Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Hep “aah o eski Ramazanlar” diye konuşuyoruz. Ramazanın ikinci günü mübarek Cuma günüydü. Gurbet denen vatandayız. Cuma namazını benimle birlikte DITIB Göppingen merkez camii tıklım, tıklım dolu. Hocamız genç deli kanlı dediğimiz yaşda, Bu günkü hutbesinde okuduğu Ramazan ayının hikmetini, bereketini cemaatine tatlı dille dile getirdi. Huşu içerisine sindire,sindire dinledim. Gözlerim yaşardı. İçimden Halil Şanlı hocanın duasına hep amin, amin ecmain dedim.
 
 
Eski Ramazanlar yeni Ramazanlar hep aynı değilmi neden eskiye özlem duyuluyor. Bazen yaz aylarına,bazen kış,bazen bahar aylarına denk gelen, her yıl  bir önceki yıldan 10 gün evvel başlayan Ramazan hep aynı Ramazan.
Bu yıl Ramazan ayı baharla birlikte geldi.Hoş geldi sefalar getirdi mübarek ay Ramazan. İşte üzüldüğümüz gecen yıl birlikte iftar ettiklerimiz, omuz,omuza namaz kıldığımız baba,anne,eş,dost, akraba kaybettiklerimiz geri gelmiyorlar..
Yeni sene yine Ramazan ayı gelecek.
Ama bu yazıyı yazan veya okuyan yeni sene Mübarek Ramazan’ı şerif ayına kavuşabilecekmiyiz, Muhsin Yazıcıoğlu başkanın bir konuşmasında, “kavuşmaya bir saniye sonra yaşayıp yaşayamayacağımıza garantimiz yok.”
 
 
Çocuklara Ramazanı sevdirelim
 
Yarınımızdan emin olmamız için, Çocuklarımıza, mübarek ay ve günleri sevdirelim, sahip çıkmaları için öğretelim, milli İslami değerlerimizle yetişmeleri için gayret edelim.
 
Ramazan ayının dinimizde büyük bir önemi ve diğer aylar arasında seçkin bir yeri vardır. Çünkü kutsal kitabımız Kur'an bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Kur'an'da bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen "kadir gecesi" yine bu ay içinde kutlanır. Ayrıca İslam'ın temel ibadetlerinden olan oruç da bu ayda tutulur. Bu nedenle Ramazan ayı, biz Müslümanlar için en kutsal aydır ve ona "on bir ayın sultanı" denilmiştir.
 
 
Camii derneklerimizde oyunlar oynamalarına, imkân verelim, bu çiçeklerimizi milli kültürümüzle sulayarak yetişmelerine gayret edelim. Göppingen Merkez Camii ve idaresini yürekten kutluyorum. Bu Ramazanda öğrencilerimize hayat boyu unutulmayacak hizmetlere imzalar atıyorlar. Nasrettin hoca rolünde olan arkadaşımız Kur’an -ı Kerim kursuna gelen, devam eden gençlere Ramazan hediyesi, Davul’la Ramazan manileri ile kültür ve örf ve adetlerin yaşatılmasına vesile oldular. Kendilerini bu güzel hizmetlerinden dolayı kutluyorum.
 Hayırlı bereketli Ramazanlar 
 
 
 

In wenigen Tagen beginnen in Bayern die Osterferien. Der Albrecht Dürer Airport Nürnberg bereitet sich auf die erste große Reisewelle des Jahres vor. Viele Familien nutzen die zwei schulfreien Wochen zum Ostereiersuchen im Warmen. Vom 31. März bis einschließlich 16. April rechnet der Airport mit 177.000 Passagieren. Zum Vergleich: Ostern 2022 wurden rund 156.000 Gäste gezählt. Das größte Passagieraufkommen wird voraussichtlich am Freitag, den 7. April mit rund 11.400 Passagieren erwartet.

 

"Die Osterferien sind das Warmlaufen vor der Sommerreisewelle. Wir haben uns gut vorbereitet und über die Wintermonate über 60 neue Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter eingestellt, um den Passagieren ein angenehmes Reiseerlebnis zu ermöglichen", so Dr. Michael Hupe, Geschäftsführer des Albrecht Dürer Airport Nürnberg.

Die meisten Fluggäste werden in den Osterferien touristische Direktziele wie Antalya, Mallorca, Hurghada, Barcelona und Teneriffa ansteuern. Viele Reisende nutzen die Ferienzeit auch, um ihre im Ausland lebenden Familien, Verwandten und Freunde zu besuchen. Die beliebtesten Ziele in diesem Zusammenhang sind Thessaloniki in Griechenland und Palermo in Italien. Auch Barcelona und Girona sowie das kroatische Zadar laden zum Ostereiersammeln am Strand ein.

Bei der Buchung selbst zeichnet sich für Urlaubsreisen ein Trend zu Pauschalreisen ab. Preisbewusste Reisende buchen häufig ein All-Inclusive-Paket, was zusätzliche Budgetsicherheit bietet.

 

So bereiten Passagiere sich optimal vor

Die Fluggäste werden gebeten, sich rechtzeitig auf ihre Reise vorzubereiten. Dazu gehört unter anderem genügend Zeit für das Einchecken und für die Sicherheitskontrolle einzuplanen. Reiseveranstalter empfehlen hierfür zwei Stunden vor Abflug. Damit es schnell geht, sollten alle notwendigen Unterlagen griffbereit sein.

 

Außerdem ist es ratsam, Reiseunterlagen, Wertsachen und Medikamente immer im Handgepäck mitzunehmen. Auf der Internetseite des Flughafens (www.airport-nuernberg.de) werden der aktuelle Flugstatus sowie aktuelle Anreise- und Check-in-Empfehlungen veröffentlicht.

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), her yıl olduğu gibi bu yıl da kurum çalışanları ile iftar yemeğinde bir araya geldi.

 

Köln DİTİB Merkez Camii Konferans Salonu’nda verilen iftar yemeğine, yönetim kurulu üyeleri ile genel merkez ve Sosyal Dayanışma Merkezi (ZSU) personeli katıldı.

DİTİB ve ZSU çalışanları ile ailelerinin Ramazan ayını tebrik ederek sözlerine başlayan DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, “Rabbim inşallah bizleri böyle güzel sofralarda bir araya getirsin, hayırla ve iyiliklerle buluştursun. Sosyal dayanışmanın ve paylaşmanın arttığı, birlik ve beraberlik ruhunun canlandığı müstesna bir zaman dilimi olan Ramazan ayına erişmenin hazzını yaşıyoruz. Rabbim inşallah gayesine uygun bir şekilde Ramazan ayını idrak etmemizi hepimize nasip eylesin” dedi.

 

Depremin hemen ardından kampanyalar başlattık

Türkiye’de yaşanan  acı deprem felaketinin DİTİB’in hizmetlerinin yönünü ve çehresini değiştirdiğine dikkat çeken Kuzey, “Ramazan-ı Şerif ayına giriyoruz derken yüreklerimizi dağlayan bir hadiseyle karşı karşıya kaldık. Türkiye'mizde yaşanan elim bir deprem hadisesi yaşadık. Depremin ardından yaralarını sarmak için teşkilat olarak Almanya genelinde nakdi yardım kampanyası başlattık. Nakdi yardımın yanında evleri yıkılan veya ağır hasarlı olması nedeniyle evlerine giremeyen ailelerin ve soğuk kış şartlarında özellikle çocukların konaklayabilmesi için konteyner konuttan oluşan yerleşim merkezi kurmak için konteyner kampanyamız oldu. Diyanet Vakfımızın koordinatörlüğünde yaklaşık bin konteyner konutumuzu şu anda yerleştirdik. Ramazan ayı bitinceye kadar en azından 2 bin 500 konteynerimizi daha bölgeye yerleştirmeyi hedefliyoruz. “İftarımı ve Sahurumu Kardeşimle Paylaşıyorum” temasıyla bölgedeki depremzede kardeşlerimize iftar ve sahurluklar hazırlamaya gayret gösterdik. Bunun çabası içerisine girdik. Bölgeye giden gönüllü ekibimiz oradaki organizasyonları tamamladılar. Günlük 15 noktada yaklaşık 15 bin kardeşimiz ile iftar sofrasında lokmamızı paylaşıyoruz. Bu inşallah Ramazan ayı bitinceye kadar devam edecek. Yine gönüllülerimizle ihtiyaç sahiplerine Ramazan kumanyaları dağıtıyoruz. Dünyanın dört bir tarafına dağıttığımız kumanyaları bu sene deprem bölgesi için belirledik ve oradaki kardeşlerimizin ihtiyaçlarını karşılamaya gayret gösteriyoruz. Ramazan-ı şerif ayında deprem bizim hizmetlerimizi ve çalışma alanımızı şekillendirdi ve değiştirdi. 15 bin aileye iftar ve sahur ikramı yaparken DİTİB adına hakikaten gurur duyduğumu ve bu hizmetin içerisinde olmaktan, bu hizmetin bir tarafından tutmaktan dolayı mutlu olduğumu sizlerle paylaşmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

 

Referans alınan ve gösterilen bir kurum olma gayreti içerisindeyiz

DİTİB ailesi olarak bu zamana kadar çok güzel hizmetlere imza atıldığına vurgu yapan Kuzey, “Bu hizmetleri sizlerle beraber yürütüyoruz. Biz DİTİB ailesi olarak Almanya'da referans bir kurul olma gayreti içerisindeyiz. İslam dininden söz açıldığı zaman, İslam dini adına konuşulduğu zaman orada söz sahibi olan referans alınan ve gösterilen bir kurum olma gayreti içerisindeyiz. Zaten öyle olduğumuzu düşünüyoruz. Ve bunu da muhafaza etmek için gayret göstermeye çalışıyoruz. Bunun için bu referans olma noktasında DİTİB Genel Merkezine ciddi anlamda düşen görev ve sorumlulukları hep beraber paylaşıyoruz. Görev ve sorumluluğumuz bu anlamda büyük ama neticesi anlamında da bir o kadar onur verici, bir o kadar bizleri mutlu ve memnun eden bir hizmetin içerisindeyiz” diye konuştu.

 

Vakıf hizmetinde bulunmak onur vericidir

Kuzey, sözlerine şöyle devam etti: “Vakıf geleneği, bizim kültürümüzde, bizim dinimizde çok anlamlı ve çok derin kökleri olan meclislerdir. Peygamber Efendimiz ile birlikte başlayan ve günümüze kadar gelen bir hizmetin devamıyız. Vakıf hizmetinde bulunmak onur vericidir. Bu müesseleri kuran büyüklerimiz, alın terleriyle, göz yaşlarıyla bu mabedleri kurdular ve bizlere emanet ettiler. Rabbim kendilerinden razı olsun. Vefat edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olan, hizmete devam eden sizlere ve binlerce gönüllülerimize de huzurlu, sağlıklı ve bereketli ömürler nasip etsin.”

Konuşmaların ardından okunan ezan ile birlikte oruçlar açıldı.

 

 

 

Bayerns Innenminister Joachim Herrmann nach der Zustimmung des Landtags zum Haushalt des Innenministeriums: Massive Unterstützung der Kommunen - Rekord-Personalstand bei der Polizei - Starke Investitionen in Feuerwehr, Rettungsdienst, Katastrophenschutz und Sport

 

Beschleunigte Verfahren bei den Regierungen und Landratsämtern, ein neuer Rekord-Personalstand bei der Bayerischen Polizei, starke Investitionen in Feuerwehr, Rettungsdienst und Katastrophenschutz, massive Unterstützung der Kommunen im Bereich Asyl und Integration sowie erneut eine kräftige Förderung des Sports – das sind nach den Worten von Bayerns Innenminister Joachim Herrmann die Schwerpunkte des Haushalts 2023 des Bayerischen Innenministeriums. Der Bayerische Landtag hat dem Haushalt heute zugestimmt. „Insgesamt umfasst unser Haushalt rund 7,3 Milliarden Euro. Das bedeutet einen Anstieg um rund 460 Millionen und damit sechs Prozent mehr als im Vorjahr“ so der Innenminister.

 

Dabei entfallen rund 4,6 Milliarden Euro, das heißt 63 Prozent, auf das Personal von Polizei und Verwaltung – und damit auf eine schnelle, effektive und bürgerfreundliche Aufgabenerfüllung, wie Herrmann betont. „Im Bereich der Allgemeinen Inneren Verwaltung setzen wir Schwerpunkte bei aktuell gesellschaftlich hochrelevanten Themen. Mit 134 neuen Stellen für die Regierungen und 100 Anwärterstellen für die Landratsämter sorgen wir für gut ausgebildeten Nachwuchs in den Verwaltungen vor Ort und beschleunigen auf diese Weise auch den Ausbau erneuerbarer Energien.“

Bayern investiert auch weiter kräftig in die Sicherheit: „Mit 500 zusätzlichen Stellen für die Polizei haben wir unser Ziel erreicht, diese bis 2023 auf 45.000 zu heben.“ Auch der Sach- und Bauhaushalt der Bayerischen Polizei erreiche mit rund 609 Millionen Euro ein neues Rekordniveau: „Gut angelegtes Geld für eine moderne Ausrüstung unserer Polizistinnen und Polizisten sowie bestens ausgestattete Gebäude für Einsatz, Ausbildung und Prävention.“

 

Kräftige Zuschüsse gibt es laut Herrmann auch für Feuerwehren, Rettungsdienst und Katastrophenschutz. Insgesamt 150,9 Millionen Euro stehen hierfür bereit. Mehr als 96 Millionen Euro der Einnahmen aus der Feuerschutzsteuer investiere der Freistaat in die Förderung von Fahrzeugen, Ausrüstung und Gerätehäusern der Feuerwehren. „Das hilft den weit überwiegend ehrenamtlich engagierten Feuerwehrfrauen und -männern vor Ort und ist ein Zeichen des Respekts und Dankbarkeit.“

Für die Asyl- und Integrationspolitik sind 1,6 Milliarden Euro vorgesehen: Davon finanziert wird unter anderem die Unterbringung und Versorgung von Asylbewerbern. „Bayern lässt seine Kommunen auch in Zukunft nicht im Stich und erstattet diesen im Gegensatz zu anderen Ländern weiterhin die Unterbringungskosten“, so der bayerische Innenminister. Gleichwohl müsse der Bund endlich auf die steigenden Asylzahlen reagieren. Kommunen, Freistaat und Ehrenamtliche kämen zusehends an den Rand ihrer Leistungsfähigkeit.

 

Für die Belange des Sports stellt das Innenministerium im Jahr 2023 insgesamt rund 143,6 Millionen Euro zur Verfügung. Der Großteil werde direkt an die Vereine weitergeleitet, beispielsweise durch die Verdoppelung der Vereinspauschale oder das Förderprogramm für den vereinseigenen Sportstättenbau. „Mit dem Härtefallfonds für soziales Leben und Infrastruktur greifen wir dem Sport mit 30 Millionen Euro nochmals kräftig unter die Arme, um ihn bei der Bewältigung der gestiegenen Energiepreise zu unterstützen.“

Viele Geschäftsreisende nutzen die bereits seit 44 Jahren bestehende Verbindung von Nürnberg nach Zürich für ihre Termine in der Schweiz beziehungsweise in Franken. Außerdem gilt Zürich als beliebtes Drehkreuz nach Nordamerika, aber auch Sao Paulo, Johannesburg, Singapur, Dubai und Hongkong sind gut angebunden. Nach pandemiebedingter Unterbrechung gibt es seit 26. März wieder tägliche Flüge zwischen Nürnberg und dem Drehkreuz Zürich.

SWISS ist Teil der Lufthansa Group und befördert in diesem Jahr voraussichtlich mehr als 80.000 auf der Strecke zwischen Nürnberg und Zürich. SWISS steht als Fluggesellschaft der Schweiz für deren traditionelle Werte mit höchster Produkt- und Servicequalität. Als Mitglied der Star Alliance bietet SWISS ihren Fluggästen ein weltweites Netzwerk an Flugverbindungen.

Uzun yılllardan beri sosyo-kültürel araştırmalara önem veren ve bu alandaki gelişmelere yeni fikirler ile katkı sağlayan İnoğlu Holding CEO’su Hakan İnoğlu Aytürk yetkilileri ile görüşerek Almanya, göçmenler ve Türkler konusunda ilginç açıklamalarda bulundu. 

 

Türkiye ve Almanya siyaseti ile ilgili değerlendirmeleri ile  son dönemdeki bir çok tartışmanın da gereksiz olduğunu berlirten İş Dünyası’nın önemli ismi İnoğlu, “Türkiye’de bizim Almanya’da. Bizler iki vatanı kalbinde taşırken iki sandalyenin ortasında oturan önemli bir topluluğuz. Hem Almanya, hem de Türkiye bizi yeniden tartmalı ve Almanya Türkleri ile ilgili projelerde öncelikle bizim fikirlerimizi almalı” şeklinde konuştu.

 

Hakan İnoğlu açıklamalarında Almanya’da yıllardır konuşulan, fakat elle tutulur bir sonuca gidilemeyen “Entegrasyon” konusunu da masaya yatırarak ilginç fikirleri kamuoyu ile paylaştı. Biz sorduk, Hakan İnoğlu cevapladı.

 

 

Aytürk:

Sayın İnoğlu ilginç bir aile topluluğusunuz, kardeşleriniz ile yıllardır berabersiniz. Nasıl gidiyor bu uyum?

Hakan İnoğlu:

Sadece kardeşlerim ile değil, babam ve annem ile de beraberiz. Bizdeki Anadolu kültürü asırlardır çeşitli jenerasyonların birarada yaşamasını sağlar.

Keşke hayatta olsaydı dedemizi de yanımızda misafir ederdik.

 

Aytürk:

Aile arasında işbölümü yapmışsınız anlaşılan, anlatırmısınız biraz?

Hakan İnoğlu:

Holding ve şirket topluluğumuz ile ilgili konular teknik olduğu için onlar sadece  tüm tarafların izni ile açıklanır, ama aramızde çok keskin ve güçlü bir aile-sevgi bağları vardır. Babamız manevi anlamda bize yol gösterendir. Annem ise babamın bize aktardıklarını kültürel örnekler ile hayata geçirendir. Kardeşlerim ile istişare ederek aynı hedefe odaklanmanın ortak akıl ve üretken fikirleri ortaya çıkardığını farkediyoruz. Özellikle iş toplantılarındaki tartışmaların bir holding yapılanması için ne kadar önemli olduğunun çok iyi farkındayız.

 

Aytürk:

Ailenin tüm performansı pozitif anlamda hayata geçiyor ve sizin daha iyi olmanızı da teşvik ediyor?

Hakan İnoğlu:

Elbette, doğru bir tesbitiniz var. Karamanlıyız, çünkü bizim iller ruhlara hitap eden, motivasyonu öne alan paylaşarak başarıya koşmayı öğütleyen bir filozofinin vatanıdır. Mevlana Hazretleri ile Selçuklu’ya başkentlik yapan bir coğrafyanın insanıyız.

 

Aytürk:

Tarihi çok güzel özetleyerek kendinize referans gösterdiniz?

Hakan İnoğlu:

Tarih bir milletin kökü, kültürü ve herşeyidir. Tarihim yok diyen biri zaten millet olduğunu iddia edemez. Çünkü bir millletin kökü varsa kültürü, dili, sanatı,  eserleri ve fikirleri vardır. Arkasını Toroslara yaslayan Karaman, yönünü batıya dönerek ciddi bir dinamizm ortaya koymuştur. Bizim Karamanlıların ilginç özellikleri var, dünyanın neresine giderlerse gitsinler, pergelin bir ayağı hep Karaman’dadır. Yöresini unutmaz, ülkesinin aşığıdır. Çok sevecen, çabuk dost olan ve hiç yalnız kalmayan insanlardır. (gülüyor) Birilerinin para verip giremediği yere, biz bir selam verir gireriz. Bu kadar cana yakın insanlardır.

 

Aytürk:

Almanya’yı konuşalımmı?

Hakan İnoğlu: 

Tabiki, biz buralı, hatta bu ülkenin yeni yerlileriyiz. “Neuländer – Yeni Yerliler” sözcüğünü yıllar önce ilk kullananlardanım. Şimdi siyaset sıkça bu sözcük etrafında projeler geliştirmeye çalışıyor.

 

Aytürk:

Anlaşılan siyaset ve siyasetçilere çok yakınsınız. Düşünürmüsünüz Almanya’da siyaset yapmayı?

Hakan İnoğlu:

Uçlarda siyaset yapmak benim işim değildir. Özellikle esnaf, sanatkar ve sanayiciler ile daha çok birlikte olurum ve mesleki örgütlenmelerin tam ortasındayım. Ana ekol partilerden her seçim döneminde teklif alırım ama, bir işadamı öncelikle kendi işinde başarılı olmalıdır diye düşünüyorum. Dünyanın her yerinde siyasetçiler kendi hayallerine inanacak insanları arayıp bulur ve desteklerini almaya çalışırlar.

 

Aytürk:

Sizin düşünceniz bu anlamda çok ilginç?

Hakan İnoğlu:

Benim siyasetçiler ile ilişkim çok iyidir, ama mümkün olduğunca onlara kendi tezlerimi anlatmaya çalışır ve kendi siyasetimi yaparım. Bu anlamda büyük partilerde hep arkadaşım var ve benimle beraber olmak için sürekli benden randevu isteyip bana gelmek isterler. Siyasetin içinde olmaktan, siyasete yakın olmak daha iyidir.

 

Aytürk:

Size göre Almanya’nın toplumsal geleceği nasıldır?

Hakan İnoğlu:

Almanya denen ülkeye geri çekilip dikkatlice bakmak gerek. Bu ülke öncelikle mühendisliğin anavatanı ve birçok teknolojinin doğuş yeridir. Bu şekilde devam edebilirmi dersen tabiki bir müddet daha evet, ama bu sistemin mutlaka değişmesi gerek derim.

 

Aytürk:

Size göre sistemin hatası nerede?

Hakan İnoğlu:

Bakın bu ülkenin 20 milyonu aşan insanı göçmen kökenli. Pekiyi bürokraside, sanayide veya yönetimde göçmen kökenden gelenler yüzde kaç, ancak 2 veya 3 civarında. Bu ülke göçmenlerin dinamizmini tanımıyor hala. ABD bunu kavrayıp göçmenlere yönelik projeleri hayata geçirebildiği için Amerika oldu.

 

Aytürk:

Size göre Almanya bunu neden yapmıyor veya yapamıyor?

Hakan İnoğlu:

Almanya’nın göçmenler ile ilişkisi savaş sonrasında göçmen işçi olarak bu ülkeye gelenler ile başlamıştır. Daha önce Almanların Alman olmayanlar ile ilişkisi gerçekten yoktur. Zaten komşuları ile ilişkileri sürekli bir savaş veya sert ticari ilişkiler bağlamında devam etmiştir. Böyle bir ülke hep savunma refleksleri üzerinden komşularına karşı bir bakış açısı geliştirmiştir.

 

Aytürk:

Anlaşıldı, pekiyi Hakan İnoğlu bu ülkenin entegrasyon bakanı olsa nasıl bir proje ortaya koyar?

Hakan İnoğlu:

Öncelikle göçmen kökenli hiçbir genci mesleksiz ve işsiz bırakmam. Göçmenler çalışmaya mecburdur, onların geri gidecek yurdu yoktur. İki vatanlı oldukları bir gerçek olsa da, onlar Almanya’nın gerçeği ve bu ülkenin yeni yerlileri moda deyim ile “Neuländer” diye adlandırılan kesimdir. Hindistan’dan yeşil kartlı göçmen getiren hükümet Almanya’da mesleği yarıda bırakanları göremiyorsa hem daha çok masraf ediyor, hem de entegre olmayan bir büyük göçmen grubun sorunları ile uğraşmaya devam ediyor demektir.

 

Aytürk:

Size göre Almanya nereye gidiyor?

Hakan İnoğlu:

Öncelikle Almanya kaliteyi kaybetmemeli, Made in Germany sürekli olarak en üstte olmalı. Kalite meslek, buluş, icat ve yenilik ile ortaya çıkar. Almanya bu değerlerden taviz vermemeli. Aksi halde Almanya topal kalır ve Almanların ülke dışına göçü başlar.

 

Aytürk: 

Türkiye siyaseti ilginizi çekiyor mu?

Hakan İnoğlu:

Türkiye vatanım, babamın, dedemin ve ailemin geldiği yer. Ülkemin hayranı, şehrimin aşığıyım. Siyasete gelince direk değil indirek ilgi duyarım. Sadece ülke bekası açısından bakar, geleceğinin emin ellerde olmasını isterim. Vatanın selameti der, noktayı koyarız.

 

Aytürk:

Siyasetteki tercihiniz hangi yönde olur?

Hakan İnoğlu:

Bana sizin istediğinizi veya merak ettiğinizi (gülüyor) söyletemezsiniz. Ben Türkiye’yi kalkındıran, yenilik ve yatırımcı siyasetten yanayım. İsim önemli değil ama bizim ülkemizin altın bir değeri var ve dünyanın, tarihin, coğrafyanın ve kültürün köprüsüdür. Bu jeopolitik ortamda belirleyici biz olmalı, buradan dışarıya en pahalı teknolojileri biz satmalıyız. Yani kendi siyaseti olmalı benim ülkemin. Bu herkesle kavga etmek değil, dik durabilmek, ama diklenmemektir. Ülkem emin ellerde olmalı, kimse bölmeyi aklından bile geçirmeye cüret edememelidir.

 

Aytürk:

Anlıyoruz siyasetin nereseinde olduğunuzu, gerçekten çok güzel anlattınız.

Hakan İnoğlu:

Evet, bağımsız ve güçlü Türkiye’dir benim siyasetim.

 

Aytürk:

Adettendir, genç nesile ne tavsiye edersiniz?

Hakan İnoğlu:

Çalışsınlar, çalışsınlar ve yine çalışsınlar. Ama hiçbir zaman kimliklerini ve kişiliklerini kaybetmesinler. Bizim gençlerimiz çok şanslı, çünkü iki ülkeleri var. Kafalarını çalıştıranlar Alman arkadaşlarından bile şanslı. Ne yapıp edip mutlaka bir, belki de iki mesleği en iyi şekilde öğrensinler. Geleceğin Almanya ve Avrupası’nın, buna Türkiye de dahil Türk gençlerine ihtiyacı olacak. Benim babam Almanya’ya hiçbir Almanca kelime öğrenemeden geldi. Dedelerimiz ay da iş var deseler oraya yöneleceklerdi ellerindeki tahta bavul ile. Çünkü buna mecburdular. Şimdi her Türk çocuğunun ailesi Almanca konuşuyor. Onlar bunun kıymetini bilmeli ve bu imkanı değerlendirmelidirler.

 

Aytürk:

Harika bir röportaj oldu. İkinci nesil Türklerin kalite ve düşünce dünyasını  en iyi şekilde özetlediniz.

Hakan İnoğlu:

Düşüncemizin yayılmasına katkı verdiğiniz için size teşekkür ediyoruz. Çok sağolun.

 

Saadet Avrupa Nürnberg Bölgesinin her yıl geleneksel olarak düzenlediği İftar proğramı Nürnberg’de yaşayanları buluşturdu.


İftar Nürnberg Şehrinin güzide mekanlarından Çeşme Restaurant da gerçekleşti.
İftar Davetine Saadet Partisi GİK üyesi Ümit Çebi, TC.Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz, Din Hizmetleri Ateşesi Necmettin Saydan, Saadet Nürnberg Bölge Başkanı Ali Sait Küçük,SPD Bavyera Milletvekili Arif Taşdelen , TGMN Başkanı Bülent Bayraktar, FDP Nürnberg Belediye Meclisi Üyesi Ümit Sormaz, FDP Milletvekili adayı Seyfettin
DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği Başkan Yardımcısı Refet Avcı, Karagöl,CHP Kuzey Bavyera Birliği Başkanı Funda Yurt ve Yönetim Kurulu Üyeleri, İYİ Parti Nürnberg Bölge Başkanı Khan Elbeyli ve Yönetim Kurulu üyeleri, TİAD Başkanı Dr.Ali Aydın, Dr.Nurcan Aydın, Dr.Berna Çarıkçı Kurhan, Dr.Hülya Taşdemir Yanpala,
Avukatlar, Yaşar Saldıray, Sevtap Oygün, Beyhan Çalık. Saadet Partisi Edirne Milletvekili Adayı Enver Yazan, Akademisyen Ahmet Ali Taşkın,
İşadamları, Saadet Avrupa Nürnberg BYK Üyeleri ve Şehir Temsilcileri ve üyelerin bir kısmı katıldılar .


Açılış Kuran-ı Kerimini Mustafaliç Ermin okuduktan sonra Saadet Nürnberg Bölge Başkanı Ali Sait Küçük Misafirleri selamlayan kısa bir konuşma yaptı. TC.Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz yaptığı konuşmada şöyle dedi.
Bir Mübarek Ramazan ayını daha Sizlerle hep birlikte idrak etmenin Mutluluğunu yaşıyoruz. Ramazan ayı Güzeldir,Mübarektir ve Bereketlidir.
6 Şubatta meydana gelen Deprem Felaketinin 10 İlimizde ve dahi Sınırlarımız ötesinde Suriye’de yol açtığı can kayıpları ve acılar hala çok taze.
Bu yetmezmiş gibi üstüne gelen Sel Felaketi Depremin yarattığı acıyı dahada dağlamış oldu.
Keşke Millet olduğumuzu, bir olduğumuzu hatırlamanın daha kolay yolları olsaydı.
İşte o nedenledirki bu Ramazan bir yandan ibadetlerimizi yerine getirirken,aynı anda yara saracağız,birbirimize el uzatacağız kol kanat gereceğiz.
Günün hatibi ise Saadet Partisi GİK Üyesi Araklı eski Belediye Başkanı Ümit Çebi ise şöyle dedi.


Devletin Dini Adalettir.
Adaletsiz bir toplum çökmeye mahkumdur.
Bizim İnancımız Kutuplaşmayı reddeder.
Maalesef Ülkemizde korkunç bir şekilde Kutuplaştırıcı ve Ayrıştırıcı dil kullanılıyor.
Biz Saadet Partililer,herkesle oturup konuşmalıyız,her yere gitmeliyiz.
Bizim Peygamberimiz Kuşu ölen Yahudi bir çocuğa Taziyeye gitmiş bir Peygamberdir.
Bizde onun Ümmeti olarak herkesin elini sıkmalıyız.
Maalesef İnsanımız Dinimizden Tarihimizden Kültürümüzden koparıldı.
Manevi tahribat arttı,düzeltilmesi çok zor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Clevere Gründer mit innovativen Erfindungen, Infos zu erster Hilfe und Zivilcourage, hochkarätige Medizinervorträge, spannende Lesungen, Live-Musik und sportliche Herausforderungen: Deutschlands größte Regionalmesse lockt vom 29. April bis 9. Mai mit faszinierenden Einblicken und vielen praktischen Tipps für den Alltag.

 

Was tun bei Überschwemmungen, medizinischen Notfällen oder wenn im eigenen Zuhause plötzlich der Trockner brennt? In Halle 26 zeigen Feuerwehren und Rettungsdienste aus der Region mit Brandschutz-Parcours, Quiz und interaktiven Vorträgen, wie man im Ernstfall am besten reagiert. Im Freigelände erkunden Besucher erstmals ein Bevölkerungsschutz-Mobil – mit Helf-O-Mat, Geschicklichkeitstests und Fotobox. Die Kollegen vom Polizeipräsidium Mannheim informieren über aktuelle Betrugsmaschen am Telefon und zeigen, wie man Fenster und Türen effektiv gegen Einbruch schützt. Mutig Zivilcourage zeigen, ohne sich selbst in Gefahr zu bringen? Wie das geht, verrät die Bundespolizei. Die Mini-Züge der Modulbaufreunde Ladenburg flitzen durch liebevoll gestaltete Landschaften: Ganz neu mit dabei ist ein Modul zur BUGA23 – mit Seilbahn und Gondoletta. Das Automuseum Dr. Carl Benz erinnert mit einem schwarzen Mercedes Benz 300 an Konrad Adenauer. Lebensretter gesucht: Bei der Stefan-Morsch-Stiftung kann man sich schnell und unkompliziert als StammzellspenderIn registrieren lassen. Intensivgespräche zur persönlichen Altersvorsorge bietet die Deutsche Rentenversicherung. Italienische Mode, Delikatessen, Urlaubsziele und Lebensfreude gibt es bei „Buongiorno Italia“ in Halle 36.

 

„Die Höhle der Löwen“: Clevere Gründer!
Ein Toilettenpapierhalter mit Befeuchtungsfunktion, ein stylishes Pendant zum traditionellen Autoduftbaum oder ein herrlich entspannendes Schaumbad ganz ohne Badewanne: Die cleveren Gründer der Maimarkt-Sonderschau „Die Höhle der Löwen“ in Halle 20 lösen mit ihren innovativen Erfindungen die kleinen und größeren Probleme des Alltags. Das überzeugte auch die Investoren in der bekannten TV-Sendung. Auf dem Maimarkt können Besucherinnen und Besucher mit den Gründern ins Gespräch kommen, Fragen stellen – und sich natürlich von den vielen smarten Helferlein begeistern lassen! Mit dem Backbuch „Kinderleichte Becherküche“ sind zum Beispiel schon Vorschulkinder in der Lage, mithilfe bunter Becher selbstständig Brot und Kuchen zu backen. Ein aufblasbarer Schirmständer passt in jede Strandtasche und ist auch zur Befestigung des Volleyballnetzes im Freibad geeignet. Mit kleinen Wok-Pfännchen kocht die ganze Familie gemeinsam frisch und lecker und dabei ganz ohne Strom und Gas.

 

Zuhören, Fragen stellen und gesünder leben!

Bauliche und digitale Barrierefreiheit sind Voraussetzungen für eine gleichberechtigte Teilhabe von Blinden und Sehbehinderten. Darüber informiert vom 29. April bis 4. Mai der Badische Blinden- und Sehbehindertenverein v.m.K. (BBSV) in Halle 26. Seine ehren- und hauptamtlichen MitarbeiterInnen stehen für Austausch und Gespräche bereit. Beim Gang durch ein begehbares Augenmodell können sich Besucher einen Eindruck über das menschliche Auge sowie Ursachen und Auswirkungen verschiedener Sehbeeinträchtigungen verschaffen. Besser als jede Serie: Vom 5. bis 9. Mai erklären erfahrene MedizinerInnen – Chefärzte, Forscher, Spezialisten – in kurzen Vorträgen, wie man heute Volkskrankheiten wie Bluthochdruck, Diabetes oder Arthrose erkennen und behandeln kann. Mit über 40 Vorträgen zu aktuellen Gesundheitsthemen möchte der Bundesverband Rehabilitation (BDH) Medizin transparent machen und Impulse zur Prävention geben. Die Ärztinnen und Ärzte erläutern verständlich und anschaulich Erkenntnisse aus der Grundlagenforschung, Diagnose- und Therapieverfahren und stehen zu Frage- und Antwortrunden und Vertrauensgesprächen zur Verfügung.

 

Lesungen, Theater und Musik in der Kulturecke

In Geschichten eintauchen, News direkt vom Verlag erhalten und Autoren persönlich die Hand schütteln – das alles erleben Besucherinnen und Besucher in der Kulturecke in Halle 16! Auf der Bühne begeistern Ensembles regionaler Veranstaltungshäuser mit Auszügen aktueller Theaterproduktionen, Live-Musik, Workshops zum Mitmachen und mitreißenden Lesungen – zum Beispiel mit Manfred Klenk, Mitglied der renommierten internationalen Schriftstellervereinigung PEN. Faszinierende Einblicke in die Vergangenheit ermöglicht die Sonderausstellung „Antike Münzen auf Kupferstichen des 17., 18. und 19. Jahrhunderts“ von Bärbel und Arno Hettich. Interessierte bekommen die Bildmotive ausführlich erklärt und erhalten viele Hintergrundinfos zur Herkunft der Münzen.

 

Den Alltag fit und aktiv gestalten!
Ob Bubble-Fußball, Menschenkicker oder Fußballgolf: Auf dem Aktionsfeld im Freigelände F11 können Sportfans und alle, die es noch werden wollen, in neue, kreative Sportarten hineinschnuppern. Tipps und Vorführungen zur richtigen Erziehung der Fellnase gibt es nebenan in der Sonderschau „Unser Hund“ – zum Beispiel wie Herrchen oder Frauchen erreichen kann, dass der Hund nicht auf äußere Reize wie Fahrradfahrer, spielende Kinder oder andere Hunde reagiert. Wer mag, darf mit dem eigenen Tier den Hundeparcours durchlaufen. Außerdem findet sich Praktisches und Schönes für ein Leben mit Hund – von Hundebetten über Zusatzfutter bis hin zu Kauartikeln.

 

info:

Maimarkt Mannheim

29. April bis 9. Mai 2023, täglich von 9 bis 18 Uhr

Infos und Vorverkaufsstellen unter www.maimarkt.de und unter Tel. 0621 42509-20

 

 

  

 

 

 

 
Almanya’nın Pforzheim şehrinde bir ilk Weiherberg orta Okulu'nda  Ramazan iftarı yemeği verildi.
Pforzheim kentinde ilk ve ortaokul öğrencileri aileleri ile birlikte iftar yemeği yaptılar.
 
Gazeteci arkadaşım Mümin Karaca beyin okul aile derneğinin başkanlığına seçildikden sonra, BadenWürtemberg eyaletimizde yapılmayan hatta hayal edilmeyen faaliyetlere imzalar atıyor. Bu da şahsen beni çok sevindirdi. 2010 yılı 2015 yılları arasında ikamet ettiğim şehirde, aynı hizmetleri projelendirdim, ama bazı hizmetleri yapmamanın üzüntüsü hala içimde.  Yapamadığım hizmetlerden, Şehrimizdeki eğitim kurumlarıyla işbirliği yaparak, Okullar arası güzel Türkçe, Almanca  okuma yarışmaları düzenlemekti. Öğrencilerimizi ödüllendirmektir. İstiklâl marşını güzel  okuma yarışmalarını istediğim halde yapamadım.  Meslektaşım Mümin Karaca bu güzel hizmetlere imza attı. Kutluyorum kardeşimi.
 
Çocuklarımız Türk Kültür derslerine katılmalılar.
 
Pforzheim şeri ve cevresinde onbeşbine yakın Türk nüfusu var. Vatandaşlarımızın çocuklarının milli kimlik kazanmaları Türkçemizin ve Türk kültür derslerinin öğretilmesi için yedi eğitimci öğretmenimizde görevlendirmiş aktif olarak öğretmenlerimiz okullarda çocuklarımıza dersler veriyorlar. Okul aile derneği başkanı Mümin Karaca, “Türk kültür derslerine katılım istediğimiz seviyede değil Velilerimizi daha duyarlı olmaya,çocuklarını mutlaka Türk Kültür derslerine göndermeliler, geleceğimiz için buna mecburlar” dedi. 
 
 
Okulda iftar
 
Weiherberg okulu yönetimi okulda okuyan ve aralarında çok sayıda Türk'ün de bulunduğu Müslüman  öğerencilerine ilk defa  iftar yemeği verdi.
Okulun tek Türk kökenli İslam Din Dersi Öğretmeni Oya İbrahim, burada yaptığı konuşmada, “Bu yıl ilk iftar yemeğimizi birlikde ettik.”  Gelecek yıl da bunu yinelemek istediğini belirterek, öğrencilere gelecek yıl daha geniş bir iftar proğramı yapma sözünü verdi.
Yaklaşık 80 islam din dersi öğrencinin hazır bulunduğu iftar yemeğine, Weiherberg okul müdüresi Carolin Krauth, Türkiye'nin Karlsruhe Başkonsolosluğu eğitim ataşeliğine bağlı Pforzheim Türkçe dersi öğretmeni Abdulkadir Yavuz ve diğer milletlerden yaklaşık 200  Müslüman aileler katılarak birlikde iftar etmenin mutluluğunu yaşadılar.
 
Okulun yemekhanesinde bu yıl ilk defa verilen iftar davetine diğer öğretmenlerde katıldı. Yemeğin ev sahipleri Weiherberg okul müdiresi Carolin Krauth ve İslam Din dersi öğretmeni Oya İbrahim . 7 yıldır öğretmenlik yapan Oya İbrahim Weiherberg okulunda 2 - 9 sınıflara bir yıldır İslam din dersi verdiğini söyledi İbrahim. 
Ramazan ayının bu mübarek gününde Güneşin batışından sonra yemekhanenin bütün masaları Veli ve öğrencilerimizle doldu. 200’e kadar kişi iftar vaktinin başlamasını bekledi. Bu sırada farklı kökenlerden oluşan müslüman ailelerin evlerinden getirdikleri yemekler ve okulun Türk aşçısı  Serap Yumuk'un yaptığı, mercimek çorbası, kuru fasulye, pilav ve taze ekmek kokuları da yemekhaneye yayıldı. 14 yaşındaki Cenk Sekmenoğlu'nun canlı okuduğu ezan sesiyle birlikte oruçlar açıldı. 
 
“Ramazanı çocuklarımıza yaşatmak”
İftar hazırlıklarına öğrencileri dâhil ederek hazırlanan yemekte Ramazan ayının değerli atmosferini yaşatmak amaçlandı. 
 
Doğan Tufan
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Herrmann verabschiedet Beil in den Ruhestand und begrüßt Messer als neuen Abteilungsführer

 

Amtswechsel bei der VII. Bereitschaftspolizeiabteilung Sulzbach-Rosenberg: Bayerns Innenminister Joachim Herrmann verabschiedet Stefan Beil in den Ruhestand und begrüßt Matthias Messer als neuen Abteilungsführer

 

Im Rahmen einer Feierstunde hat heute Bayerns Innenminister Joachim Herrmann den Leitenden Polizeidirektor Stefan Beil in den Ruhestand verabschiedet und seinen Nachfolger ins Amt eingeführt. Neuer Abteilungsführer der VII. Bereitschaftspolizeiabteilung Sulzbach-Rosenberg wird Matthias Messer. Messer war bisher Leiter der Polizeiinspektion Nürnberg-West. Herrmann würdigte Beils hervorragende Arbeit: "Sie haben den Ausbildungsstandort mit hohem Verantwortungsbewusstsein und Kreativität vorbildlich geleitet. Mit Ihrer Pensionierung geht eine beeindruckende Karriere zu Ende."

 

Der Innenminister ließ bei der Verabschiedung den beruflichen Werdegang Beils Revue passieren. "Sie starteten im Oktober 1979 Ihre Ausbildung für den mittleren Polizeivollzugsdienst bei der Bayerischen Bereitschaftspolizei. Sie lernten die klassische Polizeiarbeit von der Pike auf." In den vergangenen fast 44 Jahren bei der Polizei prägte Beil viele Projekte maßgeblich mit, wie die Arbeitsgruppe Betäubungsmittelkriminalität im Städtedreieck und die Projektgruppe Einsatzzentrale im Rahmen der Organisationsreform des Polizeipräsidiums Niederbayern/Oberpfalz. Später folgte dann die Lehrtätigkeit an der Hochschule für den öffentlichen Dienst in Bayern – im Fachbereich Polizei in Sulzbach-Rosenberg. Der Innenminister betonte: "Die Persönlichkeitsbildung junger Menschen wurde für Sie zur Herzensangelegenheit. Durch Ihr Prinzip 'Fordern und Fördern' legten Sie den Grundstein für viele Polizeikarrieren."

 

Herrmann freute sich, mit Matthias Messer einen würdigen Nachfolger als Abteilungsführer gefunden zu haben. "In Ihren verschiedenen Führungsfunktionen leisteten Sie bereits beste Arbeit. Ich bin mir darum sicher, dass Sie der richtige Mann für dieses Amt sind", erklärte der Minister.

Die VII. Bereitschaftspolizeiabteilung in Sulzbach-Rosenberg ist ein zentrales Standbein der Polizeiausbildung in Bayern. Sie hat mit der Außenstelle in Nabburg rund 1.600 Beschäftigte, darunter mehr als 1.100 Beamte in Ausbildung. Sie ist damit die größte Ausbildungsabteilung der Bayerischen Polizei.

 

Die beruflichen Lebensläufe von Stefan Beil und Matthias Messer können dem Anhang entnommen werden.