Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Bilim insanları, elektronik sigaraların astım, kan damarların da daralma, kan basıncında artış, yanıklar, kanserin yanı sıra akciğer ve beyinde hasara yol açtığından, kesinlikle kullanılmaması gerektiği uyarısında bulundu.

Türk Toraks Derneği Tütün Kontrol Çalışma Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Remziye Can, AA muhabirine yaptığı açıklamada, elektronik sigara (vaping) adı verilen elektronik nikotin sağlayıcı sistemlerin bir çeşit tütün ürünü olduğunu söyledi.

Yanma olmaksızın, pilden aldığı enerji ile ısınan atomizerin kartuş içindeki likiti buharlaştırması esasına bağlı çalışan bu tütün ürünü çeşidinin, pil, atomizer ve doldurulabilir kartuş olmak üzere üç parçadan oluştuğunu anlatan Can, bu ürünlerin endüstri tarafından "Zararı azaltılmış ürünler" olarak piyasaya sürüldüğünü aktardı.

Can, bu ürünlerin yerini 2003'den bu yana bağımlılığın devamlılığını hedef alan mevcut elektronik sigaralara bıraktığını belirterek, şu bilgileri verdi:

"Zamanla ürün çeşitliliği artan elektronik sigaralar, başlangıçta geleneksel sigara, puro veya pipo gibi tütün ürünlerine benzetilerek üretilirken, yeni nesil e-sigaralar ise kalem, USB bellek veya diğer günlük eşyaya benzer biçimde üretilmiştir. Elektronik​​​​​​​ sigaralar endüstri tarafından 'zararı azaltılmış ürün' adı altında piyasaya sürülmüş ve kimyasal içermediklerini iddia etseler de içerisinde propilen glikol, gliserol, etilen alkol, polietilen glikol (PEG400), diasetil dietilen glikol, amino-tadalafil, rimonabant, cannabibinoid, nitrozaminler, formaldehit, asetaldehit keton, civa, tetrametilpirazi, kurşun, nikel, krom olmak üzere insan sağlığına zararlı 7000'den fazla madde ve özellikle aroma verici katkı maddeleri de ihtiva etmektedir.

Elektronik sigaraların içeriğinde normal sigaradaki gibi aeropartiküller, for­maldehit, nitrozamin, metaller, karboniller, uçucu organik bileşikler ile polisiklik hidrokarbondan oluş­tuğu belirlenmiştir. Bu kimyasallar ise hücreye karşı toksik etkisi olan kansere neden olan maddelerdir. Elektronik sigaraların çalışmasını sağlayan bataryaların ısı üretmesi nedeniyle bu sıvı kimyasallar aerosol duru­muna geçmekte ve akciğer alveollerine geçişi hızlan­maktadır."

Elektronik sigaralardan çıkan buharın da pasif içiciliğe neden olduğunu, hücre canlılığının azalmasına ve DNA hasarının artmasına neden olduğunun tespit edildiğinin altını çizen Can, "Elektronik sigaraların beyin gelişimi üzerine de nörotoksik etkisi olduğu bilinmektedir. Annenin elektronik sigara içmesinin çocukta davranışsal ve kognitif değişikliklere yol açabileceği gösterilmiştir." diye konuştu.

Can, elektronik sigaranın, başta solunum ve kardiyovasküler sistemler olmak üzere karaciğer, böbrekler ve sinir sistemine zararları olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Elektronik sigara kullanımının kalp atım hızı ve kan basıncında artışlara neden olduğu bildirilmiştir. Elektronik sigara bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek, zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonları riskini de arttırmaktadır. Ayrıca EVALI (e-cigarette and Vaping use Associated Lung Injury) olarak adlandırılan akut akciğer hasarı ile solunum yetmezliği ve ölüme yol açabilmektedir."

ABD'de yapılan bir araştırmada elektronik sigara kullananların anksiyete ve depresyona yaka­lanma oranlarının daha yüksek olduğunun gösterildiğini aktaran Can, "Elektronik sigaraların sağlık üzerine olan olumsuz etkilerinden biri de doz aşımıdır. Elektronik sigara içen 24 yaşında bir kadının doz aşımı nedeniyle yaşamının sonlandığı bildirilmiştir. Elektronik sigaraların tercih edilme nedenlerinin başında aromaları gelmektedir. Ancak yapılan çalışmalar bu aromaların hücre genetiğini bozduğunu göstermiştir. Elektronik sigaraların olumsuz etkilerinden biri de beyin gelişimi üzerinedir ve hafıza, dikkat ve öğrenme kapasitesini azaltabilir." dedi.

Can, nikotin ve elektronik sigaradaki yabancı ajanların, astım ve KOAH başta olmak üzere pek çok solunum sistemi rahatsızlığına neden olabildiğini söyledi.

Ayrıca elektronik sigara cihazlarının yanıklara, patlayıcı ve kimyasal yaralanmalara neden olduğunu ifade eden Can, elektronik sigara kullanımına bağlı gelişen yanıkların sıklıkla uyluk, kasık, yüz veya elde geliştiğinin rapor edildiğini bildirdi.

Can, "Yutma yoluyla veya cilt teması yoluyla elektronik sigara sıvısına maruz kalmanın da genellikle mide bulantısı, kusma, uyuşukluk ve taşikardiye neden olabildiği, hatta nöbetlere, anoksik beyin hasarına, laktik asidoza ve ölüme yol açabildiği bildirilmiştir." dedi.

- "Yağlı kimyasallar akciğer dokusunda iltihabi süreci uyarıyor"

Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, bazı basın yayın organlarında yer alan, elektronik sigara kullanımına bağlı göğüs boşluğuna havanın girerek akciğere baskı oluşturmasıyla akciğerin kısmen çökmesi olarak tanımlanan "pnömotoraks" nedeniyle açıklamalarda bulundu.

ABD'de salgın haline gelmiş yeni nesil tütün, nikotin, kenevir kullanımına bağlı görülen yeni hastalıkların görüldüğü bilgisini veren Dağlı, "Bu hastalıklar, ülkemizde de görülmeye başladı ve bilim insanları olarak bunların artmasından endişe duyuyoruz." dedi.

Dağlı, elektronik sigaraların içinde yağlı kimyasallar, aromalar, toksinler ve esrar bulunabildiğine işaret ederek, "Bu kimyasallar, asıl görevi vücuda oksijen sağlamak olan akciğere zarar vermekte ve daha önce tıp ilteratüründe olmayan yeni hastalıklar yaratmaktadır." diye konuştu.

Bunlardan birinin tıpta "EVALI" olarak isimlendirilen bir hastalık olduğunu belirten Dağlı, sözlerine şöyle devam etti:

"EVALI, 2019'da elektronik sigara ile oluşan akciğer hasarına verilen uluslararası terimdir. Amerika Birleşik Devletleri'nde elektronik sigara kullanımına bağlı 68 ölüm, 2807 hastane yatışı olmuştur.

Birçok organda zarar yaratabilen elektronik sigaranın solunum sistemine etkisi oldukça iyi belirlenmiştir. Elektronik sigaranın solunum sisteminde neden olduğu bir hastalık, basında da sözü geçen 'pnömotoraks' diğer deyişle 'Vasp' olarak isimlendirilen akciğer zarı yırtılmasıdır.

Vasp, elektronik sigara kullanımına bağlı akciğer zarının kendiliğinden patlamasını tanımlayan İngilizce bir deyimdir. Elektronik sigaraların içerdiği toksinler akciğerin hava keseciklerinin zedeler ve balonlar oluşturur. Çevre destek dokusu bozulur ve delikli elastik iltihap tabakası oluşur. Zorlu nefes alma hava basıncını arttır ve ciğerde oluşmuş balonlar patlayarak akciğer zarı yırtılır, cerrahi tedavi gerektirir."

Elektronik sigaranın neden olduğu hastalıklardan birinin de yağ zatürresi (Vaping-Related Lipoid Pneumonia) olduğunu anlatan Dağlı, "Enfeksiyon ile oluşan zatürreden farklı olarak etkeni mikrop değil akciğere e-sigara içinde giren yağ asitleridir. Elektronik sigaraların içinde bulunan yağlı kimyasallar akciğer dokusunda iltihabi süreci uyarmaktadır."

Dağlı, elektronik sigara ve benzeri ürünlerin daha fazla zarara neden olmadan satışlarının durdurulmasını ve denetlenmesini talep ettiklerini, herkesin bu ürünlerin de kullanımından kaçınmasını istediklerini söyledi.

ADANA (AA) - EREN BOZKURT - Trendyol 1. Lig ekiplerinden Adanaspor'un teknik direktörü Sol Bamba, taktik anlayışlarından oyuncularının memnun kaldığını belirterek, "Bireysel hataları ortadan kaldırabilirsek inanıyorum ki taraftar daha iyi bir Adanaspor izleyecek." dedi.

Sol Bamba, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sezon öncesi dönemi karışık geçirdikleri için antrenmanlarla daha iyiye gitmeye çalıştıklarını söyledi.

Göreve geldikten sonra oyun sistemini değiştirdiğini dile getiren Bamba, "Kulübe gelmeden önce oynamak istediğim sistemin 3-4-3 ve 3-5-2 olduğunu söylemiştim. Türkiye'de bu taktiğe çok alışık değiliz. Son maçta gerçekten iyi mücadele ettik. Oyuncularım gelip bu taktikten memnun olduklarını ifade etti. Bundan dolayı Adanaspor 3-4-3 şeklinde devam edecek." diye konuştu.

Sol Bamba, kadroda 2 savunma ve bir hücum oyuncusuna ihtiyaçları olduğunu, kulüp yönetiminin bu konuda elinden geleni yapmaya çalıştığını anlattı.

Transfer döneminin 13 Eylül'de sona ereceğini anımsatan Fildişi Sahili asıllı Fransız teknik direktör, "Takıma katkı sağlayabilecek oyuncuları bulup buraya getirmek istiyoruz. Yeni oyuncularımı görmek ve takıma monte etmek istiyorum." dedi.

Bamba, ligdeki 3 maçta 11 gol yemelerinin kabul edilemez olduğunu belirterek, "Ben defans oyuncusuydum. Gol yediğimizde gerçekten deliye dönüyorum ama genç bir takımımız var. Bireysel hataları ortadan kaldırabilirsek inanıyorum ki taraftar daha iyi bir Adanaspor izleyecek." diye konuştu.

 

- "Taraftarlarımız arkamızda olmaya devam etsin"

 

Sol Bamba, taraftarların sabırlı olmasını isteyerek, "Her zaman taraftar gol ve galibiyet ister, bunu anlıyorum. Taraftarlarımız arkamızda olmaya devam etsin. Yeni gelecek oyuncularımızla oyun değişecek. Daha iyiye gideceğiz ve taraftarı mutlu edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Trendyol 1. Lig'de çıktığı 3 karşılaşmada 1 galibiyet ve 2 mağlubiyet yaşayan Adanaspor, 13. sırada bulunuyor.

 

BRÜKSEL (AA) - NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in, Ukrayna'nın talebi üzerine NATO-Ukrayna Konseyi'ni bugün büyükelçiler seviyesinde toplayacağı duyuruldu.

NATO'dan AA muhabirine yapılan yazılı açıklamada, Sözcü Farah Dakhlallah'ın "NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, çarşamba günü (28 Ağustos) NATO-Ukrayna Konseyi'ni toplayacak. Toplantı büyükelçilik düzeyinde yapılacak ve Ukrayna'nın talebi üzerine olacak." ifadelerine yer verildi.

Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov'un da video bağlantısıyla savaş alanındaki durum ve öncelikli ihtiyaçlar hakkında bilgi vermesinin beklendiğini kaydeden Dakhlallah, "Toplantı, Ukraynalı sivillere ve altyapıya yönelik son zamanlardaki yoğun Rus saldırıları nedeniyle yapılıyor." ifadesini kullandı.

NATO-Ukrayna Konseyi, İttifak ile Kiev arasında daha yakın koordinasyon sağlamak için geçen yıl kurulmuştu.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya'nın 26 Ağustos'taki saldırılarını ülkesine yönelik "en yoğun saldırılardan biri" olarak değerlendirmişti.

Bewegung hat einen hohen Stellenwert für die körperliche Entwicklung des Kindes. Darüber hinaus beeinflusst Bewegung ebenso die seelische und kognitive Entwicklung. Aber in der Praxis sieht es leider anders aus: Immer mehr Kinder haben zu wenig Bewegung. Ursache hierfür sind grundlegende Veränderungen in den Lebensbedingungen von Kindern. Die kindliche Umwelt bietet immer weniger Spiel- und Bewegungsräume.

 

Auch in den Kindertageseinrichtungen ist es herausfordernd, fortlaufend räumliche und organisatorische Bedingungen zu schaffen, um dem Bedürfnis der Kinder nach Bewegung gerecht zu werden. Doch wie kann das einfacher klappen? 

 

Damit die Kinder im Landkreis Würzburg „in Bewegung bleiben“, veranstalteten die Servicestelle Sport und die Kita-Fachaufsicht des Landkreises Würzburg kürzlich eine Fortbildung für Pädagoginnen und Pädagogen aus Kindertageseinrichtungen in der Kita Bachzwerge in Rimpar. Dabei erfuhren 18 Interessierte, wie auch ohne große Planung schöne Bewegungseinheiten mit den Kindern im Kita-Alltag gelingen. Die Referentin der Fortbildung und Leiterin des Kinderhauses Blumenwiese Annette Beck zeigte den Teilnehmerinnen und Teilnehmern, dass es keine große Sporthalle und auch keine besonderen Turnmaterialien benötigt, um eine Bewegungsstunde zu gestalten.

 

Damit die Kinder im Landkreis Würzburg „in Bewegung bleiben“, veranstalteten die Servicestelle Sport und die Kita-Fachaufsicht des Landkreises Würzburg kürzlich eine Fortbildung für Pädagoginnen und Pädagogen aus Kindertageseinrichtungen. Foto: Sandra Handke

 

Sie betont: „Bewegung ist Ausdruck von Lebensfreude und gehört zu den Grundbedürfnissen aller Menschen. Um die Freude an Bewegung zu erhalten, können wir im Elementarbereich spielerisch, kreativ und ohne Leistungsdruck vielfältige Angebote gestalten.“ Außerdem bringe pädagogisches Personal bereits alle Voraussetzungen hierfür mit. 

 

Bereits im Herbst 2018 starteten Sportreferentin Sandra Handke und Ursula Bördlein von der Kita-Fachaufsicht mit dem Projekt „Bewegt und genussvoll durchs Kita-Jahr“. Die Corona-Pandemie verhinderte dann allerdings weitere geplante Veranstaltungen in den darauffolgenden Jahren. Jetzt freuen sich die beiden Veranstalterinnen, ihr gemeinsames Ziel endlich weiterzuführen und den Kindertageseinrichtungen Inspirationen für Bewegungseinheiten mit ihren Kindern zu geben.

Zum 1. September 2024 wechselt das dreiköpfige Vorstandsteam an der Spitze der Arbeitsgemeinschaft der Zweckverbände für Rettungsdienst und Feuerwehralarmierung in Bayern. Paul Justice, Geschäftsleiter des Zweckverbandes für Rettungsdienst und Feuerwehralarmierung (ZRF) Würzburg, wurde zum stellvertretenden Vorsitzenden des ehrenamtlichen Landesvorstands gewählt. Jan Terboven (ZRF Donau-Iller) wurde zum 1. Vorsitzenden, Daniel Weitzer (ZRF Regensburg) zum stellvertretenden Vorsitzenden gewählt.

 

„Der Rettungsdienst steht in Deutschland mit der Reform der Notfallversorgung, dem Fachkräftemangel und den Klinikschließungen teilweise mit dem Rücken an der Wand. Wir wollen in unserem bayerischen Partnernetzwerk bei der Weiterentwicklung zur Sicherstellung eines flächendeckenden und modernen Rettungsdienstes weitere Impulse setzen sowie den konstruktiven Dialog fortsetzen“, so Paul Justice zu seiner Aufgabe im Vorstand der Arbeitsgemeinschaft. 

 

In Bayern tragen die Landkreise und kreisfreien Städte die Verantwortung, den öffentlichen Rettungsdienst sicherzustellen. Diese Aufgaben werden im Zusammenschluss zu 25 Zweckverbänden für Rettungsdienst und Feuerwehralarmierung (ZRF) wahrgenommen. 

 

Der neue Vorstand setzt auch für die nächsten sechs Jahre auf Weitblick und partnerschaftlichen Dialog: „In Bayern gehen aktuell mehrere innovative Projekte wie der Telenotarzt und der Verlegungsrettungswagen an den Start. Geschwindigkeit und Dynamik der notwendigen Strukturanpassungen werden künftig zunehmen. Das bayerische Innenministerium, die Vertreter von Landkreis- und Städtetag, die Rettungsdienstorganisationen, die Integrierten Leitstellen, die Kassenärztliche Vereinigung Bayern, die Ärztlichen Leiter Rettungsdienst und die Krankenkassen in Bayern leisten alle wichtige Beiträge, die dazu beitragen, die rettungsdienstliche Versorgung in Bayern auf dem überaus hohen Niveau sicherstellen können“, so die Standortbestimmung des neuen Vorstands. 

 

Christine Haupt-Kreutzer, Vorsitzende des Zweckverbandes für Rettungsdienst und Feuerwehralarmierung Würzburg, gratuliert und dankt Paul Justice für sein ehrenamtliches Engagement im Landesvorstand der Arbeitsgemeinschaft. „Der Rettungsdienst steht vor immensen Herausforderungen. Durch die weitreichende Fachkompetenz und das außergewöhnliche Engagement von Paul Justice bin ich davon überzeugt, diese Herausforderungen innovativ, lösungsorientiert und in die Zukunft gerichtet weiter anzugehen.“ 

 

Dem bisherigen Vorstand der Arbeitsgemeinschaft der Zweckverbände für Rettungsdienst und Feuerwehralarmierung mit Günter Griesche (Ingolstadt), Alfred Rast (Weiden) und Norbert Heumann (Weilheim) dankten unter anderem Vertreter des Bayerischen Innenministeriums, des Landkreistags sowie der Rettungsdienste für ihr überragendes Engagement zum Wohl der bayerischen Bürgerinnen und Bürger.

Aktuelle Übersicht über alle Bautätigkeiten

 

Der Landkreis Würzburg investiert seit Jahrzehnten stetig in die Qualität seiner Schulen. Als Sachaufwandsträger unterhält er das Deutschhaus-Gymnasium in Würzburg, die Förderschule Höchberg mit ihren Außenstellen, das Gymnasium in Veitshöchheim, die Realschulen in Höchberg und Ochsenfurt und weitere Schulen.

 

„Bildung ist der Schlüssel zur Zukunft und deshalb setzen wir uns mit voller Kraft dafür ein, unsere Landkreis-Schulen bestmöglich auszustatten. Die kontinuierlichen Investitionen in die Schul-Infrastruktur, wie wir sie derzeit verstärkt für die Förderschule Höchberg und ihre Außenstellen sehen, sind ein klares Bekenntnis des Landkreises Würzburg zur Unterstützung von Bildung und Chancengleichheit für alle Schülerinnen und Schüler“, betont Landrat Thomas Eberth.


Obwohl Bautätigkeiten zurzeit sehr herausfordernd sind, kann Eberth eine insgesamt sehr positive Zwischenbilanz ziehen. „Die Bauarbeiten laufen nach Plan, was mich sehr freut“, fügt er hinzu.

 

Förderschule Höchberg, Hauptstandort

Planmäßig erfolgt derzeit die Teilauslagerung der Schüler der Förderschule Höchberg. Die durch den Freistaat Bayern geförderte Generalsanierung, energetische Ertüchtigung und Erweiterung der Förderschule Höchberg wird im laufenden Schulbetrieb in zwei Bauabschnitten erfolgen. In den bereit gestellten Schulcontainern werden ab September 2024 vier Klassen, die Schulleitung und das Sekretariat untergebracht sein. Im Schulhaus herrscht dann ab September im Bauabschnitt I umfangreicher Baubetrieb. Die Generalsanierung der Bestandsgebäude beginnt. Die Fertigstellung der gesamten Maßnahme ist für Februar 2027 geplant, der aktuelle Kostenrahmen liegt bei 13,3 Millionen Euro.

Neubau Förderschule Gaukönigshofen
Als Ersatz für die beiden Standorte der Rupert-Egenberger-Schule in Sommerhausen und Gelchsheim entsteht derzeit ein neues, modernes Schulhaus in Gaukönigshofen. Die geologischen Gegebenheiten machten eine Gründung des Gebäudes mit Bohrpfählen nötig. Die Arbeiten dafür konnten im Juli 2024 abgeschlossen werden. Das Neubau-Projekt schreitet planmäßig voran. Für den Neubau seiner Förderschule investiert der Landkreis Würzburg nach einer aktuellen Kostenschätzung rund 15,5 Millionen Euro.

Förderschule Sommerhausen – Umzug nach Frickenhausen

Ebenso planmäßig verläuft derzeit der Umzug der Schülerinnen und Schüler der Förderschule Sommerhausen nach Frickenhausen. Bis der Ersatzneubau für die Schule Sommerhausen in Gaukönigshofen im Sommer 2026 fertig gestellt wird, werden die 80 Schülerinnen und Schüler in der ehemaligen Grundschule in Frickenhausen zur Schule gehen. In viermonatiger Bauzeit erfolgten neben der malermäßigen Ertüchtigung der Räumlichkeiten und notwendigen Anpassungsarbeiten der vorhandenen Installationen im Sanitärbereich- und Elektrobereich vor allem der Aufbau von IT- Infrastruktur, der Umzug der Lehrküche von Sommerhausen und notwendige Brandschutzmaßnahmen. Der vorgegebene Kostenrahmen konnte unterschritten werden.

 

Leopold-Sonnemann-Realschule, Höchberg

Auch für den vom Kreistag beschlossenen dreigeschossigen Ergänzungsbau an der Realschule Höchberg laufen die vorbereitenden Baumaßnahmen auf Hochtouren. Die Planungen sind abgeschlossen, die Rohbaufirma beginnt derzeit mit der Einrichtung der Baustelle. Das neue Gebäude wird hangseitig unmittelbar an den bestehenden Pausenhof angeschlossen. Talseits erhält es einen ebenerdigen Ausgang, welcher den Zugang zu Schulgarten und Grünfläche ermöglicht. Ab September 2024 erfolgen die Gründungsarbeiten für das neue Gebäude, in welchem nach einer Bauzeit von etwa zwei Jahren zehn Klassenzimmer mit Pausen- und Büroflächen ihren Platz finden werden. Die Fertigstellung ist für Dezember 2026 geplant. Die durch den Freistaat Bayern geförderte Maßnahme umfasst einen aktuellen Kostenrahmen von 8,6 Millionen Euro.

 

Gymnasium Veitshöchheim 

Abgeschlossen werden können in den Sommerferien nun ebenso die Sanierungsarbeiten an der Fassade des Gymnasiums Veitshöchheim. Umfassende Teile der Fassade wurden durch energetisch optimierte Fassadenelemente ausgetauscht.  Auch die Verschattungsanlagen waren durch witterungsbedingte Beschädigungen nicht mehr funktionstüchtig. Sie wurden vollständig ausgetauscht, sodass der Schulbetrieb nun wieder ungehindert stattfinden kann. Weitere Revisionsarbeiten erfolgen im Frühjahr 2025. Die Investitionskosten betrugen 1,1 Millionen Euro. 

 

Deutschhaus Gymnasium Würzburg

Abgeschlossen wurden vor den Sommerferien die Maßnahmen zum Einbau einer zentralen Lüftungsanlage im Erweiterungsbau des Deutschhaus Gymnasiums an der Zeller Straße.  Neben der eigentlichen Lüftungsanlage wurden in allen Klassenzimmern zur Verbesserung der Raumakustik Schallschutz-Paneele und Holzelemente eingebracht, die die Lernsituation spürbar verbessern. Die Maßnahme, gefördert vom Freistaat Bayern, umfasste Investitionskosten in Höhe von etwa einer Million Euro.

 

Schullandheim Jugendhaus Leinach

Gefördert durch das bayerische Schullandheimwerk BSHW erfolgen derzeit umfangreiche Sanierungsarbeiten am Jugend- und Gästehaus in Leinach. Nach einem ersten Bauabschnitt im Jahr 2023 am Haus I werden derzeit insbesondere Fassadenarbeiten an den Häusern 2 und 3 und der Turnhalle sowie Brandschutzmaßnahmen vorgenommen. Ein weiterer Bauabschnitt ist für 2025 in Planung.  Die Investitionen im Jahr 2024 betragen insgesamt voraussichtlich 280.000 Euro.

Hinweis: Vorbehaltlich einer Prüfung durch die übergeordneten Schulbehörden soll die Rupert-Egenberger-Schule auf Bestreben der Schulleitung in Drei-Linden-Schule“ umbenannt werden. Der Kreistag als Sachaufwandsträger hat der Namensänderung in seiner jüngsten Sitzung am 22. Juli 2024 zugestimmt.

 

 

Almanya’nın Bundesliga ekibi SpVgg Greuther Fürth, yeni sezonun açılışını düzenlenen dini törenle başlattı.

Greuther Fürth stadyumunda yaklaşık 500 taraftarın katılımıyla gerçekleşen törene, Fürth DİTİB Mevlana Camii Dernek Başkanı Refet Avcı, cami din görevlisi Seyfettin Çoban, SpVgg Greuther Fürth Futbol Kulübü Başkanı Holger Schwiewagner, Fürth Protestan Kilisesi Dekanı Prof. Jörg Sichelstiel ve Katolik Kilisesi Dekanı Andre Hermany katıldı.

Yeni sezon, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Fürth Mevlana Camii din görevlisi Seyfettin Çoban’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı, ardından dernek başkanı Refet Avcı’nın selamlama konuşmasıyla devam etti. Avcı, “İslam dini sevgi, saygı, hoşgörü, birlik ve dayanışmaya büyük önem verir. Bizler sporun dostluk ve kardeşliği simgelediğine inanıyoruz. Bu nedenle, sporun her zaman birleştirici ve kardeşliği pekiştirici bir rol oynadığını görüyoruz” dedi. Avcı ayrıca, “Farklı dinlere mensup futbolcuların yer alacağı bir dostluk turnuvası düzenlenirse, insanlar arasındaki birlik ve dayanışma güçlenir ve dünya barışına katkı sağlar. Yaşasın kardeşlik!” ifadelerini kullandı.

Katolik Kilisesi Dekanı Andre Hermany, “Bu etkinliğin, yonca yaprağının sembolize ettiği gibi tüm taraftarları bir araya getirdiğini görmekteyiz. Sezonun, hem inanç hem de futbola uygun bir şekilde başlaması mutluluk verici” şeklinde konuştu.

SpVgg Greuther Fürth Kulüp Başkanı Holger Schwiewagner ise, “Yeni sezonun açılışı futbolcularımız ve taraftarlarımız için hayırlı olsun. Düşünceler farklı olabilir, ancak futbol insanları birleştiren güçlü bir bağdır. Tüm taraftarlarımızın yeni sezonda da yanımızda olmalarını diliyoruz” dedi.

Bundesliga takımı SpVgg Greuther Fürth’ün yeni sezonu, Protestan ve Katolik kilisesi dekanları ile cami din görevlisinin katılımıyla ve yapılan dualarla başladı.

 

 

 

 

 

 

 

 

Türk fikir dünyasının önemli siması Prof. Dr. Nazif Gürdoğan tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Gürdoğan'ın cenazesi bugün öğle vakti Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii'nde kılınacak namazın ardından Eskişehir'de defnedilecek.

 

Almanya IKG Enstitüsü Başkanı Dr. Latif Çelik yayındığı taziye mesajında, “Türkiye çok önemli bir düşünce insanını kaybetti. Merhum Nazif Gürdoğan hocamız iktisad dünyasından insanlık alemine bir gönül kuşu olarak konmayı başaran ender şahsiyetlerden biridir. İnsan odaklı düşünen ve insanların mutluluğu için iktisadi kurallardan uzaklaşmadan ortak gönül noktaları bulmak için çalıştı. Kültür dünyamız ile gönül coğrafyamızdan fışkıran bir güzel fikrin bir özel siması Nazif Gürdoğan hocamızın da Mehmet Akiflerin, Necip Fazılların dünyasına kavuştuğunu gördük. Merhum hocama Canab-ı Allah’tan rahmet dileyerek mekanı cennet olsun diyorum” şeklinde açıklamalarda bulundu.

 

 

Nazif Gürdoğan kimdir?

 

Türkiye icinde ve disinda çok sayida ögrenci yetistiren merhum Gürdoğan çok sayida esere imza atarken son ana kadar çok sayida gazete ve dergide yazilarinin yayinlanmasina gayret etti.

 

Eskişehir'de 1945'te dünyaya gelen Gürdoğan, iktisat alanında 1994'te profesör oldu, yurt içi ve yurt dışındaki üniversitelerde dersler verdi.

Prof. Dr. Gürdoğan, "Görünmeyen Üniversite", "Teknolojinin Ötesi", "Kültür ve Sanayileşme", "Hicaz'dan Endülüs'e" ve "Zamanı Aşan Şehirler" adlı eserlere de imza attı.

 

 

Bin yıllık tarihleri boyunca, kızıl elmalarının peşinde koşan Türkler, edebiyat ve sanatın zirvelerine Yunus, Sinan ve Itri ile ulaşmışlardır. Yunus kelimelerin, Sinan kubbelerin, Itri nağmelerin sultanıdır. Onlar kimsenin yeterince açıklayamadığı, herkesin hayran olduğu güzelliği sözle, taşla ve sesle anlatmışlardır. Sanatçılar için güzelliğin sınırı yoktur, güzel olanı anlatmanın binbir yolu ve yöntemi vardır.

 Hangi alanda olursa olsun, sanatın önde gelen misyonu, gökyüzü ile yeryüzü, hayat ile ölüm arasındaki uyumsuzluklarla, gelen mutluluk ve mutsuzlukları, herkesin anlayacağı bir dille anlatmaktır. Türk müziğinin zirvesi Itri müziğiyle, gökyüzünde binlerce kuşun kanat sesleriyle birlikte, ötüşlerinin oluşturduğu eşsiz bir koro gibi, gökyüzünün kapılarını yeryüzüne açmıştır. O müziğiyle, insanları eşsiz bir yolculuğa çıkararak, bilinmeyen bir dünyaya taşır. Müzik bazen gökyüzünden yeryüzüne, bazen yeryüzünden gökyüzüne seslenir. İster Eskişehir’de, ister Paris’te, ister Washington’da olsun, nerede Yunus’un şiirlerinin besteleri, bir ney eşliğinde yorumlanırsa, dağlar, taşlar, kuşlar ve sular onlara katılır, eksiksiz bir koro oluşur. Onları dinleyen herkes, gökyüzünden kendilerine uzatılan, eli tutmanın coşkusunu, gökyüzünün derinliklerinde yolculuğa, çıkmanın ürpertisini duyar.

Kusursuz bir müzik eseri gibi, dağları, denizleri ve ovalarıyla, tabiatta süreklilik ve bütünlük içinde, eşsiz bir uyum ve düzen vardır. Yunus’un, Sinan’ın ve Itri’nin ölümsüzlüğü, doğal hayatın benzersiz güzelliklerini eserlerinde, başarıyla yansıtmalarından kaynaklanır. Güzelliğin dilini bütün insanlar bilir. Onların oluşturdukları güzellik dalgaları, halka halka genişleyerek, bütün dünyaya yayılır ve bütün insanlığı kucaklar.

Güzellik vurgunu sanatçı, denizlerin enginliğinin, toprakların cömertliğinin, bilincinde olmalıdır. Bunun için Goethe: “İnsan Tanrı gibi olmak istemesin, ancak kendini insan olarak eksiksiz hale getirmeye çalışsın. Sanatçı bir tabiat eseri değil, mükemmel bir sanat eseri ortaya koymaya baksın” demektedir. Sanatçı sınırlı dünyasıyla, insanın ve hayatın sınırsız güzelliklerini, ne kadar yansıtırsa, o kadar kalıcı ve ölümsüz eserler verir.

Sanatçılar akıl gözlerinden daha çok, gönül gözlerinden yararlanırlar. Sanatçıların akılları başlarından önce gönüllerindedir. Onlar gönül gözleriyle, ufuk ötesini görürler. Bu yüzden Paul Valery, şairleri gelecekten haber veren kahinlere benzetir. Sanatçıların gücü, akıl gözüyle olduğu kadar, gönül gözüyle de bakmasını ve görmesini bilmelerine dayanır. Şairler yüzyıllar ötesine uzanarak, gördükleri güzellikleri, yaşadıkları yüzyıla taşırlar.

Şair “Üstün Haberciler”i, Arthur Rimbaud saygıyla selamlar.

 Sanatçı aklı başından önce gönlünde olandır.

Sanatçı sanatı iki dünya için bilir.