Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

BERLİN (AA) - Almanya'nın önemli ekonomi ve düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), küresel tedarik zincirinden uzaklaşarak uluslararası üretimin Almanya'ya taşınmasının Alman ekonomisine yarardan çok zarar vereceğini belirtti.

 

Merkezi Münih'te bulunan Ifo'nun Ekonomi Merkezi Direktörü Lisandra Flach ve Dış Ticaret Uzmanı Andreas Baur tarafından hazırlanan "Bir Günah Keçisi Olarak Küreselleşme? Koronavirüs Pandemisinde Uluslararası Tedarik Zincirleri" başlıklı çalışma yayımlandı.

Çalışmaya göre, Kovid-19 salgınında bozulan küresel tedarik zincirleri nedeniyle giderek daha fazla tartışılan uluslararası üretimin Almanya'ya taşınması Alman GSYH'sini yüzde 10 düşürebilecek.

 

Ifo Uluslararası Ekonomi Merkezi Direktörü Lisandra Flach, konuya ilişkin değerlendirmesinde, Alman şirketlerince dışarıda üretilen katma değerin bir kısmının Almanya'ya geri getirilmesinin, daha az rekabetçi faaliyetlerin ülkedeki katma değere karışımında aniden büyük paylar kazanması anlamına geleceğini belirtti.

Hesaplamalarının, başka hiçbir ülkenin benzer bir strateji izlemeyeceği veya karşılık olarak misilleme tarifeleri uygulamayacağı yönünde olduğunu aktaran Flach, "Bu nedenle tedarik zincirini ulusallaştırmanın olumsuz etkileri daha da yüksek olabilir." ifadesini kullandı.

 

Ifo Dış Ticaret Uzmanı Andreas Baur ise "Tedarik zincirlerini yeniden düzenlemeye yönelik küresel bir eğilim olsaydı Alman ekonomisi için riskler gerçekten çok yüksek olacaktı. Daha sonra yurt dışında kullanılmak üzere Almanya'da ara malların üretimi, Alman katma değerine 600 milyar dolardan fazla katkıda bulunuyor." değerlendirmesinde bulundu.

Die Handwerkskammer für Oberfranken unterzeichnete am 18. Januar 2022 den Kaufvertrag für ein Grundstück an der Forchheimer Straße direkt neben der Brose Arena und macht damit einen weiteren wichtigen Schritt zur Modernisierung der Ausbildungsstätten für den Fachkräftenachwuchs und die Zukunft des Handwerks in der Region Bamberg und Oberfranken.

In den vergangenen Jahren hatten sich die Handwerkskammer und die Stadtverwaltung intensiv darum bemüht, einen optimalen Standort für das neue Berufsbildungs- und Technologiezentrum (BTZ) der Handwerkskammer für Oberfranken West zu finden. „Trotz des knappen Flächenangebotes im Stadtgebiet ist es uns gelungen, dass wir ein Grundstück in exzellenter Lage, in erster Reihe und mit einer optimalen Erreichbarkeit anbieten konnten“, so Oberbürgermeister Andreas Starke.„Ich freue mich, dass die Handwerkskammer durch dieses Bildungszentrum nachhaltig das Handwerk in Oberfranken West und besonders in Bamberg stärkt“, betonte Starke. Denn das Handwerk habe am Wirtschaftsstandort Bamberg traditionell eine große Bedeutung: Mit 3.493 Handwerksbetrieben und 1.219 Lehrlingen im Jahr 2020 stehe die Region Bamberg an der Spitze Oberfrankens und möchte sich diesen Spitzenplatz natürlich auch in Zukunft sichern. 

Auch der Präsident der Handwerkskammer, Matthias Graßmann, freute sich über den jetzt vollzogenen Erwerb des 32.500 Quadratmeter großen Grundstücks in bester Lage. „Die Handwerkskammer macht damit einen wichtigen Schritt in Richtung Modernisierung ihrer Bildungsinfrastruktur.“ Und auch wenn es noch etwas dauere, bis der Neubau an der Forchheimer Straße beginnen könne, sei das Vorhaben ein wichtiges Signal an die Betriebe, aber auch an Jugendliche und ihre Eltern. „Das Handwerk bietet jungen Menschen in Oberfranken langfristig beste Voraussetzungen für eine Ausbildung und spätere Qualifizierung – und natürlich auch für den ganzen Berufsweg.“

Nachdem die Handwerkskammer zuletzt eine Einigung mit dem Handwerk in Coburg über den Erhalt des dortigen Ausbildungsstandortes erzielt hatte und in der Vollversammlung die Weichen gestellt wurden, war der Ankauf des Areals der nächste logische Schritt. Beim Termin in der Flussmeisterstelle der Kreishandwerkerschaft Bamberg unterzeichneten Oberbürgermeister Andreas Starke, Matthias Graßmann, Präsident der Handwerkskammer für Oberfranken, und Reinhard Bauer, Hauptgeschäftsführer der Handwerkskammer für Oberfranken, offiziell den Grundstücksvertrag.

Wie es mit den Planungen für das Bildungszentrum weitergehe, skizzierte der Hauptgeschäftsführer der Handwerkskammer. „Der Gutachter hat seine Stellungnahme zu unseren Vorhaben in Oberfranken West bereits an das Bundesinstitut für Berufsbildung (BIBB) übermittelt“, bestätigte Bauer. Dort prüften die Fördergeber nun die Details. „Erst nach Abschluss dieser Prüfung wissen wir, welche Kapazitäten wir tatsächlich bauen können.“ Dieser Zeitpunkt sei dann gleichzeitig der Startschuss für den Beginn der konkreteren Planungen für den Neubau in Bamberg und die Modernisierung des BTZ in Coburg. „Das Gutachten umfasst ja beide Standorte“, erklärte Bauer. Der Kauf des Grundstücks ist dennoch ein Meilenstein. „In Oberfranken West – sprich Bamberg und Coburg – geht es voran!“

Bildunterschrift:
Im Bild vorne bei der Vertragsunterzeichnung (v.l.): Oberbürgermeister Andreas Starke, Präsident der Handwerkskammer Matthias Graßmann und Hauptgeschäftsführer Reinhard Bauer. Dahinter (v.l.) Bernhard Dotterweich vom städtischen Immobilienmanagement, Wirtschaftsreferent Dr. Stefan Goller, Werner Oppel, Kreishandwerksmeister Forchheim, Christian Herpich,

Vizepräsident der HWK Oberfranken, und Manfred Kreishandwerksmeister Bamberg.
Foto: Pressestelle / Steffen Schützwohl

Auskünfte zum Thema:

STADT BAMBERG Amt für Bürgerbeteiligung, Presse- und Öffentlichkeitsarbeit Steffen Schützwohl, Rathaus Maxplatz, Maximiliansplatz 3, 96047 Bamberg Tel.: 0951/87-1022, E-Mail: Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!

 

BERLİN (AA) - Almanya'nın yeni koalisyon hükümeti, emekli maaşlarının gelecekte de istikrarlı bir şekilde ödenebilmesi, demografik dengesizliği ve iş gücü eksikliğini gidermek için her yıl yurtdışından 400 bin nitelikli işçi almak istiyor.

Hür Demokrat Parti (FDP) Meclis Grup Başkanı Christian Dürr, Alman Wirtschaftswoche dergisine verdiği röportajda, Alman ekonomisindeki nitelikli çalışan eksikliğini gidermek için federal hükümetin göçmenlik politikasını hızla gözden geçirmek istediğini söyledi.

Dürr, “Nitelikli işçi sıkıntısı o kadar ciddi hale geldi ki ekonomimizi önemli ölçüde yavaşlatıyor.” dedi.

Almanya’nın yaşlanan “iş gücü sorununu” ancak modern bir göç politikasıyla kontrol altına alabileceğine işaret eden Dürr, "Yurt dışından 400 bin nitelikli işçi sayısına mümkün olan en kısa sürede ulaşmamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Almanya'da Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) arasında koalisyon hükümeti, Avrupa Birliği dışındaki ülkelerden Almanya’da çalışmak isteyen nitelikli çalışanlar için bir puan sistemi ve ülkeyi daha çekici kılmak için ulusal asgari ücretin saatini 12 avroya yükseltmek konusunda anlaşmıştı.

Nüfus yaşlanıyor, ekonomik büyüme olumsuz etkileniyor

Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis) verilerine göre, 83,2 milyon nüfusuyla AB'nin en kalabalık üyesi olan Almanya'nın nüfusu uzun yıllardır “düşük doğum oranları ve dengesiz göçün” ardından giderek yaşlanıyor.

Almanya'da yaşlı nüfusun artması, çalışan genç nüfusun karşılaması gereken emeklilik sistemi ile sağlık sistemi için yükün artması anlamına gelirken, yaşlanan nüfus nedeniyle Alman ekonomisi her yıl yüz binlerce nitelikli göçmene ihtiyaç duyuyor.

Destatis projeksiyonunda, ülkede emeklilerin sayısının 2035 yılına kadar yüzde 22 artarak 20 milyona yükseleceği öngörülüyor. Almanya, nüfusun yaşlanmasıyla küçülen bir iş gücü ile karşı karşıya kalırken, Merkel hükümeti Alman iş dünyasından kamu emeklilik sisteminde reform yapmak ve göç yasasını daha esnek hale getirmek için daha fazla adım atma çağrılarını büyük ölçüde görmezden geldiği aktarılıyor.

Azalan iş gücü aynı zamanda Almanya'nın kamu emeklilik sistemini de zorluyor. Ülkede emekli olma yaşı 2031 yılına kadar kademeli olarak 65'ten 67'ye yükseltilirken, yaş sınırının 2042’ye kadar 68’e çıkarılması da tartışılıyor.

Emeklilik sistemin de daha az sayıda çalışan, daha uzun bir yaşam süren ve giderek artan bir emeklilerin maaşlarını finanse etmek zorunda kalıyor.

Yaşlanan nüfusun ekonomik büyümeye etkisi konusunda Almanya düşünce kuruluşlarından uyarılar gelmeye devam ediyor. Almanya’nın önde gelen ekonomi enstitülerinden Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW), 24 Eylül’deki değerlendirmesinde Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’da demografik değişimin ekonomik büyümeyi yavaşlattığına dikkati çekti.

Enstitü tarafından yapılan analizde, “Almanya yaşlanıyor, iş gücü piyasasını etkiliyor ve ekonomik güce mal oluyor” değerlendirmesi yer alırken, yaşlanan nüfusun büyüme hızını 2026’da yüzde 0,9'un altına düşüreceği öngörülüyor. Analizde, “Bu, potansiyel büyümenin uzun vadeli ortalaması olan yüzde 1,4’ün 0,5 puan altında olacağı ve ülkenin büyüme potansiyelin üçte birinden fazlasını kaybedeceği anlamına geliyor.” ifadeleri yer alıyor.

Ülkede istihdamın 2023’de 46 milyonun biraz altında zirve yapmasının beklendiğine yer verilen analizde, 2023’ten sonra emekli olacak insanların işe yeni başlayanlardan daha fazla olması bekleniyor. Daha fazla göç ve iş gücü piyasasına daha yüksek katılım oranının demografik değişimin etkisini azalttığı fakat durduramadığı vurgulanan analizde, "2026'dan itibaren Almanya, her yıl tahmini olarak 130 bin çalışma çağındaki kişiyi kaybedecek." değerlendirmesi dikkati çekiyor.

Uzmanlar, yurt dışından daha fazla göç, ebeveynlerin iş piyasasına katılımını artırmak için daha iyi çocuk bakım hizmetleri ve yaşlıları mümkün olduğunca uzun süre çalışır durumda tutmak için daha esnek çalışma süresi modelleri ile bu sorunun hafifletilebileceğini belirtiyor.

Almanya'nın önemli ekonomi ve düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü de iş gücü piyasasına giren gençlerden daha fazla yaşlı işçi emekli olduğundan, 2022'de iş gücünün 300 bin fazla kişi daralacağını tahmin ediyor.

Almanya'da toplam istihdam, 2021’de ise yeni tip koronavirüs (Kovid-19) krizi nedeniyle 2020’ye göre sadece 7 bin artarak 44,9 milyon kişiye yükselmişti.

BERLİN (AA) - Almanya'nın Chemnitz kentindeki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'ne (DİTİB) bağlı Fatih Camisinin avlusunda çıkan yangın nedeniyle soruşturma başlatıldı.
 
Chemnitz polisinden yapılan açıklamada, gece 23.00 sıralarında çıkan yangın nedeniyle kundaklama şüphesi dahil olmak üzere çok yönlü soruşturma başlatıldığı ifade edildi.
 
Cami derneği başkanı Enis Sezgi, AA muhabirine, polisin kendisini araması sonucunda yangından haberdar olduklarını söyledi.
 
Sezgi, avludaki inşaat malzemesi dolu konteyner ile çöp bidonlarının yanması sonucu is ve koku oluştuğunu, itfaiyenin bina içinde ne kadar kapı varsa kırdığını, bu nedenle caminin ibadete kapatıldığını vurguladı.
 
Yangının nasıl çıktığı konusunda henüz net bir bilgilerinin olmadığını dile getiren Sezgi, caminin posta kutusuna zaman zaman İslam karşıtı ve domuz karikatürleri atılarak tehditler aldıklarına dikkati çekti.
 
Sezgi, olayın kundaklama, normal yangın ya da aşırı sağcı bir saldırı olup olmadığının yapılan soruşturma sonrası belli olacağını sözlerine ekledi.
Berlin Din Hizmetleri Ataşesi Emre Şimşek de yangın nedeniyle caminin kullanılamaz halde olmasından üzüntü duyduklarını ancak can kaybı ve yaralı olmamasının sevindirici olduğunu belirtti.
 
Şimşek, camiye yeni atanan din görevlisinin henüz göreve başlamadığını vurguladı.
 
Berlin Başkonsolosu Olgun Yücekök ise yangına ilişkin Saksonya Emniyeti ile temasa geçildiğini, soruşturmanın yakından takip edildiğini aktardı.
Yücekök, olayın bir an önce aydınlığa kavuşturulmasını istediklerini kaydetti.
BERLİN (AA) - Fransız otomobil üreticisi Renault Grubu'nun otomobil ve hafif ticari araç satışları, yarı iletken kıtlığı nedeniyle 2021'de yüzde 4,5 gerileyerek küresel satışlardaki düşüş serisini üçüncü yıla taşıdı.
 
Dacia markasını bünyesinde bulunduran Renault Grubu'ndan yapılan açıklamada, şirketin dünya genelinde otomobil ve hafif ticari satışlarının geçen yıl 2020'ye kıyasla yüzde 4,5 düşerek 2 milyon 696 bin 401'e gerilediği bildirildi.
2021 ile birlikte Renault Grubu'nun küresel satışlarda düşüş serisi üçüncü yıla taşınırken, 2020'de küresel satışlar yüzde 21,3 ve 2019'da yüzde 3,4 gerilemişti.
 
Söz konusu dönemde Renault markasının satışları yüzde 5,3 azalışla 1 milyon 693 bin 609 olarak gerçekleşirken, Dacia markasının satışları yüzde 3,1 artarak 537 bin 95'e yükseldi.
 
Açıklamada, Renault markasının Avrupa'da elektrikli otomobil pazarındaki konumunu güçlendirdiği belirtilerek, "E-TECH serisi (elektrik ve hibrit motorlar), 2021'de Avrupa'daki Renault otomobil satışlarının yüzde 30'unu oluşturdu. Bu oran 2020'de yüzde 17 olmuştu." denildi.
Selçuk Üniversitesi Karapınar Aydoğanlar Meslek Yüksekokulu ile MEDAŞ arasındaki protokolün imzalarını, Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah Eken ve MEDAŞ Genel Müdürü Erol Uçmazbaş imzaladı. İmza törenine Karapınar Kaymakamı Oğuz Cem Murat, Karapınar Belediye Başkanı Mehmet Yaka, Karapınar Aydoğanlar MYO Müdürü Öğr. Gör. Naim Çağlar Diri, MEDAŞ yetkilileri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
 
ÖĞRENCİLERE İSTİHDAM İMKANI SUNULACAK
Protokole göre Alternatif Enerji Kaynakları Teknolojisi Programı’nda eğitim gören 8 öğrenci, hizmet içi eğitim faaliyetleri kapsamında kurs, seminer ve saha eğitimlerine katılacak. Öğrencilere, faaliyet alanlarıyla ilgili işbaşı eğitimi verilmesinin yanı sıra alternatif enerji kaynakları konusunda geliştirme faaliyetlerinin yeni teknolojilere ve uygulamalara dayalı saha faaliyetleri ile desteklenmesi de amaçlanıyor. Ayrıca öğrencilere MEDAŞ’a bağlı işletmede zorunlu stajlarını/mesleki uygulamalarını yapma imkanı da sunuluyor. Öğrencilere eğitim sezonu boyunca (6 ay) günlük 140 TL tutarında burs verilecek ve sigortaları yapılacak. İsteyen öğrenciler, mezuniyetleri sonrasında MEDAŞ/Alcen bünyesindeki iş yerlerinde istihdam edilebilecek.
BERLİN (AA) - Uluslararası Para Fonu (IMF), gelişmekte olan ekonomilerin ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artışına karşı hazırlık yapması gerektiğini belirtti.
 
IMF yöneticileri Stephan Danninger, Kenneth Kang ve Helena Poirson, Fed'in para politikasını sıkılaştırmasına ilişkin ortak bir blog yazısı kaleme aldı.
Yazıda, Fed'in beklenenden daha hızlı hareket etmesinin finansal piyasaları sarsabileceği, yurt dışında sermaye çıkışları ve para biriminin değer kaybetmesini tetikleyebileceği belirtildi.
 
ABD ekonomik büyümesinin devam etmesinin beklendiği aktarılan yazıda, ABD'de enflasyonun yılın ilerleyen aylarında ılımlı bir şekilde düşmesinin beklendiği kaydedildi.
Yazıda, ABD'de para politikasının kademeli olarak sıkılaştırılmasının gelişmekte olan piyasalar üzerinde çok az etkisi olacağı belirtilerek, gelişmekte olan ekonomiler için Fed'in beklenenden daha hızlı faiz artırımları ve artan Kovid-19 vakalarının oluşturduğu risklere işaret edildi. Yazıda, "Gelişmekte olan ekonomiler, olası ekonomik türbülans nöbetlerine hazırlanmalı." denildi.
 
Fed'in daha hızlı faiz artışının finansal piyasaları sarsabileceği ve küresel olarak finansal koşulları sıkılaştırabileceği aktarılan yazıda, "Bu gelişmeler, ABD talebinin ve ticaretinin yavaşlamasına neden olabilir. Aynı zamanda gelişmekte olan piyasalarda sermaye çıkışlarına ve para biriminin değer kaybetmesine yol açabilir." ifadeleri kullanıldı.
KÖLN (AA) - Batı Alman Radyo ve Televizyon Kurumu (WDR) bünyesinde 1964 yılında yayın hayatına başlayan ve ülkedeki ilk Türkçe yayın olma özelliği taşıyan "Köln Radyosu"nun ismi "Cosmo Türkçe" olarak değiştirildi ve internet üzerinden podcast olarak yayınlanmaya başlandı.

Cosmo Türkçe Sorumlu Editörü Tuncay Özdamar, WDR'in iki yıl önce bir dijitalleşme süreci başlattığını ve tüm ana dil yayınlarının podcast formatında yayınlanması kararı alındığını belirterek, Köln Radyosu'nun da bu karar çerçevesinde Cosmo Türkçe'ye dönüştürüldüğünü belirtti.

Özdamar, yeni podcast yayınlarının Köln Radyosu konularından çok farklı olmayacağını ifade ederek, şunları söyledi:

"Avrupa'da yada Türkiye'de yaşayan ve Türkçe konuşan insanları doğrudan ilgilendiren konuları doğrudan ve derinlemesine ele alacağız. Köln Radyosu'nda her gün 3-4 konumuz olurdu ama artık şimdi tek bir konumuz olacak. Bu konuyu biz derinlemesine ve farklı perspektiflerden, farklı boyutlarıyla ele alacağız. Yeni Alman hükümetinin göçmen politikası, 20 yaşına giren 'avro', Almanya'daki konut problemi, yeni hükümetin iklim politikası, yabancılar konusundaki ayrımcılık, yabancı düşmanlığı gibi konuların arka planlarını vererek, bu tür konuları ele alacağız."

Podcast dinlenebilen tüm ortamlarda "Cosmo Türkçe" ismiyle yer alacaklarını dile getiren Özdamar, "Köln Radyosu deyince buradaki insanların tüyleri ürperiyor çünkü burada artık kimliğimizin bir parçası. 1964 yılından beri Almanya'daki göç sürecine eşlik etti, insanlara ışık tuttu, insanlara yoldaş oldu, yerine göre vatan oldu, Türkiye oldu, sıla hasretini giderdi. Türkçe Cosmo'ya geçişle birlikte bir gözümüz ağlıyor, bir gözümüz gülüyor. Verilen kararlara uymak ve dijital çağa ayak uydurmak zorundayız. Cosmo Türkçe ile daha geniş ve daha genç kitlelere ulaşmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Özdamar, internetin yanı sıra Köln Radyosu dinleyicilerinin alışık olduğu radyo frekansından da her gün yerel saatle 20.00'da Türkçe Cosmo podcast'lerin yayınlanacağını söyledi.

BERLİN (AA) - Avro Bölgesi'nde yatırımcı güven endeksi, salgındaki 4. dalgaya rağmen yılın ilk ayında yükseldi.

Piyasalara ilişkin araştırmalar yapan ve merkezi Frankfurt'ta bulunan Sentix, ocak ayına ilişkin Avro Bölgesi Genel Yatırımcı Güven Endeksi verilerini açıkladı.

Buna göre, geçen ay 13,5 puan olan Avro Bölgesi Genel Yatırımcı Güven Endeksi, ocakta 1,4 puanlık artışla 14,9 puana yükseldi. Endekse ilişkin beklenti, 12 puana gerilemesi yönündeydi.

Yatırımcıların gelecek 6 aya ilişkin beklentilerini ölçen Beklentiler Endeksi de 13,8 puandan 13,5 puana indi.

Mevcut Durum Endeksi ise 13,3 puandan 16,3 puana çıkarak Ekim 2021'den bu yana olan düşüşüne son verdi.

Sentix Genel Müdürü Patrick Hussy, konuya ilişkin değerlendirmesinde, yeni yılda Omicron ve bununla artan Kovid-19 vaka sayılarına rağmen yatırımcıların, ekonomik toparlanmadaki ivmenin önümüzdeki dönemde durmasını beklemediğini belirterek, "Aksine, yatırımcıların beklentileri istikrar kazanıyor ve mevcut ekonomik durumun değerlendirilmesi dünya genelinde daha da iyileşiyor." ifadesini kullandı.

Hussy, 2021'deki tedarik dar boğazları ve kalıcı yüksek enflasyon oranlarının devam ettiğini, bunun da şirketlere zor anlar yaşattığını ve ekonomide belirli bir fren etkisi oluşturduğunu aktardı.

Yatırımcı güveni anketi, 6-8 Ocak'ta 1.163 yatırımcının katılımıyla gerçekleştirildi.

Öte yandan, Avro Bölgesi'nin en büyük ekonomisi olan Almanya için Sentix Yatırımcı Güven Endeksi, ocakta 2,6 puanlık artışla 17 puana yükseldi. Endeksin 5 aydır art arda düşüş göstermesinin ardından yükselişe geçmesi dikkati çekti. Almanya'da Mevcut Durum Endeksi ise 13,8'den puandan 19 puana çıktı.

Kasımda aylık bazda yurt içi siparişler yüzde 2,5 düşerken, yabancı siparişlerde yüzde 8 artış görüldü.
 
BERLİN (AA) - Almanya'da fabrika siparişleri, yabancı siparişlerin güçlü artışının etkisiyle kasımda yüzde 3,7 artış gösterdi. Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), kasım ayına ilişkin fabrika siparişleri geçici verilerini açıkladı. Buna göre, ülkede üretilen ürünler için siparişler, kasımda bir önceki aya kıyasla yüzde 3,7 arttı. Söz konusu artış, ekimdeki yüzde 5,8’lik düşüşten sonra geldi.
 
Fabrika siparişlerine ilişkin piyasa beklentisi, aylık bazda yüzde 2,1 artması yönündeydi. Siparişler, Kasım 2020'ye göre ise yüzde 1,3 artış kaydetti.
 
Almanya'da kasımda aylık bazda yurt içi siparişler yüzde 2,5 düşerken, yabancı siparişlerde yüzde 8 artış görüldü.
 
Söz konusu dönemde Avro Bölgesi'nden yeni siparişler ekim ayına göre yüzde 13,1 ve diğer ülkelerden Almanya'ya gelen siparişler yüzde 5 arttı.
Kasımda ara malı üreticilerinin siparişleri aylık bazda yüzde 1,2, sermaye malı siparişleri yüzde 5,3 ve tüketim malı üreticilerinin siparişleri de yüzde 3,8 arttı.
 
Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Bu (artış), ekonomik faaliyetler mevcut tedarik darboğazları tarafından baskılamaya devam etse de, ekonomik görünüm için olumlu bir ivme sağlıyor." ifadesine yer verildi.
 
Uzmanlar, Alman sanayisindeki sipariş defterlerinin dolu olmasına rağmen, ham madde ve mikroçip gibi malzemelerdeki darboğazlar nedeniyle fabrikalarda üretimin tıkandığını belirtiliyor.
 
VP Bank Başekonomisti Thomas Gitzel, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Bu arada, şu andaki malzeme sıkıntısı göz önüne alındığında, rekor düzeyde yüksek sipariş birikiminin meyvelerinin hasat edilememesi sorunu devam ediyor." dedi..
 
Alman ekonomisi, özel tüketimin artması nedeniyle geçen yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,8'lik büyüme kaydetmişti.
Almanya'da hükümet, 27 Ekim’de 2021 için daha önce yüzde 3,5 olarak açıklanan resmi büyüme beklentisini Kovid-19 salgınının kalıcı etkileri ve tedarik zincirindeki sıkıntılardan dolayı aşağı yönlü revize ederek yüzde 2,6'ya çekti.