Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

"Ukrayna'nın boynundaki ilmeği çözün ve Avrupa'da barışı korumanın bir yolunu bulmak için bize katılın"
 
 
BERLİN (AA) - Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, Rusya'nın Ukrayna'nın boğazına geçirdiği ilmeği çözmesini istedi.
Steinmeier, cumhurbaşkanlığına ikinci kez seçilmesinin ardından yaptığı konuşmada, kendisine güvenenlere teşekkür etti.
 
Konuşmasında Ukrayna krizine ilişkin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e demokrasiyi küçümsememe uyarısında bulunan Steinmeier, "Başkan Putin'e sesleniyorum, Ukrayna'nın boynundaki ilmeği çözün ve Avrupa'da barışı korumanın bir yolunu bulmak için bize katılın." dedi.
 
Steinmeier, Rusya ile Batı arasında artan yabancılaşmanın nedenleri hakkında çok fazla tartışma olabileceğini aktararak, "Ancak tartışamayacağımız konu Doğu Avrupa'da bir askeri çatışma ve savaş tehlikesi altında olmamızdır. Bu konudaki sorumluluk Rusya'nın. Rusya'nın asker konuşlandırması yanlış anlaşılamaz. Bu, Ukrayna için bir tehdittir ve olmalıdır. Ancak oradaki insanların korkusuz ve tehditsiz bir yaşam, kendi kaderini tayin ve egemenlik hakları vardır. Dünyadaki hiçbir ülkenin onu yok etmeye hakkı yoktur ve bunu deneyen herkese kararlılıkla yanıt vereceğiz." ifadelerini kullandı.
 
Korkunun sadece Ukrayna'da değil, Doğu Avrupa'daki birçok ülkede büyüdüğünü vurgulayan Steinmeier, "Bu yüzden Estonyalıların, Letonyalıların ve Litvanyalıların yanındayız; Polonyalılar, Slovaklar, Romenler ve tüm müttefiklerle birlikteyiz. Bize güvenebilirsiniz. Almanya, NATO ve Avrupa Birliği'nin bir parçasıdır. Onlar olmasaydı, biz Almanlar bugün birlik ve özgürlük içinde yaşayamazdık. Bunu unutmayalım. Herhangi bir belirsizlik olmaksızın, ittifaka bağlılığımızı kabul ediyoruz." şeklinde konuştu.
 
Steinmeier, cumhurbaşkanlığı makamının partizan olmadığına ve kendisinin de buna uygun davranacağına işaret etti.
 
"Sorumluluğum ülkemizde yaşayan tüm insanlar için geçerlidir ama demokrasi davasına gelince tarafsız değilim. Demokrasi için savaşan herkesin yanında yer alacağım. Ancak demokrasiye kim saldırırsa karşısında beni bulacak." diyen Steinmeier, pandeminin Alman toplumunda derin yaralar bıraktığını ve bu yaraların iyileşmesine yardım etmek istediğini de sözlerine ekledi.
„Eine gute Küche ist das Fundament allen Glücks“, soll einmal der Meisterkoch Auguste Escoffier, der Vater der französischen Haute Cuisine, gesagt haben. Schaut man in die Gesichter der Schülerinnen, Schüler und Lehrkräfte an der Berufsfachschule für Ernährung und Versorgung in Ochsenfurt, wenn sie einen Blick auf ihre neue Lehrküchen werfen, dann könnte man dem Satz einigen Wahrheitsgehalt beimessen. Seit dem Beginn des Schuljahres findet der praktische Unterricht dort nämlich in nagelneuen, modernen Küchenzeilen statt. Sehr zur Freude aller Beteiligten.
 
Da der Landkreis Würzburg als Sachaufwandsträger der Berufsfachschule maßgeblich am Einbau der neuen Küche beteiligt war, überzeugte sich jüngst auch Landrat Thomas Eberth von der Funktionalität der Küchen und stattete den Schülerinnen und Schülern einen Besuch ab. Der Landkreischef ließ sich dabei nicht nur bekochen, sondern schlüpfte gleich selbst in „den Schürzer“, rollte Klöße und gab in der Kantine „Esteria“ Essen aus. „Die Ausstattung ist das Eine, gute Lehrkräfte das Andere. Wichtig ist aber eben auch ein unmittelbare Rückmeldung der Gäste und Konsumenten. Das alles passt hervorragend in unserer Berufsfachschule hier in Ochsenfurt“, freut sich Landrat Eberth über die Erfahrung.
 
 
 
Moderne Ausbildung mit moderner Ausstattung
 
Seit 50 Jahren bildet die Berufsfachschule in Ochsenfurt Fachkräfte im Bereich Ernährung und Versorgung aus. Junge Menschen erlernen dort heute das Handwerk der Helferinnen und Helfer oder Assistentinnen und Assistenten für Ernährung und Versorgung. Neben der Theorie sammeln sie Praxiserfahrung in den Lehrküchen setzen diese täglich bei der Versorgung von rund 80 Schülerinnen, Schülern und der Lehrerschaft in der hauseigenen Kantine um. Nach Abschluss der Ausbildung sind die Assistenteninnen und Assistenten für Ernährung und Versorgung damit bestens auf die Arbeit unter anderem in Privathaushalten, der Gastronomie und Hotellerie oder in Pflegeeinrichtungen vorbereitet.
 
Die Möbel und Technik der Lehrküchen waren inzwischen jedoch mehrere Jahrzehnte alt, die Herde erhitzten nur noch ungleichmäßig. Mit der Neueinrichtung ist nun nicht nur das alltägliche Arbeiten, sondern die gesamte Ausbildung auf den neuesten technischen Stand gebracht – und damit ein sichtbarer Motivationsschub durch Schüler- und Lehrerschaft gegangen. „Unsere Schülerinnen und Schüler sind sehr glücklich darüber, dass ihr Unterricht nun in einer neuen, gut ausgestatteten Lehrküche stattfinden kann“, bestätigt der Leiter des Staatlichen Beruflichen Schulzentrums Kitzingen-Ochsenfurt Frank Delißen.
 
 
 
 
Auf dem Weg zur Bildungsregion
 
Landrat Thomas Eberth ist nach dem Rundgang überzeugt, dass eine gute technische Ausstattung essenziell für eine gute Ausbildung ist. „Der Landkreis Würzburg bewirbt sich derzeit gemeinsam mit der Stadt Würzburg um den Titel als Bildungsregion in Bayern“, betont auch Landrat Thomas Eberth. „Das bedeutet, dass wir Bildung und Ausbildung mit Vorbildcharakter anbieten wollen. Darum ist es für uns selbstverständlich, dass wir unsere Schülerinnen und Schüler mit den bestmöglichen Arbeitsmitteln ausstatten.“
 
 
Bildunterschriften:
 
1: Die Einweihung der neuen Lehrküche an der Berufsfachschule für Ernährung und Versorgung wurde mit Klößen, Blaukraut und Rinderragout gefeiert. Es freuten sich (hinten, von links) Landrat Thomas Eberth, Schulleiterin i. V. Margit Stühler, der Leiter des Beruflichen Schulzentrums Kitzingen-Ochsenfurt Frank Delißen sowie (vorne von links) die Fachbetreuerin Ernährung und Versorgung Christiane Weigert, die Schüler Zeid Abdulrahman und Joulia Shek-Kilo sowie Fachlehrerin Christine Schumacher. Foto: Christian Schuster
 
2: Moderne Ausstattung für eine moderne Ausbildung: Sowohl die Schülerinnen und Schüler als auch die Lehrkräfte freuen sich über die von der Landkreisverwaltung neu eingerichteten Lehrküche. Foto: Christian Schuster
 
3: Auch Landrat Thomas Eberth packt bei seinem Besuch mit an – und rollt Klöße gemeinsam mit Schülerin Monique Weigand aus Ochsenfurt. Foto: Christian Schuster
 
4: In der Schuleigenen Kantine, der „Esteria“, sammeln sonst die Schülerinnen und Schüler wertvolle Praxiserfahrung – so auch Landrat Thomas Eberth (Mitte) bei seinem Besuch zur Einweihung der neuen Lehrküchen. Unter den wachsamen Augen von (von links) Schulleiterin i. V. Margit Stühler, Frank Delißen, dem Leiter des Beruflichen Schulzentrums Kitzingen-Ochsenfurt sowie die Fachbetreuerin für Ernährung und Versorgung Christiane Weigert und die Lehrkraft Katharina Baußenwein darf der Landrat die Schöpfkelle schwingen. Foto: Christian Schuster
 
 
 
Almanya'nın Dortmund kentinde faaliyet gösteren Diyanet İşleri Türk İslam Birliğine (DİTİB) bağlı 12 cami derneği, evsizlere kış yardım paketi dağıttı.
 
Cami derneklerinin gençlik kolları tarafından hazırlanan yardım paketinde battaniye, çorap, şapka, eldiven, atkı, bulmaca kitabı, kalem, kurabiye, çikolata gibi ürünlerin yanı sıra, çeşitli hijyen ürünleri yer aldı.
DİTİB Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyalet Gençlik Birliği Başkanı Sefa Küçük, yardım paketi dağıtımında duygusal anlar yaşandığını söyledi.
 
Küçük, "Sokakta yaşayan evsizler üşümesin diye Dortmund şehrindeki cami derneklerimizin gençleriyle bir kampanya başlattık. Genç arkadaşlarımız büyük bir teveccüh göstererek yüzlerce evsiz insanın bir nebze olsun yüzünü güldürmenin, onların hoşnutluğunu almanın mutluluğunu yaşadılar." dedi.
 
Sosyal sorumluluk ve dayanışma ile sokakta yaşayanların sorunlarının hafifletilebileceğini belirten Küçük, şöyle devam etti:
"Komşusu açken, tok yatan bizden değildir diyen peygamberimizin ümmeti olarak, yaşadığımız toplumda ihtiyaç sahibi insanların bir değer olduğunu, kışlık paketi verirken gözlerindeki sevince, ufak bir dokunuşla onların mutluluğuna şahit olduk. Tren istasyonlarında, otobüs duraklarında, rüzgar almasın yağmur yağmasın diye kuytu köşelerde geceyi geçiren yüzlerce evsize yardım paketi dağıttık. Pandemi nedeniyle, evsizlerin durumu daha da kötüleştiği için daha fazla desteğe ihtiyacı olduklarından başlattığımız kampanyaya, gönüllü gençler katkı sundu. Her bir gencimize teşekkür ediyorum."   (AA)
 
 
KRV-Seçim Hakkı Girişimi başkanı eğitimci-yazar Bahattin Gemici, Federal Hükümete çağrıda bulunarak koalisyon protokolünde yer alan çifte vatandaşlığın, kısıtlamalara gidilmeden bir an önce meclis gündemine getirilmesini istedi.
 
Kuzey Ren Vestfalya- Seçim Hakkı Girişimi Bahattin Gemici, SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan koalisyon partilerine birer mektup yazarak, çifte vatandaşlığı bir an önce yürürlüğe koymalarını istedi.
Türk toplumunun 40 yıldır eşit haklar ve çifte vatandaşlık için mücadele verdiğini hatırlatan Gemici, “Sosyal Demokrat Parti SPD, 1999’da olduğu gibi çifte vatandaşlık beklentilerimizi boşa çıkarır ve bu konudaki önerilerimizi dikkate almazsa tüm inandırıcılığını yitirir” dedi.
 
Türk toplumunun bütün kuruluşlarını harekete geçmeye ve bölgelerindeki federal meclis milletvekilleri ile diyalog kurmalarını isteyen   Gemici, örgütlü mücadelenin önemine vurgu yaptı.
KRV- Seçim Hakkı Girişimi başkanı Bahattin Gemici, şansölye Olaf Scholz ve koalisyonu oluşturan parti yetkililerine yazdığı mektupta şu görüşlere yer verdi:
“Hükümetinizin göçmenlere çifte vatandaşlığı kolaylaştırmayı ve toplumsal yaşama katılımını güçlendirmeyi amaçlayan, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı önlemler içeren konuları koalisyon protokolüne almasını sevinçle karşılıyor, size ve koalisyon partilerine teşekkür ediyoruz.
 
Bu konuda atacağınız adımlar, göçmenlerin geleceği planlamalarını kolaylaştıracak, onlara bu topluma ait oldukları hissini verecek, entegrasyonu- katılımı hızlandıracak ve toplumsal barışa katkı sağlayacaktır.
 “Çifte vatandaşlık ve eşit haklar için hükümetin atacağı olumlu adımların destekçisi olacağız,” diyen Bahattin Gemici taleplerini şöyle sıraladı:
1-Yaşam ve çalışma koşulları nedeniyle iyi Almanca öğrenemeyen ve ülke kalkınmasına büyük emeği geçen 1. kuşak göçmenlere dil sınavında zorluk çıkarılmadan Alman vatandaşlığı verilmelidir.
2-Daha önce Alman vatandaşı olan, ancak 2000’den sonra Türk vatandaşlığına geçtikleri için vatandaşlıktan çıkarılan onbinlerce insanın mağduriyeti giderilmelidir.
3-Alman vatandaşlığı için yapılan başvuruların karara bağlanması iki yıla kadar uzamaktadır. Başvuruların 6 ay, en geç bir yıl içinde sonuca bağlanmasını talep ediyoruz.
4-Yeni bir dil öğrenmek zorlu ve uzun bir süreçtir. Dil sınavı kolaylaştırılmalı, vatandaşlık başvurusunda bulunanların bu yöndeki çabaları dikkate alınmalıdır.
5-Beş yıldan fazla bu ülkede yaşayan, ancak Alman vatandaşlığına geçmek istemeyen göçmenlere yerel seçimlere katılma hakkı verilmeli, onların poliitik yaşama katılmaları sağlanmalıdır.”
 

 

"Rusya'nın Ukrayna'yı işgali durumunda devreye girecek pakette yabancı sermayeye erişimin sınırlandırılması ve ihracat kontrolleri de var"
 
BERLİN (AA) - Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda, Kuzey Akım 2 Doğal Gaz Boru Hattı'nın da AB’nin Moskova’ya karşı yaptırımlarının içinde olacağını söyledi.
 
Von der Leyen, Alman Handelsblatt ve Fransız Les Echos gazetelerine ortak röportajında, Avrupa Birliği'nin, Ukrayna'yı işgal etmesi halinde Rusya'ya karşı "kapsamlı" bir yaptırım paketi hazırladığını belirtti.
 
Von der Leyen, Rusya'dan Avrupa'ya uzanan “Kuzey Akım 2 Doğal Gaz Boru Hattı Rusya'ya karşı yaptırım listesi dışında olamaz, bu çok açık." dedi.
 
Rusya’ya karşı, “güçlü ve kapsamlı” bir ekonomik yaptırım paketi hazırladıklarını bildiren Von der Leyen, paket içinde yabancı sermayeye erişimin sınırlandırılması ve ihracat kontrolleri olduğunu kaydetti ve boru hattının faaliyete geçip geçmemesinin ise Moskova’nın davranışlarına bağlı olduğunu hatırlattı.
 
- Kuzey Akım 2 projesi
 
Toplam maliyeti yaklaşık 10 milyar avro olarak hesaplanan Kuzey Akım 2 projesiyle, yılda 55 milyar metreküp Rus gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya sevk edilmesi planlanıyor.
 
Ukrayna, Polonya ile Baltık ülkelerinin inşasına karşı çıktığı projenin ortakları arasında proje sahibi Gazprom'un yanı sıra Shell, OMV, Engie, Uniper ve Wintershall gibi şirketler yer alıyor.
 
Rus şirketi Gazprom liderliğinde tasarlanan ve inşaatı Eylül 2021’de tamamlanan Kuzey Akım 2 doğalgaz hattının ruhsatlandırma çalışmaları halen sürüyor.

Son yıllarda toplumsal güvenin kaybolması ve geleceğe yönelik güzel hayallerin kurulamamasında en önemli sorunun insanların güzel hayal kuramamasının geldiği belirtiliyor. Uzun yıllardan beri ticari hayattaki planlı yükselişi ile tanıdığımız İzmir Feinkost Genel Müdürü Mehmet Kış ile yaptığımız gönül sohbetinde  Türk insanındaki kişilik ve kimlik kaybını konuştuk. Biz sorduk Mehmet Kış cevapladı.

 

Mehmet Bey iyi insan olmak için sizce ne yapmak gerek?

Öncelikle yardımsever olmalısınız. İhtiyacı olan birine illa sizin yardım etmenize gerek yok. Diyelim böyle birini fark ettiniz o kişiye, sizin şuradan yardım alabileceğinizi tahmin edebiliyorum demek çok önemlidir. Çünkü o insanın yardımdan çok yönlendirilmeye ihtiyacı var. Şaşırmış ve ne yapacağını bilmiyor.

 

Çok güzel konuştunuz. İnsanların gerçekten yardım isteyip istemediğini nereden anlarız?

Mesela bir kişi size birşeyler soruyor ve siz ona samimi olarak yardım etmek istiyorsunuz. O kişi başını sallıyor ama sizinle veya konunuzla ilgilenmiyor! Veya sizinle konuşurken saatine bakıyor, cebini karıştıyor. Kişi aniden başka birine atlayarak ve o kişiyle saatlerce konuşuyor. O zaman böyle kişilerden de uzak duralım derim,

 

İnsanların iç güzelliği kakkında konuşalım derim. İç güzelliğin tarifi varmı size göre?

Tabiki öncelikle dış güzelliktir göze çarpan. Havalı,  kibirli, baskın, ükela, bencil veya endişeli diye size pat diye karar veren olabilir. Bu bağlamda mümkün olduğunuz kadar iç güzelliği de yansıtmak gerek karşıdakine. Kimsenin size harikasınız demesini beklemeyin ama, kötü insan demezlerse yeterlidir.

 

Samimi insanı nasıl anlarız Mehmet Bey?

Dünyada iyi insan veya samimi olanların sayısı çoktur. Ancak bunlar kendilerini öne çıkaramazlar. Özgüven seviyelerinde yoksundurlar ve kendilerini doğru ve anlaşılabilir bir şekilde ifade edemezler. Korkarlar, acaba yanlışmı konuşuyorum diye.  Aslında onlara fırsat vermek ona yapılacak en önemli yardımdır. Bu insanlar konuşan insanlardan çok daha fazlasını bilir. Onların konuşmasına destek olmak gerek.

 

Sanırım günümüzde güven sorunu da oluşuyor insanlarda, bu konuda neler söylemek istersiniz?

İnsanların içinde kendine güven sorunu olanlar aslında zararsız olanlardır. Zaten güveni olan gelir konuşur, kendi öz güvenini kaybedenler ise karanlığın arka sokaklarında sizin aleyhinizde kıskandığıiçin konuşur. Onlara uzun uzun zaman ayırmayın. Bu durumu en iyi şekilde sessiz, sakin ama içinden pazarlıklı olmayanlarıseçip sohbet edebilmek en iyisidir.

 

Sizce hatalardan ders alınabilirmi?

Bir defa yanlış yaparak, fazla kaybetmediğinizde oradan bir ders çıkarmak çok değerlidir. Çünkü yeni bir şey öğreniyorsunuz ve riski de yüksektir. Yanlışveya eksik yapmışsanız birine karşı samimi olarak özür dilemek yeterlidir. Hatalarından ders alarak, kendini affedip yoluna devam etmek önemlidir. Bunu öğrenebildiyseniz yine “İnsani tecrübe” denen bir şey kazanmışsınız demektir.

 

Sosyalleşme nedir sizin tarifinize göre?

Günümüz insanı insanlığını hızla kaybederek teknolojiye esir olmaya doğrugidiyor.

Ama sizin diğer insanlarla samimi diyalog ve iletişim kurmanın adıdır sosyalleşme. Bu alanda kendinizi geliştirip dost ve arkadaşlarınızı çoğaltmanız gerekmektedir.

 

Hep derler ya, toplumda herkesin birşeyleri gelip, sorup öğrendiği kişi olmak nasıl olacak diye. Bir de eğlenmek üzerine neler söylemek istersiniz?

Her insan eğlenmek ve neşeli olmak ister. Elbette eğlence dediğin dünyanın binbir çeşidi var. Öncelikle siz özgüven ve iç güzelliğiniz ile hareket edip şükredebiliyorsanız, çevrenizde size zaten “Hoşsohbet Amca ” derler. Siz zaten bu durumda insanları güvendiren, dinlendiren ve onlara öğreten bir bilge kişi olmuşsunuz. Burada hem kalbi bir eğlenme, vücudun dinlenmesi ve yaradana şükür vardır. Bu da sizin hayatınızdaki en önemli gelişmedir.

 

 

 

 

British Airways startet erstmals ab Nürnberg nach London-Heathrow
 
Ein langjähriger Wunschkandidat vieler Fluggäste aus der Metropolregion Nürnberg startet ab Ende März in Europas größtes Drehkreuz London-Heathrow. Daraus ergeben sich exzellente Reisemöglichkeiten für einen Besuch der britischen Metropole sowie weltweite Umsteigeverbindungen über das Drehkreuz in Heathrow. Außerdem sind damit erstmals alle drei großen Luftfahrtallianzen in Nürnberg vertreten: Star Alliance, SkyTeam und – jetzt neu – Oneworld Alliance.
 
„British Airways hat die Potenziale der Metropolregion mit ihren international vernetzten Unternehmen, der starken Messe und dem hohen Incoming-Aufkommen zum Beispiel auch aus den USA erkannt und wird diese nutzen“, so Flughafengeschäftsführer Dr. Michael Hupe. Somit wächst die Zahl der Drehkreuzverbindungen auf acht.
 
Oberbürgermeister der Stadt Nürnberg Marcus König ergänzt: „Herzlich willkommen, British Airways! Die Verbindung nach London-Heathrow bedeutet für Stadt und Metropolregion Nürnberg eine starke Erweiterung der internationalen Konnektivität. Insbesondere für das Messegeschäft ist die Verbindung sehr interessant, aber wir erhoffen uns generell positive Effekte für den Geschäftsreiseverkehr wie für den privaten Tourismus in Nürnberg.“
 
 
 
London-Heathrow ist bereits seit Jahren das am stärksten nachgefragte und lange nicht bediente Direktziel ab Nürnberg. Reisende mussten bisher stets umsteigen, z. B. in Frankfurt oder Amsterdam. Die letzte Direktverbindung von Nürnberg nach Heathrow gab es vor mehr als 20 Jahren (im Winterflugplan 1999/2000).
 
 
„Die Wirtschaft lebt von persönlichen Kontakten“, sagt Prof. Dr. Klaus L. Wübbenhorst, Wirtschaftsvorsitzender der Metropolregion Nürnberg. „Gerade in Zeiten von Corona ist die Verbindung zwischen der Metropolregion und London ein starkes Zeichen für unsere Wirtschaft. Nutzen wir die Verbindung für unseren Export und zeigen wir unseren Gästen ein Kommen.Staunen.Bleiben.“
 
British Airways wird zunächst viermal wöchentlich ab Nürnberg fliegen und bietet ab Mai sechs wöchentliche Flüge nach Heathrow an. Interkontinental bestehen unter anderem attraktive Anschlüsse nach Santiago de Chile, São Paulo und Dubai. Als einer der wichtigsten Auslandsmärkte für die Tourismusregion Nürnberg wird British Airways ab Winterflugplan 2022/2023 die Anbindung an die relevanten Metropolen in den USA optimieren. Damit ist Nürnberg noch besser an New York (John F. Kennedy International Airport), Boston, Chicago und weitere Top-Ziele in den Vereinigten Staaten angeschlossen.
 
Mit den täglichen Flügen nach Heathrow ist der Großraum London mit seinen 14,2 Millionen Einwohnern für Reisende aus Franken optimal erschlossen.
 
 

Rektör Özkan, Kış Kampında gençlerle bir araya geldi

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Kış Kampında gençlerle bir araya geldi.

Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü tarafından on farklı ilde on farklı temayla düzenlenen Geleneksel Kış Kampları ‘İnsan ve Toplum Kampı, Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ev sahipliğinde 11 İl’den 150 öğrencinin katılımıyla Bezm-i Alem Valide Sultan Yurdunda başladı. Kamp açılışına Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ın yanı sıra Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Gülbin Arıcı, Prof. Dr. Cengiz Toker, Antalya Gençlik ve Spor Müdürü Yavuz Gürhan, Genel Sekreter Ali Evren İmre, gençlik ve spor il müdürlüğü çalışanları ve 11 ilden gelen gençler katıldı.

 

 

 

Kış Kampı açılışında gençlere ‘hoş geldiniz’ diyerek seslenen Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Sizleri Antalya’da bu kamp vesilesiyle ağırladığımız için mutluyuz. Kampın teması olan insan ve toplum kavramları ülkemiz için çok önemli. Sizler yaptığınız işlerin en iyisini yaparsanız, insan olarak topluma önemli katkılarda bulunacaksınız. Akdeniz Üniversitesi olarak bizlerde öğrencilerimizin eğitimi ile geleceğe insana ve topluma yatırım yapıyoruz. Gelecek siz gençlerle şekillenecek. İyi ki varsınız. Kampın sizler için güzel geçmesini ve önemli katkılar sağlamasını diliyorum.” şeklinde konuştu.

 

 

Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, kampın eğitim, sosyal ve kültürel etkinlikler programı çerçevesinde dolu geçeceğini ve öğrencilerin, kamptan çok mutlu ayrılacaklarını belirtti.

 

 

Almanya'daki Türk Varlığının 60 Yılı Sempozyumu programında konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, “Bugün gelinen noktada Türklerin, Almanya’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu görmekle kalmıyoruz, ülkemize de faydalar sağladığını görüyoruz” dedi. 

 

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Türk-Alman Üniversitesi (TAÜ) ortaklığında “Almanya'daki Türk Varlığının 60 Yılı Sempozyumu” programı düzenleniyor. Sempozyumda, Türkiye ve Almanya arasında 1961 yılında imzalanan ve Almanya’daki Türk varlığının temellerini oluşturan işgücü anlaşmasından günümüze kadar gelinen süreçteki Türk toplumunun yaşadıkları sorunlara yönelik çözüm önerileri sunuluyor. İstanbul’da, 31 Ocak ve 1 Şubat 2022 tarihleri arasında yapılan sempozyumda; eğitim, kültür, bilim, sanat, ticaret, ekonomi, teknoloji, spor, siyaset ve hukuk gibi birçok alanda sunumlar yapılarak Almanya’daki Türk varlığı geniş bir perspektifle ele alınıyor.

Sempozyumun açılış toplantısında konuşan YTB Başkanı Eren, Almanya’daki Türk toplumunun 60 yılı geride bıraktığına dikkat çekerek, bugün gelinen noktada Türklerin, Almanya’nın ayrılmaz bir parçası olduğunun altını çizdi. Türk toplumunun Almanya’nın; ekonomik, siyasal, kültürel ve sosyal yaşamına büyük katkılar sunduğunu vurgulayan Eren, “Almanya-Türk toplumu 60 yılını geride bıraktı. Almanya ile 60 yıl önce imzalanan bir yolculuktan bahsediyoruz. BioNTech’in kurucuları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci, kıymetli mesteci Metin Güneş, ünlü futbolcu Mesut Özil ve daha ismini sayamadığım birçok kişi bu güçlü yapının isimleri. Bugün gelinen noktada Türklerin, Almanya’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu görmekle kalmıyoruz, ülkemize de faydalar sağladığını görüyoruz” dedi.  

 

TÜRK İŞLETMECİLERİN CİROSU 10 MİLYAR EURO’YU GEÇTİ 

Almanya’daki Türk toplumunun ülke ekonomisinde önemli yere sahip olduğunu belirten Eren şunları kaydetti: “Almanya-Türk toplumunun ekonomideki yeri önemli noktada. Almanya’da Türkler tarafından kurulan 70 bin işletmenin cirosu 10 milyar Euro’yu geçmiştir. Almanya’da faaliyet gösteren 16 bin dernekten 4 bin 700’ü Türklere ait. Aktif siyasal katılım da çok önemli. Şu an gelinen nokta, 335 belediye başkanından 5’i göçmen kökenli ve yalnızca 2’si Türkiye kökenli. Bu tabloya baktığımızda çalışmaların artırılması gerektiği görülüyor.” 

 

 

AVRUPA’DA HİÇBİR ZAMAN BU KADAR FAZLA MÜSLÜMAN VE TÜRK’Ü GÖRMEMİŞTİK

Ülkede yaşayan İslam karşıtlığı saldırılarına ve Türk toplumunun yaşadığı sorunlara değinen Eren, bu konularda Alman hükümetine görevler düştüğünü dile getirdi. 2020 yılında doğrudan vatandaşları hedef alan İslamofobik saldırıların yaşandığını anlatan Eren, “Bu konuda Almanya’ya büyük görev düşmektedir. Bir diğer önemli konu da eğitim. Bugün Almanya’da Türkçe dersleri devam etmektedir. Ancak pratikte sorunlar yaşanmaktadır. Bugün de bu konuları konuşmak üzere buradayız. Avrupa’da hiçbir zaman bu kadar fazla Müslüman ve Türk’ü görmemiştik. Bu Türk varlığı kalıcı hale geldi. Avrupa’da bazı durumlarda Türklere karşı bazı menfi durumlar yaşanabiliyor. Türk göçü iradi bir göçtür. Şu an bir uyum sürecinin devam ettiğini görebiliyoruz” dedi.  

 

ALMANYA’DA YAŞAYAN TÜRKLERİ BİR ZENGİNLİK OLARAK GÖRÜYORUZ

Geride bırakılan 60 yılda Türk toplumu açısından bir başarı hikâyesinin yazıldığını sözlerine ekleyen Eren, “Henüz kendi yaşadığı şehrin merkezini göremeden Almanya’ya, Avrupa’ya giden bir neslin başarı hikâyesidir. Biz Almanya’da yaşayan Türkleri bir zenginlik olarak görüyoruz. İlgili olduğumuz ülkelerle birçok konuda paydaş oluyoruz. Avrupalı Türklerin lobisini yapan tek kurum olabiliriz” şeklinde konuştu. 

Türk- Alman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat ise Türkiye ile Almanya arasında imzalanan anlaşmanın toplumsal düzeyde karşılık bulduğunu belirtti. Almanya'da oluşan Türk varlığının iradi bir hareket olduğu için her yönden incelenmesi gerektiğini dile getiren Akkanat, “Göç hareketinin ne tür olumlu, olumsuz sonuçlara yol açtığını birlikte değerlendirmek için bir aradayız. Bu sonuçlardan ders çıkarmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. 60 yıl önce bu anlaşma imzalandığında Tük nüfusunun, Almanya için köklü bir nüfusa sahip olacağı belki o dönemde öngörülemezdi” dedi. 

 

 

TÜRKLER ALMANYA’NIN VAZGEÇİLMEZ BİR PARÇASI 

Türklerin Almanya’da toplumun vazgeçilmez bir parçası olduğunu ifade eden Akkanat,  “Bu göçün en önemli özelliği ülkemizi de etkilemiş olmasıdır. Göç eden Türk nüfusu Türkiye'yi de etkilemiştir. Avrupa'ya gidenler kendi ülkeleriyle bağlarının kopararak değil koruyarak göç etmiştir. Bu göç pek çok alanda yeni bir bakış açısının Türk toplumuna farklı kazanımlarla dönmesini sağlamıştır. Bu sempozyumda eğitim, kültür, bilim, spor gibi birçok alan odaklanarak Almanya'daki Türk varlığının geniş bir perspektif ile incelenmesi amaçlanmaktadır. Türk- Alman ilişkisi uzun yıllar içerisinde gelişmiş ve kurumsallaşma ihtiyacı doğmuştur. Bunların neticesinde Türk- Alman Üniversitesi kurulmuştur” diye konuştu.

 

TBMM Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Alt Komisyonu Başkanı Sırakaya, sel mağduru olmasına rağmen aş çadırı kurarak sel felaketinde zarar görenlere 6 aydır yardım eden Zeliha Ataç'a, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını iletti
 
 
 
BAD NEUNAHR-AHRWEILER (AA) - TBMM Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Alt Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Zafer Sırakaya ile Köln Başkonsolosu Turhan Kaya, Almanya'da 15 Temmuz 2021'de meydana gelen sel felaketinde zarar gören bölgeleri ziyaret ederek incelemede bulundu.
 
Rheinland Pfalz eyaletindeki Bad Neunahr-Ahrweiler beldesinde sel felaketi mağduru olmasına rağmen kurduğu "aş çadırı" ile diğer mağdurlara yardımcı olan ve yaklaşık 6 aydır sıcak yemek veren Zeliha Ataç'ı çadırında ziyaret eden Sırakaya, çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Sırakaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2011'de bu bölgedeki sel felaketinde çok sayıda insanın yaşamını yitirdiğini, 42 bine yakın kişinin de bu felakette evsiz kaldığını hatırlatarak, bu tür felaketlerin tekrarlanmamasını temenni etti.
 
 
Almanya'da doğup büyüyen ve TBMM'de yurt dışındaki vatandaşların sorunlarını, sıkıntılarını dile getirip, onların dertleriyle dertlenen bir milletvekili olarak, buraya Zeliha Ataç'ın yaptığı çalışmaları yerinde görmek için geldiğini belirten Sırakaya, Ataç'a Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını ilettiğini aktardı. Sırakaya, şunları kaydetti:
"Acının, elemin, kederin ırkı olmaz, rengi olmaz, milleti olmaz, devleti olmaz. Bizim medeniyetimizden almış olduğumuz güçle, insanın en faydalısı insana hizmet edendir düsturuyla hareket eden bir millet olarak, bugün gelmiş olduğumuz ortamda özellikle Türk kökenli insanlarımızın toplumun yaralarının sarılabilmesi noktasında göstermiş oldukları fedakarlıkları yerinde görebilmek noktasında hareket ediyoruz. Zeliha hanım bunlardan bir tanesi. Zeliha hanım kurmuş olduğu çadırda değişik toplumdan insanlara, yaşlılara gençlere, yemek ikram ediyor. onların sorunlarını sıkıntılarını yerinde dinliyor ve onlara katkı sunuyor."
 
 
 
 
Yapılan bu çalışmaların yurt dışındaki Türk ve Müslüman toplumuna karşı zenofobi, ırkçılık, İslam düşmanlığı noktasında gayret gösteren kesimlere karşı verilmiş en güzel cevap olduğunu ifade eden Sırakaya, Almanya'daki sel felaketinin ardından uzun süre geçmesine rağmen yaraların tam olarak sarılamadığını gördüklerini ve en kısa süre bu yaraların sarılmasını ümit ettiğini belirtti.
Aş çadırının kurucusu Zeliha Ataç da sel felaketinin ardından burada yaşayan Türklere yönelik yardım çağrısında bulunduğunu ve gelen yardımları sokakta dağıtarak işe başladığını, bugün ise çadırda her gün ücretsiz yemeğin yanı sıra deterjandan kahveye tüm market ürünlerini ücretsiz olarak ihtiyaç sahiplerine sağladıklarını söyledi.
 
 
 
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın selamının kendisini çok mutlu ve motive ettiğini belirten Ataç, "Burada sularımız zehirliydi, dükkanlarımız yoktu, herkes bir kaosun içindeydi, elektriklerimiz yoktu. Her yer çamur, pislik içindeydi ve bu insanların yemek yemesi gerekiyordu. Önce Türk vatandaşlarımız sesimi duydu. Köln'den bir ekmek fabrikası bana 80 kasa ekmek, 100 kasa su göndererek bu insanların karınlarını doyurdular. O günden bu yana bu insanların günde bir tabak sıcak yemek ihtiyacını gidermek için buna devam etmeye çalışıyorum." şeklinde konuştu.
Sel felaketinde zarar görenlere kendi elleriyle yemek ikramı yapan Sırakaya ile Başkonsolos Turhan Kaya, daha sonra bölgede selden zarar gören Türkleri ziyaret ederek sorunlarını dinledi.