Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
BERLİN (AA) - Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck'in, 25 Ekim Çarşamba günü Türkiye'ye gideceği bildirildi.
Alman Haber Ajansı DPA'nın Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı'na dayandırdığı habere göre, Habeck'in Türkiye gezisinin odak noktası ekonomi ve enerji olacak.
Aynı zamanda Almanya Şansölye Yardımcısı olan Habeck, ziyaret sırasında, Ankara'da iki ülke arasındaki Ekonomik ve Ticaret Ortaklık Komisyonu (JETCO) toplantıları ve Enerji Forumu'na katılacak.
Çok sayıda Türk bakanla bir araya gelmesi beklenen Habeck, güncel konular ile ilgili görüş alışverişinde bulunacak. Habeck'in sivil toplum temsilcileriyle görüşeceği de belirtildi.
Robert Habeck'e Alman iş dünyasının temsilcileri eşlik edecek. Habeck'in 27 Ekim Cuma günü Almanya'ya dönmesi planlanıyor.
BERLİN (AA) - Almanya'da yaşayan 100'ü aşkın Yahudi sanatçı, yazar ve bilim insanı, ülkede Filistin yanlısı gösterilerin yasaklanmasına tepki gösterdi.
Alman Tageszeitung (taz) gazetesinde yayımlanan mektupta, 100'den fazla Yahudi sanatçı, yazar ve bilim insanı, barış ve ifade özgürlüğü çağrısında bulundu.
Mektupta, "Biz, aşağıda imzası bulunan ve Almanya'da yaşayan Yahudi sanatçı, yazar ve bilim insanları bu mektupla, bu ay İsrail ve Filistin'de meydana gelen korkunç şiddet olaylarının ardından demokratik kamuoyuna yönelik rahatsız edici önemleri kınıyoruz." ifadesi kullanıldı.
Almanya genelinde eyalet ve kent yönetimlerinin Filistin yanlısı gösterileri yasakladığına işaret edilen mektupta, "Bu baskılar, aynı zamanda 'Irkçılığa Karşı Gençlik' ve 'Orta Doğu'da Şiddete Karşı Berlinli Yahudiler' gibi gösterileri de cezalandırıyor." denildi.
Mektupta, İsrailli Yahudi bir kadının ülkesinin yürüttüğü savaşı kınayan bir pankart taşıdığı için gözaltına alındığı belirtilerek, polisin bu kararlar için inandırıcı savunma sunmadığı belirtildi.
Polisin, Yahudi gruplar tarafından düzenlenen toplantıların yasaklanması da dahil olmak üzere hemen hemen tüm iptal kararlarına halkı kışkırtıcı, antisemittik sloganların atılmasının doğrudan tehlike oluşturabileceği gerekçe gösterdiği aktarılan mektupta, bu iddiaların "İsrail'e yönelik eleştirileri de içerebilecek meşru ve şiddet içermeyen siyasi görüşleri bastırmaya hizmet ettiği" kaydedildi.
Mektupta, "keyfi kısıtlamalara karşı direnme girişimlerinin ayrım gözetilmeyen şiddetle karşılandığı" aktarılarak, Almanya'nın çeşitli bölgelerinde göçmen kökenli kişilerin hedef alındığı, çoğu zaman "uydurma" bahanelerle sivillerin taciz edildiği, gözaltına alındığı ve darbedildiği belirtildi.
Okullarda Filistin bayraklarının ve Filistin sembolize eden poşu takmanın yasaklandığı anımsatılan mektupta, bu sivil hak ihlallerinin Almanya'nın kültürel elitleri arasında tepkiye neden olmadığına dikkati çekildi.
Mektupta, "Biz Yahudiler olarak ırkçı şiddetin bu bahanelerini reddediyoruz ve Arap, Müslüman ve özellikle Filistinli komşularımızla tam dayanışmamızı ifade ediyoruz." denildi.
Yahudi aydınlar, mektupta, Almanya'yı, anayasada yer alan ifade özgürlüğü ve toplanma hakkı konusundaki yükümlülüklerine uymaya çağırdı.
Berlin polisi, 11 Ekim'den beri Filistinlilerle dayanışma gösterilerine izin vermeyerek, "Filistin'le dayanışma amacıyla Berlin'in farklı ilçelerinde düzenlenecek miting ve aynı konudaki yürüyüş ile bunların yerine geçecek tüm etkinlikler, kamu güvenliği ve düzeni açısından tehdit oluşturdukları gerekçesiyle yasaklanmıştır." açıklamasında bulunmuştu.
BRÜKSEL (AA) - NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İsveç'in katılım protokolünü imzalamasını ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sevk etmesini memnuniyetle karşıladı.
Stoltenberg, protokolün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanmasının ardından açıklama yaptı.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsveç'in katılım protokolünü imzalamasını ve TBMM'ye sevk etmesini memnuniyetle karşılıyorum." ifadesini kullanan Stoltenberg, şunları kaydetti:
"Onay için hızlı bir oylama yapılmasını ve İsveç'i çok yakında tam bir NATO Müttefiki olarak karşılamayı sabırsızlıkla bekliyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'la hafta sonu yaptığımız görüşmede de ifade ettiğim üzere, bu durum tüm İttifak'ı daha güçlü ve daha güvenli kılacaktır."
Stoltenber, yarın İsveç'i ziyaret ederek Başbakan Ulf Kristersson ile bir araya gelecek.
BERLİN (AA) - Kripto para birimi olan Bitcoin'in fiyatı, ABD'de ilk Bitcoin spot ETF'sinin onaylanacağı spekülasyonlarıyla yüzde 12'den fazla değer kazanarak son 1,5 yılın en yükse seviyesine çıktı.
Analiz şirketi Coinmarketcap'in verilerine göre, Bitcoin dahil küresel kripto para piyasasının değeri 24 saat içinde yaklaşık yüzde 8,8 artarak 1,27 trilyon doları aştı.
En büyük kripto para birimi olan Bitcoin'in fiyatı, son 24 saatte ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC) Bitcoin spot ETF'sini (borsa yatırım fonu) onaylayacağına ilişkin spekülasyonların kripto sektörüne yönelik talebi artırmasıyla yüzde 12,4 yükseliş kaydetti.
Böylece 34 bin doların üzerine çıkan Bitcoin, TSİ 07.30 itibarıyla 34 bin 432 dolardan işlem görüyor. Bitcoin'in fiyatı art arda 6 gündür artarak son 1,5 yılın en yüksek seviyesine yükseldi.
Bu arada, Bitcoin'in son 7 gündeki değer artışı yüzde 23'e yaklaşırken piyasa değeri ise 672 milyar doların üzerine çıktı.
Kasım 2021'de tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 68 bin 990 dolarda bulunan Bitcoin, söz konusu tarihten bu yana yaklaşık yüzde 50 değer kaybetti.
Bu arada, Coinbase Global, bitcoin yatırımcısı MicroStrategy gibi kripto ile ilgili şirketlerin hisselerinin de keskin bir şekilde yükselmesi dikkati çekti.
Öte yandan, ABD'de ilk Bitcoin spot ETF'sinin piyasaya sürülmesiyle ilgili hala spekülasyonlar devam ediyor.
Ülkede ilk Bitcoin spot ETF beklentisi, "SEC'in, mahkemenin Grayscale Investments'ın ETF başvurusunu reddetmesinin yanlış olduğu kararına itiraz etmeyeceği" yönündeki haberlerin ardından arttı.
Analistler, Bitcoin'de spot ETF'nin kullanıma sunulmasını, dijital para biriminin daha fazla dağıtımına ve kabulüne yönelik önemli bir adım olarak görüyor.
Dünyanın en büyük varlık yönetim şirketi Blackrock ile VanEck, WisdomTree (WT.N), Fidelity, Bitwise ve Invesco, SEC'e Bitcoin spot ETF'si için başvurmuştu.
Analistler ayıca, son jeopolitik gerilimlerin, hem fiziksel altın hem de birçok yatırımcının dijital altın olarak gördüğü bitcoin dahil olmak üzere kıt varlıklara olan talebi artırdığını da belirtti.
Öte yandan, piyasa değeri bakımından ikinci sırada yer alan Ethereum da son 24 saatte yüzde 7,54'ten fazla değer kazanarak 1820 dolar seviyesine çıktı.
İSTANBUL (AA) - Kaspersky, siber suçluların İsrail-Filistin çatışmasını dolandırıcılık amaçlı e-postalar ve web siteleri aracılığıyla istismar ettiğini tespit etti.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, Kaspersky, İsrail-Filistin çatışmasını istismar eden yeni bir dolandırıcılık kampanyasını tespit etti. Saldırganlar, insanları potansiyel kurbanlara bağış yapmaları yönünde kandırarak yardım etme isteğinden faydalanmaya çalışıyor ve paralarını çaldırmalarına neden oluyor. Siber suçlular bugüne kadar 500'den fazla dolandırıcılık e-postası yaydı ve para transferi sürecini hızlandırmak için sahte web siteleri oluşturdu. Kaspersky, bu durum karşısında kullanıcıları dikkatli olmaya ve bağışın gerçek alıcılarını doğrulamak için proaktif davranmaya çağırıyor.
Sahte yardımları hedef alan dolandırıcılık girişimleri sıkça yaşanıyor ve genellikle gerçek felaketleri ya da acil durumları istismar etmeye odaklanıyor. Kaspersky uzmanları, ayrıca İngilizce hazırlanmış ve çatışmadan etkilenenler için sahte bağış sitelerine yönlendiren dolandırıcılık e-postalarında da artış gözlemledi.
Dolandırıcılar, insanların yardım etme arzusunu ve merhamet duygusunu istismar etmek için gelişmiş sosyal mühendislik teknikleri kullanarak potansiyel kurbanları para çalmak için sahte bağış yapmaya ikna etmeye çalışıyor. Dolandırıcılar yardım kuruluşlarının kimliğine bürünerek ve duygusal bir dil kullanarak kullanıcıları, bağış yapmaları istenen dolandırıcılık amaçlı web sitesi bağlantısına tıklamaya ikna ediyor. Bu aldatıcı e-postalar pek çok farklı adresten gelebiliyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaspersky Güvenlik Uzmanı Andrey Kovtun, dolandırıcıların bu e-postalarda spam filtrelerini atlatmak için birden fazla metin formatı oluşturmaya çalıştığını belirterek, "Örneğin, 'merhametinize ve yardımseverliğinize sesleniyoruz' ya da 'empatinize ve cömertliğinize sesleniyoruz' gibi çeşitli bağış çağrısı ifadeleri kullanıyorlar ve 'yardım' gibi kelimeleri 'destek', 'yardım' gibi eş anlamlı kelimelerle değiştiriyorlar. Ayrıca bağlantıları ve gönderen adreslerini de sıkça değiştiriyorlar. Sağlam siber güvenlik çözümleri bu taktiklere karşı koruma sağlar." ifadelerini kullandı.
- Bağışa teşvik edilerek dolandırıcılık gerçekleştiriliyor
E-postalarda kullanılan bağlantılar bir dolandırıcılık web sitesine yönlendirme görevi üstleniyor. Bu web sitesi kullanıcılara çatışma hakkında bilgi veriyor, fotoğraflar gösteriyor ve bu yolla bağış yapmaya teşvik ediyor. Dolandırıcılar Bitcoin, Ethereum, Tether ve Litecoin gibi çeşitli kripto para birimlerinde bağış seçenekleri sunarak para transferlerini kolaylaştırıyor.
Kaspersky uzmanları, farklı cüzdan adreslerini kullanarak çatışma bölgesindeki diğer gruplar için yardım topladığını iddia eden farklı sahte web sayfaları da keşfetti.
Bu gibi dolandırıcılık sayfaları, tasarımlarını değiştirerek ve farklı grupları hedef alarak hızla çoğalabiliyor. Bu nedenle dolandırıcılıktan kaçınmak için bağış yapmadan önce sayfaları iyice incelemek gerekiyor. Sahte siteler genellikle yardım kuruluşlarının organizatörlerinden, alıcılardan, meşruiyetlerini kanıtlayan belgelerden veya fon kullanımına ilişkin şeffaflıktan yoksun oluyor.
Kaspersky, dolandırıcılıkların ağına düşmemek için şunları öneriyor:
"Hayır kurumunun web sitesini ve kimlik bilgilerini kontrol edin. Meşru yardım kuruluşlarının kaydı olur. Bunların gerçek olup olmadıklarını doğrulamak için bir kuruluşun kimlik bilgilerini bilinen bir veritabanında çapraz olarak kontrol etmelisiniz. Bağış yapmak veya destek sunmak için doğrudan yardım kuruluşlarına başvurun. Çevrim içi bağış yapmak için önünüze gelen bağlantıya tıklamak yerine yardım kuruluşunun web sitesi adresini kendiniz yazın.
Kontrol ettiğiniz kuruluşlar hakkında emin değilseniz, Birleşmiş Milletler yardım kuruluşları gibi insani destek sağlayan tanınmış kuruluşlara başvurun. Krizden etkilenen bireylerin, özellikle de tanımadığınız kişilerin para için sizinle doğrudan iletişime geçme ihtimalinin düşük olduğunu unutmayın. Para gönderme taleplerine karşı ekstra dikkatli olun. Tetikte olun. Sahte bir web sitesi gerçek bir yardım sitesiyle neredeyse aynı görünebilir. Tek fark bağışların nereye gönderileceğine dair ayrıntılardır. Yazım veya dilbilgisi hataları genellikle sahte sayfalara işaret eder.
Sosyal medyada dikkatli olun. Sosyal medya, hayır kurumlarının halkla iletişim kurması ve bağış talep etmesi için yaygın bir yoldur. Ancak Facebook, Twitter, Instagram veya YouTube'daki bir bağış talebinin sadece bir arkadaşınız beğendi veya paylaştı diye meşru olduğunu varsaymayın. Bağış yapmadan önce grubu araştırmak için zaman ayırın."
VARŞOVA (AA) - Letonya Dışişleri Bakanı Krisjanis Karins, Orta Doğu'da İsrail ve Filistin arasında çok zor bir durumun yaşandığını belirterek, "Durumu yatıştırmak için Avrupa olarak iki devletli çözüme doğru ilerlememiz gerektiğine inanıyorum. Nihayetinde iki ülkenin yan yana, herkesin kendi egemen devletinde yaşaması kalıcı ve güvence altına alınmış bir barışa sahip olmanın tek yolu budur." dedi.
Lüksemburg'da düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Toplantısı öncesinde açıklama yapan Karins, Rusya-Ukrayna Savaşı'na odaklanmaya devam ettiklerini ifade etti.
Karins, Rusya'nın sivil altyapıya yönelik saldırılarını sürdürdüğünü, Ukrayna'nın askeri ve mali açıdan AB'nin yardımına ihtiyacı olduğunu kaydetti.
İsrail ve Filistin çatışmasına da değinen Karins, son günlerde yaşananların çok rahatsız edici bir durum olduğunu dile getirdi.
Karins, şöyle devam etti:
"Bu konuda üç ana nokta var. Birincisi İsrail'e tam destek. İsrail egemen bir devlettir ve kendini savunma hakkına sahiptir, hatta kendini savunma yükümlülüğü vardır. İkincisi, İsrail'e yönelik acımasız saldırı gerçekleştiren Hamas'ın tamamen kınanması. Tüm rehinelerin derhal serbest bırakılması gerekiyor. Üçüncüsü İsrailli dostlarımıza Hamas'ın Gazze'den kökünü kazımaya çalışırken insani durumu da göz önünde bulundurmaları gerektiği mesajını vermek istiyorum. Yani Hamas'ın peşinden gidin, evet ama insani durumu da göz önünde bulundurun. Tüm Filistinliler Hamas'a yakın değil. Tüm Filistinliler terörist değil ama bu terörizmle mücadele ihtiyacını azaltmıyor."
Karins, Avrupa'nın açık şekilde İsrail'i desteklediğinin altını çizerek, "Avrupa'nın İsrail'i desteklediğini ve Filistinli sivillerin yaşamları ve refahları konusunda endişe duyduğunu söylemek bir çelişki değildir çünkü Filistinlilerin hepsi Hamas değildir." ifadesini kullandı.
Orta Doğu'da İsrail ve Filistin arasında çok zor bir durumun yaşandığına dikkati çeken Karins, "Durumu yatıştırmak için Avrupa olarak iki devletli çözüme doğru ilerlememiz gerektiğine inanıyorum. Nihayetinde iki ülkenin yan yana, herkesin kendi egemen devletinde yaşaması kalıcı ve güvence altına alınmış bir barışa sahip olmanın tek yolu budur." değerlendirmesinde bulundu.
- İsrail-Filistin çatışması
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.
Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.
Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.
Gazze'den düzenlenen saldırılarda 306'sı asker 1400 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 1873'ü çocuk, 1023'ü kadın olmak üzere 4 bin 700 kişinin öldüğünü, 14 bin 245 kişinin yaralandığını duyurmuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 90 Filistinlinin öldüğü belirtilmişti.
İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 18 gazeteci yaşamını yitirmişti.
İsrail-Lübnan sınırında 8 Ekim'den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah arasında yaşanan çatışmalarda ise 24 Hizbullah üyesi ile biri gazeteci 4 sivil hayatını kaybetmişti.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirmişti.
ANKARA (AA) - Türkiye'den Gazze'ye ilaç ve tıbbi malzeme taşıyan iki askeri uçak Mısır'a hareket etti.
Türkiye'nin Gazze'ye yardımları kapsamında, Etimesgut Askeri Havaalanı'ndan Gazze'ye ilaç ve tıbbi malzeme taşıyan ilk uçak saat 09.00'da havalandı.
Yardımlar kapsamında ikinci uçak saat 12.00'de Mısır’ın El-Ariş Havalimanı'na hareket ederken, gün içerisinde iki uçağın daha Mısır'a gideceği bildirildi.
Öte yandan, dün Gazze'ye ilaç ve tıbbi malzeme taşıyan, içerisinde 20 uzman sağlık çalışanın da bulunduğu Cumhurbaşkanlığı uçağı Esenboğa Havalimanı’ndan Mısır'a hareket etmişti.
ANKARA (AA) - GÖKSEL YILDIRIM - Türk savunma sanayisi, ABD'den de taliplileri olan ve birçok sektör için teknik seramik ham maddeler üreten Alman şirketi bünyesine kattı.
Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen ileri teknik balistik seramik üretici ve zırh tedarikçilerinden Nurol Teknoloji, Alman seramik ham madde üreticisi Industriekeramik Hochrhein (IKH) firmasının çoğunluk hissesini satın alarak ileri teknik seramik teknolojileri alanında önemli bir hamle yaptı.
Yenilikçi seramik tozlar geliştiren ve üreten şirket, otomobil endüstrisi, makine mühendisliği, havacılık, çelik işleme, döküm, kağıt ve tekstil endüstrisi, cam endüstrisi, çevre ve enerji mühendisliği ile sağlık sektörü alanında faaliyet gösteriyor.
Nurol Teknoloji Genel Müdürü Selim Baybaş, AA muhabirine, şirket olarak faaliyetlerini seramik ve kompozit üretimi olmak üzere iki ana alanda sürdürdüklerini söyledi. Bu alanlarda dikey genişleme ve yeni kabiliyetler kazanma üzerine stratejik plan yaptıklarını dile getiren Baybaş, Nurol Holding Yönetim Kurulu'nun onayı ve destekleriyle dünyanın en büyük, en iyi, en ileri balistik ürün ve balistik seramik üreticisi olmak istediklerini vurguladı. Bu kapsamda Almanya'da yaklaşık 30 yıldan beri seramik ve toz metalürjisi alanında kabiliyetlere sahip bir şirketin çoğunluk hisselerini alarak bünyelerine kattıklarını ifade eden Baybaş, şöyle konuştu:
"Bunu çok önemsiyoruz. Birincisi bir Türk şirketi olarak Almanya'da şirket satın alabilmek ve teknoloji transferi yapabilmek büyük fayda getirecek. İkincisi Türk savunma sanayisinin gelişimi açısından çok önemli. Endüstriyel birikim zamanla kazanılan, farklar zamanla kapanan bir alan. Bu tarz inorganik büyümelerle farkı hızlı şekilde kapatma imkanına sahip olacağız. Bu tesis sadece balistik seramikler değil, diğer alanlardaki seramik üretimi noktasında da bize önemli bir itme sağlıyor olacak. Özellikle elektronik, farklı medikal alanlarda toz üretimi ve seramik malzeme üretimi hedefimizde olan bir konuydu ve şu an radarımıza girmiş durumda."
- Türk sanayisine önemli kapılar açacak
Ürettikleri ürünlerin ana ham maddesinin toz olduğuna işaret eden Baybaş, toz metalürjisinin Türkiye'de son dönemde parladığını ve bilgi birikiminin arttığını vurguladı. Baybaş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Aldığımız şirketin bilgi birikimi bu anlamda samimi söylemek gerekirse bizlerden çok daha önde. O yüzden öncelikle ürettiğimiz ürünleri çok daha iyi üretmeyi sağlamakla birlikte hiç üretmediğimiz, bilmediğimiz alanlarda, bilmediğimiz tozları kullanmak suretiyle yeni ürünler üretmemize fayda sağlayacak. Elektronik alanı bizim açımızdan bilmediğimiz, öğrenmeye çalıştığımız ve genişlemek istediğimiz bir alan. Aldığımız şirketin elektronik seramikleri konusunda da önemli girişimleri, projeleri var. Alman hükümeti ve enstitüler tarafından desteklenen önemli projeleri var. Bunların içinde yer alıyor olmak, yer alacak olmak bizi çok heyecanlandırıyor. Bize ve şüphesiz ki ülkemiz sanayisine önemli kapılar açıyor olacak."
- Büyümeyi ve ihracatı destekleyecek
Bu satın almanın ihracat faaliyetlerine katkısına da değinen Selim Baybaş, tedarik zinciri yönetimi açısından en iyi tozu Almanya'da üretmenin ve Türkiye'ye transfer etmenin öncelikleri olduğunu söyledi. Ayrıca önemli bir kapasite artışının gündeme geleceğine işaret eden Baybaş, şöyle konuştu:
"Amerika'da yeni kurulmuş bir şirketimiz var. Amerikan pazarına girmek üzereyiz. Önemli oyuncularla önemli ilişkiler kurmuş durumdayız. Amerikan pazarı bizim alanımızda dünyanın çok önemli, büyük bir pazarı. Avrupa'da geçenlerde imzaladığımız önemli bir proje var. Bütün bunlar önemli bir kapasite ihtiyacı getiriyor. Bu noktada adımız şirketin bize toz üretimi, büyüme noktasında çok büyük itmesi olacak. İhracat tarafında bize çok büyük yeni kapılar açacağına da inanıyoruz."
- Olumlu referanslar süreci hızlandırdı
Seramik alanında dünyanın en iyisi olma idealinin peşinde koşarken buna destek verebilecek şirketleri mercek altına aldıklarını anlatan Baybaş, bunların birçoğuyla da görüşmeler gerçekleştirdiklerini bildirdi.
IKH'nin zaten önemli referans tedarikçilerinden biri olduğunu ifade eden Baybaş, şunları kaydetti:
"İlişkilerimiz zaten çok çok iyiydi ve ilişkileri başka bir noktaya getirmeyi konuşmaya başladık. Bu aylar sürdü. Bu şirketi satın alma masasına getirme sürecinde farklı rakiplerimiz vardı. Amerikalı şirketler, büyükler de vardı. IKH firmasının kurucu sahibi bizimle olan ilişkisini çok kıymetli buldu ve bizle devam etti. Değerleme sürecini bitirdikten sonra her şey bitmedi. Sonrasında da Alman hükümetinin şirketin satışına onayını bekledik. Bunun için de Almanya'ya defalarca gittik. İlgili bakanlıklarla görüşmelerimiz oldu. Kendimizi, grubumuzu, niyetlerimizi anlattık. Bunun sonucunda da beklediğimizden nispeten kısa bir sürede Alman hükümetinden onayı almış olduk. Onlara şirketin devamlılığıyla alakalı yapılması çok kolay bazı sözler verdik.
Nurol Teknoloji, Nurol Grubu ve grup şirketlerinin küresel anlamdaki faaliyetleri, savunma sanayisi tarafımızın NATO ülkelerine olan faaliyetleri ve çok çok temiz bir geçmişe sahip olmamız. Bu satın alma faaliyetinin onaylanmasını çabucak sağladı. Aileye yeni bir üye katmış olduk."
MERSİN (AA) - Avrupa Triatlon Kupası'nın ikinci yarışı olan Mersin'deki Yenişehir Triatlonu, elitler kategorisindeki müsabakalarla devam ediyor.
Türkiye Triatlon Federasyonunun desteğiyle, Yenişehir Belediyesi ev sahipliğinde 25 ülkeden 280 sporcunun katılımıyla dün başlayan organizasyon, ikinci gününde sürüyor.
Adnan Menderes Bulvarı ve sahil bandında bugün elitler kategorisinde yapılan müsabakalara katılan sporcular, ilk olarak Fenerbahçe Meydanı'ndan denize girip 750 metre yüzecek.
Parkuru tamamlayan katılımcılar, denizden çıkarak değişim istasyonunda bisiklete binip, Arkeoloji Müzesi ile Mersin Marina kavşağı arasında 3 tur halinde 20 kilometre bisiklet sürecek.
Etabı bitiren katılımcılar, son olarak 2 turda 5 kilometre koşacak.
Yarışın ardından düzenlenecek törende dereceye giren sporculara ödülleri verilecek.