Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Informationen rund um das Thema Geburt im Nathanstift
Wie melde ich mich zur Geburt an? Wie ist der Kreißsaal ausgestattet und wie läuft eine Geburt eigentlich ab? Antworten auf diese und weitere Fragen bekommen Eltern einmal monatlich am Elterninformationsabend der Geburtshilfe der Frauenklinik Nathanstift.
Die Termine im Überblick:
29.03.2023
26.04.2023
17.05.2023
28.06.2023
19.07.2023
30.08.2023
20.09.2023
25.10.2023
29.11.2023
20.12.2023
Jeweils Mittwoch um 17 Uhr im Bildungszentrum Klinikum Fürth, Raum V.0.07/08
Eine Anmeldung ist nicht erforderlich.
Wir freuen uns auf Ihr Kommen!
Der Kreisverband für Gartenbau und Landespflege Würzburg ist die Dachorganisation der Obst- und Gartenbauvereine im Landkreis. „Es ist die erste Versammlung für mich als neuer Kreisvorsitzender“, begrüßte Landrat Thomas Eberth die vielen Teilnehmenden in der Mehrzweckhalle Uengershausen. Eberth und Reichenbergs Bürgermeister Stefan Hemmerich dankten dem Obst- und Gartenbauverein Reichenberg für die liebevolle Vorbereitung der Jahreshauptversammlung des Kreisverbandes.
Streuobstwiesen sind wichtige Biotope
Wie wichtig die Versammlung war, konnte man daran ablesen, dass mit Thorsten Schwab der Bezirksvorsitzende und mit Wolfram Vaitl der Landesvorsitzende des Verbandes gekommen waren. In ihren Grußworten hoben beide die große Bedeutung der Streuobstwiesen hervor, deren Hege und Pflege eine wichtige Aufgabe der Obst- und Gartenbauvereine sei. Beide begrüßten die Initiative des Bayerischen Ministerpräsidenten Markus Söder, der eine Million Streuobst-Bäume pflanzen lassen will. Diese Zahl sei eindeutig zu hoch, erläuterte Vaitl, denn „die müssen ja auch alle gepflegt werden“ und weiter: „Wir haben schon viel geschafft, wenn wir 100.000 Bäume pflegen können“. Thorsten Schwab ergänzte, dass es wichtiger sei, die schon bestehenden Streuobst-Anlagen zu erhalten, statt immer neue zu pflanzen.
Jede Menge Ehrungen gab es für langjährige Tätigkeit in den Obst- und Gartenbauvereinen des Landkreises durch die Geschäftsführerin Jessica Tokarek (2. von links), den Bezirksvorsitzenden Thorsten Schwab (4. von links), Kreisvorsitzenden Thomas Eberth (Mitte hinten) und den Landesvorsitzenden Wolfram Vaitl (2. von rechts)
Streuobst-Tag am Landratsamt am 24. September
Die Überschrift über die Versammlung nannte Vorsitzender Thomas Eberth: „Wie gehen wir zukünftig mit Umwelt und Natur um“. Dazu konnte die Geschäftsführerin des Kreisverbandes für Gartenbau und Landespflege Würzburg, Jessica Tokarek, einiges in ihrem Rechenschaftsbericht darlegen. Vor allem die „Gartenpfleger-Grundkurse“ hätten sich als „der Renner im Landkreis“ gezeigt. Im vergangenen Jahr hatten sich über 90 Personen angemeldet. Auch die Zertifizierung von Naturgärten sei eine Erfolgsgeschichte, die unbedingt fortgeschrieben werden sollte. Sie ging auch auf die zwei neuen Bienenhotels am Landratsamt ein und machte auf den Streuobsttag am 24. September, ebenfalls am Landratsamt, aufmerksam. Für die Jugend wird es am 22. April ein naturpädagogisches Seminar in Maidbronn geben, Thema: „Ein Blick in den Lebensraum Wasser“.
Neue Streuobst-Beraterin am Landratsamt
Streuobstberaterin Lena Wunderlich von der Unteren Naturschutzbehörde referierte über die verschiedenen Fördermöglichkeiten für Besitzer von Streuobst-Anlagen. „Streuobst für alle“ sei ein niederschwelliges Angebot, das man über das Amt für ländliche Entwicklung online nutzen kann. Das Vertrags-Naturschutz-Programm (VNP) richtet sich an alle Besitzer von Flächen in naturschutzähnlichen Flächen und beziehe auch Magerwiesen mit ein. Das am häufigsten nachgefragte Fördermodell seien die Landschaftspflege- und Naturpark-Richtlinien (LNPR). Hier gebe es viele Möglichkeiten der Pflanzungen auch für kleine Anlagen, während sich Kulap (Kulturlandschaftsprogramm) eher an professionelle Streuobstwiesenbesitzer wendet. „Ich als Streuobstberaterin bin dafür da, um zu vermitteln“, lud sie die anwesenden Mitglieder der Obst- und Gartenbauvereine ein, die Angebote zu nutzen.
Altlandrat Eberhard Nuß (2. von links) wurde zum Ehrenvorsitzenden ernannt. Mit auf dem Bild der 1. Vorsitzende Thomas Eberth, Landesvorsitzender Wolfram Vaitl, Heimatvereinsvorsitzender Helmut Lutz, Bezirksvorsitzender Thorsten Schwab (von links).
Ehrungen für langjähriges Engagement
Zum Schluss der Versammlung hatte Thomas Eberth noch die ehrenvolle Aufgabe, seinen Vorgänger im Amt und im Vorsitz des Verbandes, Altlandrat Eberhard Nuß, zum Ehrenvorsitzenden zu ernennen. Nuß erhielt neben einer stilvoll gestalteten Ernennungsurkunde auch einen Weinstock für seinen Garten.
Für ihr langjähriges Engagement in den Ortsvereinen wurden geehrt: Brigitte Wollny, Jürgen Hupp (beide OGV-Höchberg), Werner Trenkamp, Paul Fries (beide OGV Gerbrunn), Ruth Freisl, Karin Turmann (beide OGV-Helmstadt), Brigitte Eggemann, Waltraud Wech, Thea Mengling (alle OGV-Reichenberg), Wolfgang Kretzer, Tamara Och, Wolfgang Körner (alle OGV-Rottendorf), Rosemarie Mahr-Weckesser, Rouven Baumann (beide OGV-Thüngersheim), Erna Wilhelm (OGV-Waldbrunn), Roland Benak, Andrea Benak, Ferdinand Grömling, Roland Lange, Edwin Schäfer, Michael Weigang (alle OGV-Rimpar).
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) iş birliğinde, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen kentlerden 6’sında tam donanımlı 3 bin 150 konteynerin kurulumuna başlandı.
6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerde DİTİB'in de destek verdiği barınma alanlarının kurulumu hızla sürüyor.
Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Osmaniye ve Hatay illerinde hayırseverlerin bağışlarıyla temin edilen yardımlarla TDV'nin öncülüğünde ve DİTİB'in desteğiyle depremzedelerin barınması için konteynerler kuruyor.
DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, depremin ilk gününden itibaren DİTİB ailesi olarak depremzedelerin yaralarını bir nebze olsun sarabilmek için nakdi yardımın yanında, evleri yıkılan veya ağır hasarlı olması nedeniyle evlerine giremeyen ailelerin ve soğuk kış şartlarında özellikle çocukların konaklayabilmesi için konteyner konuttan oluşan yerleşim merkezi oluşturmak için çalışmaya başladıklarını söyledi.
Hayırseverlerin bağışları ve DİTİB'in desteğiyle kurulan konteyner konutta bölgede yaklaşık 16 bin depremzedenin barınacağını belirten Kuzey, "DİTİB ve TDV iş birliğinde deprem bölgelerinde konteyner konutların sevkiyatı ve kurulumu başladı. AFAD koordinasyonunda DİTİB'in de destek verdiği toplamda 3 bin 150 konteyner ile bölgedeki yaklaşık 16 bin depremzedemiz faydalanacak. Çalışmalar hızlı bir şekilde sürüyor. Altyapı bağlantıları tamamlanınca depremzede ailelerin hizmetine sunulacak” ifadelerini kullandı.
Kuzey, şunları kaydetti: “AFAD standartlarına göre yapılan ve mevsim şartlarına uygun tam donanımlı, iki odalı, tuvalet, banyo ve mutfak bulunan 21 metrekare büyüklükteki konteynerler, eşyalı şekilde depremzede ailelere teslim edilecek. Ayrıca konteynerlerde buzdolabı, yatak, baza, ocak, ısıtıcı, şofben, halı, masa sandalye ve kanepe bulunuyor.”
Bei seinem Besuch in Würzburg traf sich US-Generalkonsul Timothy Liston
mit Oberbürgermeister Schuchardt. Dabei betonte Liston seine Freude
darüber, dass insbesondere zwischen bayerischen und amerikanischen
Kommunen ein reger Austausch bestünde. Würzburg selbst pflegt seit 1964
eine Städtepartnerschaft mit Rochester, New York, und hat bereits seit
1946 Verbindungen nach Faribault, Minnesota.
Oberbürgermeister Schuchardt berichtete von den verschiedenen Projekten
dieser Partnerschaften und auch von seiner eigenen Reise in die beiden
Städte im vergangenen Jahr. Zum Abschied überreichte er einen
Bocksbeutel als Gruß insbesondere an die Ehefrau des Generalkonsuls, die
eine gebürtige Würzburgerin ist.
Liston ist seit 2021 Generalkonsul der Vereinigten Staaten von Amerika
in München. Er war zuvor u.a. in Wien, Litauen und Vietnam tätig.
Kapanışta gösterge endeksi Stoxx Europe 600 yüzde 0,22 değer kaybederek 459,98 puana indi.
İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,63 gerileyerek 7.879,98 puana, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,12 değer kaybıyla 7.315,88 puana ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,72 azalarak 27.710,53 puana düştü.
Almanya'da DAX 30 endeksi ise yüzde 0,01 artarak 15.633,21 puana çıktı.
Avro/dolar paritesi TSİ 20.23 itibarıyla yüzde 0,29 değer kazanarak 1,058 seviyelerinden işlem gördü.
BRÜKSEL (AA) - ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarına karşı Almanya, İngiltere ve Fransa tarafından kurulan ve 10 Avrupa ülkesinin katıldığı ticaret mekanizması INSTEX'in tasfiyesine karar verildi.
İngiltere, Fransa ve Almanya, İran'la ticareti sürdürmek için 2019 yılında kurulan INSTEX adlı özel ödeme şirketine ilişkin ortak açıklama yayımladı.
Açıklamada, INSTEX hissedarı olan Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Hollanda, Norveç, İspanya, İsveç ve İngiltere'nin şirketi tasfiye etmeye karar verdikleri belirtildi.
INSTEX'in özellikle ilaç ve gıda gibi ürünlerde Avrupa ile İran arasındaki meşru ticareti kolaylaştırmak için kurulduğu anımsatılan açıklamada, bunun 4 yıl boyunca Avrupa ile İran arasında ticari faaliyeti kolaylaştırmaya çalıştığı ifade edildi.
Açıklamada, "İran, INSTEX'in görevini yerine getirmesini siyasi nedenlerle ve sistematik biçimde engelledi." yorumuna yer verildi.
İran'ın, INSTEX ile 2020 yılında Avrupa'dan İran'a tıbbi malzeme ihracatı için yalnızca 1 işlem yapmayı kabul ettiği hatırlatılan açıklamada, İran'ın AB ülkeleri, İngiltere ve Norveç ile çeşitli işlem tekliflerini sürekli ve kasıtlı olarak engellediği savunuldu.
Açıklamada, İran'ın INSTEX şirketiyle ilişki kurmayı ısrarla kabul etmediğine işaret edilerek, "Hissedarlar, artık INSTEX'i faal durumda tutmak için bir zemin olmadığı sonucuna vardılar." değerlendirmesinde bulunuldu.
INSTEX hissedarlarının 9 Mart tarihinde olağanüstü genel kurul gerçekleştirdikleri belirtilen açıklamada, bütün hissedarların INSTEX'in feshi yönünde oy kullandıklarına vurgu yapıldı.
ABD, Donald Trump'ın başkanlığı döneminde İran'la nükleer anlaşmadan çekilerek ülkeye yeniden yaptırımlar uygulamaya başlamıştı.
Karar karşısında Avrupa ülkeleri, ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımlardan AB'li yatırımcıların etkilenmemesi ve ülkeyle ticari ilişkileri sürdürebilmek için INSTEX adlı özel ödeme mekanizması kurmuştu.
ANKARA (AA) - İran, Rus Sukhoi-35 (Su-35) savaş uçaklarının satın alma prosedürlerinin tamamlandığını duyurdu.
İran devlet televizyonunun İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliğine dayandırdığı habere göre, Rusya'dan Su-35 uçaklarının alımı kesinleşti.
İran'ın 1988'de İran-Irak arasındaki savaşın ardından bazı ülkelere savaş uçağı alma talebini ilettiği ve Rusya'nın da bu talebe olumlu yanıt verdiği aktarıldı.
BM tarafından 2007 itibarıyla İran'a uygulanan silah ambargosunun Ekim 2020'de kaldırılmasının ardından Rusya'dan Su-35 uçaklarının tedariki konusunda girişimlere başlandığı ve nihayet savaş uçaklarının satın alma prosedürlerinin tamamlandığı belirtildi.
Haberde, satın alma sözleşmesinin ne zaman sonuçlandığı ve Rusya'dan İran'a kaç adet Su-35'in ne zaman teslim edileceği bilgisi verilmedi.
Ülke medyasında yer bulan haberlere göre, İran, Rusya'dan öncelikle 24 savaş uçağı alacak.
Tahran'ın 2015'te BM Güvenlik Konseyi (BMGK) daimi üyeleri ve Almanyaarasında imzaladığı nükleer anlaşma uyarınca, 13 yıldır uygulanan uluslararası silah ambargosu ile bazı İranlı yetkililere yönelik getirilen uluslararası seyahat yasağı 2020'de kaldırılmıştı.
Rus Sukhoi firması tarafından tasarlanan tek koltuklu, çift motorlu Su-35, çok amaçlı dördüncü nesil avcı uçağı olarak kullanılıyor.
Ambargolar nedeniyle uzun bir süredir savaş uçağı alımı yapamayan İran'ın Hava Kuvvetleri envanterinde eski ABD yapımı F-4, F-5 ve F-14 ile Rus Mig-29 ve Su-24 savaş uçakları bulunuyor.
THY Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamaya göre, yarın icra edilmesi planlanan TK 1668 Hamburg-İstanbul, TK 1662 Hamburg-İstanbul, TK 7883 Hamburg-Sabiha Gökçen, TK 1664 Hamburg-İstanbul, TK 1728 Berlin-İstanbul, TK 1722 Berlin-İstanbul, TK 7729 Berlin-Sabiha Gökçen, TK 7733 Berlin-Ankara, TK 1726 Berlin-İstanbul, TK 1724 Berlin-İstanbul, TK 1553 İstanbul-Hannover, TK 1554 Hannover-İstanbul, TK 1555 İstanbul-Hannover, TK 1556 Hannover-İstanbul, TK 1333 İstanbul-Bremen ve TK 1334 Bremen-İstanbul sayılı seferler iptal edildi.
Açıklamada, İstanbul, Sabiha Gökçen ve Ankara Esenboğa havalimanlarından iptal edilen seferlerin dışında icra edilmesi planlanan Hamburg ve Berlin'e yapılacak gidiş seferlerinin yolculu, dönüş seferlerinin ise yolcusuz yapılacağı uyarısında bulunuldu.
Türkiye’nin en köklü siyasi geleneklerinden olan Saadet Avrupa Türkiye siyasetine analizler yaparak Avrupalı Türkleri kendine has söylemler ile bilgilendirmeye devam ediyor.
Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami temel Ayhaber'e yaptığı uzun açıklamada “Bugün Türkiye derin çalkantılar yaşıyor. İktidarın "Avrupa bizi kıskanıyor, durumumuz çok iyi, sayın Erdoğan dünya lideri" demesiyle artık gerçeklerin üstü kapatılamıyor” dedi.
Başkan Temel devamla, “Bakın bugün maalesef Ülkemizde çok acı tablolara şahit oluyoruz. TÜİK'in tüm makyajlamalarına rağmen halkımız enflasyonu direkt kendi cebinde hiss ediyor. Bugün reel enflasyon rakamları %120'yi aşmış durumda. İşsizlik %15'e yaklaştı. 1 Euro 20 TL 1 ABD doları 18 TL'yi çoktan aştı. Marketlerde her hafta neredeyse etiketler dağişiyor. Çarşı pazar alev almış durumda. Hükümet ekonomik krizi durdurmak için peki nü yapıyor? Darphaneyi çalıştırıp para basıyor, zabıta ekiplerini esnafın üzerine gönderiyor, doları baskılamak için fakirin vergisiyle Kur Korumalı Mevduat sistemi ile zenginin parasına para katıyor, TÜİK kağıt üzerinde enflasyonu, İş-Kur işsizliği düşürüyor.
Merkez Bankası ise Don Kişot gibi faizle savaşıyor guya. Ekonomi Bakanı sayın Nurettin Nebati televizyon programlarında fəkra anlatır gibi gülerek "eylem planımız yok, gözlerimde ışıltı var" diyor. Şimdi bu yönetim şekliyle ekonomi düzelir mi? Aslında bu sorunun cevabını herkes biliyor "hayır". Tüm bu ekonomik yıkımın ardından maalesef bir de 2 tane büyük deprem yaşadık. Resmi rakamlara göre 50 bin civarında vatandaşımız hayatını kaybetti. Yüzbinlerce vatandaşımız evini ve işini kaybetti, deprem üzerine siyasi cümle kullanmak istemem ancak darphanede para basarak ekonomiyi döndürmeye çalışan bir hükümet yaraları saramaz.
Peki sadece ekonomi mi kötü? Dış politika da aynı durumda. Birgün 15 Temmuz'u yaptığı iddia edilen Birleşik Arap Emirlikleri'nin prensi bir bakıyoruz ki<
İstanbul'da kırmızı halıyla karşılanıyor. Katil Sisi bir anda sayın Sisi oluyor. Biz Saadet Partisi olarak "Suriye'de iç savaş kimseye hayır getirmez" dediğimizde iktidarın yandaş medyası bizi hedef tahtasına koyuyordu. Şimdi ise hükümet kendisi Suriye'yle barışmak için Putin'den ricacı oluyor. Dış politika böyle yönetilmez, biz 2 bin yıllık devlet geleneğine sahip olan bir milletiz bize yakışıyor mu 3-5 milyar kredi bulmak için şahsiyetli dış politika yerine zigzaklı bir yol izlemek.
Hükümetin yanlışlarını daha fazla sayıp karamsar tabloyi biraz daha karamsarlaştırmak istemiyorum. Çünkü 15 Mayıs'ta Türkiye 20 yıllık bu yorgun ve yıpranmış iktidardan kurtulacak.
Bakınız biz bugün bu kötü durumu değiştirmek için kolları sıvadık. Bize bazen soruyorlar "efendim 6'lı masada ne işiniz var?" Ben de o arkadaşlara şöyle cevap
veriyorum "bir siyasi partinin en büyük görevi oy toplamak ve ya sadece seçimleri kazanmak değil. Bir siyasi partinin en büyük görevi ülkenin sorunlarını çözmektir". Bakınız 20 yıldır maalesef Milli Görüş'ün ne parlamentoda grubu var ne yerel yönetimlerde iktidar ne de hükümette söz sahibi. Biz 50 yıllık muazzam geçmişimizle Kıbrıs'ı fethetmiş, Ağır Sanayi Hamlesi, eğitimde Manevi Kalkınma Programı, denk bütçe, D-8 gibi muazzam projelere imza atmış bir hareketiz. Şimdi Millet İttifakı bünyesinde yeniden iktidara geliyoruz. Biz yeni iktidarda söz sahibi olunca hem muhafazakar kesimin kazanımlarını koruyacağız hem de Milli Görüş'ün çözümlerini elimizden geldiği kadar yerine getirmeye çalışacağız. Belki bu satırları okuyan bazı kardeşlerimiz şunu diyecek "6 partiden biri olan Saadet Partisi bunu nasıl yapacak?"
Çözüm çok basit, halkımız parlamento seçimlerinde bize destek verirse ve Meclis'te ne kadar fazla vekilimiz olursa bizim o kadar fazla bakanımız olucak aynı zamanda Meclis'te de güçlü olacağız. İnşaAllah ben inanıyorum ki bu seçimlerle birlikte halkımız yeniden Milli Görüş'e yönelecek€ dedi.