Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
TİM ile İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) arasında Dış Ticaret Kompleksi’nde Türkiye'nin "Milli Uzay Programı" hedeflerine katkı sağlayacak bir iş birliği protokolü imzalandı.
Gülle, İnovaTİM'li öğrencilerinde hazır bulunduğu toplantıda yaptığı konuşmada, sürdürülebilir büyüme ve ihracatın yolunun katma değerli ihracat, Ar-Ge ve inovasyondan geçtiğini, üniversite-sanayi iş birliğinin de bu açıdan çok önemli olduğunu söyledi.
Üniversitelerdeki bilimsel kaynakların sanayiye aktarılarak ekonomik değere dönüşmesinin sağlanması gerektiğine dikkati çeken Gülle, "İmzaladığımız protokolle, İTÜ Uzay Sistemleri Tasarım ve Test Laboratuvarı bünyesinde, İnovaTİM koordinasyonuyla yürütülecek, 'Nano, Mikro, Küp Uydularda Çok Fonksiyonlu Güneş Paneli Ar-Ge Projesi'ni başlatıyoruz. Türkiye’nin en genç, en inovatif ailesi İnovaTİM’in, böylesine önemli bir projenin paydaşı olmasından ayrıca gurur duyuyoruz. Projemizle, nano, mikro ve küp uydularda kullanılan güneş panellerinin ekonomik üretim teknikleri ve geliştirme süreçleri üzerine kabiliyet kazanılmasını amaçlıyoruz. Projenin 2023 yılında amacına ulaşmasıyla birlikte düşük maliyetle ve yenilikçi teknikler ile geliştirilen güneş panellerinin ihraç seviyesine gelmesini öngörüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu panellerin ihracının kilogram başı ihracat değerimize de olumlu katkı sağlayacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Milli Uzay Programı heyecan verici"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçen ay açıklanan "Milli Uzay Programı"nın heyecan verici olduğunu dile getiren Gülle, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Göklere en çok yakışan bayrağımızı, hak ettiği yerlere taşıyacağız. Ayağımız dünyada, gözümüz uzayda olacak' açıklamalarının ardından harekete geçtik. İTÜ iş birliği ile hayata geçireceğimiz projemizle, yurt dışına bağımlı olduğumuz maliyetli bir uzay alt sistemini ülkemiz bilgi altyapısında geliştirerek, 2023 yılında, Milli Uzay Programımıza katkı sağlamayı hedefliyoruz. TİM’in kurulduğu günden beri, ekonomik bağımsızlık için ihracatın önemini anlatmaya, sürdürülebilir kalkınmanın yolunun ihracattan geçtiğini vurgulamaya devam ediyoruz ve etmeye da devam edeceğiz. Büyümeye, kalkınmaya ve istihdama yaptığımız katkıdan gurur duyuyoruz. Yeni iş birlikleri ve istişare mekanizmalarıyla 'İhracatla Yükselen Türkiye' için çalışmaya devam edecek, ülkemizin makro hedeflerine elimizden gelen katkıyı vermeyi sürdüreceğiz."
- "İnovaTİM etki alanı yüksek önemli projeler gerçekleştiriyor"
İsmail Gülle, 150 farklı üniversiteden binlerce üniversite öğrencisinin yer aldığı İnovaTİM’in gurur kaynağı olduğunu ve etki alanı yüksek önemli projeler gerçekleştirdiğini belirterek, "İnovaTİM Proje Takımları uluslararası yarışmalara katılarak ülkemizi başarıyla temsil ediyor. Liselerde Yapay Zeka ve İnovasyon Eğitimleri Projesi ile 10 bini aşkın liseli öğrenciye inovasyon, IoT ve yapay zeka üzerine eğitimler veriyor. İnovaTİM İnovasyon Yarışması ile dünyamızın sorunlarına yönelik yüzlerce çözümcü projeler üretiyor ve Z kuşağı üzerine bilimsel çalışmalar gerçekleştiriyor. İnovaTİM’in ilk Ar-Ge projesi olan “Nano, Mikro, Küp Uydularda Çok Fonksiyonlu Güneş Paneli Ar-Ge Projesi” ile de 100 İnovaTİM’li öğrencimiz proje süreçlerine dahil olarak know-how elde edecek. Bu projenin İnovaTİM’li öğrencilerimiz için ilk adım olduğunu biliyor ve dünyamızın sorunlarına çözüm üreterek ülkemizi gururlandıracağına inanıyoruz." diye konuştu.
Küreselde uzay çalışmalarının büyük bir hızla ilerlediğini ve 2020 yılında SpaceX’in 833 uyduyu konuşlandırdığını belirten Gülle, "Ayrıca yine her iki haftada bir gerçekleştirilecek fırlatmalarla, fırlatma başına 60'tan fazla uydunun yerleştirilmesi, toplamda ise uydu sayısının 42 bine çıkarılması planlanıyor." dedi.
- "Rekabet gücünü korumak ve artırmak yenilikçi ürün ve süreçler geliştirmekle mümkün"
İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu ise, "Türkiye İhracatçılar Meclisi’mizle birlikte imzaladığımız bu protokol, teknolojik tabanlı ürünlerimizin artırılması adına son derece güçlü bir adımdır." değerlendirmesinde bulundu
Üniversitelerin sanayi ve iş dünyasıyla sürekli temas halinde olması gerektiğini vurgulayan Koyuncu, şunları kaydetti:
“Gelişmiş ülke olmanın standardı bugün artık, dijitalleşme, veriye hakim olma, inovasyon yapma ve bütün bunların sonucunda da katma değeri yüksek ürünler geliştirmektir. Rekabet gücünü korumak ve artırmak ancak yenilikçi ürün ve süreçler geliştirmekle mümkündür. İTÜ, bir araştırma üniversitesi olarak markalaşmayı ve ihracatı hedefleyen firmalarımızın ihtiyaç duyduğu Ar-Ge, yenilikçi çalışmalar ve temel araştırmaları gerçekleştirecek akademik insan gücüne, araştırmacıya ve Ar-Ge altyapısına sahiptir."
- "Türkiye'nin uluslararası uzay projelerine girme şansı artar"
Astrofizikçi Dr. Umut Yıldız ise video konferans yoluyla yaptığı konuşmada, bu projenin gerçekleşmesini 2 yıldır beklediğini belirterek, bugün imzaların atılmasından dolayı mutlu olduğunu söyledi.
Projenin en önemli ayaklarından birinin gençlerin bu konuda çok daha fazla araştırma yapabilmesi olduğunu dile getiren Yıldız, "Projenin diğer önemli ayağı ise Türkiye'de uzayda çalıştığına emin olunan malzemelerin üretilmesine de vesile olmasıdır. Çünkü bu Türkiye için çok önemlidir. Türkiye ne kadar çok böyle parça üretirse gelecekteki uluslararası uzay projelerine girme şansının daha da artacağına eminim." dedi.
- İmzalanan protokolün detayları
Öte yandan, toplantıda aktarılanlara göre, üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirmeye ilişkin protokolle, İTÜ Uzay Sistemleri Tasarım ve Test Laboratuvarı bünyesinde, İnovaTİM koordinasyonuyla “Nano, Mikro, Küp Uydularda Çok Fonksiyonlu Güneş Paneli Ar-Ge Projesi” yürütülecek. Projenin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Türkiye’nin ilk Milli Uzay Programı Yol Haritası kapsamındaki 10 hedef arasından özellikle, "Uydu Üretiminin Tek Çatı Altına Toplanması ve Yerli Uydu Geliştirme Programı", "Uzay Sanayi Ekosisteminin Geliştirilmesi" ve "Uzay Farkındalığı ve İnsan Kaynağının Geliştirilmesi" hedeflerine doğrudan katkı sağlaması bekleniyor.
İnovaTİM’in ilk Ar-Ge Projesi kapsamında, 100 İnovaTİM’li öğrenci sürece dahil olarak know-how elde edecek. Yurt dışına bağımlı olunan çok maliyetli bir uzay alt sisteminin geliştirilmesi hedefleniyor. Projenin amacına ulaşmasıyla yurt dışında birçok ülkeye verilen küp uydu geliştirme eğitimlerinin ve ikili iş birliklerinin de katkısıyla güneş panellerinin ihraç seviyesine gelebileceği planlanıyor. Ayrıca, laboratuvar bünyesinde yetiştirilen bilim insanlarına ilave bir kabiliyet kazandırılacak ve ilerleyen çalışmalar için de özgüven artırıcı olacak.
- Küp, nano ve mikro uydunun önemi
Açıklamaya göre, uygulamalı ve bilimsel uzay araştırmaları için çok güçlü bir araç olarak görülen "küp uydu" ve "küçük uydu" kategorisinde yer alan uydu projeleri, tüm dünyada kabul görüyor. Bu projelerin artıları, maliyetlerinin çok daha düşük olması, personel yetiştirilmesi hususunda çok iyi bir yöntem olması ve düşük uzay bütçeli ülkelere dahi gerçekleştirme imkanı sunması olarak açıklanıyor.
Mevlid Kandili Mesajı
Miladi VI. Yüzyılın en önemli olayı, Allah’ın son ve evrensel mesajını insanlığa bildirecek olan Hz. Muhammed’in dünyaya gelişiydi. Bu kutlu doğum, bulanık akan insanlık nehrini arındıracak, yıkılan insanlık onur ve haysiyetini tekrar ayağa kaldıracak; zulmün yerini adaletin, ırkçılığın yerini eşitliğin, savaşın yerini barış ve toplumsal hoşgörünün alacağı son dönemin ilk tohumu olacaktı.
Kur’an’ın cehalet/kendini bilmezlik dönemi dediği bir çağda Abdullah oğlu Muhammed, kırk yaşına geldiğinde ikinci bir doğum daha yaşadı. Kur’an’ın doğumuyla birlikte artık o; ‘Allah’ın Elçisi Muhammed’ olmuştu. Allah’tan gelen ilahi emir, yasak ve tavsiyeler, sadece kendisi için değil; vicdanlarının üzerini örtmeyen herkesin hayatında yeni başlangıçlara vesile oldu. İnsanlığın son baharında yeşeren bu tohum önce filize, sonra fidana dönüştü. Gün geldi ağaç oldu, çiçeğe durdu. Hayatı boyunca sert rüzgârlara maruz kalan nübüvvetin son ağacı, meyve vermeye başlayınca taşlanır oldu. Oysaki bu ağacın gölgesi de herkese yeterdi meyvesi de… Çünkü o, sadece bir aileye veya bir topluma değil, tüm âlemlere rahmet olarak gönderilmişti.
Yaratıcının verdiği aklı, fikir süzgecinde damıtmayanlar, hayat ile vahiy arasında maalesef bağlantı kuramadı. Vicdanlarını toprağa gömenler, onun yansıttığı bu ışığı göremedi. Parmaklarıyla kulaklarını tıkayanlar, onun haykırışlarını duyamadı. İşte bu haykırışlardan biri de cennetin gülleri olan çocuklarla ilgiliydi. Doğan her çocuk, Allah’ın insandan ümit kesmediğinin habercisi; yarınlarımızın da mimarlarıydı. Bunu bilen Allah Rasulü, toplumdaki mevcut yanlış algıları yıkmak için çok mücadele verdi. Kendilerine yaşam hakkı tanınmayan, dışlanan, ‘istenmeyen çocuk’ ilan edilen kız çocuklarına ayrı bir önem verdi. Anne-babalara, kız çocuklarıyla ilgilenmenin, onlara iyi davranmanın cennetin anahtarı olduğunu müjdeledi.
Çocuklar, rahmet peygamberinin etrafında her zaman gülümseyerek dolaşırdı. Çünkü yanlarında onlara değer veren, tebessüm eden; onlarla konuşup şakalaşan, başlarını okşayan, güler yüzlü barış elçisi vardı. Kimi çocuk, baba sıcaklığını bulurdu onda; kimisi dede şefkatini… Çocuklar da onu çok severdi. Hasta olan çocukları ziyaret eden, kuşu ölen bir çocuğu teselli etmek için evine başsağlığına giden engin merhametli bir kişi, nasıl olur da sevilmezdi? Secdede sırtına çıkan çocukların oyunları bozulmasın diye secdelerini uzatan, cuma günü cemaate hitap ederken gördüğü torununu aşağı inerek kucağına aldıktan sonra, hutbesine kucağında çocukla kaldığı yerden devam eden örnek bir gönül insanıydı o. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen ve bunu bir iftihar vesilesi gören toplumun arasında, “onlar bizim başımızın tacıdır” dercesine omzunda kız çocuğuyla dolaşan biri varsa, o da ‘Muhammed’ül Emin’di.
Böylesi bir toplumsal farkındalığa, insanlığın o gün olduğu kadar bugün de muhtaç olduğunu düşünüyoruz. Dünya, çocuklarla güzel; mutlu çocuklarla daha da güzeldir. Bu hassasiyete yeniden odaklanmak adına bu yıl, Mevlid-i Nebi Haftası’nın teması ‘’Hz. Peygamber ve Çocuk’’ olarak belirlenmiştir. Gerek hafta boyunca düzenlenecek olan etkinliklerle, gerekse sosyal medya aracılığıyla paylaşılan yayınlarla, o rahmet elçisinin çocuklara olan ilgi, alaka ve şefkatini bir kez daha hatırlama fırsatı bulacağız.
Biz Müslümanlara düşen en önemli vazife, onun çocuklara karşı göstermiş olduğu hoşgörü ve şefkati, hayatımızda bizzat uygulayarak ona ümmet olma iddiamızı ispat etmek olacaktır. Bu vesileyle 28 Ekim Çarşamba akşamı idrak edeceğimiz Mevlid Kandili’nin ve Mevlid-i Nebi Haftamızın dünya çocukları başta olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Kazım TÜRKMEN
DİTİB Genel Başkanı