
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Almanya'da bir Federal Başbakanın sorabileceği en önemli soru, güvenoyu sorusudur. Başbakan, parlamentonun önüne çıkarak milletvekillerinden kendisine güvenoyu vermelerini ister. Bu süreç, Alman Anayasası'nın 68. maddesiyle mümkün kılınmaktadır ve Federal Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana yalnızca beş kez kullanılmıştır. Ancak her ne kadar çelişkili görünse de, bu oylamayı kazanmak her zaman hükümet liderinin amacı olmayabilir.
Tarihteki iki örnekte başbakanlar, (1982’de Başbakan Helmut Schmidt ve 2001’de Başbakan Gerhard Schröder) güvenoyunu parlamentodaki desteklerini ve hükümetin devamlılığını sağlamlaştırmak amacıyla kullanmışlardır. Her iki durumda da Schmidt ve Schröder oylamayı kazanmayı hedeflemiş ve bunda başarılı olmuşlardır.
Ancak diğer durumlarda (1972'de Başbakan Willy Brandt, 1982'de Başbakan Helmut Kohl ve 2005'te Başbakan Gerhard Schröder) güven oylaması, yeni seçimlere olanak sağlamak için kaybetme niyetiyle yapılmıştır.
Benzer bir durum, önümüzdeki pazartesi günü yaşanacak. Federal Başbakan Olaf Scholz, Federal Meclis’in genel kuruluna çıkarak bu kritik soruyu yöneltecek. Koalisyon ortağı FDP'nin kışkırtmasıyla iktidar koalisyonunun dağılmasının ardından, geriye kalan iktidar partileri SPD ve Yeşiller artık parlamentoda çoğunluğa sahip değil. Bu nedenle Scholz'un amacı ve siyasi sorumluluk duygusunun bir ifadesi, Federal Cumhurbaşkanının parlamentoyu feshetmesini sağlamak için güven oylamasını kaybetmektir. Ancak o zaman 23 Şubat 2025'te yapılması planlanan yeni Federal Meclis seçimleri gerçekleştirilebilir. Seçimlere kadar veya yeni Federal Meclis’in toplanmasına kadar parlamento işlevini sürdürecek ve Başbakan Scholz ile bakanları geçici hükümet olarak görevlerine devam edecektir.
Karaman’ın Ermenek ilçesindeki Zeyve Pazarı, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle bölgenin önemli bir parçası. Bu pazar, yalnızca alışveriş yapılan bir alan olmanın ötesinde, yüzyıllardır süregelen gelenekleri yaşatan ve bölgenin kültürel mirasını miras alan bir mekân olarak dikkat çekiyor. Toros Dağları’nın eteklerinde, yeşilin her tonunu barındıran doğasıyla çevrili Zeyve Pazarı, hem bir ticaret noktası hem de köyler arasındaki sosyal bağları pekiştiren bir alan. Osmanlı döneminden günümüze kadar, bölgenin meşhur ürünlerinin ticaretinin yapıldığı bu pazar, aynı zamanda tarihe tanıklık eden bir kültürel miras.
Pazarda satılan yöresel ve organik ürünler, buranın özgünlüğünü koruyarak geleneksel bir alışveriş deneyimi sunuyor. Ev yapımı tereyağlar, taze meyve ve sebzeler, köylü kadınlarının ellerinden çıkan el yapımı erişteler, Zeyve Pazarı’na gelen ziyaretçilere hem lezzet hem de tarihî bir deneyim yaşatıyor. Ayrıca pazarın çevresindeki antik kalıntılar, bu bölgenin tarihi boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığını gözler önüne seriyor.
Zeyve Pazarı’nı sadece bir alışveriş yeri olarak görmek, bu benzersiz mekânın derinliğini tam anlamıyla keşfetmek için yetersiz kalır. Zeyve, aynı zamanda bir yaşam biçimi, bir kültür hazinesi ve geçmişle geleceği birbirine bağlayan bir köprü olarak öne çıkıyor. Ziyaretçilerine hem tarihi yaşatıyor hem de doğanın huzurunu sunuyor. Ermenek'in doğası, su ve kuş sesleriyle iç içe, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim vaat ediyor.
Bölgedeki Clean Bungalov Otel’de konaklama seçeneği de, doğayla baş başa kalmak isteyenler için mükemmel bir fırsat. Zeyve Pazarı'na uğrayıp, bu eşsiz atmosferde tarihle buluşarak, unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz.
Doç. Dr. Atiye EMİROĞLU, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Ermenek MYO, Karaman/Ermenek, atiyemiroglu@gmail.com
Yamaç paraşütü, dünya turizminde macera ve doğa sporlarının önemli bir kolu olarak yer almaktadır. Avrupa, özellikle Alpler, Dolomitler ve Pyrenees gibi doğal avantajlara sahip bölgelerde yamaç paraşütünü teşvik ederek bu alanda öncü bir rol üstlenmiştir. İsviçre, Fransa ve Avusturya gibi ülkeler, hem profesyonel etkinlikler düzenleyerek hem de geniş altyapı yatırımlarıyla yamaç paraşütü turizmini desteklemektedir. Türkiye ise Fethiye-Babadağ, Kaş ve Erzincan gibi destinasyonlarıyla Avrupa’daki en popüler yamaç paraşütü rotalarından birine sahiptir. Babadağ’daki uluslararası organizasyonlar ve gelişmiş uçuş alanları, Türkiye’yi bu alanda Avrupa ile rekabet eden önemli bir destinasyon haline getirmiştir.
Türkiye’de yamaç paraşütü her geçen gün daha fazla ilgi görüyor ve yaklaşık 15 bin lisanslı sporcu bu heyecanın bir parçası. Ancak bu spor dalının turizm potansiyeli yalnızca bilinen merkezlerle sınırlı değil. Karaman’ın Ermenek ilçesi, doğal yapısıyla Fethiye Babadağ gibi uluslararası markaların yanında yer alabilecek özelliklere sahip, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine.
Özellikle Yumrutepe bölgesinde oluşturulması planlanan TakeOff (çıkış pisti), yükseklik ve iniş alanlarının yatay uzaklığı açısından Babadağ’ı aratmıyor. Bölgenin birçok farklı iniş alanına sahip olması, hem profesyoneller hem de amatörler için büyük bir avantaj. Planlanan projeler kapsamında, Kazancı ve Görmeli bölgelerinde birer, Ermenek’te ise Firan Kalesi ve Yumrutepe’de iki çıkış alanı yapılması hedefleniyor. Bu bölgeler, sadece yamaç paraşütü için değil, paramotor sporları için de elverişli. Yapılan denemeler, Kazancı İskele yanı ve Ermenek Mesire Alanı'nın kalkış ve inişler için son derece uygun olduğunu gösteriyor.
Ermenek'te bu potansiyelin daha fazla insana ulaşabilmesi için 20 kişilik bir yamaç paraşütü okulu açılması planlanıyor. Bunun yanı sıra yerel tandem pilotlarının yetiştirilmesiyle bölgenin spor turizmine uzun vadeli katkılar sunması amaçlanıyor. Ayrıca Almanya’dan yamaç paraşütü pilotlarının 2025 yılında Ermenek’i ziyaret etmesi planlanıyor. Alman Yamaç Paraşüt Eğitmeni ve Tur Operatörü Alexander Friel, bölgeye yönelik sosyal medya kampanyaları başlatarak Ermenek’in potansiyelini dünya çapında tanıtıyor. Friel, Ermenek’i "Ölüdeniz’den çok daha fazlası" olarak nitelendiriyor.
Ermenek, el değmemiş doğasıyla yamaç paraşütü sporcularına yeni bir gökyüzü vadediyor. Bu yatırımlar, bölgeyi yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın yeni bir yamaç paraşütü merkezi haline getirebilir. Gökyüzüne açılan bu yeni kapı, macera ve doğa sporları tutkunlarını bekliyor.
Yamaç paraşütü, dünya turizminde macera ve doğa sporlarının önemli bir kolu olarak yer almaktadır. Avrupa, özellikle Alpler, Dolomitler ve Pyrenees gibi doğal avantajlara sahip bölgelerde yamaç paraşütünü teşvik ederek bu alanda öncü bir rol üstlenmiştir. İsviçre, Fransa ve Avusturya gibi ülkeler, hem profesyonel etkinlikler düzenleyerek hem de geniş altyapı yatırımlarıyla yamaç paraşütü turizmini desteklemektedir. Türkiye ise Fethiye-Babadağ, Kaş ve Erzincan gibi destinasyonlarıyla Avrupa’daki en popüler yamaç paraşütü rotalarından birine sahiptir. Babadağ’daki uluslararası organizasyonlar ve gelişmiş uçuş alanları, Türkiye’yi bu alanda Avrupa ile rekabet eden önemli bir destinasyon haline getirmiştir.
Türkiye’de yamaç paraşütü her geçen gün daha fazla ilgi görüyor ve yaklaşık 15 bin lisanslı sporcu bu heyecanın bir parçası. Ancak bu spor dalının turizm potansiyeli yalnızca bilinen merkezlerle sınırlı değil. Karaman’ın Ermenek ilçesi, doğal yapısıyla Fethiye Babadağ gibi uluslararası markaların yanında yer alabilecek özelliklere sahip, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine.
Özellikle Yumrutepe bölgesinde oluşturulması planlanan TakeOff (çıkış pisti), yükseklik ve iniş alanlarının yatay uzaklığı açısından Babadağ’ı aratmıyor. Bölgenin birçok farklı iniş alanına sahip olması, hem profesyoneller hem de amatörler için büyük bir avantaj. Planlanan projeler kapsamında, Kazancı ve Görmeli bölgelerinde birer, Ermenek’te ise Firan Kalesi ve Yumrutepe’de iki çıkış alanı yapılması hedefleniyor. Bu bölgeler, sadece yamaç paraşütü için değil, paramotor sporları için de elverişli. Yapılan denemeler, Kazancı İskele yanı ve Ermenek Mesire Alanı'nın kalkış ve inişler için son derece uygun olduğunu gösteriyor.
Ermenek'te bu potansiyelin daha fazla insana ulaşabilmesi için 20 kişilik bir yamaç paraşütü okulu açılması planlanıyor. Bunun yanı sıra yerel tandem pilotlarının yetiştirilmesiyle bölgenin spor turizmine uzun vadeli katkılar sunması amaçlanıyor. Ayrıca Almanya’dan yamaç paraşütü pilotlarının 2025 yılında Ermenek’i ziyaret etmesi planlanıyor. Alman Yamaç Paraşüt Eğitmeni ve Tur Operatörü Alexander Friel, bölgeye yönelik sosyal medya kampanyaları başlatarak Ermenek’in potansiyelini dünya çapında tanıtıyor. Friel, Ermenek’i "Ölüdeniz’den çok daha fazlası" olarak nitelendiriyor.
Ermenek, el değmemiş doğasıyla yamaç paraşütü sporcularına yeni bir gökyüzü vadediyor. Bu yatırımlar, bölgeyi yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın yeni bir yamaç paraşütü merkezi haline getirebilir. Gökyüzüne açılan bu yeni kapı, macera ve doğa sporları tutkunlarını bekliyor.
Bundesiegerinnen und -sieger 2024 geehrt
In Berlin wurden am vergangenen Samstag, 7. Dezember 2024, die diesjährigen Bundessiegerinnen und Bundessieger in der Deutschen Meisterschaft im Handwerk – German Craft Skills geehrt. Zu Deutschlands bestem Handwerksnachwuchs zählen in diesem Jahr auch sechs unterfränkische Junghandwerkerinnen und Junghandwerker, die in ihrem Beruf den ersten Platz auf Bundesebene erreicht haben. Insgesamt freut sich das regionale Handwerk 2024 über neun Bundessiege in der Deutschen Meisterschaft im Handwerk, denn auch ein zweiter sowie zwei dritte Plätze gehen nach Unterfranken.
Sie stehen ganz oben auf dem Siegertreppchen: Sechs unterfränkische Junghandwerkerinnen und Junghandwerker haben in diesem Jahr in ihren Berufen den 1. Platz in der Deutschen Meisterschaft im Handwerk – German Craft Skills auf Bundesebene erreicht. Eine weitere Platzierung als 2. Bundessieger sowie zwei Platzierungen als 3. Bundessieger 2024 gehen ebenfalls nach Unterfranken. „Mit insgesamt neun erfolgreichen Bundessiegerinnen und Bundessiegern zeigt das Handwerk in Unterfranken in diesem Jahr erneut seine starke Ausbildungsleistung. Dieser Erfolg ist nicht nur für den Handwerksnachwuchs persönlich, sondern auch für die Ausbildungsbetriebe ein weithin strahlendes Qualitätssiegel“, gratuliert Michael Bissert, Präsident der Handwerkskammer für Unterfranken.
Die Bundessiegerinnen und Bundessieger haben in der Deutschen Meisterschaft im Handwerk auf allen Ebenen ihr Können bewiesen. „Unter den Besten als Siegerin oder Sieger hervorzugehen, darauf können Sie wirklich stolz sein! Und mit Ihrem Erfolg im Gepäck können Sie nun die Karrierechancen nutzen, die Ihre Ausbildung im Handwerk Ihnen eröffnet hat“, appelliert Handwerkskammer-Präsident Michael Bissert an die Bundessieger.
Festakt in Berlin
Bei einem Festakt in Berlin wurden am vergangenen Samstag, 7. Dezember 2024, die diesjährigen Bundessiegerinnen und Bundessieger offiziell geehrt. Insgesamt dürfen sich 2024 bundesweit 256 junge Handwerkerinnen und Handwerker über einen Platz auf dem Podium im Bundeswettbewerb der Deutschen Meisterschaft im Handwerk freuen. „Mit ihrem großen Ehrgeiz, ihrer Leidenschaft für das Handwerk und ihrem exzellenten Können haben sie eindrucksvoll bewiesen, wie viel Innovationskraft, kreatives Potenzial und Gestaltungswille in unserer Branche steckt. Sie sind Vorbilder für die nächste Generation Handwerk und zeigen, dass das Handwerk zukunftsfähig ist und immer wieder neue Maßstäbe setzt“, so Jörg Dittrich, Präsident des Zentralverbands des Deutschen Handwerks (ZDH), über die erfolgreichen Bundessieger.
Einer der größten Berufswettbewerbe Europas
Die Deutsche Meisterschaft im Handwerk – German Craft Skills zählt zu den größten Berufswettbewerben in Europa. Sie hat bereits eine über 70 Jahre lange Tradition. Rund 3.000 Ausbildungsabsolventinnen und -absolventen aus rund 130 verschiedenen Handwerksberufen stellen sich jedes Jahr den Wettbewerben. Beginnend von der Kammer- bzw. Innungsebene geht es für die Besten jeweils auf Landes- und schließlich auf Bundesebene weiter. Die Siegerinnen und Sieger werden je nach Beruf durch Vergleich der Noten in der Abschluss- oder Gesellenprüfung, die Bewertung des Gesellenstücks oder in einer praktischen Arbeitsprobe ermittelt.
Die Deutsche Meisterschaft im Handwerk steht unter der Schirmherrschaft von Bundespräsident Frank-Walter Steinmeier. Ausrichter sind der Zentralverband des Deutschen Handwerks (ZDH) und die Stiftung für Begabtenförderung im Handwerk. Dabei werden sie vom Bundesministerium für Wirtschaft und Klimaschutz (BMWK) unterstützt.
Türkiye’nin güneyindeki gelişmeleri dikkatle takip ederek Suriye insanlarının yaşam standartlarının gelişmesi ve bölgede barışın hâkim olmasını dilediklerini belirten Saadet Avrupa Başkanı, “Barış Suriyeliler kadar bölgenin genel kalkınması için ve Suriye’nin komşuları için de önemlidir,” dedi.
13 yıl süren Suriye savaşındaki baş döndürücü gelişmeleri yorumlayan Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel, “Emperyalizmin en önemli aparatı ülkeleri önce fikri, sonra da silahlı bir şekilde bölmektir. Suriye’nin mevcut yapısı içerisinde bir azınlığın çoğunluğa tahakküm ettiğini herkes biliyordu. Doğru yapılmayan seçimler, ülkeyi dışarıdan sıkıştıran emperyalistler ve Suriye’nin bölünmesini isteyen komşularının ülkeyi ne hale getirdiğini gördük. Acil bir iç barışı sağlayacak siyasetçiler, on yıllar boyunca Suriye’de acı çeken geniş halk kitlelerinin duasını alacaktır. Bütün dünya insanları gibi Suriyeliler de acıların son bulmasını ve barışın gelmesini bekliyorlar,” şeklinde konuştu.
Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel açıklamasının devamında, “Her köken ve inançtan Suriyeliler de ülkenin geldiği durumdan çıkmak için geçmişte yaşananlardan çok geleceği düşünerek barış çabalarına destek vermelidirler. Artık eski dönemin acısı yerine geleceğin barış ve refah hayallerini kurmaya kendilerini zorlamalıdırlar. Kader, tarih ve şartlar kendilerini buna mecbur etti. Bitmek bilmeyen acılar ve savaşlar sonrası Suriye topraklarının sinsi emperyalistlerin işgaline uğrayacağının da farkında olmalıdırlar. Barıştan herkesin kendi payını alması için samimi dualarımız bu toprakların insanı iledir,” şeklinde konuştu.
Almanyada doğmuş yetişmiş pırıl, pırıl gençlerimizden, gazeteci genç, gururumuz olan Siyaset ve tarih bilimcisi Yasin Baş’ın TRT Deutsch’da Almanya Trafik Işık’larıyla hatırlanan koalisyon hükümetinin erken seçim karar almasını değerlendiren makalesini Almanca olarak yazdı.
Der Kreistag des Landkreises Würzburg hat am heutigen Montag, 9. Dezember, in nichtöffentlicher Sitzung Kandidaten für den Vorstandsposten des Kommunalunternehmens des Landkreises Würzburg kennengelernt und nach deren Vorstellung und anschließender Debatte den Verwaltungsrat angewiesen, Robert Scheller in der Verwaltungsratssitzung am 16. Dezember 2024 offiziell zum neuen Vorstand zu bestellen.
Ab April 2024 war der Verwaltungsrat mit der Personalberatungsagentur Hapeko auf dem Weg, die Position des Vorstandes neu zu besetzen. Nach Auswahl der geeigneten Bewerberinnen und Bewerber in verschiedenen Vorstellungsgesprächen im Verwaltungsrat wurden dem Kreistag die drei besten Bewerber vorgestellt.
Zu Beginn der öffentlichen Sitzung gab Landrat Thomas Eberth die Entscheidung bekannt: „Der Kreistag hat mit breiter Mehrheit beschlossen, dass Robert Scheller in der Sitzung des Verwaltungsrates am 16. Dezember 2024 zum Vorstand bestellt wird.“
Der 52-jährige Robert Scheller ist seit 2014 Kämmerer der Stadt Würzburg. Als Vorstand des Kommunalunternehmens wird er Verantwortung tragen für die Main-Klinik Ochsenfurt, die Senioreneinrichtungen, das Medizinische Versorgungszentrum Waldbrunn, das Team Orange, Zweckverbände zur Trinkwasserversorgung sowie für den öffentlichen Nahverkehr im Landkreis. Rund 1.400 Mitarbeitende sind beim Kommunalunternehmen beschäftigt.
Landrat Eberth zeigte sich erfreut über die Personalie: „Mit Robert Scheller gewinnen wir einen Vorstand, der durch seine bisherige Tätigkeit in vielen Themen der Daseinsvorsorge vertieftes Wissen mitbringt und der in der Region gut vernetzt ist. Mit ihm sehe ich das Kommunalunternehmen für die kommenden Herausforderungen gut aufgestellt. Ich freue mich auf die Zusammenarbeit.“ Außerdem hofft Eberth mit dem Kreistag – auch im Sinne des Miteinanders zwischen Kommunalunternehmen und Landratsamt – auf eine gute Zusammenarbeit und eine Weiterentwicklung des Unternehmens für die Menschen in der Region.
Uzun yıllardan bu yana Schweinfurt ve çevresindeki göçmen kökenli gençlere verdiği başarılı eğitim ile bilinen Wirtschaftsschule O. Pelzl, entegrasyona da önemli katkı sağlıyor.
Schweinfurt eğitim tarihinde 70 yıla yaklaşan geçmişiyle yüzlerce genci hayata hazırlayan bir eğitim sürecinin lokomotifi konumundaki Wirtschaftsschule O. Pelzl, başta Türkler olmak üzere şehirdeki göçmen kökenli ailelerin ilgi odağı olma konusunda başı çekmeye devam ediyor.
Türklerin Almanya’ya geldiği 1960’lı yılların başından itibaren hızla gelişen ve bir sanayi metropolü konumundaki Schweinfurt’ta ara eleman ihtiyacına yönelik gerekli eğitimleri veren Wirtschaftsschule O. Pelzl, şehirdeki çok sayıda göçmen kökenli gence eğitim vererek onların hayata hazırlanmasında birinci derecede etkili oldu.
Wirtschaftsschule O. Pelzl Okul Müdürü Dominik Steinruck, Ayhaber’e yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı:
“Okulumuza göçmen kökenli ailelerin ilgisinden çok memnunuz. Yerliler ile göçmenler arasında kurulan köprülerin ve başlayan samimiyetlerin küçük yaşta başladığını hepimiz biliyoruz. Buradan hareketle, çocuklarına iyi bir eğitim aldırarak geleceğe hazırlayan ailelerin okulumuzu tercih etmesi bizim için önemlidir. Okul, aile, öğretmenler ve öğrenciler dörtgenindeki başarı, bizim için entegrasyona giden sürecin de başarısıdır.”
Sieger beim Wettbewerb „Energie Start-up Bayern 2024“ mit neuem Batterierecycling.
Mit dem ersten Platz beim internationalen Wettbewerb „Energie Start-up Bayern“ erhält CellCircle eine wichtige Auszeichnung für sein neuartiges Verfahren zum besonders ressourceneffizienten Recycling von Lithium-Ionen-Batterien. Auch Bayerns Wirtschafts- und Energieminister Hubert Aiwanger lobte bei der Preisverleihung in München das große Engagement für die nachhaltige Energiezukunft des Freistaats.
Vor allem die im Vergleich mit bisherigen Prozessen um bis zu 60 % geringeren CO2- Emissionen des innovativen CellCircle-Recyclings überzeugten die Jury. Das von Gründer Dr. Andreas Bittner in Zusammenarbeit mit dem Fraunhofer ISC entwickelte Verfahren für Lithium-Ionen-Batterien sorgt zudem noch für geschlossene Wertstoffkreisläufe innerhalb Europas und verbraucht weniger Energie sowie Chemikalien.
Die Preisverleihung im Rahmen der Start-up Demo Night in München mit über 800 Teilnehmenden bildete den Höhepunkt des renommierten Gründer-Wettbewerbs „Energie Start-up Bayern“, der alle zwei Jahre stattfindet. Gemeinsam initiiert vom Bayerischen Wirtschaftsministeriums, der Bayern Innovativ GmbH, der BayStartUp GmbH sowie der Bayernwerk AG, dem Verband der Bayerischen Energie- und Wasserwirtschaft (VBEW) und der Verbund AG sollen damit Ideen, Technologien und Start-ups für die Energiezukunft Bayerns gefördert werden.
„Der Preis motiviert uns nun noch mehr bei Investorengesprächen und der zeitnahen industriellen Umsetzung unseres Verfahrens“ kommentiert Bittner die Auszeichnung. „Eine Pilotanlage dafür wollen wir in Süddeutschland aufbauen. Wir sehen hier beste Voraussetzungen und durch die Marktstudien großes Potenzial für eine europaweit agierende Batterie-Kreislaufwirtschaft. Diese wird unser Land wirtschaftlich unabhängiger machen“ resümiert der Unternehmer aus Würzburg.
Auch Oberbürgermeister Schuchardt würdigt die Auszeichnung: „Ich freue mich sehr, dass kurz nach dem Gewinn des Deutschen Gründerpreises durch unser Würzburger Start-up WeSort.AI nun auch CellCircle mit diesem Erfolg erneut zeigt, wie hochwertig die Ideen und vielversprechend die Aktivitäten der Würzburger Gründerszene sind. Auch CellCircle wurde durch unsere High-Tech-Gründerzentren (IGZ, TGZ und ZDI-Mainfranken) unterstützt und beraten. Dies unterstreicht die Bedeutung dieser grundlegenden Arbeit. Ich gratuliere dem Start-up herzlich und bin überzeugt, dass es – wie viele andere in unserer Stadt – erfolgreich weiterwachsen wird und unseren Standort überregional, national und vielleicht sogar weltweit bekannt machen kann.“
CellCircle wurde 2022 als Spin-off des Fraunhofer-Instituts für Silicatforschung ISC gegründet und hat seinen Sitz in Würzburg. Das Start-up entwickelt innovative Batterierecyclingprozesse, um Funktionsmaterialien von Lithium- Ionen-Batterien zerstörungsfrei in hoher Reinheit zurückzugewinnen. Dies spart im Vergleich mit bisherigen Verfahren bis zu 60 % der CO2-Emissionen ein. Vorteile sind geschlossene Wertstoffkreisläufe innerhalb Europas sowie niedriger Energie- und Chemikalienbedarf. CellCircles Mission ist es, die Ressourceneffizienz der europäischen Batterieindustrie zu verbessern sowie zu einer nachhaltigen und vor allem unabhängigen Kreislaufwirtschaft beizutragen. Darüber hinaus engagiert sich CellCircle für eine verlässlichere Ökobilanzierung, um grüne Lösungen besser von Standardprozessen unterscheiden zu können.