Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Im Rahmen eines vereinsrechtlichen Ermittlungsverfahrens des Bundesinnenministeriums gegen die Vereinigung 'Islamisches Zentrum Hamburg (IZH)' haben heute laut Innenminister Joachim Herrmann auch Durchsuchungen bei der 'Islamischen Vereinigung Bayern (IVB)' stattgefunden. Mit rund 50 Einsatzkräften durchsuchte die Polizei drei Objekte in München. Der Schwerpunkt der Ermittlungsmaßnahmen lag in Hamburg. Daneben fanden Durchsuchungen in Baden-Württemberg, Berlin, Hessen, Niedersachsen und Nordrhein-Westfalen statt. "Die heutigen Durchsuchungen zielen darauf ab, die Vereinsstrukturen und Aktivitäten weiter aufzuklären, um ein mögliches Verbot vorzubereiten", erklärte Herrmann. "Dafür werden alle sichergestellten Beweismittel akribisch ausgewertet." Laut Herrmann stellten die Ermittler in Bayern unter anderem eine Reihe von Datenträgern sowie weitere Unterlagen sicher. "Wir ziehen alle Register, um Extremisten den Nährboden zu entziehen", betonte der Innenminister.
Bei der IZH besteht laut Bundesinnenministerium der dringende Verdacht, dass sie Verbotsgründe erfüllt, da sie das Revolutionskonzept der Obersten iranischen Führer in Deutschland verbreitet, welches gegen die verfassungsmäßige Ordnung verstößt. Dadurch werde die Bereitschaft der Mitglieder gesteigert, sich für die Islamische Revolution bereit zu halten. Weiterhin soll das IZH in Deutschland die verbotenen terroristischen Aktivitäten der 'Hizb Allah' unterstützen, die im aktuellen Nahost-Konflikt auch gegen Israel kämpft. Bei der IVB in München sowie bei vier weiteren Vereinigungen in Hamburg, Langenhagen und Berlin besteht der dringende Verdacht, dass es sich hierbei um Teilorganisationen des IZH handelt.
Innerhalb der schiitischen Gemeinschaften in Deutschland dient das 1962 gegründete IZH nach Erkenntnissen der Sicherheitsbehörden als Multiplikator schiitisch-islamistischen Gedankengutes. Neben der iranischen Botschaft gilt das IZH als die wichtigste offizielle Vertretung Irans in Deutschland und gleichzeitig als eines seiner bedeutendsten Propagandazentren in Europa. In Bayern wird die IVB mit Sitz in München dem IZH als Außenstelle zugerechnet. Die IVB ist Beobachtungsobjekt des Bayerischen Landesamtes für Verfassungsschutz. Zwischen IZH und IVB bestehen enge Verflechtungen.
PM: (16.11.2023 PM 391/2023)
BERLİN (AA) - Almanya’nın başkenti Berlin’de Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılar protesto edildi.
Birleşik Filistin Ulusal Komitesi ve Yahudilerin Sesi adlı dernek tarafından "Filistinlilerle dünya çapında dayanışma" temasıyla düzenlenen yürüyüşe binlerce kişi katıldı.
İsrail'in Gazze saldırılarını protesto eden göstericiler, "Yaşasın Filistin", Filistin'e özgürlük", "Alman medyası yalan söylüyor, sizi kandırmalarına izin vermeyin" şeklinde slogan attı.
Göstericiler, "Gazze ile dayanışma zamanı" yazan dövizler ile Filistin bayrakları taşıdı.
BERLİN (AA) - Almanya'nın, Ukrayna'ya yönelik askeri yardımını gelecek yıl 8 milyar avroya yükseltmeyi planladığı bildirildi.
Kamu yayıncısı ARD'nin haberine göre, Başbakan Olaf Scholz'un partisi Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile koalisyon ortakları Yeşiller ve liberal Hür Demokratlar (FDP), askeri yardım bütçesi üzerinde anlaşmaya vardı.
Bu kapsamda 2024'te Almanya, Ukrayna'ya askeri yardımını 8 milyar avroya yükseltecek.
Hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit, anlaşmayla ilgili ayrıntı vermedi ancak parlamentonun bütçe komitesinin bu hafta içinde askeri yardım konusunu görüşmek üzere toplanacağını bildirdi.
Savunma Bakanı Boris Pistorius, Kiev'de, Batı'nın askeri desteğinin artık İsrail'e yönlendirileceği endişesi varken hükümetin, Ukrayna'ya askeri desteğinin devam edeceği konusunda güvence vermek istediğini dile getirdi.
Pistorius, "Ukrayna mücadelesini sürdürmek zorunda ve aynı zamanda dünya kamuoyunun dikkatinin bir kısmı İsrail'e yönelmiş durumda. Desteğimiz, Ukrayna'ya, onları terk etmeyeceğimize dair güçlü bir işarettir." ifadelerini kullandı.
BERLİN (AA) - Almanya'da yatırımcı güveni, enerji fiyatları ve enflasyondaki düşüş ile faiz oranlarındaki durumun daha fazla kötüleşmemesinin etkisiyle kasımda beklentilerin üzerinde yükseldi.
Merkezi Almanya'nın Mannheim kentinde bulunan Avrupa Ekonomik Araştırmalar Merkezi (ZEW), kurumsal yatırımcı ve analistlerin gelecek 6 aya ilişkin beklentilerini ölçen ZEW Ekonomik Güven Endeksi'nin kasım ayı sonuçlarını açıkladı.
Buna göre, endeks, kasımda önceki aya kıyasla 10,9 puan arttı. Ekimde eksi 1,1 puan olan endeks, bu ay 9,8 puan seviyesine yükseldi. Endeksin art arda dördüncü ayda yükselmesi ve Nisan 2023’den beri ilk kez sıfırın üzerine çıkması dikkati çekti.
Piyasa beklentisi, endeksin kasımda 5 puana yükselmesi yönündeydi.
Almanya'da Mevcut Durum Endeksi ise eylülde önceki aya kıyasla 0,1 puan artarak eksi 79,8 puana yükseldi.
ZEW Başkanı Prof. Dr. Achim Wambach, konuya ilişkin değerlendirmesinde, söz konusu verinin, yatırımcıların gözlemlerinin, Almanya'daki ekonomik büyümenin dibe vurduğu izlenimini desteklediğini belirterek, "Yatırımcıların mevcut duruma ilişkin değişmeyen değerlendirmesi, Avro Bölgesi'ndeki genel ekonomik durum değerlendirmesindeki kötüleşme göz önüne alındığında özellikle dikkat çekici.” ifadesini kullandı.
Analistler ise enerji fiyatları ve enflasyondaki düşüş ile faiz oranlarındaki durumun daha fazla kötüleşmemesinin etkisiyle kasımda Alman yatırımcıların güveninin beklentilerin üzerinde iyileştiğini vurguladı.
- Avro Bölgesi
Öte yandan, finansal piyasa uzmanlarının Avro Bölgesi'nin ekonomik gelişimi hakkındaki değerlendirmeleri de kasımda arttı.
Söz konusu gösterge, kasımda bir önceki aya göre 11,5 puan artarak eksi 13,8 puana yükseldi.
Scholz ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in Berlin’de yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Türkiye ve Yunanistan’ın NATO üyeleri ve Yunanistan’ın Avrupa Birliği (AB) üyesi olduğuna işaret eden Scholz, son yıllarda iki ülke ilişkileri konusunda yardımcı olduklarını belirtti.
“Yunanistan ile Türkiye arasındaki iyi komşuluk ilişkilerinden memnuniyet duyarız.” diyen Scholz, “Sonuçta bu iki devlet (sorunları aralarında) halletmeli. Yunanistan'da yeni hükümetin kurulmasından bu yana gerçekleşen iyi temasları büyük bir ilgiyle not ettim. Yunan ve Türk hükümetleri arasında yakın gelecekte yapılması planlanan görüşmelere ümitle bakıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
AB ile Türkiye arasındaki göçmen mutabakatının yeniden canlandırılmasına ilişkin bir soruya da Scholz, AB’nin bu konuyu müzakere ettiğini ve bu görüşmeleri yoğun bir şekilde takip ettiklerini dile getirdi.
Scholz, burada dikkate alınması gereken çeşitli yönlerin bulunduğunu belirterek, “Bunlardan biri de Türkiye'nin kabul ettiği çok sayıda mülteci konusudur. Bu unutulmamalı. Türkiye çok fazla sayıda mülteciyi kendi ülkesine kabul etti ve biz de bunun böyle kalabilmesi için onlara destek oluyoruz. Elbette bu sayede Avrupa ülkelerine göç olmaması umuduyla.” değerlendirmesinde bulundu.
Scholz, bundan dolayı AB ile Türkiye arasındaki göç mutabakatının devam etmesi ve geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Hamas’ın terör örgütü olduğunu ve İsrail’in kendisini Hamas'a karşı savunma ve Gazze'de Hamas savaşçısı olarak faaliyet gösterenlere saldırma hakkı bulunduğunu savunan Scholz, “Hamas'a toparlanması, silah toplaması ve İsrail'e saldırması için yeniden bir şans verilmesi gibi bir durumun ortaya çıkması kabul edilemez. Bu nedenle bu konuda netiz ve İsrail'in yanındayız. “ dedi.
Bir soru üzerine İsrail’in bir demokrasi olduğunu ileri süren Scholz, “Bunun da net bir şekilde söylenmesi lazım ve bu konuda da şüphe yok. Her konuşmamızda ve her fırsatta, olaylara bakış açımızın bu olduğunu vurgulayacağız. (İsrail) İnsan haklarına ve uluslararası hukuka bağlı olduğunu hisseden ve bu doğrultuda hareket eden bir ülke. Bu nedenle İsrail'e yöneltilen suçlamalar absürttür ve bu konuda hiçbir şüpheye yer yoktur.” şeklinde konuştu.
- Yunanistan Başbakanı Miçotakis
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis de Yunan hükümetinin yasa dışı göçün engellenmesi konusunda Türkiye ile işbirliğini daha da geliştirmek istediğini ve AB'nin bu krizin yükünü taşıyan ülkelere yönelik mali yardımı artırması gerektiğini söyledi.
Orta Doğu'daki çatışmalar nedeniyle yeni mülteci akınları riskine işaret eden Miçotakis, "Yunanistan gibi AB'nin dış sınırlarında yer alan ülkelerin yeni göç sorunlarıyla karşılaşması çok muhtemeldir. Ancak kimin Avrupa'ya getirileceğine insan kaçakçıları karar vermemeli." dedi.
Miçotakis, AB üye ülkeleri arasında dayanışmayı güçlendirmek ve adil yük paylaşımını sağlamak için göç ve iltica konusunda yeni bir Avrupa anlaşmasının bir an önce kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
İsrail'in Gazze'ye saldırılarına değinen Miçotakis, İsrail'in kendini savunma hakkını desteklediklerini ancak bunu yaparken de uluslararası insani hukukun temel ilkelerine uyulmasının önemli olduğunu vurguladı.
Barış arayışları konusundaki tüm girişimleri desteklediklerini kaydeden Miçotakis, "Siyasi çözüm olmadan nihai çözüm olamaz. Nihai çözüm de ancak iki devletli çözümle mümkün olabilir." ifadesini kullandı.
Miçotakis, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hamas hakkındaki açıklamalarına katılmadığını sözlerine ekledi.
KÖLN (AA) - Almanya'da yapılan araştırma, ten rengi ve başörtüsü gibi faktörlere bağlı olarak "yabancı kökenli algılanan" kişilerin, polis kontrollerine daha fazla maruz kaldığını ortaya koydu.
Uyum ve Göç Bilirkişi Konseyinin (SVR) ülke çapında yaptığı kapsamlı araştırmaya göre, "yabancı kökenli" olarak algılananlar, kamusal alanlarda diğer kişilere göre 2 kat daha fazla polis kontrolüne takılıyor.
Bu kişilerin sadece yabancı kökenli olması değil, ten rengi ya da taktığı başörtü gibi kılık kıyafetindeki bazı detaylar da bu önyargının oluşmasında belirleyici faktör oldu.
Kasım 2021-Temmuz 2022 döneminde 15 yaş üstündeki 15 bin 5 kişiyle yapılan anket sonucuna göre, yabancı kökenli kişilerin polis kontrollerine takılma oranı yüzde 8,3 iken, beyaz tenli ve yerli olduğu izlenimi verenler için bu oran yüzde 4,4 olarak belirlendi.
Dış görünüşün yanı sıra cinsiyet ve yaş, polis kontrollerinde belirleyici unsur oldu.
En fazla polis kontrolüyle karşılaşan kişiler, 15-34 yaş aralığındaki "yabancı görünümlü erkekler" olarak belirlendi.
BERLİN (AA) - Almanya Anayasa Mahkemesi, Alman koalisyon hükûmetinin Kovid-19 salgını döneminden kalma 60 milyar avroluk kullanılmamış krediyi bir iklim fonuna aktarma kararının anayasaya aykırı olduğuna karar verdi.
Mahkeme, ülkenin borç frenindeki istisnaların ihlali nedeniyle 2021 yılı ikinci ek bütçesinin anayasaya aykırı ve geçersiz olduğunu ilan etti.
Alman hükûmeti, 2021’de bütçe değişikliğiyle, Kovid-19 salgını tedbirlerine yönelik 60 milyar avro tutarındaki kullanılmayan krediyi İklim ve Dönüşüm Fonu'na (KTF) aktarmaya karar vermişti.
Mahkemenin kararında ilk olarak borç tavanının, Kovid-19 krizinde de olduğu gibi ancak acil bir durum olması durumunda aşılabileceği, buna karşın fonların iklim fonuna aktarılmasının bu koşulları karşılamadığı belirtildi.
Kararda, halihazırda üstlenilen yükümlülükler artık yerine getirilemiyorsa, yasama organının bunu başka yollarla telafi etmesi gerektiği vurgulanarak "Yasa koyucu, acil durum ile buna yanıt olarak alınan kriz yönetimi tedbirleri arasındaki gerekli fiilî bağlantıyı yeterince gösteremedi." ifadesine yer verildi.
Alman hükûmeti daha önce mahkemeden gelecek olumsuz bir karar için bir acil durum planı olduğunu açıklamıştı.
Anayasa Mahkemesinin kararının ardından açıklamada bulunan Almanya Başbakanı Olaf Scholz, kararın ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiğini belirterek "Bu kararın ardından yatırımlar için gerekli fonların alternatif yollarını bulmamız gerek." dedi.
Kovid-19 salgını sırasındaki acil durum nedeniyle Alman federal hükûmeti, borç alımını 60 milyar avro artırmıştı. Fakat Kovid-19 ve sonuçlarıyla başa çıkmak için söz konusu krediye ihtiyaç duyulmadı.
Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller Partisi ve Hür Demokrat Parti'nin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükûmeti, söz konusu krediyi ülkenin İklim ve Dönüşüm Fonu için kullanmak istemişti.
Kararın Almanya’nın 2024 bütçesini etkilemesi bekleniyor. Karar, hükûmetin, artık ek olarak 60 milyar avroyu da hesaba katmasını ve vergi artışlarında hükûmet ortakları arasında anlaşmazlık nedeniyle başka yerlerdeki harcamaları kısmasını gerektirecek.
Söz konusu karar sonrasında zaten kırılgan olan üç partili koalisyonda gerilimin ve muhalefet baskısının artırması bekleniyor.
BERLİN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'de, Filistin'e destek gösterisi düzenledi.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto eden çok sayıda kişi, Gazze'deki savaşın durdurulması talebiyle Başbakanlık binası önünde toplandı.
"Filistin’e özgürlük", "Yazıklar olsun" ve "Ateşkes şimdi" yazılı pankart ve dövizlerin taşındığı gösteride, Gazze'de binlerce çocuk ve kadının öldürüldüğüne işaret edilerek, Alman hükümetinin İsrail'e verdiği destek eleştirildi.
Eşi Filistinli olan Alman vatandaşı Melanie Tack, AA muhabirine, ailesinin bir kısmının Filistin'de olduğunu belirterek "Dünyada maalesef sesi olmayanların sesi oluyoruz. Bunlar şu anda genel olarak Gazze'de ve Filistin'deki herkes. Ailemiz, kayınvalidem orada. 14 aile üyemiz var, bazıları öldü. Burada en azından bunu yapabiliyoruz." dedi.
Tack, Batılı ülkelerden ve Alman hükümetinden ne beklediğine ilişkin soruya da, "Birisinin bunu durdurması. Her gün yatağa gidiyorsun ve birisi bunu gece durdursun diye düşünüyorsun ve hiçbir şeyin değişmediğine dair can sıkıcı bir duyguyla uyanıyorsun. Biz barış için buradayız. Herkese barış için. Özellikle tüm çocuklar için." yanıtını verdi.
Gösteriye katılan ve soyadını vermek istemeyen Cindy de 3 çocuk ve 3 torun sahibi olduğunu belirterek, "Görüntüler beni bunaltıyor. Ben bizim Alman hükümetinden tarafını değiştirmesini bekliyorum, Çünkü İsrail, yanlış taraf." diye konuştu.
Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı gösteri olaysız sona erdi.
Kuzey Bavyera’da en önemli giyim mağazası olarak bilinen ve nesilller boyu kaliteyi takip edenlerin en çok uğradığı mekan olarak isim yapan Murk Bekleidungshaus Türklerin adeta buluşma merkezi haline geldi.
Türklere yönelik açıklamaları ile dikkat çeken Johannes Murk açıklamalarının devamında, “Kaliteyi herkes arar ve müşterinin elbette buna hakkı olmalş. Ancak bir de işin mali boyutu var ve piyasa şartlarına uygun fiyatlar olmalı. Bu bağlamda Türk Toplumu öncelikle Murk Mağazasında ailenin her ferdi için modayı en uygun fiyatlarda bizde bulacağını bilmelidir” şeklinde konuştu.
Murk GmbH & Co. KG
Anton-Murk-Str. 2
96193 Wachenroth