Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Avrupalı Türklerinin sivil toplum kuruluşlarında uzun yıllar çalışan KONAD Başkanı Sait Özcan'ın Avrupalı Türkleri konu alan kitabının resmi tanıtımı haziran ayında tanıtacak.

 

Avrupa’daki Türk varlığını konu alan eserlere bir yenisi daha eklendi. Uzun yıllardan bu yana Türklerin sosyo-kültürel değişimler ile ilgili çalışmalarda bulunan KONAD- Sosyal ve Siyasal Araştırmalar Merkezi Başkanı Sait Özcan “Avrupalı Türkler” kitabını yayınla yarak 60’lı yılların basın dan itibaren Almanya‘ya gelen Türkleri konu alan eseri ile Türk Edebiyatı Tarihi’ne de ciddi anlamda katkı sağlamış oldu.

   Birlik Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan yazar Sait Özcan “Almanya’ya Türk Göçü’nün üzerinden 62. yıl geçti. Kara trenler ile Türklerin artık bu ülkede 4. nesil çocukları üniversiteli oldu. Ülkenin her şehrinde soyu Anadolu’ya dayanan bizimkiler var. Türklerin Almanya’ya Türk göçü çok üzücü ama, ciddi bir dökümantasyona tabi tutulmadan ve arşiv çalışması yapılmadan bölük parça ve sadece gazetelerin sayfalarında kalmıştır. Oysa Türkle rin Avrupa'ya göçü Türkiye Cumhuriyeti tarihi için önemli bir sosyolojik olaydır. Anadolu’nun hemen her köyünde ya bir Almanya’lı, yada Almanya’da akrabası olan insanlar vardır. Bazı şehirlerde Avrupa’ya teşekkür endeksli gurbetçi heykelleri dikmiştir. Yani Almanya veya Avrupa kelimeleri Türk insanının en çok konuştuğu yabancı ülke, uzak diyarlar ve gurbetin adı, Almanya Türklerin en çok gitmek istediği ve ekonomik hayallerini süsleyen kızıl elmadır. Anadolu’da Almanyasız bir hayat, Türkiye’de Almanyasız bir batılılaşma hayali, yine ülke ve millet olarak Almanyasız bir AB üyeliği düşünülemez. Almanya ve Avrupa bizim herşeyimiz, gelecekte de bizim çok şeyimiz olacaktır. Türkler ve Almanlar 350 yıldır çok değişik alanlarda ve  sektörlerde birlikte çalışarak birbirlerini çok iyi tanıyan ve saygı gösteren iki millet konumuna gelmiştir” Türklerin Almanya tarihinin iyi bilinmesinde kaydadeger olum lu gelişmelere ulaşılacağını hep beraber göreceğiz” şeklinde ko-nuştu.

   KONAD Genel Merkezinden yapılan açıklamaya göre Türkiye’de satış yapılmaya başlayan kitabın Almanya’da Türk Kitabevi başta olmak üzere değişik satış noktalarında Türk okuyuculara sunulduğu belirtildi. Avrupa tanı tımının Frankfurt dört ayrı ülkede yapılacağı belirtilerek, özellikle Almanya’da Türk Toplumu temsilcilerinin de geniş katılımı ile yapılacağı belirtildi.

 

Ne dediler?

 

Avrupalı Türkler kitabı kısa za-manda okuyucu arasında da geniş yankı buldu. Özellikle kültürel alanda kimlik erozyonuna karşı çıkan Türkler Sait Özcan’ın kitabı ile ilgili ilginç açıklamalarda bulundular. Almanya Türkleri’nin önemi isimlerinin Avrupalı Türkler  kitabı ile ilgili ilginç açıklamalar geldi.

 

Adnan Öztürk:

“Almanya’da kültürel kalıcılığımız için çok önemli bir çalışma. Bu önemli eser için Sait Bey’i yürekten kutluyorum.

 

Kemal Soylu:

Bir milletin kendi kültürünü isbatı tarihçilerinin samimiyeti ile doğru orantılıdır. Tarihi olmayan milletler  zaman tüneli içinde kaybolacaklardır.

 

Dr. Latif Çelik:

Yazarlar bir milletin nefesi, bir kültürün taşıyıcısıdırlar. Milletlerin coğrafyadaki varlığının yegane isbatıdır kültür tarihçileri. Sait Özcan Bey’i tebrik ediyorum.

 

Ali Batman:

Milletimizin Avrupa’daki kalıcılığı adına Sait Bey çok önemli bir eser ortaya koymuştur. Kendisini yürekten tebrik ediyorum. Çok çok önemli bir eserin ortaya çıkmasına imza atmıştır.

 

Tahir Hacıkadiroğlu:

Böyle bir eserin ortaya çıkması için verdiği emek ve ayırdığı zaman için Sait Beyi yürekten kutluyorum. Toplumsal önderlik işte bu olsa gerek.

 

Musa Serdar Çelebi:

Ortaya çiıkan esere çok sevindim. Yıllardır heyecanı hiç eksilmeyen Sait kardeşimim tarih okyanusuna bir çizik çekerek ilk nesil insanımızın  yaşadıklarını ne kadar çok gelecek nesillere aktarırsak o kadar başarılı olur ve kalıcılığımız kesinleşir Almanya’da. Sait Beyi yürekten tebrik ediyorum.

 

Ahmet Serdar Yenice:

İçimizden çıkan kalem ehli arkadaşların böylesine önemli konularda  geriye iz bırakmalarından o kadar  seviniyorumki anlatamam. Hepimizin ailesinde hatıralar var, ancak Sait Özcan bey heyecan verici hatıralarının kaybolmaması adına bu çalışmaya verdiği emek için o kadar mutluyum ki anlatamam.

 

İhsan Öner:

Kendi tarihlerini kendileri yazama yan milletler, zamanla başkalarının yazdığı uyduruk hikayeleri tarih sanmaya başlarlar. Bu açıdan bakıldığın da Sait Bey çok önemli  bir konuda kalemini kullanmıştır. Kendisini yürekten tebrik ediyorum.

 

Seyfi Alp:

Yazar olarak Sait Beyin çalışmasındaki samimiyeti anlayabiliyorum. Bir kitabın ortaya çıkıp okuyucu ile buluşması her şeyden önce bir çocuğun doğumu gibidir. Yazarları kalem oynatan milletler öksüz kamış çocuklar gibi değildir. Türk Milleti artık Almanya’da kendi yazarlarını yetiştirmiştir. Aslında milletçe bizi yazan yazarlar ile birlikte sevinmeliyiz.

 

 

 

 

 

 

 

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Kadir Gecesi münasebetiyle mesaj yayınladı.

DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Kadir Gecesi münasebetiyle yayınladığı mesajda, “Başta Almanya ve Türkiye olmak üzere bütün İslam âleminin mübarek Kadir Gecelerini en güzel dilek ve duygularla tebrik ediyor, Ramazan Bayramı’na sağlık, afiyet içerisinde huzur ve mutlulukla erişebilmeyi Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum” dedi.

 

Kuzey, Kadir Gecesi dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazan-ı Şerifin, sayılı günlerini tamamlamaya adım adım yaklaşmaktayız. Müminler için maddi ve manevi yenilenme vesilesi olan bu mübarek ayın sonuna yaklaşırken, bir yandan da Ramazan’ı daha anlamlı kılan mübarek Kadir Gecesi’ne 17 Nisan 2023 Pazartesi gecesini Salı gününe bağlayan gece, bir kez daha kavuşmanın huzur ve sevincini birlikte yaşayacağız.

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de “Bin aydan daha hayırlı” (Kadr, 97/1-5) olduğu bildirilen Kadir gecesi, insanlık için kurtuluş reçetesi olan Kur’an’ın indirilmeye başlandığı, esenliğin bütün dünyayı kuşattığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği bir kutlu gecedir.

 

İnsanlığın hayat rehberi ve Yüce Allah’ın bizlere uzattığı kurtuluş reçetesi olan Kur’an-ı Kerim ile değer kazanan bu gecenin kıymetinin bilinmesi, ancak Kur’an’a gönülden yönelmek ve onun insanlığa sunmuş olduğu eşsiz mesajını okumak, anlamak ve yaşamakla mümkün olacaktır. Çünkü Kur’an-ı Kerim; okumak, anlaşılmak, fert ve toplum hayatına rehber olmak için gönderilmiştir. Bunu yaptığımız zaman Kur’an bizlere şifa ve rahmet olacaktır.” ifadelerine yer verdi.

Üzüntülerini dile getiren Kuzey, “Bu gece gökyüzü nurlanırken, yeryüzünün bir bölümünün teknoloji ve maddiyatın esiri olarak zevk, eğlence ve israf içinde olması, İslam coğrafyasının bir bölümünde savaş, açlık ve yoksulluğun hâkim olması, bizleri derin bir düşünceye sevketmektedir. İslam’ın ilk kıblesi olan Kudüs’te yaşanan şiddet olayları, Türkiye’mizde ve Suriye’de meydana gelen deprem felaketleri bizleri derinden yaralasa da, Ramazan ayının heyecanı ve bizlere kazandırdığı şuurla gönüllerimiz ancak teskin bulmaktadır. Ramazan ve Kadir gecesinin şuuruna varan her bir Müslüman, Kur’an’ın her bir ayetiyle, yıkılan gönlünü ve dünyasını tekrar mamur etmeli, kardeşleri için, tüm İslam alemi için, mazlum ve mağdur coğrafyalar için duasını ve yardımını eksik etmemelidir. Bizler Müslümanlar olarak kitabımızın mesajlarına verdiğimiz değer nispetinde Allah’ın ve meleklerinin bu gece fecre kadar yeryüzüne indirdikleri barış ve esenliğin muhatabı olabiliriz. Bu şuuru hissedebildiğimiz zaman İslam’ın anlamı ve gayesi olan barış ve esenliğe kavuşabiliriz.

 

Peygamber Efendimiz “Faziletine inanarak ve sevabını da yalnız Allah’tan umarak Kadir gecesini güzel amellerle geçirenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağı” (Buhârî, İman, 25, 27, 28; Müslim, Müsafirîn, 173-176) müjdesini vermekte ve bu gecede “Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle” (Tirmizi, Deavat, 84; İbn Mâce, Dua, 5) diyerek dua etmemizi tavsiye etmektedir” açıklamasında bulundu.

Bu duygu ve düşüncelerle başta Almanya ve Türkiye olmak üzere bütün İslam âleminin mübarek Kadir Gecesi’ni tebrik eden Kuzey, “Ramazan Bayramı’na sağlık, afiyet içerisinde huzur ve mutlulukla erişebilmeyi Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum” dileğinde bulundu.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ve Sosyal Dayanışma Merkezi (ZSU) işbirliğinde 11 ayın sultanı Ramazan, iftar öncesi DİTİB Çarşısında düzenlenen etkinliklerle dolu dolu geçti.

Ramazan ayının her haftasonu gerçekleştirilen, geleneksel Hacivat-Karagöz, Nasrettin Hoca, Keloğlan orta oyunu, Kur'an-ı Kerim tilaveti, tasavvuf musikisi konseri, şiir dinletisi, palyaço, kukla ve sema gösterisi beğeniyle izlenirken, Köln şehri Ramazan nostaljisi yaşadı.

 

Çocuklar ilgiyle izledi

Bin aydan daha hayırlı bereket ve bolluğu temsil eden Ramazan ayının her haftasonu düzenlenen etkinlikleri çocuklar ve aileleriyle birlikte ilgiyle izlendi.

Etkinliklere katılan ve Ramazan nostaljisi yaşayan aileler hem DİTİB Çarşısını gezerek alışveriş yapma hem de birlikte oruç açma imkanı buldu.

 

Çocuklar için Ramazan bir başka güzel

Çocukların sevincine ortak olan DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey de çocukların ilgisine hayran kaldığını ifade etti. Kuzey, “Neşe kaynağı olan çocuklarımızı Ramazan ayında da unutmuyoruz. Büyüklerimizden dinlediğimiz Ramazan hatıralarını yaşatmaya çalışıyoruz. Haftasonunda çocuklara yönelik gelenek haline getirdiğimiz programlar çerçevesinde hem çocuklara hem de ailelerine yönelik etkinlikler düzenledik. Çocuklar için Ramazan bir başka güzel. DİTİB olarak bu geleneğimiz bundan sonra da devam edecek” dedi.

 

 

 

 

 

 

 

Städtische Behörden-Coaches helfen Migrantinnen und Migranten bei Behördenangelegenheiten

 

Behördliche Antragsverfahren sind häufig kompliziert und langwierig, für einen Antrag sind bisweilen zig Anlagen auszufüllen, selbst Muttersprachler verstehen amtliche Bescheide nicht oder wissen nicht, welche Behörde ihr Anliegen bearbeiten kann. Wie soll jemand durchblicken, der kein deutscher Muttersprachler ist, nach Deutschland geflüchtet ist, vielleicht gar kein Deutsch spricht oder sogar Analphabet ist? „Im Jahr 2020 hat der Fachbereich Integration, Inklusion und Senioren, um den Migrantinnen und Migranten zu helfen, zunächst nur für das Reuterhaus den Behörden-Coach ins Leben gerufen“, berichtet Christine Blum-Köhler, Integrationsbeauftragte der Stadt Würzburg. Denn: „Wer Hilfe braucht, kommt zu uns, egal, ob er noch im Reuterhaus lebt oder nicht“, bestätigt Sandra Bürger, Mitarbeiterin im städtischen Fachbereich Integration, Inklusion und Senioren. Sie ist als Integrationslotsin für die Koordination des Ehrenamts in den dezentralen Unterkünften verantwortlich und entwickelt das Projekt der Behörden-Coaches weiter. Die komplexe Behördenstruktur und vor allem die Behördensprache zählen für Migrantinnen und Migranten zu den größten Herausforderungen des Alltags. Nicht selten häufen sich bei ihnen Schreiben von Behörden, von Handyvertragspartnern und Stromversorgern. Viele der ehemaligen Bewohnerinnen und Bewohner des Reuterhauses suchen daher nach wie vor den Kontakt und holen sich Hilfe und Rat bei den Mitarbeitenden. Natali Soldo-Bilac, Koordinatorin der dezentralen Unterkünfte, ist bereits seit 2016 im Reuterhaus tätig. Sie hat über die Jahre hinweg viele Migrantinnen und Migranten in ihrem Alltag begleitet und pflegt nach wie vor gute Kontakte: „Bloß weil Migrantinnen und Migranten aus dem Reuterhaus ausgezogen sind, ist die Welt nicht in Ordnung“, weiß Soldo-Bilac.

Die ehrenamtlichen Behörden-Coaches unterstützen daher Menschen bei Behördenangelegenheiten aller Art und bei Schwierigkeiten mit behördlicher Post und formalen Schreiben. Sie helfen, Anträge und Formulare auszufüllen, Termine zu vereinbaren und dergleichen mehr, unkompliziert, kostenlos und ohne Terminvereinbarung. Zudem vermitteln sie Verständnis für die Funktionen und Aufgaben der jeweiligen Behörden (z.B. Jobcenter, Sozialämter, Familienkassen, Versicherungen) sowie deren Arbeitsweisen. Sie verweisen auf weitere Unterstützungsangebote, auf andere Beratungsstellen, dürfen aber keine Rechtsberatung durchführen und übernehmen auch keine Haftung. Es handelt sich um ein niederschwelliges Angebot, welches sich als ergänzende Unterstützung zu den bestehenden behördlichen und weiteren institutionellen Beratungen versteht.

Anfangs waren zwei bis drei Studenten für etwa jeweils vier Stunden die Woche engagiert, mittlerweile sind acht Behörden-Coaches an sechs Standorten in unterschiedlichen Stadtteilen tätig. „Klassische Migrationsberatungsstellen wurden in den letzten Jahren reduziert und da immer mehr Migrantinnen und Migranten kommen, wird die Lücke der Menschen größer, die Behördenschreiben, Anträge, Formulare, Verträge in deutscher Sprache nicht verstehen“, berichtet Sandra Bürger. „Im Grunde bieten die Behörden-Coaches Hilfe zur Selbsthilfe.“ Aber es wird wohl eine Vision bleiben, dass sich Behörden-Coaches irgendwann selbst abschaffen.

Das Projekt wird stetig weiterentwickelt und im Stadtgebiet ausgeweitet. Mittlerweile sind die Behörden-Coaches in den Stadtteilen Heuchelhof, Lindleinsmühle und in der Zellerau im Einsatz. Das Unterstützungsangebot findet in den Quartierbüros der jeweiligen Stadtteile einmal wöchentlich für drei bis vier Stunden statt. Das Angebot ist bewusst als offene Sprechstunde konzipiert. Terminvereinbarungen entfallen, wodurch ein erleichterter Zugang sowie kurzfristige Hilfsleistungen erfolgen können. Darüber hinaus sind Behörden-Coaches in der Gemeinschaftsunterkunft für Asylbewerber in der Veitshöchheimer Straße sowie in der dezentralen Unterkunft „Reuterhaus“ eingesetzt. In der GU ist das Angebot des Behörden-Coaches an die Sprechstunde der Flüchtlingsberatung des Caritasverbandes für die Diözese Würzburg e.V. angeschlossen und wird ausschließlich von den Bewohnerinnen und Bewohnern der Einrichtung aufgesucht. Das Angebot findet hier einmal wöchentlich statt. In der dezentralen Flüchtlingsunterkunft „Reuterhaus“, welches zugleich als zentrale Beratungs- und Informationsstelle von Migrantinnen und Migranten aus dem Stadtgebiet und dem Landkreis Würzburg aufgesucht wird, findet die Sprechstunde der Behördencoachs zweimal wöchentlich statt.

 

Die Orte und Sprechzeiten:

Dezentrale Flüchtlingsunterkunft Reuterhaus, Mergentheimer Str. 184, 97084 Würzburg: dienstags und donnerstags 14-18 Uhr

Heuchelhof Treffpunkt „Altes Schwimmbad“, Den Haager Str. 18, 97084 Würzburg: dienstags 10-14 Uhr und donnerstags 10-14 Uhr

Lindleinsmühle Quartiersmanagement, Frankenstraße 11, 97078 Würzburg: montags 13-17 Uhr

Zellerau Quartiersmanagement, Frankfurter Straße 62a, 97082 Würzburg: donnerstags 13-16 Uhr

Gemeinschaftsunterkunft Veitshöchheimerstraße 100, 97080 Würzburg: donnerstags 9-12 Uhr

Das ehrenamtsbasierte Projekt „Behörden-Coach“ wird koordiniert durch die Integrationslotsen der Stadt Würzburg. Im Allgemeinen sind die hauptamtlichen Integrationslotsen Ansprechpartnerinnen und -partner für ehrenamtliches Engagement im Bereich Integration, Migration und Asyl. Sie sind Anlauf- und Koordinierungsstelle für alle Bürgerinnen und Bürger, die sich für ein interkulturelles Ehrenamt interessieren oder sich in der Integrationsarbeit engagieren und aktiv werden möchten. Wer Interesse hat, als Behörden-Coach tätig zu werden oder sich ehrenamtlich in der Integration zu engagieren, kann sich bei Sandra Bürger, Integrationslotsin der Stadt Würzburg, melden: Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Umre Organizasyonu ile kutsal topraklara giden kafile geri döndü.

İki haftalık tatili değerlendirmek için kutsal topraklara giden umrecileri, Düsseldorf Havalimanı’ndan Düsseldorf DİTİB Bölge Birliği yönetiminden Erhan Akyol ile birlikte umreye gidenlerin yakınları karşıladı. Karşılamada umrecilere birer gül takdim edildi.#

Duygulu anlar yaşandı

Umre ibadetlerini sorunsuz bir şekilde tamamlayarak Almanya’ya dönmenin mutluluğunu yaşarken, kendilerini güllerle karşılayan umreciler, DİTİB’e teşekkür etti. Aileleriyle kucaklaşan umreciler, zaman zaman duygusal anlar yaşadı.

Güzel bir umre yaptıklarını belirten DİTİB - Düsseldorf Umre Kafilesi grup görevlisi Güneş Yarız, “Özellikle tatil olması sebebiyle umrecilerimizin çoğunluğu gençlerdendi. Gençlerimiz güzel bir umre yapmanın sevinciyle Almanya’ya döndüler. Ülkemizde meydana gelen depremde vefat eden ve yaralanan kardeşlerimiz için dua ettik. Rabbimiz tüm insanlığı her türlü kazalardan, belalardan, musibetlerden, afetlerden muhafaza eylesin” dedi.

Güllerle umrecileri karşılayan Düsseldorf DİTİB Bölge Birliği yönetiminden Erhan Akyol da hoş geldininiz diyerek, “Rabbim umremizi mebrur, sayımızı meşkûr ve ibadetlerimizi makbul, dualarımızı kabul eylesin” duasında bulundu.  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

- Ülkedeki son üç nükleer santralde tüm reaktörler cumartesi gecesi devre dışı bırakıldı
- Ülkede nükleerden kaynaklanan açığın yenilenebilir enerjiyle kapatılması bekleniyor
 

BERLİN (AA) – Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’da 60 yılın ardından nükleer enerji dönemi sona erdi.

Bavyera'daki Isar 2, Baden-Württemberg'deki Neckarwestheim 2 ve ülkenin kuzey batısında yer alan Emsland nükleer santralinin işletmecilerinin yaptıkları açıklamaya göre, bu üç nükleer santralde cumartesi gecesi saat 12:00’den önce tüm reaktörler devre dışı bırakıldı. Böylece, Almanya'da elektrik üretiminde nükleerden çıkış süreci tamamlandı.

 

Söz konusu nükleer santraller artık elektrik şebekeye bağlı olmazken, bu santraller geçen yıl ülkenin enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 6'sını karşılamıştı.

Alman haber ajansı DPA'ya açıklamada bulunan Almanya Çevre Bakanlığı Nükleer Güvenlik Departmanı Başkanı Gerrit Niehaus, "Yasalara uygun olarak çalışıyoruz ve 16 Nisan'dan itibaren nükleer elektrik işletmeciliğinin cezai bir suç olacağı açık." ifadesini kullandı.

 

Nükleer karşıtları, ülkede üç reaktörün kapatılmasını bir zafer olarak görürken, iş dünyası, Avrupa'nın enerji kaynaklarının istikrarlı olmadığı ve dünyanın fosil yakıtlardan kurtulmaya çalıştığı bir dönemde reaktörlerin kapatılmasını "çılgınlık" olarak nitelendirmişti. Ülkede nükleer enerjinin sona ermesiyle birlikte bu konuda tehlikenin sona erdiğine dikkat çekilirken Fransa ve İsviçre gibi ülkelerdeki nükleer tesislerin ülkeye yakın coğrafyada yer alması da sızıntı endişelerinin sürmesine neden oluyor.

Elektrik şebekesiyle bağlantısı kesildikten sonra reaktörün yaklaşık on beş dakika içinde kapatılması gerekiyor. Bundan sonra reaktör "soğutularak, sistemdeki sıcaklığın yaklaşık on iki saat içinde ortam sıcaklığına düşürülmesi gerekiyor. Kapatma işleminden yaklaşık dokuz saat sonra soğutma kulesi üzerinde artık buhar görülmüyor.

 

- Santraller sökülecek

Ülkede nükleer enerjiden çıkıştan sonra bile yüksek riskli teknolojiyle mücadelenin zorlukları devam ediyor. Alman hükümetinin önünde devre dışı bırakılmış 30'a yakın nükleer santrali sökmek gibi zorlu bir görev de bulunuyor.

Bir nükleer santralin sökülme süreci yaklaşık 15 yıl sürüyor. Öte yandan, Alman yetkililer, çok uzun yıllar ölümcül olabilen radyoaktif atıkların depolanması için de henüz kesin bir çözüm bulabilmiş değil.

 

- Fukuşima nükleer faciasının etkisi

Almanya'da onlarca yıl süren nükleer karşıtı protestoların ardından 2011'de yaşanan Fukuşima nükleer faciası ülkede nükleer enerjiye karşı eylemeleri hızlandırdı.

Eski Başbakan Angela Merkel döneminde, nükleer enerji kaynaklı risklerin güvenli şekilde kontrol edilemeyeceği gerekçesiyle nükleer enerjiyi terk etme kararı alındı. Hükümet, nükleer santralleri devre dışı bırakma kararı sonrası Rusya ile enerji anlaşmaları yaptı.

 

Söz konusu facia sonrası nükleer enerjiden çıkış yasası uyarınca, 2021'de 30 yıldır aktif olan üç nükleer santral kapatılmış ve aktif durumdaki son üç nükleer enerji santralinin de 2022 sonuna kadar kapatılacağı duyurulmuştu. Ancak Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş sonrası yaşanan enerji krizi derinleşince hükümet kapatma kararını ertelemişti.

Nükleer santrallerin ömrünün uzatılması koalisyon ortakları arasında tartışmalara yol açmasının ardından Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 17 Ekim 2022'de bakanlara ülkenin kalan üç nükleer santralini nisan ayı ortasına kadar çalışır durumda tutmaları talimatını vermişti.

Son üç nükleer santralin dün gece devre dışı kalmasına rağmen Alman hükümeti enerji arz güvenliğinin garanti altında olduğunu belirtti

Ülkede nükleerden kaynaklanan açığın yenilenebilir enerjiyle kapatılması bekleniyor.

 

 

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Sudan'daki çatışmaların durdurulması ve daha fazla kan dökülmesinin önlenmesi çağrısında bulundu.

Baerbock, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Sudan'daki çatışmaların yol açtığı çok sayıda can kaybı karşısında dehşete düşmüş durumdayım. Her iki taraf da çatışmaları durdurmalı ve daha fazla kan dökülmesini önlemelidir." ifadelerini kullandı.

 

Birleşmiş Milletler (BM) Sudan'daki Entegre Geçiş Yardımı Misyonu (UNITAMS) ve BM Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes'in ateşkes çabalarını desteklediğini vurgulayan Baerbock, "Sudan halkı son yıllarda ülkeleri için demokratik bir gelecek istediklerini açıkça ortaya koymuştur. Bu, silah zoruyla elde edilemez. Sivil bir hükümete geçiş ülkenin geleceği açısından hayati önem taşımaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Baerbock, Sudan'daki gelişmeleri ve sahadaki Alman vatandaşlarının durumunu yakından takip ettikleri kaydetti.

 

Her insanın yaşamı boyunca edindiği bazı alışkanlıkları vardır. Yemeye başlamadan önce ellerini yıkaması, yemektensonra dişlerini fırçalaması, haftanın belirli günlerinde banyo yapması, günün belli saatlerinde kitap okuması gibi yararlı olanları olduğu gibi, bunların yanında; vücuduna, ruhuna, bütçesine, tabiata, bütün canlılara ve cansızlara karşı zararlı alışkanlıkları da vardır.

Zararlı alışkanlıkların başında sigara gelir. Çünkü tütünün yanmasıyla çıkan duman, şahsımıza ve bulunmuş olduğumuz ortamda bulunan bütün insanların akciğerlerine zararlı bir madde bırakır. Böylelikle ciğerler, kan temizleme yapmakta zorluk çeker. Nikotin adı verilen madde beyni etkiler. Aşırı sigara tüttürücülerinin bacaklarını dahi kaybettikleri hepimiz tarafından bilinmektedir.

Diğer bir zararlı alışkanlık kumar ve bahis oyunlarıdır. Bu alışkanlık, diğer bağımlılıklara da kolayca ulaşma ihtimalini kuvvetlendirir. Son yıllarda, canlı bahis alışkanlıkları çoğalmaya başlamış, insanların sevgileri ve hisleri doğrultusunda, kısa bir zaman zarfında çok miktarda para kazanma hırsı içerisinde olurken, diğer taraftan da bu hırs, büyük meblağları kaybetmemize sebebiyet verebilir. Bu durumda olan insanlarımız ailesine ve çevresine karşı sorumluluklarını yerine getirmede zorluk çekebilirler. Ayrıca; kazanma hırsına sahip birey, kendisine ve çevresine zarar vermekten korkmaz.

Diğer bir zararlı alışkanlık; alkol içmektir. Alkollü içecekler önce keyif verir gibi görünür, sonra da sinirleri vesindirim sistemimizi bozar. İçki içenlerin büyük bir çoğunluğu sigara tüttürürler. Sonra da bu alışkanlık bazı insanları; esrar,eroin, kokain vb. maddeleri kullanmaya başlatır. Genç yaşta bunları kullanmaya başlayan insanımız, bu alışkanlıklardan zorkurtulur. Bu kötü alışkanlıklara tutsak olma eğiliminde olan gençlerimize karşı hepimizin sorumluluğu vardır. Çocuklarımızı, tutsak edecek bu alışkanlıklardan kurtarmak, bedenimizin emanet olduğunu bilen herkesin görevi olmalıdır.

Teknolojinin gelişmesi ile; oyun bağımlılığı, internet bağımlılığı, bilgisayar bağımlılığı, bizleri rutin işlerimizi yerine getirmekte sıkılgan hale geldiğimizi, aşırı savunmacı olduğumuzu, zaman kavramını yitirdiğimizi, depresyona girdiğimizi, baş ağrısı, uykusuzluk, boyun ağrıları, sağlıksız beslenme, sırt ağrıları vb. sorunları yüklendiğimizi unutturmaktadır. Teknolojiyi kullanmamız doğrultusunda her ailenin bilinçli olması çok önemlidir.

Bu konuda kişiye, aileye, devlete görevler düşmektedir. En büyük görev ise; Öğretmenlerin, Din görevlilerinin ve lider konumda olan herkesindir.

Bu ve benzeri zararlı alışkanlıklardan uzak kalmak için 5 Mart 1920’de Yeşilay Derneği kurulmuştur. Bütün insanlığın sağlıklı kalması gerektiğini düşünen her ferdin bu derneklere üye olması gerekmektedir.

Ayrıca, bu tarz alışkanlıklardan dolayı yurtdışında yaşayan gençlerin bir kısmının maalesef hapishanelerde olduğu da hepimiz tarafından bilinmektedir. YURTDIŞINDA YAŞAYAN BİR ÖĞRETMEN VE BİR DERNEK BAŞKANI OLARAK, ÜLKE DIŞINDA BULUNAN GENÇLERİMİZİN DE BU KONULARDA DAHA ÇOK BİLGİLENDİRİLMESİ HUSUSUNDA YEŞİLAY DERNEĞİ’NİN DESTEĞİNİ VE İLGİSİNİ TALEP ETMEKTE OLUP, DERNEK OLARAK DA HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİMİZİ BİR KEZ DAHA BELİRTMEK İSTERİM.

Bu uğurda zaman faktörü gözetmeden mücadele eden herkese teşekkür ediyorum. Zararlı alışkanlıklarınbıraktırılması hususunda fedakârca çalışmalar yürüterek, bütün

 

insanlığa yardımcı olmaya çalışmış olan, eski bakanlarımızdan sayın IŞILAY SAYGIN’ı ve Prof. Dr. ORHAN KURAL’ı rahmetle anıyorum. Kötü alışkanlıklar içerisinde bulunan insanımızın, bizim insanımız olduğunu kabullenip, onlara yardımcı olacak sayıların çoğalmasını temenni ediyor, sigaradan ve bütün kötü alışkanlıklardan uzak bol güneşli huzurlu günler diliyorum.

 

Mehmet ŞAŞMAZ

Sigarasız Yaşam Derneği Başkanı

 

14 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi için yurtdışında oy verme heyecanı 27 Nisan’da başlayacak. Yurtdışı seçmen kütüğüne kayıtlı 3 milyondan fazla seçmen gümrük kapılarında, bulundukları ülkelerdeki başkonsolosluklarda veya oy kullanma merkezlerinde 9 Mayıs’a kadar oy verebilecekler.


Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması halinde ise oy verme işlemi 20 Mayıs’ta başlayacak, 24 Mayıs’ta son bulacak. Bu durumda da gümrük kapılarındaki sandıklar 28 Mayıs’a kadar oy işlemi için açık kalacak. Seçim sürecinde gümrüklerde 24 saat boyunca oy kullanılabilecek.

Avrupalı Türkleri temsilen BBP Büyük Birlik Partisi’de Berlin Alperen Ocakları eski başkanlarından ve BBP Genelbaşkan danışmanı Adem Karaca’yı aday gösterdi.

Almanya’nın başkenti Berlin’de yaşayan iş insanı Adem Karaca Ankara 1.Bölge 3.sıra Milletvekili Adayı olarak ilan edildi. Bizde siz kıymetli okurlarımızın daha yakından tanıması için bir söyleşi yaptık.

Adem bey,okulcularımıza kendinizi tanıtımısınız?
“Efendim ben 54 yaşındayım Almanya’nın Berlin Şehrine 13 yaşında aile birleşimiyle geldim . İlk okulumu Yozgat Merkezde tamamladıktan sonra orta ve lise dengi okulumu Berlinde bitirdim. Meslek eğitimi derken birden kendimizi iş hayatımızda bulduk. İş yerlerinde İşçi temsilciliği Çocukların okullarında Veliler temsilciliği görevini fahri olarak yaptım. Evliyim 4 çocuk ,3 tanede torunum var. Büyük oğlum Aile şirketimizde yönetici , ikinci oğlum Endüstri Mühendisi olacak şu an İsviçre bağlantılı bir şirkette yüksek pozisyonda ,kızım Bio Technology üzerine yüksek lisan yapıyor ,küçük kızım diş asistanı olarak mesleğini tamamladı,bunları şunun için söylüyorum. Babalarımız bizleri hemen tezden evlendirdilereki hemen iş hayatına atılsınlar diye. Biz bu hatayı yapmamalıyız diye çocuklarımızın okuması ve başarılı olması için bir çok aile gibi bizlerde destek verdik” diyen Adem Karaca gönül hizmetlerini anlatmasına şöyle devam etti;

“Türk dendimi haksızlığın karşısında problemlerin karşısında duran insanlara yardım eden toplumun değerlerini bilen kişidir, Gençlik yıllarımında kendimi Şehit liderim Muhsin Yazıcıoğlu’nun Sevenlerin ve hayallerini gerçekleştirmek için bir araya gelen Arkadaşların yanında kendimi buldum. Önce kendi Türk Toplumuza ve Yaşadığımız topluma faydalı olmak için sene 2000 ve 2015 yılı olmak üzere 2 dönem Berlin Alperen Ocaklarında Teşkilat Başkanlığı yaptım. Eski Adı Avrupa Türk Birliği Federasyonu yeni adı Avrupa Nizami alem Federasyonumuzda görevler aldım , Şehit Liderim Muhsin Başkanım la 2 dönem partimizde MKYK görev aldım zaten bu onur bana yeter , Şu an Partimdeki görevim BBP Genelbaşkanımız Mustafa Destici’nin damışmanı olarak görev yapıyorum. Gönül coğrafyayamızı gezerek oralarda Şehit liderimin bıraktığı ve beraber olduğu güzel insanları ziyaret ederek Şehit liderimizin yol izinden yürümeye davet ediyorum.


14 Mayıs 2023 Seçimlerimiz Vatanımıza ve Milletimize hayırlı olsun. Burada Şehit liderimizin bir sözünü eklemek istiyorum,'Seçimler kavga aracı olmasın. Sel gider kumu kalır. Bu seçim de gidecek sizler akraba olarak, komşu olarak kalacaksınız...'' Bizler Avrupa’da buna dikkat etmemiz lazım, burada biz bir birimize daha muhtacız çünkü dertlerimiz bir problemimiz aynı biz birlikte olursak daha güçlü oluruz .
14 Mayıs 2023’de Türkiye bir seçime giriyor , seçimler demokrasinin gereği her Türk Vatandaşımızın özgür iradesiyle bir Partiden aday olabilir veya kendi partisini destekleye bilir bu bizim zenginliğimizdir. Her Türk milletinin gayesi Türkiye’yi güzel bir yerlere taşımaktır. Arzum bu seçimlerin güzel bir şekilde geçmesidir, Bende yıllarımın gönül verdiğim Hilal ve Gülün sevdalsı olarak bu yarışta Büyük Birlik partisi Ankara 1. Bölge 3.sıradan Partimi ve Cumhurittifakının başarılı olması için çalışacağım” dedi. Yozgat merkezden tanıdığım Adem Karaca’ya başarılar diler, yolun açık olsun.

Haber ve Resimler: Doğan Tufan

 

 

 

BAKÜ (AA) - Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan, telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
 

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, bakanlar Bayramov ve Abdullahiyan, görüşmede ikili ilişkilerdeki mevcut durumu ele aldı.

Müzakerelerin sürdürülmesi gerektiği yönünde hemfikir olan bakanlar, gerektiği takdirde ikili ziyaretlerin gerçekleştirilebileceği hususunda mutabık kaldı.

 

Bakanlar, bölgesel meseleler hakkında da görüş alışverişinde bulundu.

İran ile Azerbaycan arasında bir süredir gerilim yaşanıyor.

İran basınında Azerbaycan karşıtı yayınlar yapılırken İranlı yetkililer de İsrail'le işbirliğini geliştirdiği için Azerbaycan'ı suçlayan açıklamalarda bulunuyor.