Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
BERLİN (AA) - Eski Alman Dış İstihbarat Teşkilatı (BND) Başkanı August Hanning, Rus gazını Avrupa'ya taşıyan Kuzey-Akım Boru Hatlarına yönelik 2022'deki saldırılarda Polonya ve Ukrayna'nın işbirliği yaptığını düşündüğünü söyledi.
BND'nin 1998-2005'te başkanlığını yapan Hanning, Welt televizyon kanalına yaptığı açıklamada, bu tür saldırıların yoğun devlet desteği olmadan gerçekleştirilemeyeceğini belirtti.
Hanning, bunun şu anda göründüğü gibi bir dalış eğitmeninin yaptığı özel bir eylem olmadığına dikkati çekerek "Hayır, bu büyük ölçüde askerler tarafından desteklenmiş olmalı. Polonya ve Ukrayna askeriyesinin de büyük bir rol oynadığını düşünüyorum, İstihbarat servislerinin de." dedi.
Soruşturmanın sonuçlarına göre bu saldırılarda Ukraynalı bir ekibin yer aldığının görüldüğüne işaret eden Hanning, "Bu ancak Polonya'nın güçlü lojistik desteğiyle mümkün oldu ve bu tür kararlar alt düzeyde değil, en yüksek siyasi düzeyde alınır. Ve burada (Ukrayna) Başkan (Volodomir) Zelenskiy ile (Polonya) Cumhurbaşkanı (Andrzej) Duda arasında bu saldırının tatbik edilmesi için bir anlaşmanın olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Hanning, saldırı hazırlığında yoğun bir şekilde yer almış olmasından dolayı Polonya'nın, saldırıya ilişkin yapılan soruşturmanın başarılı olmasına ilgi duymadığını savundu.
Almanya'nın eski istihbarat şefi, boru hatlarında yoğun bir hasar oluştuğunu ve Alman hükümetinin tazminat talep etmesini beklediğini kaydetti.
- Almanya bir Ukraynalı hakkında tutuklama emri çıkardı
Alman basınında, Federal Başsavcılığın, Baltık Denizi'nde yaklaşık 2 yıl önce Kuzey-Akım Boru Hatlarına yönelik saldırılarla ilgili Ukrayna vatandaşı Volodimir Z. hakkında Avrupa çapında tutuklama emri çıkardığı belirtilmişti.
Dalgıç olan şüphelinin son olarak Polonya'da yaşadığını düşünen Alman makamlarının, haziranda Volodimir Z. hakkında çıkarılan tutuklama emrini Polonya'ya ilettiği ancak Polonya tarafının Almanya'nın adli yardım talebine yanıt vermediği aktarılmıştı.
Polonyalı Savcılığı ise Alman basınına, şüphelinin ikamet ettiği yerde bulunmadığını ve Polonya-Ukrayna sınırını geçtiğini açıklamıştı.
- Danimarka ve İsveç, soruşturmaları sonlandırmıştı
Kuzey Akım boru hatlarına Eylül 2022'de düzenlenen saldırılar, Rusya ile Almanya'yı Baltık Denizi üzerinden birbirine bağlayan boru hatlarında büyük hasara yol açmıştı.
Boru hatlarında meydan gelen patlamalar Danimarka'nın Baltık Denizi'ndeki Bornholm Adası yakınlarında kaydedilmişti.
Alman basınında sabotaj olarak nitelenen saldırılarla ilgili Almanya'nın yanı sıra Danimarka ve İsveç'teki kurumlarca soruşturma başlatılmış ancak Danimarka ve İsveç soruşturmaları sonlandırmıştı.
Alman basınında yer alan önceki haberlerde, 5 erkek ve bir kadından oluşan grubun, Eylül 2022'de Almanya'nın kuzeyindeki Rostock kentinde sahte pasaportlarla bir yat kiraladığı ve Kuzey Akım boru hatlarına sabotaj düzenlediği ileri sürülmüştü.
Meisterschule für Land- und Baumaschinenmechatroniker im Bildungszentrum Bayreuth der HWK für Oberfranken ist nach erfolgreichem Audit nun anerkannte Schulungsstätte
Bayreuth. Das Bildungszentrum Bayreuth der Handwerkskammer für Oberfranken wurde vom Bundesverband Landbautechnik e.V. mit ihrer Meisterschule für Land- und Baumaschinenmechatroniker als ausgezeichnete Schulungsstätte anerkannt. Damit ist sie eine von 13 Institutionen deutschlandweit, die diese Auditierung erreicht haben. Um sicherzustellen, dass die strengen Maßgaben der Auditoren erfüllt sind, wurden die Ressourcen und Prozesse der Kammer sorgfältig auf ihre Eignung geprüft. Dazu gehören die fachliche Qualifikation des Personals ebenso wie die technische Ausstattung der Lehrwerkstatt und die Bandbreite der Unterrichtsthemen. Die offizielle Urkunde sowie ein Publikationsschild überreichten der Bundesinnungsmeister für Land- und Baumaschinenmechatroniker, Norbert Stenglein sowie der Geschäftsführer Landtechnik im LandBauTechnik Bundesverband e.V., Ulrich Beckschulte.
„Ziel dieser Auditierung ist es, die Qualität der Bildung zu steigern und ein flächendeckendes Netz an Qualifizierungsstätten auf höchstem Level in Deutschland zu etablieren,“ erklärte Ulrich Beckschulte die Ausrichtung des Bundesverbandes. Damit erhielten alle potenziellen Meister- Interessenten eine klare Empfehlung für die qualifizierte Bildungsstätte. Dieser Meinung schloss sich auch Bundesinnungsmeister Norbert Stenglein an, der mit seinem Betrieb in Breitenlesau beheimatet ist und seinen Meistertitel vor vielen Jahren selbst in Bayreuth abgelegt hat: „Wir können hier in Oberfranken sehr stolz auf diese Auszeichnung sein. Diese erfolgreiche Auditierung wirbt für unsere Meisterschule im Land- und Baumaschinenmechatroniker-Handwerk.“
„Wir freuen uns außerordentlich über diese Anerkennung durch den Bundesverband,“ bedankte sich HWK-Geschäftsführer Rainer Beck. „Damit wird der gute Ruf, den unsere Meisterschule auch über Oberfranken hinaus hat, weiter gestärkt.“ Bereits jetzt seien bis einschließlich 2026 alle Meisterkurse in diesem Gewerk ausgebucht. Interessenten können sich auf Wartelisten für diese Jahre setzen lassen, oder ab dem Jahr 2027 wieder Kurse buchen.
Die bestandene Auditierung zeigt und sichert die hohe Qualität der Ausbildung, Die Bayreuther Meisterschule ist daneben auch in der Lage, mit den ausgeschriebenen Bildungsangeboten weiterhin schnell auf die kommenden technologischen Entwicklungen zu reagieren. „So ist es möglich, die immer komplexer werdende Technik den Fachkräften in diesem Handwerksbereich zukunftssicher zu vermitteln“, zeigt sich Beck überzeugt. Bereits 2022 wurde die gleiche Meisterschule vom LandBauTechnik Bundesverband als Hochvolt-Schulungsstätte auditiert. „Damit schaffen wir für unsere Betriebe einen echten Mehrwert und nehmen – wie schon im Kfz-Bereich – eine Vorreiterrolle ein.“
Handwerkskammer für Oberfranken · Kerschensteinerstraße 7 · 95448 Bayreuth
Telefon 0921 910-0 · Telefax 0921 910-309 · Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! · www.hwk-oberfranken.de
Die neue Schulleiterin des Gabelsberger-Gymnasiums Mainburg, Frau Studiendirektorin Susanne Poppe, war kürzlich zum Antrittsbesuch im Landratsamt Kelheim. Landrat Martin Neumeyer und der Ministerialbeauftragte für Gymnasien in Niederbayern, Leitender Oberstudiendirektor Peter Brendel, begrüßten Frau Poppe sehr herzlich im Landkreis Kelheim und wünschten viel Erfolg für die neue Aufgabe in Mainburg.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev, Macar Turan Vakfı'nın 10-11 Ağustos 2024 tarihlerinde Bugaç'ta düzenlediği 9. Büyük Hun-Türk Kurultayına katıldı.
Macar Turan Vakfı Başkanı András Bíró Zsolt tarafından düzenlenen Kurultaya Macaristan Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Sayın Sándor Lezsák, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Büyükelçi Sayın Kubanıçbek Ömüraliyev, Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanlığı Uluslararası İşbirliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Boglárka Illés, TDT üye ve gözlemci ülkelerin üst düzey temsilcileri, Türk Örgütleri Başkanları, Budapeşte'de akredite edilmiş TDT ülkelerinin Diplomatik misyon mensupları, parlamenterler ve Türk ülkelerinden üst düzey yetkililer katıldı.,
Kurultayda konuşma yapan Genel Sekreter, dünyanın farklı köşelerinden Türk halklarının 27'den fazla temsilcisinin katıldığı Kurultayı düzenleyerek Türk halklarının büyük mirasını destekleyen Macar Turan Vakfı'na teşekkürlerini sundu.
Kubanıçbek Ömüraliyev, dünyadaki mevcut uluslararası güvenlik çağrıların, çatışmaların, siyasi ve sosyoekonomik krizlerden dolayı daha da yakından birleşmek, dayanışmak ve birliği güçlendirmek gerektirdiğinin altını çizdi. Türk Devletleri Örgütlerinin sadece Türk bölgelerinde değil tüm dünyada barışı, istikrarı ve refahı destekleme taahhüdünü yineledi.
TDT Genel Sekreteri, Kurultayın sadece bir toplantı olmadığını, aynı zamanda Türk halklarını sınırları ve nesilleri aşarak birbirine bağlayan bağların güçlü bir kanıtı olduğunu vurguladı. Ayrıca eski geleneklerin korunmasının bir kutlaması olduğunu ve Atalar kültüne saygı göstererek eski Türk konar-göçer kültürlerinin yeniden canlanması işlevi gördüğünü belirtti. Bu bağlamda Genel Sekreter, dayanışmanın, karşılıklı saygı ve işbirliğinin ebedi değerlerine olan bağlılığını yineledi.
Genel Sekreter, Macaristan'ın Türk dünyasının bir parçası ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın gözlemci bir devleti olarak stratejik öneminin altını çizdi. Genel Sekreter, Macaristan'ın Türk devletleri arasındaki işbirliğinin ve dayanışmanın güçlendirilmesine büyük katkı sağladığını vurguladı.
Kurultay kapsamında düzenlenen Türk Dünyası Kültür Forumu'na TDT Genel Sekreteri katıldı. Macar Turan Vakfı Başkanı András Bíró Zsolt'un moderatörlüğünde gerçekleşen Foruma, Macaristan Devlet Sekreteri Sayın Péter Hoppál, Türk işbirliği Örgütleri Başkanları, parlamenterler, Türk ülkelerinden üst düzey yetkililer ve Macar araştırma enstitü temsilcileri katıldı.
Genel Sekreter konuşmasında Forumun, Türk dünyasının geleceğini tasarlamaya ve inşa etmeye yönelik ortak çabaları yansıtmak için Türk örgütlerini tek çatı altında bir araya getirmesi nedeniyle büyük önem taşıdığını vurguladı.
Kurultay programı ayrıca büyük ölçekli arkeolojik ve antropolojik sergi, süvari geçit töreni, geleneksel okçuluk gösterileri, şahinle avcılık gösterileri, atlı muharebe gösterileri, güreş müsabakaları ve Türk devletlerinden oluşan sanatçıların müzik gösterileri gibi çeşitli kültürel ve sportif etkinlikleri kapsadı.
KERKÜK (AA) - Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Etnik ve Dini Oluşumlardan Sorumlu Bakan ve Irak Türkmen Cephesi (ITC) Yürütme Kurulu Üyesi Aydın Maruf, Kerkük Valiliği ve Meclis Başkanlığıyla ilgili toplantının yasal olmadığını belirterek, Türkmenlerin yeni yerel idarenin dışında bırakılmasını kabul etmediklerini belirtti.
Mauf, yaptığı basın toplantısında, bu adımın anayasaya aykırı olduğunu söyleyerek, Kerkük'te emrivakilerle sorunların çözülmeyeceğine vurgu yaptı. Maruf, Kerkük'te tüm tarafların yer aldığı bir yönetim beklediklerini dile getirdi.
Kerkük'teki gelişmeleri yakından takip ettiklerini ifade eden Maruf, Türkmen, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Arapların bir kısmının olmadığı yerel idarenin eksik bir idare olduğuna dikkati çekti.
IKBY Meclis seçimlerine de değinen Maruf, seçime Türkmenler olarak kotanın dışında ayrıca Irak Türkmen Cephesi'ne ait bir liste ile katılacaklarını aktardı.
Bakan Maruf, IKBY seçimlerinden sonra seçim yasasının değiştirilmesini ve her bir etnik gruba tahsis edilen temsil hakkı sayısının 5'ten 15'e çıkarılmasını istedi.
BERLİN (AA) - Alman hükümeti, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskını kınadı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kathrin Deschauer, Berlin'de düzenlenen basın toplantısında, Ben-Gvir ile fanatik Yahudilerin, İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesine ilişkin açıklama yaptı.
Deschauer, "Alman hükümeti, özellikle mevcut gergin durumda bir provokasyon teşkil eden Bakan Ben-Gvir'in, Harem-i Şerif'e yaptığı ziyareti kınıyor." dedi.
Alman hükümetinin, Harem-i Şerif'in tarihsel statükosunu tehlikeye atacak tek taraflı adımları reddettiğini aktaran Deschauer, "İsrail hükümetinden bu tür kasıtlı provokasyonları engellemesini bekliyoruz." ifadesini kullandı.
Deschauer, özellikle mevcut durumda "bu tür ateşle oynamaların" son derece tehlikeli olduğunu ve "Kudüs, Batı Şeria ve İsrail'de güvenliği tehlikeye attığını" kaydetti.
- İsrailli aşırı sağcı Bakan fanatik Yahudilerle Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
İsrailli bakanlar Itamar Ben-Gvir ve Yitzhak Wasserlauf'un yanı sıra fanatik Yahudiler, dün, İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinden yapılan açıklamaya göre, 2 bin 250 kadar fanatik Yahudi, Aksa'ya düzenlenen baskına katılmıştı.
Mescid-i Aksa'da bazı fanatik Yahudilerin yerlere kapanarak Talmudik ritüeller gerçekleştirdiği görülmüştü.
Ürdün, 1994'te İsrail ile imzaladığı Vadi Araba Anlaşması uyarınca Kudüs'teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor. Yine 2013'te Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşmaya göre, Kudüs ve oradaki kutsal mekanların savunulması ve vesayet hakkı da Ürdün'e verildi.
"Letzte Generation" (Son Nesil) adlı çevre grubu üyeleri, Berlin, Nürnberg, Köln-Bonn ve Stuttgart havalimanlarında eylem yaptı.
Grubun yaptığı basın açıklamasına göre toplam 8 eylemci, söz konusu havalimanlarının apronlarına girerek kendilerini asfalta yapıştırdı.
Görüntüleri sosyal medya platformu X'ten paylaşan eylemciler, üzerinde “Petrol öldürür” ve “Anlaşmayı imzala” yazan pankartlar açtı.
Açıklamada, eylemin “Petrol öldürür” adlı küresel kampanyanın bir parçası olduğu belirtildi.
Fosil yakıtların kullanımının durdurulması istenen açıklamada, Alman hükümetinin 2030 yılına kadar fosil yakıtların aşamalı olarak ortadan kaldırılmasını öngören uluslararası bir anlaşmanın imzalanması amacıyla müzakerelere başlamayı taahhüt etmesi talep edildi.
İklim aktivistlerinin eyleminden dolayı söz konusu havalimanlarında aksaklıklar yaşandı.
Ülke basınının haberlerine göre, havalimanlarında hava trafiği geçici olarak durduruldu.
Almanya'da "Son Nesil" adlı çevreci grup, iklim değişikliğine dikkati çekmek amacıyla daha önce de çeşitli kentlerde ellerini caddelerdeki asfalta yapıştırarak araç kuyruklarının oluşmasına neden olmuştu.
Eylemciler, ayrıca müzelerde sergilenen eserlere ellerini yapıştırmış, tablolara domates çorbası ve patates püresi fırlatmıştı.
BERLİN (AA) - Almanya'da yapılan bir anket, halkın çoğunluğunun, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un "liderlik sergileyemediği" görüşünde olduğunu ortaya koydu.
Alman kamu yayıncısı ZDF'nin "Politbaromater" anketine katılanların yüzde 76'sı, Scholz'un "liderlik sergileyemediğini" ifade etti. Başbakan'ın "liderlik sergilediğini" düşünenlerin oranı yüzde 16'da kaldı.
Ankette, Scholz'un üyesi olduğu Sosyal Demokrat Parti (SPD) destekçilerinden de Başbakan'ın "liderlik gösteremediğini" söyleyenlerin oranının yüzde 60 olması dikkati çekti.Scholz'un başbakan olarak "işini iyi yapmadığını" kaydedenlerin oranı yüzde 58, "işini iyi yaptığını" ifade edenlerin oranı ise yüzde 36 oldu.
"Olaf Scholz, 2025'te yapılacak genel seçimlerde tekrar SPD'den başbakan adayı olmalı mı?" sorusuna katılımcıların yüzde 67'si "Hayır", yüzde 29'u "Evet" yanıtını verdi.
SPD destekçilerinden de Scholz'un yeniden başbakan adayı olmasını istemeyenlerin oranı yüzde 41 olarak hesaplandı.
- Halk, hükümetin çalışmalarından memnun değil
Anket sonuçlarına göre, halkın yarısından fazlası SPD, Yeşiller ve Hür Demokrat Partiden (FDP) oluşan "trafik lambası" koalisyonunun çalışmalarından memnun değil.
Ankete katılanların yüzde 62'si hükümetin çalışmalarını "kötü" bulduğunu söylerken, yüzde 33'ü "iyi" bulduğunu ifade etti.
Hükümetinin yasama dönemini tamamlayıp Eylül 2025'e kadar görevini sürdüreceğini inanların oranı yüzde 74 olurken, ankete katılanların sadece yüzde 21'i erken seçime gidileceğini düşünüyor.
- Hristiyan Birlik partileri birinci sıradaki yerini koruyor
Ankette, Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri yüzde 32 ile birinci parti konumunu korurken, bir önceki aya göre oy oranı 1 puan düşen aşırı sağcı popülist Almanya için Alternatif Partisi yüzde 16 ile ikinci sırada yer aldı. Yüzde 14 ile SPD üçüncü sırada bulunurken, Yeşillerin oy oranı yüzde 13 oldu.
Sol Partiden ayrılan Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin Partisinin oy oranı bir önceki aya göre 1 puan artarak yüzde 8'e yükseldi.
Hükümetin küçük ortağı FDP'nin oy oranı ise yüzde 4'te kaldı.
Almanya’da son yıllarda çeşitli mesleklerdeki çırak ve mesleki eğitim öğrencisi sayısının azlığı, sorun olmaya devam ediyor. Belirli mesleklerdeki eksiklikler ve geleceğin ustalarının bugünkü temelini oluşturacak eğitimin verilmemesi, işverenler tarafından daha iyi fark ediliyor. İşverenler, ticaret ve sanayi odalarının kapılarını aşındırırken, bu alandaki tehlikeleri görenler ise yaptıkları açıklamalar, bilgilendirme ve mesajlarla hem gençlere hem de ailelere sesleniyorlar.
Orta Hessen bölgesinin tanınmış iş kadınlarından Melek Armutçi, mesleki eğitim konusunda sürekli açıklamalar yaparak hem aileleri yönlendiriyor hem de gençleri mesleki eğitime özendiriyor. “Geleceğin ustalarının, şimdiki çıraklık ve mesleki eğitim faaliyetlerinin üzerine bina edileceğini anlamak gereklidir. Günümüzde mesleki eğitim almayan bir gençliğin yönetimindeki her faaliyet, gelecekteki başarısızlıktır” şeklinde konuştu. Armutçi, mesleki eğitimin yalnızca bireysel bir hedef değil, toplumsal düzeyde de önem taşıdığını belirterek, toplumun geleceği için bu alandaki farkındalığın artırılması gerektiğine vurgu yaptı.
Son yılların en önemli sağlık sektörü olarak bilinen ve giderek daha güncel hale gelen “Evde Hasta Bakım” konusundaki açıklamaları ile tanınan Main Care Hanau işletmeleri Genel Müdürü Melek Armutçi’yi mesleki eğitim konusu için ziyaret ettik. Konu ile ilgili olarak Armutçi, “Mesleki eğitim, gençlerin ve toplumun gelişimine önemli katkılar sağlayan bir süreçtir. Bu eğitim türü, bireylerin belirli bir meslek veya iş alanında uzmanlaşmasını sağlayarak, iş gücü piyasasında rekabetçi bir avantaj elde etmelerini mümkün kılar. Gençler, mesleki eğitim sayesinde teorik bilgilerin yanı sıra pratik beceriler kazanarak, iş hayatına daha hızlı ve etkili bir şekilde adım atabilirler. Bu da iş bulma şanslarını artırır ve kariyerlerini şekillendirmelerine yardımcı olur.” dedi.
Orta Hessen’de yükselen trendlerden biri olan sağlık şirketlerinin yönetimini başarıyla yürüten Melek Armutçi, sözlerine şöyle devam etti: “Mesleki eğitime toplumsal perspektiften bakıldığında, iş gücü niteliklerini artırarak ekonomik büyümeyi destekler. Nitelikli iş gücü ise, üretkenliği artırıp iş yerlerinde verimliliği yükseltir. Ayrıca, gençlerin işsizlik oranlarını düşürür ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanarak toplumsal refahı artırır. Mesleki eğitim, aynı zamanda sektörel ihtiyaçlara uygun eğitim vererek iş gücü ile iş piyasası arasındaki uyumu sağlar. Sonuç olarak, mesleki eğitim hem bireyler hem de toplum için sürdürülebilir bir kalkınma sağlar. Bu nedenle, mesleki eğitimin önemi her geçen gün daha fazla artmaktadır” şeklinde konuştu.