Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

ANKARA (AA) - ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) uzay aracı Osiris-Rex'in Bennu isimli asteroitten aldığı moloz örneklerinin bulunduğu kapsülde ne olduğu henüz tespit edilemeyen siyah renkli toz bulunmasının ardından araştırmalar durduruldu.

Daily Mail gazetesinin haberine göre, Dünya'ya dönen Osiris-Rex isimli uzay aracının getirdiği asteroit örnekleri bilim insanlarınca araştırılmaya başlandı.

Haberde, NASA'nın, Bennu'dan gelen örneklerin bulunduğu kapsülün iç kısmında siyah renkli tanımlanamayan toz tespit etmesinin ardından araştırmaları durdurmak zorunda kaldığı kaydedildi.

Tozun, asteroidinden gelen bir madde olup olmadığını belirlemek için analizden geçirileceği bilgisi verilirken, araştırmaların da analizin ardından devam etmesi bekleniyor.

Örneklerin, bilim insanlarının Dünya'nın ve yaşamın nasıl oluştuğunu daha iyi anlamalarına yardımcı olacağı belirtiliyor.

Osiris-Rex, 24 Eylül'de, örnek kapsülünü 100 bin kilometre uzaklıktan bırakmış ve kapsül 4 saat sonra paraşütle Utah Çölü'ne iniş yapmıştı.

Örnekler inceleme için NASA'nın Houston'daki Johnson Uzay Merkezi'ne götürülmüştü.

- Bennu asteroidi

Dünya'dan 81 milyon kilometre uzaklıkta Güneş'in yörüngesinde dönen ve Empire State Binası büyüklüğünde olan Bennu’nun çok daha büyük bir asteroidin kırılmış parçası olduğuna inanılıyor.

Bennu'nun 2182 yılında Dünya'ya tehlikeli bir şekilde yaklaşması bekleniyor.

Bennu asteroidi çalışmasının liderliğini yapan Arizona Üniversitesinden Dante Lauretta, Osiris-Rex'in topladığı verilerin asteroidi saptırma çabasına yardımcı olacağını düşündüklerini söyledi.

NASA'nın Florida'daki Cape Canaveral Uzay Üssü'nden 2016’da uzaya gönderilen ve 2018'de Bennu asteroidine ulaşan Osiris-Rex, Bennu'nun karbon bakımından zengin olan karanlık yüzeyinden moloz parçaları toplamasının ardından 2021’de 178 milyon mil (yaklaşık 286 milyon kilometre) mesafeden dünyaya dönüş için yola çıkmıştı.

İSTANBUL (AA) - Medicana Sağlık Grubu kardiyoloji uzmanlarından Uzm. Dr. Yunus Turgay Erten, sağlıklı bir kalbin sağlıklı vücut anlamına geldiğini belirterek, "Ülkemizde yaklaşık 3 milyon kalp hastası var. Yaşınız kaç olursa olsun sağlıklı bir kalp için doğru alışkanlıklar edinilebilir, yaşam kalitenizi ve konforunuzu artırabilirsiniz." ifadelerini kullandı.

Medicana Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamada görüşleri yer alan Erten, kalp-damar hastalıkları nedeniyle meydana gelen erken ölümlerin tamamına yakınının önlenebilir nitelikte olduğunu kaydederek, sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite, sigara ve alkol kullanımının koroner kalp hastalığı gelişiminin yüzde 80'inden sorumlu olduğunu bildirdi.

Erten, kalp hastalarında tedavinin temelini yaşam tarzı değişiklikleri ile koruyucu tedbirler almanın oluşturduğuna vurgu yaparak, dikkat edilmesi gerekenlerin başında "düzenli ve kaliteli bir uykunun" geldiğini, her gece 7-9 saatlik kaliteli uykunun yüksek tansiyon, diyabet hastalığı, depresyon ve kalp krizi riskini azalttığını anlattı.

İdeal kilonun korunması ve bel çevresi kalınlığına dikkat edilmesi tavsiyesinde bulunan Erten, beden kitle indeksi değerinin 27'den fazlası olmasının kalp hastaları, diyabet ve hipertansiyon için önemli bir risk faktörü olduğunu, fazla kilolu bireylerin yüzde 5-10 vücut ağırlığı kaybı sağlamasının tansiyonu 5 birim düşürdüğünü aktardı.

- "Düzenli egzersiz kalp krizi riskini azaltır"

Uzm. Dr. Yunus Turgay Erten, düzenli egzersiz alışkanlığının önemine işaret ederek, "Haftada 5 gün, 20-30 dakika arası düzenli egzersiz, kalp krizi ve diyabet riskini azaltır, damarları korur, tansiyonu ve kolesterolü düzenler, insülin direncini iyileştirir, kalp-damar sağlığını iyileştirir, felç riskini azaltır." ifadelerini kullandı.

Alkol ve sigaradan uzak durulması çağrısında bulunan Erten, ağız ve diş sağlığının ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Erten, küçük değişikliklerle kalp hastalıkları açısından risk faktörlerinin azaltılabileceğini ve daha sağlıklı bir yaşama adım atılabileceğini kaydederek, şu bilgileri verdi:

"Kalp damar hastalıklarından korunma ya da tedavi için uygulanacakların başında ideal kiloya sahip olmak yer alıyor. Bunun için ilk olarak yaşam tarzı değişikliğine giderek, hafif gıdalarla dengeli beslenmeye özen göstermek gerekiyor. Stres, hareketsiz yaşam tarzı, sigara kullanımı, diyabet, obezite, hipertansiyon, yüksek kolesterol gibi sebepler kalp hastalıklarının ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Günümüzde dünya nüfusunun yüzde 25'i kalp damar hastalıklarının etkisi altındadır."

Erten, daha az yağlı etler tüketmeye özen gösterilmesi, düzenli balık tüketilmesi, her gün düzenli olarak sebze ve meyve yenilmesi, eklenmiş tuz tüketiminin gözden geçirilmesi ve fazlaysa sınırlandırılması gerektiğinin altını çizdi.

- "Su tüketimini artırın"

Yunus Turgay Erten, mevsim geçişlerinde bedenin de değişime uyum sağlamaya çalıştığını belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

"Isı ve basınç değişiklikleri ile beraber üst solunum yolları enfeksiyonlarında artış olması ise kalp krizini tetikleyebiliyor. Yaş fark etmeksizin risk grubunda olan ve özellikle kalp damar hastalığı olanlar daha hassas ve enfeksiyona açık bir metabolizmaya sahipler. Mevsim geçişlerinde kalp damar hastalığı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı gibi kronik hastalığı olan kişilerin çok daha fazla dikkatli olması gerekmektedir."

Erten, alerji, basit viral hastalıklar ve mevsimsel hastalıkların yoğun görüldüğü bu dönemde su tüketiminin artırılması, uygun ve düzenli egzersiz yapılması, böbreklerin ihmal edilmemesi, mevsime ve sıcaklıklara uygun, terlemeye neden olmayacak kıyafetler giyilmesi, idrar söktürücü etkisi olan alkollü ve kafeinli içeceklerden, gazlı ve aşırı şekerli sıvı gıdalardan uzak durulması çağrısında bulundu.

 
 

BERLİN (AA) - Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, muhalefetin gündeme taşıdığı "ülkeye kabul edilecek mülteciler için üst sınır getirilmesi" önerisini reddetti.

Alman Birinci Televizyon kanalı ARD'de yayımlanan "Anne Will" programına katılan Faeser, muhalefetin sığınmacılar için 200 bin sınırının getirilmesi teklifinin kabul edilemez olduğunu belirtti.

 

Faeser, "Başka ülkelerden, savaştan ve terörden kaçan insanların acılarıyla ilgili olan bu konuda üst sınırlardan bahsetmeyi doğru bulmuyorum." dedi.

Mülteci sorununun çözümüne yardımcı olacak hususun "Avrupai çözüm"den geçtiğini kaydeden Faeser, "Çünkü Avrupa hukukumuz var, uluslararası hukukumuz var, bireysel sığınma hakkına tek başına sınırlama getiremeyiz, böyle bir karar alamayız. Cenevre Mülteci Sözleşmesi'ne, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne bağlıyız." diye konuştu.

 

Almanya'da belediyelerin kapasitelerinin sınırında bulunduğuna ve uzun vadede Avrupa'daki mültecileri nasıl farklı şekilde dağıtabilecekleri konusunda bazı şeyler yapılması gerektiğini bildiklerine işaret eden Faeser, sorunun farkında olduklarını ve gerekli adımları atmayı sürdüreceklerini dile getirdi.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ise "X" sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği Ortak Sığınma Sistemi'nin (CEAS) önemine dikkati çekerek, "Her zamankinden daha acil olarak işe yarayan bir Avrupa göç düzenine ihtiyacımız var." ifadesini kullandı.

 

- "Almanya'ya kontrolsüz göçe karşıyız"

Almanya'da muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU), ülkeye gelen mülteciler için üst sınır getirilmesini istiyor. Muhalefet, kabul edilecek mülteci sayısının yıllık 200 binle sınırlandırılmasını önermişti.

CSU Genel Başkanı Markus Söder, ARD televizyonuna yaptığı açıklamada, "Mültecilere yardım edilmesinden yanayız ancak Almanya'ya kontrolsüz göçe karşıyız. Şu anda sınırlarımıza dayanmış durumdayız, bu koşullar altında gerçek bir entegrasyon mümkün değil. Ülke genelinde yerel yönetimler bu insanlar için konut, okul ve kreş organize etmekte zorlanıyor." ifadelerini kullanmıştı.

 

- Mülteci girişleri yüzde 77 arttı

Resmi açıklamalara göre ocak ile ağustos ayları arasında yaklaşık 205 bin sığınmacı, Almanya'ya iltica başvurusunda bulundu. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 77 arttı.

Muhalefet milletvekilleri, hükümetin acil önlemler almaması halinde sayının yıl sonuna kadar 400 bine ulaşabileceği uyarısında bulunuyor.

Mülteci krizinin zirve yaptığı 2016 yılında çoğunluğu Suriyeli ve Iraklı yaklaşık 720.000 kişi, Almanya'ya sığınma başvurusunda bulunmuştu.

 

- Düzensiz göçmenler için en önemli varış noktası

Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya, AB'ye gelen düzensiz göçmenler ve sığınmacılar için en önemli varış noktası olmaya devam ediyor.

Halihazırda ülkede yaklaşık 1 milyon Ukraynalı mülteci yaşıyor.

Resmi rakamlara göre ülkede ocaktan bu yana 62 binden fazla Suriyeli ve 37 bin Afgan, sığınma başvurusunda bulundu.

 
 
Ifo Başkanı Clemens Fuest:"Alman ekonomisi yerinde sayıyor”

BERLİN (AA) – Almanya'da iş dünyasının ekonomiye güveni eylülde art arda beşinci kez kötüleşti.

 

Merkezi Münih'te bulunan Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), yaklaşık 9 bin firmanın katılımıyla gerçekleştirdiği eylül ayı Almanya İş Anketi sonuçlarını yayımladı

Buna göre, Almanya'da geçen ay 85,8 puan olan Ifo İş Ortamı Güven Endeksi, şirket yöneticilerinin gelecek beklentilerindeki kötüleşmenin etkisiyle eylülde 85,7 puana inerek, art arda düşüşünü beşinci aya taşıdı. Piyasa beklentisi endeksin 85,2 puana inmesi yönündeydi.

Eylülde Almanya'da Ifo Beklentiler Endeksi'nin 82,7’den 82,9 puana çıkması dikkati çekerken, Mevcut Durum Endeksi de 89’dan 88,7 puana geriledi.

Ifo anketinde, imalat sektörünün geleceğine yönelik beklentilerde kötüleşme görüldüğü belirtildi.

 

Ifo Başkanı Clemens Fuest, konuya ilişkin değerlendirmesinde, Alman ekonomisinde “havanın bulutlu” olduğunu belirterek, “Alman ekonomisi yerinde sayıyor.” ifadesini kullandı.

Bu arada, Alman ekonomisi artan faiz oranları, zayıf küresel ekonomi ve yüksek enflasyon nedeniyle üst üste üç çeyrektir büyüyemedi. Ekonomi, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,4 ve yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,1 küçülürken, yılın ikinci çeyreğinde büyüme gösteremedi.

 

Bu yıl için Alman ekonomisinde Ifo yüzde 0,4, Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW) ise yüzde 0,5 daralma bekliyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre, Almanya, bu yıl küçülmesi beklenen tek G7 ülkesi olacak.

 

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda yaptığı konuşma sırasında gösterdiği haritayı eleştirdi.

Fischer, Berlin'de düzenlenen basın toplantısında, Netanyahu'nun BM Genel Kurulundaki konuşmasını değerlendirerek Almanya'nın BM Daimi Temsilciğindeki meslektaşlarının, Netanyahu'nun konuşmasını rapor ettiklerini ve konuşmasında bir harita gösterdiğini de belirttiklerini aktardı.

 

İşgal edilen veya ilhak edilen bölgelerin belirtilmediği bir haritanın gösterilmesini "reddettiklerini" belirten Fischer, "Bu, müzakere edilmiş iki devletli çözüme ulaşma çabalarımız açısından kesinlikle faydalı değildir." ifadesini kullandı.

Fischer, bu mesele çözülmeden Orta Doğu'daki şiddetin nedenlerine çare bulunamayacağını kaydederek "Bunu başarabilecek başka bir öneri görmedik. Dolayısıyla iki taraf arasında müzakere edilmiş iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için çalışmaya devam ediyoruz." dedi.

 

Sözcü Fischer, herkesin iki devletli çözümün mümkün olmasını sağlamak için çalışması gerektiğini sözlerine ekledi.

İsrail Başbakanı Netanyahu, BM Genel Kurulundaki konuşmasında, Hindistan'dan Avrupa'ya uzanacak ve ülkesinden geçmesi planlanan yeni ekonomik koridordan ve Riyad ile normalleşme anlaşmasından bahsederek Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır, Sudan ve Ürdün'ün yeşil renkte gösterildiği "Yeni Orta Doğu" başlıklı bir harita kullanmıştı.

 

Netanyahu'nun gösterdiği haritada, işgal altındaki Doğu Kudüs, Batı Şeria ve abluka altındaki Gazze Şeridi'nin de İsrail toprağı olarak gösterildiği dikkati çekmişti.

 

 

BERLİN (AA) - İnşaat sektöründe kriz ve vatandaşın konut sıkıntısı baskısıyla karşı karşıya kalan Alman hükümeti, 2025 için planlanan yeni bina verimliliği kurallarının sıkılaştırılmasını askıya alma kararı aldı.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, inşaat ve konut sektörünün istikrara kavuşturulmasına yönelik "Uygun Fiyatlı Konut için İttifak Günü" dolayısıyla eyalet ve belediyelerden 30'dan fazla dernek ve temsilciyi kabul etmeden önce 14 maddelik önlem paketini sunmak üzere basın toplantısı düzenledi.

 

Scholz, zor durumdaki inşaat sektörünü desteklemek için hükümetin bina yalıtım standartlarını daha katı hale getirme planının "süresiz" askıya alındığını belirterek, "Daha fazla uygun fiyatlı konuta ihtiyacımız var. Şimdi yeni standardı hızlı bir şekilde uygulamaya koyacağız. Konut inşaatı faaliyetlerini büyük ölçüde genişletmeliyiz." dedi.

Alman hükümeti, yüksek faiz oranları ve artan maliyetlerden etkilenen inşaat sektörünü desteklemek için 45 milyar avroluk bir yardım paketi de açıkladı. Buna göre, federal hükümet, 2027 yılına kadar uygun fiyatlı konutlar için 18 milyar avro fon sağlayacak. Yardım paketinin geri kalanı ise eyaletler ve belediyelerden gelecek.

 

Almanya'da hem inşaat maliyetlerinin hem de faiz oranlarının artması nedeniyle 2023'ün ilk yarısında apartman inşaat izinlerinde yüzde 27 düşüş olmuştu.

 

BERLİN (AA) - Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit, Almanya'nın etkilendiği bir durumda Başbakan Olaf Scholz'un görüş belirtmesinin gayet normal olduğunu belirterek, "Bunu herhangi bir seçim kampanyasına müdahale olarak göremiyorum." dedi.

 

Sözcü Hebestreit, Berlin'de düzenlenen basın toplantısında Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau'nun Almanya'yı ülkesinin iç işlerine karışmaya çalışmakla suçlamasına ilişkin açıklamasına yanıt verdi.

Polonya'dan yapılan açıklamalarla ilgili konuşmak istemediğini belirten Hebestreit, "Almanya'nın büyük ölçüde etkilendiği bir durumda Almanya Başbakanı'nın görüş belirtmesi gayet normaldir. Bunu herhangi bir seçim kampanyasına müdahale olarak görmüyorum." ifadesini kullandı.

Sözcü Hebestreit, Polonya tarafının bununla (Scholz'un sözleriyle) seçim kampanyası yapmak istediğine inandığını kaydetti.

 

Polonya'daki vize usulsüzlüğüne değinen Hebestreit, "Polonya hükümetine yoğun suçlamalar var. Polonya hükümeti bunu açıklığa kavuşturma sözü verdi. Avrupa Birliği (AB) düzeyinde buna ısrar ediyoruz." dedi.

Vizelerin para karşılığında satıldığına ilişkin suçlamaların önemsiz olmadığını vurgulayan Hebestreit, Başbakan Scholz'un aynı zamanda her ülkenin sığınmacıları kaydetmesi gerektiğini net bir şekilde ifade ettiğini belirtti.

 

- Usulsüz vize iddiaları

Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau, ülkesinin Afrika ve Asya'daki konsolosluklarında usulsüz vize verildiğine dair iddialara Varşova yönetiminin açıklık getirmesi gerektiğini söyleyen Başbakanı Scholz’a sosyal medya platformu X hesabından yanıt vererek Almanya'yı ülkesinin iç işlerine karışmaya çalışmakla suçlamıştı.

Rau, "Almanya Şansölyesi'nin yetkisinin Polonya'da devam etmekte olan yargılamalarla ilgili olmadığı açıktır. Bu yöndeki açıklamalar, Polonya'nın iç işlerine ve ülkede devam etmekte olan seçim kampanyasına müdahale etme girişimine işaret etmektedir." değerlendirmesinde bulunmuştu.

Polonya'da 15 Eylül'de ülkeye giriş vizesi verilmesinde usulsüzlük yapıldığı iddiaları gündeme gelmiş, Dışişleri Bakan Yardımcısı Piotr Wawrzyk görevden alınmıştı.

Polonya Dışişleri Bakanlığı, ülkenin tüm konsolosluk temsilciliklerinde özel teftiş ve denetim yapılacağını bildirmişti.

 

BERLİN (AA) - Almanya'da "Artgemeinschaft" adlı Neonazi derneğinin faaliyetlerinin yasaklandığı bildirildi.

İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, "Artgemeinschaft" derneği ve buna bağlı olan tüm oluşumların faaliyetleri yasaklandı.

 

Yaklaşık 150 üyesi olan Neonazi, ırkçı, yabancı düşmanı ve demokrasi karşıtı bir dernek olduğu vurgulanan Artgemeinschaft'ın, ülkedeki anayasal düzene karşı olduğu belirtildi.

Açıklamada, derneğin faaliyetlerinin yasaklanması kararının ardından polisin bugün 12 eyalette 39 üyenin kaldığı mekanlarda ve dernekevinde arama yaptığı aktarıldı.

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, son derece ırkçı, Yahudi düşmanı ve tarikat benzeri bir derneğin faaliyetlerini yasakladıklarını belirterek, bunun aşırı sağcılara ve hala Nasyonal Sosyalizm ideolojisini yayan "zihin kundakçılarına" karşı ağır bir darbe olduğunu ifade etti.

 

Bu aşırı sağcı grubun, çocukları ve gençleri iğrenç bir şekilde görüşlerini aşılama yoluyla anayasa düşmanları yetiştirmeye çalıştığını söyleyen Faeser, aşırı sağın çeşitli akımlarını birbiriyle bağlayan derneğin, özgür demokratik düzen için tehdit oluşturduğunu kaydetti.

GfK'ya göre ülkede tasarruf eğilimi Nisan 2011'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
 

BERLİN (AA) - Almanya'da bu ay için eksi 25,6 puan olarak ölçülen Tüketici Güven Endeksi, ekim ayı için 0,9 puan azalarak eksi 26,5 puana geriledi.

Merkezi Almanya'da bulunan pazar araştırma şirketi GfK, gelecek aya yönelik Tüketici Güven Endeksi sonuçlarını açıkladı.

Açıklamada, ağustosta bu ay için eksi 25,6 puan olarak ölçülen Tüketici Güven Endeksi'nin, ekim için 0,9 puanlık azalışla eksi 26,5’e düştüğü belirtildi. Beklenti, endeksin eksi 26’ya gerilemesi yönündeydi.

GfK Araştırmacısı Rolf Buerkl, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Tüketicilerin ekonomik beklentileri bir miktar yükselmiş, hem gelir beklentileri hem de satın alma eğilimi çok az büyüme göstermiş olsa da tasarruf eğilimi önemli ölçüde artarak tüketici güveninin yeniden düşmesine neden oldu." ifadesini kullandı.

 

Buerkl, artan gıda ve enerji fiyatlarının sebep olduğu “inatçı” yüksek enflasyonun tüketici güvenini aşağı çektiğini ve bu yıl toparlanma şansının "muhtemelen sıfıra düştüğünü" vurguladı.

GfK'ya göre tasarruf eğilimi Nisan 2011'den bu yana en yüksek seviyesine ulaşırken, Bürkl, bunun nedenini "keskin bir şekilde yükselen gıda ve enerji fiyatları nedeniyle sürekli yüksek seyreden enflasyon" olarak açıkladı.

GfK piyasa araştırmacıları, işgücü piyasasındaki durumu da tüketicilerin harcamaya dair belirsizliğinin bir nedeni olarak görüyor. İş kayıplarına ilişkin yükselen endişeler de tüketici güvenini olumsuz etkiliyor.

GfK açıklamasında "Artan sayıda şirket iflası, birçok çalışanın işini kaybetme endişesini arttırıyor." ifadesi yer aldı.

 

- Firmalar işe alımlar konusunda daha az istekli

Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) tarafından yapılan açıklamada, Alman şirketlerinin yeni personel alma isteğinin eylülde kötüleştiği bildirildi. Ağustosta 97 puan olan Ifo İstihdam Barometresi eylülde 95,8 puana gerileyerek Şubat 2021'den bu yana en düşük seviyeye indi.

Ifo Anketler Merkezi Müdürü Klaus Wohlrabe, "Son birkaç aydır görülen güçlü istihdam genişlemesi durma noktasına geldi." yorumunu yaptı.

Alman ekonomisi artan faiz oranları ise zayıf küresel ekonomi ve yüksek enflasyon nedeniyle üst üste üç çeyrektir büyüyemedi. Ekonomi, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,4 ve yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,1 küçülürken, yılın ikinci çeyreğinde büyüme gösteremedi.

 

Bu yıl için Alman ekonomisinde Ifo yüzde 0,4, Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW) ise yüzde 0,5 daralma bekliyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre de Almanya, bu yıl küçülmesi beklenen tek G7 ülkesi olacak.

Berlin'deki zirveye, iş ve siyaset dünyasından yaklaşık 300 temsilcinin katılması bekleniyor
 

BERLİN (AA) - Almanya ile Türkiye arasında ekonomik ve diplomatik temaslar hız kazanırken, iki ülkenin iş dünyası temsilcileri İstanbul Ekonomi Zirvesi'nde buluşacak.

Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği himayesinde, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK) iş birliği ile 29 Eylül'de Berlin'de düzenlenecek zirvede "Avrupalı şirketler için Türkiye'deki yatırım fırsatları" ele alınacak.

İstanbul Ekonomi Zirvesi, ilk kez yurt dışında gerçekleştirilen zirve olurken etkinliğe iş ve siyaset dünyasından yaklaşık 300 temsilcinin katılması bekleniyor.

 

İki ülke ilişkilerini geliştirmesi beklenen etkinliğe Türkiye'den Türk Hava Yolları özel yolcu uçağı ile 150 iş insanının katılması bekleniyor.

Zirvede Avrupalı ve Türk işletmeler arasında ekonomik iş birliğinin artırılarak ortaklıkların geliştirilmesi amaçlanırken, iş dünyasının önde gelen isimleri ve uzmanlar da yatırım olanaklarına kapı aralayarak işletmeler için avantajları ele alacak.

 

Türkiye'nin cazip yatırım ortamına odaklanan zirve, katılımcıların bilgi alışverişinde bulunmalarını, yeni trendlerin tartışılmasını ve bağlantılar kurulmasına da zemin hazırlayacak.

Etkinlik kapsamında, finans, teknoloji, enerji, savunma sanayisi, gıda, otomotiv, ulaştırma, makine, çevre teknolojileri, tarım, sağlık, inşaat, turizm ve yeşil mutabakat dahil sektörel paneller düzenlenecek.

Ayrıca zirvede uzmanlar jeopolitik ve jeoekonomik risk ve fırsatları değerlendirecek.

 

Geçen yıl Türkiye, Almanya’nın en önemli 13'üncü ticaret ortağı olurken, Türkiye'ye yapılan ihracat, ülkenin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 1,3'ünü oluşturdu.

Türkiye'den yapılan ithalat, Berlin'in toplam ithalatının yaklaşık yüzde 2,2'si seviyelerinde idi.

1980’den beri Almanya, yaklaşık 14,5 milyar dolar değerindeki yatırım hacmiyle Türkiye’de en büyük yabancı yatırımcılar arasında.

 

Türkiye’de Alman sermaye ortaklığındaki Türk ve Alman şirketlerinin sayısı 7 bin üzerinde.