ROMA (AA) - İtalya'da eylül ayında yapılacak erken genel seçimler öncesinde, merkez solda yer alan partiler arasında ittifaklarını güçlendirecek anlaşma sağlandı.

Ülkede, 25 Eylül'de yapılacak genel seçimler öncesinde İtalyan siyasetinde sağ, sol ve merkezde yer alan partiler arasında seçime yönelik ittifak ve işbirliği arayışları hız kazandı.

Merkez solun çatı partisi konumundaki Enrico Letta liderliğindeki Demokratik Parti (PD) ile kendisini merkezde konumlandıran Carlo Calenda liderliğindeki Eylem (Az) Partisi, seçimlerde ittifak yapma koşullarında günler süren tartışmaların ardından uzlaşıya vardı. İki partinin lideri Letta ve Calenda, bugün Temsilciler Meclisi'nde bir araya gelerek el sıkıştı.

İki liderin, belli başlı seçim bölgelerinde aday gösterilecek isimlerden, iktidara gelinmesi durumunda geçen ay çöken Mario Draghi Hükümeti'nin programını sürdürmeye kadar pek çok konuda anlaştıkları belirtildi.

Letta, basın toplantısında yaptığı açıklamada, "Çok önemli olduğunu düşündüğümüz bir anlaşma imzaladık. Bu önerimiz, başarılı ve sağa bir alternatif olabilir." dedi.

Calenda da "Bugün maçı yeniden başlattık. Sağlam ve birleşmiş haldeyiz. Bugünden itibaren her türlü tartışma bitti. Sadece maç var ve biz kazanacağız." diye konuştu.

Basında çıkan haberlerde, seçimler için merkez sağ ittifakın favori gözüktüğü ancak son dönemde oy oranları yükselişte olan bu iki partinin anlaşmasıyla merkez solun da şansının artacağı yorumları yapılıyor. Ayrıca Letta'nın merkez sol ittifakı genişletmeyi hedeflediği kaydedildi.

Diğer yandan, merkez sağ ittifaktaki partiler de geçen hafta, aralarından en çok oy alan partinin başbakan adaylarını belirlemesi konusunda anlaşmaya varmıştı.

- Anketlerde faşizan eğilimli aşırı sağcı parti önde

Ülkede son yapılan kamuoyu yoklamalarında ise faşizan eğilimli aşırı sağcı İtalya'nın Kardeşleri (FdI) partisi birinci parti konumunda görünüyor.

Mevcut anketler, FdI, Lig ve Silvio Berlusconi'nin partisi Forza Italia'dan (FI) oluşan merkez sağ ittifakın seçimlerden hükümet kuracak çoğunluğu elde ederek çıkacağını ortaya koyuyor.

SWG araştırma şirketinin son anketine göre, aşırı sağcı FdI'nin oy oranı yüzde 24,2 ölçülürken, merkez solun çatı partisi PD ise yüzde 23,7 ile ikinci sırada yer alıyor.

Bu iki partiyi merkez sağ ittifakta yer alan Lig, yüzde 12 civarındaki oranla takip ediyor.

M5S'nin oyu yüzde 10, FI ise yüzde 7,5 gözüküyor.

Oyları yükseliş trendindeki Az Partisi'nin de oyu yüzde 6,8 olarak ölçüldü.

İtalya'da Mario Draghi liderliğindeki geniş katılımlı koalisyon hükümeti, 21 Temmuz'da 3 koalisyon ortağı partinin parlamentoda hükümete olan desteğini çekmesi neticesinde çökmüştü. Başbakan Draghi'nin 22 Temmuz'da istifa etmesinin ardından Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, parlamentoyu feshederek normalde 2023'ün ilk aylarında yapılması gereken seçimleri sonbahara çekmişti.

Draghi, başbakanlıkta düzenlediği basın toplantısıyla aile ve işletmelere yönelik yeni destek paketini açıklarken, Ukrayna-Rusya savaşı bağlamındaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İstanbul'da Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında 22 Temmuz'da imzalanan tahıl koridoru anlaşması sonucunda Ukrayna limanlarındaki tahıl yüklü gemiler üzerindeki blokajın kalkmasına değinen Draghi, "Tahıl taşıyan gemilerin yola çıkması olumlu bir gelişme oldu. Bu, aynı zamanda olağanüstü insani bir kriz olarak kendisini gösteren sorunun çözümüne de yardımcı oluyor." dedi.

Draghi, yoksul ve özellikle Afrika ülkeleri için kriz ihtimalinin tam olarak ortadan kalkmadığını ancak tahıl yüklü gemilerin yavaş yavaş da olsa yola çıkmasıyla bu hususta çözümün işlemeye başladığını söyledi.

Mario Draghi, savaş sırasında kaydedilen bu gelişmenin, ateşkese yol açması umudu taşıdıklarını ancak henüz böyle bir şey görmediklerini, taraflar arasında bu konuda herhangi bir ilerleme olduğuna dair bir haberin gelmediğini ifade etti.

İtalya Başbakanı, "Çin, Tayvan ve ABD arasındaki Hint-Pasifik bölgesinde ortaya çıkan karışıklık da Ukrayna'daki savaş bakımından olumlu bir gelişme değil. Hepimizin, Çin'in bir şekilde Rusya üstünden bu ateşkesin sağlanmasına yardımcı olabileceğine dair biraz umudu vardı. Bugün işler bu açıdan da karmaşık bir hal almış durumda. Ne kadar olası olduğunu bilemiyorum." diye konuştu.

Draghi, enerji kaynaklarını çeşitlendirme hususunda attıkları adımlara değinerek, "Hükümet, gaz arzını çeşitlendirdi ve bugün itibarıyla hem gaz arzında istikrar hem de depolama bakımından diğer Avrupa ülkelerinden kesinlikle daha iyi durumdayız. Depolama seviyemiz yüzde 70'in üzerinde." ifadelerini kullandı.

Diğer yandan, İtalya da İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik talebini onaylayan ülkeler arasına katıldı. İtalyan parlamentosunun alt kanadı Temsilciler Meclisi ve üst kanat Senato'da salı ve çarşamba günü yapılan oylamalar sonucunda İtalya'dan bu iki ülkenin üyeliğine nihai onay çıktı.

Bakanlıktan, Gazze'deki duruma ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "İtalya Dışişleri Bakanlığı, Gazze'deki gerginliği ve Filistinli sivillere ilişkin kayıp haberlerini derin bir endişeyle takip ediyor." ifadeleri yer aldı.

Açıklamada, İtalya'nın, İsrail topraklarına roketlerin fırlatılmasını şiddetle kınadığı ve İsrail'in vatandaşlarının güvenliğini sağlama hakkını vurguladığı aktarıldı.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"İtalya, siviller arasında daha fazla can kaybına ve acıya neden olacak hasmane eylemlerin tırmanmasını önlemek için tüm tarafları itidalli olmaya çağırıyor. Bu yeni şiddet dalgası, İsrail-Filistin çatışmasında adil ve kalıcı çözüme ulaşmak için diplomatik çabaların yeniden başlatılması gerekliliğini bir kez daha teyit ediyor."

İsrail ordusu, İslami Cihad'a ait noktaları hedef alacağı gerekçesiyle 5 Ağustos'ta abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırı başlatmıştı. Bu saldırılar neticesinde Gazze Şeridi'nde 32 kişi hayatını kaybetmişti.

İSTANBUL (AA) - Filistinli Tabipler ve Sağlık Mensupları Derneği (FİlMed), Gazze'deki çocukların ve sivillerin öldürülmesinin durdurulması çağrısında bulundu.

Dernekten yapılan açıklamada, İsrail'in 5 Ağustos'tan bu yana abluka altındaki Gazze'ye saldırıları sonucunda 6'sı çocuk 4'ü kadın olmak üzere 31 Filistinlinin şehit düştüğü ve 265 Filistinlinin yaralandığı kaydedildi.

Açıklamada, Gazze'de saldırılar devam ederken, İsrail güçlerinin yoğun koruması altında yaklaşık 1760 Yahudi'nin, Kudüs'te Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediği ve birkaç kişiyi esir aldığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

"FİlMed olarak Gazze sağlık bakanlığıyla iletişime geçerek gerek hekim gerekse tıbbi malzeme desteğiyle her zaman yanlarında olduğumuzu bildirdik. Bütün sivil toplum örgütleri ve insan hakları kuruluşlarını, bombalar altında olan Filistin halkının yanında olmaya davet ediyoruz. Filistinli çocukların da diğer çocuklar kadar özgürce ve huzur içinde yaşamaya hakkı vardır. Son olarak bütün siyasi liderlere, İsrail'i destekleyenlere, kalbimizdeki derin hüzün ve acıyla, 'Çocukların ve sivillerin katliamını durdurun.' diye sesleniyoruz."

BERLİN (AA) - Alman hava yolu şirketi Lufthansa ile Verdi Sendikasının yer personeli için ücret artışı öngören toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmaya vardığı bildirildi.

Verdi Sendikası ve Lufthansa’dan yapılan açıklamada, yaklaşık 20 bin yer personeli için 3 aşamalı ücret artışı yapılacağı konusunda uzlaşıldığı belirtildi.

1 Temmuz 2022’den itibaren çalışanlara geriye dönük olarak aylık sabit 200 avro, 1 Ocak 2023’ten itibaren maaşlara yüzde 2,5 oranında ücret artışı ancak aylık sabit olarak en az 125 avro verileceği aktarılan açıklamada, 1 Temmuz 2023’den sonra da maaşlara bir kez daha yüzde 2,5 oranında artış yapılacağı kaydedildi.

Toplu sözleşmenin 31 Aralık 2023’e kadar geçerli olacağı bilgisi paylaşıldı.

Verdi Sendikası Başkan Yardımcısı Christine Behle, bu anlaşmanın tüm çalışan gruplarında ücretlere aylık en az 377 avrodan 498 avroya kadar bir artış anlamına gelen iyi bir sonuç olduğunu belirtti.

Lufthansa yöneticilerinden Michael Niggemann da çalışanlar için iyi bir çözüm bulunduğundan memnuniyet duyduğunu ifade etti.

27 Temmuz’da Verdi Sendikasının çağrısı üzerine Lufhansa şirketinde yer personeli uyarı grevine gitmiş ve ülkenin en önemli havalimanlarından olan Münih ve Frankfurt havalimanları kilitlenmişti. Grevde 1000 üzerinde uçuş iptal olmuş, 134 bin yolcu da etkilenmişti. Bu grev Lufthansa’ya yaklaşık 35 milyon avroya mal olduğu açıklanmıştı.