Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 
Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK), kuruluşunun 20.yılını Berlin’de görkemli bir galayla kutladı. Gala gecesinin onur konuğu ise T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr.Ömer Bolat oldu. Galaya, Berlin Eyaleti Ekonomi Senatörü Franziska Giffey, Büyükelçi Ahmet Başar Şen, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu, Alman Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (DIHK) Başkanı Peter Adrian, TD-IHK Başkanı Rolf A. Königs, Türkiye ve Almanya’dan TD-IHK üyeleri ile Oda Başkanlarından oluşan 500’ü aşkın misafir katıldı. TD-IHK Başkanı Rolf A. Königs ve TD-IHK Genel Sekreteri Okan Özoğlu’nun ev sahipliği yaptığı etkinlikte, Candan Erçetin sahne alarak konuklara unutulmaz bir akşam yaşattı.
 
TD-IHK galasında konuşan Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerde TD-IHK’nın rolüne dikkat çekti. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin her yıl daha da geliştiğine dikkat çeken Bakan Bolat, ticaret hacminde hedefin 60 milyar dolar olduğunu ifade etti. Alman şirketlerinin Türkiye’de 8 bin 41 yerel şirket kurup yatırım yaptığını belirten Bolat, şöyle devam etti: “Türkiye son 20 yılda 260 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım aldı. Bunun içinde Almanya’nın payı 25 milyar dolar. Yani toplamın yüzde 8,5’u. Bu inşallah önümüzdeki dönemde daha da artacak. Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası da bu noktada aramızdaki en önemli köprüyü oluşturmaktadır. Sadece geçen yıl 687 milyon dolarlık Alman doğrudan yatırımı ülkemize geldi.”
 
TD-IHK Başkanı Rolf A. Königs, misafirlerine yönelik yaptığı selamlama konuşmasında, Almanya ve Türkiye arasındaki bağın 1961'deki işe alım anlaşmasıyla başlamadığını belirterek, her iki ülke için de büyük önem taşıyan yeni bir göç döneminin başlangıcına işaret etti. Königs, “Binlerce Türk vatandaşı, çeşitli kilit sektörlerde nitelikli iş gücünü sunmak üzere Almanya'ya geldi. Onların sıkı çalışmaları ve özverileri, Almanya'nın ekonomik mucizesini sürdürmesinde çok önemli bir rol oynadı. Kültürleri ve gelenekleri de Almanya'yı zenginleştirdi” dedi. Rolf A. Königs, çok az personelle çalışmalarına rağmen TD-IHK ekibinin harika işler çıkarttığını ve kurumun üye sayısını 500’lere yükselttiklerini belirterek başta TD-IHK Genel Sekreteri Okan Özoğlu olmak üzere tüm ekibe teşekkür etti.
 
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu da konuşmasında Almanya’nın, Türkiye'nin en önemli ticari ortağı olduğuna vurgu yaptı. Almanya’nın Türkiye'deki en önemli yatırımcı ülke olduğunu ve 8 binin üzerinde Alman firmasının faaliyet gösterdiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, „Genç Türkiye Cumhuriyeti'yle Almanya arasında imzalanan dostluk anlaşmasının tam da 100. yılında Cumhurbaşkanı Sayın Steinmeier’in de isabetle söylediği gibi dünyadaki hiçbir ülkeyle Almanya'nın bu kadar yoğun iktisadi ve sosyal ilişkisi yoktur. Dostluğumuzun ve müttefikliğimizin ebedi olmasını temenni ediyorum. TD-IHK’ya yeni yaşında başarılar diliyor, nice yıllara diyorum” dedi.
 
DIHK Başkanı Peter Adrian ise konuşmasında Türkiye ile AB arasında imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasının yenilenmesi çağrısında bulundu. Adrian “Avrupa Birliği Ortaklık Anlaşması da iş birliğimizin geliştirilmesi için önemli bir anahtar kelimedir. Bu ortaklık anlaşması, yani 1995'teki Gümrük Birliği modernize edilmeli ve anlaşmazlıklara yönelik çözüm mekanizmalarına ihtiyacımız var. Balıkçılık ve tarım ürünlerinin yanı sıra dijital hizmetler ve kamu alımları alanlarında da genişletmelere ihtiyacımız var. Bana göre Gümrük Birliği önemlidir ve küçümsenmemelidir; tıpkı kişiler arası ilişkilerimizde uzun süredir geliştirdiğimiz gibi, adil ve dostane bir iş birliğinin temelidir” dedi.
 
Berlin Ekonomi Senatörü Franziska Giffey de Berlin ekonomisinin korona salgını krizinden başarıyla çıktığını ve son yıllarda Almanya’da ekonomik büyümede ilk üç eyalet arasında olduğunu söyledi. Giffey, katkılarından dolayı Türk girişimcilere teşekkür etti ve “Geçen yıl ve ondan önceki yıl Berlin, ulusal ortalamanın üzerinde bir büyüme kaydetmiş ve geçen yıl toplamda yüzde 1,6 oranında büyümüştür. Ulusal rakam yüzde 0,3'tü ve bu da Berlin'i Alman ekonomisinin arkasındaki itici güç haline getirdi. Ekonomik açıdan en başarılı ilk üç eyalet arasındayız ve bu da Türk-Alman iş dünyası sayesinde gerçekleşiyor. Bunun için teşekkür ediyoruz” dedi.
 
Almanya’da yaşayan Türklerin girişimcilik ruhuna değinen Giffey, bunun Berlin’in inovasyon merkezi olmasının önemli bir katkı sağladığını kaydetti. Giffey, “Sadece geçen yıl Türk vatandaşlığına sahip 1.300 Start-Up’ımız oldu. Buna Türk kökenli olup Alman vatandaşlığına sahip olanlar dahil değil, çünkü bunlar ayrıntılı olarak kaydedilmiyor, ancak kesin olan bir şey var: Türk girişimci ailesindeki girişimcilik ruhu çok büyük ve her yıl artıyor ve bu da şu anlama geliyor: Berlin'in Avrupa'da bir numaralı inovasyon merkezi olması gerektiğini söylüyorsak ve Start-Up'lar ve şirketler buraya yerleşiyorsa, yatırımcı faaliyetlerindeki büyüme burada gerçekleşiyorsa, bunun başarılması da onlar sayesinde oluyor” şeklinde konuştu.
 
Gala gecesinde Lösemili çocuklar da unutulmadı. TD-IHK tarafından Lösemili çocuklara yönelik çalışmalar yapan Lösev derneğine yapılan bağışlar doğrultusunda LÖSEV ve TD-IHK adına tüm konuşmacı ve sponsorlara plaketler verildi. Bakan Prof. Dr. Ömer Bolat ise kendisine takdim edilen plaket sonrası özel hayatından bir anısını paylaştı ve kızının da 4 yaşındayken lösemi hastalığına yakalandığını ve bu hastalığı yenmeyi başardığını kaydetti. 
 
Sun Express Airlines'in destekleriyle gerçekleşen galada ünlü sanatçı Candan Erçetin de sahne aldı. Erçetin, sevilen şarkılarının yanı sıra Fransızca şarkılar da seslendirdi. Salondaki Alman konuklara hitaben Almanca da konuşan Candan Erçetin’in konseri sonrası Dj eşliğinde bir de After-Show-Party gerçekleştirildi.
 
 
 
 
 
 
 
 

Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı İdris Taş ile AGC üyeleri, Nürnberg ziyareti kapsamında Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann’ı da ziyaret etti. Görüşmeye, Nürnberg Basın Kulbü Başkanı Dr. Siegfried Zelnhefer, Bavyera Tabipler Birliği Onursal Başkanı Dr. İsmail Baloğlu, Nürnberg Nachrichten editörü Volkan Altınordu da katıldı.


ALMANYA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİ KORUMALIYIZ

TÜRKİYE ile Almanya arasında ilişkilerin tarihe dayandığını, iki ülke arasında ekonomik, ticari ve turistik ilişkilerin iyi olduğunu belirten Hermann, şunları söyledi: “Nürnberg ile Antalya arasındaki kardeşlik bağları da Türk polisi ile Bavyera eyalet polisi arasında iş birliği de çok sıkı. Cumhurbaşkanı Steinmeier’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaretinde de gördüğümüz üzere, her iki ülke arasında siyasi ve dış politika konularında fikir ayrılıkları olsa da her konuda ilişkilerimiz gelişmekte. Geçmişi çok eski tarihe dayanan Almanya-Türkiye ilişkilerimizi korumalıyız.” Hermann, bir gazetecinin, aşırı sağcı AfD’nin Bavyera’da minare yasağı istemesinin Müslüman-Türk toplumunu rahatsız ettiğini söylemesi üzerine, Bavyera’da herkesin güven ve huzur içinde eşit haklara sahip olarak yaşadığını, AfD oyunu artırsa da huzuru ve dostlukları bozamayacağını söyledi.


‘AfD’NİN TALEBİ REDDEDİLDİ’
Hermann, “AfD’nin minarelere yasak talebi Müslümanlara karşı bir antipati uyandırma çabası. AfD yasak istedi ancak bu diğer partilerin oylarıyla reddedildi. Almanya’nın birçok kentinde kanunlara, yasalara uygun olarak imar izinleri alınarak mescitler, camiler inşa ediliyor. Bunların içinde minareli olanlar da var. İnsanlarımız, inançlarından ve ibadetlerinden mahrum edilemez. Dini inançlarından dolayı insanları yargılayanların ön yargılarından kurtulması gerekir” diye konuştu.


ALMANCA BİLEN İMAMLAR TERCİH EDİLMELİ
Türkiye’den Almanya’ya gelen imamlarla ilgili de konuşan Hermann, “Burada doğup büyüyen, Almanca dini bilgisi olan Almanca dini eğitim verebilecek gençlerden imam olmalarını savunduğumu bilen bazı politikacılar, ‘Türkiye’den gelecek imamlar istemiyorum ve imamlara karşıyım’ gibi izlenim sergiliyor” dedi.
AGC Başkanı İdris Taş da iki ülke arasındaki dostluğun pekişmesinden yana olduklarını söyledi. Hermann, kendisini Antalya’ya davet eden İdris Taş’a, Nürnberg Basın Kulübü’nün ziyaretinde heyette yer alacağına dair söz verdi.

İlhan BABA-MÜNİH

 

 

 

Für den ganz großen Wurf sollte es nicht reichen, aber dennoch kann der gebürtige Bad Abbacher Thomas Kreidemeier sehr stolz auf sich sein. Er ist als Kandidat in der ZDF-Show „Der Quiz-Champion“ angetreten. Den Gewinn von 100.000 Euro verpasste er dabei knapp - im finalen Stechen unterlag er einem Quiz-Spieler aus Norwegen. Wie viele Mitglieder die Band „Pet Shop Boys“ hatte, war die Frage.

 

Dennoch hat er in der Sendung mit großem Wissen überzeugt. Um ihm zu seinem Auftritt in der Quiz-Show zu gratulieren, hat Landrat Martin Neumeyer Thomas Kreidemeier zu sich ins Landratsamt eingeladen. Dabei konnte er den jungen Mann besser kennenlernen. Der Jura-Student macht sich für Geflüchtete und den Tierschutz stark. Und obwohl er bei „Der Quiz-Champion“ kein Geld gewonnen hat, waren auf einmal doch 5.000 Euro mehr auf seinem Konto: Ein Gönner, der durch die Fernsehshow auf ihn aufmerksam geworden war, wollte ihm eine Reise spendieren. Stattdessen unterstützt Thomas Kreidemeier damit aber die Deutsche Juristische Gesellschaft für Tierschutzrecht.

 

Auch von Landrat Martin Neumeyer gab es Präsente – als Zeichen der Anerkennung für Kreidemeiers Teilnahme an der Quiz-Show.

 

„Thomas Kreidemeier hat in der Sendung „Der Quiz-Champion“ mit großem Wissen in sämtlichen Sachgebieten geglänzt und dabei gleich fünf Prominente besiegt. Auch, wenn es nicht ganz zum Sieg gereicht hat, möchte ich ihm im Namen des Landkreises ganz herzlich zu diesem hervorragenden Abschneiden gratulieren.“

Landrat Martin Neumeyer

Hülsenfrüchte erfüllen wichtige Funktion im Ackerbau

 

Die kulinarische Vielfalt in der Region Würzburg ist groß. Auch die Falafel, hergestellt aus Bio-Kichererbsen, die im Landkreis Würzburg angebaut und geerntet werden, lässt sich nun auf Speisekarten von Restaurants und Festen finden.


Was viele nicht wissen: Hülsenfrüchte wachsen bio-regional auf den Äckern dieser Region und müssen nicht aus Übersee importiert werden. Mit der zunehmenden Trockenheit und Hitze im Landkreis Würzburg kommen diese sogar besser zurecht als manche anderen Ackerkulturen. Vor allem im Öko-Landbau wird Hülsenfrüchten ein fester Platz in der Fruchtfolge zugesprochen, denn diese erfüllen eine wichtige Funktion in der Nährstoffversorgung. Über die Knöllchenbakterien an ihren Wurzeln können sie zum einen sich selbst und zum anderen durch Ernterückstände auch nachfolgende Kulturen mit Stickstoff versorgen.

 

„Mich als Erzeuger macht es wahnsinnig stolz und es gibt mir ein gutes Gefühl zu wissen, wo meine Bio-Kichererbsen landen. Ich würde mir wünschen, dass mehr Wertschöpfungsketten dieser Art entstehen, denn gute Produkte kann auch unser Landkreis“, betont Benedikt Endres. Die Kichererbsen, angebaut nach den strengen Bioland-Richtlinien, von Landwirt Endres im Markt Bütthard finden ohne Umwege und über eine Distanz von weniger als 30 Kilometern direkt ihren Weg zum Gasthaus Schützenhof von Lorenz und Lisa Berndt in Würzburg. „Wir dürfen dieses Jahr erstmals auf dem Weindorf verkaufen. Da war für uns klar, dass wir regionale Produkte anbieten möchten“, so Lorenz Berndt, Inhaber und Küchenchef des Schützenhofes.

 

Bio-Zertifizierung für die Gastronomie und verarbeitende Betriebe

 

Wer genau hinschaut, wird feststellen, dass die Falafel, die es in Würzburg zu genießen gibt, trotzdem nicht als Bio-Falafel verkauft wird. Doch warum? Bio und Öko sind gesetzlich geschützte Begriffe. Wer mit Bio oder Öko wirbt, muss sich zertifizieren lassen. Dies dient dem Verbraucherschutz, denn wo Bio draufsteht, muss auch Bio drin sein. So kann die Rohware nach Biolandrichtlinien zertifiziert sein, nicht jedoch der Verarbeitungsbetrieb, der sie dann für Gäste zubereitet.

 

Kichererbsen nach der Ernte: Für die Vermarktung als Speiseware müssen unreife grüne Körner aussortiert werden. Foto: Daniel Delang

 

Um lebensmittelverarbeitenden Betrieben und Gastronomiebetrieben den Einstieg in die Bio-Zertifizierung zu erleichtern, wurden jüngst die Bio Außer-Haus-Verpflegung Verordnung vom Bundesministerium für Ernährung und Landwirtschaft aktualisiert und vereinfacht.

 

So gibt es verschiedene Möglichkeiten der Bio-Zertifizierung. Neben der Möglichkeit einer ganzheitlichen Bio-Zertifizierung, können auch nur ausgewählte Produkte auf Bio umgestellt werden. Wenn erstmal nur vereinzelt Zutaten in Bio-Qualität eingesetzt werden, erleichtert das den Einstieg, beispielsweise Bio-Rindfleisch, Bio-Eier, Bio-Milch oder eben Bio-Kichererbsen. Anschließend dürfen diese Produkte entsprechend beworben werden.

 

Bei Fragen rund um das Thema Bio-Zertifizierung oder auf der Suche nach passenden bio-regionalen Lieferanten, unterstützt das Projektmanagement der Öko-Modellregion stadt.land.wü. gerne. Alle Informationen rund um die Öko-Modellregion sind auf der Homepage www.oekomodellregionen.bayern/stadt.land.wue. zu finden. Fragen beantwortet Hanna Dorn, Tel.: 0931-8003-5108, E-Mail: Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!

Der Grünen-Kreisrat Sebastian Huber hat sein Mandat als Mitglied des Kreistags des Landkreises Würzburg zum 1. April 2024 niedergelegt. Als nächster möglicher Nachfolger auf der Wahlliste von Bündnis 90/Die Grünen ist ihm Gerhard Müller nachgerückt. Landrat Thomas Eberth vereidigte den neuen Kreisrat in der jüngsten Sitzung des Kreistags am Landratsamt Würzburg.

 

Gerhard Müller arbeitet selbstständig als diplomierter Psychologe und leitet eine Praxis für Klinische Neuropsychologie in Würzburg. Seit 2013 ist er gewähltes Mitglied des Bezirkstags Unterfranken und fungiert dort unter anderem als Vorsitzender des Rechnungsprüfungsausschusses sowie des Partnerschaftskomitees. Von 2014 bis 2020 war Müller bereits Mitglied des Kreistags. 

İSTANBUL (AA) - Getir, Türkiye'ye odaklanmak için, gelirlerinin yüzde 7’sini elde ettiği Avrupa ve ABD pazarından çıkacağını duyurdu.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Getir; İngiltere, Almanya, Hollanda ve ABD'den çıkma kararı aldı. Getir'in ABD'deki iştiraki FreshDirect ise faaliyetlerine devam edecek.

Gelirlerinin yüzde 7'sini çıkacağı pazarlardan elde ettiğini açıklayan şirket, uzun vadeli sürdürülebilir büyüme için en büyük potansiyeli gördüğü ana pazarı olan Türkiye'ye odaklanacağını bildirdi.

Buna paralel olarak Getir, Mubadala ve G Squared’den yeni bir finansman sağladı. Şirket, bu finansmanı Türkiye'deki işlerinde rekabetçi konumunu güçlendirmek için kullanacak.

Şirket, İngiltere, Almanya, Hollanda ve ABD'deki tüm çalışanlarına, bugüne kadarki gayretli ve özverili çalışmaları için de teşekkür etti.

Samet Gümüş, erkekler 51 kiloda mücadele ettiği Avrupa Boks Şampiyonası'nda altın madalya kazandı. Büyükler kategorisinde katıldığı ilk Avrupa şampiyonasında finale çıkmayı başaran 22 yaşındaki Samet (mavi), Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da düzenlenen organizasyonda, Macar Atila Bernath (kırmızı) ile altın madalya mücadelesi verdi.

İSTANBUL (AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Adnan Özdolap, ilaçların içeriklerinin hekim tarafından bilindiğini ve hastaların buna göre yönlendirildiğini belirterek, "Bu nedenle hekimin bilgisi dışında aç ya da tok alımlarını değiştirmemek önemlidir." dedi.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, hastalıklardan korunmaya ya da iyileşmeye yönelik olarak başvurulan ilaçlar, doğru amaca hizmet etmeden, bilinçsizce, doktor tavsiyesi olmadan ya da uygunsuz şekilde kullanıldığında başta mide olmak üzere karaciğer, böbrek gibi pek çok organda olumsuz etkilere yol açabiliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Uzm. Dr. Adnan Özdolap, "Ağrı kesici ve antibiyotiklerin bilinçsiz tüketimi aynı zamanda karaciğer üzerinde de büyük olumsuz etkiler meydana getirir. Ayrıca bilinçsiz ve gereksiz ilaç kullanımı böbrek fonksiyonları üzerinde de olumsuz etkiler oluşturabilir. Bu nedenle hekime danışmadan herhangi bir ilaç kullanılmamalıdır." ifadelerini kullandı.

Hekimlerin, hastaların öncelikle hastalık öyküsünü alıp sonrasında gereken tetkikleri yaptırması sonucunda ilaçların kullanılması gerektiğine değinen Özdolap, "Özellikle ağrı kesiciler, ağrının sebebi bulunmadan kullanılmamalıdır. En büyük yapılan yanlışlardan biri de ağrı kesici ve antibiyotiklerin hastaların hekimlere danışmadan ya da muayene olmadan kullanmasıdır. Dost tavsiyesiyle de bazı ilaçların kullanıldığı görülmektedir. Bu tür kullanımlar vücudun üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

- "Tiroit ilacını aç karnına içilmeli"

Özdolap, pek çok diyabet hastasında hipertansiyon, pek çok hipertansiyon hastasında da diyabet görüldüğüne dikkati çekerek "Bu hasta grubu birden fazla ilaç kullanmaktadır. Birden fazla hekimle tedavilerini sürdüren hastalarda hekimlerin hastayı konsültasyonla değerlendirip ilaç vermeleri gerekmektedir. Örneğin tiroit ilacı sabah aç karnına alınmalıdır. Hastaların kullandığı ilaçlar doğru bir şekilde değerlendirerek yol almak önemlidir. Hastaların da hekimlerine mutlaka hangi saatlerde, nasıl kullanması gerektiğiyle ilgili bilgiler alması gerekir." açıklamasında bulundu.

Mide ilaçlarının, mide koruyucuların aç karnına alınması gerektiğini belirten Özdolap, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Ağrı kesici kullanırken aç olunmalıdır. Mide koruyucu kullanılırken bir saat herhangi bir ilaç alınmaması gerekir. İlaçların üzerindeki aç ya da tok karnına ifadeleri ilaçların içeriğiyle ilgilidir. Bunların içerikleri hekim tarafından bilinir ve hastalar buna göre yönlendirilir. Bu nedenle hekimin bilgisi dışında aç ya da tok alımlarını değiştirmemek önemlidir. Özellikle ileri yaştaki hastaların çoğunda kronik hastalıklar mevcuttur. Bu hastaların sıkı doktor takibinde olması gereklidir.

İlaçların üzerine aç, tok, saatlerini yazmak önemlidir. Mideyi çeşitli zararlara, enfeksiyon benzeri hastalıklara ve doku hasarına karşı koruyan mide mukozası, fazla miktarda ağrı kesici tüketimi ile zarar görür ve durum midede kanama, ülser ve şiddetli ağrılar gelişmesine neden olur. Ağrı kesici ve antibiyotiklerin bilinçsiz tüketimi aynı zamanda karaciğer üzerinde de büyük olumsuz etkiler meydana getirir."

ANKARA (AA) - GÖKSEL YILDIRIM - Türk sanayisindeki yetenekler savunma ve havacılık sanayisi başta olmak üzere endüstrinin elektrik motorları ihtiyacını karşılamak üzere birleşiyor.

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı bağlı ortaklıklarından İŞBİR Elektrik Sanayi AŞ ve NARDAN Güç Dönüşüm Sistemleri AŞ arasında Üretime Dayalı İşbirliği Protokolü imzalandı.

Protokol doğrultusunda İŞBİR Elektrik ve NARDAN Güç Dönüşüm Sistemleri, savunma ve havacılık sanayisi başta olmak üzere, endüstrinin elektrik motorları ihtiyacını karşılamak üzere işbirliği yapacak.

Bu kapsamda, NARDAN'ın AR-GE çalışmaları sonrası ortaya çıkan yenilikçi ürünleri, İŞBİR'in 46 yıllık üretim deneyimiyle birleşecek. İŞBİR'in tesislerinde üretilecek milli ürünlerin, savunma ve havacılık sanayisine dinamizm kazandırması, AR-GE'ye dayalı yenilikçi teknolojileri içerir yerli ve milli çözümler geliştirilmesi ve ihracata katkı sağlanması hedefleniyor.

Geliştirilecek yeni nesil elektrikli motorlar; insansız hava araçları (İHA) başta olmak üzere, hava taksi uygulamaları, kargo taşımacılığı, askeri ve sivil amaçlı İHA sistemlerinde kullanılacak.

İşbirliği kapsamında ayrıca yüksek güç yoğunluğuna sahip, enerji verimliliği yüksek ve projeye özel olarak tasarlanan ve geliştirilen yeni nesil elektrik motorlarının askeri ve sivil platformlara entegre edilerek katma değer sağlaması amaçlanıyor.

Enerji sistemlerinin üretimine ve geliştirilmesine öncülük etmek, aynı zamanda ülke ekonomisine ve savunmasına katkı sağlamak amacıyla faaliyet gösteren İŞBİR Elektrik, farklı teknoloji alanlarında ve yeni nesil elektrik motorları konusunda büyümeyi hedefliyor.

Sanayideki çeşitli sektörlerde 35 yıllık mühendislik tecrübesine dayanarak 2023 yılında Teknopark İstanbul bünyesinde kurulan NARDAN Güç Dönüşüm Sistemleri AŞ, inovasyon odaklı ve akademik temelli çalışmalarına yoğun şekilde devam ediyor.

Yeni nesil elektrik motorlarının tasarımı ve üretimi ile bu motorların güç elektroniği devreleriyle kontrolü, şirketin ana faaliyet alanını oluşturuyor. Elektronik devrelerin tasarımı ve üretimi de NARDAN bünyesinde gerçekleştiriliyor.

İSTANBUL (AA) - Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ile ABD’li mevkidaşı Antony Blinken’in, İsrail’in 7 Ekim 2023'ten bu yana şiddetli saldırılarına maruz kalan Gazze Şeridi ve Refah kentindeki durumu görüştüğü bildirildi.

Suudi Arabistan resmi ajansı SPA’ya göre iki Bakan, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’daki Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreterliği binasında bir araya geldi.

Bin Ferhan ve Blinken, KİK dışişleri bakanları ile ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in ortak toplantısının oturum arasında yaptıkları görüşmede, "ikili ilişkileri ve çeşitli alanlarda ortak iş birliğini geliştirmenin yollarını" ele aldı.

İki Bakan, "acil insani yardım girişini sağlamak için her türlü çabayı göstermenin yanı sıra Gazze Şeridi ve Refah kentinin durumundaki gelişmeleri ve acil ateşkesin önemini de" görüştü.