Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

BERLİN (AA) - Alman biyoteknoloji firması BioNTech ve Çin merkezli DualityBio'nun, iki kanser antikor ilaç adayını birlikte geliştirmek ve ticarileştirmek için iş birliği yapacağı bildirildi.

BioNTech ve OncoC4'ten yapılan ortak açıklamada, şirketlerin katı kanser tümörlerinin tedavisinde DualityBio'nun DB-1303 ve DB-1311 antikor adaylarını birlikte geliştirecekleri belirtildi.

 

Açıklamada, BioNTech'in, Çin merkezli DualityBio'ye 170 milyon dolar ön ödeme yapacağı, iş birliği döneminde şirkete 1,5 milyar doları aşan çeşitli ödemeler ve çift haneli kademeli telif ücretleri sağlayacağı kaydedildi..

DualityBio'nun DB-1303 antikor adayının, ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nden (FDA) yeni ilaçların geliştirilmesini ve test edilmesini hızlandırmayı amaçlayan "Fast Track" iznini aldığı belirtilen açıklamada, "Şu anda klinik geliştirmenin faz 2 aşamasında bulunuyor." denildi.

 

DB-1303 ve DB-1311 antikor adayları, sağlıklı dokuya zarar vermekten kaçınırken kanser hücrelerini hedefli bir şekilde yok etmeyi amaçlıyor. Bu tedavinin kemoterapiden daha iyi tolere edildiği belirtiliyor.

Öte yandan, BioNTech, Kovid-19 aşısından elde ettiği milyarlarca avroluk gelir sayesinde kanser gibi hastalıklar için üretim hattını daha fazla ortaklıkla genişletmek istediğini duyurmuştu.

 

Alman şirket, 20 Mart'ta, ABD merkezli OncoC4'ün, kanser ilaç adayını birlikte geliştirmek ve ticarileştirmek için iş birliği yaptığını da açıklamıştı.

 

BERLİN (AA) - Alman hükümetinin Kişisel Verilerin Korumasından ve Bilgi Özgürlüğünden Sorumlu Görevlisi Ulrich Kelber, veri güvenliği endişeleri nedeniyle prensip olarak gerekirse yapay zekaya dayalı sohbet robotu ChatGPT'yi engelleyebileceklerini bildirdi.

 

Kelber, Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt’a yaptığı açıklamada, Almanya’nın veri güvenliği endişeleriyle Microsoft tarafından mali açıdan desteklenen ChatGPT'yi engelleyerek İtalya'nın izinden gidebileceğine işaret etti.

Ulrich Kelber, "Prensip olarak Almanya'da da böyle bir eylem mümkün." ifadesini kullanarak, ABD merkezli OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT'yi engellemenin eyaletlerin yetki alanına gireceğini belirtti.

Almanya'nın yasağı konusunda İtalya'dan daha fazla bilgi talep ettiğini bildiren Kelber, Almanya’nın olası ChatGPT’ı engelleme planı hakkında ayrıntılı bilgi vermedi.

 

İtalya Verileri Koruma Ajansı, 1 Nisan’da, İtalyan kullanıcıların kişisel verilerini yasa dışı şekilde topladığını belirterek, ChatGPT'ye İtalya'nın gizlilik standart ve düzenlemelerindeki gereklilikleri karşılayana dek erişimin geçici olarak engellendiğini bildirmişti.

ChatGPT'ye yönelik soruşturma başlatan İtalyan ajansı ayrıca, verilerin toplanma usulüne yönelik kullanıcılara bilgi verilmemesini de ihlaller arasında göstermişti.

 

Böylece İtalya, yapay zeka tarafından desteklenen bir chatbot'a karşı harekete geçen ilk Batılı ülke olmuştu.

Öte yandan, Fransa ve İrlanda'daki verilerin korunmasından sorumlu yetkililer, bulgularını tartışmak için İtalya Verileri Koruma Ajansı ile iletişime geçtiklerini açıkladılar.

BERLİN (AA) - Alman Rheinmetall şirketi, Ukrayna'nın savunması için Batı tarafından tedarik edilen tanklar, obüsler ve askeri araçlar için Romanya'da bir bakım ve lojistik merkezi kurdu.
 

Alman medyasına konuşan şirket sözcüsü, söz konusu merkezin Romanya-Ukrayna sınırı yakınlarındaki Satu Mare'de kurulduğunu ve bu ay faaliyete geçeceğini belirtti.

Bakım merkezi, Ukrayna'da kullanılan Batılı savaş sistemlerinin operasyonel hazırlığının sürdürülmesinde ve lojistik desteklerinin sağlanmasında merkezi bir rol oynayacak.

Bakım merkezinde Leopard 2 ve İngiliz Challenger gibi ana muharebe tanklarının yanı sıra kundağı motorlu obüsler, piyade savaş araçları, zırhlı nakliye araçları veya askeri kamyonların da bakımı yapılabilecek.

Ayrıca NATO kuvvetlerinin savaş araçlarının yanı sıra lojistik araçlarına da gelecekte Satu Mare'de bakım yapılması planlanıyor.

 

Rheinmetall Üst Yöneticisi (CEO) Armin Papperger, NATO kuvvetlerine ve Ukrayna'ya mümkün olan en iyi desteği sağlamanın Rheinmetall olarak kendileri için büyük önem taşıdığını ifade etti.

Haziran 2022'de Rheinmetall ve ortak şirketi KMW, Litvanya'nın Rukla kasabası yakınlarındaki Jonava'da, Litvanya ve Baltık Ülkelerinde konuşlu diğer NATO güçlerinin savaş araçlarına kapsamlı lojistik destek sağlamak üzere benzer bir bakım merkezi kurmuştu.

 

- Başbakan Scholz, bakım merkezinin kurulmasını memnuniyetle karşıladı

Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise Romanya'da yaptığı açıklamada, bakım merkezi kurulmasını memnuniyetle karşılayarak, Ukrayna'da konuşlandırılan teçhizatın da sürekli olarak tamir edilmesinin ve kullanılabilir durumda olmasının önemli olduğunu söyledi.

Scholz, bu savaşın özel niteliği nedeniyle onarım tesislerinin sadece tek bir yerde değil, Ukrayna dışında ama sınıra yakın yerlerde bulunduğunu belirterek, "Bu kadar çok Avrupa ülkesinin bu konuda bizimle birlikte hareket etmeye istekli olmasından dolayı çok mutluyum." dedi.

BERLİN (AA) - Almanya'nın Ludwigsburg kentinde Müslümanlar ve Almanlar şehir merkezinde verilen iftar programında bir araya geldi.

 

Ludwigsburg kentindeki İslam Toplumu tarafından gerçekleştirilen iftar programına Stuttgart Başkonsolosu Makbule Koçak, İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Başkanı Kemal Ergün, Ludwigsburg Belediye Başkan Yardımcıları Renate Schmetz ve Sebastian Mannl, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Yardımcısı Abdulhadi Turus ve çok sayıda STK temsilcileri katıldı.

Havanın soğuk olmasına rağmen 3 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen iftar programında Kur'an-ı Kerim tilaveti yapıldı, ilahiler söylendi ve ramazana özel müzikler sunuldu.

 

Program, Almanlar ve Müslümanlar tarafından beğeniyle izlendi.

Stuttgart Başkonsolosu Makbule Koçak, ramazan ayının Müslümanların dini yaşamının beş temelinden biri olduğunu ve özel bir anlamı bulunduğunu belirterek "Oruç, kendi içimize döndüğümüz ve bizim için neyin önemli olduğunu düşündüğümüz bir zamandır. Oruç açmak, paylaşılan bir yemekten daha fazlasıdır. Sosyal grupların birbirleriyle konuşmaları için fırsatlar sunar ve önyargılardan uzak, barış içinde bir arada yaşamayı teşvik eder." dedi.

 

Koçak, iftarların ortak değerleri keşfetme, pekiştirme ve birbirini tanıma fırsatı sunduğunu vurgulayarak, "Saygı ve hoşgörü, yardımseverlik ve merhamet dinlerin ortak temelidir. Toplumsal barışın temeli hiç kuşkusuz hoşgörüdür. Bir toplumda ya da farklı toplumlar arasında hoşgörü, diğerini kabul etmek ve ona saygı duymaktır. Farklılıklarımız bizi zayıflatmaz, tam tersine zenginleştirir ve güçlendirir." ifadelerini kullandı.

IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün de orucun insanlık tarihi kadar eski bir ibadet olduğuna işaret ederek "Efendimiz Hz. Muhammed orucu tarif ederken 'oruç kalkandır' buyurmaktadır. Şüphesiz oruç yemeden, içmeden, bir kısım nefsi arzulardan uzaklaşmaktan ibaret değildir. Oruç bizi dönüştürebilmelidir, oruç zulme karşılık kalkan olabilmeli, oruç haksızlığa karşı kalkan olabilmeli, oruç insan hakları ihlallerine karşı kalkan olabilmeli, oruç çevremize karşı, dünyamıza karşı, dünyayı adeta yaşanmaz bir yere getirmeye çalışanlara karşı kalkan olabilmelidir." diye konuştu.

 

Ergün, "Yaşamış olduğumuz bu topraklarda özellikle vatan edinmiş olduğumuz bu şehirlerdeki tüm insanları bir araya getirmek ramazanın mana ve ruhuna uygun olan bir çalışma. Bu çalışmaların tüm şubelerde yapılmasını tavsiye ediyorum." dedi.

 

 

 

Genel merkezi Ankarada olan,1980 öncesi Ülkü Ocakları ve 1980 sonrası Almanya Türk Federasyon genel başkanlarımızdan, Avrupa Türk İslam  Birliği teşkilatınin kurucularından Dr. Ali Batman, Başbuğ Alparslan Türkeş'in 26. ölüm yıl dönümü munasebetiyle düşünce ve görüşlerini bize anlattı. Dr. Ali Batman Ülküdaşlarımıza cağrıda da bulunarak şöyle konuştu;
 
"Kıymetli ülküdaşlarım! Bugün malum olduğu üzere Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in 26. Ahirete irtihal yıl dönümüdür. Her ülkücü  ve ülkücü olmasa da vicdan sahibi her insanımız gibi ben de Allah'tan rahmet diliyor,minnet,şükran,hayır ve dua ile anıyorum. Mekanı Cennet Olsun (âmin).
 
 
Kabul etmeliyiz ki O sadece yıldönümünde kısaca hatırlanıp birkaç cümlelik dua etmekle anılıp geçilecek birisi değildir. O'nun bıraktığı dâvâyı resmi temsil durumunda olanlar bana göre 26 yıldır O'na layık ve hakettiği  "Anma Proğramları"düzenlemekte hep yetersiz kalmaktalar. Bunda Türkeş isminin büyüklüğü ve ağırlığı karşısında kendi pozisyonlarının belki arka planda kalacağı gibi kişisel kaygıların rolü olacağı gibi,her konuda olduğu gibi bu konuda da, birebir hatıraları, bilgi ve birikimleri  olan arkadaşlarımızı çevrelerine yaklaştırmak istemeyişlerinin de şüphesiz rolü vardır. Burda maksadım polemik yapmak değildir. Başbuğ'umuza layık anmaların yapılmadığı,kendisinin ve bayraklaştırdığı dâvânın yeni kuşaklara yeteri kadar ulaştırılmadığından duyduğum üzüntüdür.
 
 
Her fâni gibi şüphesiz Başbuğ'un da zaman zaman yanlışları,hareketi yönetirken yer yer hatalı karar ve uygulamaları da olmuştur. Bu hususlar da O'na layık her yönüyle tanıtıldığı,anlatıldığı,her türlü sosyal bilim dallarının devreye konarak incelendiği durumlarda iyi niyetli ve dâvâya fayda maksatlı kritikler de yapılabilir. 
 
Ama bunlar O'nu Türk Milletine (ve dolaylı olarak İslam âlemine ve insanlığa)sağladığı hizmetleri bakımından en yüksek sevgi,saygı ve şükran dolu duygu ve düşüncelerle anmamıza engel teşkil etmez.
 
 
Genç nesiller 60 lı 70 li yılların dünya ve Türkiyesini yaşayarak öğrenmediler. 
 
Yazılanları okuyarak  ve anlatılanları dinleyerek öğreniyorlar.İşte sorun da burda. O dönemlerin en önemli ideolojik ve siyasi aktörü Alparslan Türkeş ve O'nun liderliğinde yürütülen dâvâ ve verilen mücadelelere hiçbir zaman hakettiği şekilde yer verilmemektedir. Kaç kitap ,kaç akademik araştırma var,kaç  film yapıldı-bırakın başkalarını-  o kadar okumuş ve eli kalem tutan her bölümden yetişmiş o kadar insanımıza rağmen kendi içimizden kaçımız yazdık,yorum yaptık,şerh yazdık..?
 
 
Gerçekten esef verici.
 
40 'larda dünya artık çoktan kamplaşmıştı.
Ortada Komünizm ve Kapitalizm varken Avrupa ve paralelinde Türkiye 60 'larda derin ideolojik savrulmaları yaşarken Türkeş ve ortaya koyduğu  milli,islami ve insani esaslara dayalı Türk Milliyetçiligi Dünya Görüşü ve ondan esinlenerek hazırlanmış Dokuz Işık Doktrini Türkiye için Üçüncü Yol olarak milletin huzuruna çıktı. İyi ki çıktı. Ve bizler Can Simiti gibi bu milli ve yerli fikirlere sarıldık. 
 
Bunun için Türkeş sadece bir parti genel başķanı değildi. Bunun için sadece Ülkücüler değil sağıyla soluyla tüm toplum O'nun ve fikirlerinin  kıymetini bugün de anlayıp takdir etmeyi bilmelidir. Zira Türkeş ortaya çıkmakla bugün sayıları milyonlara ulaşan,bilhassa da okumuş ağırlıklı millet evlatlarını yanlış yollara yönelmekten kurtarmıştır. Bu bile Türkeş'i hayırla anmaya yeter.
 
O yıllar için insanlıģı ve tabiiki Türkiye'yi de doğrudan ,dıştan ve içten tehdit eden komünizme karşı verdiģi haklı,şanlı şerefli ve milli mücadeleye yaptığı liderliğiyle tarihte bu millete hizmet eden en büyük kahramanlardan olarak tarihe kaydedilmelidir. Resmi tarihçiler savsaklamak istese de O'nun millet vicdanında ve tarihteki yerini alacağına inanıyorum.
 
Ve bunların sonucu ve devamı olarak;yetiştirdiği milyonlar -şimdilik kendi siyasi partileri çatısında toplanıp hakettikleri siyasi gücü teşkil edemeseler,ve gerektiği gibi soyasi etkinlik oluşturamasalar bile-Türk Milletinin gelecek onyıllarında varolmaya;fikir  ve politik hayatında,akademik ve kültür calışmalarında varolup fikri renklerini vurmaya devam edeceklerdir inşaallah.Böyle bir hareket bugünkü dağınıklığı asla haketmiyor.Toparlanabilmek için şuan bir formül gösteremiyebiliriz.Ama politik olarak hangimiz nerede duruyor olsak bile ileride Ülkücülerin Birlik ve Beraberliģini sağlama idealini sürekli içimizde taşıyalım.Fırsat buldukça bunu konuşalım,yazalım...(Mealini şu an yaklaşık olarak hatırlayabildiğim  Ra'd Suresinde bir àyet var; bir kavim kendi gidişatını değiştirmedikçe biz onu deģiştirmeyiz.)Hareketimizin gidişatını olması gereken yöne değiştirebilmek için kişisel çabaları küçümsemeyip çabalamalıyız.
 
Bu yolda şüphesizki en büyük ortak değerimiz Başbuğ Türkeş'tir.Vefat yıldönümü münasebetiyle kısaca bunları söylemek istedim. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum.Ruhu şad mekanı cennet olsun".
Haber ve Resim: Doğan Tufan

Kinder wachsen mit Tablets, Smartphones und Co auf. Fast die Hälfte der vier- bis sechsjährigen Kinder in Bayern verbringen mehr als 30 Minuten täglich vor digitalen Geräten. Am Wochenende sind es sogar 69 Prozent. Das geht aus einer Elternbefragung im Rahmen der aktuellen AOK-Familienstudie hervor. In dieser Altersgruppe sollten Eltern jedoch nach maximal 30 Minuten den Stecker ziehen. Dazu raten die Experten der Initiative „SCHAU HIN! Was Dein Kind mit Medien macht“. Die AOK ist bereits seit 2020 Partner der Initiative und hat vor kurzem die Kooperation bis mindestens Ende 2024 verlängert. „Die Gesundheitskasse trägt so dazu bei, dass insbesondere Kinder lernen, Medien mit Freude und vor allem gefahrlos zu nutzen“, so Walter Heußlein, Beiratsvorsitzender bei der AOK in Würzburg. Ein zu hoher und falscher Medienkonsum kann der Gesundheit von Kindern schaden. Computerspiele, Surfen im Internet, Chatten und Fernsehen verhindern Bewegung und ersetzen bei vielen Kindern soziale Kontakte. Zudem können sich Ängste entwickeln, wenn Kinder nicht altersgerechte Inhalten anschauen. Eltern sollten auch dafür sorgen, dass ihre Kinder sicher im Internet unterwegs sind. „Helfen kann dabei die Initiative SCHAU HIN!, die Eltern unterstützt, ihre Kinder im Umgang mit Medien zu stärken“, so Walter Heußlein. Expertinnen und Experten beantworten Fragen, geben Orientierung und konkrete alltagstaugliche Tipps für kompetente Mediennutzung.

 

Ab diesem Frühjahr ist der Bereich Medienkompetenz auch fester Bestandteil des AOK-Präventionsprogramms „JolinchenKids – fit und gesund in der KiTa“. „Im Mittelpunkt standen bislang Ernährung, Bewegung, seelisches Wohlbefinden und Nachhaltigkeit, ergänzt wird das Programm jetzt um das Modul Medienkompetenz“, freut sich Walter Heußlein. Seit der Einführung von JolinchenKids im Jahr 2014 beteiligten sich in der Region Stadt und Landkreis Würzburg (inkl. Kitzingen und Spessart) mehr als 50 KiTas, rund 3.200 Kinder und deren Familien konnten damit erreicht werden. Aktiv betreut werden derzeit 11 KiTas der Region Stadt und Landkreis Würzburg (inkl. Kitzingen und Spessart). In diesem Kindergartenjahr werden rund 700 Kinder von dem Gesundheitsprogramm profitieren.

 

Weitere Informationen zur Initiative SCHAU HIN! gibt es unter www.schau-hin.info und zum Gesundheitsprogramm JolinchenKids unter www.aok.de/bayern/jolinchenkids.

Der ukrainische Verein Mrija e.V. hat ein Magazin herausgegeben mit Fotografien vor und seit dem Krieg. Zur Sprache kommen zudem Ukrainerinnen und Ukrainer, die geflohen sind, aber auch Menschen, die in ihrem Heimatland geblieben sind. Das Heft gibt einen Einblick in die Situation in der Ukraine, in die zerstörten Städte, aber auch in die Seelenwelt der betroffenen Menschen, sowohl der Geflüchteten als auch der Menschen, die in ihrer Heimat blieben.

Der Öffentlichkeit vorgestellt wurde das Heft im Max-Dauthendey-Saal der Stadtbücherei. Oberbürgermeister Christian Schuchardt würdigte die Publikation aufgrund der authentischen Einblicke in die Situation der Betroffenen – in Würzburg und in der Ukraine. „Die Bilder des Buches zeigen die Schönheit der Ukraine, die Schrecklichkeit des Krieges, aber vor allem die Menschen.“ Er betonte bei dieser Gelegenheit aber auch mit welch großem Engagement sich die Menschen aus der Ukraine in Würzburg selbst organisiert hätten und Hilfen und Unterstützungen erfuhren: „Das ist beeindruckend und großartig. So entstehen Bande auf verschiedenen Ebenen und Sie sind direkte Brücken. Die Städtepartner- und -freundschaften mit Lwiw und Luzk haben wir für die Zukunft geschlossen.“

Das Magazin ist in der Stadtbücherei ausleihbar und beim Verein Mrija erhältlich. Spenden werden zum Ankauf eines Krankenwagens für die Ukraine verwendet. E-Mail-Kontakt: Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!

 

Auf Deutschlands größter Regionalmesse präsentieren vom 29. April bis 9. Mai weit über 1.000 Aussteller Innovationen und Klassiker – Sonderschauen, Beratung, Vorträge

Sonnenstrom aus dem Balkonkraftwerk, Fototapete für die Dusche, Anti-Schnarch-Ringe, Wasseraktivatoren, die Warmwasser und Waschmittel überflüssig machen, Brotbackbücher für Kinder und Offroad-Camper, die auch ein Kleinwagen ziehen kann: Das alles gibt es auf dem Maimarkt Mannheim mit seiner beliebten Vielfalt! Weit über 1.000 Aussteller präsentieren vom 29. April bis 9. Mai in 39 Hallen und auf dem großen Freigelände, womit sie zu energiesparendem Wohnen, gesundem und nachhaltigen Leben, modernem Haushalt und kreativer Freizeit beitragen. Für viele Menschen ist der Maimarkt Highlight des Jahres. Hier treffen sie sich mit Familie und Freunden, planen Neuanschaffungen und erfahren, was es Neues gibt. Der Maimarkt gibt Antwort auf große und kleine Fragen des Alltags, ist Einkaufsstadt, Treffpunkt und Ideenpool und lädt zum Ausprobieren und Mitmachen ein.

 

Raffiniert, praktisch, schön – das alles gibt es

Vom extra-sparsamen Spargelschäler bis zur modernen Küche mit Alleskönner-Wasserhahn: Der Maimarkt steht für kleine und große Produkte, die den Alltag erleichtern, Spaß machen oder einfach schön sind. Nicht nur schön, sondern auch gesund wohnen: Dabei helfen Bettsysteme mit Matratzen, bei denen ein Knopfdruck die Härte verstellt, und Stühle, die auf Körpermaß gefertigt werden. Stark im Trend sind Tische und Bänke aus Altholz. Luftreiniger lassen Allergiker aufatmen. Für besonderen Duft in Schlafzimmer und Sauna sorgt Zirbenholz.

Ob Dampfbügelsystem oder Infrarot-Wärmekabine – energiesparende Modelle sind gefragt. Spültücher aus Bambusviskose reinigen sich selbst. Ganz Eilige können bereits beim Gemüsehobeln das Dressing auftragen. Fürs Garteln an Hochbeeten gibt es spezielle Gewächshäuser, und nach getaner Arbeit entspannt man in der Gartenschaukel.

Schon mal Schwarzwälder Kirschtorte getrunken? Bei 38 Sorten fällt die Wahl unter den Schaumküssen nicht leicht. Richtig gesund ist Gemüsebrühe, die ohne Hefe und Glutamat auskommt. Der beliebte Schweizer Schabkäse passt jetzt samt Gerät in den Kühlschrank. Am Esstisch gemeinsam braten – mit den Mini-Wokpfännchen macht das der ganzen Familie Spaß.

Reiselustige finden Destinationen von Ausflugszielen in Odenwald und Dahner Felsenland bis zu individuell geschnürten Reisepaketen für Afrika, Australien und Neuseeland. Wer mit dem eigenen Fahrzeug startet, kann mit Dachzelt, 12-Volt-Espressomaschine, Klapp-Töpfchen für die Kleinsten und werkzeuglos zerlegbarem Seniorenmobil praktische Utensilien für verschiedenste Bedürfnisse mitnehmen.

Italienische Mode und Schuhe, Brautmoden aus aller Welt, superleichte Steppjacken oder handgearbeitete Dirndl aus Niederbayern: Beim Bummeln durch die Modehallen und durch „Buongiorno Italia!“ gibt es neue Lieblingsstücke zu entdecken. Im Bazar und im Afrikanischen Dorf finden Wohnaccessoires, Kunsthandwerk und kleine Kostbarkeiten neue Besitzer.

 

Einmalige Erlebnisse!

Faszinierende Einblicke, neue Perspektiven und Tipps für den Alltag geben die Sonderschauen. Aus der bekannten TV-Sendung „Die Höhle der Löwen“ sind Erfinder auf den Maimarkt gekommen – mit ihren Innovationen wie einem stylischen Pendant zum Autoduftbaum, einem aufblasbaren Schirmständer oder einem Reinigungsstein für den Abfluss.

Was tun bei Überschwemmungen, medizinischen Notfällen oder wenn zu Hause plötzlich der Trockner brennt? Feuerwehren und Rettungsdienste aus der Region zeigen mit Brandschutz-Parcours, Quiz und Vorträgen, wie man im Ernstfall am besten reagiert. Das Sehen im Blick hat der Badische Blinden- und Sehbehindertenverein (BBSV) mit einem begehbaren Auge, Infos und Tipps. Hochkarätige MedizinerInnen erklären verständlich, wie man Volkskrankheiten vorbeugen oder sie behandeln kann.

Die Kollegen vom Polizeipräsidium Mannheim informieren über Betrugsmaschen am Telefon, die Bundespolizei erklärt, wie man Zivilcourage zeigt, ohne sich selbst in Gefahr zu bringen. Mit einem schwarzen Mercedes Benz 300 erinnert das Automuseum Carl Benz an die Adenauer-Ära. Die Mini-Züge der Modulbaufreunde Ladenburg flitzen durch liebevoll gestaltete Miniatur-Landschaften – auch durch die BUGA23 mit Seilbahn und Gondoletta. Wie die Bundesgartenschau zur nachhaltigen Stadtentwicklung beiträgt, erklärt die Stadt Mannheim.

Regional, saisonal, modern: So kocht Eberhard Braun in der Baden-Württemberg-Halle gesunde Leckereien zum Verkosten. Ihr persönliches Rezept können sich die Besucher am neuen Rezept-Generator selbst zusammenstellen. In der Halle des Handwerks zeigen 17 Gewerke ihre Leistungen zum Beispiel für die Energiewende und laden SchülerInnen zur interaktiven Rallye ein. Die Metropolregion Rhein-Neckar präsentiert sich mit Ausflugszielen, Nahverkehr und klimafreundlicher Energieversorgung. In Geschichten eintauchen, Autoren treffen und Kostproben regionaler Veranstaltungshäuser erleben kann man in der Kulturecke. Kinder haben Spaß auf der Hüpfburg, dem Bobby-Car-Parcours und auf dem Mobilcourt. Tipps und Vorführungen zur Erziehung der geliebten Fellnase gibt es in der Sonderschau „Unser Hund“. Wer mag, darf mit dem eigenen Tier einen Parcours durchlaufen.

Kühe, Küken, Kaninchen und viele mehr: In den Tier(lehr)schau-Zelten und auf dem Turnierplatz zeigen Tierzuchtverbände, wie moderne Landwirtschaft funktioniert. Reitsport der Extraklasse erleben Besucher beim 56. Maimarkt-Reitturnier in spannenden Wettbewerben – beim Springen, in der Dressur und bei den Para-Equestrians.

info:

Maimarkt Mannheim

  1. April bis 9. Mai, täglich von 9 bis 18 Uhr

www.maimarkt.de

Nürnberg'in Sevilen Esnafı Abdullah Can‘ın vefatı herkesi ağlattı

 

Nürnberg'in tanınmış işadamı, Can Süpermarkt’ın kurucusu Abdullah Can’ın vefatı sevenlerini, dostlarını ve Türk esnaf camiasını derinden üzdü.

Almanya Türklerine Türkiye usulü Süpermarket’i ilk tanıtan esnaf olarak Türklerin tarihine ismini yazdıran Abdullah Can başta Nürnberg olmak üzere 11 farklı şehirde toptan ve perakende marketçilik hizmeti veren Can Süpermarketler Topluluğu’nun kurucusu olan Abdullah Can’ın vefat haberi başta Nürnberg olmak üzere Almanya Türkleri arasında büyük üzüntü yarattı.

Aile adına açıklamalarda bulunan Ahmet Can, “Abdullah abimiz herşeyimiz, üstümüzde çadır, arkamızda dağ, önümüzde ışık ve kalbimizde abi idi. Ailemizin babası yerinde ver her şeyimizin en iyisini bilir, eyler ve söylerdi” şeklinde konuştu.


Alp Media Genel Yayın Yönetmeni Dr. Latif Çelik ise yaptığı açıklamada, “Rahmetli Türkiye’nin esnaf kültürünü Almanya‘ya taşıdığı yıllarda Almanya’da ne Türk damak tadı, ne de Türkiye lezzeti vardı. Abdullah Abi biz Almanya Türklerine ülkemizin yöresel lezzetini sunarken Türkiye’den ithal ettiği ürünler üzerinden Anadolu’daki binlerce esnafa da devasa maddi destek ve katkılar sağladı. Rahmetli Abdullah Can abimizin yeri hiç bir zaman doldurulamayacak. Mekanı cennet olsun” dedi.

 

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Nürnberg Eyüp Sultan Camii’nde düzenlenen iftar programına Bavyera eyalet Başbakanı Dr. Markus Söder, Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz, Bavyera eski Eyalet Başbakanı Dr. Günther Beckstein, Bavyera SPD Milletvekili Arif Taşdelen, DİTİB Nürnberg Başkanı Hasan Aslan, Türk İnsiyatif Nürnberg (TİN) Sözcüsü İsmail Akpınar başta olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşlarının başkan ve temsilcileri katıldı.

İftarda,DİTİB Eyüp Sultan Cami hocası Demirhan Türkoğlu, Kur-an tilaveti okudu, dualar edildi. İftar’da konuşan DİTİB Nürnberg Eyüp Sultan Camii Başkanı Hasan Aslan şunları söyledi: “Ramazan, sadece Allah ile insanlar arasındaki ilişkiyi değil, insanlar arasındaki dostluğu pekiştirip, ilişkileri düzenler, kültürlerarası ve dinler arası dayanışma güçlendirir. Korona pandemisi geçmeden Putin’in başlattığı savaş bitmeden 6 Şubat’ta ülkemizde yüzyılın depremi, ardından sel felaketi olmuştur. Felaketin olduğu bölgelerden resim ve bilgiler bizlere büyük üzüntü vermiştir. Mart 2023’te deprem bölgesine giderek felaketin izlerini yerinde gördüm. DİTİB Almanya 25 milyon Euro’yu deprem bölgesinde zorda kalanların acılarını sarmada kullanılmak üzere gönderdiği gibi, depremzedelerimize yardım için hazırladığımız tonlarca malzemeleri de, TIR’lar ve uçaklarla deprem bölgesine gönderdik. Ulaşan yardımları birlikte çalıştığımız yardım kuruluşları aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine dağıttık. Dualarımız depremzedelerimiz dahil savaşta zorda kalanlar içinde geçerlidir.”


‘TÜRK DOSTU BAŞBAKANIM’
Bavyera eyalet Başbakanı Dr. Markus Söder de şöyle konuştu: “Genellikle kültürlerarası kontaklardan, entegrasyondan bahsediliyor fakat benim insanlarla iyi kontaklarım olduğundan ilkokulda Ömer isimli bir arkadaşım ve lisede çok sayıda Türk arkadaşım vardı. Okuduğum lisede başarılı bir Türk sınıf vardı ve buradaki Türk arkadaşlarımın çoğu üniversiteye girmeye hak kazandı. Kandemir ailesiyle senelerce görüşmelerim devam etti. Sürekli Türk arkadaşlarım ve dostlarım olduğundan Türkleri yakından tanıma fırsatı buldum. Bu iftar davetinde, Bavyera eyalet Başbakanı olarak değil Bavyera’da yaşayan Türklerin, Türk toplumunun bir arkadaşı, Türkleri seven dost bir başbakan olarak katıldım.”


TÜRKİYE’DE OLAN DEPREM BİZDE OLMUŞ KABUL EDİYORUM
Türkiye’deki deprem konusuna da değinen Söder, “Türkiye’nin başına gelmiş büyük felaketi, Bavyera’nın başına gelmiş gibi hissediyorum. Türkiye’de büyük depremle ilgili bilgileri, resimleri, gördüğümde, çok büyük felaket olduğunu hayal bile edemedim. Depremin büyüklüğünü öğrenince acıyı ben de hissettim. Onbinlerce insanın hayatını kaybettiği ve yüzbinlerce insanın yaralı olarak kurtulduğu fakat evsiz kaldığı büyük deprem öncesinde var olan güçlü bağlarımız, büyük felaketten sonra daha da pekişti. Birbirimize daha çok yaklaştık, kenetlendik ve hep birlikte bir araya gelerek acıların sarılması,her şey eskisi gibi oluncaya kadar ne gerekiyorsa yapmaya çalışacağız” dedi. Söder, “Zor zamanlarda dostluk sadece lafta kalmamalı. İnsan olarak üzerimize düşen görevi yapmalı ve acıların sarılması için gerekeni yapmaya çalışmaktayız. Depremzedelerimizin ihtiyaçların giderilmesine yardımcı olan herkese teşekkür ediyorum ve umarım yardımlar devam eder” diye konuştu.


BAVYERA TÜRKLER SAYESİNDE ZENGİNLEŞTİ
Bavyera’nın kalkınmasında gelişmesinde büyük emekleri bulunan Türk toplumunun yıllardan beri dostu olduğunu belirten Söder, “Bavyera artık sizin bizim hepimizindir. Burası sizlerin bir vatanıdır. Bavyera’nın gelişmesinde Türklerin büyük katkısı olmuştur” ifadelerini kullandı. Söder, deprem bölgesinden gelenlere vize kolaylığı sağlandığını ve buraya gelenlerin burada uzun süre kalmaları için yapılan önerileri dikkate alarak Meclis’e sunduğunu belirtti.


‘İFTAR AÇIN HALİNDEN TOKUN ANLAMASIDIR’
Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz de şunları söyledi: “2020-2022 yılları arasında pandeminin etkisiyle toplu olarak gerçekleştiremediğimiz iftar buluşmalarımıza geçen yıldan itibaren tekrar başlamamız mutluluk verici. Özünde tokun, açın halinden anlaması, hali vakti yerinde olanın zor ve muhtaç durumda olan ile empati kurması anlamına gelen Ramazan ayını bu yıl maalesef kederli bir şekilde idrak etmek durumundayız. Zira pandemi musibetini yavaş yavaş geride bırakırken 6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketinin 10 ilimizde ve sınırlarımız ötesinde Suriye’de yol açtığı can kayıpları ve acıları hâlâ çok daha taze. Bugün itibariyle depremde hayatlarını kaybeden insanlarımızın sayısı 50 bini geçmiş durumdadır. Bu yetmezmiş gibi üstüne gelen sel felaketi acıyı daha da artırdı.”


‘YARDIM EDENLERE ŞÜKRANLARIMI İLETİRİM’
Deniz sözlerini şöyle sürdürdü: “Bavyera hükümetinin ve kendi görev bölgem itibariyle Nürnberg Büyükşehir Belediyesi’nin depremin ilk saatlerinden itibaren harekete geçerek topladığı ve ülkemize sevk ettiği yardımların tek merkezde toplanmasını teminen Başkonsolosluğumuza verdiği desteklerden ötürü Başbakan Söder ve Nürnberg Büyükşehir Belediye Başbakanı Marcus König’e şükran duygularımızı aktarmak isterim. Bu dayanışma ruhunun ve gerek Alman dostlarımızın gerek Almanya’da Alman haklarıyla kader birliği etmiş insanlarımızın ülkemizin içinden geçmekte olduğu bu zor günlerde yanımızda olduklarını bilmenin bizim için kelimelerle ifade edilemeyecek kadar kıymetli olduğunu vurgulamak isterim. Örnek dayanışma ruhunun kalıcı olmasını, iki ülke ilişkilerinide daha da sağlam temeller üzerinde güçlendirmesini dilerim.”


Haber ve Resimler: Ilhan Baba-Nürnberg