Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 
- Otomotiv sektöründe takvim etkisinden arındırılmış üretim, aylık bazda ağustostaki yüzde 15,4'lük artışın ardından eylülde yüzde 7,8 geriledi
 

BERLİN (AA) - Almanya'da sanayi üretimi, otomotiv sektöründeki zayıflığın etkisiyle eylülde bir önceki aya göre yüzde 2,5 geriledi.

Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), sanayi üretimine ilişkin eylül ayı geçici verilerini açıkladı. Buna göre, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, eylülde bir önceki aya göre yüzde 2,5 düştü.

 

Alman şirketleri, sipariş yetersizliğinden şikayetçi olurken, sanayi üretiminin ağustosta yüzde 2,6 artmasının ardından eylülde tekrar gerilemesi dikkati çekti. Piyasalarda sanayi üretimine ilişkin beklenti eylülde yüzde 1 düşmesi yönündeydi.

Geçici verilerde aylık yüzde 2,9 artış olarak açıklanan ağustos ayı sanayi üretimi verisi de yüzde 2,6 olarak revize edildi

Veriler, eylülde bir önceki aya göre enerji ve inşaat hariç sanayi üretiminin yüzde 2,7 düştüğünü ortaya koydu. Söz konusu dönemde sanayi üretimi içerisinde sermaye malı üretimi yüzde 4 ve ara malı üretimi yüzde 1,6 geriledi. Tüketim malları üretiminde yüzde 1,4, enerji üretiminde yüzde 2,1 ve inşaat üretiminde yüzde 1,4 düşüş yaşandı.

 

Sanayi üretimi eylülde geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 4,6 azaldı

Destatis açıklamasında, "Otomotiv sektöründe takvim etkisinden arındırılmış üretim, Ağustos 2024'teki yüzde 15,4'lük artışın ardından Eylül 2024'te bir önceki aya kıyasla yüzde 7,8 düştü. Otomotiv endüstrisinde gözlemlenen önemli dalgalanmalar, geçtiğimiz aylarda üretimin genel gelişimi üzerinde ciddi bir etki oluşturdu.” ifadeleri yer aldı.

Açıklamaya göre, kimya endüstrisinin üretimi eylülde yüzde 4,3 düşerken, makine mühendisliğinin üretimi yüzde 1,7 arttı.

Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığından yapılan açıklamada, jeopolitik belirsizlikler ve azalan sipariş durumu göz önüne alındığında, Alman imalat sanayisinin yakın zamana kadar çok zayıf kaldığı belirtilerek, özellikle yurt dışından gelen siparişlerdeki son olumlu gelişmenin durumun yıl başında değişeceğine işaret ettiği ifade edildi.

 

- Alman ekonomisi

Öte yandan Alman ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,3 küçülmesinin ardından yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 0,2 büyüme kaydederek teknik resesyona girmekten kurtulmuştu.

Alman ekonomisi, özellikle bölgedeki diğer ülkelere oranla daha büyük bir rol oynayan imalat sektöründeki kalıcı zayıflık nedeniyle kırılganlığını koruyor.

Ekonomi, artan faiz oranları, konjonktürel riskler ve yapısal değişiklikler gibi nedenlerle büyümede zorluk yaşıyor.

Ülke ekonomisi geçen yıl alışılmışın dışında yüksek düzeydeki enflasyonun satın alma gücünü etkilemesi, yüksek enerji fiyatları, düşen yatırımlar, zayıf dış talep ve faiz oranlarının yüksekliği gibi nedenlerle bir önceki yıla göre yüzde 0,3 daralmıştı. Almanya böylece, G7 ülkeleri içinde küçülen tek ülke olmuştu.

 

Hükümet, ekonomide bu yıl yüzde 0,2 küçülme bekliyor. Almanya, bu yıl da küçülürse 2023'te olduğu gibi G7 ekonomileri arasında daralan tek ülke olacak.

Ocak ayında yeniden ABD Başkanı olarak yemin edecek olan 78 yaşındaki Trump, seçimi kazanırsa Almanya ekonomisini etkileyecek olan gümrük vergilerini önemli ölçüde artıracağını açıklamıştı.

- "Bir koalisyonun sona ermesi dünyanın sonu değildir. Bu, geride bırakmamız gereken ve bırakacağımız bir siyasi krizdir"
 

KÖLN (AA) - Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, ülkesindeki siyasi krize ilişkin, "Bir koalisyonun sona ermesi dünyanın sonu değildir. Bu, geride bırakmamız gereken ve bırakacağımız bir siyasi krizdir." dedi.

Cumhurbaşkanı Steinmeier, Schloss Bellevue'de düzenlenen "Barışçıl Devrimin 35 Yılı" etkinliği öncesinde yaptığı konuşmada, Almanya iç siyasetinin güncel durumuna ilişkin açıklamada bulundu.

Federal Almanya Cumhuriyeti'nin 75 yıllık tarihinde, bir iktidar koalisyonunun yasama dönemi sona ermeden Federal Meclis'te çoğunluğa sahip olamadığının nadiren görüldüğünü belirten Steinmeier, "Ancak anayasamız şu anda meydana gelen olasılığa karşı hükümler koymuştur. Bir koalisyonun sona ermesi, dünyanın sonu değildir. Bu, geride bırakmamız gereken ve bırakacağımız bir siyasi krizdir. Anayasa, bundan sonraki süreç için net kurallar ortaya koymaktadır. Demokrasimiz güçlüdür." değerlendirmesinde bulundu.

Steinmeier, "Federal Şansölye (Almanya Başbakanı Olaf Scholz), dün benden Maliye Bakanı (Christian) Lindner'i görevden almamı istedi. Bu arada (Adalet Bakanı Marco) Buschmann ve (Eğitim ve Araştırma Bakanı Bettina) Stark-Watzinger de görevden alınmak istediler. Bu görevden alma işlemlerini bugün öğlen gerçekleştireceğim. Federal Şansölye ve diğer bakanlar anayasada öngörüldüğü üzere görevlerine devam edecekler." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Steinmeier, şöyle devam etti:

"Şansölye Federal Meclis'ten güvenoyu isteyeceğini açıkladı. Bu şekilde parlamento yeni seçimlerin önünü açabilir. Federal Cumhurbaşkanı, Anayasa'nın 68. maddesi uyarınca Federal Meclis'in Federal Şansölye'ye olan güvenini geri çekmesi halinde Federal Meclis'in feshine karar vermelidir. Ben bu kararı vermeye hazırım. Anayasamız bu kararı belirli koşullara bağlamaktadır. Ancak ülkemizin istikrarlı çoğunluklara ve icraat yapabilecek bir hükümete ihtiyacı var. Benim kıstasım bu olacaktır."

Steinmeier, ülkedeki birçok kişinin, yaşanan belirsiz siyasi durumdan endişe duyduğunu belirterek "Şimdi taktik ve çatışma zamanı değil. Akıl ve sorumluluk zamanıdır. Tüm sorumluların zorlukların büyüklüğünün hakkını vermesini bekliyorum." dedi.

SPD Federal Meclis Üyesi Macit Karaahmetoğlu, Almanya’daki hükümet krizine neden olan FDP Genel Başkanı Christian Lindner'in tutumuna yönelik sert açıklamalarda bulundu. Uzlaşmaya yanaşmayan FDP lideri Christian Lindner’i eleştiren Karaahmetoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Benim için bir şey çok açık: Christian Lindner, sorumsuz bir egoisttir. Kendi kişisel çıkarlarını ve partisinin menfaatlerini ülkemizin iyiliğinin önüne koymaktadır. Willy Brandt’in ünlü sözü ‘Önce ülke, sonra parti’ ifadesi bugünlerde her zamankinden daha anlamlıdır. Avrupa’da süregelen savaş ve ABD’deki seçimler göz önüne alındığında, Lindner ve FDP’nin yarattığı siyasi oyun daha da tehlikeli bir hal alıyor. Bu tutum korkakça ve bencilcedir.

FDP, haftalardır ve aylardır federal hükümetten çekilmekle tehdit ederek kışkırtıcı bir tutum sergiliyor. Lindner’in son açıklamaları, koalisyonun işleyişini tamamen durdurmayı amaçlayan bir karar gibiydi. Ardından kendisine uzatılan köprüleri dahi reddetti.

Bu davranışıyla tarihi bir rol üstlendiğini düşündüğünü sanıyorum, ancak büyük bir hata yapıyor. Canlı yayınlarda, kendisiyle devlet yönetilemeyeceğini ispatlayan bir partinin siyasi geleceği olmayacaktır. Görevden kaçma ve partisinin siyaseten önemsiz bir konuma düşmesine sebep olma lekesi, Lindner’in peşini ömür boyu bırakmayacaktır.”

Herbstzeit - Apfelzeit

November 06, 2024

 

Knapp 65 kg Obst pro Kopf und Jahr essen die Deutschen. Äpfel sind dabei die mit Abstand beliebteste Obstsorte: Bei rund 20 kg lag der Verzehr in der Saison 2022/23. „Der Apfel steht wie keine andere Obstsorte/Frucht hierzulande für Regionalität und jetzt hat er Hochsaison“, so Ulrike Jaques, Ernährungsexpertin der AOK-Direktion Würzburg. Ganz sicher trägt auch die gute Lagerfähigkeit vieler Apfelsorten zu seiner Beliebtheit bei. Da Äpfel aber nachreifen und dabei das Reifegas Ethylen abgeben, das die Reifung anderer Obstsorten beschleunigt, sollten sie immer gesondert aufbewahrt werden. Dabei mögen sie es kühl und dunkel.

 

Geschmacklich ist Apfel nicht gleich Apfel: Das geht vom süßen, viel verzehrten Golden Delicious, den Kinder gerne mögen, über den saftigen, vielseitig in der Küche einsetzbaren Braeburn bis hin zu den lagerfähigen, süß-säuerlichen Sorten wie Topaz oder Boskoop, die sich besonders gut im Kuchen oder Strudel machen. Doch auch bei den Inhaltsstoffen kann die einheimische Frucht punkten: Äpfel enthalten viele Vitamine, Mineralstoffe und sekundäre Pflanzenstoffe.

 

Äpfel bevorzugt mit Schale verwenden

Die meisten gesunden Nährstoffe sitzen dabei in oder unmittelbar unter der Schale. „Deshalb ist es sinnvoll, die Schale möglichst immer mitzuessen oder mitzuverwenden“, so Ulrike Jaques. Da bei heimischem Anbau eher geringe Pestizidrückstände zu erwarten sind, kann die Schale nach gründlichem Abwaschen bedenkenlos verzehrt werden. „Wer auf Nummer sicher gehen will, hat die Auswahl unter vielen Sorten aus Bio-Anbau“, sagt Ulrike Jaques.

 

Bei den gesunden Nährstoffen punkten Äpfel vor allem mit reichlich Vitamin C und Pektin. Pektin ist ein löslicher Ballaststoff mit einem hohen Wasserbindungs- und Quellvermögen, worauf auch ihre verdauungsfördernde und cholesterinsenkende Wirkung zurückzuführen ist. Bei den sekundären Pflanzenstoffen sind Flavonoide und Polyphenole am häufigsten im Apfel zu finden. Sie schützen vor Zellschäden, wirken blutdrucksenkend, entzündungshemmend und können das Immunsystem positiv beeinflussen. Hinzu kommt, dass Äpfel mit einem hohen Gehalt an Polyphenolen besser verträglich sind. „Ältere Sorten enthalten mehr Polyphenole, deshalb lösen sie seltener allergische Reaktionen aus“, so Ulrike Jaques. Äpfel mit hohem Polyphenolgehalt werden bei der Verarbeitung schneller braun, weshalb es in neueren Sorten oft herausgezüchtet wurde.

 

Als Rezepttipp empfiehlt Ulrike Jaques

Apfelpfannkuchen:

 

Zutaten (für 4 Personen):

375 g sehr fein gemahlenes Dinkel-Vollkornmehl

1 Prise Salz

4 Eier (getrennt)

500 – 600 ml Milch

750 g Äpfel

Rapsöl zum Ausbacken

Zimtzucker

 

Zubereitung:

Eier trennen und das Eiweiß zu Eischnee schlagen. verrühren, nach und nach die Milch zugeben. Der Teig soll zähflüssig sein.15 Minuten ruhen lassen. In der Zwischenzeit Äpfel waschen, vierteln, Kerngehäuse entfernen, und sehr fein schneiden oder hobeln. Eischnee unter den Teig heben. In einer beschichteten Pfanne im heißen Öl etwas Teig verteilen und leicht anbacken. Mit Apfelscheibchen belegen, zugedeckt bei reduzierter Hitze kurz weiterbacken. Die Apfelpfannkuchen vorsichtig wenden und fertig backen. Möglichst rasch servieren und mit etwas Zimtzucker bestreut genießen.

 

Internet-Tipp:

Der Apfel, ein rundum gesunder Genuss (aok.de)

 

 

Seit vielen Jahren setzt sich Anita Bartsch aus Böttigheim (Gemeinde Neubrunn) mit Herzblut für bedürftige Kinder und Jugendliche in Sambia ein. Als Gründerin und Vorsitzende des Fördervereins S.A.m.b.i.A. e.V. organisiert sie ehrenamtlich Hilfsprojekte und verbessert die Gesundheitsversorgung sowie das Schulwesen in zum Teil schwer erreichbaren Regionen des Staates im Süden Afrikas. Mit ihren Initiativen trägt sie bis heute dazu bei, dass jungen Menschen eine Chance auf Bildung und ein selbstbestimmtes Leben erhalten.

 

Für ihr großartiges Engagement wurde Anita Bartsch nun von Bayerns Gesundheits- und Pflegeministerin Judith Gerlach mit dem Verdienstkreuz am Bande des Verdienstordens der Bundesrepublik Deutschland ausgezeichnet.

 

Ein Besuch in Sambia veränderte Leben

 

Zündfunke für das Engagement war eine Reise von Anita Bartsch quer durch Sambia im Jahr 2011. Begleitet wurde sie dabei von ihrem Patensohn Charles, für den sie viele Jahre zuvor eine Patenschaft übernommen hatte. Tief bewegt von diesem ersten persönlichen Treffen mit Charles, den Eindrücken des Landes und der dortigen Lebensverhältnisse gründete Bartsch 2012 den „Förderverein für Schulische Ausbildung mit beruflich individueller Ausprägung, kurz „Förderverein für S.A.m.b.i.A. e.V.“.

 

Seitdem rief Anita Bartsch als Vereinsvorsitzende mit außergewöhnlichem Engagement Patenschaften ins Leben, ließ Brunnen bauen und Bildungsstätten errichten und etablierte regelmäßige Schulfrühstücke, die für viele der Kinder oft die einzige richtige Mahlzeit des Tages sind. Darüber hinaus organisierte Bartsch Projekte zur besseren Versorgung von Kindern mit Aids-Erkrankung, Behinderten und Senioren. Zusätzlich zu den planbaren Hilfsprojekten leistete der Verein aber auch schnelle Soforthilfe, beispielsweise als im Februar 2022 ein heftiger Wirbelsturm über das Dorf Kalavingi hinwegfegte. Nachdem weite Teile des Dorfes zerstört waren, konnten innerhalb kurzer Zeit Lebensmittel und Hilfsgüter für 52 notleidende Familien zur Verfügung gestellt werden.

 

Mit regelmäßigen Besuchen vor Ort und der engen Zusammenarbeit mit lokalen Partnern verbesserte die Strukturen vor Ort nachhaltig, wobei sie bei all ihren Projekten stets hundertprozentige Transparenz schaffte. „Ohne Idealismus und Engagement gäbe es keine aktive Bürgergesellschaft. Unser Land braucht Menschen wie die heute Geehrten, die anpacken und sich für andere einsetzen“, hob Bayerns Gesundheits- und Pflegeministerin Judith Gerlach bei der Verleihung des Verdienstordens an Anita Bartsch hervor. Auch Landrat Thomas Eberth gratulierte zur Verleihung und dankt Bartsch für ihr aufopferungsvolles Wirken.

Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel, Ayheber üzerinden Avrupalı Türklere yaptığı çağrıda, “Türkiye siyasetinde zaman zaman böyle dalgalanmalar olabilir. Ancak vatandaşlarımız ve özellikle genç nesillerin bundan olumsuz etkilenmemesini diliyorum. Türkiye siyasetinde zaman zaman böyle yüksek tondan atışmalar olabiliyor maalesef. Bu tartışma ve ayrışmaların buradaki vatandaşlarımızı etkilememesi için kardeşlik hukukunun korunmasını diliyoruz” şeklinde konuştu.

Kıta Avrupası’nda sayıları 7 milyon civarındaki Türkiye kökenli insanımızın ülkemiz için en önemli ve en ileri enerji olduğunu belirten Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel, açıklamasının devamında şunları söyledi: “Kim ne derse desin buradaki insanımızın yardımına ilk koşacak olan yine buradaki diğer insanlarımızdır. Onların arasına kırgınlık girmesi en çok biz Saadetlileri üzer, çünkü annelerimiz bizi ‘komşu komşunun külüne muhtaçtır’ ninnileri ile büyüttü. Bu bağlamda siyasetin yüksek telden ve buyurgan seslerine kulak kabartarak kimsenin durumdan vazife çıkararak kırmamalıdır. Anavatan'dan uzakta yaşadıgımız coğrafyalarda birbirimizi kırmadan, üzmeden ve kızdırmadan kardeşlik hukukuna riayet etmeye hepimiz mecburuz. Siyasetçiler bazen hiç beklenmeyen anda kızıp bağırırsa, siz onlara ‘biraz sonra siniri geçince susar’ şeklinde bakmaya çalışın. Çünkü bizler hepimiz kardeşiz. O vatan, o millet ve o bayrak hepimizin ortak değeridir. Saadet Avrupa, ele ele gönül gönüle olacak şekilde kendi kimliğini muhafaza edecek bir millet hayali ile yaşamaktadır. Bu hayali aziz milletimiz ile paylaşmak bizim için en büyük zenginlik ve son derece önemlidir. Cenab-ı Allah hepimize bir arada olmamızı nasip eylesin” şeklinde sözlerini tamamladı.

Bilindiği gibi Saadet Partisi ekolü yarım asırdan bu yana Türkiye siyasetinde sakinlik, sessizlik ve ağırbaşlılığın sembolü olarak biliniyor.

 

 

Türklerin Almanya’daki başarı grafiği giderek yükselmeye devam ediyor. Uzun yıllardan bu yana yükselen başarı grafiği ile ticari başarısını katlayarak devam ettiren Afyonlu genç iş adamı Muhammed Baştürk, Almanya’nın eski oto kiralama şirketlerinden Wucherpfennig Autovermietung’un Würzburg şubesi ile hizmet vermeye başladı.

Ayhaber’e açıklamalarda bulunan Muhammed Baştürk, “Wucherpfennig Autovermietung 1898 yılında kurulan bir şirkettir. On yıllar boyunca piyasada verdiği hızlı, kaliteli ve uygun fiyatlı hizmetleri artık Würzburg merkezli olarak bölgemizdeki müşterilerimize de sunmaya başladık. Güney Almanya’da birçok şubenin de art arda hizmet vermeye başlayacağını şimdiden sizlere söyleyebilirim. Ancak bizim hizmetimizi, kalitemizi, fiyatlarımızı ve müşteri memnuniyetimizi mutlaka denemenizi istiyoruz,” şeklinde konuştu.

Bilindiği gibi Muhammed Baştürk, uzun yıllardan bu yana otomobil kiralama piyasasındaki başarısı ile tanınmaktadır.

 

 

Private Wirtschaftsschule

Wir freuen uns, dass Sie sich für unsere Schule interessieren. Wir bieten unseren Schülern eine fundierte Ausbildung in einer freundlichen Atmosphäre.

  

 

 

Warum Wirtschaftsschule?

Seit über 100 Jahren bilden die bayerischen Wirtschaftsschulen kaufmännische Nachwuchskräfte aus.

Die Wirtschaftsschule ist für Schüler*innen bestimmt, die einen gehobenen Beruf in der Wirtschaft und Verwaltung anstreben. Sie zählt zu den beruflichen Schulen und vermittelt sowohl eine allgemeine Bildung als auch eine berufliche Grundbildung.

Doch auch Schüler*innen, die in technischen, handwerklichen oder sozialen Berufen arbeiten wollen, erhalten eine fundierte Bildung, die sie gut auf das weitere Leben vorbereitet, sei es bei der eigenen Steuererklärung oder bei der Selbstständigkeit.

Außerdem stehen Wirtschaftsschüler*innen zahlreiche weitere schulischen Wege offen, denn die Mittlere Reife der Wirtschaftsschule ist gleichwertig mit dem Abschluss der Realschule. Somit können Absolvent*innen an die meisten Berufsfachschulen, an die FOS oder direkt ans Gymnasium wechseln.

Die bayerische Wirtschaftsschule ist die Schulart, die durch ihren Praxisbezug und ihrem Profilfach „Übungsunternehmen“ im kaufmännischen Bereich am stärksten auf den zukünftigen Beruf vorbereitet. Dies kann eine Verkürzung der Ausbildungszeit in wirtschaftlichen Berufen ermöglichen.

 

 

Schullaufbahn

 

Die Eintrittsklassen der Wirtschaftsschule schließen in der Regel an die vorhergehende Jahrgangsstufe der Mittelschule an. Somit bestehen folgende Übertrittsmöglichkeiten:

 

5. Klasse Mittelschule 6. Klasse Wirtschaftsschule (5-jährig)

 

6. Klasse Mittelschule 7. Klasse Wirtschaftsschule (4-jährig)

 

7. Klasse Mittelschule 8. Klasse Wirtschaftsschule (3-jährig)

 

 

Ein Übertritt aus den entsprechenden Jahrgangsstufen der Realschule oder des Gymnasiums ist ebenfalls möglich.

 

9. Klasse Mittelschule mit Mittelschul- oder qualifizierendem Mittelschulabschluss 10. Klasse Wirtschaftsschule (2-jährig)

Sollte eine dieser Einstiegsmöglichkeiten nicht auf Sie zutreffen oder handelt es sich um einen besonderen Fall, hilft Ihnen gerne unsere Schulleitung oder unsere Beratungslehrkräfte weiter.

 

 

Abschluss

  

Die Mittlere Reife der Wirtschaftsschule wird durch eine bayernweit zentral gestellte Prüfung in folgenden Fächern erworben:

  • Deutsch
  • Englisch
  • BSK (Betriebswirtschaftliche Steuerung und Kontrolle)
  • Mathematik oder Übungsunternehmen

Der Abschluss ist die Grundlage für den Ausbildungsbeginn und berechtigt zum Wechsel an die FOS oder an das Gymnasium.

 

 

 

Elternbeitrag

Es besteht Lehrmittelfreiheit und Kostenfreiheit des Schulweges gemäß den gesetzlichen Regelungen.

 

Anmeldung

Die Anmeldung ist jederzeit möglich – auch in den Ferien

 

Bitte bringen Sie zur Anmeldung mit:

  • Geburtsurkunde
  • Zwischen- oder Jahreszeugnis (Das Zeugnis kann auch nachgereicht werden.)
  • Nachweis über Masernimmunisierung (z. B. Impfbuch)

Aktuelle Termine für Informationsabende, den Tag der offenen Schule und für den Probeunterrichtfinden sie unter Termine.

Ein persönliches Gespräch mit der Schulleitung oder den Beratungslehrkräften ist jederzeit möglich.

 

 

 

Uzun yılllardan beri sosyo-kültürel araştırmalara önem veren ve bu alandaki gelişmelere yeni fikirler ile katkı sağlayan İnoğlu Holding CEO’su Hakan İnoğlu Aytürk yetkilileri ile görüşerek Almanya, göçmenler ve Türkler konusunda ilginç açıklamalarda bulundu. 

 

Türkiye ve Almanya siyaseti ile ilgili değerlendirmeleri ile  son dönemdeki bir çok tartışmanın da gereksiz olduğunu berlirten İş Dünyası’nın önemli ismi İnoğlu, “Türkiye’de bizim Almanya’da. Bizler iki vatanı kalbinde taşırken iki sandalyenin ortasında oturan önemli bir topluluğuz. Hem Almanya, hem de Türkiye bizi yeniden tartmalı ve Almanya Türkleri ile ilgili projelerde öncelikle bizim fikirlerimizi almalı” şeklinde konuştu.

 

Renkli bir kişiliği ve Atatürk sevgisi ile bilinen Hakan İnoğlu açıklamalarında Almanya’da yıllardır konuşulan, fakat elle tutulur bir sonuca gidilemeyen “Entegrasyon” konusunu da masaya yatırarak ilginç fikirleri kamuoyu ile paylaştı. Biz sorduk, Hakan İnoğlu cevapladı.

 

 

Aytürk:

Sayın İnoğlu ilginç bir aile topluluğusunuz, kardeşleriniz ile yıllardır berabersiniz. Nasıl gidiyor bu uyum?

Hakan İnoğlu:

Sadece kardeşlerim ile değil, babam ve annem ile de beraberiz. Bizdeki Anadolu kültürü asırlardır çeşitli jenerasyonların birarada yaşamasını sağlar.

Keşke hayatta olsaydı dedemizi de yanımızda misafir ederdik.

 

Aytürk:

Aile arasında işbölümü yapmışsınız anlaşılan, anlatırmısınız biraz?

Hakan İnoğlu:

Holding ve şirket topluluğumuz ile ilgili konular teknik olduğu için onlar sadece  tüm tarafların izni ile açıklanır, ama aramızde çok keskin ve güçlü bir aile-sevgi bağları vardır. Babamız manevi anlamda bize yol gösterendir. Annem ise babamın bize aktardıklarını kültürel örnekler ile hayata geçirendir. Kardeşlerim ile istişare ederek aynı hedefe odaklanmanın ortak akıl ve üretken fikirleri ortaya çıkardığını farkediyoruz. Özellikle iş toplantılarındaki tartışmaların bir holding yapılanması için ne kadar önemli olduğunun çok iyi farkındayız.

 

Aytürk:

Ailenin tüm performansı pozitif anlamda hayata geçiyor ve sizin daha iyi olmanızı da teşvik ediyor?

Hakan İnoğlu:

Elbette, doğru bir tesbitiniz var. Karamanlıyız, çünkü bizim iller ruhlara hitap eden, motivasyonu öne alan paylaşarak başarıya koşmayı öğütleyen bir filozofinin vatanıdır. Mevlana Hazretleri ile Selçuklu’ya başkentlik yapan bir coğrafyanın insanıyız.

 

Aytürk:

Tarihi çok güzel özetleyerek kendinize referans gösterdiniz?

Hakan İnoğlu:

Tarih bir milletin kökü, kültürü ve herşeyidir. Tarihim yok diyen biri zaten millet olduğunu iddia edemez. Çünkü bir millletin kökü varsa kültürü, dili, sanatı,  eserleri ve fikirleri vardır. Arkasını Toroslara yaslayan Karaman, yönünü batıya dönerek ciddi bir dinamizm ortaya koymuştur. Bizim Karamanlıların ilginç özellikleri var, dünyanın neresine giderlerse gitsinler, pergelin bir ayağı hep Karaman’dadır. Yöresini unutmaz, ülkesinin aşığıdır. Çok sevecen, çabuk dost olan ve hiç yalnız kalmayan insanlardır. (gülüyor) Birilerinin para verip giremediği yere, biz bir selam verir gireriz. Bu kadar cana yakın insanlardır.

 

Aytürk:

Almanya’yı konuşalımmı?

Hakan İnoğlu: 

Tabiki, biz buralı, hatta bu ülkenin yeni yerlileriyiz. “Neuländer – Yeni Yerliler” sözcüğünü yıllar önce ilk kullananlardanım. Şimdi siyaset sıkça bu sözcük etrafında projeler geliştirmeye çalışıyor.

 

Aytürk:

Anlaşılan siyaset ve siyasetçilere çok yakınsınız. Düşünürmüsünüz Almanya’da siyaset yapmayı?

Hakan İnoğlu:

Uçlarda siyaset yapmak benim işim değildir. Özellikle esnaf, sanatkar ve sanayiciler ile daha çok birlikte olurum ve mesleki örgütlenmelerin tam ortasındayım. Ana ekol partilerden her seçim döneminde teklif alırım ama, bir işadamı öncelikle kendi işinde başarılı olmalıdır diye düşünüyorum. Dünyanın her yerinde siyasetçiler kendi hayallerine inanacak insanları arayıp bulur ve desteklerini almaya çalışırlar.

 

Aytürk:

Sizin düşünceniz bu anlamda çok ilginç?

Hakan İnoğlu:

Benim siyasetçiler ile ilişkim çok iyidir, ama mümkün olduğunca onlara kendi tezlerimi anlatmaya çalışır ve kendi siyasetimi yaparım. Bu anlamda büyük partilerde hep arkadaşım var ve benimle beraber olmak için sürekli benden randevu isteyip bana gelmek isterler. Siyasetin içinde olmaktan, siyasete yakın olmak daha iyidir.

 

Aytürk:

Size göre Almanya’nın toplumsal geleceği nasıldır?

Hakan İnoğlu:

Almanya denen ülkeye geri çekilip dikkatlice bakmak gerek. Bu ülke öncelikle mühendisliğin anavatanı ve birçok teknolojinin doğuş yeridir. Bu şekilde devam edebilirmi dersen tabiki bir müddet daha evet, ama bu sistemin mutlaka değişmesi gerek derim.

 

Aytürk:

Size göre sistemin hatası nerede?

Hakan İnoğlu:

Bakın bu ülkenin 20 milyonu aşan insanı göçmen kökenli. Pekiyi bürokraside, sanayide veya yönetimde göçmen kökenden gelenler yüzde kaç, ancak 2 veya 3 civarında. Bu ülke göçmenlerin dinamizmini tanımıyor hala. ABD bunu kavrayıp göçmenlere yönelik projeleri hayata geçirebildiği için Amerika oldu.

 

Aytürk:

Size göre Almanya bunu neden yapmıyor veya yapamıyor?

Hakan İnoğlu:

Almanya’nın göçmenler ile ilişkisi savaş sonrasında göçmen işçi olarak bu ülkeye gelenler ile başlamıştır. Daha önce Almanların Alman olmayanlar ile ilişkisi gerçekten yoktur. Zaten komşuları ile ilişkileri sürekli bir savaş veya sert ticari ilişkiler bağlamında devam etmiştir. Böyle bir ülke hep savunma refleksleri üzerinden komşularına karşı bir bakış açısı geliştirmiştir.

 

Aytürk:

Anlaşıldı, pekiyi Hakan İnoğlu bu ülkenin entegrasyon bakanı olsa nasıl bir proje ortaya koyar?

Hakan İnoğlu:

Öncelikle göçmen kökenli hiçbir genci mesleksiz ve işsiz bırakmam. Göçmenler çalışmaya mecburdur, onların geri gidecek yurdu yoktur. İki vatanlı oldukları bir gerçek olsa da, onlar Almanya’nın gerçeği ve bu ülkenin yeni yerlileri moda deyim ile “Neuländer” diye adlandırılan kesimdir. Hindistan’dan yeşil kartlı göçmen getiren hükümet Almanya’da mesleği yarıda bırakanları göremiyorsa hem daha çok masraf ediyor, hem de entegre olmayan bir büyük göçmen grubun sorunları ile uğraşmaya devam ediyor demektir.

 

Aytürk:

Size göre Almanya nereye gidiyor?

Hakan İnoğlu:

Öncelikle Almanya kaliteyi kaybetmemeli, Made in Germany sürekli olarak en üstte olmalı. Kalite meslek, buluş, icat ve yenilik ile ortaya çıkar. Almanya bu değerlerden taviz vermemeli. Aksi halde Almanya topal kalır ve Almanların ülke dışına göçü başlar.

 

Aytürk: 

Türkiye siyaseti ilginizi çekiyor mu?

Hakan İnoğlu:

Türkiye vatanım, babamın, dedemin ve ailemin geldiği yer. Ülkemin hayranı, şehrimin aşığıyım. Siyasete gelince direk değil indirek ilgi duyarım. Sadece ülke bekası açısından bakar, geleceğinin emin ellerde olmasını isterim. Vatanın selameti der, noktayı koyarız.

 

Aytürk:

Siyasetteki tercihiniz hangi yönde olur?

Hakan İnoğlu:

Bana sizin istediğinizi veya merak ettiğinizi (gülüyor) söyletemezsiniz. Ben Türkiye’yi kalkındıran, yenilik ve yatırımcı siyasetten yanayım. İsim önemli değil ama bizim ülkemizin altın bir değeri var ve dünyanın, tarihin, coğrafyanın ve kültürün köprüsüdür. Bu jeopolitik ortamda belirleyici biz olmalı, buradan dışarıya en pahalı teknolojileri biz satmalıyız. Yani kendi siyaseti olmalı benim ülkemin. Bu herkesle kavga etmek değil, dik durabilmek, ama diklenmemektir. Ülkem emin ellerde olmalı, kimse bölmeyi aklından bile geçirmeye cüret edememelidir.

 

Aytürk:

Anlıyoruz siyasetin nereseinde olduğunuzu, gerçekten çok güzel anlattınız.

Hakan İnoğlu:

Evet, bağımsız ve güçlü Türkiye’dir benim siyasetim.

 

Aytürk:

Adettendir, genç nesile ne tavsiye edersiniz?

Hakan İnoğlu:

Çalışsınlar, çalışsınlar ve yine çalışsınlar. Ama hiçbir zaman kimliklerini ve kişiliklerini kaybetmesinler. Bizim gençlerimiz çok şanslı, çünkü iki ülkeleri var. Kafalarını çalıştıranlar Alman arkadaşlarından bile şanslı. Ne yapıp edip mutlaka bir, belki de iki mesleği en iyi şekilde öğrensinler. Geleceğin Almanya ve Avrupası’nın, buna Türkiye de dahil Türk gençlerine ihtiyacı olacak. Benim babam Almanya’ya hiçbir Almanca kelime öğrenemeden geldi. Dedelerimiz ay da iş var deseler oraya yöneleceklerdi ellerindeki tahta bavul ile. Çünkü buna mecburdular. Şimdi her Türk çocuğunun ailesi Almanca konuşuyor. Onlar bunun kıymetini bilmeli ve bu imkanı değerlendirmelidirler.

 

Aytürk:

Harika bir röportaj oldu. İkinci nesil Türklerin kalite ve düşünce dünyasını  en iyi şekilde özetlediniz.

Hakan İnoğlu:

Düşüncemizin yayılmasına katkı verdiğiniz için size teşekkür ediyoruz. Çok sağolun.

 

 

 

 

 

 

 

 

Abschlussfeier der Akademie für Unternehmensführung

 

Insgesamt 147 Absolventinnen und Absolventen verschiedener Aufstiegsfortbildungen überreichte die Akademie für Unternehmensführung der Handwerkskammer für Unterfranken am Donnerstag, 31. Oktober 2024, ihre Diplome. Sie hatten sich in den letzten Monaten im betriebswirtschaftlichen und im IT- Bereich weitergebildet und damit einen wichtigen Schritt in ihrer beruflichen Karriere gemacht. Bei der Abschlussfeier in Würzburg erhielten 37 der Absolventen zudem aufgrund sehr guter Prüfungsergebnisse den Meisterpreis der Bayerischen Staatsregierung.

 

Den Grundstein für weitere Karriereschritte haben die insgesamt 147 Absolventinnen und Absolventen gelegt, die die Akademie für Unternehmensführung der Handwerkskammer für Unterfranken am Donnerstag, 31. Oktober 2024, in Würzburg auszeichnete. Sie hatten sich in den vergangenen Monaten in den Lehrgängen „Geprüfte/r Betriebswirt/in (HwO)“, „Geprüfte/r Kaufmännische/r Fachwirt/in nach der Handwerksordnung – Bachelor Professional für kaufmännisches Management“, „Bachelor Professional in Betriebsinformatik (HWK für Unterfranken)“ und „Wirtschaftsinformatiker/in (HWK)“ weitergebildet und durften nun ihre Diplome entgegennehmen. Michael Bissert, Präsident der Handwerkskammer für Unterfranken, gratulierte den erfolgreichen Absolventen und betonte: „Heute möchten wir nicht nur Ihre Leistung feiern, sondern auch den Weg, der vor Ihnen liegt. Das Handwerk braucht Menschen wie Sie – die Macherinnen und Macher von morgen!“ Auch zahlreiche Ehrengäste aus Politik sowie Vertreter der Agentur für Arbeit, der Bundeswehr und des handwerklichen Ehrenamtes würdigten die Leistungen der Teilnehmer.

 

Meisterpreise verliehen

Für besonders gute Prüfungsleistungen wurden insgesamt 37 Absolventinnen und Absolventen mit dem Meisterpreis der Bayerischen Staatsregierung ausgezeichnet. Diese Ehrung erhalten die jeweils besten 20 Prozent eines Jahrgangs.