Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Efkan Ala, 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekilleri Genel Seçimleri için 75 ülkede 5 bine yakın sandık kurulacağını belirterek yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarını oy kullanmaya çağırdı.

 

Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Genel Merkezinin Almanya'nın Köln kentinde düzenlediği iftara katılan Ala, AA muhabirine açıklamada bulundu.

14 Mayıs'taki seçimler için yurt dışında oy kullanılacak sandık sayısının artırıldığını ve bu seçimler için 75 ülkede 5 bine yakın sandık kurulacağını belirten Ala, böylece yurt dışındaki vatandaşların sandıklara erişiminin daha da kolaylaştığını söyledi.

 

Ala, "Vatandaşlarımızın Türkiye'deki demokrasiye katkıları açısından sandıklara gidip oy kullanmaları çok büyük ehemmiyet arz ediyor." dedi.

Ülke yönetiminin istikrarlı bir şekilde devam etmesinin, hem bölgesel hem uluslararası krizlerde Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı daha güçlü yapıp kendisine inisiyatif alma imkanı verdiğini vurgulayan Ala, şöyle devam etti:

"Yurt dışındaki vatandaşlarımızın sandıklara gidip seçime katılarak oy kullanımını artırmalarını çok önemsiyoruz. İstirham ediyorum, sandıklara gitsinler ve oylarını kullansınlar. Ortaya koydukları her irade Türkiye'nin istikrarından yana kullandıkları her oy ve ortaya koydukları her irade Türkiye'nin önünü açmaktadır, Türkiye'nin istikrarına katkıda bulunmaktadır, Türkiye'yi güçlendirmektedir. Türkiye güçlendikçe onlar da bulundukları ülkelerde güçlenmektedirler.

 
Akdeniz Üniversitesinde eğitim ve öğretimine devam eden Türkce lisanını anadili gibi güzel konuşan  komşu Sırbistan'lı güzel kızımız, öğrencimiz gelecekte Türkiyenin gönüllü elcisi olmaya namzet Magdalena  Jevdic hanımla bir röpertaj yaptım. Beğenerek okuyacağınızı ümit ediyorum.
 
 
Okuyucularımiza kendinizi tanıtırmısınız?
 
İsmim Magdalena  Jevdic Antalya Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği bölümü yüksek lisans öğrencisiyim. 2021 Ocak ayında başvurduğum Türkiye Bursları programının sayesinde 2021 Eylül ayından beri Türkiye’nin turizm kalbi olan Antalya’da
uluslararası YTB öğrencisi olarak kalıyor ve yüksek lisans eğitimine devam ediyorum.
Orta Sırbistan’da bulunan Kruşevac şehrinin yakınında Sırp kökenli bir ailede doğdum ve 
büyüdüm. Tarihi Roma dönemine kadar uzanmış olan, Sırbistan’ın hatta Avrupa’nın en köklü kaplıcalarına ev sahipliği yapan Vrnjaçka Banja belediyesinde Turizm ve Konaklama Lisesinde Turizm Teknisyeni bölümünden mezun olduktan sonra Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’da üniversite hayatıma başladım.
 Dört yıl süren lisans eğitimim boyunca sosyal, çok yönlü ve toplumunda aktif birisi olarak üniversite faaliyetlerine ve bulunduğum şehirden ziyade Balkanlar’da düzenlenen birçok turizm etkinliklerine katıldım. Ülkemde düzenlenen çeşitli fuarlarda ve konferanslarda gönüllülük çalışmalarında yer alarak kendimi kişilik olarak, ilgi alanlarımı, geleceğe yönelik arzular ve hedeflerimi, mesleki değerlerimi keşfetmeye çalıştım.
 
Çünkü o keşfetme çabaları o zaman benim yaşımdaki her genç bireyi hayata bağlı tutarak gelecekle ilgili bir umut ışığını temsil ediyordu. Ancak içimi dolduran ve mesleki anlamında kendimi geliştiren bütün bu aktivitelerin arkasında yıllarca sönmeyen bir arzu vardı, o da Türkçeyi okumaktı. Lisansın dördüncü sınıfına başlar başlamaz Türkçeyi kurs olarak almak istediğimin 
farkına varıp kendimi Sırbistan’da verilen kursları araştırmaya verdim. Nitekim, Türkçe okuma 
arzusunu Türkiye Cumhuriyeti Belgrad Büyükelçiliğinin kültür merkezi olan Yunus Emre 
Enstitüsü’nde 2020 Eylül’de gerçekleştirmeye başladım. O zamandan bu yana Türkçeyi devamlı 
olarak okuyarak 2 buçuk yıl geçti, bu zengin ve eşsiz dile olan tutkum ise gittikçe artıyor.
 
Türkiye’de okumaya nasıl karar verdiniz?   
 
Efendim şeyden önce söylemek 
istiyorum ki hayatımda verdiğim en iyi kararlardan birisi Türkiye Bursları programına başvuru yapmam oldu. Bu küçük kızın gözünde Türkiye her zaman harika, hayal etmesi güzel bir rüya 
olmuştu; egzotik kültür ve gelenekler diyarı, sıcak ve spontane insanlar, mucizevi enerjiyi ve neşe 
uyandıran bir şarkı dili olan ülke idi, aynı zamanda ulaşılmayacak kadar uzak görünen bir ülke.
Bu dili öğrenmek, aynı zamanda Türk kültürel yelpazesini keşfetmek oldu. Böylece Türkçe 
benim için bir hobiden daha fazlası oldu. Daha çok öğrenme isteği uyandıran ve beni Türkçe 
konuşulan bölgelere gitmeye teşvik eden bir tutku haline geldi. Novi Sad Üniversitesinde Turizm bölümünde lisans eğitimim bitmek üzereyken, Antalya bana güzel ve pratik olanı 
birleştirebileceğim bir yer gibi göründü; dil geliştirmek, Türkiye’nin benzersiz bölgelerinin 
kültürünü tanımak ve Türkiye turizminin nabzını tutan Antalya’da turizm alanında yeni bilgi ve 
deneyimler kazanmak amaçlarımın arasındaydı.
 
İlk başta Akdeniz Üniversitesi TÖMER’de, sonra da yüksek lisans programında okuyor 
olmamın yanı sıra bu ülkenin kültürünün birçok unsurununa yakından ve derin bir şekilde
yaklaşmak istediğimden her boş zamanımda İstanbul’dan Ankara’ya, Kapadokya’dan Konya’ya, Muğla’dan, Antalya bölgesi üzerinden Adana’ya kadar birçok şehri seyahat etmeye odaklanırdım. 
Seyahatlerimde gördüğüm ustalık eserlerini, şahit olduğum muhteşem manzaraları ve hayran 
kaldığım eski tarihi kalıntılarını ülkemdeki insanlarla paylaşmak üzere her zaman fırsat 
kolluyorum ve kendi milletimin Türkiye’ye yönelik daha yoğun merak uyandırma fırsatına sahip olmam kendimi çok mutlu ve faydalı olmamın nedenidir. TÖMER’de bana 10 ay boyunca Türkçe öğreten bir hoca hep şunu derdi: ‘Arkadaşlar, doğduğunuz ülke ana vatanınız, Türkiye ise gönül 
vatanınızdır’. Bu noktada eklemek isterim ki Türkiye gönül ülkem olduğu sürece onun gönül 
vatandaşı olarak sadece Sırbistan’da değil Dünya’nın her köşesinde onun gönül elçisi rolündeyim
ve bu rol kendisiyle önemli bir sorumluluk taşıyor zira şahsi düşünceme göre birisi Türkiye gibi 
bir ülkenin kültürel özelliklerini, toplumun yaşam felsefesini ve onun temellerini oluşturan belirli 
değerleri dünyaya aktaracak olursa yaşadığı toprakların kültürünü onun derinlikleriyle eleştirmeye 
girmeden anlamaya çalışması gerekiyordur. Ancak kalbiyle gözlemleyen olan çevresine bir 
kültürü tüm sıcaklığıyla, her türlü güçlü ve zayıf noktalarıyla yaklaştırması mümkündür.
Türkiye’de bugüne kadar karşılaştığım ve yakından tanıştığım her Türk insanı yerel halkla özdeşleşme duygusunu aramam ve yerel kültürünün günlük hayatına dalmayı sevdiğimi görebiliyordu, dolayısıyla karşılıklı olarak samimiyet, güven ve saygı, hatta Sırpların yapısına yönelik merakı gösteriyordu.
 
 
Türkiyede kalmayı düşünürmüsün?
 
Türkiye burslusu olarak Antalya’da yüksek lisans eğitimim bitene kadar, doğrusu 2024 
Eylül’e kadar kalmayı hedefliyorum. Bu süre içerisinde bugüne kadar eğitim alanında verdiğim çabayı devam etmemin yanında Antalya’daki turizm sektörünün otelcilik ve seyahat işletmeciliği bölümlerinde deneyim kazanmaya özen göstermeye devam edeceğim. Zira ülkeme geri döndüğümde Türkiye’de geliştirdiğim Türkçeyi, edindiğim mesleki eğitim ve saha tecrübelerimi 
her iki ülkenin yararlanacağı şekilde değerlendirmek istiyorum. Yeri gelmişken Türkiye Bursları programından bahsetmem bu çerçevede önemli bir nokta çünkü Türkiye’nin sağladığı bu yüksek öğrenim programının sayesinde Dünya’nın her yerinden gelen gençler Türkiye mezunu olarak 
Dünya çapında, yani hem kendi ülkelerinde hem de Türkiye ile ilişkilerinde hayatın her alanında 
büyük katkı sağlıyorlar. Böylece uluslararsı öğrenciler Türkiye’nin en prestijli üniversitelerinde 
eğitim alarak kendi ülkelerinin Türkiye ile iş birliğinin geliştirilmesine ve farklı kültürlerin daha 
güçlü yakınlaşmasına yol açıyorlar. Bu bağlamda, Sırp gençliğinin giderek Türkçeyi ve Türkiye’de
farklı üniversiteleri okumaya artan ilgisi, Türkiye’nin Sırbistan ile arasında son dönemlerde en yükseğe ulaşan ilişkilerini güçlendireceğini gönülden umuyorum
 
Bu sürece kendi ilgi alanımda 
çaba sarf etmeye özen göstereceğimi de belirtmek isterim. Çünkü bu iki kültürü birleştiren noktalar, ayıran noktalardan daha fazladır."
 
Magdalena  Jevdic,bize kıymetli zamanınızı ayırdınız. Ayrıca verdiğiniz bu bilgiler için size çok teşekür ediyorum. Eğitim hayatınız ve sonrasında size başarılar diliyorum.
Bende size çok teşekkür ederim Doğan bey.
 
Haber ve Resim: Doğan Tufan (Antalya)
 
 

Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği Frankfurt Niederrad Mevlana Camii’nde dostlukların pekiştiği geniş katılımlı iftar yemeği verdi.

İftar programına TC Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer, Frankfurt Şehir Meclisi Başkanı Hilime Arslaner-Gölbaşı, Frankfurt Belediye Başkanı Mike Josef,  Frankfurt Emniyet Müdürü Stefan Müller, Eğitim Ataşesi Dr. Muhammet Fatih Kılıç, Hessen Eyalet Milletvekili Yankı Pürsün, Frankfurt Yabancılar Meclisi Başkanı Jumas Medoff, Frankfurt Şehir Meclisi Üyesi Hüseyin Sıtkı, Hessen Türk Toplumu Başkanı Atila Karabörklü, İbn Meymûn - Müslüman Yahudi Eğitim Merkezi Başkanı Mustafa Cimşit, HEADD BAşkanı Yelda Acar-Gösterişli, Müsiad Hessen Başkanı Muhsin Kıdık, Frankfurt Üniversitesi Ombudman’ı Prof. Dr. Bernd Trocholepczy, Frankfurter Verband Bakım Hizmetleri Müdiresi Ute Bychowski, Almanya Maliki Müslümanlar Birliği Başkanı Omar Kuntich,  Müslüman Kadınlar Sosyal Hizmetler Kuruluşu Uzmanı Taner Yüksel, Fas ve Bosna Cami Dernekleri temsilcileri  Frankfurt´ta mukim Türk cami dernekleri başkanları ve daha çok sayıda davetli misafir teşrif ettiler.

İftar programı samimi ve sıcak bir ortamda Kur-an’ı Kerim tilevetinden sonra ev sahibi Niederrad Mevlana Camii temsilcisi Tuğsan Talaysüm tarafından açıldı. T. Talaysüm yaptığı kısa konuşmada dernek ve faaliyetleri hakkında kısa bilgi vererek, katılımcılara teşrifleri için teşekkür etti.

Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği Koordinatörü konuşmasına katılımcıları tek tek selamlayarak ve 26 Mart´ta Frankfurt Belediye Başkanı seçilen Mike Josef´i tebrik ederek başladı.  Dr. H. Kurt konuşmasında:

  • 6 Ağustos deprem felaketi nedeniyle bu yılkı Ramazan ayının daha hüzünlü geçtiğini, iki aydan bu yana süren depremzedelerin yaralarını sarma çalışmalarının bundan sonrada devam etmesi gektiğini, Frankfurt’taki depremzedeler için yardım malzemesi toplananbilmesi için gerekli mekan/depo bulunmasına vesile olan Frankfurt Belediye Başkanı Mike Josef, yapılan çalışmaları her şafhasında destekleyen TC Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer ve bu çalışmaları koordine eden başta Atila Karabörklü olmak üzere tüm diğer koordinatör ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
  • Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği´nin Türkiye ve Almanya, dini ve sosyal/sekuler kuruluşlar, Müslüman Türk cami dernekleri ve diğer milletler cami dernekleri arasında başarılı şekilde köprü vazifesi gördüğünün iftara katılımcı davetlilerde kendini göstermesinden duyduğu memnuniyeti,
  • 26 Mart´ta Frankfurt‘ a Belediye Başkanı seçilen Mike Josef‘ i tebrik eti. Frankfurt’ta en önemli üç siyasi makamın Müslüman coğrafyadan gelen yabancı kökenli siyasiler tarafından doldurulması ile ilgili memnuniyetini dile getirerek, bu durumun yabancı kökenli seçmenlerin Alman seçmenlere karşı bir zafer olarak değerlendirilemiyeceğini, bu sonuçta Alman seçmenlerin oylarınında önemli rol oynadığını, Frankfurt´un tarihi liberal karakterinin tezahürü olduğunu, diğer kurum ve kuruluşların bunu örnek alarak üst makamlara daha çok göçmen kökenlilere yer verilmesini ümit ettiğini,
  • 14 Mayısta 2023 tarihinde Türkiye´de yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin yapılacağını ve bu seçimde sandıktan çıkacak sonuç ve iradeye de herkesin saygı göstermesi gerektiğini,
  • 17 Şubat 2023 tarihinde diğer Frankfurt Belediye Başkanları ile yapılan açık oturuma atıfta bulunarak, % 50´den fazlası Alman pasaportuna sahip olan Müslümanlarla ilgili konuların uyum perspektifinden değil, dini cemaat olarak kabul edilmiş Hıristiyan ve Yahudi toplumun sorunları hangi mercilerle görüşülüp, çözümleniyorsa, Müslüman toplumun sorunlarının aynı yoldan çözümlenmesi, bunun için gerekli olan Müslümanların muhataplık sorunu ile ilgili çalışmaları cami derneklerinin olarak yapmaya kararlı olduklarını

dile getirdi.  

Daha sonra söz alan Frankfurt Şehir Meclisi Başkanı Hilime Arslaner-Gölbaşı, açılışta okunan ayetlere atıfta bulunarak, ayetlerde geçen sözü  barış, çeşitlilik ve şükran terimlerinin Frankfurt`taki çok kültürlü yaşamdada önemli yeri olduğunu söyledi. H. Arslaner-Gölbaşı güncel Frankfurt toplumunda kültürlerarası yaşam ve diyaloğun temelini oluşturmada Frankfurt´ta çesitli coğrafyalardan gelen insanların ortak noktalarda buluşmasındaki öneme değinerek, Frankfurt´un sembolü olan Goethe’nin „Kim kendini ve başkasını tanırsa, burasınıda tanır: Şark ve Garp biribirinden ayrılamaz“ sözleriyle yapılan davete teşekkür ederek Müslümanların tuttuğu orucu Allah´ın kabul etmesi dileğiyle sözlerine son verdi.  

Frankfurt Belediye Başkanı Mike Josef yapılan davete teşekkür ederek başladığı konuşmasında Ramazan´ın tutulan oruçların verilen iftarların çok kültürlü Frankfurt´un önemli bir parçaşı haline geldiğini dile getirerek, Frankfurt Belediye Başkan seçimlerinde Müslümanlar ve onların kuruluşları ile başlattığı diyaloğu Frankfurt Belediye Başkanı olarakta devam ettirmeye kararlı olduğunu, onların sorunları ile yakından ilgileneceğini söyledi. Mike Josef, planlama ve imardan sorumlu belediye encümeni olarak asrın en büyük felaketi olarak tanımlanan büyük Türkiye Suriye depreminde mağdur olan depremzedelere yardım organizesinde gerekli olan yardım toplama merkezinin bulunmasına memnuniyetle katkıda bulunduğunu, Frankfurt Belediye Başkanlığını görevini  tam olarak devraldıktan sonra, Frankfurt´un her türlü sorunu ile kararlı şekilde ilgileneceğini dile getirerek, konuşmasına son verdi.

Frankfurt Emniyet Müdürü kısa selamlama konuşmasında bir dost meclisi olan iftar yemeğine samimi şekilde kabul edilmekten onur duyduğunu belirterek, STK´ların bilhassa cami derneklerinin Frankfurt´ta önemli bir yeri olduğunu söyledi. STK ve cami derneklerinde fahri olarak hizmet eden herkese teşekkür eden emniyet müdürü emniyet güçlerinin görevini yerine getirirken zaman zaman ortaya çıkan sıkıntılı durumların aşılması ve olası krizlerin önlenmesinde cami dernekleri ve onların yetkililerinin önemli katkısı olduğunu söyleyerek, STK´lar ve cami derneklerinin güvenliklerinden sorumluluklarının bilincinde, onlarla varolan diyalog ve işbirliği ortamını dahada geliştirmeye kararlı olduklarını vurguladı.

TC Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer iftar programını organize eden camiler birliği ve dernek başkanı Ayhan Yıldız’ın şahsında, ev sahipliği yapan Niederrad Mevlana Camii derneğine teşekkür etti. E. Tunçer Ramazan orucu ve iftar sofraları ibadet ve geleğinin Almanya´dada yaşatılarak toplumsal barış ve hoşgörüye katkısının önemine değindi. Görev bölgesi içerisinde bulunan Rhein-Main bölgesinin en fazla deprem yardımı sevkeden bölgeler arasında bulunduğunu belirten Başkonsolos, bu çalışmalarda emeği geçen herkese tesekkür ederek bu dayanışmanın bundan sonrada devam etmesini diledi. TC Frankfurt Başkonsolosluğu olarak Türk tolumu ve kuruluşları ile yakın diyalog ve işbirliği içerisinde olduklarını, bu iftar programına katılan Frankfurt Belediyesi ve Emniyet Müdürlüğü üst düzey yekililierininde aynı şekilde Türk tolumu ve kuruluşlarıyla yakın işbirliği ve diyalog halinde olmasından duyduğu memnunyetle dile getirerek,  onların görüş beklenti ve hassasiyetlerini dikkate alınmasını arzu ettiklerini söyledi. Geçtiğimiz haftalarda yapılan seçimlerde Belediye başkanlığına seçilen Mike Josefi tebrik ederek başarılar dileyen Başkonsolos E. Tunçer, önümüzdeki haftalarda Türkiye´de yapılacak seçimler için Frankfurt‘tada sandık açılacağını, sonbahrda ise Hessen Eyaletinde de Eyalet Meclis seçimleri yapılacağını ve bu seçimlerin demokratik olgunluk barış ve sukünet içerisinde tamalanacağından şüphesi olmadığını söyledi.

Konuşmaların akabinde akşam ezanı okunması ve namazın edasından sonra sonra  Niederrad Mevlana Camii kadınlar kolu  tarafından hazırlanan iftar menüsü katılımcıların beğenisine sunuldu. 

 

 

 

 

 

 

 

 

Duisburg DİTİB Merkez Camii’nde ramazan ayı münasebetiyle hafızlık eğitimi alan Kur’an kursu öğrencileri Cuma akşamları teravih namazı kıldırıyor.

Duisburg DİTİB Merkez Camii’nde cemaat her akşam sohbet dinliyor ve ramazan ayının manevi havasını Kur’an kursu öğrencilerinin kıldırdığı teravih namazı ile farkındalık yaşıyor.

DİTİB Merkez Camii’nde her Cuma akşamı yaşları 16-20 arasında Abitur yapan ve ilahiyat okuyan Baran Sütçü, Furkan Batmaz, Ömer Aydın, Akın Akarsu, Abdullah Taşdemir ve Yakup Kıllı tarafından teravih namazı eda ediliyor. Gençler her dört rekatta bir mihraba geçerek imamlık yapıyor.

Duisburg DİTİB Merkez Camii din görevlisi Niyazi Tok, “Himayemizde yetişen öğrencilerimiz, mihrapta güzel işleri yaparak yetişecek. Kur’an kursu öğrencilerimiz tarafından hatasız olarak kıldırılan teravih namazıyla büyük bir coşku yaşadık. Bu öğrencilerimizi destekleyen anne babalarından Rabbim razı olsun. Bu uygulamamız ramazan boyunca Cuma ve haftasonu akşamları devam edecek” dedi.

Dernek başkanı Yusuf Aydın ise şöyle konuştu: “Camimizdeki bu uygulama hem bizleri hem cemaatimizi ve ailelerini sevindirmiştir. Öğrencilerimizin gözlerindeki mutluluğu görebiliyorum. Öğrencilerimizi mesleki alanda eğitmek ve hafızlıklarını iyice pekiştirmek, aynı zamanda geleceğe hazırlama ilkesiyle hareket ediyoruz. Ramazan-ı şerifte en azından haftada iki akşam teravih namazı öğrencilerimiz tarafından icra ediecektir. Velilerine ve hocalarına şükranlarımı sunuyorum.”

 

 

 

Almanya, yabancı işgücüne kapıları sonuna kadar açtı!

Değerli Vatandaşlarımız,

Sizlere Almanya’da Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan yeni Nitelikli İşgücü Göçü Yasası’nın müjdesini verirken detaylarını da sizlerle Türkçe olarak paylaşmak istiyorum:

Bir ekonomi merkezi olan Almanya’da, bazı sektörlerde yaşanan nitelikli işgücü eksikliği, Almanya’daki refah düzeyi için de riskli hale geldi. Almanya İstihdam Dairesi’nin verilerine göre Almanya’da iş piyasasının istikrarı koruyabilmesi için yılda yaklaşık 400 bin kalifiye işgücü göçüne ihtiyaç var. 2022 yılı verilerine göre Almanya’da nitelikli işgücü açığı 2 milyona yaklaştı. Sağlık ve hasta-yaşlı bakım sektörü başta olmak üzere Almanya’da bilişimden sanayiye, teknik ve el sanatlarına kadar birçok alanda ciddi nitelikli işgücü sıkıntısı yaşanıyor. Bu bağlamda Federal İçişleri Bakanlığı ve Federal Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı tarafından hazırlanan yasa taslağı, Federal Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı. Başvuru sahiplerine en az bir yıllığına Almanya’ya gitmeye olanak tanıyacak olan yeni Nitelikli İşgücü Göçü Yasası, 3 ana sütundan oluşuyor:

 

  1. Sütun: KALİFİYE

Yükseköğrenim diplomasına sahip olan nitelikli yabancı işgücünün eğitim gördükleri alanda Almanya’da çalışabilmelerine olanak tanıyan AB Mavi Kart uygulaması, Nitelikli İşgücü Göçü Yasası’nın ana unsuru olmaya devam ediyor. Şartların hafifletildiği yeni yasa kapsamında, daha önce şart koşulan yıllık asgari kazancın miktarı düşürüldü. Ayrıca Mavi Kart ile gelenler artık kendi kalifiyeleri dışındaki başka bir nitelikli alanda da çalışabilecek. Burada amaç, iş piyasasına esneklik ve ivme kazandırmak. IT alanında mesleki tecrübesi olanlar da akademik seviyede Mavi Kart uygulamasından yararlanabilecek.

 

  1. Sütun: DENEYİM

Mesleki deneyimleri ve devlet onaylı bir diploması olmasına rağmen diplomalarını Almanya’da tanıtamayanların yararlanabileceği bu sütunda, en az 2 yıllık mesleki deneyimi olanların tecrübeleri de kabul görecek ve Almanya’ya gelebilmeleri sağlanacak. Bu sütunda aranan ön koşullar arasında tecrübesinin esas alındığı bir iş sözleşmesi ve en az iki yıllık mesleki deneyim yer alıyor. Ayrıca gelecek kişinin yeterli maaş alabilmesi de ön koşullar arasında. Yeterli maaş seviyesine ulaşamayanlar, diplomalarını daha önce olduğu gibi Almanya’da tanıtması gerekiyor. Bugüne kadar diplomaların tanınması işlemleri, başvuru sahibinin yurtdışından başvurması ve sonrasında Almanya’ya gelebilmesi şeklindeydi. Yeni yasada ise işe başlama sürecinin sekteye uğramaması için diplomanın tanınması işlemi Almanya’da işe başladıktan sonra da yapılabilecek. Bu noktada işveren, olası ek kalifiye eğitimi için çalışanına izin vermekle yükümlü olacak.

 

  1. Sütun: POTANSİYEL

Bu başlık, Almanya’da henüz herhangi bir iş sözleşmesi olmayanlara yönelik. “Puan Sistemi” esasına dayalı “Fırsat Kartı” uygulamasıyla potansiyel yabancı işgücünün farklı kriterleri dikkate alınarak alacağı puana göre Almanya’ya gelebilmesine olanak sağlanacak. Bu uygulamayla iş yeri aramanın kolaylaştırılmasının yanı sıra başvuru sahibinin deneme süreli çalışma yapabilmesine ve ek işte çalışabilmesine olanak sağlanıyor. İşyeri ararken kişi haftada 20 saate kadar çalışabilecek, 2 haftaya kadar tam gün deneme süreli çalışma yapabilecek.

Bu uygulamaya göre, yasada belirlenen kriterlerden en az 6 puan alanlar, Fırsat Kartını hak ederek yasal bir oturum izniyle Almanya’da iş arayabilecek. Bu kriterler şu şekilde puanlanacak:

  • Diploma denkliği / 4 puan
  • En az 2 yıllık iş tecrübesi / 2 puan
  • En az B2 düzeyinde Almanca bilgisi / 3 puan
  • İngilizce dilbilgisi / 1 puan
  • 35 yaş altı 2 puan / 40 yaş üstü 1 puan
  • Almanya geçmişine sahip olmak / 1 puan

Ayrıca, Almanya’da yükseköğrenim veya meslek eğitimi yapmak isteyenler için de yasa daha cazip hale getirildi.

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

 

Almanya’ya nitelikli işgücü başvurusuyla ilgili tüm bilgilere, Türkçe de dahil farklı dillerde şu linkten ulaşabilirsiniz:
https://www.make-it-in-germany.info.tr/?_ga=2.101139401.996601986.1680804907-1478348873.1680804907

Almanya’da diploma denkliğiyle ilgili tüm detaylara Türkçe de dahil, farklı dillerde şu linkten ulaşabilirsiniz:
https://www.anerkennung-in-deutschland.de/html/tr/index.php#

Diplomanızın ve okulunuzun denkliği olup olmadığını aşağıdaki linkten kontrol edebilirsiniz: https://anabin.kmk.org/anabin.html

 

Saygılarımla

 

Barış Öneş

Hamburg Eyalet Parlamentosu Milletvekili (SPD

Melle DİTİB Mimar Sinan Camii bu yıl da Melle Belediyesi’nin iftar davetine ev sahipliği yaptı. Almanya’nın Aşağı Saksonya Eyaletine bağlı Melle’de şehir idaresi Müslümanlara iftar verdi.

 

Melle Belediyesi’nin geleneksel olarak verdiği iftar Melle DİTİB Mimar Sinan Camii’nde gerçekleşti. Caminin park alanına kurulan iftar çadırında verilen iftara yaklaşık 150 kişi katıldı.

Melle belediye yetkililerinin, şehir idaresi, bürokrasi, okul ve kilise temsilcilerinin de iştirak ettiği iftar davetinde Melle Belediye Başkanı Jutta Dettmann (SPD) sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda: “Bu akşam Melle Müslüman Cemaati ve Melle Belediyesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen ortak iftar daveti gerçekleştirildi. Dini cemaat temsilcileri, polis, Melle Belediyesi ve Osnabrück Belediyesi, Türk-Alman Çalışma Grubu, Kültürlerarası Hafta Çalışma Grubu ve Melle DİTİB Mimar Sinan Camii cemaati üyeleriyle birlikte önemli bir birliktelik göstergesi olan Ramazan iftarını açtık.”

 

Dettmann iftar öncesi yaptığı selamlama konuşmasında ise Türkiye’deki depremin yaralarının sarılıp depremzedelerin de Ramazan bayramına daha iyi bir durumda kavuşmasını dilediğini ve Melle DİTİB Mimar Sinan Camii’nin deprem sonrası depremzedeler yararına ortaya koyduğu dayanışmayı da takdir ettiğini ifade etti. Jutta Dettmann, hastanede tedavi gören eski DİTİB Aşağı Saksonya ve Bremen Eyalet Birliği Başkanı Yılmaz Kılıç’a da şifa dileklerini ileterek Müslümanların Ramazan bayramını şimdiden tebrik etti.

 

Karşılıklı hoşgörü, diyalog ve barış içinde yaşama adına güçlü mesajların verildiği iftar programı çay ve baklava eşliğinde sohbetlerle sona erdi.

 

 

 

 

 

 

Popakademie Baden-Württemberg, Dünya Müziği lisans programına 2023/2024 kış dönemi başvuruları 30 Nisan 2023 tarihinde sona eriyor.

 

Popakaemie Baden-Württemberg; Almanya, Mannheim’da 2003 yılında kurulmuş, dünya müziğine odaklanan, popüler müzik, müzik ve yaratıcı endüstri bölümlerinde, özel yetenekle sanatsal bir lisans eğitimi sunan ilk ve tek devlet yükseköğretim kurumudur. Popakademie BW’in, halen Pop Müzik Tasarımı, Müzik İşletmeciliği ve Dünya Müziği alanlarında üç lisans bölümü ve Popüler Müzik, Müzik ve Yaratıcı Endüstriler ile ilgili iki yüksek lisans bölümü bulunmaktadır. Popakademie BW, geniş eğitim imkanı ve müzik endüstrisindeki güçlü ağı ile müzik dünyasına başarılı hizmetler sağlıyor.

 

Dünya Müziği Bölümü- Sanat Akademisi Lisansı (Bachelor of Arts)

Dünya Müziği Bölümü, Türk, Arap ve Batı Afrika müziğinin önemli alanlarını, köken ülkelerde ki ilişkilerini ve yerel popüler kültürde ki gelişimlerini içerir. Yaratıcı ve yetenekli sazcılar, besteciler, bir koronun yöneticileri ve enstrüman öğretmenleri bu bölüme başvurabilirler. Dünya müziğinin tüm alanlarının tanındığı Dünya Müziği bölümü aynı zamanda klasik, geleneksel müzik, füzyon, caz, popüler müzik ve batı sanat müziği ile de ilişkilidir. Popakademie‘nin Dünya Müziği bölümünde; bağlama, Arapça ve Türkçe ud, vurmalı çalgılar, kanun ve şan gibi bölümler ana dal eğitimi olarak yer almaktadır.

Popakademie BW Lisans eğitimi, geleneksel ve batı müziği alanlarında uygulama dersleri, enstrüman ve proje çalışmalarından oluşmaktadır. 6 yarıyıldan oluşan eğitim süresince, müzik ekonomisi işletmeciliği, kültürel arka plan ve güncel eğilimler de incelenmektedir. Bachelor of Arts diplomasıyla mezun olan sanatçılar enstrüman öğretmeni olarak da büyük talep görmektedir.

 

Popakademie BW, Dünya Müziği eğitim ve öğretimini, Bağlama Bölümü‘nde; Kemal Dinç, Taner Akyol, Erdem Şimşek, Kenan Tülek, Arapça ve Türkçe Ud Bölümü‘nde; Samir Mansour, Yurdal Tokcan, Ahmad Al Khatib, Vurmalı Çalgılar (Perküsyon, Djembe) Bölümü‘nde; Murat Coşkun, Joannie Labelle, Kanun Bölümü’nde; Muhittin Kemal gibi alanlarında uzman, tanınmış, geniş bir kadroyla sağlamaktadır.

Popakademie Bölümleri: https://www.popakademie.de/de/studium/weltmusik-ba/facts/ Başvuru: https://www.popakademie.de/de/studium/weltmusik-ba/bewerbung/

 

Daha fazla bilgi ve sorularınız için:
Johannes Kieffer Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! Mehmet Ungan: +49 15233535437 www.popakademie.de

 

 

 

 

 

Wird es draußen wärmer, beginnt die Zeit der Zecken. Sie lauern im Gras, Gebüsch oder Unterholz darauf, dass Tiere oder Menschen sie im Vorbeigehen von dort abstreifen. Finden sie am Körper eine unbedeckte Stelle, stechen sie zu und saugen das Blut ihrer Opfer. Zecken sind zwar nicht giftig für den Menschen, sie können aber zahlreiche Krankheiten übertragen, darunter auch gefährliche Erkrankungen wie Borreliose (Lyme-Krankheit) oder Frühsommer-Meningoenzephalitis (FSME). Meistens bleibt ein Stich des „gemeinen Holzbocks“ – die häufigste Zeckenart in Europa – ohne gesundheitliche Folgen. Nicht jede Zecke trägt die Erreger in sich und nicht jeder Stich einer befallenen Zecke führt zur einer Ansteckung. „Vorsichtig sollte man dennoch sein, denn beide Infektionen können gefährlich werden“, so Alexander Pröbstle von der AOK in Würzburg. Im Jahr 2022 verzeichnete das Bayerische Landesamt für Gesundheit und Lebensmittelsicherheit (LGL) bayernweit 260 FSME-Erkrankungen, in Unterfranken waren es 7. Borreliose tritt deutlich häufiger auf als die FSME. In Bayern erkrankten im vergangenen Jahr laut LGL über 3.600 Personen daran, in Unterfranken waren es 381.

 

FSME - Impfung schützt

Schutz vor der FSME bietet eine Impfung. Die Ständige Impfkommission (STIKO) empfiehlt diese für alle Menschen, die in Risikogebieten wohnen oder diese besuchen und sich viel in der Natur aufhalten. Denn es besteht die Gefahr, dass eine Infektion zu einer Entzündung der Hirnhäute und des Gehirns führt (Meningoenzephalitis). „Zecken, die FSME-Viren tragen, kommen vorwiegend in bestimmten Regionen Deutschlands vor, beinahe ganz Bayern zählt dazu“, so Alexander Pröbstle. Mit dem Landkreis Fürstenfeldbruck und dem Stadtkreis München sind aktuell zwei neue Risikogebiete hinzugekommen, so dass 94 der 96 bayerischen Landkreise und kreisfreien Städte als Risikogebiete gelten. „Die AOK übernimmt die Kosten der Immunisierung für alle, die in FSME-Risikogebieten leben oder in diese reisen“, so Alexander Pröbstle. Für eine vollständige Grundimmunisierung ist dreimaliges Impfen notwendig. Dieser Schutz hält dann mehrere Jahre vor.

 

Borreliose - früh reagieren schützt

Borreliose ist eine Erkrankung, die von Bakterien verursacht wird. „Die Borreliose erkennt man an der typischen ringförmigen Hautrötung rund um den Zeckenstich, die sich über Tage langsam nach außen verbreitet“, so Alexander Pröbstle. Diese sogenannte Wanderröte entwickelt sich manchmal erst einige Tage bis Wochen nach einem Stich, ist in der Regel innen blasser als am Rand und muss nicht unbedingt an der Einstichstelle, sondern kann auch an anderen Körperstellen auftreten. Möglicherweise kommen grippeähnliche Beschwerden hinzu, wie Fieber, Muskel- oder Kopfschmerzen. Wer solche Symptome hat, sollte zum Arzt gehen. Der Krankheitserreger überträgt sich, wenn überhaupt, erst nach längerem Saugen der Zecke. „Wenn man den Körper gleich nach dem Aufenthalt im Freien untersucht und mögliche Zecken sofort entfernt, kann man sich wirksam vor einer Borreliose schützen“, sagt Alexander Pröbstle und rät, die Zecke möglichst mit speziellen Hilfsmitteln zwischen Hautoberfläche und Kopf fassen und gerade herausziehen, ohne sie dabei zu zerquetschen.

 

Der beste Schutz besteht natürlich darin, sich erst gar nicht stechen zu lassen. Bei Wanderungen durchs Gebüsch empfiehlt es sich, feste Schuhe, lange Hosen und lange Ärmel zu tragen – oder man bleibt gleich auf festen Wegen. Helle Kleidung kann zusätzlich helfen, die herumkrabbelnden Tiere besser zu erkennen, bevor sie zustechen. Auch Zeckensprays, sogenannte Repellents, können Zecken ein bis zwei Stunden vertreiben. Danach muss erneut gesprüht werden.

Wegen der Corona-Pandemie musste auch das Kreisschwimmfest immer wieder abgesagt werden – dabei feierte es 2019 sogar das 50. Jubiläum. Nun war es aber endlich wieder soweit. Im dritten Anlauf konnte das Kreisschwimmfest des Landkreises Würzburg im Schulschwimmbad in der Realschule am Maindreieck in Ochsenfurt stattfinden. Das freute vor allem Realschullehrer Arnd Schertz, der den sportlichen Wettbewerb vor Ort organisierte.

 

Denn: Richtig schwimmen zu können ist heute wichtiger denn je. Studien zeigen, dass die allgemeine Schwimmfähigkeit abgenommen hat – auch bedingt durch die Corona-Pandemie. Schließlich waren Schwimmbäder für eine lange Zeit geschlossen und Kurse konnten nicht stattfinden. „Es ist wichtig, dass wir Sport und Bewegung nach Jahren des Stillstands wieder stärker fördern. Das Kreisschwimmfest ist eine bewährte und tolle Möglichkeit, um genau das voranzutreiben und auch Spaß daran zu haben“, betont Sandra Handke, Sportreferentin des Landratsamtes.

 

Sportliche Leistungen im Becken: Die Teilnehmerinnen und Teilnehmer zeigten wieder Höchstleistungen beim Kreisschwimmfest in Ochsenfurt. Foto: Sandra Handke

 

Umso mehr freuten sich alle Beteiligten über die Veranstaltung in Ochsenfurt, darunter auch die sportliche Leiterin Annika Liebs, Kreisschulobfrau Schwimmen im AK Sport in Schule und Verein. Vor Ort waren auch Peter Juks, Ochsenfurts Bürgermeister, und Karen Heußner, stellvertretende Landrätin. Sie überreichten den Siegerinnen und Siegern nach einem gelungenen und sportlichen Tag die Urkunden und Medaillen.

 

Die Bilder und Listen der Gewinner gibt es auf unserer Homepage unter: www.landkreis-wuerzburg.de/Sport

 

Ergebnisse

 

Jungen III: 1. Realschule Ochsenfurt 1, 2. Deutschhaus-Gymnasium, 3. Mittelschule Gaukönigshofen, 4. Realschule Ochsenfurt 2

 

Mädchen III: 1. Mittelschule Gerbrunn, 2. Deutschhaus-Gymnasium 1, 3. Realschule Ochsenfurt, 4. Mittelschule Ochsenfurt

 

Jungen IV: 1. Realschule Ochsenfurt, 2. Realschule Höchberg, 3. Realschule Ochsenfurt

 

Mädchen IV: 1. Mittelschule Gerbrunn, 2. Realschule Höchberg, 3. Realschule Ochsenfurt

 

Grundschulwettbewerb: 1. Grundschule Höchberg, 2. Grundschule Rimpar, 3. Grundschule Rottendorf, 4. Grundschule Gerbrunn

 

 

Büro für Chancengleichheit organisierte die Führung

 

Für viele Grundschülerinnen und –schüler ist das Landratsamt Würzburg in erster Linie ein sehr, sehr großes, blaues Haus. Wenn Kinder ihre Eltern ins Amt begleiten – beispielsweise, um ein neues Auto zuzulassen – lernen die Kleinsten jedoch schnell, dass das Landratsamt noch viele weitere Aufgaben für die Landkreisbürgerinnen und -bürger erfüllt.

 

Eine schöne Möglichkeit ist es, bei Schulführungen durch das Landratsamt diese Bereiche kindgerecht vorzustellen. Wo arbeitet der Landrat? Was macht eigentlich ein Gesundheitsamt? Was bedeutet Gleichstellung? Diese und mehr Fragen konnten die Schülerinnen und Schüler der Astrid-Lindgren-Grundschule Helmstadt direkt im Landratsamt stellen. Anlass war das vom Landkreis herausgegebene Kinderbuch „Wir besuchen das Landratsamt“ und die Ausstellung „WonderWoman“, die von der Gleichstellungsstelle organisiert worden ist. Auch Schülerinnen und Schüler aus Helmstadt haben ihre Bilder eingereicht, die seit einigen Wochen im Foyer des 2. Stocks ausgestellt werden.

 

Neben einem Besuch der Ausstellung konnten die Kinder unter anderem spannende Einblicke ins Gesundheitsamt Würzburg bekommen. Dr. Barbara Finkenberg, stellvertretende Leiterin des Gesundheitsamtes für Stadt und Landkreis, erklärte beispielsweise, dass das Gesundheitsamt für viele Bereiche des Alltags zuständig ist, an die man vielleicht gar nicht denkt – für das Trinkwasser, die Kontrolle der Wasserqualität im Erlabrunner Badesee und mehr.

 

Weitere Fragen konnten die Kinder auch bei einem Besuch des Landratsbüros stellen. Felix von Zobel, vierter Stellvertreter des Landrats, führte die Kinder mit Carmen Schiller, Leiterin des Büros für Chancengleichheit, durch die Räume und Fachbereiche. Beide freuen sich, dass Kindern so die Vielfalt der Aufgaben des Landratsamtes als Kreis- und Staatsbehörde unterhaltsam nähergebracht wird.

 

„Ich weiß jetzt, wo ich arbeiten möchte“, sagte eine Schülerin freudig zum Abschluss. Einige ihrer Schulfreunde schlossen sich diesem Wunsch an und rundeten damit den spannenden Tag im Landratsamt ab.