Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Fransa Birinci Futbol Ligi'nin (Ligue 1) 38. ve son haftasında milli futbolcu Burak Yılmaz'ın gol attığı karşılaşmada Angers'i 2-1 mağlup eden Lille, şampiyonluğa ulaştı.
Raymond Kopa Stadı'nda oynanan ligin son hafta mücadelesine lider giren Lille, Angers'e konuk oldu.
Karşılaşmanın 10. dakikasında ceza sahası içinde topla buluşan Jonathan David topu filelerle buluşturdu ve Lille 1-0 öne geçti.
Burak Yılmaz, 45. dakikada penaltıdan attığı golle farkı 2'ye çıkardı. İlk yarı, konuk ekibin 2-0 üstünlüğüyle sona erdi.
Angers'de mücadelenin 90+2. dakikasında Fulgini gol kaydetti. Karşılaşmada başka gol olmadı ve Lille karşılaşmayı 2-1 kazandı.
Lille'de milli futbolcu Zeki Çelik 90 dakikada sahada kalırken, Yusuf Yazıcı 67. dakikada ve Burak Yılmaz da 82. dakika oyundan çıktı.
Bu sonuçla ligi 83 puanla lider tamamlayan Lille, 10 yıl sonra yeniden şampiyonluğa ulaştı. Kuzey ekibi, tarihinin ise 4. şampiyonluğunu elde etti.
Ligde bu sezon çıktığı 28 maçta 16 gol kaydeden Burak Yılmaz, takımının en skorer oyuncusu oldu. Yusuf Yazıcı'nın 32 karşılaşmada 7 ve Zeki Çelik'in 29 maçta 3 golü bulunuyor.
 
PSG ikinci oldu
Lille'in en yakın takipçisi Paris Saint-Germain (PSG) deplasmanda Brest'i 2-0 yenmesine rağmen ligi 82 puanla ikinci sırada tamamladı.
PSG'nin gollerini 37. dakikada Faivre (kendi kalesine) ve 71. dakikada Mbappe attı.
Ligin diğer karşılaşmasında Monaco, deplasmanda Lens ile 0-0 berabere kaldı. Monaco, puanını 78'e yükselterek ligi üçüncü sırada tamamladı.
Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi yerel seçimlerde yarışacak bir adayını İslamofobik paylaşımlarının ortaya çıkması üzerine geri çekti.
France Bleu'nün haberine göre, Correze vilayetindeki Uzerche kentinde yerel seçimler için RN'den aday olan Daniele Delavaud'un Kasım 2017'de Twitter hesabında "Tüm camilere bum!" "Camilerin inşası durdurulsun. Ben hepsinin hava uçurulmasından rahatsız olmam." paylaşımları yaptığı ortaya çıktı.
Aşırı sağcı Marine Le Pen'in partisi RN, paylaşımların sosyal medyaya yansımasının ardından Delavaud'un adaylığını iptal etti.
Partinin Bölge Sekreteri Valeri Elophe, paylaşımlardan daha önce haberdar olsalardı Delavaud'un adaylığının söz konusu olamayacağını belirtti.
Elophe, paylaşımlardaki ifadelerin RN'nin değerlerini yansıtmadığını aktardı.
Partinin kararını anladığını ve kabul ettiğini söyleyen Delavaud'un aynı ilde alternatif aday olan eşi Jacky Delavaud'un adaylığı da yine RN tarafından iptal edildi.
(AA)
BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile telefonda görüştüğü bildirildi.
Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert’in yaptığı yazılı açıklamaya göre, Merkel ve Abbas görüşmede, Orta Doğu’daki mevcut gelişmeleri ele aldı.
Şansölye Merkel ve Filistin Devlet Başkanı Abbas, (İsrail ve Filistinliler arasında) hızlı bir ateşkesin sağlanması için girişimlerin desteklenmesine devam edilmesi gerektiği konusunda mutabık kaldı.
Merkel ayrıca, Gazze Şeridi'nden yapılan roket saldırılarına karşı İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu ileri sürdü.

Almanya Türkleri’nin 60 yıldır en önemli sorunlarından biri olan ailelerin çocuklarının eğitimine ilgi göstermemesi bu defa UİD Başkanı Köksal Kuş tarafından dile getirildi.

 
Eğitim alanında ailelerin çocuklarının okul ve öğretmenlerine daha çok ilgi göstermesi Türk Toplumu’nun kalite ortalamasını olumlu yönde etkileyeceğini her Türk biliyor. Ancak, sürekli gündemde tutulduğu halde, yüksek öğrenim ve mesleki eğitimde sayılar artmasına rağmen, bir türlü istenilen seviyeye ulaşmadığı yakından biliniyor.
 
Türklerin egitim alanindaki eksikliklerinin giderilmesi konusundaki çabalara verdiği destek ile Almanya Türkleri’nin takdirini kazanan UİD Genel Başkanı Köksal Kuş, Türk ailelere yaptığı çağrıda, “Eğitim imkanlarının en fazla olduğu ülkede yaşadığımız halde eğitimde geri kalırsak bunun vebalı çok büyüktür. Bizim çocuklarımızın ne eksiği var ki istenilen başarı kriterlerinden uzak kalıyorlar. Ailelerin fazla kazanıp tasarruf etmesi çok güzel, ama çocuklarının geri kaldığı bir eğitim yarışında paranın ne değeri varmış diye bir gün kendi vicdanlarına sormak zorunda kalacaklardır. UİD Başkanı olarak ben ve ekibim katıldığımız her toplantıda bu konuyu sürekli gündeme getirerek her aile reisinin çocuklarının öğretmenleri ile daha fazla diyalog kurmalarını istiyoruz. Hepimiz biliyoruz ki geleceğini emanet edecek başarılı bir gençliği olmayan hiç bir millet çağı yakalayamaz. Türkler olarak çağdaş medeniyetin nimetlerine ancak, kaliteli eğitim almış başarılı gençlerimiz ile sahip olabileceğiz. Türk Toplumu olarak bu yarayı ancak ailelerin eğitime yönelik toplumsal bilincinin artırılması ile sarabiliriz“ şeklinde konuştu.
 
Ocak ayında göreve gelen UİD Başkanı Köksel Kuş katıldığı her toplantıda sürekli eğitim konusunu gündeme getirerek ailelere çocuklarının bu alandaki zorluklarına destek olmaları konusunda uyarılarda bulunuyor.
 
Resim: Alp Media
 
Anlaşma, yeni nesil savaş uçağı için Ar-Ge, teknoloji, kullanım hakları ve Almanya'nın azami mali katkısı ile ilgili düzenlemeleri içeriyor
 
BERLİN (AA) – Almanya, Fransa ve İspanya, Avrupa'nın ABD'ye bağımlılığını azaltmak için ortak üretilmesi planlanan yeni nesil savaş uçağında atılacak adımlar konusunda anlaşmaya vardı.
 
Alman Haber Ajansının (DPA) haberine göre, Almanya Savunma Bakanlığı, Federal Meclis Savunma Komitesi milletvekillerine üç ülkenin ortak savaş uçağı üretimi için atılacak adımlar konusunda temel bir anlaşmaya varıldığına ilişkin bilgi verdi.
 
Söz konusu anlaşmanın, yeni nesil savaş uçağı için Ar-Ge, teknoloji, kullanım hakları ve Almanya'nın azami mali katkısı ile ilgili düzenlemeleri içerdiği belirtildi.
 
İspanya, Avrupa'nın ABD'ye bağımlılığını azaltmak için Almanya ve Fransa'nın ortak projesi kapsamında üretilmesi planlanan yeni nesil savaş uçağı projesine Haziran 2019’da katılmıştı.
 
Proje kapsamındaki jetlerin, Avrupalı havacılık şirketi Airbus ve Fransız şirketi Dassault Aviation tarafından üretilmesi planlanıyor. Jetler, Alman Eurofighter ve Dassault'un ürettiği Rafale savaş uçaklarının yerini alacak.
 
Droneların ve uyduların da yer aldığı hava muharebe sistemine yönelik gerekenler 2027'de karara bağlanacak ve geliştirme aşaması 2030'da başlayacak.
 
Sistemin 2040 yılına kadar hizmet vermesi beklenmiyor.
 
Yetkililer projenin ne kadara mal olacağı konusunda açıklama yapmazken, Avrupa basınına göre söz konusu proje 100 milyar avroyu geçecek. Uçağın geliştirilmesinin 100 milyar avroyu aşmasının Almanya, Fransa ve İspanya'yı bir araya getirdiği de değerlendiriliyor.
 
Küresel mücadelede temel bir aktör olmayı başaramayan Avrupa'nın savunmada ABD'ye bağımlı kalması ve kilit teknolojik gelişmelerde ABD-Çin merkezli şirketlerle rekabet edememesi Avrupa kamuoyunda uzun süredir tartışılıyordu.
Dünyanın bilinen en eski ve en büyük inanç merkezi Göbeklitepe Birleşmiş Milletler’de görücüye çıkacak.
 
Şanlıurfa’da 12 bin yıllık geçmişiyle “tarihin sıfır noktası” olarak nitelendirilen Göbeklitepe’den bir eserin kopyası New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde sergilenecek. 
 
Dünya kültür mirası Göbeklitepe’nin D yapısı olarak adlandırılan bölümünde bulunan 5,5 metre yüksekliğindeki “P18” numaralı dikilitaşın (stel) sert kireçtaşından yapılacak kopyası Birleşmiş Milletler’e resmi bir sanat hediyesi olarak sunulacak. 
 
 
BM’de Sergilenen İkinci Eser Olacak
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılında açılışını yaptığı ve o yılın “Göbeklitepe Yılı” ilan edilmesiyle birlikte yerli ve yabancı ziyaretçilerin odak noktası haline gelen Göbeklitepe’nin P18 Steli New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde sergilenen ikinci Anadolu eseri olacak.
 
Hititler ile Mısır arasında M.Ö. 1280’li yıllarda gerçekleşen Kadeş Savaşı sonrası imzalanan ve tarihte diplomatik metinlerin en eski örneklerinden biri olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ndeki Kadeş Barış Antlaşması metninin bakırdan yapılan büyütülmüş kopyası, 1970 yılında BM Genel Sekreteri U Thant’a sunulmuştu.
 
Türkiye’den ikinci eser olarak Göbeklitepe’ye ait bir eserin kopyasının BM’de sergiye sunulması için de Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı yetkililerince 2019 yılında ön temaslarda bulunulmuştu.
 
New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde kalıcı olarak sergilenecek eser Göbeklitepe’nin evrensel bir kültür mirası olma özelliğini göstererek önemli bir tanıtım fırsatı sunacak.  
BİŞKEK (AA) - Türkiye'nin Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadık Doğan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'a güven mektubunu sundu.
 
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Caparov Türkiye, Pakistan, Özbekistan, Kazakistan ve Afganistan büyükelçilerini kabul etti.
 
Dışişleri Bakanı Ruslan Kazakbayev ve Cumhurbaşkanlığı İdaresi Dış Politika Daire Başkanı Dastan Düşekeyev'in de hazır bulunduğu kabulde, Büyükelçi Doğan, Kırgızca yaptığı sunumla güven mektubunu sundu.
 
Caparov, büyükelçilerle ayrı ayrı yaptığı görüşmede, siyasi, ticari, ekonomik, kültürel ve insani alanlarda iş birliği konusunda görüş alışverişinde bulundu. Diplomatik misyonlarında büyükelçilere başarı dileyen Caparov, diplomatik görevlerinde kendilerine her türlü yardımı yapmaya ve çabalarını desteklemeye hazır olduğunu ifade etti.

Piyasa beklentisi ekonominin yüzde 1,1 büyümesi yönündeydi

BERLİN (AA) - Polonya ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,9 büyüyerek beklentilerin altında kalsa da büyüme sürecine geri döndü.

Polonya İstatistik Dairesi’nin (GUS) öncü verilerine göre, ülkede mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH), bu yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,9'luk büyüme kaydetti.

Ekonominin birinci çeyrekteki bu büyümesi geçen yılın son çeyreğinde 0,5'lik küçülmeden sonra geldi. Böylece ekonomi tekrar büyüme sürecine geri dönmüş oldu.

Polonya ekonomisi geçen yılın ilk çeyreğine göre ise yüzde 1,2 daraldı.

Ülke ekonomisi 2020'nin son çeyreğinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında kısıtlamalar nedeniyle yıllık yüzde 2,7 küçülme kaydetmişti.

Polonya ekonomisi geçen yıl Kovid-19 nedeniyle yıllık bazda yüzde 2,6'lık küçülme yaşamıştı.

Polonya hükümeti, ekonominin bu yıl yüzde 3,8'lir bir büyüme göstereceğini öngörüyor.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren Ramazan Bayramı dolayısıyla tebrik mesajı yayımladı.
 
YTB Başkanı Abdullah Eren Ramazan Bayramı dolayısıyla yurt dışındaki vatandaşlarımızın, soydaş ve akraba topluluklarımızın ve uluslararası öğrencilerin bayramını kutladığı bir mesaj yayımladı. Mesajında bu Ramazan'ın da Pandemi gölgesinde geçtiğini belirten Abdullah Eren, buna rağmen kurumun faaliyet alanlarında durmaksızın çalışmalarını sürdürdüğünü vurguladı.
 
''Pandemi, etkisini hâlâ tüm dünyada sürdürüyor. Maalesef bu Ramazan ayını da gereği gibi coşkuyla yaşamamızı kısıtladı. Buna rağmen bu mübarek ayın bereketinden de nasiplenmeye çalıştık.  YTB yurt dışındaki vatandaşlarımıza, gönül coğrafyamız diye tabir ettiğimiz soydaş ve akraba topluluklarımız ile uluslararası öğrencilerimize yönelik hizmet üretmeye devam etti. '' diyen Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Afganistan gibi Kazan gibi gönül coğrafyamızın farklı noktalarında iftar programlarımız oldu. Filistin, Irak, Ukrayna, Kosova, Nijer, Somali, Sırbistan, Tanzanya gibi dünyanın farklı yerlerinde mezun derneklerimizle beraber hem iftarlar düzenledik hem buralardaki ihtiyaç sahibi kardeşlerimize destekler ulaştırdık. Yurt dışındaki vatandaşlarımızı ve uluslararası öğrencilerimizi de unutmadık bu süreçte.''
 
YTB'nin Ramazan çalışmaları kapsamında KKTC'de de gün gün gerçekleşen özel bir proje hayata geçirdiğini belirten YTB Başkanı Abdullah Eren, ''YTB Ramazan hediyeleriyle her gün KKTC'nin farklı farklı yerlerinde kardeşlerimizi ve minik yavrularımızı ziyaret etti. Bu ziyaret, hediye ve destek dağıtımlarında görevli sahadaki arkadaşlarımıza KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Ersin Tatar'ın da güzel bir sürpriz yaparak eşlik etmesi bizleri ayrıca onurlandırdı.'' dedi. 
 
YTB'nin tüm bu Ramazan çalışmalarıyla binlerce insana ulaştığını ve Ramazan'ın bereketini Pandemiye rağmen dünyayla paylaşmaya gayret ettiğini söyleyen Abdullah Eren, Pandeminin etkisinin azalması ve normalleşme adımlarının hayata geçirilmesiyle beraber proje ve çalışmaların da artacağına dikkat çekti.
 
''Manen bizleri sürura gark eden; huzuru, sükunu, mağfiret ve rahmeti ile inananları kuşatan bir Ramazan ayını daha geride bırakıp bayrama erişiyoruz.'' ifadelerini kullanan Eren, ''Aziz milletimizin, yurt dışındaki vatandaşlarımızın, kalbi ve duasıyla her daim Türkiye'nin yanında olan gönül coğrafyamızın ve ailelerinin, ülkelerinin bizlere en kıymetli emaneti olan Türkiye'de okuyan uluslararası öğrencilerimizin mübarek Ramazan Bayramı'nı tebrik ediyorum. Tüm insanlık için hayra, huzura ve felaha vesile olsun inşallah.'' dedi.

 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, katıldığı bir toplantıda Cenevre görüşmelerinde Rum lider Nikos Anastasiadis ile diyaloğunu masaya vura vura anlattı. Tatar, “Sen ne kadar egemensen, ben de o kadar egemenim. Sen ne kadar devletsen ben de o kadar devletim. Artı benim arkamda 85 milyon Türkiye var” dediğini açıkladı.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Gençlik Topluluğu tarafından düzenlenen “Bugün günlerden Kıbrıs: Egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm vizyonu” konulu çevrimiçi toplantıya konuk oldu.
 
"İLK KEZ BU İKİ DEVLETİ MASAYA GETİRMENİN GURURUNU YAŞADIM"
Cenevre toplantısından bahseden KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Her ne kadar gayri resmi deseler de orada ciddi anlamda bir toplantı oldu. Ve Kıbrıs tarihinde 3. kere hem Rumlar hem Türkler hem de garantör ülkeler bir araya geldi. Ve ben orada ilk kez bu iki devleti masaya getirmenin gururunu yaşadım. Çünkü şimdiye kadar oraya gidenler hep Denktaş Bey dahi federasyon için gittiler. Çünkü o şekildeydi beklenti, o şekildeydi süreç. Bana nasip oldu. Ben oraya tabii ki Türkiye’nin de desteğiyle gidip de dedim ki, ‘Federasyon defteri kapanmıştır’. Çünkü Annan planında dünyayı kandırdınız” ifadelerini kullandı.
 
"ARTIK BİR KERE DAHA KANDIRILMAMAK LAZIM"
Federasyon için geçmişte yapılan çabayı 'kandırmaca' olarak nitelendiren Ersin Tatar, “Dünyanın her yetkilisi o zaman Kıbrıs’a geldi. Sayın Denktaş’a ve Türkiye liderine dediler ki ‘yeter ki Kıbrıs Türkleri evet desin, Kıbrıs Türklerinin izolasyonları kalkacak, direkt uçuşlar açılacak, şu ambargo kalkacak’ hep yalan dolan. Bizler ‘evet’ dedik, karşı taraf ‘hayır’ dedi. Onlar Avrupa Birliği’ne alındı. Bizlere ne ambargo kalktı ne izolasyon kalktı ne de direkt uçuş başladı. Aynı şekilde yaşamaya devam ettik. Dolayısıyla artık bir kere daha kandırılmamak lazım. 2017’de de benzer süreçler yaşandı, yine Rumlarla bir anlaşmaya varılamadı. Dolayısıyla ben zaten bütün seçim propagandamda 'iki devletli'yi savundum. Ona göre seçildik. Ondan sonra da bütün dünyaya gelen gidene ben neden iki eşit egemen devlet ısrarında olduğumu söyledim” açıklamasında bulundu.
 
"ÇAVUŞOĞLU YALANLARINI YÜZLERİNE SÖYLEDİ"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Cenevre toplantısındaki çabasını överek, “Dolayısıyla ben oraya gittim. Bütün dünyaya kayda geçirttim. Sayın Çavuşoğlu Dışişleri Bakanımız, orada gerçekten olağanüstü bir hitap gücüyle ve konuşmalarıyla bana destek verdi. 2017’de Anastasiadis’le zaten o kendisi çok tartışmalar içinde olmuştu. Ben orada yoktum. Ama Sayın Çavuşoğlu 2017 görüşmelerinde oradaydı. Kendisine oradaki 2017 belgeleriyle ‘işte sen şunu dedin’, ‘sen bunu dedin’, dönüşümlü başkanlığı kabul etmediğini yalan söylediğini hepsini yüzüne Sayın Çavuşoğlu söyledi” bilgilerini verdi.
 
ANASTASIADIS'İN YÜZÜNE TOKAT GİBİ CEVAP
Cumhurbaşkanı Tatar, Rum lider Nikos Anastasiadis’e Cenevre’de şunları söylediğini açıkladı: “Ve dolayısıyla o müzakere masasında, o tartışmalar içerisinde bana da çeşitli tabii ki yanlış yanlış konuşmaları oldu. Ben de kendisine bütün dünyanın önünde, ‘sen ne kadar egemensen, ben de o kadar egemenim. Sen ne kadar devletsen ben de o kadar devletim. Artı benim arkamda 85 milyon Türkiye var. Buradan sadece 40 mil uzaklıkta. Dolayısıyla Türkiye’nin bize olan yakınlığını, bizim bağlarımızı, muhabbetimizi, Türkiye’nin bir garantör ülke, anavatan olmasını hiçbir zaman unutmayınız. Çünkü siz Avrupa Birliği’ne girmek suretiyle zaten bizlere en büyük yanlışı yaptınız. Bizim onayımız olmadan, Türkiye Cumhuriyeti’nin onayı olmadan bir defa kılıf uydurarak AB’ye girmeniz dolayısıyla ‘Biz AB’yi arkamıza aldık, AB kanallarına tabisiniz’, o bakımdan 'Türkiye buradan gidecek, çekilecek, garantörlüğü de son bulacak çünkü garantörlüğünde modası geçti' gibi laflarla bizi öyle bir oyuna getiremezsiniz’ dedim”
 
"ADAM DİYOR RUM CUMHURİYETİ'NE YAMA OLALIM"
Bazı Kıbrıslı Türklerin yanılgı içinde olduğunu dile getiren Ersin Tatar şöyle devam etti:
“Pazartesi Meclis’e gidip bu konuşma yapacağım. Tabii, bin bir laf da duyacağım. Onun içerisindeki bazısı, benden çok farklı düşünüyorlar. İnanamazsınız yani bir Kıbrıslı Türk, buralarda doğup büyüyen, bu mahallelerden; biri benim gibi düşünecek, öbürü diyecek ‘Tatar yanlış yoldadır’, ‘Tatar bizi felakete götürüyor’, ‘Tatar bizi dünyadan kopartıyor’, ‘Biz ne yapıp yapıp bu Rumlarla anlaşmak durumundayız’. Yani adam diyor ki sana, ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, git ve bu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adını değiştirelim. Ad olarak Kıbrıs Federal Cumhuriyeti. Avrupa Birliği’ne girelim. Ve Avrupa Birliği’nde tabii ki bey paşa yaşayalım. Buyurun. Adam diyor 'Rum Cumhuriyeti’ne yama olalım ve en sonunda burası Yunan adası olacak. Burası ENOSIS’cilerin, EOKA’cıların o kahramanların ana yurdudur' diyor adam. 'Birer birer Türkiye de buradan gidecek. Türk askeri gidecek’ diyor.”
 
"FÜZELERİ DİLECEKLER BURADA 'DOĞU AKDENİZ BİZİMDİR DİYECEKLER"
Türkiye’yi Anadolu’ya hapsetmek üzere oynanan oyunu anlatan Tatar şunları söyledi:
“Kimse zannetmesin ki 1963’ten 74’e kadar bizi bunun içerisinde canlı canlı mezara gömerlerken Türkiye seyretti de gelemedi. Johnson mektubu geldi, Amerikan filosu geldi. O geldi bu geldi engellediler ve gelemedi. Seyrettiler bizi burada ve her gün ağladılar. Biz de ağladık, onlar da ağladı. Biz et ve tırnak, hepimiz Türk evladıyız netice itibarıyla. Dolayısıyla böyle bir anlaşma yapılırsa ve Türkiye buradan giderse, Türkiye bir kere daha gelemez. Sizler Türk evlatları olarak, Türk gençleri olarak bunu sizle samimiyetle paylaşmak istiyorum. Gelemez. Burası şimdi Avrupa Birliği olacak, burada Yunanistan’ı, Rumları, Fransa’sı da burada. Bilmem o da, bu da hepsi burada. Türkiye’ye füzeleri dikecekler burada, Türkiye’yi Anadolu’ya hapsettiler, 'Doğu Akdeniz’de çoğu bizimdir' diyecekler ve bir takım oyunlar ve masallar... Biz de bu oyuna gelmeyeceğiz diyorum. Seçimle geldim, seçimle kaybedersem giderim. Ama asla bu duruşumdan vazgeçmem. Bu heyecanımdan, bu doğru yoldan vazgeçmem.”
ABD Başkanı Biden'ın sözde 'soykırım' tanımlamasına ise, "Şimdi onu orada seçtiler. O seçenlerin içerisinde herhalde o gruplardan insanlar var. Onları memnun ediyor. Yani aklı başında kimse bu kadar büyük bir ülkeye Türkiye Cumhuriyeti öyledir, bu kadar hakaret etmez, aklı başında olsa. Trump zamanında tweet yazar bilmem ne yapardı bilirsiniz" şeklinde konuştu.