Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

BERLİN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin’de Alman hükümetinin iklim politikası protesto edildi.

Çevre örgütleri Greenpeace ve Campact üyeleri, bakanlar kurulunun İklim Yasası’nda değişikliği görüşeceği sırada Başbakanlık binasının önünde gösteri yaptı.

Hükümetin iklim politikasını protesto eden çevreciler, Başbakan Angela Merkel ve Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier'in maskelerini taktı.

Göstericiler üzerinde "İklime öncelik" ve "Hakkımız - Gerçekten iklimin korunması şimdi" yazan pankart ve dövizler taşıdı.

Campact örgütünün sözcüsü Jassin Braun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Alman hükümetinin "boş vaatlerde" bulunduğunu belirterek, "Hükümet yüksek iklim hedeflerini vadetmek istiyor, ancak bunu nasıl uygulanmak istediğini söylemiyor. Biz burada Peter Altmaier ve Angela Merkel için özel ders organize ettik. İklimin korunması için somut önlemleri şimdi almamız lazım." dedi.

2030’a kadar kömür enerjisinden ve içten yanmalı motorlardan vazgeçilmesi, yeni otobanların yapılmaması ve tutarlı bir şekilde yenilenebilir enerjinin genişletilmesi gerektiğini belirten Braun, hükümetin bunları uygulamaması durumunda sorumluluğunu yerine getirmeyeceğini kaydetti.

Almanya Anayasa Mahkemesi, nisanda, Alman hükümetinin 2019 İklim Yasası'nın gelecek nesilleri iklim değişikliğinin sonuçlarından korumada yetersiz olduğunu belirterek, hükümete söz konusu yasayı güncellemesi için yıl sonuna kadar süre vermişti.

Bu karardan sonra Alman hükümeti, 2050 olarak duyurulan net sıfır karbon emisyonuna ulaşma tarihini 2045’e çekmek, 2030’a kadar yüzde 55 olarak açıklanan karbon emisyonlarının azaltılma hedefini de yüzde 65’e yükseltmek istediğini açıklamıştı.

DÜSSELDORF (AA) - Almanya'nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren Vestfalya'da (KRV) meclis uzmanlar komisyonu, Türklere çifte vatandaşlık hakkının verilmesi konusunda olumlu görüş bildirdi.
 
KRV'nin başkenti Düsseldorf'taki eyalet meclisinde dün toplanan komisyondan yapılan açıklamada yetkililerden çifte vatandaşlığın modernleştirilmesi ve istisnasız kolaylaştırılması istendi.
 
Açıklamada ayrıca İsviçre, Fas ve Suriye tabiiyetlilere bu hak tanınırken Lihtenştayn, Norveç ve Türkiye tabiiyetlilere tanınmaması eleştirildi.
Çifte vatandaşlığın kabulünün demokrasiyi güçlendireceğinin belirtildiği açıklamada, KRV’de vatandaşlığa geçenlerin sayısının gittikçe düştüğünü, bu nedenle iyi uyum sağlayan göçmenlere hızlandırılmış vatandaşlık verilmesinin zorunluluk haline geldiği kaydedildi.
 
Açıklamada ayrıca Almanya’nın kalkınmasına büyük emeği geçen ve emeklilik döneminde bulunan ilk kuşak göçmenlerin yanı sıra, yaşamının üçte birini bu ülkede geçiren insanların da kolayca vatandaşlığa geçmeleri gerektiği dile getirildi.
 
Mevcut uygulamanın dışlayıcı ve ayrımcı olduğu belirten komisyon üyesi Prof. Dr. Dietrich Thraenhardt, bu durumun anayasanın eşitlik ilkesine ayrı olduğunu söyledi.
 
- Komisyonun kararı önemli bir adım
KRV Seçim Hakkı Girişimi Başkanı Bahattin Gemici, çifte vatandaşlık teklifinin kabul edilmesinin göçmenlerin haklarını güvence altına alacağını ve demokratik yaşama katılımını kolaylaştıracağını söyledi.
 
Uzmanlar komisyonunun aldığı kararın bu yolda önemli bir adım olduğuna işaret eden Gemici, "Bundan sonraki süreci dikkatle takip edeceğiz. Sivil toplum kuruluşlarımız federal seçimlerin yaklaştığı bu dönemde taleplerimizi tüm partilere ve milletvekili adaylarına iletmelidir." dedi.
 
- Kararı Federal Meclis verecek
Komisyonun önerisinin ardından çifte vatandaşlık konusunun parti fraksiyonlarının katılacağı toplantıda ele alınması ve meclise sunulması bekleniyor.
KRV Eyalet Meclisinin alacağı karar tavsiye niteliğinde olacak. Kesin karar ise Federal Meclis tarafından alınabilecek.
DİTİB Genel Başkanı Türkmen, yayınladığı Ramazan Bayramı mesajında tüm İslam âleminin bayramını tebrik ederek, şunları kaydetti:
Son aylarda Kovid-19 salgını ile morali bozulan esnafa dönük açıklamaları ile öne çıkan MÜSİAD Kuzey Bavyera Başkanı Haluk Dokur, “Morali bozulan veya ne yapacağı konusunda motivasyonunu kaybeden arkadaşlar bana gelsin.
Şimdi eksiklikleri tamamlayıp yakın geleceğe hazır olma zamanı” dedi.
 
Hoş sohbet ve güler yüzlülüğü ile tanınan Haluk Dokur Türklerin abisi olarak kimine nasihat, kimine öğüt verirken bazılarına da sakin sakin konuşarak kaybettikleri motivasoyonu tekrar kazandırmaya çalışıyor. Dükkanını açamadığı için bazıesnaflar üzülse de bunların geçici olduğu konusunda açıklamalarda bulunarak toplumsal moralin yüksek tutulmasına çalışan MÜSİAD Kuzey Bavyera BaşkanıHaluk Dokur, “Bir ilahi düdük çaldı ve hepimiz olduğumuz yerde durduk. İnşallah bu günler geçecek ve koronalı günler biraz ilginç biraz da acı hatıralar olarak arkada kalacak. Bizler kadere inanan insanlar olarak dünyası ile ahiretini ölçülü götüren ve hakka inanan insanlarız. Bu bağlamda arkadaşlarımıza moral ziyaretleri yaparak onların motivasyonunu en yukarıda tutmak istiyoruz.“ diyerek oldukça duygusal bir açıklamada bulundu.
 
Bilindiği gibi MÜSİAD Kuzey Bavyera Ailesi olarak periyodik aralıklar ile ziyaretlerde bulunan Başkan Haluk Dokur ve arkadaşlarıyakın gelecekte yeni ziyaret ve görüşmeler için de planlamalar yaptıklarını açıkladı.
 
 

Türklerin genelde hafta sonlari buluştuğu seçkin mekanlardan biri olan Çeşme Restaurant sahibi Niyazi Koç insanların kendisine yasak koyarak daha az sokaga çıkmasını anlayışla karşılamaları gerektiğini belirterek, “Devletin aldığı tüm tedbirler biz bireyler için önemlidir. Bu dönemde resmi makamlara yardımcı olmamız çok öncelikle toplumsal görevimizdir” dedi.

 

 

Pandemi döneminde restaurantlardan uzak kalanların Türkiye lezzetlerini unuttuğunu sanmayın. Onlar pandemiden sonra yine milli damak tadlarimiz için restaurant ve gastronomi esnafının güler yüzü ile karşılaşmayi bekliyorlar.

 

 

 

Çesme Restautarant sahibi Niyazi Koç Ayhaber’e yaptigi açiklamada, “Müşterilerimizin bizi ve geleneksel lezzetimizi özlediğini biliyoruz. En kısa zamanda onları ağırlayabilmek için sabırsızlanıyoruz. Tedbirleri elden bırakmayarak biraz daha sabredip mutlu sona ulaşmamız gerektiğine inanıyorum” dedi.

 

 

Bilindiği gibi Çesme Restaurant bölgedeki Türklerin tercih ettiği restaurant olarak biliniyor.

 

Die Bayerische Integrationsbeauftragte Gudrun Brendel-Fischer, MdL, gab heute bei einem Besuch der Evangelischen Kita Pfarrkirchen den Startschuss Bayern Süd für ihr Projekt „Zweisprachige Bücherbox – Stolz auf meine Sprache!“.

 
 
 
Brendel-Fischer erklärt: „Für immer mehr Kinder ist es der Normalfall, dass sie mit mehr als einer Sprache aufwachsen. Diese Mehrsprachigkeit sollten wir nicht als Hemmschuh, sondern als Potential begreifen.“ Die Integrationsbeauftragte weiter: „Fakt ist, dass Erst- und Zweitsprache nicht unabhängig nebeneinander herlaufen, sondern sich gegenseitig bedingen. Kinder, die eine Sprache nicht gut beherrschen, tun sich auch in der anderen Sprache schwer. Die Herkunftssprache darf nicht vernachlässigt werden.“
 
„Im Rahmen des kurzen Besuchs haben die Erzieherinnen der evangelischen Kita gemeinsam mit Kindern die Bücherbox ausgepackt. Zudem wurden Vorlese-Kostproben auf Arabisch, Italienisch und Französisch gegeben“, freut sich Brendel-Fischer. „Es ist auch bereichernd für alle Kinder, den Klang anderer Sprachen zu erleben und der Fantasie freien Lauf zu lassen, wie wohl der Deutsch vorgelesene Beginn der Geschichte weitergehen wird: Zweisprachige Kinder können die Auflösung verraten!“
 
Die Vorständin des Evangelischen Kita-Verbands Bayern Christiane Münderlein weist auf die psychologische Komponente hin: „Es ist wichtig, die Kinder in ihrer gesamten Persönlichkeit anzuerkennen. Das heißt auch, ihnen zu zeigen, dass ihre bisherige Sprachentwicklung sehr wohl eine Rolle spielt; auch wenn im Kindergarten hauptsächlich Deutsch gesprochen wird. Ich freue mich, dass die Bayerische Integrationsbeauftragte ihre „Zweisprachige Bücherbox“ in ganz Bayern an Einrichtungen des Evangelischen Kita-Verbands, mit vielen Kindern mit Migrationshintergrund, schickt. Es ist gut, dass die Herkunftssprache in die Sprachentwicklung einbezogen wird.“
 
 
 
 
Das neue Projekt „Zweisprachige Bücherbox – Stolz auf meine Sprache!“ möchte neben der deutschsprachigen auch die muttersprachliche Entwicklung unterstützen. Für Brendel-Fischer geht es auch um ein Signal der Wertschätzung, mit der Botschaft: „Deutsch zu lernen ist für Kinder und Eltern sehr wichtig, aber seid auch auf Eure Familiensprache stolz.“
 
In ganz Bayern wurden in dieser Woche rund 100 Kitas mit Bücher-Boxen beliefert, in denen sich zweisprachige Vorlesebücher in 9 unterschiedlichen Sprachen befinden.
 
Im Norden Bayerns erfolgte der Startschuss bereits am 3. Mai 2021 ebenfalls unter Ausschluss der Öffentlichkeit in einer Kita in Schweinfurt.
 
Die Bayerische Integrationsbeauftragte dankt allen Erzieherinnen und Erziehern sowie den Ehrenamtlichen für Ihr Engagement sowie Ihrem pädagogischen Ideenreichtum bei diesem mehrsprachigen Projekt!
 
Fotos: Die Bayerische Integrationsbeauftragte
 
Das Robert-Koch-Institut (RKI) veröffentlichte heute für den Landkreis Würzburg eine 7-Tage-Inzidenz von 59,1.
 
Die weiteren aktuellen Corona-Fallzahlen sind dem dortigen Dashboard zu entnehmen:
 
 
Testzentrum auf der Würzburger Talavera
Das Corona-Testzentrum von Stadt und Landkreis Würzburg ist von Montag bis Freitag von 8.30 bis 19 Uhrgeöffnet sowie Samstag und Sonntag von 10 bis 17 Uhr.
 
Hier können sich nach der Bayerischen Teststrategie insbesondere Reiserückkehrer:innen sowie auch jeder Bewohner:in Bayerns testen lassen, durchgeführt werden ausschließlich PCR-Testungen. Eine vorherige Terminvereinbarung ist zwingend erforderlich, telefonisch unter 0931 8000-828, bzw. online unterwww.testzentrum-wuerzburg.de.Lediglich im Fall eines positiven Selbst- oder Schnelltests kann das Testzentrum auf der Talavera ohne Termin aufgesucht werden. In diesem Fall ist die Bestätigung des positiven Befundes mitzubringen.
 
Jeweils von 17 bis 19 Uhr steht medizinisch geschultes Personal für Abstriche bei Kindern unter sieben Jahre und Personen mit besonderen Bedürfnissen bereit.
 
Mitzubringen sind die Mail zur Terminbestätigung, der Personalausweis, Reisepass oder ein anderes Ausweisdokument mit Foto.
 
Bei Fragen zu Testergebnissen von Abstrichen, die am Testzentrum auf der Würzburger Talavera durchgeführt wurden, können sich Bürger:innen unter derTelefonnummer Tel: 089 54789114 an das beauftragte Labor Eurofinswenden, alternativ per E-Mail:  Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!.
 
Antigen-Schnelltest-Stellen in Stadt und Landkreis Würzburg
Auf der Seite www.landkreis-wuerzburg.de/testzentrenist eine Übersicht aller gemeldeten Schnelltest-Stellen in Stadt und Landkreis Würzburg mit den jeweiligen Adressen, Buchungsmodalitäten sowie weiteren Informationen veröffentlicht.
 
Testzentrum Universitätsklinik Würzburg
Am Corona-Testzentrum auf dem Gelände des Universitätsklinikums Würzburg Gebäude D20 werden primär Kontaktpersonen und infizierte Personen nach Zuweisung durch das Gesundheitsamt getestet. Verwendet werden dabei ausschließlich PCR-Tests.

Kinder ab sechs Monaten können am Testzentrum der Unikliniken nach Vereinbarung getestet werden, da für den Abstrich eigens medizinisch geschultes
Personal bereitsteht. Eine vorherige Terminvereinbarung ist zwingend erforderlich unter 0931 8000-828, bzw. online unterwww.testzentrum-wuerzburg.de.
 
Mitzubringen sind die Mail zur Terminbestätigung, Reisepass oder ein anderes Ausweisdokument mit Foto und soweit vorhanden, die Krankenversicherungskarte.
 
Gesundheitsamt startet Kontaktnachverfolgung mit Luca-App
Das Gesundheitsamt für Stadt und Landkreis Würzburg hat die Luca-App so in seine Prozesse eingebunden, dass für die Nutzer:innen, aber auch für die Kontaktnachverfolgung ein Mehrwert entsteht. Seit Montag, 3. Mai 2021, ist eine Kontaktdatenerfassung beim Besuch von Geschäften, Restaurants etc. möglich. Interessierte Bürger:innen, Betriebe und Organisationen können die App herunterladen und sich registrieren. Weitere Infos sind unter www.luca-app.dezu finden.
 
Impfzentren in Stadt und Landkreis Würzburg
Informationen zu den zuerst impfberechtigten Personen und viele weitere Antworten sind unter www.impfen-wuerzburg.dezu finden.
 
Erreichbarkeit des Bürgertelefons
Das Bürgertelefon von Stadt und Landkreis Würzburg ist seit 3. Mai 2021 wie folgt besetzt:
Montag bis Donnerstag von 8 bis 15 Uhr
Freitag von 8 bis 13 Uhr
Telefon: 0931 8003-5100
An Sonn- und Feiertagen ist das Corona-Bürgertelefon nicht besetzt.
 
Zwölfte Bayerische Infektionsschutzmaßnahmenverordnung (12. BayIfSMV)
Die aktuelle Fassung ist unter www.gesetze-bayern.de/Content/Document/BayIfSMV_12nachzulesen.
 
Maskenpflicht in Würzburger Innenstadtbereich nur noch auf Alter Mainbrücke
Die Stadt Würzburg hat die bisherige Allgemeinverfügung zur Maskenpflicht verlängert: Die Maskenpflicht besteht weiterhin von 6.00 Uhr bis 22.00 Uhr auf der Alten Mainbrücke inklusive der Auf- und Abgänge. Dies gilt ab dem 10. Mai vorerst befristet bis zum 24. Mai.
 
Die Bereiche Bahnhofsvorplatz inklusive der Grünbereiche bis zum Haugerring, Schustergasse und Schmalzmarkt sind ab dem 10. Mai von der Maskenpflicht ausgenommen.
 
Der Landkreis Würzburg hat bisher keine stark frequentierten Plätze definiert, an denen eine Maskenpflicht besteht.
 
Weitere Informationsquellen und Hotlines
Weitere Informationen zum Coronavirus finden Sie auf www.landkreis-wuerzburg.de/Coronavirus.
 
Bitte nutzen Sie auch die umfangreichen Informationen auf den verschiedenen Internetseiten. Hier gibt es Antworten für alle Lebenslagen, auch sämtliche Allgemeinverfügungen sind hier nachzulesen.
 
Weitere Informationen zum Coronavirus: www.rki.de; www.stmgp.bayern.de
Corona-Hotline der Bayerischen Staatsregierung, Montag bis Freitag von 8 bis 18 Uhr sowie Samstag von 10 bis 15 Uhr, erreichbar unter 089 122220 zu allen Fragen rund um das Corona-Geschehen.
 
Die Coronavirus-Hotline des Bayerischen Landesamtes für Gesundheit und Lebensmittelsicherheit (LGL) ist unter 09131 6808-5101 zu erreichen. Der ärztliche Bereitschaftsdienst der Kassenärztlichen Bundesvereinigung ist unter 116 117 erreichbar.
Pandeminin moral çöküntüsüne karşı Türk Tolumu’nun önde gelen simalarından ard arda uyarılar geliyor. FDP Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı ve Nürnberg Belediye Meclici üyesi Ümit Sormaz bu günlerde morali yüksek tutmak gerek” dedi.
 
 
Türk-Alman ilişkilerine olumlu etki yapacak başarlı eğitim ve kültür çalışmaları ile tanınan ve Nürnberg Türk Toplumu’nun başarılı siyasetçilerinden Ümit Sormaz kısıtlayıcı tedbirlerinin uygulandığı şu günlerde Türk Toplumu olarak fiziki olarak biraraya gelmeden dayanışma içerisinde olmamız gerektiğine dikkat çekti.
Ayhaber’e açıklamalarda bulunan FDP’li Belediye Meclisi Üyesi Ümit Sormaz, “Türk Toplumu, kültür itibari ile sürekli dayanışma içerisinde olan bir topluluktur. Ancak öyle bir dönemden geçiyoruz ki insanların mümkün olduğunca kapalı ortamlarda biraraya gelmemesi gerek. Türkler olarak buna alışık olmasakta maalesef şu anki imkanlar bu kadar. Özellikle birinci neslin bu günlerde ciddi anlamda bunun sıkıntısını çektiğini anlıyorum. Biraz daha dişlerini sıkarak aşılarını yaptırsınlar ve geleceğe ümit ile baksınlar. İnşallah bu günler çok yakın bir gelecekte geçecek” şeklinde konuştu.
 

"Türkiye, NATO içinde çok önemli bir müttefikimiz. Almanya bunu her zaman vurguladı. Gelecekte de çok büyük önemi olacaktır. NATO müttefikleri olarak da birlikte iyi çalışıyoruz. Bu şu anda Afganistan'da da kanıtlanıyor" 

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinde ülkesinin her zaman yapıcı diyalogu savunduğunu söyledi.

Maas, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ikili ve heyetler arası görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Türkiye-AB ilişkilerine ilişkin "Almanya olarak her zaman yapıcı ilişkiyi savunuyoruz. Almanya olarak olumlu bir katkımız olacaksa bunu yapmaya hazırız." ifadesini kullandı.

Almanya'nın Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığını üstlendiğini hatırlatan ve ülkesinin AB dönem başkanlığında yapıcı diyaloğu sürekli vurguladıklarını dile getiren Maas, Çavuşoğlu ile görüşmelerinde Avrupa Konseyinin ele aldığı konuları da konuştukları kaydetti.

Heiko Maas, insan haklarının korunması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararlarının uygulanmasının pek tabii Konseye üye ülkelerin ortak taahhütlerinin temelini oluşturduğunu belirterek, "Türkiye'de beklentilerin olduğunu biliyoruz. Bu Şansölye (Angela) Merkel ile Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan arasında dün yapılan görüşmede konu oldu. Şu an da geçen yılın ve aramızdaki münakaşanın AB içinde izler bıraktığını görüyoruz. Almanya her zaman diyaloğa, yapıcı bir ilişkiye ihtiyacımız olduğu ve elbette adım adım sonuçlara varmamız gerektiği görüşünü benimsemiştir." ifadelerini kullandı.

Bunun iki tarafa da bağlı bir mesele olduğunu vurgulayan Maas, "Şu anda çok yapıcı bir dönemde olduğumuz için son derece mutluyuz." dedi.

Maas, Almanya'nın, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine ne gibi ek katkı sunabileceğine ilişki soru üzerine, "Buna en fazla Türkiye katkı sağlayabilir. Biz bunun diyalogla ilgili olduğunu biliyoruz ve bunu AB dönem başkanlığımızda açıkça ifade ettik. Elbette sonuçlar konusunda da. Geçen yıl AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler açısından zor bir yıl oldu. Bu senenin çok daha iyi bir yıl olacağı görülüyor. Bu yüzden temas halinde kalmamız da önemlidir." diye konuştu.

Ankara'nın beklentilerinin yanı sıra AB üyelerinin beklentileri üzerine de konuşulması gerektiğini belirten Maas, "Bu diyaloğu burada yaptığımız gibi yapıcı bir şekilde yürütürsek, o zaman AB ile Türkiye arasındaki ilişkinin gelişeceğinden ve bu diyaloğun, AB üye ülkeleriyle de daha yapıcı olacağından eminim. Daha sonra bunun hangi sonuçlara varabileceğini görebiliriz." ifadesini kullandı.

- Doğu Akdeniz'de çözüm için karşılıklı güven şart

​​​​​​​Türkiye'nin Yunanistan ile olan Doğu Akdeniz konusundaki diyaloğunu öven Maas, "Sadece diyalog güvenli bir çözüm getirecektir. Öncelikle karşılıklı güvenin oluşturulması gerekiyor. Çözüm açısından diyalog şart. Türkiye'yi ve tabii ki AB ortaklarımız Yunanistan ve Kıbrıs'ı çözüm konusunda ilerlemeleri için cesaretlendirmek istiyoruz." dedi.

Heiko Maas ayrıca turizm konusunda insanlara belli bir perspektifin sunulması gerektiğini, mümkün olduğu kadar turizm yapılmasını arzuladıklarını, geçen yıl da bu konuyu ele aldıklarını ve başarılı şekilde uyguladıklarını bildirdi.

Libya'daki gelişmelere de değinen Alman Dışişleri Bakanı, bu ülkedeki gelişmeler ışığında durumun kırılgan olduğunu düşündüklerini ifade eden Maas, "Bu nedenle tüm ülkelerin, Berlin Libya Konferansı'nın kararları gereğince paralı askerlerin çekilmesi sözünü tutmalarını istiyoruz. Barışçıl ve birleşik bir Libya için destek vermeyi sürdürmeyi umuyoruz." dedi.

Suriye'ye insani yardım göndermenin Türkiye üzerinden mümkün olduğunu vurgulayan Maas, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye'deki endişelerimiz devam ediyor. Milyonlarca kişinin hayatı, insani yardımın yerine varabilmesine bağlı. Bu yalnızca Türkiye üzerinden mümkün olabiliyor. Rusya, Güvenlik Konseyinde Suriye'ye BM sınır ötesi insani yardım mekanizmasının uzatılmasını sağlamak zorunda. Bu, söz konusu yardıma güvenen insanlar için son derece önemli. Temmuz ayında Güvenlik Konseyinde gerekli ön koşulların oluşacağını umuyoruz."

- Türkiye NATO'da önemli müttefik

Almanya Dışişleri Bakanı Maas, Türkiye'nin NATO'da önemli bir müttefik olduğuna işaret ederek, "Türkiye, NATO içinde çok önemli bir müttefikimiz. Almanya bunu her zaman vurguladı. Gelecekte de çok büyük önemi olacaktır. NATO müttefikleri olarak da birlikte iyi çalışıyoruz. Bu, şu anda Afganistan'da da kanıtlanıyor." değerlendirmesini yaptı. Maas ayrıca Almanya'nın kısıtlayıcı silah ihracat politikasının süreceğini söyledi.

Maas, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşıları üzerindeki fikri mülkiyet hakkından geçici olarak feragat edilmesinin tartışılmasına Almanya olarak katılmaya açık olduklarını ancak dünya çapında bir aşılama yapılırsa virüsün mağlup edilebileceğini vurgulayarak, "Daha çok insanı daha hızlı aşılamaya yardımcı olmanın bir yolu buysa, o zaman bu soruyu kendimize sormamız lazım. Çünkü hepimiz bu salgını bitirmek istiyoruz." şeklinde konuştu.

Zur Zustimmung am Donnerstag vom Bundestag und am Freitag abschließend dann auch vom Bundesrat zur Verordnung der Bundesregierung zu Lockerungen für Geimpfte und Covid-19-Genesene erklärt Hans Peter Wollseifer, Präsident des Zentralverbandes des Deutschen Handwerks (ZDH):
 
"Die beschlossenen Erleichterungen für vollständig Geimpfte und für Covid-19-Genesene sind ein richtiger Schritt auf dem Weg hin zurück zur Normalität. Indem nun die Zugangsvoraussetzungen zu Ladengeschäften und Dienstleistungen für einen schnell wachsenden Teil der Bevölkerung erleichtert werden, bringt der Beschluss für Handwerksbetriebe mit Ladenlokalen und im Bereich körpernaher Dienstleistungen eine Konkretisierung bezüglich Öffnungen. Zugleich sind die nun für Geimpfte und Genesene vorgesehenen Erleichterungen ein wichtiges Signal an unsere Betriebe und Beschäftigten, dass ein wieder normaleres Arbeiten und Leben mit jeder weiteren Impfung näher rückt.
 
Umso wichtiger ist es, dass das inzwischen erreichte Impftempo beibehalten und noch einmal gesteigert wird. Denn verlässliche Öffnungsperspektiven wird es nur mit einer ausreichend großen Anzahl von Geimpften geben. Das Impftempo ließe sich weiter beschleunigen, wenn die Betriebsärzte breit in der Impfkampagne mitwirkten. Daher sollten betriebsärztliche Strukturen möglichst rasch und nicht erst im Juni beim Impfen einbezogen würden. Dort, wo im Handwerk mit seinen überwiegend eher kleineren Betrieben Impfungen nicht durch eigene Betriebsärzte oder unmittelbar in den Betrieben erfolgen können, sollten Handwerksbeschäftigte in die Impfinfrastrukturen von Großunternehmen eingebunden werden können. Zudem bereitet etwa im Baubereich der dortige arbeitsmedizinische Dienst Impfangebote vor. Bei der Suche nach einem Betriebsarzt, der dann zeitnahe Impfungen durchführen kann, können sowohl die Berufsgenossenschaften helfen wie auch die auf der gemeinsamen Internetseite der vier Spitzenverbände der deutschen Wirtschaft www.wirtschaftimpftgegencorona.de<http://www.wirtschaftimpftgegencorona.de>verlinkten Plattformen zur Betriebsarztsuche.
 
Foto: Boris Trenkel