Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Hermann, Nürnberg yakınlarındaki Schwabach kentinde yaşayan 14 yaşındaki Egemen Sertbaş’ı Nürnberg Langwasser’deki olimpik yüzme havuzunda gerçekleştirilen yarışmalarda sergilediği üstün performenı nedeniyle tebrik etti.Sertbaş, serbest,sırtüstü,kelebek ve kurbağlama gibi farklı yüzme stillerinde yaplan yarışmalarda ilk dereceye girerek büyük başarıya imza attı ve madalyasını Bakan Hermann’ın elinden aldı.
Egemen Sertbaş’ın büyük babası Seyfettin Karagöl, torununun başarısından duyduğu gururu dile getirdi. Antalya’nın Kemer ilçesiyle Nürnberg yakınlarındaki Schwabach kasabasının kardeş kent oluşmasında önemli katkıları bulunan, Schwbach Türk Kültür Derneğinin, Bavyera Spor Kulüpler Birliğinin ve FDP Schwabach Bölge başkanlığı göfrevinde bulunan Karagöl, torununun yüzmeye olan ilgisinin 6 yaşında başladığını belirtti.
Karagöl, “ilçe şampiyonası yarışmalarında 2 defa birincilik, 4 defa ikincilik, 2 defa üçüncülük kazandı. Gelecek yıllarda yapılacak Bavyera Eyalet Şampiyonası’na katılacak. Uluslararası yüzme yarışmalarında da birincilik madalyası alacağına inanıyorum” dedi. Egemen’in farklı yüzme kulüplerinden teklif aldığını belirten Karagöl, önce okulunu bitirmesi için başka yerlere göndermek istemediklerini söyledi.
İlhan BABA/Nürnberg
Almanya’daki Anadolu, yaşadığı bütün şehirlerde, caminin, işyerinin ve okulun el ele vererek, birbirleriyle dayanıştığı, kültür merkezleri inşa etmektedir. Kültür merkezleri geniş arsalar üzerinde, değişik kullanım alanları olan cami, çarşı, okul üçlüsünün birbirini tamamladığı, Türklere özgü bir bütünlük oluşturma ustalığıdır. Bütün değerleriyle Bursa’yı Darmstadt’a taşıyan Emir Sultan, çok işlevli kültür merkezlerinin önde gelenlerindendir.
Yapımına 1996 yılında başlanılan Emir Sultan Kültür Merkezi, Türklerin tarihinin gövdesini oluşturan, Osmanlı Devletinin kuruluşunun, yedi yüzüncü yılında tamamlanmıştır. Ömer Lütfi Barkan yaptığı araştırmalarda, dünyayı gizemli bir atölye gibi gören Türk dervişlerinin, Anadolu ile birlikte, Balkanları nasıl Müslümanlaştırdıklarını ayrıntılı olarak ortaya koymuştur. Onlar gittikleri coğrafyaları, omuzlarda taşınan silahlarla değil, ellerde taşınan güllerle dönüştürmüşlerdir.
Güzellik sevdalısı derviş girişimciler Anadolu gibi, Balkanları camilerle, kervansaraylarla, medreselerle, çarşılarla, imarethanelerle ve bimarhanelerle donatmışlardır. Onlar gelen günleri, geçen günlerden daha yaşanır kılarak, üreten ellerin tüketen ellerden, daha güçlü olduklarını göstermişlerdir. Buhara’da Bahaddin Nakşibend, Konya’da Mevlana, Ankara’da Hacı Bayram, Mostar’da Sarı Saltuk ve Budapeşte’de Gül Baba, hem gönüllerin, hem şehirlerin mimarları olmuşlardır.
Emir Sultan Buhara’dan kalkıp Anadolu’ya gelen, gönül mimarlarının başlarında yer alır. Buhara Anadolu’nun Müslümanlaşmasında, büyük görev yüklenen Horasan erenlerinin yurdudur. Horasan erenleri silahsız ellere, gönül kazanan güllere, gülen yüzlere, tatlı dillere önem vermişledir. Onlar en varlıklılar gibi üretmişler, en yoksullar gibi tüketmişler, ellerinin emeklerinin, alınlarının terlerinin, gözlerinin nurlarının karşılığından, daha fazlasını tüketmeye, hiçbir zaman özenmemişlerdir.
Emir Sultan Buhara’dan Bursa’ya gelir ve Yıldırım Bayazıt’ın kızı Hundi Sultan’la evlenir. Yıldırım Niğbolu savaşından sonra, Ulu camiyi yaptırır. Türk tarihinde büyük kırılmalara yol açan, Ankara Savaşı’nın önüne geçilemez, ancak sarsıntıları çabuk atlatılır. O yıllarda Anadolu silahsız cihat beldesi sayılmıştır. Müslüman dünyasının gönül zirveleri, Anadolu’ya insanların gönüllerini kazanmak için koşmuşlardır. Yirmi birinci yüzyılda, bütün dünya gönülleri kazanacak, yeni Horasan erenlerini beklemektedir.
Üreten el olmasını bilen girişimci dervişler,bütün toplumu dergah kültürünün olgunlaştırıcı potasında yoğurarak, inşa ettikleri camilerle ve çarşılarla, orduların başarması mümkün olmayan büyük fetihler gerçekleştirmişlerdir. Geçmişte Anadolu’da ve İspanya’da olduğu gibi, Müslümanlar ve Hristiyanlar, Avrupa’nın bütün ülkelerinde, barış içinde birlikte yaşayacaklardır. Gelecek yüzyıllarda kimsenin, Fransa yalnızca Fransızlarındır, Almanya yalnızca Almanlarındır, Türkiye yalnızca Türklerindir, demesi kolay değildir.
Alın terleriyle, göz nurlarıyla, el emekleriyle, hayatı kolaylaştıranlara, ülkelerin kapıları sonuna kadar açılır.
Üretmesini ve paylaşmasını bilenlere, dünyanın hiçbir ülkesinde, doğdukları şehirler sorulmaz. Dünyaya barışı ürünleriyle, hizmetleriyle, bilgileriyle pazarlarda yarışanlar getirir.
ATİNA (AA) - Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, AB'nin Kızıldeniz'deki "Aspides" misyonuna katılan Yunanistan Deniz Kuvvetlerine ait "Psara" firkateynini ziyaret etti.
Yunanistan Savunma Bakanlığından yapılan resmi açıklamaya göre, Dendias ve Borrell, AB’nin Kızıldeniz'deki "Aspides" misyonuna katılan Yunanistan Deniz Kuvvetlerine ait "Psara" isimli firkateyni Cibuti Limanı'nda ziyaret ederek, yetkililerden çalışmalara ilişkin bilgi aldı.
Dendias, burada yaptığı konuşmada, misyonun seyir güvenliği açısından önemli olduğunu söyleyerek, deniz ulaşımında seyir güvenliğinin sekteye uğraması halinde hem Yunanistan hem de Avrupa piyasalarında düzensizlik olacağını, enflasyonun artacağını ve istihdam kayıplarının yaşanabileceğini belirtti.
Borrell, dün, Yunanistan'ın başkenti Atina'ya yaptığı ziyarette Dendias ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis ile görüşmüştü.
Dendias-Borrell görüşmesinde, bölgesel ve uluslararası güvenlik sorunları, AB savunma kolu oluşturulması, stratejik yönelimler, Avrupa savunma stratejisi ve sürmekte olan AB Savunma ve Güvenlik Operasyonları ele alınmıştı.
ATİNA (AA) - Avrupa Birliğinin (AB) sınır koruma ajansı Frontex raporlarında, 2022'de 4 düzensiz göçmenin "geri itmeler sonucu" Ege'de hayatını kaybetmesinden Yunanistan'ın sorumlu tutulduğu bildirildi.
Yunan basınına yansıyan haberlere göre, Frontex Temel Haklar Monitörü'nün yayınladığı raporlarda, 2022'de gerçekleşen geri itme olayların 2'sinde 4 düzensiz göçmenin hayatını kaybetmesinin sorumluluğunun Yunanistan'a ait olduğu belirtildi.
Hayatını kaybeden göçmenlerin Yunan adalarına ulaştıktan sonra maskeli kişilerce Yunanistan Sahil Güvenlik botuna bindirildiği ve Türkiye karasuları sınırına geldiklerinde denize bırakıldığı iddia edildi.
Ege Denizi'nde 2022'de yaşanan iki geri itme olayında denize bırakılan 17 düzensiz göçmenden 4'ünün Türk sahillerine ulaşamayarak hayatını kaybettiği kaydedildi.
MOSTAR (AA) - Bosna Hersek'in Mostar şehrindeki Yunus Emre Enstitüsü'nde (YEE) "Mavilik İçinde Dünya" resim sergisi düzenleniyor.
YEE kültür merkezi olarak hizmet veren tarihi Karagöz Bey Medresesi'nde açılan resim sergisinde, Türk ressam Reşit İsmet'in akrilik tekniğiyle tuvale işlediği 44 eser yer aldı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100'üncü yılı etkinlikleri kapsamında açılan sergide konuşan İsmet, YEE'de misafir olmaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi.
Eserlerinde deniz, kayık ve müzisyenler gibi farklı konuları işlediğini aktaran İsmet, sergide semazenlerin yer aldığı tablonun kendisi için ayrı bir öneme sahip olduğunu belirtti.
"Mavilik İçinde Dünya" sergisinin açılışına yerel yetkililerin yanı sıra birçok sanatsever de katıldı.
Müzik dinletisinin de gerçekleştirildiği sergi, 8 Ağustos'a kadar açık olacak.
BERLİN (AA) - Almanya'nın ihracatı, Çin'in ithalatındaki gerilemenin etkisiyle mayısta aylık bazda yüzde 3,6 düştü.
Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), ülkenin mayıs ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı.
Buna göre, ülkede mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat, mayısta bir önceki aya kıyasla yüzde 3,6 azalarak 131,6 milyar avro oldu.
İhracatın, nisanda yüzde 1,7 artışın ardından mayısta beklentilerin üzerinde düşmesi dikkati çekti. Piyasa beklentisi, ihracatın mayısta yüzde 1,9 düşeceği yönündeydi.
Mayısta ithalat ise yüzde 6,6 azalarak 106,7 milyar avroya indi.
Böylece Almanya'nın mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış dış ticaret fazlası mayısta 24,9 milyar avro olarak gerçekleşti. Nisanda ülkenin dış ticaret fazlası 22,2 milyar avroydu. Mayıs 2023'te ise söz konusu fazla 16,8 milyar avro olarak kayıtlara geçmişti.
Mayıs 2023'e göre ihracat yüzde 1,6, ithalat yüzde 8,7 geriledi. İhracattaki düşüş temel olarak zayıf Çin ticaretinden kaynaklandı.
Almanya'da mayıs ayı ihracatının 72,3 milyar avrosu Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapıldı. Ülke ithalatının 55,7 milyar avroluk bölümü de AB ülkelerinden gerçekleştirildi.
Nisan ayına göre, AB ülkelerine yapılan ihracat yüzde 2,5, bu ülkelerden yapılan ithalat ise yüzde 8,9 düştü.
Destatis verilerine göre, Almanya'nın, en önemli ticaret ortağı Çin'e ihracatı, mayısta nisan ayına kıyasla yüzde 10,2 düşerek 7,6 milyar avro oldu.
Söz konusu dönemde Almanya'nın diğer önemli ticaret ortağı ABD'ye ihracatı yüzde 2,9 gerileyerek 13,8 milyar avroya, Rusya'ya ihracatı ise yüzde 19,3 düşerek 600 milyon avroya düştü. Rusya'dan ithalat da yüzde 8 düşüşle 200 milyon avroya geriledi.
Analistlere göre, yavaşlayan küresel büyüme, jeopolitik gerilimler ve tüketicilerin yükselen enflasyonla baş etme çabası, Alman ihracatını olumsuz etkiliyor.
Çin'in ihracatta hedef pazar olmaktan ziyade giderek daha çok rakip ülke olmaya doğru evrilmesi de Alman ihracat sektörünü baskılıyor.
Öte yandan, Almanya'nın önde gelen ekonomik düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü'ne (Ifo) göre, Alman ihracat sektörü yılın ikinci yarısına ivme kaybetmiş şekilde giriyor.
Ifo'nun mayısta 0,2 puan olan Sanayi İhracat Beklenti Endeksi, haziranda 1,3 puan azalarak eksi 1 puana geriledi.
Ifo Anketler Merkezi Müdürü Klaus Wohlrabe, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "İhracatta şu anda net bir yön yok. İhracatın hala iyileşme göstermesi için çok fazla yol alınması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
BERLİN (AA) - Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Rusya-Ukrayna Savaşı'na ilişkin Avrupa'nın da bir "savaş politikası" olduğunu belirterek Avrupa'nın Rusya-Ukrayna Savaşı'nı körüklediğini ima etti.
Viktor Orban, Alman Axel Spriger grubuna bağlı Bild ve Welt gazetelerine yaptığı açıklamada, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Avrupa'nın tutumunu eleştirerek, "Bunu söylemek zorunda kaldığım için üzgünüm ama Avrupa'nın da bir savaş politikası var." dedi.
Orban, Avrupa'yı ABD'den "özerk bir politika izlemeye" çağırarak, "Çünkü savaşan iki tarafın asıl kurbanı Avrupa ekonomisi ve Avrupa nüfusu." diye konuştu.
Macar Başbakan, Rusya-Ukrayna çatışmasına cephede bir çözüm bulunamayacağına inandığını kaydederek, "İnsanlar, biz, dünya barış istiyoruz. Birbirinizi öldürmeyi bırakın. Müzakerelere başlayalım ya da en azından sahada bir çözüm olmadığını anlayın." diye konuştu.
Orban, Kiev ve Moskova'da görüşmeler yaptığına hatırlatarak, "Hem Ukrayna hem de Rusya devlet başkanlarıyla konuşma fırsatım oldu. İnanın bana önümüzdeki iki ya da üç ay düşündüğümüzden çok daha acımasız geçecek." ifadesini kullandı.
Savaş politikasından barış politikasına geçmek için en doğru zaman olduğuna işaret eden Orban, "Ana argüman insan hayatının kaybedilmemesidir. Bu en önemli ahlaki motivasyon. Ama aynı zamanda Avrupa'nın kendi çıkarı da var çünkü burada olanlar bizim için çok kötü." şeklinde konuştu.
Birçok Avrupalı siyasetçinin "var olmayan bir çözümü hemen istediğini" söyleyen Orban şunları kaydetti:
"Barışa giden yol, savaşta olan ya da savaşa yakın olanların barış istemesiyle başlar. Savaş gökten zembille inmez. Savaş belirli insanların kararlarının sonucudur. İşte bu yüzden bu dünya liderlerini bulmamız gerekiyor. Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ne yapıyor? Çin'in bir barış planı var. Amerika'nın bir savaş politikası var. Avrupa ise kendi stratejik yaklaşımına sahip olmak yerine sadece Amerika'nın pozisyonunu kopyalıyor."
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel'in başbakan olarak kalması halinde Rusya'nın Ukrayna'ya savaşının asla gerçekleşmeyeceğini savunan Orban, "Çünkü Merkel Avrupa için kötü olan çatışmaları izole etme yeteneğine, anlayışına ve becerisine sahip." dedi.
Schweinfurt ve çevresinde on yıllar boyunca eğitim dünyasındaki başarısını kanıtlayan ve şimdiye kadar çok sayıda genci meslek ve eğitim dünyasında başarı ile hayata kazandıran Schweinfurt Wirtschaftsschule O. Pelzl yeni dönemde yeni öğrenciler için tanıtım yapmaya devam ediyor.
Okulun Müdürü Dominik Steinruck, “Şehrimizdeki ve yakın bölgelerdeki Türk Gençlerini uzun yıllardan bu yana hayata hazırlayan proğramlar ile mükemmel bir eğitim almasına katkı sağladık. Bu bağlamda yeni yüzler, yeni öğrenciler bize gelmek istediklerinde aileleri ile birlikte onlara en güncel bilgileri vermeye hazırız. Bize gelen her genci mutlaka kafasındaki sorular aydınlanmış olarak geri dönecektir. Özellikle aileler çocuklarının geleceği ile ilgili karar vermeden önce mutlaka devam edeceği okullar ile igili bilgi almalarının önemli olduğunu zaten biliyorlar. Schweinfurt Türk Toplumu ile yakın diyalog içinde olmaktan, okulumuzu ve buradan mezun olanların geleceği konusunda misafirlerimizi bilgilendirmekten büyük mutluluk duyarız” şeklinde konuştu.
Bilindiği gibi uzun yıllardır Schweinfurt’ta başarılı bir eğitim veren Wirtschaftsschule O. Pelzl bu güne kadar çok sayıda göçmen kökenli öğrenciyi mezun ederek hayata atılmasını sağladı.
Hollanda Türk İslam Kuruluşları Birliği genel başkanı Abdullah Güven Hicri yılbaşı nedeniyle basın bildirisi yayınladı. Bildiride başkan Abdullah Guven; “Hicri yılbaşımız, önce bizleri yüce kitabımız Kur'anımızın mesajları ile buluştursun” dedi. Yayınlanan basın bildirisi şöyle;
Hicret, Hak'kın izniyle, Hak davanın yücelmesi için kıraç gönüllerden, münbit gönüllere bir geçiştir. Hicret, doğup büyüdüğün topraklara sırtını dönüp gitmek değil, sevdiğini haykıra haykıra bir yanını bırakıp sonra da ona yeniden kavuşacağın günlerin umuduyla gayrete gelmektir.
Hicret, rahmete susamış yürekleri sabırla nakış nakış işlemek Yesrip gönülleri Medine eylemektir.
Hicret nihayetinde bir geri çekiliş değil, hedefine tam isabet ulaşma niyetiyle bir adım gerilip, bin adım ileri atılmaktır.
Bu duygularla 1 Muharrem 1446 Hicri yılbaşında duamızdır:
Hicri yılbaşımız, önce bizleri yüce kitabımız Kur'anımızın mesajları ile buluştursun inşaallah.
O'nun nuru ile aydınlansın gönüllerimiz, gecelerimiz..Şafak söksün, gün doğsun kara gecelerimize.
Kırılsın kem talihimiz, açık olsun bahtımız.
Hicri yılbaşımız, bizleri muhteşem nebi, şanlı peygamber Hz Muhammed s.a v güzel ahlakı ile buluştursun. Onun ilkeleri hayat bulsun hayatımızda, hoş görüsü, cesareti, adaleti devlet olsun, devletimizde.
Mazlumun madurun, yetimin kolu kanadı olan şu öksüz Türk milletinin kıtalara sığmayan gücünü kuvvetini, ihtişamını yeniden kazanmasına ve ağlayan coğrafyalara Türk'ün hilalinin doğmasına vesile olsun inşaallah.
Al bayrak gönderlerden inmesin, gök bayrak göklerden hürriyyet sağsın, yeşil bir sancak süzülsün en yücelerde, kıtalar bağlansın hilalin uçlarına, kara yüzler ak gülsün Hicri yeni yılımızla birlikte.
Analar, atalar var olsun, gecmişlerimize merhamet eylesin Mevlamız. Bizler ve bizlerden olan neslimiz Rabbimizin izni ile her daim iyilik de esenlik de olsunlar.
Güven devamla, ”Yıl başımız başta güzel ülkemiz, öz yurdumuz Türkiyemize, Avrupa Türklüğüne, tüm Türk islam alemine, insanlığa hayırlar getirsin, belalar ve musibetler yok olup gitsin, sinsice el ovuşturan, milletin evlatları arasına kin ve nifak tohumları eken ihanet şebekelerine Allah fırsat vermesin. Hicri yılbaşımız, İnanmış vatanperver nesillerin sinelerinde açan bir güzel ülkü bağı oluştursun, bir öze dönüş olsun inşaallah. Hicret bir gerileyiş değil, bir geriliştir. Kutlu olsun” dedi.
Haber: Doğan Tufan