Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
VİLNİUS (AA) - NATO ülkelerinin liderleri Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenen NATO Zirvesinde bir araya geldi.
NATO'nun devlet ve hükümet başkanları düzeyindeki Kuzey Atlantik Konseyi Toplantısı'nda Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan temsil ediyor.
Finlandiya, bir NATO Zirvesine ilk kez tam üye olarak katılıyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, toplantının açılışında yaptığı konuşmada Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto'yu ilk zirve toplantısına katılmasından dolayı tebrik etti.
Liderler, Stoltenberg'in bu sözleri üzerine Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinisto'yu alkışladı.
Stoltenberg, Finlandiya'nın ardından dünkü anlaşmayla İsveç'i de yakında NATO'nun tam üyesi olarak göreceklerini belirtti. Liderler, Genel Sekreter'in bu sözlerini de alkışlarla karşıladı.
NATO ülkelerinin liderlerinin bugün önemli kararlara imza atacaklarını aktaran Stoltenberg, Ukrayna'ya desteğin artırılacağını, bunun Ukrayna'yı ittifaka daha yakın hale getireceğini, NATO'nun yeni savunma planlarının onaylanacağını ve daha iddialı savunma yatırımı üzerinde uzlaşılacağını bildirdi.
BERLİN (AA) - Almanya'da, aile içi şiddet vaka sayısının geçen yıl 157 bin 550 olduğu ve bunun da ülkede şiddetin yüksek seviyede devam ettiği anlamına geldiği bildirildi.
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Aile Bakanı Lisa Paus ve Federal Kriminal Dairesi Başkanı Holger Münch, Berlin’de düzenlenen basın toplantısında, Federal Kriminal Dairesi (BKA) tarafından hazırlanan 2022 aile içi şiddet raporunu tanıttı.
Raporda, 2020’de 146 bin 655 ve 2021’de 144 bin 44 olan aile içi şiddet vaka sayısı, 2022'de 157 bin 550 olarak kayıtlara geçti. Bu rakamın, geçen yıla oranla yüzde 9,4 artış anlamına geldiği ifade edildi.
Aile içi şiddetten mağdur olanların sayısının ise 240 bin 547 olduğu ve geçen yıla oranla yüzde 8,5 artış gösterdiği belirtildi.
Şiddet görenlerin yüzde 80'inin kadın olduğu belirtildi.
Raporda, Almanya’da 2022’de aile içi şiddet sonucunda 133’ü kadın olmak üzere 152 kişinin eşleri tarafından öldürüldüğü vurgulandı.
İçişleri Bakanı Nancy Faeser, raporun herkesi sarsması gerektiğini belirterek, aile içi şiddetin, Almanya'da günlük yaşamın bir parçası haline geldiğini söyledi.
Faeser, "Aile içi şiddetten etkilenenleri kimse yalnız bırakmamalı. Aile içi şiddet özel bir mesele değil, tüm toplumsal gruplarda ciddi bir sorundur. Yakın çevredeki şiddet birçok kadını etkilediği gibi çocukları veya bakıma muhtaç olanları da etkiliyor. Şiddet sadece dayak veya tacizle başlamıyor, aynı zamanda takip ve psikolojik terörle de ilgili. Etkilenenleri güçlendirmek ve eylemlerini bildirmeleri için onları cesaretlendirme istiyoruz. Ancak bu şekilde daha fazla fail cezai olarak sorumlu tutulabilir." dedi.
Aile Bakanı Paus, aile içi şiddetin toplumun her kesiminde ortaya çıktığını belirterek, "Almanya'da neredeyse her iki dakikada bir kişi, aile içi şiddet kurbanı oluyor. Her saat 14'ten fazla kadın, partner şiddetinin kurbanı oluyor. Neredeyse her gün bir partner ya da eski partner, bir kadını öldürme teşebbüsünde bulunuyor. Önemli ölçüde artan rakamlar üzücü gerçeği gösteriyor. Kadına yönelik şiddet, toplumu bir bütün olarak etkileyen günlük bir sorun." diye konuştu.
Paus, raporda açıklanan sayıların ilgili mercilere bildirilen ve tespit edilen rakamlar olduğunu ifade ederek, karanlıkta kalan şiddet olaylarının sayısının çok daha fazla olabileceğini kaydetti.
Federal Kriminal Dairesi Başkanı Holger Münch ise aile içi şiddet mağduru sayısının yüksek olduğuna dikkati çekerek, "Almanya'da her gün 650'den fazla kişi bu tür eylemlerin kurbanı oldu. Bu nedenle, bu alanda hedefe yönelik yardım sunmak ve polis önlemlerini dikkatli bir şekilde planlamak çok önemli. Bu hedefe ancak iyi verilerle ulaşılabilir. Veri için de vakaların bildirilmesi önemli." ifadelerini kullandı.
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "NATO'da müttefikimiz olmak isteyen İsveç'in, provokasyonlar karşısında gerekli tedbirleri almaması ve terörle mücadelede net bir tavır takınmaması halinde, NATO üyeliğinin Türkiye tarafından onaylanması ne yazık ki mümkün görünmemektedir." dedi.
Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca, NATO Liderler Zirvesi kapsamında Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenen Türkiye'nin Transatlantik Güvenliğine Katkıları ve NATO'nun Dönüşümü Paneli'ne, video mesaj gönderdi.
İçinde bulunulan çağın, küresel güvenlik ve refah, ekonomik krizler, salgınlar, kıtlık, iklim krizi, doğal afetler gibi çeşitli unsurlar tarafından tehdit edildiğini dile getiren Altun, geçen birkaç yıl içinde yaşanan pandemi, siyasi uyuşmazlıklar, askeri çözüm arayışları ve Türkiye özelinde yaşanan deprem felaketi dikkate alındığında, enerjilerinin büyük bir kısmını bu meselelere yönlendirmek durumunda kaldıklarını söyledi.
Fahrettin Altun, Türkiye'nin asrın felaketinin üstesinden daha önce görülmemiş bir devlet-millet dayanışmasıyla gelmeye gayret ettiğini belirtti.
Deprem sürecinde yaptıkları uluslararası yardım çağrısının çok geniş karşılık bulduğunu anımsatan Altun, "Dünyanın dört bir yanında bulunan 100'den fazla ülke yardım teklifinde bulunmuş, 70'ten fazla ülkeden gelen 10 bini aşkın personel, deprem bölgesinde yürütülen arama-kurtarma faaliyetlerine destek vermiştir. Bu doğrultuda bizden desteklerini esirgemeyen tüm dost ülkelere huzurlarınızda bir kere daha teşekkür etmek istiyorum." diye konuştu.
Altun, küresel güvenliğin, birçok unsur tarafından tehdit altında olduğunu, başlangıçta bölgesel olarak baş gösteren sorunların, zamanla etki alanını genişleterek küresel sorun haline gelme potansiyeli taşıdığını dile getirdi.
- "Önerimiz, uluslararası dayanışma ve işbirliğine önem verilmesidir"
Bu bağlamda ister yerel olsun ister bölgesel, küresel bir etki alanı oluşturmaya matuf her türlü sorunun küresel çözüm arayışlarını gerekli kıldığını vurgulayan Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Küresel sorunlara karşı alınan geç kalınmış, iyi düşünülmemiş, iyi analiz edilmemiş ya da sadece yerel ölçekte kalan tedbirler, bu sorunların kısa süre içerisinde küresel güvenliği tehdit eder hale gelmesine yol açabilmektedir. Bu sebeple, çözüm olarak bizim ortaya koyduğumuz öneri, uluslararası dayanışma ve işbirliğine önem verilmesidir. Belirli bir bölgede meydana gelen kriz zamanlarında devletler, çıkar çatışmalarını ve çekişmelerini bir süreliğine de olsa bir kenara bırakma ve sorunun insani boyutunu öne çıkarma eğiliminde olabilmeliler. Bu tür sınama zamanlarında gösterilen dayanışma, devletler ve halklar nezdinde göz ardı edilemez, ortak bir insanlık bilinci geliştirmekte ve uzun vadede barış ve güvenliğin korunmasında motivasyon işlevi de görebilmektedir. Bu kapsamda uluslararası işbirliği konusunda etkin bir örnek olarak NATO'nun önemli işler yaptığını elbette biliyoruz ve işlevselliğinin daha da artırılması gerektiği ile alakalı çağrılarda bulunuyoruz."
Fahrettin Altun, günümüzde 31 üyeye sahip olan NATO'nun, kurulduğu günkü tarihsel şartlar değişmiş olsa bile bugün tüm müttefikler için büyük bir işbirliği ve dayanışma alanı oluşturduğuna dikkati çekti.
Kuruluş amaçlarından olan istikrar ile refah için NATO'nun bugünkü eylemlerinin uluslararası işbirliği ve dayanışma yönünde olması gerektiğini belirten Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
"NATO'nun, halihazırdaki küresel krizler, belirsizlikler ve aynı zamanda bunların gelecekte yaratabileceği sorunlarla baş edebilme ve çözüm üretebilme kabiliyetinin geliştirilmesi, ittifakın geleceğinin şekillendirilmesi bakımından da öncelikli meseleler arasındadır. 'NATO 2030: Yeni Bir Çağ İçin Birliktelik' başlıklı raporla, ittifakın stratejik ve siyasi yönünün güçlendirilmesi yönünde bir irade ortaya konulmuştur. 2030 vizyonunda, NATO'nun, güvenlik örgütü olarak sadece üye ülkelere değil, küresel güvenliğe katkı sağlayan bir örgüt olması yönündeki hazırlıkları net şekilde de görülmektedir. NATO, ülkemizin güvenliğinin temininde önemli bir rol oynamış ve Avrupa-Atlantik yapılarıyla işbirliği hedefimize muhtelif açılardan önemli katkılar sunmuştur. Türkiye de ittifaka üye olduğu 1952 yılından bu yana kapsamlı askeri yetenekleri, sahip olduğu tarihsel birikimi ve kültürel ilişkileriyle İttifakın küresel barış, huzur ve güvenlik hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmiştir. Tüm bunlar dikkate alındığında, NATO'da uluslararası işbirliği ve dayanışma yönünde daha fazla enstrümanla hareket etme kabiliyetine sahip bir dönüşüm beklentisi oluşmuştur. Türkiye de bu yönde bir dönüşümün gerçekleşmesi için NATO ile işbirliği halindedir."
- "İsveç'in provokasyonlar karşısında gerekli tedbirleri almaması..."
İletişim Başkanı Altun, NATO'nun 2022 Stratejik Konsepti'nde de belirtildiği üzere, ittifakın temel görevlerinin yanı sıra en önemli meselelerinin başında terörle mücadelenin geldiğini, bu kapsamda Türkiye'nin de terörle mücadele konusunda ittifak üyelerinin desteğini görmek istediğini vurguladı.
Finlandiya ve İsveç'in üye olmak için başvuruları söz konusu olduğunda çekince ve beklentilerin bu devletlere ve diğer müttefiklere açıkça ifade edildiğini hatırlatan Altun, nihayetinde Türkiye, Finlandiya ve İsveç'in geçen sene düzenlenen NATO Madrid Zirvesi'nde, üçlü bir muhtıra imzaladıklarını anımsattı.
Bu anlaşma uyarınca kurulan Daimi Ortak Mekanizma açısından özellikle terörizmle mücadelenin büyük önem taşıdığına dikkati çeken Altun, şu görüşleri paylaştı:
"Nitekim Finlandiya'nın, üçlü muhtıradaki taahhütlerini yerine getirmek için samimi adımlar attığını gördük ve NATO üyeliği yolunu açtık. İsveç henüz muhtıra şartlarını yerine getirmekte yeterince kararlı görünmemekte ve terörle arasına net bir mesafe koyamamaktadır. Bunun yanında ifade özgürlüğü kisvesi altında Kur'an-ı Kerim mushafını yakma provokasyonu ile artan İslamofobi ve yabancı düşmanlığının ne yazık ki göz yumularak desteklenmesi, Türkiye açısından görmezden gelinebilecek bir durum değildir. Bu eylemler ve saldırılar, taahhütlerin yerine getirileceğine yönelik güvenimizi ciddi anlamda zedelemiştir. NATO'nun, demokratik değerleri önceleyen bir ittifak olduğunu ve herhangi bir kutsala yapılan bu tür nefret dolu eylemlerin demokrasi ya da ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini bir kez daha açık ve net şekilde hatırlatmak isteriz. İsveçli yetkililerin, daha önce de benzerleri yaşanan bu tür menfur eylemlere yönelik müsamahakar tutumları, bizi İsveç'in üyeliği konusunda ciddi şekilde şüpheye düşürmektedir. NATO'da müttefikimiz olmak isteyen İsveç'in, provokasyonlar karşısında gerekli tedbirleri almaması ve terörle mücadelede net bir tavır takınmaması halinde, NATO üyeliğinin Türkiye tarafından onaylanması ne yazık ki mümkün görünmemektedir."
NATO Zirvesi'nin gerçekleştirileceği Vilnius'ta düzenlenen panelin faydalı olacağı düşüncesiyle hareket ettiklerini aktaran Altun, Türkiye'nin büyük önem verdiği NATO ittifakının geleceğine yönelik projeksiyonlarına katkı vereceğini düşündüğü panelin, hayırlı ve uğurlu olmasını diledi.
ANKARA (AA) - Sırbistan'da düzenlenen Avrupa Gençler Yüzme Şampiyonası'nı milli sporcular 7 madalya ile tamamladı.
Türkiye Yüzme Federasyonundan yapılan açıklamaya göre, başkent Belgrad'da düzenlenen Avrupa Gençler Şampiyonası'nda milli sporcular; 3 altın, 1 gümüş ve 3 bronz olmak üzere toplam 7 madalya kazanıp, takım halinde 4'üncü oldu.
Öte yandan, Slovenya'nın Radovljica kentinde düzenlenen 47. Uluslararası Yüzme Şampiyonası'nda ise milli sporcular; 9 altın, 13 gümüş ve 9 bronz olmak üzere toplam 31 madalya elde etti.
NEW YORK (AA) - ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlattığı görülen Leqembi isimli ilaca tam onay verdi.
FDA, ocak ayında ön onayı alınan, yetişkinlerde görülen Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlatmaya yönelik üretilen bir ilacı ilk kez tam onayladı.
FDA'da Nörobilim Ofisi yetkilisi Teresa Buracchi, FDA'nın onayıyla ilacın Alzheimer hastaları için "güvenli ve etkili" bir tedavi olduğunun doğrulandığını kaydetti.
Araştırmalara göre, 18 aylık tedavi ile hastalığın ilerlemesini yüzde 27 yavaşlattığı görülen ilacın, beyindeki amiloid-beta plaklarını hedef aldığı belirtiliyor.
İlaç, hafıza ve düşünmedeki zayıflamayı yavaşlatabileceğini ortaya koyan, türünün ilk örneği olarak gösteriliyor. Piyasadaki diğer ilaçlar hastalığın yalnızca semptomlarını hedef alıyordu.
Diğer yandan uzmanlar, ilacın hastalığı durdurmayacağı ve yalnızca ilk evredeki kişilerin daha bağımsız hareket edebilmelerini sağlayabileceği yorumunu yapıyor.
Alzheimer Derneği'ne göre, ABD'de 65 yaş ve üstü yaklaşık 6,7 milyon yetişkin Alzheimer hastalığına sahip.
LONDRA (AA) - İngiltere'nin önde gelen hava yolu şirketlerinden EasyJet, bu yılın eylül ayına kadar 1.700 uçuşun iptal edilmesine karar verildiğini duyurdu.
Şirketten yapılan açıklamada, bu yılın temmuz, ağustos ve eylül aylarında başkent Londra'daki Gatwick Havalimanı'ndan yapılması planlanan toplam 1.700 uçuşun iptal edilmesinin kararlaştırıldığı bildirildi.
Açıklamada, uçuş iptallerine gerekçe olarak Avrupa hava sahasında yaşanan yoğunluk ve hava trafik kontrollerinde yaşanan zorluklar gösterildi.
Söz konusu iptallerden etkilenen yolcuların yüzde 95'inin rezervasyonlarının başka uçuşlara aktarıldığı bildirilen açıklamada, devam eden savaş nedeniyle Ukrayna hava sahasının uçuşlara kapatılması nedeniyle hava yolu şirketlerinin bu yaz oldukça zorlu koşullar ile karşı karşıya kaldığı kaydedildi.
BERLİN (AA) - Alman Dış İstihbarat Teşkilatının (BND), Wagner grubunun Moskova yönetimine isyanına ilişkin bir hafta öncesinden haberdar olduğu ileri sürüldü.
Alman WDR ve NDR televizyon kanallarının özel haberinde, BND'nin ayaklanmadan haberdar olduğu ve Wagner grubunun Kremlin'e karşı olası bir ayaklanmasına dair bir hafta öncesinden "belirsiz bir işarete" sahip olduğu vurgulandı.
BND'nin müttefik ülke istihbaratlarıyla temas kurduğu ve bilgiyi kesin teyit ettiremediği için Başbakan Olaf Scholz'u bu konuda hızlıca bilgilendirilmediği kaydedildi.
Haberde, BND'nin olaylarla ilgili ilk uyarısını Alman hükümetine, Wagner askerlerinin Rus askeri tesislerini ve Rostov kentini işgal etmesinden önceki akşam verdiği ifade edildi.
Ayrıca Alman istihbaratının Wagner lideri Yevgeny Prigojin ile Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko arasındaki arabuluculuk görüşmelerini dinlediği iddia edildi.
Alman basınındaki haberlerde, BND, hükümeti geç bilgilendirdiği gerekçesiyle eleştiriliyor.
- Wagner grubunun Rus yönetimine isyanı
Özel güvenlik şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeniy Prigojin, 23 Haziran'da Rus ordusunu Wagner'e saldırı düzenlemekle suçlayıp karşılık vermekle tehdit etmiş, Wagner savaşçıları Ukrayna'yı terk ederek sınırdaki Rostov bölgesine girmişti.
Bu durum üzerine Federal Güvenlik Servisi (FSB), "silahlı isyan" suçlamasıyla ceza davası açmıştı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Wagner'in isyanını "vatana ihanet" olarak nitelendirmişti.
Prigojin, Moskova'ya gideceklerini açıklamış, Kremlin yönetimi ise ülkenin pek çok bölgesinde güvenlik önlemlerini artırmıştı.
Yevgeniy Prigojin'in, 24 Haziran'da Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko'nun Rusya'da gerilimi azaltma önerisini kabul ettiği bildirilmişti.
Prigojin, Rus kanı dökülmesinin sorumluluğunu anladıklarını ve konvoylarını geri çevirerek plana göre saha kamplarına geri döneceklerini açıklamıştı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Prigojin'e yönelik açılan ceza davasının kapanacağını belirterek “isyancı liderin” Belarus'a gideceğini bildirmişti.
ANKARA (AA) - Facebook, Instagram ve WhatsApp'ın sahibi Meta'nın, Twitter'a rakip yeni sosyal medya platformu Threads'i kullanıma sunması "gizlilik" tartışmalarına neden oldu.
Fox News'in haberine göre, Gazeteci Michael Shellenberger, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Threads'in "neredeyse sıfır gizlilik" politikası izlediğini belirterek, Kongrenin ya Meta ile ters düşmesi ya da şirketin daha şeffaf davranmasını zorunlu kılması gerektiğini kaydetti.
Shellenberger, paylaşımında, "Mark Zuckerberg, Twitter kopyası Threads'de kullanıcılar üzerinden para kazanmayı düşünmediğini söylüyor ama bu bir yalan. Onun iş modeli, verilerimizi reklamcılarımıza satmak." ifadelerini kullandı.
ABD'nin eski Başkanı Donald Trump'ın Danışmanı Stephen Miller, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "İfade özgürlüğünüzün sansürlenmesini ve gizliliğinizin yağmalanmasını istiyorsanız, Mark Zuckerberg'ün uygulaması tam size göre." eleştirisinde bulundu.
Muhafazakar hiciv dergisi The Babylon Bee'nin Editörü Joel Berry de Twitter'daki paylaşımında, "Verileriniz üzerinde madencilik yapıp muhtemelen sizi sansürlüyorlar." ifadelerine yer verdi.
Apple verilerine göre Threads, kullanıcılarının konumu, ismi, e-maili, adresi, telefon numarası, siyasi ya da dini inançları, cinsel yönelimi, maddi durumu, sağlık durumu, fotoğrafları gibi birçok veriye erişebiliyor.
Önümüzdeki dönem Avrupalı Türklerin sorunları daha çok gündeme geleceğe benziyor.Uzun yıllar sonra mecliste tekrar yer alan Saadet Partisi temsilcileri meclisin açılması ile birlikte ilk gündeme getirdikleri konulardan biri yaz tatili öncesi Avrupalı Türklerin sorunları oldu.
28 dönem milletvekilleri meclisteki mesailerine başlaması ile birlikte Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya yaptığı basın açıklamasında vakit geçirmeden Avrupa’da yaşayan milyonlarca vatandaşımızın problemlerine pratik çözüm önerileri teklifinde bulunarak çözüm yolları önerdi.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sıla yolundaki sorunları ve çözüm yolları başlıklı açıklama Türk basınında geniş şekilde yer aldı.
“Bir yaz dönemine daha ulaşmış bulunuyoruz. Bu dönem hem yurtiçinde hem de yurtdışındaki vatandaşlarımızın sila-i rahimde bulunmak, eş, dost, akrabalarını ziyaret etmek için fırsat dönemleri olarak değerlendirilmektedir. Özellikle yurtdışında yaşayan ve karayolu ile ülkemize gelmeye çalışan insanlarımız için bu süreç çoğu zaman, sonu güzel olsa da katlanılması zor seyahatlere dönüşmektedir.
Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için bazı adımların atılması gereklidir.
Saygılarımla”
„Willkommen im Leben – Willkommen in der Stadt Würzburg“, mit dieser Botschaft erhalten frischgebackene Eltern von der Stadt Würzburg ein kostenloses Starterpaket, um den Eintritt in die neue Lebensphase Familie zu erleichtern. Nun gibt es eine Neuauflage. Diese wurde gemeinsam von der Arbeitsgemeinschaft Familien der Stadt Würzburg und von KoKi – Netzwerk frühe Kindheit weiterentwickelt.
Überreicht wird das Willkommenspaket auch zukünftig mit der Geburtsurkunde durch das Standesamt. Mit einem persönlichen Brief an die jungen Eltern begrüßt Oberbürgermeister Christian Schuchardt die neuen Würzburger Bewohnerinnen und Bewohner. Die Broschüre möchte Eltern für das Leben mit ihrem Nachwuchs erste Informationen an die Hand geben. Neben wichtigen Telefonnummern für den Notfall, Anlaufstellen für Familienleistungen, Beratungsstellen zu Familien- und Erziehungsfragen erhalten Eltern Tipps und Anregungen für die neue Lebensphase. Eine Aufstellung interessanter Internetadressen oder Informationen zu Familienstützpunkten, Kurs- und Bildungsangebote für Familien, Krabbelgruppen und Kindertagesbetreuung vervollständigen die Willkommensmappe und zeigen das große Angebot in Würzburg. In der Neuauflage befinden sich weiterhin Gutscheine der Stadtbücherei, der WVV und für den „Baum fürs Baby“. Familien ohne Garten oder Balkon können alternativ ihren Baum in einen Zukunftswald nahe der Frankenwarte setzen lassen.