Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Die Cnopfsche Kinderklinik hat die gesamte Familie im Blick 

 

Nürnberg, 27. Februar 2023 – Wenn ein Kind an Krebs erkrankt, verändert sich das Leben der ganzen Familie. Für Eltern ist die Zeit der Intensiv-Chemotherapie meist eine Zerreißprobe. Während ein Elternteil rund um die Uhr beim kranken Kind in der Klinik ist, kümmert sich das andere um Geschwisterkinder, Arbeit und Haushalt. Um den Eltern nach Monaten des Bangens einen schönen Abend zu zweit zu breiten, haben sich Sternekoch René Stein vom Restaurant Tisane und die Diakoneo Cnopfsche Kinderklinik zusammengetan. 

 

Melanie von Hof vom Psychosozialen Fachdienst der kinderonkologischen Station Regenbogen hatte die Idee, Eltern nach der Intensiv-Chemotherapie ihres Kindes etwas Gutes zu tun. „Die Eltern kämpfen während dieser Zeit so sehr für und mit ihren Kindern. Wir möchten ihnen mit der Einladung zum Essen unsere Wertschätzung dafür zeigen“, erklärt die Sozialpädagogin. Als René Stein, der das Restaurant Tisane im Augustinerhof führt, von der Idee erfuhr, sagte er ohne Zögern zu: „Wie hätte jemand das ablehnen können? Ich bin selbst Papa. Mein ganzes Team und ich waren sofort davon begeistert, die Eltern bei uns ins Tisane einzuladen.“

 

Begeistert waren auch die Eltern, als sie in der Showküche nach einem Sektempfang eine kulinarische Köstlichkeit nach der anderen serviert bekommen haben und René Stein und seinem Team bei der Zubereitung über die Schultern schauen durften. „Das gesamte Team im Tisane war so herzlich. Es war ein unvergesslicher, wunderschöner Abend. Wir sind ja alles ganz normale Leute und hätten uns wahrscheinlich ohne die Einladung nie in ein Sterne-Restaurant getraut“, sagt Melanie Rückl-Meier, deren Sohn mittlerweile in der ambulanten Nachbehandlung ist. Auch Nadine Bliemel wird den Abend für immer in Erinnerung behalten: „Es war ein einmaliges Erlebnis. Alles war liebevoll angerichtet und gestaltet. Während der Chemotherapie habe ich Tagebuch darüber geführt, wie es unserer Tochter von Tag zu Tag erging. Mit einem Foto vom Regenbogenfest, dem Fest vor der Entlassung aus der Klinik, endet ihre KrebsGeschichte – hoffentlich für immer. Ich werde die Speisekarte, die so schön als Polaroid gestaltet ist, hineinkleben, um damit das Kapitel für mich und meinen Mann mit einem guten Ende zu schließen.“

 

Diakoneo ist mit über 10.000 Mitarbeitenden und einer Gesamtleistung von ca. 650 Millionen Euro ein zukunftsorientiertes diakonisches Sozial- und Gesundheitsunternehmen. Wir sind offen für kulturelle und religiöse Vielfalt und setzen uns für eine friedliche und inklusive Zukunft ein, in der Menschlichkeit und Respekt unsere Gesellschaft prägen. Als international vernetzter, gemeinnütziger Verbund von über 200 Einrichtungen in Bayern, BadenWürttemberg und Polen begleiten wir Menschen, die in ihren Lebenssituationen verlässliche Unterstützung suchen. Als eines der größten diakonischen Unternehmen in Deutschland bieten wir rund 190.000 Menschen umfassende Leistungen in den Bereichen Bildung, Gesundheit, Pflege, Wohnen, Assistenz, Arbeit und Spiritualität – weil wir das Leben lieben. Mehr Informationen unter: www.diakoneo.de

2023 yazı için 9’u Almanca konuşulan ülkelerde olmak üzere toplam 26 yeni rota ile uçuş ağında rekor büyüme - 2023 yılında 12 milyondan fazla yolcu  - Hava köprüsü ile deprem bölgesine yardımlar devam ediyor

 

Türk Hava Yolları ile Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, 2022 yılında yolcu sayısı bakımından rekora imza atarak 10,7 milyon yolcu taşıdı. Hava yolunun doluluk oranı ise pandemi öncesi seviyeleri aşarak %85 olarak gerçekleşti.

SunExpress, bu yaz için Türkiye ile Avrupa arasında şimdiye kadarki en geniş uçuş ağı ile hizmet sunmayı planlıyor. 2023 yaz sezonunda uçuş ağına 9’u Almanca konuşulan ülkelerde olmak üzere toplamda 26 yeni rota ekleyerek yıl sonunda 12 milyonu aşkın yolcu taşımayı hedefliyor.

SunExpress CEO'su Max Kownatzki, “Deprem sonrası yaraların sarılmasına destek olmaya devam ettiğimiz şu günlerde Türkiye’nin hızlıca toparlanma yönündeki sarsılmaz gücüne olan inancımız her zamankinden daha da fazla. Bu toparlanmaya destek olmak adına, Türkiye’nin turizm elçisi olarak Türkiye’yi ve Türkiye turizmini yurt dışında daha yoğun bir şekilde tanıtmaya odaklandık. Bu odağımızla ekonomi ve istihdama katkıda bulunmayı sürdüreceğiz’’ dedi.

Direkt uçuşlarla Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarını memleketleri ve sevdikleriyle buluşturmaya devam ettiklerini belirten Kownatzki, “Almanca konuşulan ülkeler ile Türk Rivierası ve Anadolu şehirleri arasında en fazla direkt uçuşu sunarak, yolcularımız için güvenilir hava yolu olmaya devam ediyoruz. Artan talebi karşılamak amacıyla bu seneki koltuk kapasitemizi 2022 yılına göre yüzde 13 oranında artırdık. Yolcularımızı sevdikleri ve memleketleriyle buluşturmaya devam ediyoruz” dedi.

 

Türkiye ile Avrupa arasında şimdiye kadarki en geniş uçuş ağı

SunExpress, 2023 yaz sezonunda eklenen 26 yeni rota ile tarihindeki en geniş uçuş ağına ulaşıyor. Skytrax Dünya Hava Yolu Ödülleri’nde “Dünyanın En İyi Tatil Hava Yolu” ödülünün sahibi olan SunExpress, Türkiye’den 30 ülkede 60 destinasyona ve 185’ten fazla rotaya aktarmasız uçuş sunarak Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden turizme değer katmaya devam ediyor.

SunExpress, 2023 yaz sezonunda Türk Rivierası için 15 yeni rota sunacak. Antalya, İzmir, Dalaman ve Bodrum-Milas havalimanlarından yapılacak uçuşlarda toplamda 58 noktaya uçuş gerçekleştirecek. 16 Anadolu kentinden Avrupa’nın 18 şehrine direkt tarifeli seferler sunan hava yolu, bu yaz Anadolu – Avrupa uçuş ağına da 11 yeni dış hat rotası ekliyor. 

 

2023’te 60 yeni pilot adayını eğitim programına kabul edecek

SunExpress’in Çoklu Ekip Pilot Lisans Programı’na ilişkin bilgileri aktaran Kownatzki, “Sektördeki 30 yılı aşkın tecrübemizle Türk havacılığına katkı sağlamaya devam ediyoruz. Geleceğin Türk pilotlarını yetiştirmek için 2018 yılından bu yana Çoklu Ekip Pilot Lisans Programı’nı yürütüyoruz. Pandemi döneminde 117 pilot programımızı başarıyla tamamladı. Önümüzdeki beş yıl içinde, programdan mezun olduktan sonra SunExpress bünyesinde istihdam edilecek 160 pilot yetiştireceğiz. Başvuru süreci devam eden programımıza bu yıl 60 yeni pilot adayını kabul edeceğiz” dedi. 

 

Yeni istihdam yaratmaya devam ediyor

SunExpress, büyüme planları doğrultusunda önümüzdeki dönemde kokpit, kabin, hat bakım, yer operasyonları ve genel müdürlük pozisyonları için işe alım yapacak. 2023'te 400'ün üzerinde yeni istihdam yaratılması planlanıyor.

 

SunExpress’e “Great Place to Work” unvanı

SunExpress, Great Place To Work Enstitüsü tarafından kurum kültürü ve çalışan deneyimini ölçümlemek amacıyla çalışanlara yönelik gerçekleştirilen anonim anket sonucu “Great Place To Work” sertifikası almaya hak kazandı.  Great Place to Work Enstitüsü ile gerçekleştirilen anket kapsamında şirketlerini güvenilirlik, takım ruhu, saygı, hakkaniyet ve gurur konularında değerlendiren çalışanlar, şirketlerine Great Place to Work Certified unvanını kazandırdılar.

 

SunExpress’in deprem bölgesine yardımları devam ediyor

SunExpress CEO'su Max Kownatzki, “Depremin yaşandığı ilk günden bu yana hava yolu olarak ilgili kuruluşlarla yakın iş birliği içerisinde hareket ediyoruz. Tüm ülkeyi yasa boğan deprem sonrasında yaptığımız yardımlara Almanya ile Türkiye arasında kurduğumuz hava köprüsü ile devam ediyoruz” dedi.

SunExpress, arama-kurtarma ve sağlık ekiplerini deprem bölgesine ulaştırmak ve vatandaşların tahliyesi amacıyla bugüne kadar toplam 439 özel uçuş gerçekleştirdi. Düzenlediği özel uçuşlarda 7.500’den fazla arama-kurtarma ve sağlık ekibini bölgeye taşıyan SunExpress, bu uçuşların dönüş seferlerinde de depremden etkilenen 18 bin 500’den fazla kişinin bölgeden tahliyesini sağladı. Hava yolu, AFAD başta olmak üzere tüm resmi yetkili kuruluşlar aracılığıyla gelen 305 tonu aşkın yardım malzemesini ücretsiz kargo hizmeti vererek deprem bölgesine ulaştırdı.

Almanya ile Türkiye arasında SunExpress öncülüğünde kurulan hava köprüsü kapsamında da, DPD, FIEGE, time:matters, CB Customs Broker GmbH ve Lufthansa Cargo iş birliğiyle yürütülen ‘Birlikte Destek Oluyoruz’ inisiyatifi ile Almanya’da toplanan 830 tondan fazla yardım malzemesi deprem bölgesine taşındı. Bölgeye toplam 1000 ton yardım malzemesi taşınması öngörülüyor.

 

 

 

 

 

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı vatandaşların rahat bir şekilde oy kullanabilmeleri için hazırlanan ve her seçim döneminde yayınlanan “secim.ytb.gov.tr” adresli internet sitesi önümüzdeki seçimler için de hizmete açıldı. Vatandaşların oy verme işlemini kolaylaştıracak bilgilerin bulunduğu internet sitesinde seçim rehberinden Yüksek Seçim Kurulu kararlarına, sandık kurulacak ülke bilgilerinden adres beyan formuna kadar birçok önemli ayrıntı yer alıyor. 

 

Resmi Gazete’de yayımlanan seçim takvimine göre Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi yurt içinde 14 Mayıs 2023 Pazar günü yapılacakken, yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmenler oylarını 27 Nisan - 9 Mayıs tarihleri arasında kullanabilecekler. Gümrük kapılarında oy verme işlemi ise 27 Nisan’da başlayıp 14 Mayıs günü Türkiye saati ile 17.00’de sona erecek. 

 

YTB her seçim döneminde olduğu gibi bu seçim dönemi için de yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı vatandaşların rahat bir şekilde oy kullanabilmelerine yardımcı olmak için birçok faaliyette bulunuyor. Bu faaliyetlerin başında ise “secim.ytb.gov.tr” adresli internet sitesi geliyor. Yurt dışında yaşayan seçmenler için seçim takvimi ülkelere göre farklılık gösterdiği ve oy verme noktalarına ilişkin bilgilere ihtiyaç duyulduğu için hazırlanan site yurtdışı vatandaşlar için adeta bir rehber niteliğinde. 

 

İnternet sitesinde yurt dışı seçim rehberinden YSK kararlarına, oy kullanma merkezlerinden adres beyan formuna kadar birçok önemli bilgi yer alıyor. Bunun yanında vatandaşlar yurt dışı seçim takvimine ilişkin bilgilere de bu siteden ulaşabiliyorlar. Sitede vatandaşların nasıl oy kullanabilecekleri de ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. 

 

Yurt dışı seçmenler toplam 75 ülkedeki 180 noktada ve 47 gümrük kapısında oy kullanabilecekler. 2023 seçimlerinde 15 ülkede ilk kez sandık kuruluyor. İlk kez sandık kurulacak olan ülkeler Afganistan, Belarus, Brezilya, Estonya, Fas, Karadağ, Kore Cumhuriyeti, Libya, Litvanya, Malezya, Nijerya, Pakistan, Portekiz, Slovakya ve Tanzanya olup, faaliyete geçen yeni oy kullanma noktalarının sayısı ise çeşitli ülkelerde 25 olarak belirleniyor. 

 

Seçimlere demokratik katılım bakımından yurt dışındaki Türk toplumunun dünyadaki en aktif diaspora topluluklarından biri olduğu biliniyor. YSK’nın verilerine göre 2018 yılında yapılan seçimlerde yurt dışı seçmen kütüklerine kayıtlı seçmen sayısı 3 milyon 44 bin 837 olarak belirlenmişti. 2010 yılında kurulan YTB’nin bu tarihten itibaren yapılan tüm seçimlerde yurtdışı vatandaşların daha kolay oy kullanabilmelerine dönük çalışmalarının da etkisiyle yurt dışında oy kullanan seçmen sayısı yıldan yıla artış göstermiş, 2018 yılında ise en üst seviyesine ulaşmıştı. 14 Mayıs günü yapılacak yeni seçimlere yaklaşık 100 bin seçmenin daha ilave olmasıyla bu seviyenin aşılacağı tahmin ediliyor. Ayrıca her yıl artan oy verme noktaları da önümüzdeki seçimlerde şimdiye kadarki en yüksek sayıyı görecek. 

 

Yurt dışında yaşayan Türk toplumuyla ilgilenmekle görevli bulunan YTB’nin bu yıl da aktif hâle getirdiği “secim.ytb.gov.tr” internet adresi, içeriğindeki devamlı güncellenen bilgilerle yurt dışında oy verecek Türk vatandaşlarına tüm bu süreç boyunca yardımcı olacak.

Anders als das Gesundheitsamt, das für Stadt und Landkreis Würzburg zuständig ist, haben Stadt und Landkreis Würzburg jeweils eigene Veterinärämter. Die offizielle Bezeichnung lautet am Landratsamt Würzburg „Fachbereich Verbraucherschutz, Veterinärwesen und Lebensmittelüberwachung“.

 

An der Spitze dieses Fachbereichs gab es mit dem Ausscheiden von Dr. Otto Erb, der seinen wohlverdienten Ruhestand antrat, zum 1. März 2023 einen Wechsel. Auf Dr. Otto Erb folgte als Fachbereichsleiterin Veterinäroberrätin Dr. Silvia Strodl, die seit 2005 Amtstierärztin am Veterinäramt des Landkreises Kitzingen war. Dr. Strodl studierte an der Ludwigs-Maximilians-Universität München Tiermedizin, erhielt 1996 ihre Approbation als Tierärztin und promovierte im Juli 2000. Seit Dezember 2001 ist sie Fachtierärztin für Kleintiere.

 

Landrat Thomas Eberth und Tobias Barth als Geschäftsbereichsleiter wünschten Dr. Strodl alles Gute für die verantwortungsvolle Aufgabe.

 

 

 
Ekonomi Araştırma Enstitüsü Başkanı Clemens Fuest: "AB, iyi bilinen teknolojileri kullanan batarya veya güneş hücresi fabrikalarını çekmek için sübvansiyon yarışına girmekten kaçınmalıdır"
 
 

BERLİN (AA) - Almanya'nın önemli ekonomi ve düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), Avrupa Birliği'ne (AB) ABD ile "yeşil sübvansiyon" yarışına girmemesi tavsiyesinde bulundu.

Ifo'nun Almanya Maliye Bakanlığı için hazırladığı raporda, AB'nin ABD'nin Enflasyonu Düşürme Yasası'na (IRA) cevaben daha fazla borçlanmaya yol açan sübvansiyonlardan kaçınması talep edildi.

 

Raporun yazarlarından Ifo Başkanı Clemens Fuest, "AB, iyi bilinen teknolojileri kullanan batarya veya güneş hücresi fabrikalarını çekmek için sübvansiyon yarışına girmekten kaçınmalıdır. Böyle bir yarış, AB için kendi kendini baltalamak olur." değerlendirmesinde bulundu.

Ifo araştırmacısı Niklas Potrafke de "ABD ile sübvansiyon yarışı yerine AB; araştırma, geliştirme, yenilik ve altyapı geliştirme için rekabetçi bir şekilde finansman sağlamaya odaklanmalı." ifadesini kullandı.

Raporda, AB'nin IRA'daki korumacı unsurlara karşı kendisini savunması tavsiye edilirken, Brüksel ve Washington'un IRA konusunda müzakere etmesi memnuniyetle karşılandı.

 

AB'nin halihazırda iklimi korumaya yönelik NextGenerationEU programları olduğu hatırlatılan raporda, bu programların halen kullanılabilir fonları bulunduğu bildirildi.

Raporda, "ABD'de IRA tarafından şart koşulan bir asgari vergi getirilmesi, muhtemelen küresel şirketler üzerindeki vergi yükünü artıracak ve böylece ABD'de yatırımı daha az çekici hale getirecek." denildi.

 

- ABD'nin Enflasyonu Düşürme Yasası

ABD Başkanı Joe Biden'ın geçen yılın ağustos ayında onayladığı ve ABD tarihinin "en büyük iklim paketi" olarak da görülen Enflasyonu Düşürme Yasası, "oyun değiştirici" olarak görülüyor.

Enflasyonun düşürülmesine yönelik kapsamlı sağlık, iklim ve vergi düzenlemelerini içeren yasayla sera gazı emisyonunun azaltılması ve tüketicilerin yeşil enerjiye yönlendirilmesi amaçlanırken, enerji güvenliği ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik yatırımlar için 369 milyar dolarlık kaynak ayrılması öngörülüyor. Bu kaynağın 270 milyar dolarının vergi teşvikleri yoluyla sağlanacağı belirtiliyor.

Söz konusu yatırımlarla ülkede enerji faturalarının yılda 500 ila 1.000 dolar arasında düşürülmesi, karbon emisyonunun 2030'a kadar yüzde 40'a kadar azaltılması hedefleniyor.

 

Vergi indirimleriyle elektrikli otomobil satın almayı teşvik etmeyi de öngören yasada, Kuzey Amerika'da üretilen bataryaların kullanıldığı ve bu bölgedeki madenlerden çıkan mineralleri içeren elektrikli araçlara 7 bin 500 dolara kadar vergi indirimi verilmesi gibi düzenlemeler yer alıyor.

Yasayla ABD'nin bütçe açığının 20 yılda 2 trilyon dolara yakın azalacağı tahmin ediliyor.

Uluslararası Enerji Ajansı'na (IEA) göre, Enflasyonu Düşürme Yasası, 2015'te imzalanan Paris Anlaşması'ndan sonra gelen en önemli "iklim eylemi" olarak görülüyor.

 

Yasa; elektrikli araçların, bataryaların ve yenilenebilir enerjilerin üretimine yönelik öngördüğü vergi indirimleri ve teşviklerle yeni bir sanayi stratejisi sunuyor. Bu stratejinin yeşil enerji alanında faaliyet gösteren küresel şirketlerin üretimlerini ABD'ye taşımasını teşvik edeceği ve ülkeye daha fazla sermaye çekeceği belirtiliyor.

ABD'nin Enflasyonu Düşürme Yasası, özellikle enerji krizinin ardından AB'nin yeşil teknoloji endüstrisi için önemli bir risk oluşturuyor. Yasanın ABD'ye kıyasla yeşil teşviklerin daha düşük ve enerji faturalarının nispeten daha yüksek olduğu Avrupa'dan temiz enerji sermayesini çekme potansiyeline sahip olduğu vurgulanıyor.

 

AB, vergi indirimlerini ABD'de üretilen içeriğe bağlı hale getiren yeni düzenlemenin Avrupa'daki otomobil şirketlerini ve batarya ile yenilenebilir enerji ekipmanları dahil yeşil ekonomi alanındaki üreticileri dezavantajlı hale getireceğinden endişe duyuyor.

- Avrupa'nın sanayi politikasındaki başarısızlıkları

Bu arada, Ifo Başkanı Clemens Fuest, bir makalesinde, Avrupa'yı sanayi politikasında kendi başarısızlıklarını telafi etmeye çağırdı.

Pahalı olmayan ve güvenli enerji arzının Avrupa enerji piyasalarının daha güçlü entegrasyonunu, enerji ağlarının, yenilenebilir enerji kaynaklarının ve nükleer enerjinin genişletilmesini, bu alanlardaki araştırmaların finanse edilmesini gerektirdiğini belirten Fuest, "Ayrıca ihtiyaç duyulan şey, enerji sektöründe hanehalkının ve şirketlerin aynı anda enerji tüketicisi ve üreticisi olarak hareket ettiği bir platform ekonomisinin geliştirilmesini sağlayan yeni bir düzenleyici çerçeve.“ değerlendirmesinde bulundu.

Aziz Türk Milleti

Nevruz bayramınız kutlu olsun. Çeşitli Türk Boylarında “21. Mart” Saban Toy, Yeni gün, Ergenekon, Bozkurt, Ulus Günü, Tegri Toy, Vağuebe, Yaz Başı, Teze Yıl gibi değişik isimlerle kutlanmaktadır.  Baharın gelişini hatırlatan bu gün kadim devirlerden beri birçok uygarlık tarafından da kutlanmıştır.

Sözlerime Türk milletinin yeni günü ile yani Ergenekon günü ile başlamış bulunuyorum. Bu arada 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine de değinmek istiyorum.

21 Mart 2023 (Salı) akşamı yani bu akşam Yüksek Seçim Kurulu Bağımsız Cumhurbaşkanı adaylığı için başvuran adayların isimlerini açıklayacaktır.

Dün akşam bir kısım basın organı bazı adayların isimlerini televizyon kanalları ve internette duyurmuştur. Bu durum bağımsız Cumhurbaşkanı adayları için imza verecek vatandaşlarımız da tereddütler oluşturmuştur. Bu tereddütleri gidermek için bu açıklamayı yapmış bulunuyorum.

Türk milletinin Yüksek Seçim Kurulunun bu akşam yapacağı açıklamadan sonra kararını vermesi uygun olacaktır. 22 Mart 2023 çarşamba sabahından 27 Mart 2023 pazartesi akşamına kadar ilçe seçim kurullarına ve yurt dışına temsilciliklere imza verilme süreci başlayacaktır. Tüm adaylara başarı dileklerimle,

Hepinize saygılar sunarım

 

Prof. Dr. Hilmi Özden

Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı

https://www.youtube.com/watch?v=I8WsMyPlsTo

 

BERLİN (AA) - Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) Başkanı Joachim Nagel, fiyat baskısını azaltmak için Avro Bölgesi'nde daha fazla faiz artışı yapılması gerektiğini savunarak, “Enflasyonla mücadelemiz bitmedi.“ dedi.

 

Nagel, Financial Times’a yaptığı açıklamada, yüksek enflasyon, ekonomi de büyüme ve Avrupa Merkez Bankasının (ECB) faiz artırımlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ECB Yönetim Konseyi Üyesi de olan Nagel, yeni bir finansal krizle ilgili endişelere rağmen Avro Bölgesi'nde daha fazla faiz artışından yana olduğunu belirterek, "Enflasyonla mücadelemiz bitmedi“ ifadesini kullandı.

 

Ekonomide fiyat baskılarının güçlü ve geniş tabanlı olduğunun kesinlikle yanlış olmadığını belirten Nagel, faiz oranlarına atıfta bulunarak, "Daha alınacak çok yol var, ancak kısıtlayıcı alana yaklaşıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

ECB’nin faiz oranları artırmayı durdurduktan sonra faiz indirimi çağrılarına direnmesi gerektiğini de savunan Nagel, ECB‘nin enflasyonla mücadelede "inatçı" olması gerektiğini ifade etti.

 

Nagel, Silicon Valley Bank'ın iflası ve Credit Suisse'i çevreleyen çalkantı sonrasında Avrupa bankalarının borç verme konusunda artık daha temkinli davranacağını belirterek, şu anda bir kredi krizi için çok erken olduğunu sözlerine ekledi.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, 11 ayın sultanı Ramazan ayı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Ramazan Ayı vesilesiyle yayınladığı mesajda; “Rabbimizden ülkemizde yaşanan elim deprem faciasında hayatını kaybeden kardeşlerimize rahmet, yaralılara acil şifalar ihsan etmesini niyaz ediyorum ve tüm İslam Aleminin Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyor, bin aydan daha hayırlı olan bu kadri yüce ayın tüm insanlığın kardeşlik ve barışına, esenlik ve hidayetine vesile olmasını temenni ediyorum” dedi.

Ramazan ayında manevi duyguların yoğun olarak yaşandığını ifade eden Kuzey, mesajında şu ifadelere yer verdi:

İnşirah Ayı Ramazan

Yüreklerimiz bir yandan üç ayların başında yapmış olduğumuz (وَ بَلِّغْنَا رَمَضَان) “(Rabbimiz) [...] Bizi Ramazan’a ulaştır.” (Taberani, el Mu’cemu’l evsat, IV) duasının kabulünün esenlik ve huzurunu yaşarken, diğer yandan Şanlıurfa’daki sel felaketi ile elim deprem faciasında Türkiye ve Suriye’de hayatını kaybettiği için Ramazan-ı Şerif’e kavuşamayan on binlerce kardeşimizin tarifsiz acısıyla burkulmaktadır.     

Türkiye ile Suriye’yi ve dünyayı derinden sarsan felaketin yaşandığı günlerde vicdanlarımız enkazın altındaki kardeşlerimizle sızladı, nefeslerimiz yığınların altında daraldı, o gecenin ayazı bizim de içimizi titretti, yastığımız yorganımız adeta taş kesildi.

Bizim tesellimiz, takdirine sonsuz teslim olduğumuz, Rabbimizin buyruklarındadır. İnanırız ki “Elbette her zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” (İnşirah, 5-6). Hayat nasıl fani ise, bu hayat içinde yaşanan sevinçler de kalıcı değil elbet, acılar da geçici felaketler de geçici.

İmtihan sırayladır

Kadim tarihimizden bugüne değin, Allah Resulünün: “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” (Buhârî, Edeb 18;) çağrısını şiar edinerek dünya coğrafyasında yaşanan hiçbir drama sessiz ve duyarsız kalamayan, “Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim.” (Safahat, M. Akif Ersoy) diyerek yakın komşu, uzak komşu ayırt etmeksizin; nerede bir muhtaç, nerede bir mazlum var ise oraya yardım eli uzatmak için yarışan hamiyetperver cemaatimiz, bu yıl özellikle kendi coğrafyasında yaşanan acıları dindirmek, yaraları sarmak, yıkılanları onarmak için seferber olacaktır. Dün iyi dileklerine talip olarak yardımına koştuğumuz nice toplulukların bugün acımıza ortak olduğunu görmek ise ayrı bir şükür sebebimizdir.

Ramazan ayı, dayanışma ayıdır.

Diyanet İşleri Başkanlığı ile beraber her yıl farklı bir değerimizi gündemimize taşıyan kurumumuz DİTİB, bu yıl ise “Ramazan-ı Şerif Ayı Dayanışma Ayı’dır” diyerek Ramazan temasını güncellemiş ve bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz konuya atıfta bulunmuştur. Rabbimiz Kerim Kur’an’ın’da Bakara Suresi 183. ayetinde: “Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi takva sahibi olasınız diye sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz kılındı).” buyurmuş, oruç ibadeti ve takva duygusu arasındaki bağlantının önemine dikkat çekmiş “...İyilik ve takva hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın...” (Maide, 2) buyurarak da iyilik ve takva hususunda dahi dayanışmanın ve yardımlaşmanın önemini vurgulamıştır. Zira bu ay, sadece nefsimize gem vurulan günler değil; yoksulların, düşkünlerin, yuvasızların, kimsesizlerin hatırlandığı ve korunduğu yoğun bir seferberlik ayıdır.

Adı Kur’an-ı Kerim’de zikredilen yegâne ay Ramazan

O, açlığı ve susuzluğu ibadete dönüştüren, paylaşmanın iftar şenliğine, kardeşlik ve beraberliğin bayram coşkusuna dönüştüğü, halisane bağlılığın ve kulluğun nice müjdeleri deruhte ettiği, sahuruyla, teravih namazıyla, mukabeleleriyle, kadir gecesiyle birlikte her bir öğesi ayrı bir rahmet vesilesi ve sonsuz mutluluğun habercisi olan ibadetler manzumesi ve rıza-ı ilahiyi kazanma kuşağıdır.

Ramazan ayı merhamet ayıdır

Bu Ramazan infaklarımızla gönül köprüleri kurmaya, yeniden sıcak yuvalar inşa etmeye devam edeceğiz. Bu yıl acımız namelerimizde yankılanacak, dualarımızda yer alacak, gözümüzün gönlümüzden döktüğü ortak derdimiz olacaktır. İftar sofralarımız Kahramanmaraş’a, Gaziantep’e, Hatay’a, Diyarbakır’a, Malatya’ya, Adıyaman’a, Adana’ya, Osmaniye’ye, Şanlıurfa’ya, Kilis’e ve Suriye’ye kadar uzanan kardeşlik sofraları olacaktır. Beraber sevinecek, birlikte bayram edeceğiz inşaallah.

Bu vesileyle Rabbimizden ülkemizde yaşanan elim deprem faciasında hayatını kaybeden kardeşlerimize rahmet, yaralılara acil şifalar ihsan etmesini niyaz ediyorum ve tüm İslam Aleminin Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyor, bin aydan daha hayırlı olan bu kadri yüce ayın tüm insanlığın kardeşlik ve barışına, esenlik ve hidayetine vesile olmasını temenni ediyorum.

Akademik Camianın sevilen ismi ve Türk Dunyası'nın sorunlarını yüreklerinde hisseden Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN Cumhurbaşkanlığı adaylığı Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasına sıkışan Türkiye siyasetinde önemli bir alternatif olarak ortaya çıktı.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde, başvuru yapan 11 adayın seçmenler tarafından Cumhurbaşkanı adayı gösterilebilmesine karar verdi.

Bağımsız adaylık için 100.000 imza topla süreci öncesi açıklamada bulunan Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti'nin geleceği açısından çok önemli olan 14 Mayıs seçimlerinin önemine dikkat çekerek bağımsız adaylığı ile ilgili açıklamalarda bulundu.

 

YSK'nın açıkladığı kararla Prof. Dr Hilmi Özmen'ın adaylığı kabul edildi. 

Önemli başarılarıyla bilinen ve toplum tarafından sayılan sevilen cesur ve kararlı akademisyen Prof. Dr. HİLMİ ÖZDEN, Cumhurbaşkanlığı Bağımsız Adaylığı için yasal başvurusunu yapmıştı.

YSK'nın kararına göre, 11 aday seçmenler tarafından Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilebilecek. Bunun için adayların 100 bin imza toplaması gerekiyor. Seçmenler, adaylara imza verebilmek için 22-27 Mart tarihlerinde 08.00 - 20.00 saatleri arasında ilgili İlçe Seçim Kurulu'na gidebilecek.

 

 

 

Prof. Dr. HİLMİ ÖZDEN de karara göre 100 bin imzaya ulaşması gerekiyor. Bu konuda açıklama yapan Prof. Dr. Hilmi Özmen;

AZİZ TÜRK MİLLETİ

Bağımsız Cumhurbaşkanlığı Adaylığım için gerekli tüm evraklar tarafımdan Yüksek Seçim Kuruluna teslim edilmiştir.

Bundan sonraki süreçte 22 Mart 2023’ten (çarşamba) 27 Mart 2023’e (pazartesi) kadar yurt içinde her ilde ilçe seçim kurullarına, yurt dışında temsilciliklerde nüfus cüzdanı ile gidilerek imza verme süreci başlayacaktır.

Bağımsız adaylar için tüm Türkiye’de 100.000 imza gerekmektedir.

Bu yolculukta desteklerinizi bekler her aday için başarı dileklerimi sunarım.

Saygılarımla,

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN

Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı

 

PROF. DR. HİLMİ ÖZDEN KİMDİR?

Uluslarası bir bilim adamı olan 1959 doğumlu Prof. Dr. HİLMİ ÖZDEN, Konya ve Eskişehir’de İlk ve Orta öğrenimini tamamladı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdikten sonra, iki yıl mecburi hizmet ve on altı ay askerlik görevlerini takiben Sağlık Ocaklarında, Köy Hizmetleri 14. Bölge Müdürlüğünde tabip olarak çalıştı.

1995 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalında Prof. Dr. Gürsel ORTUĞ ve Prof. Dr. Nedim ÜNAL danışmanlıklarında “Omurganın Torakal Bölümü’nde Medulla Spinalis Çaplarının Manyetik Rezonans Tekniği İle Ölçümü ve Değerlendirilmesi” isimli tezi tamamlayarak Anatomi doktoru unvanı aldı.

2005 yılında ESOGÜ tarafından Nottingham Üniversitesine gönderildi ve Dr. Lopa Leach’in yanında angiogenesis üzerine çalıştı. Yurt içinde sıçan ve farelerde transplantasyon, embriyonik kök hücre ve mikrocerrahi üzerine çalışmalar yapan ekiplerde görev aldı.

Anatomi profesörü ve tıp doktoru olan Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, ayrıca farklı alanlarda lisans ve doktora sahibidir.

Dr. Özden, 2002 yılında ESOGÜ Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalında Prof. Dr. Ömür Elçioğlu’nun öğrencisi olarak “Kutadgu Bilig’de Ahlâk Kavramı ve Tıp Etiğine Katkısı” isimli tezini tamamladı.

Son olarak Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Felsefe Bölümünü bitirdi.

Türk kavimleri üzerine araştırmaları olan Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 2013 yılında, Eskişehir Türk Dünyası Başkenti Ajansı Danışma Kurulunda ESOGÜ temsilcisi oldu. Şu anda ESTÜDAM (ESOGÜ Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi) müdürü olarak da görev yapmaktadır. Anatomi sahasında yurt içi ve yurt dışı çalışmaları bulunan Prof. Dr. HİLMİ ÖZDEN'in Cumhurbaşkanlığı adaylığı heyecan yarattı’in Türk dili, tarihi ve kültürü üzerine yayınlanmış çok sayıda kitapları ve makaleleri de vardır.

Anatomi, Tıp Tarihi ve Tıp Etiği üzerine yurt içi ve yurt dışı çalışmaları bulunan Prof. Dr. HİLMİ ÖZDEN ESOGÜ Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı’nda öğretim üyesidir.

Evli ve iki çocuk babası olan Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, son olarak önümüzdeki 2023 seçimlerinde "Cumhurbaşkanlığı Bağımsız Adayı" olduğunu da ilan ederek, bu yönde yasal müracaatını yapmıştır.

 

 

 

Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), “inatçı yüksek enflasyon” nedeniyle Alman ekonomisinde bir resesyon beklediğini duyurdu.

 

Bundesbank'ın ekonomiye yönelik mart ayı raporu yayımlandı.

Raporda, özellikle tüketici ile ilgili sektörlerin halen inatçı yüksek enflasyondan ve bunun sonucunda tüketimin kısıtlamasından muzdarip olduğu belirtilerek, Alman ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde daralacağına işaret edildi.

Almanya'da Ifo Beklentiler Endeksi ile GFK Tüketici Güven Endeksi‘nin bir miktar yükselse de düşük seviyede kaldığı aktarılan raporda, "Almanya'da ekonomik faaliyet cari çeyrekte muhtemelen yeniden düşecek. Ancak düşüşün 2022'nin son çeyreğine göre daha az olması muhtemel.” ifadelerine yer verildi.

 

Mart ayında, ülkede enflasyon oranının baz etkisi nedeniyle önemli ölçüde düşmesinin beklendiği belirtilen raporda, “Çekirdek enflasyon oranı ise olağanüstü ısrarcı olduğunu kanıtlıyor. Yılın ortasına kadar hafif şekilde artabilir." denildi.

Analistler ise daha yüksek çekirdek enflasyon oranını, şirketlerin tüketicilere daha yüksek enerji maliyetleri yansıttığının bir işareti olarak görüyorlar.

Bu arada, Almanya ekonomisi, 2022'nin son çeyreğinde, enerji krizi ve rekor enflasyonun etkisiyle bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,2 küçülmüştü.

Ekonomistler, Avrupa'nın en büyük ekonomisinin resesyona girdiğini düşünürken, bu yılın ilk çeyreğinde GSYH'nin daha da düşmesini bekliyor.

 

Teknik resesyon, "üst üste iki çeyrek GSYH'de küçülme yaşanması" olarak ifade ediliyor.

Almanya, 10 yıllık iyi bir ekonomik büyümeden sonra Kovid-19 salgınının ilk yılı olan 2020'de 2009'dan beri ilk kez resesyon yaşamıştı.

Bunların yanında, Alman hükümeti, ekonomide bu yıl yüzde 0,2 büyüme bekliyor.

 

Öte yandan, Almanya’da ocakta yüzde 8,7 olan yıllık enflasyon, şubatta beklentiler dahilinde değişim göstermemişti.