Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

CENEVRE (AA) - Birleşmiş Milletler (BM) özel raportörleri, uluslararası topluma, İsrail'in Doğu Kudüs'teki Filistinlileri zorla tahliye ve yerinden etmesine son vermek için acilen harekete geçmeleri çağrısında bulundu.

 

BM özel raportörleri Francesca Albanese, Balakrishnan Rajagopal ve Paula Gaviria Betancur tarafından yapılan yazılı açıklamada, son dönemde İsrail'in Mescid-i Aksa'daki "pervasızlığının" dünyanın gündeminde olduğu hatırlatıldı.

Gazze, Lübnan ve Suriye'den atılan roketler neticesinde İsrail'de yaşanan ölümlerin haberlerde öne çıktığı ancak çok sayıda Filistinlinin ölümünün gündem olmadığı aktarılan açıklamada, "Filistinlerin evlerinden zorla tahliye edilmesiyle devam eden kontrolsüz bir trajedi yaşanıyor. Uluslararası kuruluşlar ve aktivistlerin çabalarına rağmen İsrail işgali altındaki Filistinliler, ayrımcı yasalar temelinde evlerinden çıkarılıyor, onların toprakları ve mülklerine el konuluyor." ifadeleri kullanıldı.

 

Bu yasaların Kudüs'teki Yahudi mülkiyetini güçlendirmek ve Kudüs'ün demografik yapısı ile statüsünü geri dönülmez bir şekilde değiştirmek için tasarlandığı kaydedilen açıklamada, uluslararası topluma, İsrail'in Doğu Kudüs'teki Filistinlileri zorla tahliye ve yerinden etmesine son vermek için acilen harekete geçmeleri çağrısında bulunuldu.

Açıklamada, "İsrail'in kendi nüfusunu işgal altındaki bölgeye taşıması, işgal ettiği bölgeyi kasıtlı olarak kolonileştirme niyetini doğruluyor. Bu durum, uluslararası insancıl hukuk tarafından kesinlikle yasaklanan bir uygulamadır ve bir savaş suçu teşkil ediyor." değerlendirmesi yapıldı.

 

- BM özel raportörleri

BM özel raportörleri, İnsan Hakları Konseyi'nin özel mekanizmaları olarak tanınan sürecin bir parçası olarak biliniyor.

BM İnsan Hakları sistemindeki en büyük bağımsız olarak bilinen özel mekanizmalar, İnsan Hakları Konseyi'nin belirli bir ülkenin durumunu veya dünyanın herhangi bir yerindeki tematik sorunları ele alan bağımsız bilgi toplama ve izleme mekanizmaları olarak öne çıkıyor.

BM bünyesinde bulunmayan özel mekanizmalar uzmanları, gönüllülük esasına göre ve bağımsız olarak çalışmalarını yürütüyor.

Die Temperaturen klettern nach oben – und viele Mitarbeitende des Landratsamtes Würzburg steigen für den Weg zum Arbeitsplatz wieder aufs Fahrrad oder unternehmen in ihrer Freizeit ausgiebige Radtouren. Grund genug für den amtseigenen „Arbeitskreis Gesundheit“, pünktlich zum Start in die Fahrrad-Saison 2023 einen Mittagspausen-Fahrradcheck zu veranstalten. Denn die überwiegende Mehrheit der Räder hatte die kalten Wintermonate unbeachtet in Kellern und Garagen verbracht.

 

Funktionieren Lichter und Reflektoren? Ist der Sitz richtig eingestellt? Haben Sattel und Lenker die richtige Höhe? Und wie stelle ich sicher, dass mein Fahrradhelm korrekt sitzt, um im Falle eines Sturzes schwere Kopfverletzungen zu verhindern? Um unter anderem diese Punkte zu klären, die Räder der Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter durchzuchecken und weitere wichtige Sicherheitshinweise zu geben, waren die Polizeiinspektion Würzburg-Land, die Verkehrswacht und das Erthal Sozialwerk vor Ort. Sie hatten zusätzlich mehrere Parcours mit unterschiedlichen Hindernissen aufgebaut, außerdem konnten die Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter auch E-Bikes unverbindlich testen – alles ganz unkompliziert in der Mittagpause.

 

Dass es sinnvoll und empfehlenswert ist, sich zu Beginn der neuen Fahrrad-Saison intensiv mit dem eigenen Rad zu beschäftigen und es gründlich auf Verkehrssicherheit zu prüfen, zeigt auch die Unfallstatistik der Polizeiinspektion Würzburg-Land: Der Anteil an Verkehrsunfällen mit Fahrradbeteiligung war im vergangenen Jahr auf insgesamt 73 angestiegen und lag damit auf einem hohen Niveau. 27 der beteiligten Personen fuhren ein E-Bike.

 

BEYRUT (AA) - İsrail ve Lübnan sınırında yaşanan yüksek tansiyonun ardından Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın, Hamas Hareketi Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye ile görüştüğü bildirildi.

 

Hizbullah'ın Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah, Lübnan'da bulunan Heniyye ve beraberindeki Filistinli gruplardan oluşan heyeti kabul etti.

Heniyye ile Nasrallah, "işgal altındaki Filistin'de meydana gelen önemli gelişmeler, Mescid-i Aksa'daki eylemler, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki yüksek tansiyonu" ele aldı.

Nasrallah, Heniyye ve beraberindeki heyete, "tüm Filistinli gruplarla işbirliğine hazır olduğunu" söyledi.

Hamas lideri Heniyye'nin, 5 Nisan'da "özel ziyaret" kapsamında başkent Beyrut'a geldiği ve ülkede bazı temaslarda bulunacağı açıklanmıştı.

Ziyaretten bir gün sonra İsrail ve Lübnan sınırında yaşanan askeri gerilim nedeniyle Heniyye, Beyrut'ta düzenlemeyi planladığı basın toplantısını güvenlik gerekçesiyle iptal etmişti.

 

- Ne olmuştu?

İsrail polisinin, Mescid-i Aksa'daki Müslümanlara ses bombası, kauçuk kaplı mermi ve coplarla orantısız güç kullanarak, iki gece üst üste müdahale etmesi işgal altındaki Doğu Kudüs'te gerilimi tırmandırmıştı.

İsrail ordusu, 6 Nisan'da Lübnan’dan ülkenin kuzey bölgelerine bir dizi roket atıldığını duyurmuştu.

Acil yardım servisi Kızıl Davut Yıldızı saldırılarda şarapnel isabet eden bir İsraillinin hafif, bir kişinin de sığınağa kaçarken yaralandığı bilgisini paylaşmıştı.

 

İsrail ordusu, roket saldırılarının, Hamas'ın Lübnan’da konuşlu unsurları tarafından düzenlendiğini iddia etmiş ve olanlardan Hamas ile Lübnan hükümetini sorumlu tutmuştu.

Ardından İsrail ordusu eş zamanlı olarak 7 Nisan'da, Lübnan'ın güneyi ve Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılar gerçekleştirmişti.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati de bugün yaptığı açıklamada, Lübnan ordusunun roket fırlatılmasına dair gerçekleştirdiği soruşturmada elde edilen ilk bulgulara ilişkin, "Roketleri fırlatanlar, örgütlü bir taraf değil. Lübnanlı olmayan unsurlardır. Meselenin nedeninin de İsrail'in Filistin ve Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına yanıt vermek olduğu ortaya çıktı." demişti.

Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Wuppertal-Barmen şehrinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Fatih Camii’nde “Ramazan Çocuk Bakkalı” temasıyla etkinlik düzenlendi.

Wuppertal-Barmen DİTİB Fatih Camii'nde teravih namazına katılan çocuklar cami marketinden ikramlarla sevindirildi.

Amaç; çocuklara camiyi sevdirmek

“Ramazan Çocuk Bakkalı” temasıyla teravih namazına gelen çocuklara yönelik etkinlik düzenlediklerini söyleyen din görevlisi İslam Balcı, Ramazan ayının ilk gününden itibaren bilhassa tatil günlerinde teravihe gelen çocuklara camiyi sevdirmek amacıyla çeşitli hediyeler dağıtıldığını ifade etti. Balcı, “Çocuklarımıza dinimizi, camiyi, cemaati sevdirmek ve sevindirmek amacıyla başlatmış olduğumuz “Ramazan Çocuk Bakkalı” uygulaması ile teravihe gelen yavrularımız namaz sonrası bakkalımızdan istediklerini alıp mutlu bir şekilde ayrılıyorlar. Rabbim kalbi ve gönlü imanlı çocuklarımızın, gençlerimizin sayısını artırsın inşallah” dedi.

Etkinlik çocuklardan büyük ilgi gördü

Wuppertal-Barmen DİTİB Fatih Camii dernek başkanı Erol Demir de, "Çocuklara cemaatle namaz kılma ve cami sevgisini kazandırmak amacıyla din görevlilerinin girişimiyle bir etkinlik başlattık. Çocuklardan da büyük ilgi gördü. Bundan sonra da bu etkinliğimizi sürdürme ve hediyelerimizi çeşitlendirme kararı aldık. Amacımız küçük yaşta geleceğimiz olan çocuklarımıza camiye gitme alışkanlığı kazandırmak için böyle bir uygulama hazırladık” diye konuştu.

Teravih sonrası cami içerisinde hazırlanan “Ramazan Çocuk Bakkalı”nda camiye gelen çocuklara çeşitli ikramlarda bulunuldu.

 

 

 

 
Türkiye ile Bulgaristan arasında imzalanan 13 yıllık anlaşma kapsamında Marmara Ereğlisi LNG Terminali'nden Bulgaristan'a ilk gaz sevkiyatı yapıldı. Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'ye (BOTAŞ) ait Marmara Ereğlisi LNG Terminali'nde ilk sevkiyata ilişkin düzenlenen törene BOTAŞ Genel Müdürü Burhan Özcan (sağ 4), Bulgaristan Enerji Bakanı Rosen Hristov (sol 6), Bulgargaz Genel Müdürü Denitsa Zlateva (sol 5) katıldı.
 
 
 

Kral Selman, kabine toplantısında ayrıca Enerji Bakanlığını, ülkesi ile Türkiye arasında enerji alanında mutabakat zaptı imzalanması için görüşmeler yapmak üzere yetkilendirdi.

 

Suudi Arabistan, Çin ile temiz hidrojen enerjisi alanında imzalanan mutabakat zaptını onayladığını duyurdu.

Suudi Arabistan resmi ajansı SPA'nın haberine göre, Kral Selman bin Abdulaziz'in başkanlık ettiği kabine toplantısında bir dizi karar alındı.

Bu kapsamda Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı ile Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Enerji İdaresi arasında temiz hidrojen enerjisi alanında ve iki ülkenin vergi daireleri arasında işbirliği için imzalanan mutabakat zaptları onaylandı.

 

Suudi Arabistan Kralı, ülkesi ile Çin arasında tarım alanında mutabakat zaptı imzalanması adına görüşmeler yapılması için Suudi Arabistan Çevre, Su ve Tarım Bakanlığına yetki verdi.

Kral Selman ayrıca Enerji Bakanlığını, ülkesi ile Türkiye arasında enerji alanında bir mutabakat zaptı imzalanması için görüşmeler yapmak üzere yetkilendirdi.

 

Toplantıda, Suudi Arabistan ile İran'ın 7 yıl sonra diplomatik ilişkileri yeniden tesis etme kararına ilişkin gelişmeler ve iki ülke arasındaki diplomatik misyonların yeniden açılmasını öngören anlaşmalar ele alındı.

Anlaşmaları uygulamanın önemine değinilen toplantıda, bunları uygulamanın karşılıklı güveni artıracağı, işbirliğinin kapsamını genişleteceği, bölgenin güvenliğine, istikrarına ve refahına katkı sağlayacağı belirtildi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikası, köklü bir tarihsel geçmişe sahip olan Osmanlı diplomatik geleneğinden güç alır. Bu geleneğin üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, uluslararası arenada ülkenin temsilini sağlamakta ve Türk dış politikasını yürütmektedir. “Cumhuriyet’in 100. Yılı Etkinlikleri” kapsamında, bu köklü kurumun kuruluşundan bu yana geçen yaklaşık yüz yıllık süreci ele alarak, Türk diplomasisinin bugünkü kurumsal yapılanmasını ve geleceğe dair vizyonunu da tartışmak üzere Cumhuriyet’in 100. Yılında Türk Dışişleri: Asırların Diplomasi Birikimi başlıklı bir sempozyum düzenlenecektir.

 

Kurumumuz ve T.C. Dışişleri Bakanlığının ortak çalışmasıyla hazırlanan bu Sempozyum, 13-14 Nisan 2023 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi Doktora Salonu’nda gerçekleştirilecektir.

Yurt içinden ve dışından alanında uzman akademisyen ve diplomatların katılımıyla gerçekleştirilecek olan Sempozyum; Türk diplomasisinin XVI. yüzyıldan günümüze kadar uzanan kurumsallaşmasının temellerinden başlayarak, Hariciye Nezaretinin kuruluşuna ve Cumhuriyet Dönemi Türk Dışişleri’nin tarihsel gelişimine ve perspektifine odaklanacaktır.

 

Sempozyum kapsamında, Kurumumuz tarafından hazırlanan Asırların Birikimi: Türk Diplomasi Tarihi adlı belgesel film gösterimi yapılacak ve T.C. Dışişleri Bakanlığı tarafından temin edilen ve Türk hariciye tarihinde önemli kişi, olay ve yapıları gösteren bir fotoğraf sergisi de yer alacaktır.

Cumhuriyet’in 100. yılında gerçekleştirilecek bu Sempozyum, Türk dış politikasının tarihini ve geleceğini anlamak isteyen herkes için kaçırılmayacak bir fırsat sunmaktadır. Sempozyum Kurumumuzun YouTube kanalında İngilizce ve Türkçe olarak yayınlanacaktır.

Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Almanya’ya gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dilekçe Komisyonu, vatandaşlar ve Türk sivil örgüt temsilcileriye görüşmelerine Köln şehrinden başladı.

Köln Başkonsolosluğunda yapılan heyetin Almanya ziyaretine Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB)’i temsilen Genel Başkan İmam Cengiz, Genel Sekreter Özlem Başöz ve ATİB Gençlik Kolları’ndan Nisa Ulusoy katıldılar. 



Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tatile girdiği dönemi Almanya’daki vatandaşlar ve Türk sivil kitle temsilcileriyle Düsseldorf, Essen ve Berlin’de dört gün görüşmeler yapacaklarını söyleyen (TBMM) Dilekçe Komisyonu Başkanı Mihrimah Belma Satır, ziyaretlerinin iki amacı olduğunu belirterek, birincisinin Türk kökenli Alman vatandaşı olanların buradaki haklarını hatırlatmak, dilekçe haklarını kullanmalarını tavsiye etmek, önermek ve bu tür uygulamaların Türkiye'deki uygulamalarını anlatmak.’’ derken, ikinci gayelerinin de buralarda yaptıkları ziyaretlerde aldıkları, edindikleri bilgileri ve talepleri kendi komisyonlarının muhatapları olan (Alman) Dilekçe Komisyonu Başkanı'na vererek parlamenter diplomasi başlatmak olduğunu kaydetti. 



Toplantıya, TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır ile AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, AK Parti Kırşehir Milletvekili Mustafa Kendirli, CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu ve İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik'ten oluşan komisyon heyeti, katılımcılarla ağırlıklı olarak Almanya’da koruyucu aile ve gençlik dairesi, vatandaşlık ve dövizle askerlik konularında görüş alışverişinde bulundu. 



“Dilekçe komisyonunun denetim faaliyeti yapan bir komisyon olduğuna dikkat çeken Heyet başkanı Mihrimah Belma Satır, ’’Vatandaşlarımız bize her konuda dilek, talep, yorum, öneri, eleştiri gönderebilir. Bunlar hakkında biz çalışma yapıp yasal düzenleme gerekiyorsa milletvekillerine bir hazırlık yaptırarak, araştırma ihtiyacı varsa alt komisyonlar kuruyoruz sorunu çözmeye çalışıyoruz. TBMM Dilekçe Komisyonu’na siz Almanya’da yaşayan Türk vatandaşları da müracaat edebilir. Tıpkı, Alman Anayasası’nın 17. maddesine göre ırk, dil, din, yaş fark etmeden eyalet veya federal düzeydeki dilekçe komisyonlarına müracaat edilebildiği gibi’’ derken, bunun demokrasi gereği doğru bir hak arama yöntemi olduğunu belirtti.

 

BEYRUT (AA) - Türk Hava Yolları (THY) Beyrut Ofisi, Lübnan'daki Türk kurumları, partner kuruluşlar ve Lübnanlı yetkililerin katılımıyla iftar programı gerçekleştirdi.

THY'nin iftar programına, Türkiye'nin Beyrut Büyükelçisi Ali Barış Ulusoy, THY Beyrut Ofisi Müdürü Muhammed Bilal Döner, Yunus Emre Enstitüsü Koordinatör Vekili Esra Yılmaz, Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği ve THY ofisi çalışanları ile çok sayıda partner şirketin temsilcisi katıldı.

 

Geleneksel iftar yemeğine katılan herkese teşekkür eden Döner, THY ailesi olarak Lübnan'da bulunmaktan mutluluk duyduklarını söyledi.

Program ud dinletisi ve semazen gösterisi ile sona erdi.

 

PEKİN (AA) - Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un üç günlük Çin ziyareti, iki ülkenin Ukrayna'da barışa yönelik çabalara destek taahhüdüyle sona erdi.

İki ülke liderleri, ziyaretin ardından yayımladıkları ortak bildiride; üst düzey stratejik, ekonomik ve kültürle temasları sürdürecekleri ve küresel sorunların çözümü için işbirliğini geliştirecekleri mesajını verdi.

Bildiride, "Taraflar, Ukrayna'da barışın uluslararası hukuka uygun ve Birleşmiş Milletler Şartı'nın amaç ve ilkeleri temelinde bir barışın sağlanması için tüm çabaları destekleyecektir." ifadesi yer aldı.

 

Ortak bildiri, Macron'un Şi ile Çin'in güneyindeki Guangdong eyaletinin merkezi Guangcou'da yaptığı gayriresmi görüşmenin ardından geldi.

Görüşmede Şi, Çin'in Ukrayna'daki savaş için ateşkes çağrısını yinelerken Fransa'nın krizin siyasi çözümüne yönelik barış önerisini desteklemeye hazır olduğunu vurguladı.

Çin'in Ukrayna sorununu kendi çıkarları açısından görmediğini, eşitliğin ve adaletin sağlanmasından yana olduğunun altını çizen Şi, "Siyasi çözüm krizden çıkışın tek doğru yoludur. İlgili tüm taraflar sorumluluk üstlenmeli, karşılıklı uzlaşmaya gitmeli ve siyasi çözüm içi uygun koşulları yaratmalıdır." dedi.

 

Şi, savaşın uzamasının tüm tarafların zararına olacağı değerlendirmesinde bulundu.

Fransa Cumhurbaşkanı, Guangcou'daki temaslarında, Sun Yat-Sen Üniversitesinde öğrencilere hitap etti.

Macron buradaki konuşmasında Ukrayna savaşının "uluslararası hukukun açık ihlali" olduğunun altını çizerek "barış ve istikrara odaklı uluslararası düzenin korunması ve yeniden inşası için ortak çaba gösterilmesi" çağrısında bulundu.

 

- Çin'in Ukrayna krizindeki tutumu

Çin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasının ardından "savaş" ve "işgal" sözcüklerini kullanmaktan kaçınmış, Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki oylamalarda çekimser kalarak Moskova'yı kınamayan az sayıda ülke arasında yer almıştı.

ABD ve NATO, Pekin yönetimine Rusya'ya savaşta silah desteği sağlamaması yönünde uyarıda bulunurken doğrudan silah satışı olmasa da iki ülke, bu dönemde ortak askeri tatbikatlar dahil askeri işbirliğini sürdürmüştü.

Çin, savaşın yıl dönümü olan 24 Şubat'ta krizin siyasi çözümü için önerilerini içeren 12 maddelik "tutum belgesi" açıklamıştı. Belgede gerginliklerin aşamalı olarak azaltılarak ateşkesin sağlanması gerektiği vurgulanmıştı.

Ateşkes önerisi, ABD ve Avrupa Birliği'nin yanı sıra öneriyi fiili durumun kabul edilmesi olarak algılayan Ukrayna tarafından da kabul görmemişti. Kiev yönetimi, bu koşullardaki bir barışın "savaşın dondurulması" anlamına geleceğini dile getirmişti.

Rusya da Çin'in görüşüne önem verdiğini ancak mevcut koşullarda Ukrayna meselesinin çözümünde barış yoluna geçişin sağlanması için gerekli koşulların oluşmadığını bildirmişti.

Şi'nin 20-22 Mart'ta Moskova'ya yaptığı ziyarette de Ukrayna sorununun siyasi çözümü çağrısını yaparken ziyarette Pekin ile Moskova arasında stratejik işbirliğinin küresel boyutta genişletilmesine yapılan vurgu, Çin'in Rusya'ya desteğinin sürdüğünün işareti olarak yorumlanmıştı.