Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
BERLİN (AA) - Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, ECB’nin piyasalardaki durumu yakından izlediğini ve gerekirse Avro Bölgesi'nde fiyat ve finansal istikrarı korumak için gerekeni yapmaya hazır olduğunu bildirdi.
Lagarde, Avrupa Parlamentosu (AP) Ekonomik ve Mali İşler Komitesi'nde konuştu.
ECB'nin piyasadaki gelişmeleri yakından izlediğini anlatan Lagarde, "Avro Bölgesi bankacılık sektörü güçlü sermayesi ve likidite pozisyonuyla dirençli. ECB'nin politika araçları da gerektiğinde bölgenin finansal sistemine likidite desteği ve para politikasının sorunsuz işleyişini sağlayacak durumda.“ değerlendirmesinde bulundu.
Avro Bölgesi enflasyonunun uzun süre daha yüksek kalacağına işaret eden Lagarde, ECB’nin gelecekteki tüm faiz oranı kararlarını gelen verilere bağlı olarak alacağını yineledi.
Lagarde, “Artan belirsizlik seviyesi, faiz kararlarımızda veriye dayalı bir yaklaşımın önemini pekiştiriyor." dedi.
ECB Başkanı Christine Lagarde diğer güncel sorunlara rağmen ECB'nin iklim planlarını sürdürmeye kararlı olduğunu sözlerine ekledi.
Die Integrationsbeauftragte der Bayerischen Staatsregierung Gudrun Brendel-Fischer, MdL, startete heute pünktlich zum Beginn der Internationalen Wochen gegen Rassismus die bayernweite Kinotour der Beauftragten mit dem Film „Die Arier“ der Autorin und Filmemacherin Mo Asumang in Hollfeld und Pegnitz.
In ihrem vielfach ausgezeichneten Film „Die Arier“ begibt sich Filmregisseurin Mo Asumang (u.a. bekannt aus der 6-teiligen Reportagereihe „Mo Asumang und …“ auf 3sat) auf die Suche nach den Ursprüngen von Rassismus, dem Missbrauch des Begriffs „Arier“ und nach den heute noch existierenden, echten Ariern.
Brendel-Fischer ist zum einen erfreut, Mo Asumang für die Tour gewinnen zu können. Anderseits ist sie jedoch bestürzt über die Notwendigkeit: “Die Doku ist leider aktuell wie nie, denn noch immer wird in Deutschland gegen Menschen anderer Religion, Hautfarbe oder Herkunft gehetzt, Tendenz steigend. Wir müssen hier noch stärker aktiv werden.“
Die Doku wurde zwei Schulklassen gezeigt, die im Anschluss mit Mo Asumang und Gudrun Brendel-Fischer angeregt diskutierten. Die Kinosäle in Hollfeld und Pegnitz waren voll besetzt, die Jugendlichen sichtlich beeindruckt vom Mut der nach Antworten suchenden Mo Asumang.
Mo Asumang betont: „Ich bin der festen Überzeugung, dass Dialog der einzige Weg ist, Andersdenkende aus den immer größer werdenden, teils radikalen Echokammern herauszuholen. Mein Ziel ist es, eine Spaltung unserer Gesellschaft zu verhindern. Ich möchte Menschen in Schulen, am Arbeitsplatz und zu Hause, mit Handwerkszeug für den Dialog befähigen, unsere Demokratie zu beschützen.“
Gudrun Brendel-Fischer pflichtet ihr bei: „Nur durch direkten Kontakt können Annäherung und Verständnis wachsen. Wir sollten uns vorurteilsfrei darauf einlassen, andere Kulturen wirklich kennenzulernen. Den Fokus auf das Verbindende, Gemeinsame zwischen den unterschiedlichsten Menschen zu legen, ist mir ein großes Anliegen. Im Nachplappern von rassistischen Parolen liegt ein großes Gewalt- und Konfliktpotenzial.“
Weiter geht es am 26. April in München und Weilheim, weitere Stationen in Passau, Viechtach, Neumarkt, Nürnberg, Fürth, Schweinfurt, Dillingen und Bad Wörishofen folgen. Mehr Informationen finden Sie unter www.integrationsbeauftragte.bayern.de/vereint-in-vielfalt-geschlossen-gegen-rassismus/.
Die Kinotour mit Mo Asumang flankiert das neue Maßnahmenpaket „Vereint in Vielfalt – geschlossen gegen Rassismus“ der Integrationsbeauftragten, das sich gezielt an Jugendliche richtet. Mit dem Film „Die Arier“, Podcasts, Videos und Expertengesprächen sollen Jugendliche an Themen wie Alltagsrassismus und Diskriminierung herangeführt und dafür sensibilisiert werden.
Uzun yıllardan bu yana döner sektöründe başarısı ile Türk - Alman ve diğer ülkelerin medya organlarında adından sıkça söz edilen Remzi Kaplan başta genç işadamlarımız olmak üzere Almanya Türklerine yönelik verdiği mesajda, “İşinize ve mesleğinize sahip çıkın, başarı tesadüfler ile gelmez” dedi.
Döner sektöründeki başarısı sıkça basına yansıyan işadamı Remzi Kaplan, “İşadamı şu kadar saat çalışırım, gerisi zaten gelir havasında olmamalı. Belli bir bilgi birikiminin üzerine bitmez tükenmez enerji de koymanız gerek. Başarının arkasında kesinlikle çok, ama planlı çalışma yatar. Özellikle genç işadamlarımızdan Alman iş disiplinine Türklerin çalışkanlığını da koyduklarında kesinlikle başarıları daha da artacaktır” diyerek genç nesil Türk işadamlarına tecrübelerini aktardı.
Türkiye kökenli genç işadamlarımıza Anadolu’dan gelen değerleri de unutmamalarını isteyen TDU- Türk Alman İşadamları Derneği Başkanı Remzi Kaplan, “İşadamlarımız birlik olmalı. Mümkün ise mesleki tecrübelerini paylaşarak başarıya birlikte koşmayı öğrenmelidirler. Başkent Berlin özelinde düşündüğümüzde Türkiye - Almanya arasında yapılması gerekli özel temsiller varki bunlar ihmal edilemez. Bu alanda kamu yararı olan derneklere destek verilmeli, Türkiye ve Almanya’nın özel günlerinde bizim temsilcilerimizde orada olmalı ve biz varız dercesine kendilerini göstermelidirler” şeklinde konuşarak sivil toplum birliklerinin önemine dikkat çekti.
62 yıllık emeğin karşılığında Almanların bizi unutmaması için bizim yapmamız gereken ödevlerimiz de var diyen başarılı işadamı Remzi Kaplan, “Biz Almanya ekonomisine 4 nesildir milyarlarca euro katkı sağlayan Türkiye kökenli insanlarız. Almanya’da asli unsur olan Türk işadamlarıyız. Yarım milyona yakın insana iş veren Türkiye kökenli insanlar olarak hem Almanya, hem de Türkiye bizler ile gurur duymalı. Üstelik bizler, iki ülke ilişkilerinde çok önemli bir denge unsuruyuz. Birçoğumuzun babası veya dedesi ya bu topraklarda vefat etti, ya da Türkiye’nin bir ücra köşesinde Almanya günlerinin hayali ile bir ömür sürmektedir. İki ülke de bizim ve iki ülkenin de sevinç ve üzüntüsünün ortağıyız. Böyle de bir tarihi sorumluluğumuz var” dedi.
Bilindiği gibi Remzi Kaplan Berlin’de döner fabrikasında çok sayıda işçi istihdam ederek Avrupa’nın dört bir yanına bir Türkiye lezzeti olarak bilinen taze ve kaliteli dönerleri ulaştırıyor.
MANNHEIM. Türk-Alman İş ve Eğitim Enstitüsü’nün davetiyle (DTI) 19 Mart Pazar günü Mannheim ve çevresinden yüzün üzerinde katılımcı “Mesleki Eğitimde Boşlukları Dolduruyoruz” başlıklı kahvaltıda zanaat, ticaret ve sanayide yaşanan personel açığını ve Z kuşağının mesleki tercihlerini tartıştılar. Rhein-Neckar İşverenler Derneği (TID) ve Mannheimer Morgen/Haas Media GmbH işbirliğinde, spor klubü TSV Mannheim 1846 e.V. ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe siyasi temsilciler de yoğun ilgi gösterdi.
DTI Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baklan (SUNTAT) konukları selamladığı konuşmasında iyi bir mesleki eğitimin sosyal uyumu ve ekonomik kalkınmayı güçlendirdiğini ifade ederken “eğitim gören sadece bir mesleği değil, kendi olmayı da öğrenir: Ne istediğini bilen, özeleştiri yapabilen, yeni fikirlere açık, kendi köklerinin bilincinde ama aynı zamanda dünyayı da kucaklayan, sorumluluk sahibi bir insan olarak yetişir. Bu imkan herkese tanınmalıdır” dedi. DTI’nin dahil olduğu sivil toplum kuruluşlarının gerçekleştirdikleri projelerle resmi eğitim sistemini zenginleştiren ve tamamlayan önemli aktörler olduğunu vurgulayan Baklan, eğitimle ilgili tartışmalarda seslerinin duyulması gerektiğini belirtti.
Karlsruhe Başkonsolosu Banu Terzioğlu açılış konuşmasında mesleki fırsatlar alanında rehberlik sağlamanın gençler için önemini vurgularken İşgücü Piyasası Uzmanı ve DTI Müdürü Prof. Dr. Franz Egle, Almanya genelinde her beş mesleki eğitim yerinden birinin boş kalmasının endişe verici olduğunu ifade etti. Meslek öğrenimine dair rehberlik faaliyetlerinde anne ve babaların da hedef kitle olarak dikkate alınması gerektiğine dikkat çeken Egle, TikTok gibi gençlere hitap eden güncel mecraların da önemine işaret etti.
DTI’nin konzeptini hazırladığı ve 2019 yılında ilk defa pilot proje olarak Johannes-Kepler- Gemeinschaftsshule’de uyguladığı proje “Ausbildung: (K)ein Thema!” [Mesleki Eğitim? Sorun değil!] – A(k)T öğrencilerle mesleki eğitim gören ‘çırakları’ (peer coaching) ilk etapta sınıf ortamında buluşturuyor. Öğrenciler, sözkonusu meslek üzerine çalışma ortamından aldıkları maaşa kadar akıllarına takılan her türlü konuyu birebir yaşıtlarına sorma imkanı bulurken ikincietapta mesleki eğitim veren işletmeyi ziyaret ediyorlar. A(k)T, mesleki öğrenim hazırlığı sınıflarında bulunan gençleri doğrudan işletmelerle buluşturup onlara mesleki rehberlik süreçlerinde yardımcı olmayı ve işletmeleri doğrudan geleceğin çıraklarıyla buluşturmayı amaçlıyor.
Kahvaltının ilgi çeken diğer bir kısmı belediye başkan adaylarıyla gerçekleştirilen soru-cevap bölümüydü. Mannheimer Morgen Genel Yayın Yönetmeni Karsten Kammholz’un ‘tarihi bir an’ olarak nitelediği bölümde önümüzdeki dönem Mannheim belediye başkanlığına aday dört isim Thorsten Riehle (SPD), Christian Specht (CDU), Raymond Fojkar (Grüne) ve Isabell Belser (Linke) ilk defa bir podyum tartışmasında bir araya gelirken izleyecekleri eğitim politikasıyla ilgili Kammholz’un sorularını yanıtladılar.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen DTI-Girişimciler Kahvaltısı’nı DTI Yönetim Kurulu üyesi Herbert Dechant sundu. Dr. Brigitta Eckert (Lernmobil e.V.) ve gönüllülerin organizasyonunu üstlendiği, konuklara çok çeşitli lezzetlerin sunulduğu kahvaltının gastronomik hazırlığını ve sunumunu Mannheimlı işverenler Lumann Engel (Olymp-Feinkost), Tuncay Atacan (Maruba Das Gasthaus) ve Can Gürsel (Summer Daily TSV Mannheim Hockey) gerçekleştirdi. (GW)
MANNHEIM. Türk-Alman İş ve Eğitim Enstitüsü’nün davetiyle (DTI) 19 Mart Pazar günü Mannheim ve çevresinden yüzün üzerinde katılımcı “Mesleki Eğitimde Boşlukları Dolduruyoruz” başlıklı kahvaltıda zanaat, ticaret ve sanayide yaşanan personel açığını ve Z kuşağının mesleki tercihlerini tartıştılar. Rhein-Neckar İşverenler Derneği (TID) ve Mannheimer Morgen/Haas Media GmbH işbirliğinde, spor klubü TSV Mannheim 1846 e.V. ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe siyasi temsilciler de yoğun ilgi gösterdi.
DTI Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baklan (SUNTAT) konukları selamladığı konuşmasında iyi bir mesleki eğitimin sosyal uyumu ve ekonomik kalkınmayı güçlendirdiğini ifade ederken “eğitim gören sadece bir mesleği değil, kendi olmayı da öğrenir: Ne istediğini bilen, özeleştiri yapabilen, yeni fikirlere açık, kendi köklerinin bilincinde ama aynı zamanda dünyayı da kucaklayan, sorumluluk sahibi bir insan olarak yetişir. Bu imkan herkese tanınmalıdır” dedi. DTI’nin dahil olduğu sivil toplum kuruluşlarının gerçekleştirdikleri projelerle resmi eğitim sistemini zenginleştiren ve tamamlayan önemli aktörler olduğunu vurgulayan Baklan, eğitimle ilgili tartışmalarda seslerinin duyulması gerektiğini belirtti.
Karlsruhe Başkonsolosu Banu Terzioğlu açılış konuşmasında mesleki fırsatlar alanında rehberlik sağlamanın gençler için önemini vurgularken İşgücü Piyasası Uzmanı ve DTI Müdürü Prof. Dr. Franz Egle, Almanya genelinde her beş mesleki eğitim yerinden birinin boş kalmasının endişe verici olduğunu ifade etti. Meslek öğrenimine dair rehberlik faaliyetlerinde anne ve babaların da hedef kitle olarak dikkate alınması gerektiğine dikkat çeken Egle, TikTok gibi gençlere hitap eden güncel mecraların da önemine işaret etti.
DTI’nin konzeptini hazırladığı ve 2019 yılında ilk defa pilot proje olarak Johannes-Kepler- Gemeinschaftsshule’de uyguladığı proje “Ausbildung: (K)ein Thema!” [Mesleki Eğitim? Sorun değil!] – A(k)T öğrencilerle mesleki eğitim gören ‘çırakları’ (peer coaching) ilk etapta sınıf ortamında buluşturuyor. Öğrenciler, sözkonusu meslek üzerine çalışma ortamından aldıkları maaşa kadar akıllarına takılan her türlü konuyu birebir yaşıtlarına sorma imkanı bulurken ikincietapta mesleki eğitim veren işletmeyi ziyaret ediyorlar. A(k)T, mesleki öğrenim hazırlığı sınıflarında bulunan gençleri doğrudan işletmelerle buluşturup onlara mesleki rehberli süreçlerinde yardımcı olmayı ve işletmeleri doğrudan geleceğin çıraklarıyla buluşturmayı amaçlıyor.
Kahvaltının ilgi çeken diğer bir kısmı belediye başkan adaylarıyla gerçekleştirilen soru-cevap bölümüydü. Mannheimer Morgen Genel Yayın Yönetmeni Karsten Kammholz’un ‘tarihi bir an’ olarak nitelediği bölümde önümüzdeki dönem Mannheim belediye başkanlığına aday dört isim Thorsten Riehle (SPD), Christian Specht (CDU), Raymond Fojkar (Grüne) ve Isabell Belser (Linke) ilk defa bir podyum tartışmasında bir araya gelirken izleyecekleri eğitim politikasıyla ilgili Kammholz’un sorularını yanıtladılar.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen DTI-Girişimciler Kahvaltısı’nı DTI Yönetim Kurulu üyesi Herbert Dechant sundu. Dr. Brigitta Eckert (Lernmobil e.V.) ve gönüllülerin organizasyonunu üstlendiği, konuklara çok çeşitli lezzetlerin sunulduğu kahvaltının gastronomik hazırlığını ve sunumunu Mannheimlı işverenler Lumann Engel (Olymp-Feinkost), Tuncay Atacan (Maruba Das Gasthaus) ve Can Gürsel (Summer Daily TSV Mannheim Hockey) gerçekleştirdi. (GW)
Landrat Martin Neumeyer hatte vor kurzem die Fest- und Produktköniginnen des Landkreises Kelheim zum Besuch in das Landratsamt Kelheim eingeladen. Er dankte den jungen Damen für ihr Engagement als Botschafterinnen und Repräsentantinnen des Landkreises und unserer Heimat. Bei einem Rundgang durch das Landratsamt-Gebäude erläuterte der Landrat die Vielfältigkeit an Aufgaben und Zuständigkeiten einer Landkreis-Verwaltung sowie als Dienstleister für die Anliegen der Bürgerinnen und Bürger. Abschließend konnten die Königinnen ihr Wissen um den Landkreis Kelheim und seine Besonderheiten noch unter Beweis stellen.“
Jedes Frühjahr wandern Kröten, Frösche und Molche aus den Wäldern zu ihren Laichgewässern. Ihr innerer Kompass führt sie zielgenau zurück zu den Seen, Teichen und Tümpeln ihrer Geburt, um sich dort selbst fortzupflanzen. Dabei müssen die Tiere zum Teil viel befahrene Straßen überqueren. Ehrenamtliche Helfer und Helferinnen bauen daher Fangzäune auf und sammeln die Amphibien ein, um diese sicher zu ihrem Ziel zu bringen.
Landrat Thomas Eberth hilft schon seit seiner Jugend dabei, „Fröschli über die Straße zu tragen“, wie er selbst sagt. Bei Wind und Wetter ging er auch in diesem Jahr gemeinsam mit Vertretern der Ortsgruppe Reichenberg des BUND Naturschutz auf Kontrollgang entlang der Zäune. Ausgerüstet mit Stirnlampe und Eimer sammelte er gemeinsam mit der 1. Vorsitzenden Angelika Mayr und weiteren Mitgliedern Tiere auf. „Ich danke den vielen ehrenamtlichen Helferinnen und Helfern, die mit ihrem Einsatz einen wertvollen Beitrag zum Erhalt der Artenvielfalt leisten“, lobte der Landrat.
Appell des Landrats: Autofahrer, bitte Rücksicht nehmen!
Je nach Witterung beginnt die Zeit der Amphibienwanderung zwischen Februar und März und dauert etwa drei Monate. Die Tiere werden meist bei Dunkelheit in den frühen Morgen- und späten Abendstunden an den Fangzäunen aufgelesen. Für Mensch und Tier sind diese Einsätze am Straßenrand nicht ungefährlich. „Für die Verkehrsteilnehmer heißt das unbedingt: Fuß vom Gas!“, appelliert Landrat Thomas Eberth. „Bitte achten Sie in den nächsten Wochen verstärkt auf die Tiere, aber auch auf die ehrenamtlichen Helferinnen und Helfer.“
Im Landkreis Würzburg werden in folgenden Bereichen vom Bund Naturschutz und dem Landschaftspflegeverband (LPV) organisierte Amphibienschutzmaßnahmen durchgeführt:
Bund Naturschutz: Rimpar/Güntersleben, Lindelbach, Kleinrinderfeld, Guttenberger Wald, Erlach, Gramschatz, Remlingen.
Landschaftspflegeverband (LPV): Erlabrunn, Margetshöchheim, Frickenhausen/Ochsenfurt, Bütthard, Altertheim, Irtenberger Forst.
Bakan Ersoy’un mesajı şöyledir:
“Milletimizin tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin 108’inci yıl dönümüne ulaşmanın onurunu ve gururunu yaşıyoruz.
Ecdadımız tüm yokluklara ve zorluklara rağmen, şanlı bir destanla taçlandırdığı zafer ile, bu kutlu topraklara silinmeyecek mührünü vurmuştur.
Çanakkale Zaferi, milletimizin ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesinde yaşamasının teminatı olmuştur.
Bugün de ülkemizde yaşanan deprem felaketi sonrasında, milletimiz kenetlenme konusunda Çanakkale ruhunu yeniden hayata geçirmiştir. Bu necip milletin biraraya geldiğinde ne kadar güçlü ve muhteşem olduğuna şahidiz. Millet olarak tüm zorlukları el birliği ile atlatacağımıza olan inancım tamdır.
Vatanı ve bayrağı için gözünü kırpmadan canını feda eden kahramanların torunları olarak, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi rahmetle, minnetle ve saygıyla anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun…”
ANKARA (AA) - Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK), cumhurbaşkanı adaylığı başvurusunda bulundu.
Perinçek, başvuru sonrası YSK Başkanlığı önünde yaptığı açıklamada, 14 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimi'nin yapılacağını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı için YSK'ye başvuruda bulunduğunu ifade eden Perinçek, şunları kaydetti:
"Büyük bir milletin vatandaşlarıyız. Büyük Türk milleti, zorluklardan büyük çözümlerle, büyük kararlarla çıkmıştır. Cumhurbaşkanlığı için 100 bin imza toplamak üzere adaylığımı koymuş bulunuyorum. Yüksek Seçim Kurulu Başkanımıza gerekli evrakı teslim ettim."
Göreve hazır olduğunu dile getiren Perinçek, "Zorlukların üzerine yürümekte kararlıyız. Nasıl Ergenekon'dan çıktıysak, Türk milleti olarak, kayaları, dağları deldiysek yine Türkiye'nin önünde o büyük mücadeleler, büyük başarılar var." dedi.
Perinçek, açıklamanın ardından, seçimin ikinci tura kalması halinde ittifaklara açık olup olmadığına ilişkin soru üzerine, "Seçim ikinci tura kaldığı zaman, Doğu Perinçek ikinci tura kalır. İkinci turda biz olacağız." ifadesini kullandı.
Başoğlu, bir restoranda düzenlediği basınla tanışma toplantısında medya mensuplarıyla bir araya geldi.
Edirne'de göreve başlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Başoğlu, kentin tarihi camileriye, kültürel yapısıyla Türkiye'nin en önemli şehirlerinden biri olduğuna dikkati çekti.
Kentte, ramazan ayı hazırlıklarına da değinen Başoğlu, "Çarşambayı perşembeye bağlayan akşam inşallah ilk teravih namazımızı kılacağız. Ramazan ayı hazırlıklarımızı tamamladık, camilerimizi temizledik. Her sene olduğu gibi bu yılda bütün camilerimizde mukabele okunacak." dedi.
Başoğlu, Selimiye, Eski ve Üç Şerefeli camilerinde haftada iki gün Enderun usulü teravih namazı kılınacağını dile getirdi.
Lari ve 2. Bayezid camilerinde ise hatimle teravih namazı kılınacağını belirten Başoğlu, Hasan Sezai ve Darül Hadis camilerinin bahçesinde de vatandaşların katkılarıyla iftarlar verileceğini sözlerine ekledi.
Başoğlu, ramazan ayında vatandaşların özellikle sofralarını ihtiyaç sahibi kişilerle paylaşmalarını istedi.