Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Die Männer und Frauen der Feuerwehren verdienen in höchstem Maße Respekt und Anerkennung für ihre Arbeit. Manche von ihnen zeichnen sich allerdings durch ein besonders außerordentliches Engagement aus: Winfried Weidner ist einer von ihnen. Für sein Wirken als Feuerwehrmann ernannte Landrat Thomas Eberth Weidner wenige Tage vor dessen 66. Geburtstag zum Ehren-Kreisbrandinspektor des Landkreises Würzburg.
Winfried Weidner füllte mehr als vier Jahrzehnte lang verantwortungsvolle Führungsaufgaben im Feuerwehrwesen mit Leben, unter anderem als erster Kreisjugendwart des Landkreises Würzburg, Unterfrankens Bezirksjugendwart, als Kreisbrandmeister und schließlich als Kreisbrandinspektor (KBI) des Landkreises Würzburg im Inspektionsbereich West. Im Kreis von Familienangehörigen und mehreren Dutzend Wegbegleitern aus Feuerwehr und Politik erwiesen ihm Landrat Eberth und Kreisbrandrat Michael Reitzenstein dafür in einer ganz persönlichen Feierstunde am Landratsamt Würzburg die Ehre.
Besondere Verdienste um die Nachwuchsarbeit der Feuerwehren
„Dein Engagement insbesondere im Bereich der Ausbildung, der Nachwuchsgewinnung oder der Ausstattung unserer Feuerwehren mit Fahrzeugen und modernem Gerät hat zweifellos zum Entstehen einer leistungsfähigen und einsatzstarken Feuerwehr in unserem Landkreis beigetragen“, lobte Thomas Eberth. „Du hast das Feuerwehrwesen zum Schutz von Mensch, Tier, Haus und Hof weiterentwickelt und dir dabei auch über die Grenzen des Landkreises Würzburg ein hohes Ansehen erworben.“
Der frühere Bezirksjugendwart und Kreisbrandinspektor West im Landkreis Würzburg Winfried Weidner (Mitte) wurde von Kreisbrandrat Michael Reitzenstein und Landrat Thomas Eberth zum Ehren-Kreisbrandinspektor ernannt.
Foto: Christian Schuster
Denn mit dem Beitritt Weidners zur Freiwilligen Feuerwehr Hettstadt am 1. Januar 1976, mit knapp 19 Jahren, habe eine Feuerwehr-Laufbahn begonnen, „die ihresgleichen sucht“, lobte Landrat Thomas Eberth in seiner Laudatio. Nach einem Wohnortwechsel nach Waldbrunn und dem Übertritt in die dortige Freiwillige Feuerwehr folgten eine Vielzahl von Weiterbildungen. Nach der Ernennung zum Löschmeister, der Wahl zum 2. Kommandanten der FFW Waldbrunn und der Ernennung zum Kreisbrandmeister folgte schließlich im Jahr 2001 die verantwortungsvolle Aufgabe als Kreisbrandinspektor. Seit 2010 wirkte Weidner zudem als Kontingentführer HLK Landkreis Würzburg sowie als Örtlicher Einsatzleiter.
Ein besonderer Fokus Weidners galt seit jeher der Jugendarbeit. Auf sein Wirken hin wurde im Landkreis Würzburg die Stelle des Kreisjugendwartes geschaffen, die Weidner ab 1993 über viele Jahre hinweg bekleidete und nach dessen Vorbild auch das Amt des Bezirksjugendwartes für den Regierungsbezirk Unterfranken entstand.
Und die professionelle und leidenschaftliche Jugendarbeit zeigte Erfolg: Aus den 1993 rund 260 Feuerwehranwärtern in 40 Feuerwehren des Landkreises Würzburg waren schon im Jahr 2005 mehr als 1000 Feuerwehr-Jugendliche geworden. In den 113 Freiwilligen Feuerwehren des Landkreises Würzburg können bis heute fast 90 Jugendgruppen gezählt werden.
Für seine Verdienste wurde Winfried Weidner schon zuvor vielfach ausgezeichnet, unter anderem mit der Ehrennadel der Deutschen Jugendfeuerwehr (DJF) in Silber und Gold, dem Deutschen Feuerwehr-Ehrenkreuz in Silber sowie dem Feuerwehr-Ehrenzeichen als Steckkreuz. Mit dem Blick auf Ehrungen, Danksagungen und Auszeichnungen drückte Landrat Thomas Eberth sein Bedauern aus: Vieles sei seit dem Jahr 2020 pandemiebedingt nicht möglich gewesen, wichtige Treffen hätten nicht stattfinden können. Umso mehr freue es ihn, dass man jetzt die Zeit habe, eben diese Dinge nachzuholen. „Die Ernennung zum Ehren-Kreisbrandinspektor ist etwas Besonderes und die hast du dir redlich verdient“, so Eberth.
Winfried Weidner dankt Wegbegleitern, Unterstützern und Familie
Der neu ernannte Ehren-Kreisbrandinspektor Winfried Weidner bedankte sich in einer bewegenden Ansprache bei Landrat Thomas Eberth, Kreisbrandrat Michael Reitzenstein und Altlandrat Eberhard Nuß sowie auch den zahlreichen Bürgermeisterinnen und Bürgermeistern, Feuerwehrbrüdern und –schwestern sowie Wegbegleitern.
Weidner betonte den Wert der Gemeinschaft und der Kameradschaft in den Kreisen der Feuerwehr. „Ohne die Kameradschaft läuft nichts in der Feuerwehr! Wenn die aber stimmt, dann läuft der Rest von alleine“, gab Winfried Weidner den Anwesenden mit auf den Weg. Der Ehren-KBI betonte, dass im Landkreis Würzburg alle Beteiligten stets im Sinn hatten, die Feuerwehren in ihrer Entwicklung voranzubringen.
Weidner erinnerte sich hauptsächlich an die schönen Zeiten vor allem in der Jugendarbeit, aber auch bedrückende Erfahrungen. Denn die Arbeit als Retter in Notsituationen sei auch eine Belastung für die Seele, wenn Unglücksfälle manchmal nicht glimpflich ausgingen. Am Ende blieben ihm aber vor allem die Momente in lebhafter Erinnerung, wenn Einsätze gut geendet hatten. „Einmal hat mich nach einem Einsatz einer der Geretteten gesucht und umarmt. Ich war sehr stolz, das war der schönste Dank von allen.“ Letztlich könne der Landkreis Würzburg die Früchte aller Anstrengungen tragen: Am Ende seiner Feuerwehr-Karriere im Jahr 2021 habe sich Weidner über die aktive Arbeit in 87 Jugendgruppen gefreut. „Ich bin stolz auf das, was wir gemeinsam erreicht haben.“
Weidners innigster Dank galt allerdings seiner Familie. In den rund vier Jahrzehnten seines Schaffens blicke er rund 500 Termine alleine für die Abnahme von mehr als 7500 Leistungsprüfungen zurück, 43 Mal habe er sich selbst in zum Teil mehrtägigen Kursen fortgebildet. Seine Frau Manuela und die gesamte Familie seien ihm dabei stets zur Seite gestanden. „Ohne meine Unterstützer wäre das nicht gegangen“, so Weidner in die Runde. Und mit festem Blick auf seine Frau schloss er: „Ich bin euch unendlich dankbar.“
Türk-Alman Kültür tarihi alanında yaptığı çalışmalar ile tanınan Almanya IKG Enstitüsü Başkanı Dr. Latif Çelik son eserinde “Türk Kahvesi’nin 300 Yıl Önce Almanya Coğrafyasına Yansıyan İzleri”ni ortaya koydu.
Würzburg Türkleri‘nin en önemli alışveriş merkezi AHSA Şirketler grubu merkezini ziyaret eden tarihçi Dr. Latif Çelik, Ahmet ve Asım Baştürk kardeşlere kültür tarihi araştırmalarını içeren son eserini hediye etti. Dr. Çelik ziyaretinde, “Tarih ve kültür bir milletin varlığı ile ilgili bir konudur. Dolayısı ile bu eserin milli kültür mensubu tarihsever okuyucuya ulaşması benim için çok önemlidir. Baştürk kardeşlerin kültürel değerlerimize olan samimiyetini 40 yıldır yakından takip eden biri olarak kendilerini tebrik ediyorum. Baştürk Ailesi kültürün siyasetinin olmadığını, ama sahip çıkınca Türk Milleti‘nin tamamının bundan faydalanacağını bilen insanlardır” şeklinde konuştu.
Kitabı yarın hediyesi olarak alan Ahmet ve Asım Baştürk ise, “Harika bir çalışma olmuş. Bilim insanları bizim kültürümüzde saygıyı hakeden toplumsal değerlerimizdir. Yazarın emeğinin ne kadar kutsal olduğunun da farkındayız. Hepimiz biliyoruz ki, çocuklarımız ve torunlarımızın gelecek nesilleri bu topraklarda yaşayacaklardır. İnanç ve kültüründen uzaklaşmamak adına nesiller öncesi bize ait olan kültür tarihi izlerinin gün yüzüne çıkarılmasını önemli buluyoruz. Bu alanda yapılan çalışmaları saygı ile karşılıyor ve Dr. Latif Çelik‘i bu önemli emeğinden dolayı kutluyoruz” dediler.
Yazar Dr. Latif Çelik tarafından imzalanan kitap Baştürk kardeşlere takdim edilirken imzalı kitap ile hatıra resmi çekildi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin geçmiş tüm liderleri ve bugünkü lideri hep aynı siyasi hatayı yaptılar hala daha da yapmaya devam ediyorlar.
Hem Kıbrıslı Türklerle “sözde” ortak bir devlet kurmak ve birlikte yaşamak istediklerini söylüyorlar, hem de Kıbrıslı Türklere yaşam hakkı tanımamak için her tür girişimi yapmaktan çekinmiyorlar.
En basit örneği, geçmiş hafta içinde yaşanan iki siyasi boyutlu olayda, Rumların Kıbrıslı Türklerin ve KKTC’nin varlığına tahammül edememeleri ve ortaya koydukları düşmanca tavırları.
Bilmiyorlar ki, uluslararası siyasi ortamlarda KKTC’nin yer almaması ve varlığının yok sayılması için yaptıkları akıl almaz girişimler ve düşmanlıklar, adada yaşamlarını sürdürmekte olan Kıbrıs Türk ve Rum halklarının arasını her seferinde biraz daha açmakta ve aralarındaki düşmanlığı körüklemekte.
Kıbrıslı Türklerin yok sayılması için ortaya koydukları bu düşmanca tavırlarla, adada kurulmak istenen barışı darbelediklerinin, bir müddet sonra da, kendilerine dostça el uzatacak, güler yüzle karşılayacak ve ellerini sıkacakları bir tek Kıbrıslı Türk bulamayacaklarını fark ettiklerinde de kendileri için çok geç olacağını elbet bir gün anlayacaklar.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Meclis Başkanı Annita Dimitriu’nun, Bahreyn’de 146’ıncısı gerçekleştirilen Parlamentolar Arası Birlik Toplantısı çerçevesindeki bir toplantıda KKTC bayrağının açılması ile ilgili Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı’na mektup göndermesi, bayrağın kaldırılmasını istemesi ve yaptığı KKTC’yi aşağılayıcı açıklama, Kıbrıslı Türkler için hiçte sempati duyulacak bir davranış olmadı.
Devamla, Güney Kıbrıs, AB üyesi Macaristan’ın yetkililerinin de huzurunda Ankara’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı’nın olağanüstü toplantısında KKTC bayrağının kullanılmasından duyduğu hoşnutsuzluğu dile getirmesi ve Macaristan’dan hesap sorması bir başka çirkin siyasi davranıştı.
Bırakın geçmişte Rumların, Kıbrıslı Türklere yaptıkları insanlık dışı davranışları, bu her iki olayda bile Kıbrıslı Türklerin aklında, “bizi ezmek için ellerinden geleni yapan, bizlere yıllarca insanlık dışı ambargo uygulatan bu Rumlarla biz nasıl ortaklık yapacağız, nasıl birlikte yaşayacağız” sorusu geldi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın artık AB’nin, BM’nin ve ABD’nin sadece Rumları var sayan tutumlarına tahammülü kalmadı. Kıbrıs adasında, Kıbrıslı Türklerin de var olduğunu ve Rumlarla eşit haklara ve statüye sahip olduğunu her koşul ve yerde anlatmaya kararlı. Yıllardır Kıbrıs konusunda sadece Rumların dinleniyor olmasını ve Kıbrıslı Türklere söz hakkı verilmemesini sineye çekmek gibi bir niyeti yok artık.
Türk Devletleri Teşkilatı Zirve Bildirisinde de ifade edildiği gibi, Kıbrıs Türk halkı, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır ve bundan sonra geleceğin de, -Rumların tüm itirazlarına rağmen- geçmişten daha farklı olacağı kesin…
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı
Bielefeld’de değişik liselerde okuyan 45 Türk öğrenci, başvuru yaptıkları halde Türkçe dersine katılamıyor. Öğrenciler, Türkçe öğretmeni olmadığı gerekçesiyle İtalyanca ve İspanyolca derslerine yönlendirildi.
Veli Girişimi sözcüsü Necla Marangoz: “Sekiz aydır Türkçenin ders olarak okutulması, çocuklarımızın lise bitirme sınavlarında başarılı olmaları için uğraşıyoruz. Yetkililer soruna çözüm bulmak yerine bizi oyalıyorlar. Bu haksızlığa bir an önce son verilmelidir.”
Uzun yıllar boyunca Türkçe dersine katılan ve seviye testini başararak gittikleri liselerde Türkçe dersine katılmaya hak kazanan öğrencilere, “öğretmen yok” gerekçesiyle ders verilmemesi velilerin büyük tepkisine yol açtı.
Sene başından itibaren lise müdürleri, eğitim müdürlüğü, Detmold Valiliği ve Eyalet Okul ve Eğitim Bakanlığı yetkilileri ile görüşen veli ve öğrenciler bu konuda hiçbir gelişme olmadığını belirttiler.
FÖTEV-NRW Eşbaşkanı Dr. Aysun Aydemir, “Bakanlık yetkilileriyle defalarca yazıştık, görüştük. Herkes sorumluluğu birbirinin üzerine atıyor. Bu haksızlığın bir an önce giderilmesini istiyoruz. Öğrencilerimizin yanındayız.” dedi.
Konunun mağduru lise öğrencisi Eda Şeker şunları söyledi: “Bizler okulun ilk günü Türkçe dersine kayıt yaptırdık. Anadilimiz Türkçeye büyük önem veriyor, ailemiz ve akrabalarımızla sağlıklı bir iletişim kurmak, ülkemiz ile bağımızı sürdürmek istiyoruz. Lise 10. sınıftan itibaren Türkçe dersine katılarak lise bitirme sınavlarında (Abitur) iyi bir not almak istiyoruz. Bizi, “Türkçe öğretmeni yok” bahanesiyle İtalyanca ve İspanyolca dersine yönlendirdiler. Türkçe dersinde ısrarlıyız. Bu durumun bir an önce çözüme kavuşmasını bekliyoruz.”
Eyalet Eğitim Bakanlığına bir mektup yazan 10. Sınıf öğrencisi Ekin Toker ise şu görüşlere yer verdi: “Benim gittiğim okulda 5 öğrenciye İbranice dersi verilirken, -ki bu sayı şimdi iki öğrenciye düştü- 45 Türk öğrenciye öğretmen atamamamız büyük bir haksızlıktır. Sekiz aydır Türkçe öğretmeni atamanızı bekliyoruz. Sizin çocuklarınız Almanca dersinden mahrum kalsaydı ne hissederdiniz? Farklı kültürlerin yakınlaşması ve anlaşması için çok dilliliğin desteklenmesi gerekmez mi? Anadilimiz Türkçeyi lise bitirme dersi (Abiturfach) olarak seçmek bizim en doğal hakkımızdır.”
Veli temsilcileri Necla Marangoz, Leyla Çakmak, Arzu Yıldız Nermin Gündoğdu Toker, M.Haluk Veli Toker, “Çocuklarımızın haklı davasını savunacak, demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanacağız.” dediler.
Haber: Bahattin Gemici
Die Sparkasse Schweinfurt-Haßberge feiert in diesem Jahr ihr 200-jähriges Jubiläum und möchte dieses Ereignis mit einer besonderen Aktion feiern. In Zusammenarbeit mit der Werbegemeinschaft Schweinfurt erleben e.V. wurden insgesamt 5.000 Jubiläumsgutscheine im Wert von je 10 Euro aufgelegt. Diese Gutscheine können bei mehr als 100 Akzeptanzstellen wie Händler, Gastronomie und Dienstleister in Schweinfurt eingelöst werden.
„Als regionale Sparkasse ist es uns ein Anliegen, die Wirtschaft vor Ort zu stärken und die Menschen in unserer Region zu unterstützen“, sagte Vorstandsvorsitzender Peter Schleich bei der Übergabe der Gutscheine. „Wir freuen uns sehr, dass die Werbegemeinschaft Schweinfurt erleben e. V. uns bei diesem Projekt unterstützt hat und sind sicher, dass die Jubiläumsgutscheine bei unseren Kunden sehr gut ankommen werden.“
Auch Schweinfurt erleben e. V. zeigte sich erfreut über die erneute Zusammenarbeit. „Wir möchten mit dieser Aktion die Menschen in Schweinfurt dazu ermutigen, die vielfältigen Angebote und Möglichkeiten unserer Stadt zu entdecken“, sagte 1. Vorsitzender Werner Christoffel. Die Jubiläumsgutscheine der Sparkasse und Schweinfurt erleben e.V. sind eine tolle Möglichkeit, die Kaufkraft der Stadt zu stärken.“
Die Jubiläumsgutscheine können ab sofort bei der Sparkasse Schweinfurt-Haßberge käuflich erworben werden. Weitere Informationen zu den teilnehmenden Unternehmen und Händlern sind auf der Website von Schweinfurt erleben e.V. zu finden.
Almanya’da giderek artan müşteri potansiyeli bulunan TOYOTA modelleri Almanya dışında ülkenin yeni yerlilei olan göçmen kökenliler arasında da büyük ilgi görüyor.
Würzburg Autohaus Stumpf yöneticisi Andreas Mücke Ayhaber’e yaptığı açıklamalarda, “TOYOTA Dünya genelinde çok önemli pazarı olan, zor zamanlarda bile satışlarını yükseltmeyi başaran önemli bir Japon harikasi otomobil modelidir. Bu bağlamda özellikle Türkiye pazarında artan satışlarımızın Almanya geneli veya bölgemizde de Türkler tarafindan ilgi ile yakından takip edildidiğinin farkındayız. Türk Hemşerilerimizin TOYOTA hayranlığının farkındayız. Bize geldiklerinde hem bir sürüş randevusu, hem de sorularına cevap bulacaklardır” şeklinde konuştu.
Bilindigi gibi Türkiye’de TOYOTA’nın çok önemli bir Pazarı bulunmaktadır. TOYOTA Almanya ve TOYOTA Avrupa’da ise çok sayıda Türk asıllı insan çalışmaktadır.
Toyota ile ilgili her türlü sorularınız için aşağıdaki 5 ayrı noktaya gidip bilgi alabilirsiniz.
Autohaus Stumpf GmbH
Nürnberger Str. 121
97076 Würzburg
0931 279660
Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!
Autohaus Stumpf GmbH
Am Glockenturm 4
63814 Mainaschaff
06021 79080
Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!
Autohaus Specht, ein Vertriebsstandort der Autohaus Stumpf GmbH
Beerbacher Str. 2
91463 Dietersheim
09161 3077740
Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!
Autohaus Schmitt, ein Vertriebsstandort der Autohaus Stumpf GmbH
Bayernstr. 2
97334 Sommerach
09381 71820
Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!
Autohaus Spiller, ein Vertriebsstandort der Autohaus Stumpf GmbH
Deubacher Str. 2
97922 Lauda-Königshofen
09343 7061
Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!
bZ4X (Vollelektrisch)
Ganz ähnlich sieht es laut Alexander Pröbstle in der Stadt Würzburg aus.
2021 stellten die behandelnden Ärztinnen und Ärzte in der Stadt Würzburg bei 13,88 Prozent der erwachsenen AOK-Versicherten die Diagnose Adipositas, bei den Kindern und Jugendlichen waren es 5,97 Prozent.
„Damit lag die Stadt Würzburg 2021 bei den Erwachsenen leicht unter und bei Kindern und Jugendlichen über dem bayerischen Durchschnitt“, sagt Alexander Pröbstle.
Leider hätten sich die Zahlen seit 2018 negativ entwickelt.
Das bedeutet bei den Erwachsenen zwischen 2018 und 2021 ein Plus von 1,82 Prozent der Patientinnen und Patienten mit Adipositas, bei den Kindern und Jugendlichen ein Plus von 54,0 Prozent.
Nord-Süd-Gefälle bei Adipositas und anderen chronischen Erkrankungen
„In Bayern zeigt sich bei den Erwachsenen in Bezug auf die Adipositas ein Nord-Süd-Gefälle, das wir schon von den Indikationen Diabetes mellitus Typ 2 und Koronare Herzerkrankung kennen“, sagt Alexander Pröbstle. Die höchste Adipositas-Häufigkeit ist jeweils im Norden Bayerns zu finden: Spitzenreiter ist die Stadt Hof mit 22,8 Prozent von Adipositas betroffenen AOK-versicherten Erwachsenen im Jahr 2021, gefolgt von den Landkreisen Haßberge (20,4 Prozent) und Hof (20 Prozent). Die drei Kreise mit der niedrigsten Adipositashäufigkeit der Erwachsenen liegen alle im Süden Bayerns: Dies sind die Landkreise Starnberg (8,6 Prozent), Miesbach (10,3 Prozent) und Garmisch-Partenkirchen (10,5 Prozent). Bei den AOK-versicherten Kindern und Jugendlichen ist dieses Gefälle allerdings deutlich geringer ausgeprägt.
Diese Themen bringt die AOK mit „JolinchenKids“ in die Kindertagesstätten im Freistaat. In Schulen ist die Gesundheitskasse zum Beispiel mit dem AOK-Zuckerkompass, der „GemüseAckerdemie“ oder der „Philipp Lahm Schultour“ präsent.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler'deki (BM) 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü özel oturumuna katılmak için geldiği New York'ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'le bir araya geldi.
New York'taki BM binasında gerçekleşen görüşmeye, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Sedat Önal da katıldı.
BM Genel Sekreteri Guterres, "Sıfır Atık Projesi, yalnızca bir çevre projesi değil, dünyayı ahlaklı davranmaya çağırdığınız bir sorumluluk hareketidir. İklim değişikliğiyle mücadeleye yaptığınız katkı çok değerli, çok teşekkür ederiz." açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin liderliğinin önemli olduğuna işaret eden Guterres, eylül ayında BM'nin bin yıllık kalkınma hedeflerini açıklayacağını, Sıfır Atık Projesi'nin bu bağlamda önemli bir katkı sunacağına inandığını ifade etti.
Guterres, Erdoğan'a sıfır atık bağlamında kurulacak Danışma Kurulu'nun başkanlığını teklif etti.
Bütün insani konularda Türkiye'nin desteği ve çabasının görüldüğünü vurgulayan Guterres, "Sevgili kardeşim Erdoğan'a selamlarımı iletin." ifadesini kullandı.
Emine Erdoğan ise Sıfır Atık Projesi'nin çevre konusunda önemli bir çözüm olacağına inandığını, BM'nin sıfır atık konusunda ülkelerin birleşeceği önemli bir çatı olduğunu söyledi.
BM'ye Türkiye'de 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından sağladığı destek için teşekkürlerini ileten Erdoğan, Guterres'i 31 Ekim'de İstanbul'da gerçekleştirilecek BM-Habitat Dünya Şehirler Günü'ne davet etti.