazlası ve kötüleşen makroekonomik ortam, 2023'ün ilk çeyreğinde geleneksel bilgisayarların sevkiyatındaki keskin düşüşe katkıda bulunan faktörler oldu." denildi.

İlk çeyrekte en fazla düşüş, yüzde 40,5 ile Apple'ın bilgisayar satışlarında yaşandı. Apple'ı yüzde 31 ile Dell Technologies izledi.

Lenovo Group ve ASUS satışlarında yüzde 30,3, HP Inc'nin satışlarında da yüzde 24,2 düşüş oldu.

Almanya Türkleri’nin sorunları ile yakından ilgilenen Almanya kökenli AK Parti milletvekili Zafer Sırakaya İstanbul 2. Bölgeden tekrar aday gösterildi.

Ayhaber üzerinden Almanya Türklerine yönelik açıklamalarda bulunan Zafer Sırakaya, “Siyasette deneyim çok önemli. İlk dönemde edindiğim tecrübeler ile bir kez daha yurtdışında yaşayan insanımızın hizmetine talip oldum. Partim de böyle değerlendirmiş olacakki Cumhuriyetin 100. yılında milli birlik ve bütünlüğümüzün yegane garantisi olan AK Parti listesinden İstanbul 2. Bölge, 7. sıra adayı gösterildim. Durmak yok, Avrupali Türklerin sorun ve isteklerine çözüm aramaya devam” şeklinde konuştu.

 

Zafer Sırakaya Hakkında:

 

1974 yılında Almanya’nın Herne şehrinde doğan Zafer Sırakaya 1998 yılında Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. Londra University of Wales İşletme Yönetimi bölümünde yüksek lisans yaptı.

2004 – 2014 yılları arasında kurucu üyesi olduğu Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) Genel Koordinatörlüğü, Dış İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, Ekonomi İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevlerini yaptı. MÜSİAD Kuzey-Ren Vestfalya Yönetim Kurulu Üyeliği, Avrupa Tokatlılar Yardımlaşma Derneği Başkanlığı, Türk Alman Liberaller Birliği Başkan Yardımcılığı, Almanya Divanı Kurucu Üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı görevlerini yürüttü.

2014 – 2016 yılları arasında AK Parti Brüksel Temsilciliği’nde başkanlık görevi yaptı. 2015 yılından itibaren Avrupa Parlamentosu’nda AK Parti’nin üyesi olduğu Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistler İttifakı’nın (AECR) Yönetim Kurulu üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı vazifelerinde bulundu.

2016 – 2018 yılları arasında da UETD Genel Başkanı olarak görev yaptı.

24 Haziran 2018’de 27. Dönem AK Parti İstanbul Milletvekili olarak seçildi.

21 Eylül 2018’den itibaren AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı görevini yürütmektedir.

Zafer Sırakaya aynı zamanda 10 Ekim 2019 tarihinde kurulan TBMM Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Alt Komisyonu`na 16 Ekim 2019 tarihinde başkan olarak seçilmiş bu görevini de halen TBMM`de aktif olarak yürütmektedir.

Çok iyi derecede Almanca ve İngilizce bilen Zafer Sırakaya evli ve 3 çocuk babasıdır.

 

 

 

 

 

Avrupa Türk Konfederasyon genel başkanı Cemal Çetin MHP İstanbul 2. Bölgeden ve 2. sıradan milletvekili adayı oldu. Çetin’in adaylığı Ülkücü camiada büyük sevinç yarattı.

14 Mayıs 2023‘de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimi için Avrupa Türk Konfederasyonu genel başkanı Cemal Çetin MHP İstanbul 2. bölgeden tekrar milletvekili adayı gösterildi.

 

- Genel Başkan Devlet Bahçeli'ye yakınlığı ile biliniyor

1996 yılında Türk Federasyon Genel Sekreteri olarak göreve başlayan Cemal Çetin; 1999 yılında Türk Federasyon Genel Başkanı oldu. 2007 yılından itibaren de Avrupa’daki Ülkücü Federasyonların oluşturduğu Avrupa Türk Konfederasyon Genel Başkan görevine getirildi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yakınlığı ile tanınan ve gençlik yıllarından beri ülkücü camia içinde hizmet veren, Üniversite eğitimini Almanya’da tamamlayan Cemal Çetin, evli ve 2 çocuk babası.

Cemal Çetin’in yeniden aday olması Avrupa’daki ülkücü camiada büyük ses getirdi. Ülkücüler yakından tanıdıkları Cemal Çetin başkanları için seçimde hummalı bir çalışma yapacaklar.

Ayhaber’e özel açıklamada bulunan Cemal Çetin, “Avrupa’da yaşayan Türk seçmenden ciddi anlamda ilgi görüyoruz. Türk Milliyetçileri bizi her devirde Türkiye’nin vazgeçilmez fikir hareketi olarak görmüştür. Onların samimiyeti ve desteği ile inşallah hem cumhur ittifakı olarak cumhurbaskanlığını, hem de meclisin en dinamik MHP grubu olarak 15 Mayıs’da milli sevincimizi yaşayacağız” şeklinde konuştu.

 

 

Listelerin açıklanması ile birlikte siyasi parti gruplarından hızlı degelrlendirme aciklamaları gelirken Avrupa’daki sivil toplum yapılanmaları da lisletelere yönelik açıklamalarda bulundular.

Kısa adı UID olarak bilinen Avrupa Demokratlar Birliği Başkanı Köksal Kuş Ayhabere yaptığı açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bu yana hiç olmadığı kadar başdöndürücü bir kalkınma hamlesine girişmiştir. Özellikle silah sanayiindeki olağanüstü gelişmeleri Türkiye’nin muhalefeti bile kabul ederek bu alana yönelik bir eleştiri yapamaz duruma gelmiştir. Ülkemizdeki yerli ve milli olan herşeye bir değil birkaç defa sevinir duruma gelmiş isek millet olarak asırlık ezikliğimizi farketmek gerek. Seçimlerde yerli ve milli fikirler ile uluslararası ajandalardan beslenen gruplar yarışacaktır. UID olarak bu alandaki tecrübe, bilgilendirme ve motivasyonumuzu Avrupalı Türkler ile paylaşmaya devam edeceğiz. Çünkü Türkiye üzerine oynanan Okyanus ötesi oyunları çok iyi farkediyoruz” şeklinde konuştu.

 

UID Baskanı Köksal Kuş ayrıca 14 Mayıs akşamına kadar çeşitli periyodlar ile UID Genel Merkez bildilendirmelerinin devam edeceğini belirtti.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Efkan Ala, 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekilleri Genel Seçimleri için 75 ülkede 5 bine yakın sandık kurulacağını belirterek yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarını oy kullanmaya çağırdı.

 

Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Genel Merkezinin Almanya'nın Köln kentinde düzenlediği iftara katılan Ala, AA muhabirine açıklamada bulundu.

14 Mayıs'taki seçimler için yurt dışında oy kullanılacak sandık sayısının artırıldığını ve bu seçimler için 75 ülkede 5 bine yakın sandık kurulacağını belirten Ala, böylece yurt dışındaki vatandaşların sandıklara erişiminin daha da kolaylaştığını söyledi.

 

Ala, "Vatandaşlarımızın Türkiye'deki demokrasiye katkıları açısından sandıklara gidip oy kullanmaları çok büyük ehemmiyet arz ediyor." dedi.

Ülke yönetiminin istikrarlı bir şekilde devam etmesinin, hem bölgesel hem uluslararası krizlerde Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı daha güçlü yapıp kendisine inisiyatif alma imkanı verdiğini vurgulayan Ala, şöyle devam etti:

"Yurt dışındaki vatandaşlarımızın sandıklara gidip seçime katılarak oy kullanımını artırmalarını çok önemsiyoruz. İstirham ediyorum, sandıklara gitsinler ve oylarını kullansınlar. Ortaya koydukları her irade Türkiye'nin istikrarından yana kullandıkları her oy ve ortaya koydukları her irade Türkiye'nin önünü açmaktadır, Türkiye'nin istikrarına katkıda bulunmaktadır, Türkiye'yi güçlendirmektedir. Türkiye güçlendikçe onlar da bulundukları ülkelerde güçlenmektedirler.

 
Akdeniz Üniversitesinde eğitim ve öğretimine devam eden Türkce lisanını anadili gibi güzel konuşan  komşu Sırbistan'lı güzel kızımız, öğrencimiz gelecekte Türkiyenin gönüllü elcisi olmaya namzet Magdalena  Jevdic hanımla bir röpertaj yaptım. Beğenerek okuyacağınızı ümit ediyorum.
 
 
Okuyucularımiza kendinizi tanıtırmısınız?
 
İsmim Magdalena  Jevdic Antalya Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği bölümü yüksek lisans öğrencisiyim. 2021 Ocak ayında başvurduğum Türkiye Bursları programının sayesinde 2021 Eylül ayından beri Türkiye’nin turizm kalbi olan Antalya’da
uluslararası YTB öğrencisi olarak kalıyor ve yüksek lisans eğitimine devam ediyorum.
Orta Sırbistan’da bulunan Kruşevac şehrinin yakınında Sırp kökenli bir ailede doğdum ve 
büyüdüm. Tarihi Roma dönemine kadar uzanmış olan, Sırbistan’ın hatta Avrupa’nın en köklü kaplıcalarına ev sahipliği yapan Vrnjaçka Banja belediyesinde Turizm ve Konaklama Lisesinde Turizm Teknisyeni bölümünden mezun olduktan sonra Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’da üniversite hayatıma başladım.
 Dört yıl süren lisans eğitimim boyunca sosyal, çok yönlü ve toplumunda aktif birisi olarak üniversite faaliyetlerine ve bulunduğum şehirden ziyade Balkanlar’da düzenlenen birçok turizm etkinliklerine katıldım. Ülkemde düzenlenen çeşitli fuarlarda ve konferanslarda gönüllülük çalışmalarında yer alarak kendimi kişilik olarak, ilgi alanlarımı, geleceğe yönelik arzular ve hedeflerimi, mesleki değerlerimi keşfetmeye çalıştım.
 
Çünkü o keşfetme çabaları o zaman benim yaşımdaki her genç bireyi hayata bağlı tutarak gelecekle ilgili bir umut ışığını temsil ediyordu. Ancak içimi dolduran ve mesleki anlamında kendimi geliştiren bütün bu aktivitelerin arkasında yıllarca sönmeyen bir arzu vardı, o da Türkçeyi okumaktı. Lisansın dördüncü sınıfına başlar başlamaz Türkçeyi kurs olarak almak istediğimin 
farkına varıp kendimi Sırbistan’da verilen kursları araştırmaya verdim. Nitekim, Türkçe okuma 
arzusunu Türkiye Cumhuriyeti Belgrad Büyükelçiliğinin kültür merkezi olan Yunus Emre 
Enstitüsü’nde 2020 Eylül’de gerçekleştirmeye başladım. O zamandan bu yana Türkçeyi devamlı 
olarak okuyarak 2 buçuk yıl geçti, bu zengin ve eşsiz dile olan tutkum ise gittikçe artıyor.
 
Türkiye’de okumaya nasıl karar verdiniz?   
 
Efendim şeyden önce söylemek 
istiyorum ki hayatımda verdiğim en iyi kararlardan birisi Türkiye Bursları programına başvuru yapmam oldu. Bu küçük kızın gözünde Türkiye her zaman harika, hayal etmesi güzel bir rüya 
olmuştu; egzotik kültür ve gelenekler diyarı, sıcak ve spontane insanlar, mucizevi enerjiyi ve neşe 
uyandıran bir şarkı dili olan ülke idi, aynı zamanda ulaşılmayacak kadar uzak görünen bir ülke.
Bu dili öğrenmek, aynı zamanda Türk kültürel yelpazesini keşfetmek oldu. Böylece Türkçe 
benim için bir hobiden daha fazlası oldu. Daha çok öğrenme isteği uyandıran ve beni Türkçe 
konuşulan bölgelere gitmeye teşvik eden bir tutku haline geldi. Novi Sad Üniversitesinde Turizm bölümünde lisans eğitimim bitmek üzereyken, Antalya bana güzel ve pratik olanı 
birleştirebileceğim bir yer gibi göründü; dil geliştirmek, Türkiye’nin benzersiz bölgelerinin 
kültürünü tanımak ve Türkiye turizminin nabzını tutan Antalya’da turizm alanında yeni bilgi ve 
deneyimler kazanmak amaçlarımın arasındaydı.
 
İlk başta Akdeniz Üniversitesi TÖMER’de, sonra da yüksek lisans programında okuyor 
olmamın yanı sıra bu ülkenin kültürünün birçok unsurununa yakından ve derin bir şekilde
yaklaşmak istediğimden her boş zamanımda İstanbul’dan Ankara’ya, Kapadokya’dan Konya’ya, Muğla’dan, Antalya bölgesi üzerinden Adana’ya kadar birçok şehri seyahat etmeye odaklanırdım. 
Seyahatlerimde gördüğüm ustalık eserlerini, şahit olduğum muhteşem manzaraları ve hayran 
kaldığım eski tarihi kalıntılarını ülkemdeki insanlarla paylaşmak üzere her zaman fırsat 
kolluyorum ve kendi milletimin Türkiye’ye yönelik daha yoğun merak uyandırma fırsatına sahip olmam kendimi çok mutlu ve faydalı olmamın nedenidir. TÖMER’de bana 10 ay boyunca Türkçe öğreten bir hoca hep şunu derdi: ‘Arkadaşlar, doğduğunuz ülke ana vatanınız, Türkiye ise gönül 
vatanınızdır’. Bu noktada eklemek isterim ki Türkiye gönül ülkem olduğu sürece onun gönül 
vatandaşı olarak sadece Sırbistan’da değil Dünya’nın her köşesinde onun gönül elçisi rolündeyim
ve bu rol kendisiyle önemli bir sorumluluk taşıyor zira şahsi düşünceme göre birisi Türkiye gibi 
bir ülkenin kültürel özelliklerini, toplumun yaşam felsefesini ve onun temellerini oluşturan belirli 
değerleri dünyaya aktaracak olursa yaşadığı toprakların kültürünü onun derinlikleriyle eleştirmeye 
girmeden anlamaya çalışması gerekiyordur. Ancak kalbiyle gözlemleyen olan çevresine bir 
kültürü tüm sıcaklığıyla, her türlü güçlü ve zayıf noktalarıyla yaklaştırması mümkündür.
Türkiye’de bugüne kadar karşılaştığım ve yakından tanıştığım her Türk insanı yerel halkla özdeşleşme duygusunu aramam ve yerel kültürünün günlük hayatına dalmayı sevdiğimi görebiliyordu, dolayısıyla karşılıklı olarak samimiyet, güven ve saygı, hatta Sırpların yapısına yönelik merakı gösteriyordu.
 
 
Türkiyede kalmayı düşünürmüsün?
 
Türkiye burslusu olarak Antalya’da yüksek lisans eğitimim bitene kadar, doğrusu 2024 
Eylül’e kadar kalmayı hedefliyorum. Bu süre içerisinde bugüne kadar eğitim alanında verdiğim çabayı devam etmemin yanında Antalya’daki turizm sektörünün otelcilik ve seyahat işletmeciliği bölümlerinde deneyim kazanmaya özen göstermeye devam edeceğim. Zira ülkeme geri döndüğümde Türkiye’de geliştirdiğim Türkçeyi, edindiğim mesleki eğitim ve saha tecrübelerimi 
her iki ülkenin yararlanacağı şekilde değerlendirmek istiyorum. Yeri gelmişken Türkiye Bursları programından bahsetmem bu çerçevede önemli bir nokta çünkü Türkiye’nin sağladığı bu yüksek öğrenim programının sayesinde Dünya’nın her yerinden gelen gençler Türkiye mezunu olarak 
Dünya çapında, yani hem kendi ülkelerinde hem de Türkiye ile ilişkilerinde hayatın her alanında 
büyük katkı sağlıyorlar. Böylece uluslararsı öğrenciler Türkiye’nin en prestijli üniversitelerinde 
eğitim alarak kendi ülkelerinin Türkiye ile iş birliğinin geliştirilmesine ve farklı kültürlerin daha 
güçlü yakınlaşmasına yol açıyorlar. Bu bağlamda, Sırp gençliğinin giderek Türkçeyi ve Türkiye’de
farklı üniversiteleri okumaya artan ilgisi, Türkiye’nin Sırbistan ile arasında son dönemlerde en yükseğe ulaşan ilişkilerini güçlendireceğini gönülden umuyorum
 
Bu sürece kendi ilgi alanımda 
çaba sarf etmeye özen göstereceğimi de belirtmek isterim. Çünkü bu iki kültürü birleştiren noktalar, ayıran noktalardan daha fazladır."
 
Magdalena  Jevdic,bize kıymetli zamanınızı ayırdınız. Ayrıca verdiğiniz bu bilgiler için size çok teşekür ediyorum. Eğitim hayatınız ve sonrasında size başarılar diliyorum.
Bende size çok teşekkür ederim Doğan bey.
 
Haber ve Resim: Doğan Tufan (Antalya)