Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

BERLİN (AA) - Batı Alman Radyo ve Televizyon Kurumu'nda (WDR) yayınlanan Sport Inside programı tarafından Almanya Milli Futbol Takımı ile ilgili yapılan anket tepki çekti.

 

Ankete katılan her beş kişiden birinin Alman Milli Takımı'nda daha fazla "beyaz oyuncu" görmek istediğini belirtmesi ve katılımcıların yüzde 17'sinin de milli takım kaptanı İlkay Gündoğan'ın Türkiye kökenli olmasının "üzücü olduğunu" ifade etmesi, başta teknik direktör Julian Nagelsmann olmak üzere diğer futbolcuların tepkisini çekti.

Nürnberg'te yarın Ukrayna ile oynayacakları hazırlık maçı öncesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Nagelsmann, "Kamu televizyonunda böyle bir soru sorulmasının bile başlı başına delilik olduğunu düşünüyorum. Şok oldum. Ülkedeki herkes için bir Avrupa Şampiyonası oynuyoruz. Umarım bir daha asla böyle saçma anketler okumak zorunda kalmam." değerlendirmesinde bulundu.

 

Julian Nagelsmann, bunu ırkçı bir tutum olarak bulduğunu sözlerine ekledi.

Alman Milli Takımı oyuncusu Joshua Kimmich de ankete tepki göstererek bu tür şeylerin tamamen ırkçılık olduğunu belirtti.

Kimmich, futbolun farklı milliyet ve dinleri bir araya getdiğini vurgulayarak, "Bu, takım içinde konu bile olmadı. Futbolun içinde büyüyen herkes bunun tamamen saçmalık olduğunu bilir." dedi.

Anketteki soruları eleştiren Joshua Kimmich, futbolcuların kökenine ilişkin soruyu yanlış bulduğunu, böyle soruların gereksiz ve saçma olduğunu dile getirdi.

 

Bu arada Avrupa Futbol Şampiyonası'yla ilgili 5 Haziran'da yayınlanacak bir belgesel için yapılan ankette ise katılımcıların yüzde 21'i Alman Milli Takımı'nda "Geçmişte olduğu gibi daha fazla beyaz oyuncu oynasaydı daha iyi olurdu." şeklinde görüş beyan etti.

Ankete katılanları yüzde 65'i ise bu ifadeye katılmadığını bildirdi.

 

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit'in yaptığı yazılı açıklamaya göre, Scholz görüşmede Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımların ve sağlık hizmetlerinin sürdürülebilir şekilde iyileştirilmesi için çalışmalara devam edilmesini istedi.

 

Scholz görüşmede ABD Başkanı Joe Biden'ın 3 aşamalı önerisini memnuniyetle karşıladığını belirtti.

İkili, bölgedeki durum hakkında da görüş alışverişinde bulundu.

Scholz, ayrıca bölgesel bir çatışmadan duyduğu endişeyi vurguladı.

 

- Biden'ın ateşkes önerisi

ABD Başkanı Biden, 31 Mayıs'ta Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında, İsrail'in Gazze'deki ateşkes ve esirlerle ilgili yeni bir öneride bulunduğunu duyurmuştu.

Biden, İsrail'in 3 aşamadan oluşan yeni ateşkes önerisi sunduğunu ve ilk aşamada 6 haftalık ateşkes sürecinde İsrail'in Gazze'deki yerleşim yerlerinden çekilmeyi ve tarafların elindeki esirlerin bir bölümünün serbest bırakılmasını öngördüğünü bildirmişti.

 

İlk aşamada "İsrail güçlerinin Gazze'deki yerleşim yerlerinden tam olarak geri çekileceğini" açıklayan Biden, aynı süreçte öncelikle yaşlıların ve kadınların bulunduğu esirlerin serbest bırakılmasının ve Gazze'ye insani yardımların artmasının öngörüldüğünü ifade etmişti.

 

BERLİN (AA) - Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), hava yolu şirketlerinin bu yıl 30,5 milyar dolar kar elde etmesini beklediğini duyurdu.

Merkezi Kanada'nın Montreal kentinde olan IATA, küresel hava taşımacılığı sektörünün finansal görünümüne ilişkin raporunu yayımladı.

 

Raporda hava yolu şirketlerinin kar beklentileri, özellikle Avrupa'da son grevlere rağmen hava yolu şirketlerinin temel işçilik maliyetlerini kontrol altında tutması nedeniyle Aralık 2023'teki öngörü olan 25,7 milyar dolardan yukarı yönlü revize edilerek 30,5 milyar dolara yükseltildi.

Hava taşımacılığındaki şirketlerin gelirlerinin, bu yıl geçen yıla göre yüzde 9,7 artarak 996 milyar dolarla rekor kıracağı öngörülürken, toplam harcamaların yüzde 9,4 artarak 936 milyar dolarla en yüksek seviyeye ulaşacağı tahmin edildi.

Raporda, toplam yolcu sayısının 2024'te 4,96 milyara ulaşarak rekor kıracağı ve toplam hava kargo hacminin ise bu yıl 62 milyon tona çıkacağı öngörüldü.

 

IATA Genel Direktörü Willie Walsh, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Belirsizliklerin arttığı bir dünyada hava yolu şirketleri karlılıklarını artırmaya devam ediyor. Son dönemde yaşanan derin Kovid-19 dönemindeki kayıplar göz önüne alındığında, 2024'te beklenen toplam 30,5 milyar dolarlık net kar büyük bir başarı." ifadelerini kullandı.

Bu yıl rekor düzeyde yaklaşık 5 milyar hava yolcusu beklendiğini dile getiren Walsh, "Dahası, küresel ekonomi, müşterilere hava yoluyla ulaşan 8,3 trilyon dolarlık ticareti sağlamak için hava kargosuna güveniyor. Kuşkusuz havacılık, bireylerin ve ekonomilerin hedefleri ve refahı için hayati önem taşıyor. Hava yolu karlılığının güçlendirilmesi ve mali dayanıklılığın artırılması önemli." değerlendirmesinde bulundu.

Walsh, hava yolu sektörünün sürdürülebilir kar yolunda ilerlediğini belirterek, buna rağmen kapatılması gereken büyük bir boşluk olduğunu sözlerine ekledi.

 

Küresel havacılık şirketleri Kovid-19 salgınının ilk yılı olan 2020'de 140 milyar dolar zarar etmişti.

 

KÖLN (AA) - Almanya'nın güneyinde Münih kenti yakınındaki Schrobenhausen beldesinde meydana gelen sel nedeniyle 43 yaşındaki Türk vatandaşı Asuman Özen'in hayatını kaybettiği bildirildi.

 

Yetkililerden alınan bilgiye göre, Özen'in evinin bodrum katını su basması sonucu itfaiye su tahliye ve kurtarma çalışması yürüttü. Çalışmanın ardından Özen'in bodrum katında hayatını kaybettiği belirlendi.

Özen ailesini ziyaret eden Türkiye'nin Münih Başkonsolosu Süalp Erdoğan, Asuman Özen'in eşi Aşır Özen'e başsağlığı diledi.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Güney Bavyera Bölge Başkanı Mehmet Azal tarafından yapılan açıklamada da "DİTİB Schrobenhausen Derneğimizin Başkan Yardımcısının eși, yoğun yağmur sonucu oluşan sele evinin bodrum katında yakalanmış, boğularak vefat etmiştir. Bu haber camiamızı derinden üzmüştür." ifadesi kullanıldı.

 

- Üç baraj yıkıldı

Güney Almanya'nın büyük bir bölümünü etkisi altına alan aşırı yağışların oluşturduğu sel nedeniyle üç barajın yıkıldığı bildirildi. Birçok bölgeyi su bastı, yüzlerce kişi evlerinden tahliye edildi.

Bölgeyi ziyaret eden Başbakan Olaf Scholz, selden etkilenen bölgelere federal hükümet olarak yardım sözü verdi.

Bavyera Eyaleti Başbakanı Markus Söder, durumun ciddi ve kritik olduğunu belirterek, yardım çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

 

Hafta sonu boyunca devam eden aşırı yağışların ardından bazı bölgelerde suların çekilmeye başladığı ve su baskınları sonucu oluşan hasarın onarılması için çalışma başlatıldığı bildirildi.

Ülkenin güneyindeki yerel yetkililer, Pfaffenhofen an der Ilm'de dün meydana gelen sel nedeniyle başlatılan kurtarma operasyonu sırasında lastik botu alabora olan 3 itfaiyeciden birinin yaşamını yitirdiğini açıklamıştı.

 

 

 

BERLİN (AA) - Almanya Münih merkezli Avrupa'nın üçüncü büyük tur operatörü FTI, iflas başvurusunda bulundu.

FTI Group'tan yapılan açıklamada, FTI Group'un ana şirketi FTI Touristik GmbH'in, Münih Bölge Mahkemesine iflas başvurusunda bulunduğu belirtildi.

 

İflas başvurusunun sadece tur operatörü markası FTI Touristik için olduğu fakat daha sonra diğer grup şirketleri için de iflas başvurularının yapılacağı ifade edildi.

Nisan 2024'te ABD'li Certares liderliğinde bir konsorsiyum, FTI Group'u sembolik bir fiyat olan bir avro ve 125 milyon avro nakit kaynak karşılığında satın almak amacıyla teklifte bulunmuştu. Teklif, Alman rekabet kurumunun onayını bekliyordu.

FTI Group açıklamasında, ABD'li şirketin teklifinin ardından rezervasyonların düşmeye devam ettiği ve bazı tedarikçilerin avans ödemelerinde ısrar ettiği aktarıldı.

 

Açıklamada, seyahatlerine devam eden müşterilerinin süreçten etkilenmemeleri için bir yardım hattı ve bir internet sitesi açıldığı da ifade edildi.

Yaklaşık 11 bin çalışanı bulunan Alman şirket, Kovid-19 krizi döneminde Alman hükümetinin oluşturduğu Ekonomik İstikrar Fonu'ndan (WSF) yaklaşık 600 milyon avro yardım ile iflastan kurtarılmıştı.

FTI Group, 2022-2023 mali yılında 4,1 milyar avroluk satış gerçekleştirerek, TUI ve DER Touristik'in ardından Avrupa'nın en büyük üçüncü seyahat grubu olarak kayıtlara geçmişti.

 

Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt'a göre, FTI, çift haneli milyon tutarında kısa vadeli bir likidite açığı yaşadı. Hafta sonunda yapılan görüşmelerin ardından Alman Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı, şirkete daha fazla yardım yapılmasını reddetti.

 

İngiltere’de ülke genelinde 4 Temmuz’da gerçekleştirilecek genel seçimleri mevcut Muhafazakâr Parti'nin açık ara fark ile kaybedeceği şimdiden belli oldu gibi.

 

ABD’de de Kasım ayının ilk haftalarında Cumhurbaşkanı seçimleri yapılacak.

 

Avrupa Birliğinde ise seçimler bu hafta içinde, Perşembe sabahı başlayacak ve Pazar akşamı bitecek. Gidişat, Avrupa Birliği’nin oluşum prensiplerine aykırı doğrultuda.

 

Şöyle biraz gerilere gidelim, sonra sadede geleceğim.

 

1945 yılında Almanya’nın yenilgisi, ABD’nin zaferi ile sonlanan İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa kıtasının önde gelen İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya gibi ülkeleri kalkınabilmek ve eski günlere dönebilmek için ABD’nin siyasi/ ekonomik sömürgesi olmayı kurtuluş olarak görmüşlerdi.

 

ABD’nin baskısı ile sanayinin iki temel hammadde olan kömür ve çelik sektörünü güçlendirmek için 1951 yılında Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda birleşerek Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu (AKÇT) kurdu. ABD, AKÇT’yi hem siyasi hem de ekonomik olarak sıkı sıkıya kontrolü altına aldı. Gerekli olan tüm sermaye ABD’li şirketler tarafından sağlandı.

 

İkinci adım olarak ABD, kendi ihracat pazarını genişletmek, küresel ekonomiye ve finans dünyasına hükmetmek için AKTÇ üyeleri ile İngiltere’ye adeta aba altından sopa göstererek ellerindeki sömürgelerine bağımsızlık vermeye zorladı. Avrupa ülkelerinin sömürgelerine bağımsızlık vermeleri 1967 yılına kadar sürdü. Fransa, sanki de sömürgelerine bağımsızlık vermiş gibi kritik madenlere sahip sömürgelerini perde arkasından yönetmeye günümüze kadar devam etti.

 

Başa dönersek, İngiltere’de bu hafta içinde başlayacak ve hafta sonuna kadar sürecek olan seçimlerde Muhafazakarların iktidarı kaybedeceği, ana muhalefet partisi olan İşçi Partisi'nin de seçimi kazanacağı kesin. Her ne kadar seçimlerin birinci ve ikinci günü resmi iş günü olsa da, bize yabancı olan “Posta ile oy verme” ve “Arkadaş ile oy verme (Proxyvoting)” gibi yöntemlerle çalıştığı iş yerinden izin alamayan seçmenler oylarını kullanabilecek.

 

Avrupa Birliği seçimlerinde ise milliyetçi ve muhafazakar partiler yükseliş, Liberal ve Yeşiller partileri ise düşüş yolunda. Milliyetçi ve muhafazakar partiler yükselişe rağmen kendi içlerinde ikişer gruba ayrılmış durumda. Bir grup ABD taraftarı, diğeri de ABD karşıtı.

Avrupa Parlamentosunda bazı gruplar sandalye kaybederken bazıları da teslimiyetlerini arttıracak. Tabi şimdiden hangi grupların güçleneceği belli olmaya başladı. Özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un listesinin içinde yer aldığı Avrupa’yı Yenileme Grubu (Renew Europe) yüzde 17’lik bir kayıp yaşayacak. Buna karşın milliyetçilerin oluşturduğu Kimlik ve Demokrasi Grubu (Identity and Democracy) iki sıra birden yükselip 4’üncü sıraya oturacak.

 

AB’nin ana direklerinden olan Almanya ve Fransa arasında birkaç yıldır ciddi görüş ayrılıkları sürmesine rağmen Fransa, Almanya ve İtalya Parlamentodaki koltuk sayısını arttıracak. Bu da ABD’nin AB üzerindeki mutlak etkisinin devam edeceğine işaret ediyor.

 

Asıl önemli olan gelişme ise Avrupa Parlamentosu seçiminden sonra yaşanacak.

Avrupa Parlamentosu'nun gündemine “Avrupa Birliği'ndeki veto haklarının sona erdirilmesi veya oybirliği ile oylama ve karar alma süreçlerine son vermek” konusunun girecek olması.

 

Geçtiğimiz 12 ay boyunca Avrupa Birliği vatandaşı on binlerce kişi fikirlerini, Avrupa Birliği'nin geleceği ve endişelerinin tartışıldığı “Avrupa'nın Geleceği Konferansı”na iletti. Konferanstan çıkan en önemli sonuç “Avrupa Birliği'nin yarının dünyasında ayakta kalabilmesi için reform yapması ve Avrupa Birliği'ndeki veto haklarının sona erdirilmesi ve kararların oyçokluğu ile alınması” oldu.

 

Bunun sonucunda ne mi olacak? Sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti” gibi ülkeler artık “Veto Hakkı” ile Avrupa Birliğini, kendi siyasi ve mali çıkarları doğrultusunda tepe tepe kullanamayacak ve Avrupa Birliği’nin arkasına saklanamayacaklar.

 

Özetle, önümüzdeki yıllarda, özellikle Doğu Akdeniz ve Orta Doğu coğrafyasında farklı gelişmeler yaşanacak gibi…

 

Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN

KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi

KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili

 İngiltere’de ülke genelinde 4 Temmuz’da gerçekleştirilecek genel seçimleri mevcut Muhafazakâr Parti'nin açık ara fark ile kaybedeceği şimdiden belli oldu gibi.

 

ABD’de de Kasım ayının ilk haftalarında Cumhurbaşkanı seçimleri yapılacak.

 

Avrupa Birliğinde ise seçimler bu hafta içinde, Perşembe sabahı başlayacak ve Pazar akşamı bitecek. Gidişat, Avrupa Birliği’nin oluşum prensiplerine aykırı doğrultuda.

 

Şöyle biraz gerilere gidelim, sonra sadede geleceğim.

 

1945 yılında Almanya’nın yenilgisi, ABD’nin zaferi ile sonlanan İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa kıtasının önde gelen İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya gibi ülkeleri kalkınabilmek ve eski günlere dönebilmek için ABD’nin siyasi/ ekonomik sömürgesi olmayı kurtuluş olarak görmüşlerdi.

 

ABD’nin baskısı ile sanayinin iki temel hammadde olan kömür ve çelik sektörünü güçlendirmek için 1951 yılında Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda birleşerek Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu (AKÇT) kurdu. ABD, AKÇT’yi hem siyasi hem de ekonomik olarak sıkı sıkıya kontrolü altına aldı. Gerekli olan tüm sermaye ABD’li şirketler tarafından sağlandı.

 

İkinci adım olarak ABD, kendi ihracat pazarını genişletmek, küresel ekonomiye ve finans dünyasına hükmetmek için AKTÇ üyeleri ile İngiltere’ye adeta aba altından sopa göstererek ellerindeki sömürgelerine bağımsızlık vermeye zorladı. Avrupa ülkelerinin sömürgelerine bağımsızlık vermeleri 1967 yılına kadar sürdü. Fransa, sanki de sömürgelerine bağımsızlık vermiş gibi kritik madenlere sahip sömürgelerini perde arkasından yönetmeye günümüze kadar devam etti.

 

Başa dönersek, İngiltere’de bu hafta içinde başlayacak ve hafta sonuna kadar sürecek olan seçimlerde Muhafazakarların iktidarı kaybedeceği, ana muhalefet partisi olan İşçi Partisi'nin de seçimi kazanacağı kesin. Her ne kadar seçimlerin birinci ve ikinci günü resmi iş günü olsa da, bize yabancı olan “Posta ile oy verme” ve “Arkadaş ile oy verme (Proxyvoting)” gibi yöntemlerle çalıştığı iş yerinden izin alamayan seçmenler oylarını kullanabilecek.

 

Avrupa Birliği seçimlerinde ise milliyetçi ve muhafazakar partiler yükseliş, Liberal ve Yeşiller partileri ise düşüş yolunda. Milliyetçi ve muhafazakar partiler yükselişe rağmen kendi içlerinde ikişer gruba ayrılmış durumda. Bir grup ABD taraftarı, diğeri de ABD karşıtı.

Avrupa Parlamentosunda bazı gruplar sandalye kaybederken bazıları da teslimiyetlerini arttıracak. Tabi şimdiden hangi grupların güçleneceği belli olmaya başladı. Özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un listesinin içinde yer aldığı Avrupa’yı Yenileme Grubu (Renew Europe) yüzde 17’lik bir kayıp yaşayacak. Buna karşın milliyetçilerin oluşturduğu Kimlik ve Demokrasi Grubu (Identity and Democracy) iki sıra birden yükselip 4’üncü sıraya oturacak.

 

AB’nin ana direklerinden olan Almanya ve Fransa arasında birkaç yıldır ciddi görüş ayrılıkları sürmesine rağmen Fransa, Almanya ve İtalya Parlamentodaki koltuk sayısını arttıracak. Bu da ABD’nin AB üzerindeki mutlak etkisinin devam edeceğine işaret ediyor.

 

Asıl önemli olan gelişme ise Avrupa Parlamentosu seçiminden sonra yaşanacak.

Avrupa Parlamentosu'nun gündemine “Avrupa Birliği'ndeki veto haklarının sona erdirilmesi veya oybirliği ile oylama ve karar alma süreçlerine son vermek” konusunun girecek olması.

 

Geçtiğimiz 12 ay boyunca Avrupa Birliği vatandaşı on binlerce kişi fikirlerini, Avrupa Birliği'nin geleceği ve endişelerinin tartışıldığı “Avrupa'nın Geleceği Konferansı”na iletti. Konferanstan çıkan en önemli sonuç “Avrupa Birliği'nin yarının dünyasında ayakta kalabilmesi için reform yapması ve Avrupa Birliği'ndeki veto haklarının sona erdirilmesi ve kararların oyçokluğu ile alınması” oldu.

 

Bunun sonucunda ne mi olacak? Sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti” gibi ülkeler artık “Veto Hakkı” ile Avrupa Birliğini, kendi siyasi ve mali çıkarları doğrultusunda tepe tepe kullanamayacak ve Avrupa Birliği’nin arkasına saklanamayacaklar.

 

Özetle, önümüzdeki yıllarda, özellikle Doğu Akdeniz ve Orta Doğu coğrafyasında farklı gelişmeler yaşanacak gibi…

 

Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN

KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi

KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Mille

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı faaliyet gösteren DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği Yönetim kurulu üyesi ve Fürth Mevlana Camii Dernek Başkanı Refet Avcı’nın babası Remzi Avcı son yolculuğuna uğurlandı.

Tedavi gördüğü hastanede kalp ve nefes yetmezliği nedeniyle vefat eden Remzi Avcı’nın cenaze namazını, Nürnberg Din Hizmetleri Ataşesi Necmettin Saydan kıldırdı.

DİTİB Fürth Mevlana Camii’nde kılınan cenaze namazına, Prof. Ali Türkmenoğlu DİTİB Kuzey Bavyera Başkan yardımcısı Cemil Kimyacıoğlu ve Gülay Arık, Kadınlar Kolu Başkanı Özlem Ödemiş, Nürnberg ve çevresindeki sivil toplum kuruluşların temsilcileriyle birlikte çok sayıda vatandaşlarımız katıldı. Remzi Avcı’nın  cenazesi memleketi Hatay’ın Altınözü köyüne götürülerek, aile mezarlığında toprağa verildi.
Cenaze namazında kısa bir konuşma yapan DİTİB Mevlana Cami Başkanı Refet Avcı, taziyede bulunan Başkonsolosumuz Fatma Taşan Cebeci başta olmak üzere cenaze törenine katılan Prof. Ali Türkmenoğlu ve tüm katılımcılara teşekkür ederek, “hakkınızı helal edin” dedi.

 

Ilhan BABA - Fürth

 

 

 

 

Einsatzbereich umfasst neben Stadt und Landkreis Würzburg auch die Landkreise Kitzingen und Main-Spessart

 

In der Nacht auf den 2. Juni 2024 wird sich erstmals nach über 25 Jahren ein Krankentransportwagen (KTW) bei der Integrierten Leitstelle Würzburg über Funk zum Dienst melden. Mit der Einführung eines Krankentransportwagens im Nachtdienst will der Zweckverband für Rettungsdienst und Feuerwehralarmierung Würzburg vor allem die Besatzungen von Rettungswagen entlasten.

„Wenn der neue Krankenwagen in den Nachtstunden die zeitlich nicht so dringlichen Einsätze übernimmt, erhöhen wir die Verfügbarkeit unserer Rettungswagen für echte Notfälle. Schwerverletzte und -erkrankte werden davon profitieren, wenn die Rettungskräfte schneller vor Ort sind“, begründet Christine Haupt-Kreutzer, Vorsitzende des Zweckverbandes für Rettungsdienst und Feuerwehralarmierung (ZRF) die Entscheidung.

 

Die Finanzierung eines zusätzlichen KTW hatten die Krankenkassen als Kostenträger des Rettungsdienstes nach Mitteilung des Geschäftsleiters des ZRF abgelehnt. „Uns blieb also nichts Anderes übrig, als mit Zustimmung der Krankenkassen eine Tagschicht zu streichen und mit den Stunden eine Nachtschicht einzuführen“, erläutert Paul Justice, Geschäftsleiter des Zweckverbandes die Hintergründe. Volle Unterstützung habe er dabei von allen Rettungsdiensten, der Integrierten Leitstelle sowie vom Ärztlichen Leiter Rettungsdienst, Dr. Andreas Klinger, erhalten.

 

Das Würzburger Bayerische Rote Kreuz (BRK), die Malteser und die Johanniter wollen sich die Nachtschichten künftig untereinander aufteilen. Der Einsatzbereich des Nachtkrankenwagens ist groß und umfasst neben Stadt und Landkreis Würzburg auch die Landkreise Kitzingen und Main-Spessart. „Gerade in den Landkreisen ist es wichtig, die dort einzeln stationierten Rettungswagen für Notfälle freizuhalten und möglichst nicht mit Krankentransporten zu belegen“, erläutert Paul Justice die gemeinsame Strategie.

 

Manuel Schmitt, stellvertretender Leiter Rettungsdienst bei den Maltesern, ist sich sicher, dass der neue Krankenwagen regelmäßig die Nacht durchfahren wird. „Unsere Rettungswagen werden immer häufiger zu Einsätzen gerufen, bei denen der einfacher ausgestattete Krankenwagen ausreichend wäre“.

Uwe Kinstle, Regionalvorstand der Johanniter und Stefan Dietz, stellvertretender Geschäftsführer des BRK, hoffen auch auf einen positiven Aspekt im Hinblick auf den regionalen Fachkräftemangel im Rettungsdienst. „Notfallsanitäter sind inzwischen auch bei uns in Unterfranken Mangelware. Die sehr gut ausgebildeten Kollegen wollen und sollen möglichst nur in der Notfallrettung eingesetzt werden“.  

 

 

 

 

Kısa adı ABTTF olan Avrupa Batı Tırakya Türk Federasyonu yayınladığı basın bildirisinde,’Yunanistan Batı Trakya Fenerbahçeliler Derneğini kapatıyor! Duyurusunu yaptı.



“Bekir Usta dava grubunda AİHM kararları uygulanmadığı sürece AİHM’nin önüne benzer davaların geleceğini söylemiştik, maalesef haklı çıktık. Bekir Usta ve Diğerleri dava grubuna ilişkin AİHM kararlarının Yunanistan tarafından 16 yıldır uygulanmadığı şartlarda bugüne dek tüzük dışına çıkmamış bu derneğin kapatılması sadece derneğimizin değil toplumumuzun cezalandırılması için atılmış bir adımdır.”

Rodop Asliye Hukuk Mahkemesi 28 Mayıs 2024 tarihinde 2022 yılında “Batı Trakya Fenerbahçeliler Kültür ve Spor Derneği” ismi ile Gümülcine’de kurulan taraftar derneğinin kapatılmasına karar verdi.



6 Eylül 2023’te görülen duruşması sonrasında Rodop İli Tek Hakimli Asliye Hukuk Mahkemesi, 28 Mayıs’ta açıkladığı karar ile “Batı Trakya Fenerbahçeliler Derneği”nin tescilinin iptal edilmesine hükmetti.

“Batı Trakya Fenerbahçeliler Kültür ve Spor Derneği” ismi ile Gümülcine’de kurulan taraftar derneğinin adının yasaya aykırı olduğu iddiası ile derneğin tescilinin iptali istemiyle dava açılmış, 14 Haziran 2023 tarihli duruşmada itiraz geri çekilmişti. 16 Haziran 2023 tarihinde Rodop Asliye Savcılığı tarafından ikinci dava açılmış, iddianamede derneğin adında yer alan ‘Batı Trakya’ ifadesinin yasalara ve kamu düzenine aykırı olduğu ileri sürülmüştü. Dokuz ay içinde üçüncü kez yargı önüne çıkarılan derneğin kapatılması açılan davanın duruşması 6 Eylül 2023’te görülmüş, bu duruşmaya bölgedeki Kafkasköy (Thrilorio) Pontuslular Spor ve Kültür Derneği de Fenerbahçeliler Derneği aleyhine davaya müdahil olmuştu.



Konuya ilişkin olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu(ABTTF) Başkanı Halit Habip Oğlu, “Batı Trakya Fenerbahçeliler Derneği’nin kapatılması kararı karşısında büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor, dernek kurma özgürlüğünün açık bir ihlali olan bu kararı kınıyoruz. Bekir Usta dava grubunda AİHM kararları uygulanmadığı sürece AİHM’nin önüne benzer davaların geleceğini söylemiştik, maalesef haklı çıktık. Bekir Usta ve Diğerleri dava grubuna ilişkin AİHM kararlarının Yunanistan tarafından 16 yıldır uygulanmadığı şartlarda bugüne dek tüzük dışına çıkmamış bu derneğin kapatılması sadece derneğimizin değil toplumumuzun cezalandırılması için atılmış bir adımdır. Bu hak ve özgürlüklerimizin devlet eliyle gasp edilmesinde bir adım daha ileriye gitmektir. Bu hukuksuzluk karşısında sessiz kalmayacağız.”

Foto: DoğanTufan