Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Hessen ve Bayera eyaletlerinde düzenlenen eyalet meclisi seçimlerinde aşırı sağcı popülist Almanya için Alternatif Partisinin (AfD) aldığı oy oranlarından endişe duyulması gerektiğini söyledi.

Scholz, Hamburg kentinde 2 gün süren "Almanya-Fransa Hükümetler Arası Ortak Bakanlar Kurulu Toplantısı" sonrası Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Batı'daki ülkelerde toplumlarda birlikteliğin azaldığının gözlemlendiği ifade eden Scholz, ayrışmaları vurgulayan ve toplumu parçalamayı amaçlayan aşırı sağcı popülist güçlerin rağbet gördüğünü anlattı.

Scholz, liberal demokrasinin temsilcileri olarak buna kayıtsız kalamayacaklarını vurgulayarak bu konunun toplantıda bakanlarla açık şekilde ele alındığını belirtti.

 

AfD'nin yüksek oy oranları aldığı Hessen ve Bavyera eyaletlerinde düzenlenen eyalet meclisi seçimlerindeki sonuçların ülkenin sağa kayıp kaymadığına ilişkin bir soruya Scholz, "Almanya'da aşırı sağcı popülist bir partinin aldığı oylar bizi endişelendirmeli. Bu demokrasinin savunulmasıyla ilgili bir durum." yanıtını verdi.

Başbakan Scholz, savunulan siyasi görüşlerin özgürlük, demokrasi, hukuk devleti ve ortak Avrupa perspektifi gibi düşüncelerle bağdaşmadığını belirterek "Refahımızın ve aynı zamanda güvenliğimizin büyük bir bölümü Avrupa Birliği'ndeki (AB) birlikte çalışmamıza dayanıyor. Bu özellikle iki ülkemiz için de geçerli." değerlendirmesinde bulundu.

Göç politikasında değişikliğe gidip gidilmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Scholz, sorunlar olduğunda bununla ilgilenmek gerektiğini ancak bunun seçimlerle ilgili bir durum olmadığını, Alman hükümetinin düzensiz göçün azalması için çalışmalar yaptığını söyledi.

 

- Filistinlilere yapılan yardımlar

Toplantıda İsrail'deki durumun da ele alındığını aktaran Scholz, Macron ile dün akşam ABD Başkanı Joe Biden, İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile telefon görüşmesi yaptıklarını anımsattı.

Scholz, İsrail'in tarafında yer aldıklarını ve "İsrail'in saldırılara karşı kendini savunma hakkı bulunduğu konusunda" hemfikir olduklarını belirterek aynı zamanda bölgedeki gerilimin artmasının engellenmesi gerektiğini, bu konuda bölgedeki ülkelerle yoğun temas halinde olduklarını kaydetti.

Filistinlilere yapılan yardımın kesilmesi konusundaki tartışmalara ilişkin bir soruya Scholz, "Elbette şimdi her şeye daha yakından bakma gerekliliği var. Bunu da yapacağız. Bir yandan, genellikle olay yerinden uzakta, insanların sadece su ve yiyecek bulabilmeleri için desteklendiği insani yardımlar var. Aynı zamanda, terörizmle ilgisi olan hiçbir şeyin gerçekleşmemesi, hiçbir yapının desteklenmemesi sağlanmalıdır. Böyle durumlarda tüm bunlara her zaman yeniden bakma gerekliliği bulunuyor." yanıtını verdi.

 

- "Güçlü ve egemen Avrupa" vurgusu

Scholz, toplantıda Avrupa'nın teknolojik egemenliğinin desteklenmesinin, özellikle yapay zeka konusunun ele alındığını ifade ederek Almanya ve Fransa’nın bu konudaki fırsatların kullanılması konusunda görüş birliği içinde olduklarını söyledi.

Başbakan Scholz, "Güçlü ve egemen bir Avrupa, tüm küresel değişimlerde dünyadaki yerimizi korumanın önemli koşuludur." dedi.

Almanya'da 13 milyon çalışanın 60 yaş civarında olduğuna ve bu kişilerin gelecek yıllarda emekliye ayrılacaklarına dikkati çeken Scholz, ülkesinin bu kişilerin yerine çalışacak insanlara ihtiyaç duyduğunu belirtti.

 

- Enerji

Scholz, iki ülke arasında enerji alanında görüş ayrılığı bulunup bulunmadığına ilişkin bir soru üzerine, bu yüzyılın ortasına kadar karbon nötr olma hedefinde hemfikir olduklarını söyledi.

Buraya giden yolların farklı olduğunu dile getiren Scholz, "Ancak bunlar birbiriyle uyum içinde. Her ne kadar ülkeler bu hedefe ulaşmak için farklı yollar seçmiş olsa da bunu hep birlikte başaramayacağımız anlamına gelmiyor." diye konuştu.

Scholz, Almanya’nın büyük ölüçüde yenilenebilir enerjiye yatırım yaptığını, aynı zamanda nükleer enerjinin büyük rol oynadığı Fransa gibi komşu ülkelerle elektrik ağları konusunda işbirliği yaptığını belirtti.

Gelecekte Avrupa elektrik piyasasının tasarımı konusunda Avrupa’da bir çözüm bulunduğunda başarılı olunabileceğini ifade eden Scholz, bunu Almanya ve Fransa’nın birlikte geliştirdiğinde gerçekleşme ihtimalinin yüksek olacağını vurguladı.

Buna ilişkin yoğun görüşmeler yapıldığını ve ilerleme sağlanacağı konusunda iyimser olduğunun altını çizen Scholz, AB'de bürokrasinin azaltılması konusunun da ele alındığını kaydetti.

Başbakan Scholz, Almanya ve Fransa'nın "Avrupa için önemli bir çift" olduğunu vurgulayarak bazen çiftlerin bazı konularda farklı yaklaşımlara sahip olduğunu ancak ortak bir tutumu geliştirmenin mümkün olduğunu sözlerine ekledi.

 

KÖLN (AA) - Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki Hagen kentinde 50 yaşındaki bir kişi hakkında, camilere yönelik "aşırı sağcı" ifadelerin yer aldığı mektuplar gönderdiği şüphesiyle soruşturma başlatıldı.

Savcılık ve polis tarafından yapılan açıklamada, 50 yaşındaki şüphelinin tüm suçlarını itiraf ettiği belirtildi.

 

Şüphelinin çoğu aşırı sağcı içerikli ve İslam karşıtlığı içeren 41 mektubu, çeşitli eyaletlerdeki camiler başta olmak üzere çok sayıda kuruma gönderdiği ifade edildi.

Yetkililere göre tek başına hareket eden kişinin bilinen bir aşırı sağcı eyleminin bulunmadığı belirtildi.

 

Şüphelinin mektupları daha önce kişisel bir anlaşmazlık yaşadığı Osnabrück'te yaşayan bir aile adına gönderdiği ve bu eylemle onları lekelemek istediğinin tahmin edildiği ifade edildi.

Osnabrück savcılığı şüpheli hakkında hakaret, iftira, anayasaya aykırı örgütlerin sembollerini kullanma ve telif hakları yasasını ihlal etme suçlamalarından soruşturma başlattı.

Şüphelinin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı bilgisi paylaşıldı.

BERLİN (AA) - Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, ülkesinin Ukrayna'ya 1 milyar avroluk yeni bir askeri yardım paketi sağlayacağını bildirdi.

Pistorius, ABD öncülüğünde oluşturulan Ukrayna Savunma Temas Grubu’nun 11 Ekim’de Brüksel’de düzenleneceği toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, Almanya’nın Ukrayna'ya hava savunması, mühimmat ve tanklarla destek vermeye devam edeceğini belirtti.

 

Yardım paketinin kış başında kritik altyapıyı korumak ve daha fazla askeri destek sağlamak amacıyla yapıldığını belirten Pistorius, paketin toplamda 1 milyar avro değerinde olacağını vurguladı.

Bakan Pistorius, 20 milyon avroyu aşan araç, silah ve kişisel teçhizattan oluşan kapsamlı bir destek paketiyle Ukrayna özel kuvvetlerinin daha da güçlü hale getirileceğini bildirdi.

Ukrayna'ya verdiği askeri desteği önemli ölçüde devam ettiren Almanya, ABD'den sonra Ukrayna'ya en çok destek sağlayan ikinci ülke konumunda bulunuyor.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 5 Ekim’de Ukrayna'ya bir Patroit hava savunma sistemi daha vereceklerini açıklamıştı.

 

Buna ek olarak Almanya Savunma Bakanlığı, Almanya'nın gelecek haftalarda 1 kısa ve orta menzilli hava savunma sistemi IRIS-T, 10 LEOPARD 1A5 ana muharebe tankı, 3 Gepard tipi uçaksavar tankı, 15 adet korumalı nakliye aracı ve 20'ye yakın korumalı tıbbi aracı da Ukrayna'ya teslim edileceğini açıkladı.

Urkundenübergabe an verdiente Ausbilder im Handwerk

 

Im unterfränkischen Handwerk engagieren sich zahlreiche Menschen für die duale Ausbildung und unterstützen so junge Menschen bei ihrem Start ins Berufsleben. Ende September ehrte die Handwerkskammer für Unterfranken insgesamt 13 verdiente Ausbilderinnen und Ausbilder im Rahmen einer Feierstunde in Würzburg. Sie haben in ihren Unternehmen bereits zahlreiche junge Menschen erfolgreich ausgebildet und setzen sich zum großen Teil auch ehrenamtlich für die berufliche Ausbildung ein.

 

Handwerksmeisterinnen und Handwerksmeister sowie engagierte Ausbilderinnen und Ausbilder, die ihr Wissen und Können an nachfolgende Generationen weitergeben, leisten einen unverzichtbaren Beitrag zur Sicherung des Fachkräftenachwuchses der regionalen Wirtschaft. Dieses Engagement würdigt die Handwerkskammer für Unterfranken mit der Auszeichnung für verdiente Ausbilderinnen und Ausbilder, die Ende September im Rahmen einer Feierstunde an insgesamt 13 Personen vergeben wurde. „Die duale Ausbildung in Deutschland ist ein Erfolgsmodell und wird weltweit geschätzt. Ohne den Einsatz engagierter Handwerkerinnen und Handwerker, die ihr Wissen und ihre Erfahrungen an die nächste Generation weitergeben, würde sie nicht funktionieren“, betonte Michael Bissert, Präsident der Handwerkskammer für Unterfranken. Die geehrten Ausbilderinnen und Ausbilder haben über die Jahre zahlreiche junge Menschen beim Start ins Berufsleben begleitet. Dabei haben sich in vielen Fällen auch für schwächere Jugendliche eingesetzt und sich nicht nur im Rahmen der betrieblichen Ausbildung, sondern auch im Ehrenamt um die Ausbildung junger Menschen verdient gemacht. 

 

Die Auszeichnung als „Verdienter Ausbilder“ mit der Ehrenurkunde des Bayerischen Staatsministeriums für Wirtschaft, Landesentwicklung und Energie ist eine besondere Würdigung ihrer Verdienste um die Ausbildung. Die Geehrten wurden von den unterfränkischen Innungen und Kreishandwerkerschaften sowie der Handwerkskammer für Unterfranken für die Auszeichnung vorgeschlagen.

 

 

 

Eğitimci -yazar Bahattin Gemici’nin yirminci kitabı, “Bana Seni Gerek Seni - Yunus Emre Destanı” Ankara’da, Ürün Yayınları arasında çıktı.

Gemici, “Bu kitabın Yunus Emre’ye, onun şiirlerine ilgiyi artıracağına; toplumumuzda sevgi, saygı, barış ve hoşgörü kültürünün yeşermesine katkıda bulunacağına inanıyorum.” dedi. 

 

Herten- Almanya

Eğitimci- yazar Bahattin Gemici, Dede Korkut’tan başlayarak Anadolu’nun sosyo - kültürel tarihine; erenlerine, ozanlarına ve yiğitlerine değinerek giriş yaptığı “Bana Seni Gerek Seni- Yunus Emre Destanı” nda Hacı Bektaş Veli’yi, Mevlâna’yı, Tabduk Emre’yi ve onun yanında pişen tasavvuf ve halk şairi Yunus’un yaşamını, onun geçtiği dikenli yolları akıcı, duru bir dille anlatıyor.

Gemici, Yunus’un, “Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim, sevilelim / Dünya kimseye kalmaz” dizeleriyle insanları sevgiye, barışa, kardeşliğe ve birliğe davet ettiğini, bu yüzden yüzyıllar ötesinden günümüze geldiğini ve güncelliğini koruduğunu söyledi. Yunus’un, çağının kültürünü, düşünüş biçimini konuşulan Oğuz Türkçesiyle söylediği şiirlerinde insanın kendisiyle, varlıklarla ve Allah ile olan ilişkilerini; doğum, ölüm, yaşam ve adalet konularını ele aldığını ifade etti.

 

YARADILANI HOŞ GÖRDÜK

“Yunus Emre, yüreği aşkla, insan ve doğa sevgisiyle dolu; cümle yaratılmışa bir göz ile bakan, kin ve nefretten uzak; “Hakk’ı gerçek sevenlere / Cümle alem kardaş gelir”, “Yaradılanı hoş gördük / Yaradandan ötürü” diyen ulu bir ozandır.” dedi. Gemici, kitabının adını Yunus’un “Aşkın aldı benden beni / Bana seni gerek seni / Ben yanarım dünü günü / Bana seni gerek seni” dizelerinden aldığını söyledi.

Yunus’un 700 yıl önce Anadolu’da iç karışıklıklar ve Moğol baskınları döneminde yaşadığını, Ankara’nın Nallıhan- Emremsultan köyünde türbesi olan Tabduk Emre’nin dergâhında yetiştiğini ve tekkeye kırk yıl odun taşıdığını, mezarının Eskişehir’in Mihalıççık ilçesinin Sarıköy’ünde bulunduğunu belirten Gemici, “Onun şiirleri manevi dünyamızı zenginleştirmektedir.” dedi.

 

ANADOLU’DAN DÜNYAYA BİR SEVGİ SELAMI

Şair- yazar Ahmet Özer, kitaba yazdığı önsözde şu görüşlere yer verdi: “İnsanlık, onca teknolojiyle tanışıp onu içselleştirse de insani özünü eğitemediği için bu alanda yeterli yol alamadı. Savaşların, yıkımların, ölümlerin, bozgunların biri öbürünü hazırladı. İnsanlık bu karmaşa içinde barışı, sevgiyi, huzuru, dostluğu, güzelliği aradı durdu. Bulamadı da… Yunus Emre, bu değerleri yaşamında, varlığında, sözünde, özünde şiirinde taşıdığı için salt ülkemizin dört bir yanında değil dünyaca da seviliyor, sayılıyor, önemseniyor, benimseniyor.

Bahattin Gemici, Bana Seni Gerek Seni - Yunus Emre Destanı yapıtıyla çağımız insanının barışa ne denli gereksiniminin olduğu düşüncesini önde tutarak Anadolu’dan dünyaya bir sevgi selamı göndermeyi amaçlıyor. Yunus Emre’yi aramızda yaşayan, bizi ardına takarak sonsuz güzelliğe götüren bir değer olarak yorumluyor.”

 

YUNUS EVRENSELDİR

Bilindiği gibi Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO 1991 yılını “Yunus Emre Sevgi Yılı” ilan etmiş, onu dünya geneline tanıtmak için etkinlikler düzenlemişti. 2021 yılı da vefatının 700. Yıldönümü dolayısıyla UNESCO tarafından anma ve kutlama yıldönümleri izlencesine alınmıştı. 2021 yılı da ülkemizde “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak kutlanmıştı.

 

İlgi duyanlar kitabı Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! adresinden ısmarlayabilir.    146 sayfa, 9.80 Euro.

 

 

ANKARA (AA) - Fransa'daki İsrailli yedek askerlerin, İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik operasyonlarına katılmak için bölgeye gittiği belirtildi.

Fransız televizyon kanalı BFMTV'nin haberine göre, Fransız-İsrail vatandaşı çok sayıda yedek asker, İsrail Silahlı Kuvvetlerine katılmak için ülkeden ayrılmaya başladı.

İsrail'e gidecek yedek askerlere uçuşlarda öncelik verildiği ifade edildi.

 

Paris'teki Charles-de-Gaulle Havalimanı'na gelen İsrailli yedek asker Mickael Alhadeff, orduya katılmak için bölgeye hareket edecek ilk uçakla gideceğini söyledi.

Öte yandan sosyal medyada Fransız hükümetine, Filistin'e destek için gidenlere izin vermediği ama İsrail'e gidenlere "ses çıkarmadığı" yönünde çok sayıda eleştiri yöneltildi.

 

- Ne olmuştu?

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" isimli kapsamlı saldırı başlattığını açıklamıştı.

Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, silahlı gruplar bölgedeki yerleşim yerlerine girmişti.

İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.

 

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 91'i çocuk 436 kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 271 kişinin yaralandığını açıklamıştı.

İşgal altındaki Batı Şeria'nın çeşitli kentlerinde ise İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 15 Filistinli yaşamını yitirmişti.

İsrail basınında, saldırılarda şu ana kadar 700 İsraillinin hayatını kaybettiği, 2 bin 315 kişinin yaralandığı belirtilmişti.

 

VARŞOVA (AA) - Polonya Savunma Bakanı Mariusz Blaszczak, İsrail'den tahliye edilen 120'den fazla kişinin Varşova'ya ulaştığını kaydetti.

Blaszczak, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İsrail'e gönderilen iki Hercules uçağının Varşova'ya indiğini belirtti.

Bir askeri Boeing uçağının da tahliye için İsrail'e doğru yola çıktığını bildiren Blaszczak, "İsrail'den tahliye edilen 120'den fazla kişi halihazırda Polonya'da bulunuyor. Bir kez daha askeri pilotlara ve operasyonda görev alan herkese, tüm yurttaşlarımızın ülkelerine sağ salim dönmelerini sağladıkları için teşekkür etmek istiyorum." ifadelerini kullandı.

 

- Ne olmuştu?

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" isimli kapsamlı saldırı başlattığını açıklamıştı.

Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, silahlı gruplar bölgedeki yerleşim yerlerine girmişti.

İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.

 

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 91'i çocuk 436 kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 271 kişinin yaralandığını açıklamıştı.

İşgal altındaki Batı Şeria'nın çeşitli kentlerinde ise İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 15 Filistinli yaşamını yitirmişti.

İsrail basınında, saldırılarda şu ana kadar 700 İsraillinin hayatını kaybettiği, 2 bin 315 kişinin yaralandığı belirtilmişti.

 

GAZZE (AA) - Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), 7 Ekim'den bu yana yaklaşık 74 bin Filistinlinin Gazze Şeridi'ndeki okullarına sığındığını açıkladı.

UNRWA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarından etkilenenlere ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Olayların başladığı 7 Ekim'den itibaren evlerini terk eden yaklaşık 74 bin Filistinlinin Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerindeki 64 okula sığındığı belirtilen açıklamada, bu sayının artabileceğine işaret edildi.

 

Açıklamada, Gazze Şeridi'nde yerlerinden edilmiş ailelerin barındığı bir okulun da İsrail tarafından doğrudan bombalandığı kaydedildi.

Gazze Şeridi'nin sınır bölgelerine yakın veya İsrail'in yoğun saldırılarının hedefindeki bölgelerde yaşayan Filistinler, evlerini terk ediyor.

 

- Ne olmuştu?

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.

Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.

Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.

 

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 91'i çocuk 436 kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 271 kişinin yaralandığını açıklamıştı.

İşgal altındaki Batı Şeria'nın çeşitli kentlerinde ise İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 15 Filistinli yaşamını yitirmişti.

İsrail basınında, saldırılarda şu ana kadar 700’den fazla İsraillinin hayatını kaybettiği, 2 bin 315 kişinin yaralandığı belirtilmişti.

Türkmenistan'ın milli bayramı kabul edilen 27 Eylül Bağımsızlık Günü dolayısıyla ülke genelinde resmi törenler, milli marşın okunması, halk dansları ve müzik gösterileri, spor etkinlikleri, sergiler gibi etkinlikler düzenleniyor.

Türkmenistan halkının milli birlik ve beraberlik duygularını pekiştirmek, bağımsızlık mücadelesini anmak ve ülkenin bağımsızlık kazanmasını kutlamak amacıyla ulusal televizyon kanallarında bağımsızlık yolunda mücadele eden tarihi şahsiyetler hakkında filmler yayımlanıyor ve ülke genelinde havai fişek gösterileri yapılıyor.

 

"Bağımsızlık Günü" 2018'den itibaren 27 Eylül'de kutlanmaya başlandı

Türkmenistan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) dağılmasının ardından 26 Ekim 1991'de "Türkmenistan'ın Devlet Egemenliği" adıyla bir referandum düzenledi.

Referandum sonucunda, ülke nüfusunun yüzde 94'ü bağımsızlık lehine oy kullandı. Bu sonuçlar doğrultusunda, 27 Ekim 1991'de "Türkmenistan'ın Bağımsızlığının ve Devlet Yapısının Temelleri Hakkında" yasa kabul edildi ve bu tarih Türkmenistan'ın Bağımsızlık Günü olarak belirlendi.

Daha sonra 9 Ekim 2017'de Türkmenistan Anayasası'nda değişikliğe gidilerek Bağımsızlık Günü'nün kutlanmasına ilişkin yasada düzenleme yapıldı. Bu değişiklikle 2018'den itibaren Bağımsızlık Günü, 27 Eylül olarak belirlendi ve bu tarih ülke genelinde kutlanmaya başlandı.

Bağımsız devlet olarak kuruluşunun 32. yılını kutlayan Türkmenistan, yeşil zemin üzerinde bulunan Türkmen boylarını simgeleyen halı motifleri ve ülkenin beş vilayetini simgeleyen beş yıldızlı hilal ile betimlenen Türkmen bayrağı, halkın birlik ve beraberliğini sembolize eden devlet arması ve milli marşı ile temsil ediliyor.

7 milyon nüfusa sahip Türkmenistan batıda Hazar Denizi'ne kıyısı olan ve yaklaşık 491 bin kilometrekare alana sahip. Türkmenistan'ın, kuzeyde Kazakistan, doğuda Özbekistan, güneyde Afganistan ve güneybatıda İran'la komşuluk ilişkileri bulunuyor.

 

Dış politikada tarafsızlık ilkesi

Türkmenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra ülkenin askeri doktrininde, diğer devletlerin iç işlerine karışmamak ve toprak bütünlüklerine saygı politikası yer aldı.

Ülkenin dış politikada daimi tarafsızlık yolunu seçmesinin ana nedenlerinden biri de jeopolitik durumundan kaynaklanıyor. Doğu ve Batı arasında ticaret, ulaşım ve lojistik alanlarında köprü rolünü üstlenmesi ve ülkenin çok büyük doğal kaynaklarının bulunması dış politikada tarafsızlık statüsünü almaya yönelik girişimleri başlattı.

Türkmenistan, 12 Aralık 1995'te, BM Genel Kurulunda 185 ülkenin desteğini alarak daimi tarafsız ülke ilan edildi.

 

Doğal gaz zengini ülke

Doğal gaz rezervi sıralamasında dünyada dördüncü sırada bulunan Türkmenistan, 2021'de ülkenin bağımsızlığından bu yana en yüksek doğal gaz üretim seviyesine ulaşarak 83 milyar metreküp doğal gaz üretti. Halihazırda Çin'in en büyük doğal gaz tedarikçisi olan Türkmenistan, Rusya'nın yanı sıra 2021'den itibaren Azerbaycan'a da gaz ihraç etmeye başladı.

Türkmenistan, doğal gaz ticaretinde alternatif boru hattı projelerinin üzerinde çalışmalar yaparken halihazırda inşaatı devam eden Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan (TAPH) doğal gaz boru hattı üzerinden gelecekte yıllık 33 milyar metreküp doğal gaz satışı yapılması planlanıyor.

 

Türkiye ile ilişkiler

Türkiye, 1991'de Türkmenistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke oldu.

İki ülke arasında diplomatik ilişkiler 29 Şubat 1992'de kuruldu ve Aşkabat'ta ilk büyükelçilik açan ülke Türkiye oldu.

Türkiye ile Türkmenistan arasında ticari ilişkiler hızla artarken 2021'de 2 milyar doları aşan ticaret hacminin kısa vadede 5 milyar dolara, uzun vadede ise 10 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor.

 

Türkmenistan, Türk şirketlerinin Rusya'dan sonra en fazla faaliyet gösterdiği ikinci ülke olarak dikkati çekiyor.

İki kardeş ülke, bölgesel ve uluslararası örgütler çerçevesinde kapsamlı iş birliği yürütüyor.

 

AŞKABAT (AA) - Türkmenistan, ikili para takası (swap) anlaşmasıyla İran üzerinden Irak'a yıllık yaklaşık 10 milyar metreküp doğal gaz ihraç etmeyi planlıyor.

Türkmenistan Altın Asır televizyon kanalının haberine göre, Türkmengaz Devlet Kurumu Başkanı Maksat Babayev ve beraberindeki heyet, Bağdat'ta Irak Elektrik Bakanı Ziyad Ali Fadel ile görüştü.

 

Görüşmede iki ülke arasında enerji sektöründeki işbirliği konusu ele alındı ve Türkmengaz Devlet Kurumu ile Irak Elektrik Bakanlığı arasında gaz sektöründe işbirliğine ilişkin mutabakat zaptı imzalandı.

Anlaşma çerçevesinde İran üzerinden swap yöntemiyle yıllık yaklaşık 10 milyar metreküp Türkmen doğal gazının Irak’a gönderilmesi planlanıyor ve aktarım için İran Ulusal Gaz Şirketi ile görüşmeler yapılıyor.