Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Zur am Freitag veröffentlichten OECD-Studie "Weiterbildung in Deutschland" erklärt Holger Schwannecke, Generalsekretär des Zentralverbandes des Deutschen Handwerks (ZDH):

"Die OECD-Studie erkennt zwar den insgesamt hohen Stellenwert von Weiterbildung in Deutschland an. Leider stellt sie aber sehr einseitig auf die arbeitsmarktpolitischen Reparaturfunktionen des Weiterbildungssystems ab. Die Vorschläge laufen auf eine größere staatliche Regulierung und Lenkung hinaus. Sie drohen ein dynamisches Weiterbildungssystem eher zu lähmen als es besser für den digitalen Wandel zu wappnen.
 
Die OECD sollte erkennen, dass Weiterbildung mehr als nur eine Hilfsfunktion hat - sie hat erhebliches Gestaltungspotenzial. Das beste Beispiel dafür ist die Höhere Berufsbildung, auf die als wichtiger Teil des deutschen Weiterbildungssystems von der OECD aber leider kaum eingegangen wird. Weiterbildung ist für Handwerksbetriebe von großer Bedeutung: Es sind die vielen gut qualifizierten und sich laufend weiterbildenden Fach- und Führungskräfte des Handwerks, die die Fortschritte in den Bereichen der Digitalisierung, der Energieeffizienz oder des nachhaltigen Bauens bedarfsgerecht beim Kunden umsetzen.
 
Die Höhere Berufsbildung ist darauf ausgerichtet, Fachkräfte fundiert und vorausschauend auf eine sich wandelnde Arbeitswelt vorzubereiten. Sie muss daher noch stärker in den Fokus politischen Handelns rücken. Hier muss auch die OECD ihren Blick weiten und eine zukunftsorientiertere, Perspektiven bietende Betrachtung vornehmen: Die Meister, Fach- und Betriebswirte sowie Restauratoren im Handwerk müssen sich künftig im Denken und Handeln der OECD wiederfinden."

Bilduntertitel:

Lilium-Jets starten und landen senkrecht. Dafür benötigen diese eine passende Infrastruktur. Eine Visualisierung zeigt, wie ein sog. Vertiport am Airport Nürnberg aussehen könnte. Entwurf / Visualisierung: Lilium GmbH 

Automobilhersteller zählt zu beliebtesten Unternehmen in Deutschland
 
Köln. Platz eins für Toyota: Beim Award „Deutschlands Kundenchampions“ werden jedes Jahr bundesweit Unternehmen ausgezeichnet, deren Kundenzufriedenheit besonders hoch eingestuft wird. Der Automobilhersteller landete nun in der Kategorie der Unternehmen mit mehr als 5.000 Mitarbeitern ganz oben auf dem Treppchen.
 
Der Wettbewerb wird jedes Jahr von der Deutschen Gesellschaft für Qualität(DGQ), dem F.A.Z.-Institut und dem Marktforschungs- und Beratungsunternehmen 2HMforum initiiert. 2021 fand er bereits zum 14. Mal statt und untersuchte das Kundenbeziehungsmanagement von rund 200 Unternehmen. Grundlage für das abschließende Ranking sind eine repräsentative Kundenbefragung und eine darauf aufbauende wissenschaftliche Analyse der Beziehungsqualität. Besonders wichtige Aspekte sind die generelle Zufriedenheit mit dem Kundenservice, das Image, die emotionale Bindung sowie die fachliche Kompetenz der Mitarbeiter. Die Sieger des Wettbewerbs zeichnen sich durch exzellente Kundenbindung und hohe Kundenzufriedenheit aus.
 
„Wir alle bei Toyota Deutschland freuen uns, diese Auszeichnung heute entgegennehmen zu dürfen. Eine Auszeichnung, die uns Stolz macht und für uns verdeutlicht, dass unser gemeinsamer Einsatz und Fokussierung auf den Kunden durch diese bestätigt wird. Und das gilt ganz besonders für unsere Toyota Handelspartner, denen diese Auszeichnung gebührt und die tagtäglich Toyota Fahrer zu Fans machen“, freut sich Jens Brech, Director Customer Experience & Network Quality.
 
Die Preisverleihung fand in diesem Jahr digital statt und wurde auf YouTube veröffentlicht:
IWH’ye göre, ülkede iflas eden şirket ve ortaklık sayısı, martta şubata göre artarak 870’e yükseldi
 

BERLİN (AA) - Almanya'daki Halle Ekonomik Araştırma Enstitüsü (IWH), ülkede iflas eden şirket sayısının mart ayında şubata göre yüzde 20’den fazla arttığını bildirdi.

Merkezi Almanya'nın Halle kentinde bulunan enstitü, ülkede yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde şirket iflaslarına ilişkin yaptığı aylık araştırmanın mart sonucunu yayımladı.

Konuya ilişkin açıklamada, " Şubat ayındaki ılımlı bir artışın ardından, martta şirket iflaslarının sayısı yeniden arttı, ve bu sefer daha güçlü." değerlendirmesi yapıldı.

IWH’ye göre, Avrupa'nın lokomotif ülkesi Almanya'da iflas eden şirket ve ortaklık sayısı, martta şubata göre yüzde 20’den fazla artarak 870’e yükseldi.

IWH'nin analizi, mart ayında iflas ettiği bildirilen şirketlerin en büyük yüzde 10'unun toplamda 8 bin kişiyi istihdam ettiğini gösterdi.

Enstitünün Yapısal Değişim ve Verimlilik Bölümü Başkanı Steffen Müller, konuya yönelik değerlendirmesinde, ekonomik açıdan, birçok küçük şirket iflasları genellikle daha az büyük şirket iflasından genellikle daha az sert olduğunu belirterek, “Bu sadece büyük iflasların daha fazla işi etkilemesinden kaynaklanmıyor.

Çalışanların ücret kayıpları da çok daha yüksek oluyor.” yorumunda bulundu.

Resim: Pixabay

BERLİN (AA) - Almanya'nın önde gelen gazetelerinden Frankfurt Allgemeine Zeitung, Azerbaycan tarafından kullanılan Türk silahlı insansız hava araçlarının (SİHA), 190'dan fazla Ermeni tankını ve zırhlı aracını imha etmesiyle ilgili haberlerin Alman ordusunda şoka neden olduğunu yazdı.
FAZ'daki makalede, Türk SİHA'larının Azerbaycan'daki başarılarının Alman ordusunu önlem almaya zorladığı ifade edildi.
 
Savunma Bakanlığının, Alman ordusunun hava savunma sisteminin SİHA'ları önleme konusunda yetersiz olduğunu kabul ettiği vurgulandı.
Savunma Bakanı Annegret Kramp Karrenbauer'in bu sıkıntıyı aşmak amacıyla bir bütün olarak hava savunma sistemini yeniden tasarlamak için birtakım öneriler hazırladığı kaydedildi.
 
Almanya'nın 2013 yılında hava savunma sistemine ihtiyaç görmediği için herhangi bir modernizasyona gitmediği belirtilen makalede, "Şimdi, SİHA saldırılarının tehdidi nedeniyle acilen hava savunma sisteminin değiştirilmesine ihtiyacı var. Silahlı kuvvetler mükemmel durumda değil. Ancak Alman ordusunun SİHA saldırılarına karşı neredeyse savunmasız olduğunun kabulü sürpriz oldu." ifadeleri kullanıldı.
 
Makalede, çatışmalar sırasında İsrail ve Türkiye tarafından üretilen Azerbaycan SİHA'ları, 190'dan fazla Ermeni tankını ve zırhlı aracını imha etti. Ermeni askerleri saldırılara karşı savunmasız oldukları için morallerini bozdu. Bununla ilgili haberler, Alman ordusunda şoka neden olmuştu." değerlendirmesinde bulunuldu.
 
Almanya'da Amerikan Patriot Bataryası bulunduğu ancak bunların hızlı bir şekilde modernize edilmesi gerektiği vurgulanan makalede, bunun da 600 milyon avro maliyeti olacağının hesaplandığı belirtildi.
 
Ayrıca şu anda Savunma Bakanlığının 13 milyar avroyu aşan bir değere sahip olan modern bir Alman hava savunma sistemi (TLVS) için planları olduğu kaydedildi.
 
Resim: TRT Haber

Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanlığı: "Sanayi üretiminde son iki aydaki düşüşlere rağmen imalat sektörü halen nispeten güçlü”
ING Almanya Başekonomisti Carsten Brzeski:"Alman ekonomisinin ilk çeyrekte bir daralmadan nasıl kaçabileceğini görmek zor"

 

BERLİN (AA) – Almanya’da sanayi üretimi, art arda aylık azalışını ikinci aya taşıyarak şubatta bir önceki aya göre yüzde 1,6 düştü.

 

Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), sanayi üretimine ilişkin şubat ayı geçici verilerini açıkladı.

 

Buna göre, mevsimsellik ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, şubatta bir önceki aya kıyasla yüzde 1,6 geriledi.

 

Ülkede sanayinin üretimi Kovid-19'un etkisiyle ocakta bir önceki aya kıyasla yüzde 2 azalarak, Mayıs 2020'den beri sanayi üretiminde devam eden yükseliş de son bulmuştu.

 

Piyasalarda sanayi üretimine ilişkin beklenti yüzde 1,5 artması yönündeydi.

 

Yıllık yüzde 2,5 düşüş olarak açıklanan ocak ayı sanayi üretimi verisi de yüzde 2 düşüş olarak revize edildi.

 

Veriler, şubatta önceki aya kıyasla enerji ve inşaat hariç sanayi üretiminin yüzde 1,8 düştüğünü ortaya koydu. Söz konusu dönemde sanayi üretimi içerisinde sermaye malı üretimi yüzde 3,2 ve ara malı üretimi yüzde 1 düştü.

 

Şubatta tüketim malları üretiminde yüzde 0,2 artış görülürken, sanayi dışında inşaatta bir önceki aya göre yüzde 1,3 düşüş görüldü. Enerji üretimi seviyesinde ise yüzde 1 düşüş kaydedildi.

Almanya'nın, en önemli ticaret ortağı Çin'e ihracatı şubatta 2020’nin aynı ayına kıyasla yüzde 25,7 artarak 8,5 milyar avroya ulaştı

Almanya'da ihracat, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında sıkılaştırılan kısıtlamalara rağmen şubatta, Çin'e yapılan ihracatın etkisiyle yüzde 0,9 artarak yükseliş serisini 10'uncu aya taşıdı.

Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis) verilerine göre, ülkede mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat, şubatta yüzde 0,9 artışla 110 milyar avroya çıktı. Şubat ayı ihracat verisine ilişkin beklenti, bir önceki aya kıyasla yüzde 1 artış olacağı yönündeydi.

Böylece ihracat artışı ivme kaybetmesine rağmen Kovid-19'un yayılmasını önlemek için alınan tedbirlerin mayısta gevşetilmesinden sonra yükselişini art arda 10'uncu aya taşıdı. Ülkenin ihracatı ocakta yüzde 1,6 artış göstermişti.

İhracatın yılın ikinci ayında da artmasında, ülkenin en önemli ticaret ortağı Çin'deki ekonomik toparlanmanın hızlı olması etkili oldu.

Destatis, Almanya’nın ihracatının Kovid-19 salgınının yayılmasını önlemek için alınan önlemlerden önce, Şubat 2020'deki seviyesinin yüzde 2,1 altında kaldığını belirtti.

- Cari işlemler fazlası şubatta 18,8 milyar avro

Şubatta ithalat ise yüzde 3,6 artarak 90,8 milyar avroya yükseldi. Böylece Almanya’nın mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış dış ticaret fazlası yaklaşık 19,2 milyar avro oldu. 

Şubat 2020’ye göre ise ihracat yüzde 1,2 azalırken, ithalat yüzde 0,9 arttı.

Almanya'da şubat ayı ihracatının 58,3 milyar avrosu Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapıldı. Ülke ithalatının 49,7 milyar avroluk bölümü de AB'den geldi.

Şubat 2020’ye göre AB ülkelerine yapılan ihracat yüzde 0,3 düşerken, bu ülkelerden yapılan ithalat yüzde 0,7 arttı.

Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) verilerine göre, ülkenin cari işlemler fazlası şubatta 18,8 milyar avro olarak gerçekleşti. Cari fazla, Şubat 2020’de 21,6 milyar avro olmuştu.

- Çin’e ihracat şubatta yüzde 25,7 arttı

Öte yandan, Destatis verilerine göre, Almanya'nın, en önemli ticaret ortağı Çin'e ihracatı Şubat 2020'nin aynı ayına kıyasla yüzde 25,7 artarak 8,5 milyar avroya yükseldi. Çin'den ithalat ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 32,5 artarak 9,9 milyar avroya çıktı.

Söz konusu dönemde Kovid-19'un en çok etkilediği ülkelerden ABD’ye ihracat yüzde 0,6 düşerek 9,5 milyar avroya ve ithalat da yüzde 12,6 azalarak 5,1 milyar avroya geriledi.

Almanya'nın diğer önemli ticaret ortağı İngiltere’ye ihracatının şubatta bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 12,2 düşerek 5,4 milyar avroya gerilemesi dikkati çekti. Almanya’nın bu ülkeden ithalatı ise yüzde 26,9 azlışla 2,7 milyar avroya indi.

Almanya'nın 2020 yılı ihracatı Kovid-19 salgınının neden olduğu ekonomik krizin etkisiyle bir önceki yıla göre yüzde 9,3 düşerek 1 trilyon 204,7 milyar dolara gerilemişti.

BERLİN (AA)

BİŞKEK (AA) - Kırgızistan ve Tacikistan elektriğini Afganistan üzerinden Pakistan'a taşıyacak CASA-1000 (Central Asia South Asia Electricity Transmission and Trade Project) yüksek gerilimli elektrik hattı projesinin Kırgızistan ayağına başlandı.
 
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'un katılımıyla ülkenin güneyindeki Batken Bölgesi Batken ilçesi Kara-Bulak köyünde, CASA-1000 yüksek gerilimli elektrik hattı projesi çerçevesinde elektrik kablolarını taşıyacak elektrik direğinin temel atma töreni düzenlendi.
 
Caparov, törende yaptığı konuşmada, CASA-1000 projesinin bölge ülke ve halkları açısından taşıdığı öneme dikkati çekerek, "CASA-1000 projesi, enerji geliştirme alanında yeni bir sayfa açan ve bir bütün olarak Orta ve Güney Asya ülkelerinin sosyo-ekonomik iyileşmesine katkıda bulunacak büyük ölçekli bir bölgesel projedir." dedi.
 
Projenin, Kırgızistan'ın elektrik ihracat potansiyelini artıracağını ve enerji sektörüne ek yatırımları çekeceğini vurgulayan Caparov, "Hidroelektrik potansiyelinin artırılması ve yeni elektrik hatlarının inşası ülkenin enerji güvenliğinin sağlanması açısından stratejik bir hedeftir." ifadesini kullandı. Caparov, 1 milyar 100 milyon dolar toplam yatırım miktarını öngören CASA-1000 projesinin 200 milyon dolarlık Kırgızistan ayağındaki elektrik hatlarının inşaatına destek veren uluslararası finans kuruluşları Dünya Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Avrupa Yatırım Bankasına teşekkür etti.
 
- CASA -1000 yüksek gerilimli elektrik hattı projesi
 
CASA-1000 projesiyle, Orta Asya'nın en büyük buzullarından beslenen Kırgızistan ve Tacikistan'daki ırmakların fazla suyunun yaz aylarında boşa akmasının önlenmesi ve bu ülkelerde üretilen elektriğin Pakistan ve Hindistan'a ihraç edilmesi amaçlanıyor.
 
Toplam yatırım tutarı 1 milyar 100 milyon dolar olan CASA-1000 projesinin hayata geçirilmesiyle mayıs-eylül aylarında Kırgızistan ve Tacikistan'da üretilen 5 milyar kilovatsaat elektriğin Afganistan ve Pakistan'a sevkiyatı öngörülüyor.
 
Kırgızistan CASA-1000 projesiyle, Afganistan ile Pakistan'a mayıstan eylüle ortalama 500 milyon ila 1,5 milyar kilovatsaat arasında veya toplam enerji üretiminin yüzde 40'ını temin etmesi hedefleniyor.
 
Yaklaşık 1250 kilometre uzunluğunda bulunan CASA-1000 elektrik hattı projesinin yaklaşık 455 kilometresi Kırgızistan'dan geçecek.
 
Proje için uluslararası finans kuruluşlarından 25 ila 40 yıllık bir süre için imtiyazlı şartlarda kredi alan Kırgızistan, 15 yıl içinde elektrik ihracatı yaparak tüm yatırımlarını telafi etmeyi planlıyor.
 
CASA-1000 projesi kapsamında yıllık elektrik ihracatından yılda 80 milyon dolar net gelir edecek Kırgızistan'ın enerji dağıtım şirketlerinden Elektrik İstasyonları Anonim Şirketinin 1 milyar 200 milyon dolar ve Kırgızistan Ulusal Güç Şebeke Anonim Şirketinin 320 milyon dolar gelir elde edeceği tahmin ediliyor.
 
İki yıl içinde tamamlanması beklenen CASA-1000 projesinin Tacikistan ayağının 2016 ve Afganistan ayağının Şubat 2020'de temeli atılmıştı.
- Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu:
- "Bu platform üzerinden İngiltere'den İtalya'ya, İsveç'ten Portekiz'e, Rusya'dan Avustralya'ya, Kanada'dan Brezilya'ya kadar 47 farklı ülkeye ürün ihraç edilir hale gelinmiştir"
- "PTT, bu iş birliği sayesinde ülkemiz adına güçlü lojistik altyapısıyla da desteklediği e-ihracat alanında önemli girişime imza atarak yaklaşık 300 bin ürünümüzün dünya piyasasına arz edilmesini sağlamıştır"
- Katar Postası CEO'su Faleh Al Naemi:
- "Uluslararası düzeyde pazarlamaya başlandığında, yer yüzündeki tüm insanlar, Türk ürünlerinden faydalanacaklar"
 

ANKARA (AA) - Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, "turkishsouq.com" platformu üzerinden İngiltere'den İtalya'ya, İsveç'ten Portekiz'e, Rusya'dan Avustralya'ya, Kanada'dan Brezilya'ya kadar 47 farklı ülkeye ürün ihraç edilir hale gelindiğini belirterek, "Yaklaşık 300 bin ürünümüzün dünya piyasasına arz edilmesini sağlamıştır." dedi.

Bakan Karaismailoğlu, Türkiye-Katar e-Ticaret İşbirliği Projesi kapsamında Katar Postası CEO'su Faleh Al Naemi'yi makamında kabul etti.

Türkiye ve Katar arasındaki köklü dostluk, kardeşlik ve iş birliği bağlarının hem ülkeler hem de bölge istikrarı açısından değerli ve önemli olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, gerek haberleşmenin gerekse ulaştırmanın, insanların hayati ihtiyaçlarını karşılamada ne derece önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde, Türkiye ve Katar'ın, ilişkilerini daha da güçlendirerek sürdürmesinin herkesi mutlu ettiğini söyledi.

Karaismailoğlu, PTT'nin, posta hizmetlerinden bankacılığa, lojistik hizmetlerden e-ticarete kadar hayatın her alanında hizmet veren 180 yıllık köklü geçmişiyle güzide kuruluşlardan olduğunu dile getirerek, dünyada gerçekleşen dijital dönüşüme ayak uyduran PTT'nin, 2012'de PttAVM.com markasıyla e-ticaret alanındaki ticari faaliyetlerine başladığını anımsattı.

"PttAVM.com"un farklı ihtiyaç ve tarza hitap eden milyonlarca ürünle ve uygun fiyatlarla, müşterilerine kaliteli alışveriş deneyimi sunduğunu aktaran Karaismailoğlu, PTT'nin 2017'de e-ticaret alanındaki faaliyetlerine küresel boyut kazandırma ve e-ihracata katkı sağlama amacıyla Katar ile ortak çalışmalara başladığını kaydetti.

Karaismailoğlu, çalışmalar neticesinde kurulan "turkishsouq" (Turkishsuk) platformuyla binlerce Türk ürününün Katar halkının hizmetine sunulduğunu belirterek, ülkeler arasındaki somut iş birliği alanlarına bir yenisinin eklendiğini ifade etti.

- "turkishsouq.com global ölçekte platform haline dönüştürüldü"

e-ticaret alanında iş birliğinin başarılı olduğunu ve 2019'da "turkishsouq.com" uzantısıyla Katar sınırlarını aşarak global ölçekte platform haline dönüştürüldüğünü belirten Karaismailoğlu, şöyle devam etti:

"Bu platform üzerinden İngiltere'den İtalya'ya, İsveç'ten Portekiz'e, Rusya'dan Avustralya'ya, Kanada'dan Brezilya'ya kadar 47 farklı ülkeye ürün ihraç edilir hale gelinmiştir. PTT, bu iş birliği sayesinde ülkemiz adına güçlü lojistik altyapısıyla da desteklediği e-ihracat alanında önemli girişime imza atarak yaklaşık 300 bin ürünümüzün dünya piyasasına arz edilmesini sağlamıştır. Platformun uluslararası lansmanının ülkelerimiz açısından hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum."

Karaismailoğlu, ağustosta Fildişi Sahili'nde düzenlenmesi planlanan 27'nci Dünya Posta Birliği Kongresi kapsamında gerçekleştirilecek Posta İşletme Konseyi ve İdari Konsey için adaylığın söz konusu olduğuna değinerek, adaylığa verilecek destek için Katarlılara teşekkürlerini iletti.

Ulaştırma ve haberleşme alanında Osmanlı'dan Cumhuriyet'e uzanan köklü tarihi, hizmet tecrübesi ve toplumsal güveniyle ülkenin gurur duyduğu kurumlardan PTT ile Katar'ın ulusal posta teşkilatı Katar Postası arasındaki iş birliğini önemsediklerini vurgulayan Karaismailoğlu, projenin üreticiye, iş dünyasına ve halklara hayırlı olmasını diledi.

- "Turkishsouq'daki ürünleri talep eden 50 ülke bulunuyor"

Katar Postası CEO'su Al Naemi de bugün turkishsouq'un e-ihracat platformunun ulusal ve uluslararası niteliğiyle ele alındığını belirterek, tüm dünya haklarının e-ticaret üzerinden Türk ürünlerini satın alma imkanına kavuştuklarını söyledi.

Al Naemi, Katar Postası ile Türk postası ve PTTAVM'nin önemli bir adım attığını dile getirerek, "Bugün itibarıyla bu platform, dünyadaki bütün insanlara arz edilmiş bulunmaktadır. Deneyimimize başladıktan sonra 'turkishsouq'daki ürünleri talep eden 50 ülke bulunmaktadır. Uluslararası düzeyde pazarlamaya başlandığında, yer yüzündeki tüm insanlar, Türk ürünlerinden faydalanacaklar." diye konuştu. 

Bakan Karaismailoğlu, Türkiye'nin "Orta Koridor" rotasıyla ticaretten daha fazla pay alabileceğini söyledi:
- "Orta Koridor rotası etkin kullanıldığı takdirde, halen yıllık 710 milyar dolar tutarında olan Avrupa-Çin ticaret trafiğinden ülkemizin ve Orta Asya ülkelerinin ekonomik fırsatlar elde edilebileceği aşikardır"
- "Kanal İstanbul, Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan ticaret yolu olan Orta Koridor'un da en önemli bileşeni olacak"
 

ANKARA (AA) - Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, "Orta Koridor" rotasının etkin kullanılmasının önemine işaret ederek, "Halen yıllık 710 milyar dolar tutarında olan Avrupa-Çin ticaret trafiğinden, ülkemizin ve Orta Asya ülkelerinin ekonomik fırsatlar elde edilebileceği aşikardır." dedi. 

Ankara Sanayi Odasının (ASO) mart ayı meclis toplantısında konuşan Karaismailoğlu, Cumhuriyetin 100. yılına bambaşka bir güç ve gelecek perspektifiyle girdiklerini, son 19 yılda dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmak için güçlü hamleler gerçekleştirdiklerini söyledi.

Eğitimden sanayiye kadar dünya ölçeğinde bir iddia ve başarı kazandıklarını vurgulayan Karaismailoğlu, Türkiye'nin sanayisini ve sanayicilerini desteklemek, üretkenliğini artırmak ve güçlü bir lojistik altyapıyla yeni ihracat kapılarını açmak için çalıştıklarını ifade etti.

Karaismailoğlu, "Türkiye'ye duyduğunuz inançla bugünlere geldiniz ve Türkiye ekonomisini ürettiğiniz gelirle, istihdamla ayakta tuttunuz. Artık büyümenin ve ilerlemenin baş döndürücü bir hıza ulaşacağı, dijitalleşmenin tüm iş sahalarında yaygınlaşacağı, teknolojik üretimimizin artacağı, yerli ve milli ürünlerimizle pek çok alanda söz sahibi olacağımız yeni bir dönem olacak. Türkiye'nin yarınlarını inşa edeceğiz. Gelişmekte olan değil gelişmiş Türkiye'nin geleceğini birlikte kuracağız." diye konuştu.

- "Kendi kaderimizi kendimiz çizeceğiz"

Yeni tip koronavirüs salgını sebebiyle dünyanın tarihi bir resesyon yaşadığına işaret eden Karaismailoğlu, tedavi ve aşılama konusunda sağlanacak ilerleme sayesinde bu yılın küresel ekonominin hızla toparlanacağı bir dönem olacağını dile getirdi.

Karaismailoğlu, IMF küresel ekonomide 2021 için yüzde 5,2 büyüme öngörürken, OECD'nin Türkiye'de yüzde 5,9 büyüme beklediğine dikkati çekerek, "Türkiye için ortaya çıkan bu olumlu tabloda Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki çalışmaların önemi büyüktür." dedi.

Sanayi için de benzer bir tablonun bulunduğunu belirten Karaismailoğlu, Ocak 2021 itibarıyla yıllık sanayi üretiminin yüzde 11,4 artmasının özverili çalışmaların sonucu olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin pandemi koşullarında dahi tüm dünyanın hayretle izlediği bir devamlılık, üretkenlik ve büyüme sağladığını söyleyen Karaismailoğlu, "Bugüne dek başardıklarımızın verdiği şevk ve azimle, Türkiye'nin çıtasını daha da yükselteceğiz. Yerli ve milli ürünlerinin  sayısını her geçen gün artıran, tekstil kadar, gıda kadar, ham madde kadar teknolojide, yazılımda, hizmet alanlarında da ihracat yapan bir Türkiye markası için çalışacağız. Gelişmiş dünyanın bize biçtiği rolleri bir kenara bırakıp, kendi kaderimizi kendimiz çizeceğiz." dedi.

- Ulaşım ve haberleşme projeleri

Karaismailoğlu, yeri geldiğinde hazine kaynaklarının yanında özel sektör iş birliğiyle dev projeleri bir an önce hayata geçirmelerinin, bu sonuçlara hızla ulaşabilmek için olduğunu ifade etti.

Hükümetleri döneminde ulaşım ve haberleşme hizmetleri için 1 trilyon liranın üzerinde yatırım gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Karaismailoğlu, tamamlanan ve inşası süren kara ve demir yolu projelerini anlattı.

TURASAŞ Fabrikasında Milli Elektrikli Tren Seti, Elektrikli Anahat Lokomotifi, Hibrit Lokomotif, Dual Lokomotif ve özgün motor projelerinin başarıyla sürdürüldüğünü dile getiren Karaismailoğlu, "Milli Banliyö Tren Seti Projesi başladı. 2021 yılında tasarımı tamamlanarak prototip imalatına başlayacağız. Milli Elektrikli Tren seti projemizde yerlilik oranı yüzde 60'a ulaşmıştır. Yerlilik oranı seri üretimde yüzde 80'e çıkacak." diye konuştu.

Karaismailoğlu, 2023'te demir yolu sektör payını yolcuda yüzde 5'e, yükte yüzde10'a, 2035'te ise yolcuda yüzde 15'e, yükte yüzde 25'e çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.

Dünya ticaretinin yüzde 80'ini sırtlayan deniz yolları konusunda da kararlı bir şekilde ilerlediklerini belirten Karaismailoğlu, gelecek dönemde daha çevreci, rekabetçi, yerlilik ve millilik oranı daha yüksek bir gemi inşa ve yan sanayi geliştirmek için çalışacaklarını söyledi.

Türkiye'yi haberleşme ve iletişim yetkinlikleri açısından da yeni bir çağa hazırladıklarına işaret eden Karaismailoğlu, Türkiye'nin, Cumhuriyetin 100. yılında kendi uydusunu kendisi yapabilen dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alacağını bildirdi.

- "Kanal İstanbul, Orta Koridor'un en önemli bileşeni olacak"

Karaismailoğlu, Türkiye'nin, liman bağlantıları sayesinde Asya'daki yük trafiğinin Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Akdeniz bölgesine ulaşması için önemli fırsatlar sunduğuna dikkati çekerek, "Orta Koridor rotası etkin kullanıldığı takdirde halen yıllık 710 milyar dolar tutarında olan Avrupa-Çin ticaret trafiğinden ülkemizin ve Orta Asya ülkelerinin ekonomik fırsatlar elde edilebileceği aşikardır." dedi.

Geçen hafta The Ever Given adlı geminin Süveyş Kanalı'na sıkıştığını ve bu durumun dünya ticaretini olumsuz etkilediğini anımsatan Karaismailoğlu, bu olayla Orta Koridor'un öneminin bir kez daha anlaşıldığını söyledi.

Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kanal İstanbul, Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan ticaret yolu olan Orta Koridor'un da en önemli bileşeni olacak. Orta Koridor'daki varlığımızı ve hakimiyetimizi artıracak. Marmara Bölgesi, Kanal İstanbul'u, Marmara otoyol ringi, limanları, lojistik bölgeleri, demir yolu bağlantıları, Marmaray’ı ile Avrasya'nın lokomotifi, dünyanın kavşak noktası haline gelecek. Proje mevcut İstanbul Boğazı'ndaki yüksek tonajlı gemilerin neden olduğu kaza risklerini de ortadan kaldıracak ve İstanbul rahat bir nefes alacak."

Ulaştırma ve haberleşme yatırımlarının 2003'ten bu yana sanayiye toplam katkısının 225 milyar dolar olduğunu bildiren Karaismalioğlu, sanayicilerle birlikte hareket etmenin, her daim yapıcı ve sonuç odaklı ilişkiler kurmalarının, diyalog ortamını güçlendirmenin son derece yararlı olacağını dile getirdi.

Karaismailoğlu, içeriden, dışarıdan, muhalefetten, basından pek çok eleştiri, karalama ve asılsız iddiayla karşılaştıklarını belirterek şunları kaydetti:

"Türkiye'nin yarınları ve çocuklarımızın geleceği için büyük bir sorumluluk duyarak yaptığımız işleri daha idrak bile etmekte güçlük çekenlerle bizim yollarımız çok ayrı. Artık muhalif siyasetle, ayrı dünyalardan hatta ayrı çağlardan olduğumuzu düşünmeye başladık desek yeridir. Bu uzun yolda, daha çok akıl ve fikir birliği yaparsak, devlet ve sanayi iş birliğini artırırsak, Türkiye'nin hedeflerini ortak hedeflerimiz olarak sahiplenirsek, başaramayacağımız hiçbir iş yoktur."

- Yatırım için sürdürülebilir faiz düzeyinde güven tesis edilmeli"

ASO Başkanı Nurettin Özdebir de Türkiye ekonomisinin son dönemde yüksek faiz, döviz kuru ve enflasyon gibi olguları bir arada yaşadığını, bu durumun borç çevrimlerini zorlaştırdığını söyledi.

Bu gelişmelerin özel sektörün yatırım imkanlarını da zorlaştırdığını dile getiren Özdebir, şöyle dedi:

"Yatırım için sürdürülebilir bir enflasyon ve faiz düzeyinde güvenin tesis edilmesi çok önemlidir. Kalıcı ve sağlıklı bir büyüme için üretmek zorundayız. Yüksek faiz, üretici kesim açısından yüksek finansman ve yüksek refinansman maliyetleri anlamına geliyor. Kur seviyesinin, ara mallardaki yüksek fiyat artışları kanalıyla üretimde aksamalara yol açan ve uluslararası piyasalarda rekabet gücümüzü aşındıran, yüksek enflasyonla birlikte değerlendirilmesi, reel sektör olarak yaşadığımız zorlukların derecesini ortaya koymaktadır."

Özdebir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomi Reform Paketi'nin somut ve çözüm odaklı olduğunu belirterek, paketlerin uygulanmasının da önemli olduğunu ifade etti.