Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

VİYANA (AA) - Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Mikhail Ulyanov, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin ABD’den ülkesine yapılan silah desteğine ilişkin Twitter’dan yaptığı paylaşıma yönelik "Ukrayna halkına merhamet yok." yorumunda bulunması, Avusturya’da tepkilere yol açtı.
 

Viyana'daki Ukrayna’nın temsilcileri, Ulyanov’un ifadelerini "soykırım çağrısı" olarak yorumladı.

Bunun üzerine Avusturya Dışişleri Bakanlığı, yazılı açıklama yaparak, Rus diplomat Ulyanov'a tepki gösterdi.

Bakanlık, açıklamada, ifade özgürlüğünden yana olunduğunu ancak "bu tür kışkırtıcı söylemlere de kararlı bir şekilde karşı durduklarını" bildirdi.

 

Rus diplomat Bakanlığa çağrılacak

Viyana'da yaklaşık 18 aydır süren İran nükleer müzakerelerinde Rusya heyetinin başkanlığını da yapan diplomatın yarın Dışişleri Bakanlığına çağrılacağı da ifade edildi.

Tepkiler sonrasında paylaşımını silen Rus diplomat Ulyanov da ifadelerinin çarpıtıldığını belirterek Zelenskiy’nin ABD’den silah alarak diplomasi yerine savaşı tercih ettiğini bu nedenle halkına merhamet etmediğini anlatmaya çalıştığını savundu.

ABUJA (AA) - Nijerya'nın kuzeyindeki Adamawa eyaletinde sağanakların yol açtığı sellerde hayatını kaybedenlerin sayısı 14'e yükseldi, 8 bin 400 kişi yerinden oldu.

Nijerya Eyalet Acil Durum Yönetim Ajansının (SEMA) Adamawa Genel Sekreteri Sulaiman Muhammad, yaptığı açıklamada, eyalette devam eden şiddetli yağışların yol açtığı sellerde yaşamını yitirenlerin sayısının 14'e çıktığını belirtti.

 

Muhammad, seller nedeniyle yaklaşık 8 bin 400 kişinin yerinden olduğunu, bunlardan 5 bin 352'sinin bölgedeki okullara sığındığını kaydetti.

Sellerin milyonlarca dolar hasara yol açtığını aktaran Muhammad, hükümetin selzedelere acil insani yardım gönderdiğini ifade etti.

 

İklim değişikliği ve çevre uzmanları, ülkede 53 milyon kişinin sel tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunmuştu.

Nijerya'nın Kano ve Jigawa eyaletlerinde sağanakların yol açtığı sellerde 225 yerleşim yeri sular altında kalmıştı.

 

Avrupa Birliği, Nijerya'nın 5 eyaletindeki selin etkisini azaltmak için acil durum hazırlığı olarak 70 bin avro destek sağlamıştı.

Tropikal iklim kuşağındaki ülkede, yıllık ortalama yağış miktarı bölgesel olarak farklılık gösteriyor.

 

WASHINGTON (AA) - ABD'de Michigan Üniversitesince ölçülen tüketici güven endeksi, ağustosta yukarı yönlü revize edilerek 58,2 oldu.

 

Michigan Üniversitesi, Amerikalı tüketicilerin eğilimleri doğrultusunda hazırladığı ağustos ayına ilişkin tüketici güven endeksi nihai verilerini açıkladı.

Buna göre, tüketici güveni, ağustosta geçen aya kıyasla 6,7 puan artarak 58,2 değerine çıktı. Söz konusu veri yukarı yönlü revize edilirken ağustos ayına ait öncü veri 55,1 olarak açıklanmıştı.

 

Bu dönemde toparlanma gösteren tüketici güveni, temmuzda 51,5 seviyesinde gerçekleşmişti.

Amerikalıların şu anki finansal koşullara yönelik değerlendirmesini ölçen mevcut ekonomik koşullar endeksi, ağustosta aylık bazda 0,5 puan artarak 58,6'ya çıktı.

 

Tüketicilerin uzun vadeli öngörülerini yansıtan tüketici beklentileri endeksi ise aynı dönemde aylık 10,7 puanlık artışla 58'e ulaştı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Tüketici Anketleri Direktörü Joanne Hsu, tüketici güveninin ağustosta iyileşmeyi sürdürdüğünü belirtti.​​​​​​​ Hsu, enflasyon beklentisinin ise geçen ay yüzde 5,2'den yüzde 4,8'e gerileyerek 8 ayın en düşük seviyesine indiğini kaydetti.

BERLİN (AA) - Almanya’da Postdam Savcılığının, Başbakan Olaf Scholz ve eşi Birtta Ernst hakkında, "çiftin komşularınca çöpte bulunan gizli belgeler" nedeniyle soruşturma yapmayacağı bildirildi.
 

Savcılık Sözcüsü Carla Mostertz, Alman Haber Ajansı DPA'ya yaptığı açıklamada, söz konusu belgelerin korunmaya değer hiçbir sır içermediğini belirtti.

Mostertz, böylelikle resmi sırların korunmasının ihlal edildiği yönünde bir şüphenin bulunmadığını kaydetti.

 

Alman Spiegel dergisinde temmuzda yayımlanan haberde, Brandenburg Eyaleti Eğitim Bakanı da olan Ernst’in çöpe attığı ve komşularınca bulunan belgelerin "özel-yalnızca resmi kullanım için" olarak sınıflandırıldığı ve G7 ülkelerinin liderlerinin eşleriyle ilgili bilgileri içerdiği ifade edilmişti.

ABD, Almanya, İngiltere, Kanada, Fransa, İtalya ve Japonya'dan oluşan G7 ülkelerinin liderleri, 26-28 Haziran tarihlerinde Almanya'nın ev sahipliğinde Bavyera eyaletindeki Elmau Sarayı'nda düzenlenen G7 Zirvesi kapsamında bir araya gelmişti.

 

Potsdam Savcılığı da söz konusu belgelerin çöpe atılmasıyla resmi sırların korunmasının ihlal edilip edilmediğine ilişkin ön inceleme yapmıştı.

 
ANKARA (AA) - Milli Savunma Bakanlığı, Türkiye'nin gönderdiği insani yardım malzemelerini taşıyan iki uçağın daha selden etkilenen Pakistan'a hareket ettiğini bildirdi.

Bakanlığının sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, "Ülkemizin yardım eli sel felaketlerinde zarar gören Pakistanlı kardeşlerimize uzanmaya devam ediyor. İnsani yardım malzemelerini taşıyan TSK’ya ait iki uçağımız daha Ankara Etimesgut Havaalanı’ndan hareket etti." ifadeleri kullanıldı.

Paylaşımda ayrıca uçakların hazırlanış sürecine dair görsellere yer verildi.

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), selden etkilenen Pakistan'a çadır ve insani yardım malzemesi desteği sağlamak üzere "hava köprüsü" kurulduğunu duyurmuş, ilk etapta 10 bin çadır, 50 bin gıda kolisi, 50 bin hijyen malzemesi ve 10 bin bebek mamasından oluşan insani yardım malzemesinin sel bölgesine gönderilmesine başlandığını açıklamıştı.

Pakistan Ulusal Afet Yönetim Ajansı (NDMA), 14 Haziran'dan bu yana etkili olan muson yağmurlarının yol açtığı sel ve heyelanlar nedeniyle 1000'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu.

Şiddetli yağışlar sebebiyle 992 bin 871 evin hasar gördüğü, 727 bin 144 çiftlik hayvanının telef olduğu, yağışlardan yaklaşık 33 milyon 46 bin kişinin etkilendiği, 498 bin 442 kişinin ise kurulan yardım kamplarında yaşadığı belirtilmişti.

 

 

 

 

 

BERLİN (AA) - Almanya’da Başbakan Olaf Scholz’un, Ekonomi ve Enerji Bakanı Robert Habeck ile resmi ziyaret için Kanada’ya gittiği uçakta kimsenin maske takmaması. tartışmalara yol açtı. 

Sosyal medyada, Scholz ile Kanada’ya giden ve Alman heyetinde bulunan Habeck’in yanı sıra uçaktaki gazetecilerin de maske takmadığına ilişkin görüntüler ortaya çıktı.

Bunun üzerine birçok kişi, Kovid-19 salgınındaki kurallardan ötürü Almanya’ya iniş yapan veya ülkeden kalkan uçaklarda maske zorunluluğu bulunduğuna dikkati çekerek hükümet üyelerinin ve gazetecilerin uçakta maske takmamasını eleştirdi.

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi Milletvekili Armin Laschet, Enfeksiyon Korumu Yasası’nın hükümete ait uçak için maske zorunluğu konusunda bir istisna getirilmediğini belirtti.

Laschet, uçaklardaki maske takma zorunluluğunun kaldırılmasını istedi.

Hür Demokrat Parti (FDP) Milletvekili Olaf in der Beek de hükümetin uçağındaki bu görüntülerden sonra insanlara maske zorunluluğunu anlatmanın gerçekten zor olacağını belirterek “İki sınıflı bir toplum olamaz ve olmaması lazım. En iyi çözüm, maske zorunluluğunu kaldırmak." değerlendirmesinde bulundu.

Lufthansa şirketince Twitter’dan yapılan paylaşımda da PCR testinin yolcuları maske takmaktan muaf tutmadığı kaydedildi.

Alman basınında ve sosyal medyada, hükümet üyelerine PCR testi yaptırdıktan sonra uçakta maske takmamalarına izin verildiği ancak bu hakkın vatandaşlara verilmediği eleştirilerinde bulunuldu.

Alman hükümetinden, Alman Haber Ajansı DPA’ya yapılan açıklamada, Alman Hava Kuvvetlerine ait uçaklarda maske takma zorunluluğu bulunmadığı aktarılarak tüm yolcuların uçak kalkmadan önce güncel negatif PCR testi ibraz etmesi gerektiği ve böylelikle yüksek koruma seviyesinin sağlandığı kaydedildi.

 

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Rusya'ya karşı savaşan Ukrayna'ya gerektiği sürece askeri ve mali destek vereceklerini söyledi.

Baerbock, Bild am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın daha uzun yıllar sürmesine hazırlıklı olunması gerektiğini belirtti.

Rus hükümetinin, "Ukrayna'yı boyunduruğu altına almaya ilişkin sabit düşüncesinden" vazgeçmediğini ifade eden Baerbock, ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'yı hızlı bir şekilde alma düşüncesinin de yerine gelmediğini kaydetti.

Baerbock, bunun gerçekleşmemesi için her şeyi yapacaklarını vurgulayarak "Elbette savaşın bir an önce bitmesini isterim. Ancak maalesef Ukrayna'nın gelecek yaz da dostlarından yeni ağır silahlara ihtiyacı olacağını varsaymak zorundayız. Benim için şu nettir: Ukrayna özgürlüğümüzü, barış düzenimizi de savunuyor ve biz Ukrayna'ya mali ve askeri destek veriyoruz." dedi.

Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, Ukrayna'ya bu desteğin gerektiği sürece verileceğinin altını çizdi.

Putin'in masum insanları bombalamaya son vermesi ve tanklarını geri çekmesi durumunda ateşkesin mümkün olabileceğini ifade eden Baerbock, Rusya Devlet Başkanı'nın bu emri her vakit verebileceğini belirtti.

Baerbock, Almanya'nın Ukrayna'ya ağır silahlar sağladığını aktararak "Ukraynalıların daha fazla ve daha hızlı teslimat istediğini anlıyorum. Ancak şu anda öncelikli olarak ihtiyaç duyulan, işler durumda olan yüksek modern sistemler nakledilebilir şekilde envanterimizde çok sayıda bulunmuyor." ifadesini kullandı.

Aynı zamanda Almanya'nın, Baltık ülkeleri gibi ortaklara NATO topraklarının her köşesinin savunulacağı sözünü verdiğini anımsatan Baerbock, bu durum için de Alman ordusunun hareket kabiliyetinde olması gerektiğini belirtti.

Kırım'ın da Ukrayna'ya ait olduğunu vurgulayan Baerbock, dünyanın 2014'te Kırım’ın yasa dışı ilhakını hiçbir zaman tanımadığını kaydetti.

BERLİN (AA) – Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülkede Gepard uçaksavar tankının eğitimini alan Ukrayna askerlerini ziyaret etti.

Scholz, Schleswig-Holstein eyaletindeki Putlos askeri eğitim merkezinde eğitim alan Ukraynalı askerlerle ve eğitimcilerle görüştü.

Merkezde incelemelerde bulunan Scholz, Gepard uçaksavar tanklar hakkında bilgi de aldı.

Scholz, burada yaptığı açıklamada, "Buradaki askerler ülkelerini savunacaklar. Rusya'nın acımasız saldırganlık savaşının getirdiği korkunç tehdide karşı Ukrayna’yı savunacaklar." ifadesini kullandı.

Ukrayna’nın kendisini savunma hakkı bulunduğunu vurgulayan Scholz, Almanya’nın Rusya'nın saldırılarına karşı Ukrayna'ya mali ve askeri olarak destek vermeye devam edeceğini ve Ukrayna ordusunun silahlarını mümkün olan en verimli şekilde kullanmasını sağlayacağını kaydetti.

Almanya, Ukrayna’ya 30 Gepard uçaksavar tankını sağlamaya söz vermiş ve bunların bir bölümünün Ukrayna’ya ulaştığı belirtilmişti. Bu kapsamda Ukrayna askerlerine, Almanya’da eğitim verileceği ifade edilmişti.

Ifo Başkanı Clemens Fuest: "Şirketler arasındaki belirsizlik hala yüksek ve Alman ekonomisinin üçüncü çeyrekte küçülmesi bekleniyor"
 

BERLİN (AA) - Almanya'da geçen ay 88,7 puan olan Ifo İş Ortamı Güven Endeksi, ağustosta 88,5 puana düşerek, Rusya-Ukrayna savaşı, enflasyon ve enerji arz darboğazlarının etkisiyle Haziran 2020’den beri en düşük seviyesine indi.

Merkezi Münih'te bulunan Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), yaklaşık 9 bin firmanın katılımıyla gerçekleştirdiği ağustos ayı Almanya İş Anketi sonuçlarını yayımladı.

Buna göre, temmuzda 88,7 puan olan Almanya'da sanayi ve ticarete ilişkin İş Ortamı Güven Endeksi, Rusya-Ukrayna savaşı, enflasyon ve enerji arz darboğazları ile bu ay 88,5 puana gerileyerek, Haziran 2020’den beri en düşük seviyesine indi. Endeks böylece 3 aydır art arda düşüş kaydetti. Piyasa beklentisi ise endeksin 86,8 puana inmesi yönündeydi.

Söz konusu dönemde Almanya'da Ifo Beklentiler Endeksi 80,4'den 80,3 puana gerilerken, Mevcut Durum Endeksi de 97,7'den 97,5 puana yükseldi.

Ifo'nun anketine göre, görünüm, hizmet ve imalat sektörlerinde kötü kalırken, inşaat sektöründe ise şirketlerin mevcut durum değerlendirmelerinde ve geleceğe yönelik beklentilerinde daha fazla iyileşme görüldü.

 

- Alman ekonomisinin üçüncü çeyrekte küçülmesi bekleniyor

Ifo Başkanı Clemens Fuest, konuya ilişkin, “Alman ekonomisine bulutlu bir hava hakim. İş Ortamı Güven Endeksi, ağustosta 88,7 puandan 88,5 puana düştü… Şirketler arasındaki belirsizlik hala yüksek ve Alman ekonomisinin üçüncü çeyrekte küçülmesi bekleniyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Almanya ekonomisi yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını kısıtlamalarının neredeyse tamamen kaldırılmasının hane halkı tüketimini etkilemesi ve kamu harcamalarının devam etmesiyle bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,1 genişlemişti.

Ekonomistlere göre, Alman ekonomisi başta doğal gaz olmak üzere enerji krizi nedeniyle zor aylarla karşı karşıya bulunuyor.

Ifo'ya göre ise artan enflasyon oranları nedeniyle bu yıl hane halkının tüketimi ülkenin ekonomik büyümesi üzerinde etkisi olmayacak.

Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) da 22 Ağustos’ta ekonomiye yönelik raporunda, Alman ekonomisinde bir resesyon olasılığının giderek arttığını bildirmişti.

Raporda, Alman ekonomisine ilişkin beklentilerin giderek daha da "karamsar" hale geldiği belirtilerek, kış aylarında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'da (GSYH) düşüşün "çok daha olası hale geldiği" vurgulanmıştı.

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier: "Rostock'ta olanlar ülkemiz için bir utançtır. Bu utanç için politikacılar da büyük sorumluluk taşıyor"

BERLİN (AA) – Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, 30 yıl önce Rostock’ta yaşananların Almanya için bir utanç olduğunu ve bu utancın sorumluluğunu siyasetçilerin de taşıdığını söyledi.

Steinmeier, Rostock’un Lichtenhagen ilçesinde 24-26 Ağustos 1992'de mültecilerin ve Vietnamlı sözleşmeli işçilerin kaldığı binalara yönelik aşırı sağcı saldırının 30. yıl dönümünde düzenlenen anma etkinliğine katılarak konuşma yaptı.

Söz konusu dönemde yaşananları hatırlatan Steinmeier, mülteci yurdunda bulunan insanlara saldırıldığını, binaya Molotof kokteylleri atıldığını, dışarıda insanların bu olayları alkışladığını, polisin binada bulunan insanları koruyamadığını ve binanın içindeki herkesin ölüm korkusu yaşadığını belirtti.

Rostock-Lichtenhagen’deki saldırıyı bir felaket olarak nitelendiren Steinmeier, bu olayın öncesinde de çok sayıda kişinin yaralandığı aşırı sağcı saldırlar gerçekleştirildiğine değindi. Steinmeier, “(Olaylar öncesinde) Devletin uyarılmış olması gerekirdi." ifadesini kullandı.

 

- "Devlet insanları yalnız bıraktı"

Cumhurbaşkanı Steinmeier, söz konusu dönemde meydana gelen olayların kısmen nefret içeren tartışmaların zemininde geliştiğini vurgulayarak “Rostock’taki olaylar önlenebilirdi. Devlet insanları bazı yerlerde yalnız bıraktı." şeklinde konuştu.

Almanya’da sadece 1992’de göçmenlere karşı 2 bin 277 saldırı gerçekleştiğini aktaran Steinmeier, mucize eseri kimsenin ölmediği Lichtanhagen’deki olayların ardından Mölln, Hünxe, Solingen ve Lübeck saldırılarının yapıldığını, Mölln’de 3, Solingen'de 5, Lübeck’de 10 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.

Rostock'taki olayların tek başına görülmemesi ve o dönemdeki mevcut siyasi tartışmaların dışında tutulmaması gerektiğini vurgulayan Steinmeier, “Rostock'ta olanlar ülkemiz için bir utançtır. Bu utanç için politikacılar da büyük sorumluluk taşıyor." değerlendirmesinde bulundu.

 

-Aşırı sağcı terörün izleri hala var

Cumhurbaşkanı Steinmeier, söz konusu dönemdeki aşırı sağcı terörün izlerinin hala var olduğunu ve ülke genelinde dalgalar şeklinde uzandığını belirterek, bunlara NSU cinayetlerini, Hanau, Halle, Heidenau, Freital ve Kassel’deki ırkçı saldırıları örnek gösterdi.

Bu saldırılardan derslerin çıkarılmasını isteyen Steinmeier, açık bir toplumda her vatandaşı saldırılara karşı korumak için devletin her zaman mümkün olan her şeyi yapması gerektiğini vurguladı.

"Çok uzun zamandır aşırı sağcı terör tehlikesini yeterince ciddiye almadık." diyen Steinmeier, önemli anda var olmayan bir devletin korkunç sonuçlarla karşı karşıya kalacağını kaydetti.

Steinmeier, halka da çağrıda bulunarak, bir arada yaşama konusundaki çatlaklara karşı uyanık, toplumun düşmanlarına karşı dayanıklı, diğer insanlara yönelik barışçıl ve tehdit edilenlerle dayanışma içinde olunmasını istedi.

Cumhurbaşkanı Steinmeier, nefret söylemini ve şiddeti reddetmenin, açık bir toplumda birinci vatandaşlık görevi olduğunu kaydetti.

Anma etkinliği öncesinde Ağustos 1992’de saldırıya uğrayan mülteci yurdunu ziyaret eden Steinmeier buraya çiçek bıraktı ve yetkililerle görüştü.

Lichtenhagen ilçesinde, cephesinde çiçekler bulunduğu için "ayçiçeği evi" olarak bilinen, içinde mültecilerin ve Vietnamlı sözleşmeli işçilerin bulunduğu binaya aşırı sağcılar saldırı düzenlemişti.

Yabancı düşmanı slogan atan yüzlerce Neonazi, mülteci yurduna molotofkokteyli ve taş atmıştı.

Olaylarda polis etkisiz kalırken, olayı izleyen binlerce kişi saldırganları alkışlamıştı. 

Olayların ardından yüzlerce saldırgandan yaklaşık 50 kişi ceza alırken, sadece 3’üne hapis cezası verilmişti. Dönemin Alman hükümeti ise iltica yasalarını sertleştirmişti.