Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

Die Stadt Würzburg hat dem Büro hutterreimann Landschaftsarchitektur aus Berlin den ersten Preis für den besten Entwurf für das Heidingsfelder Mainufer überreicht. Hutterreimanns Augenmerk lag in erster Linie auf der Verknüpfung des Uferweges mit dem Altort Heidingsfelds, wie auch der Öffnung einer Achse zum Ufer, um einen Raumüberblick zu schaffen. Die Uferpromenade soll, nach den ersten Entwurfsideen, mäandernd den Schwung des Flusses und der Landschaft aufnehmen und mit Richtungswechseln auch andere Blickrichtungen ermöglichen. Barbara Hutter sprach von einer „kleinen Konversion“. Das Berliner Büro ist in Würzburg nicht unbekannt, es entwickelte das Landesgartenschaugelände am Hubland landschaftsarchitektonisch.

 

Oberbürgermeister Christian Schuchardt sprach bei der Preisübergabe von einem der zentralsten Projekte Heidingsfelds und der Chance, das Ufer zurückzugewinnen und mit dem Städtle zu verbinden. Auch die Qualitäten im Detail seien maßgeblich gewesen, so Stadtbaurat Benjamin Schneider für das Preisgericht, dem auch Manfred Grüner (Regierung von Unterfranken, Städtebau) und Mitglieder des Stadtrates angehörten. Professor Ulrike Kirchner beglückwünschte sowohl die Stadt Würzburg als auch das Gewinnerbüro und betonte die Wichtigkeit von Architektenwettbewerben. Hierbei würden viele Denkansätze und Fragestellungen geschärft. Den Wettbewerb betreute Thomas Wirth vom Büro Arc.grün Kitzingen.

 

Claudia Kaspar (Fachbereichsleiterin Stadtplanung Stadt Würzburg), André Dorscheid (Fachabteilung Projektentwicklung und Stadtgestaltung), Manfred Grüner (Regierung von Unterfranken, Städtebau), Stadtbaurat Benjamin Schneider, Oberbürgermeister Christian Schuchardt, Stadträtin Christiane Kerner, Barbara Hutter (hutterreimann Landschaftsarchitekten Berlin), Prof. Ulrike Kirchner (Preisgerichtsvorsitzende), Tamara Zimmermann (hutterreimann), Stadträtin Barbara Meyer, Stadtrat Udo Feldinger, Thomas Wirth (Büro Arc.grün Kitzingen, Wettbewerbsbetreuung), Stadträtin Simone Haberer, Stadtrat Willi Dürrnagel.

 

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), tarafından yürütülen ve dünyanın dört bir yanından uluslararası öğrencilere Türkiye’nin seçkin üniversitelerinde burslu olarak eğitim imkânı sunan Türkiye Bursları’nın 2023 yılı başvuruları başladı.

 

“Büyük Öğrenci Projesi" olarak 1992’de başlatılan ve 2012’de Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) koordinasyonuyla "Türkiye Bursları" markasıyla dünyaya açılan Türkiye’nin resmi uluslararası öğrenci burs programının 2023 yılı başvuruları başladı. Dünyanın en kapsamlı burs programı olan ve dünyanın dört bir yanından öğrencilere ülkemizin en seçkin üniversitelerinde eğitim imkanı sunan Türkiye Burslarına başvurular 20 Şubat 2023 tarihine kadar devam edecek. Başvurular dünyanın tüm ülkelerinden; lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim almak isteyen uluslararası öğrencilere açık olacak.

 

2023 yılı Türkiye Burslarına başvurular https://tbbs.turkiyeburslari.gov.tr/ adresi üzerinden alınıyor.

 

DÜNYANIN EN KAPSAMLI BURS PROGRAMI

 

Uluslararası öğrencilere diğer burs programlarına göre geniş imkânlar sunması ile öne çıkan Türkiye Bursları her yıl rekor sayıda başvuru alıyor.   Türkiye Bursları programı; üniversite bölüm yerleştirmesi, aylık burs, üniversite harcı, sağlık sigortası, yurt, barınma, ücretsiz mesleki ve akademi programlar ile gidiş-dönüş uçak bileti olanaklarıyla dünyanın en kapsamlı burs programı olarak karşımıza çıkıyor. 

 

Tüm bunların yanında Türkiye Bursları’nın kapsamı içinde  yer alan; Araştırma Bursları, Başarı Bursları ve KÂTİP gibi diğer programlar ise farklı başvuru dönemlerinde YTB'nin internet sitesi ve sosyal medya kanallarından duyuruluyor.

 

Türkiye Bursları ile ülkemizde öğrenim gören adaylar mezuniyetten sonra ülkelerinde önemli görevler üstleniyor. Adeta gönüllü birer Türkiye elçisi olarak ülkeler arasındaki ilişkilere katkı sunan mezunlar, küresel çaptaki sorunların çözümüne ilişkin de önemli gayretler ortaya koyuyor.

 

Viele Kinder – zu wenig Personal: Im vergangenen Jahr stiegen die Zahlen der in der Stadt Würzburg betreuten Kinder um 67,1 % bei den Ein- bis Dreijährigen und um 60,9% bei den Drei- bis Sechs- bzw. Siebenjährigen. Gleichzeitig stieg die Zahl des Kindergartenpersonals in den letzten zehn Jahren jedoch nur um 29,9 %. Hinzu kommt, dass ein spürbarer Rückgang an sehr erfahrenen Fachkräften zu verzeichnen ist. Während der Anstellungsschlüssel in den letzten Jahren von 1:12 auf 1:10 gesunken ist, viele Berufsanfänger nur Teilzeit arbeiten wollen, kann aber parallel davon ausgegangen werden, dass in Würzburg bis zum Jahr 2025 aufgrund des Fachkräftemangels etwa 400 pädagogische Fach- und Ergänzungskräfte fehlen werden. Bemerkbar macht sich dies schon jetzt mitunter auch mit kürzeren Öffnungszeiten in Kitas. „Der Rechtsanspruch auf ganztägige Betreuung von Grundschulkindern ab dem Schuljahr 2026 wird die Situation noch einmal dramatisch verschärfen“, so Monika Kraft, stellvertretende Leiterin des Fachbereichs Jugend und Familie, Stadt Würzburg.

 

Ein Würzburger Phänomen ist dies nicht. Würzburg hat sich jedoch zum Ziel gesetzt, diesem Fachkräftemangel gezielt entgegen zu treten. „Die Entwicklung zeichnet sich ganz klar ab“, äußert sich Sozialreferentin Dr. Hülya Düber: „Und wir müssen ihr entschieden entgegentreten. Ich bin daher sehr froh, dass wir als eine von nur zwei Kommunen in Bayern die Ausbildung zur ‚Fachkraft mit besonderer Qualifikation in Kindertageseinrichtungen‘ anbieten können. Es eröffnet die Möglichkeit des Quereinstiegs in die Kita und ich hoffe auf zahlreiche, befähigte Bewerberinnen und Bewerber.“

 

Nur drei Kursreihen in ganz Bayern, eine davon in Würzburg, soll Quereinsteigerinnen und Quereinsteigern die Möglichkeit eröffnen, sich zur „Fachkraft mit besonderer Qualifikation in Kindertageseinrichtungen“ (FQK) ausbilden zu lassen. Der berufsbegleitende Kurs ist zertifiziert durch das Bayerische Staatsministerium für Familie, Arbeit und Soziales und das Bildungswerk der Bayerischen Wirtschaft bbw gGmbH. Bereits während der 15-monatigen Weiterbildung arbeiten die Teilnehmenden als pädagogische Ergänzungskräfte in Kindertageseinrichtungen. Nach dieser Ausbildung werden die Fachkräfte in multiprofessionellen Teams eingesetzt. Dank deren verschiedenen Berufserfahrungen und originären Ausbildungen sollen ganzheitliche Bildung, Betreuung und Erziehung von Kindern ermöglicht werden. Nach fünf Jahren Tätigkeit ist der Einsatz als „Pädagogische Fachkraft in Kindertageseinrichtungen“ möglich.

Beginn der nächsten Weiterbildung ist im April 2023. Infos unter http://www.wuerzburg.de/quereinstieg-kita.

 

 

 

Rufen zur Bewerbung zur berufsbegleitenden Ausbildung zur „Fachkraft mit besonderer Qualifikation in Kindertageseinrichtungen“ auf: v.li: Sozialreferentin Dr. Hülya Düber und Monika Kraft, stellvertretende Leiterin Fachbereich Jugend und Familie.

 

 

BERLİN (AA) - Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Almanya’da Türkçenin yaşatılmasının burada yaşayan 3,5 milyondan fazla Türk'ün ortak dileği olduğunu belirterek, ülkedeki Türk basınının bu dileği yaşatarak iki ülke arasında karşılıklı haber akışıyla köprü görevi gördüğünü söyledi.

 

Şen, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliğinde düzenlenen programda Almanya’da Türk basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Büyükelçi Şen, burada yaptığı konuşmada, Almanya’da Türk basınının başarılarının önemine dikkati çekti.

Günümüz bilgi çağında medyanın rolünün giderek daha fazla önem kazandığını belirten Şen, “Demokrasilerde dördüncü kuvvet olarak tanımlanan medya, toplumun bilgilendirilmesinde tartışılmaz bir değere sahiptir. Bu kapsamda faaliyet gösteren yerel ve uluslararası basın organlarının, gündemdeki konular hakkında kamuoyu oluşmasına ve siyasi karar alma süreçlerine etkisi yadsınamaz.” diye konuştu.

 

Almanya’da Türk toplumunun her zaman Türkçe medyaya ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Almanya’da Türkçe’nin yaşatılması, Türkçe haber kanallarının işlemesi, Türkçe basının yaşatılması, Alman vatandaşlığına geçmiş bizim insanımızın kendi ana dilinde haber almasının sağlanması hakkında yaptığınız katkılar ve çabalar için, devletim adına, büyükelçiliğimiz ve kendi adıma hepinize tek tek teşekkür ediyorum.”

Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Almanya’da Türkçenin yaşatılmasının burada yaşayan 3,5 milyondan fazla Türkiyeli insanın ortak dileği olduğunu belirterek, ülkedeki Türk basınının bu dileği yaşatarak iki ülke arasında karşılıklı haber akışıyla köprü görevi gördüğünü vurguladı.

Şen, “Almanya Türk toplumunun Türkiye ile bağlılığının korunmasında buradaki Türk medyasının çok önemli bir işlevi var.” ifadesini kullandı.

 

- Türk girişimcilerin başarısı arttıkça Türkçe medyanın yaşamasını sağlayabilecek ekosistem istikrar kazanacak

Gazetecilerin çok zor koşullarda çalıştıklarını, Almanya’daki Türk basınının gelir kaynaklarının çok çeşitli ve çok büyük kaynaklar olmadığını anlatan Şen, Almanya’daki Türk girişimcilerin başarısı arttıkça Türkçe medyanın yaşamasını sağlayabilecek ekosistemin istikrar kazanacağını ifade etti.

Şen, 2023 yılının Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılı olduğunu hatırlatarak, “Bizim için çok özel bir yıl. Hep birlikte farklı etkinliklerle kutlayacağız.” dedi.

 

Artık diplomasinin tek başına ikili ilişkileri yürütmek için yeterli olmadığına dikkati çeken Şen, iki ülke arasındaki ilişkileri bir üst seviyeye taşımak için Almanya’da Türk basınıyla el ele çalışmayı devam ettirmek istediklerini dile getirdi.

2023’te Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı ile 28. dönem milletvekili seçimlerinin yapılacağını hatırlatan Şen, Almanya’da oy kullanacak seçmenlerin en doğru şekilde bilgilendirmesi konusunda Türk basınına önemli görevler düştüğünü vurguladı.

Şen, Alman medyasında Türk ve Türkiye’nin olumlu algısı için, Türk gazetecilerden Alman gazeteciler ile yakından çalışmalarını istedi.

Türk medyası için ellerinden geleni yapmak istediklerini belirten Büyükelçi Şen, gazetecilere " Kapımız her zaman sizlere açık. Bundan sonra sizlerle birlikte olmaya, sizlerle birlikte çalışmaya devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyorum. Almanya’daki tüm basın emekçilerimize teşekkürlerimi sunuyorum." diye seslendi.

 

- Dezenformasyonla mücadelede ediyoruz

Berlin Büyükelçiliği Basın Müşaviri Hasan Kocabıyık da programa katılan gazetecilere teşekkür ederek, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının 2018’den sonra uluslararası alanda Türkiye’nin tanıtılması, manipülasyon ve dezenformasyonla mücadelede ve ülkenin iletişim stratejilerin belirlenmesi çok önemli projeler ve çalışmalar yürüttüğünü belirtti.

Kocabıyık, Almanya’daki Türk medyasına kapılarının her zaman açık olduğunu ifade ederek, Basın Müşavirliği olarak basın mensuplarına faaliyetlerini yürütmek için akreditasyon işlemleri ve basın kartı konusunda onlara yardımcı olduklarını kaydetti.

 

 

 

 

ATİNA (AA) - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) demografik konularda hizmet verecek yeni bölgesel merkezini Girit'te açacağı bildirildi.

 

Yunanistan'ın başkenti Atina'yı ziyaret eden OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile bir araya geldi.

Görüşmenin ardından yapılan ortak basın açıklamasında, OECD ve Yunanistan arasında, "OECD Girit Nüfus Merkezinin" açılmasına ilişkin mutabakat zaptı imzalandığı belirtildi.

 

Girit'teki merkezin, nüfus hareketleri, demografik yapıdaki değişimler, göç dalgaları, demografik yapının çalışma piyasasına etkileri gibi konuları ele alması ve bu alanlardaki sorunlar için çözüm üretmesi öngörülüyor.

Miçotakis, Yunanistan'ın son bir asırdır önemli ölçüde göç almış bir coğrafya olduğunu belirterek Akdeniz'de yer alan Girit'in de bu anlamda "nüfus konulu" bir merkez için ideal bir konum olduğunu savundu.

 

Cornmann ise gelişmiş ülkelerin yaşlanmakta olan nüfusuna dikkati çekerek bunun sağlık ve emeklilik sistemleri ile sosyal hizmetlerde açabileceği olası sorunlara çözüm bulunması gerektiğini kaydetti.

Yunanistan'ın OECD Daimi Temsilcisi Yorgos Prevelakis, yeni açılacak merkez kapsamında Girit'te her yıl uluslararası bir konferans düzenleneceğini belirterek Girit'teki merkezin dünya genelindeki yaklaşık 20 bölgesel OECD merkezinden biri olacağını ifade etti.

 

ATİNA (AA) - Yunanistan Dışişleri Bakanlığının, "SANCO SWIFT" isimli sismik araştırma gemisinin Girit'in güneyi ve batısında yürüttüğü araştırma faaliyetlerine Libya’nın verdiği tepkiye, sözlü notayla yanıt verdiği bildirildi.

 

Yunan basınının diplomatik kaynaklara dayandırdığı habere göre, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Libya'nın Atina Büyükelçiliğine sözlü nota verdi.

Notada, "SANCO SWIFT" isimli sismik araştırma gemisinin faaliyet yürüttüğü Girit'in güneyi ve batısının, Yunanistan'ın yetki alanında olduğu ileri sürüldü.

Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakat muhtıralarının, Yunanistan'ın egemenlik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle tanınmadığının, Libya'nın Atina Büyükelçiliğine iletildiği kaydedildi.

 

- Libya, Girit'in güneyinde sismik araştırma girişimi nedeniyle Yunanistan'ı kınamıştı

Libya Dışişleri Bakanlığı, 7 Aralık 2022'de, Atina yönetiminin, Akdeniz'de Libya ve Yunanistan deniz sınırlarında, petrol ve doğal gaz arama ve sondaj faaliyetleri için uluslararası şirketlerle anlaşma yapmasını kınamıştı.

Libya Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Yunanistan'ın, ülkede yaşanan "krizi fırsat bilerek" deniz yetki alanları konusunda kendi tutumunu Libya’ya dayatmak hedefiyle tartışmalı bölgelerde sismik araştırma yapmak için uluslararası şirketlerle anlaştığı kaydedilmişti.

 

- Türkiye ve Libya, Yunanistan'a ortak yanıt vermişti

Türkiye ve Libya, aralarında imzalanan hidrokarbon ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılması mutabakatlarından duyduğu rahatsızlığı Birleşmiş Milletler'e (BM) ileten Yunanistan'a, geçen yıl aralık ayında ortak yanıt vermişti.

Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu ve Libya'nın BM Daimi Temsilcisi Taher El-Sonni’nin BM Genel Sekreterliğine gönderdiği mektupta, Yunanistan'a, "iki komşu ülkenin egemen kararlarına saygı duyması" çağrısı yapılmıştı.

 

ATİNA (AA) - Yunanistan'da dün akşam 82 yaşında hayatını kaybeden ülkenin son Kralı İkinci Konstantinos'un cenaze töreninin nasıl yapılacağı tartışmaya neden oldu.

 

Yunan basınındaki haberlere göre, eski Kral'ın ailesi, cenaze töreninin "eski devlet başkanına" uygun şekilde yapılmasını talep ediyor.

Bu fikre karşı çıkanlar ise "Kral" unvanının kendisinden 1973'teki ve 1974'teki referandumlarla alındığını ve Kral'ın Yunan vatandaşlığından da çıkarıldığını belirterek resmi tören olamayacağını savunuyor.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in başkanlığında bugün yetkililerle yapılacak toplantı sonrasında cenaze törenine ilişkin kararın alınması bekleniyor.

 

- Başbakan Miçotakis'ten taziye mesajı

Miçotakis, eski Kral'ın ailesine başsağlığı dilediği taziye mesajında, "(Eski Kral İkinci Konstantinos'un) ölümüyle 1974 referandumuyla tamamen kapanmış bir faslın son sözü yazılıyor. Artık söz tarihin. Konstantinos'u kamusal hayatı için tarih adil ve sert bir şekilde değerlendirecektir." ifadelerini kullandı.

Yunan basınındaki haberlerde, Konstantinos'un, eski Kraliyet ailesinden başka isimlerin de defnedildiği ve bir dönem Kraliyet ailesine ait olan yazlık saray Tatoi'a defnedilmeyi arzuladığı ileri sürüldü.

 

- Yunanistan'ın son Kralı İkinci Konstantinos

Başkent Atina'nın Paleo Psihiko semtinde Haziran 1940'ta dünyaya gelen İkinci Konstantinos, 1964'ten Yunanistan'da monarşinin referandumla kaldırıldığı 1973'e kadar "Yunanistan Kralı" unvanını taşımıştı. 1974'teki ikinci referandumla Yunanistan'daki Krallık rejimi nihai olarak kaldırılmıştı.

Eski Kral, Aralık 1967'de ülkedeki Albaylar cuntasının diktatör rejimine karşı düzenlediği hareketin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından yurt dışına çıkmıştı.

 

Yunan hükümeti, 1994'te eski Kral'ı Yunan vatandaşlığından da çıkarmıştı.

İtalya ve İngiltere'de yaşayan İkinci Konstantinos, son yıllarında ise Yunanistan'da yaşamayı tercih etmişti.

 

Kraliyet mülkünün kamulaştırılması nedeniyle tazminat talep eden eski Kral'a Yunan devleti, 2003'te 13 milyon avronun üzerinde tazminat ödemişti.

Almanya’nın Berlin kentinde kadın gönüllüler tarafından, sokakta yaşayan evsizlere ve ihtiyaç sahiplerine sıcak çorba ikramında bulunuldu.

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Berlin Eyalet ve Kadın Birliği işbirliğinde “Bir Sıcak Çorba Herkes İçin” sloganı ile üçüncüsü gerçekleştirilen etkinlikte kadın gönüllüler, sokaklarda yaşam mücadelesi veren evsizlere ve ihtiyaç sahiplerine sıcak çorba ile pilav ve mevye dağıttı.

 

Berlin DİTİB Kadın Eyalet Birliği Başkanı Sebile Uyanık, “Bir Sıcak Çorba Herkes İçin” sloganı ile Berlin'deki Herrmannplatz meydanında üçüncü kez sokakta yaşayan evsizlere ve ihtiyaç sahiplerine sıcak çorba dağıtıldığını söyledi.

Çorba dağıtımı gerçekleştirerek gönülleri ısıttıklarını ifade eden Uyanık, insanların kalbine dokunmanın, yüzlerini güldürmenin kendilerine tarifi mümkün olmayan mutluluk kattığını belirtti.

 

Uyanık, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav), ‘Komşusu açken, tok yatan bizden değildir’ sözleriyle, İslam’ın sosyal yönünü ve DİTİB gönüllüleri olarak din, dil ve ırk ayrımı gözetmeden insani duyguları ön plana çıkararak insanlık görevini yerine getirdiklerini dile getirdi.

Uyanık, kış ayları geldiğinde evsizlere sıcak çorba ve yemek ikramında bulunduklarını belirterek, insanları bir nebze olsun mutlu etmeye çalıştıklarını vurguladı.

 

Berlin DİTİB Kadın Eyalet Birliği üyelerinin katıldığı gün boyu süren etkinlikte 300’ün üzerinde evsizlere ve ihtiyaç sahiplerine sıcak çorba ile pilav ve mevye ikram edildi.

 

 

 

 

 

 

 

Unterstützung in besonderen Zeiten: Dank der Restcent-Spendenaktion am Klinikum Main-Spessart wurden im Jahr 2022 fleißig Cent-Beträge gesammelt. Mit einer Aufstockung des Betrages durch die Klinikleitung kamen insgesamt 1.275 Euro für das Kinderhospiz zusammen.

 

Lohr a.Main, 10.01.2023

Die im September 2021 ins Leben gerufene „Restcent-Spendenaktion“ am Klinikum Main-Spessart, bei der alle Mitarbeitenden die Möglichkeit haben, den Cent-Betrag ihres monatlichen Nettogehalts (zwischen 1 und 99 Cent) zu spenden, war ein voller Erfolg. Die seit Beginn der Initiative gesammelten Beträge wurden nun erstmalig an eine gemeinnützige Einrichtung in der Region Main-Spessart gespendet. Die Entscheidung über das Spendenprojekt lag dabei in den Händen der Mitarbeitenden selbst. So kam der Spendenbetrag, der von der Klinikleitung zudem noch aufgestockt wurde, dem Verein Kinderhospiz Sternenzelt Mainfranken e.V. zu Gute.

 

Einen Scheck über insgesamt 1.275 Euro übergaben Klinikreferent René Bostelaar und der Personalratsvorsitzende Albrecht Christ an Bernhard Elsesser, einen Vertreter und den ehemaligen 2. Vorsitzenden des Vereins. Dieser ist stolz auf seine ehrenamtliche Tätigkeit und freut sich über die Spende vom Klinikum: „Ich bedanke mich recht herzlich für das Engagement Ihrer Mitarbeitenden. Diese Spenden sind sehr wertvoll und kommen insbesondere den Familien der Betroffenen zu Gute. Jedes Jahr finden finanzierungsbedürftige Veranstaltungen für diese Familien statt. Dank Ihrer Spende können wir diese auch im neuen Jahr wieder anbieten.“

 

Auch Klinikreferent René Bostelaar freut sich über die Beteiligung der Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter an der Aktion: „Ich bin froh, dass die Spendeninitiative gut angelaufen ist und wir mit unserer Spende unterstützen können – gerade in dieser besonderen und herausfordernden Zeit.

 

Restcent-Spendenaktion läuft auch im Jahr 2023 weiter

Die Spendeninitiative „Restcent“, die einer sozialen Einrichtung oder einer steuerlich anerkannten Hilfsorganisation in der Region Main-Spessart zu Gute kommt, wird auch im neuen Jahr wieder stattfinden. Die Spenden für die diesjährig ausgewählte Einrichtung oder Organisation werden circa ein Jahr lang gesammelt und anschließend an den begünstigten Verein überreicht. Die Entscheidung über das 2. Spendenprojekt wurde auch wieder in die Hände der Mitarbeitenden gelegt, die in einer Umfrage aus verschiedenen sozialen Einrichtungen und Organisationen auswählen konnten. Die Beträge, die in diesem Jahr gesammelt werden, kommen dem Tierschutzverein Main-Spessart e.V. zu Gute. Personalchefin Ute Sauer und Personalratsvorsitzender Albrecht Christ sind sich einig: „Wir wollen das Projekt langfristig fördern und noch mehr Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter für die RestcentAktion begeistern.“

 

Über das Kinderhospiz Sternenzelt Mainfranken e.V.

Der Verein Kinderhospiz Sternenzelt Mainfranken e.V. hat es sich zur wesentlichen Aufgabe gemacht, das ambulante Kinderhospiz aufzubauen und dieses langfristig und nachhaltig finanziell zu sichern. Nachdem bei Kindern, Jugendlichen oder jungen Erwachsenen eine lebensverkürzende Erkrankung diagnostiziert wird, bringt die Betreuung dieser Eltern an die Grenzen ihrer physischen und psychischen Belastbarkeit. Um die Betroffenen in der schweren Zeit zu begleiten und zu unterstützen, gibt es im Nahbereich den Verein Kinderhospiz Sternenzelt Mainfranken e.V. Darüber hinaus soll es ab Anfang 2023 Kindern, Jugendlichen und junge Erwachsenen bis zur Vollendung des 26. Lebensjahres ermöglicht werden, stationär oder teilstationär im Kinder- und Jugendhospiz Sternenzelt in Bamberg behandelt zu werden. Ebenso findet das Kinderpalliativteam Würzburg Unterstützung durch das Sternenzelt und umgekehrt.

 

Weitere Informationen

Kontaktmöglichkeit für eine Spende oder zur Unterstützung des Vereins telefonisch unter 09391 90 88 40 8 oder per Mail unter Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! Informationen über das Kinderhospiz Sternenzelt Mainfranken e.V.: https://www.kinderhospiz-sternenzelt.de/start/

 

Spendenkonten Bank: Sparkasse Mainfranken Würzburg Kontoinhaber: Kinderhospiz Sternenzelt Mainfranken e.V. BLZ: 790 500 00 Kontonummer: 33043 IBAN: DE69 7905 0000 0000 0330 43 Swift: BYLADEM1SWU

 

Bank: Raiffeisenbank Main-Spessart eG Kontoinhaber: Kinderhospiz Sternenzelt Mainfranken e.V. BLZ: 790 691 50 Kontonummer: 8400 IBAN: DE87 7906 9150 0000 0084 00 Swift: GENODEF1GEM

 

Über das Klinikum Main-Spessart

Das Klinikum Main-Spessart, ein Eigenbetrieb des Landkreises Main-Spessart, beschäftigt mehr als 1.000 Mitarbeitende an den Standorten Lohr am Main, Marktheidenfeld und Gemünden. Als leistungsstarkes Krankenhaus der Akut-, Grund- und Regelversorgung mit zentraler Notaufnahme und als akademisches Lehrkrankenhaus der Universität Würzburg bietet es ein breites Spektrum moderner Hochleistungsmedizin auf dem aktuellen Stand der Wissenschaft. Ein Bildungszentrum für Pflegeberufe, ein geriatrisches Zentrum sowie zwei Senioreneinrichtungen runden das wohnortnahe Angebot ab. Als Leuchtturmprojekt des Freistaates Bayern entsteht am Standort Lohr ein neues Zentralklinikum mit einer Nutzfläche von rund 17.000 Quadratmeter und 280 Betten. Für das Bauvorhaben wurde eine finanzielle Förderung in Höhe von 108,992 Mio. Euro in Aussicht gestellt.

 

 

 

Geçmiş yıllarda Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde eğitim almış mezunlarla Erbil’de bir araya gelen Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren, “Irak’taki tüm unsurlardan Türkiye burslarına başvuruları bekliyoruz” diye konuştu.

 

YTB Başkanı Abdullah Eren Irak temasları kapsamında, Erbil’de Türkiye Mezunları Derneği’nde Türkiye mezunu Iraklılarla bir araya geldi. Eren, bugüne kadar, Irak’tan 4 bine yakın öğrencinin Türkiye’de burslu olarak üniversite eğitimi aldığına dikkat çekti.

 

Hali hazırda Iraklı 500’den fazla burslu öğrencinin Türkiye’de eğitim gördüğünü dile getiren Eren, son 10 senedir ise bin 300’e yakın öğrencinin burslandırıldığının altını çizdi.

 

İNSANA YAPTIĞIMIZ YATIRIM HİÇBİR ZAMAN BOŞA GİTMİYOR

 

Irak’taki tüm unsurlardan Türkiye burslarına başvuruları beklediklerini belirten Eren, “Başarı odaklı bir burs programı olarak biz inşallah dost ve kardeş Irak’ın gelişmesi için elimizden gelen katkıyı vereceğiz. Çünkü bu öğrenciler, Irak’ın geleceğine bir katkıdır. İnsana yaptığımız yatırım hiçbir zaman boşa gitmiyor. Dolayısıyla bu yatırımlar, inşallah Irak’ın geleceğine de katkı sağlayacak” dedi.

 

Erbil'deki programa IKBY Oluşumlardan Sorumlu Bakanı ve Irak Türkmen Cephesi (ITC) Yürütme Kurulu Üyesi Aydın Maruf, Türkiye'nin Erbil Başkonsolosu Mevlüt Yakut ve Türkiye'de eğitim görmüş çok sayıda kişi katıldı.

 

Eren ayrıca temasları kapsamında Türkiye’nin Erbil Başkonsolosu Mevlüt Yakut ile bir görüşme gerçekleştirirken; Gökbörü Türbesi ve Erbil Kalesi’ni ziyaret edip Kayseri Çarşısı’nda Erbil’deki soydaş ve akraba topluluklarla bir araya geldi.