Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 
BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Batı Balkan ülkelerini, Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya'ya yönelik politika ve yaptırımlarına uyum sağlamaya çağırdı.
 

Scholz, Tiran'da düzenlenen AB-Batı Balkan Zirvesi sonrası basın toplantısında konuştu.

Rusya'ya karşı ortak bir duruş çağrısında bulunan Scholz, "Pozisyonlarımızı yakınlaştırmalıyız. Yaptırımlar konusunda AB'ye aday ülkelerden AB'nin yaptırım politikasına uyum sağlamalarını bekliyoruz." dedi.

 

Şansölye Scholz, ülkesinin, Batı Balkan ülkelerinin AB üyeliğine verdiği desteği yineledi ancak bu ülkelerden beklentilerini de dile getirdi.

 

Ülkesinin Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Sırbistan'ın AB üyelik tekliflerini güçlü şekilde desteklediğine işaret eden Scholz, "İşbirliğini geliştirmek ve Batı Balkan ülkelerinin AB'ye katılımını hızlandırmak için her şeyi yapacağız. Bugünkü Tiran Deklarasyonu ile AB genişleme sürecine olan bağlılığımızı bir kez daha teyit ettik." ifadesini kullandı.

Grubun Kasım 2021'den itibaren darbe hazırlıklarına yoğunluk verdiği kaydedilen iddianamede, yeni kurulacak "Konsey"de kimlerin hangi pozisyonda olacağı da yer aldı
 

Almanya'da darbe yapıp mevcut devlet düzenini değiştirmek için hareket eden ve mevcut Alman hükümetini tanımayarak kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak tanımlayan grup üyeleri terör örgütüne üyelikten yargılanacak.

 

Federal Başsavcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınanlar arasında, yargıç olarak görev yapan ve aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partili (AfD) eski milletvekili Birgit Malsack-Winkemann ile örgütün lideri olduğu düşünülen iş adamı Heinrich XIII Prens Reuss da bulunuyor.

Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonu olarak nitelendirilen ve 3 binden fazla güvenlik görevlisinin yer aldığı "şafak baskını"nda, sorgulananlar arasında Alman ordusunun özel kuvvetleri KSK personeli de dahil özel eğitimli muvazzaf ve eski askerler de yer alıyor.

 

- Savcılık iddianamesinden detaylar

Savcılığın iddianamesinde zanlılar, "Almanya'daki mevcut devlet düzenini değiştirerek, ana hatlarıyla oluşturulmuş kendi hükümet düzenlerini getirmeyi kendine hedef edinmiş terör örgütüne mensup kişiler" olarak nitelendirildi.

İddianamede, grup üyelerinin askeri araçlar kullanıp devlet yetkililerine şiddet uygulayarak gerçekleştirmeyi planladıkları eylemlere cinayet işlemenin de dahil olduğu belirtildi.

 

Savcılık iddianamesinde ayrıca söz konusu grup üyelerinin, mevcut Almanya sınırlarını tanımadıkları ve ülkeyi sözde bir "derin devletin" yönettiğine inandıkları, iktidarın ele geçirilmesiyle oluşturulacak bir "askeri kolun" asıl hedefe ulaşana kadar düzenin sağlanmasında yer almasını planladıkları ifade edildi. Ayrıca grup üyelerinin bu geçiş döneminde bazı ölümlerin olabileceğini bildikleri ancak sistem değişikliğinde bunları gerekli olarak görüldükleri belirtildi.

 

Grubun Kasım 2021'den itibaren darbe hazırlıklarına yoğunluk verdiği kaydedilen iddianamede, hazırlıklar içinde yönetim şeklinin planlanması, ekipman temini, atış eğitimi, yeni üye alımı gibi faaliyetlerin olduğu ifade edildi.

İddianamede yeni kurulacak ve Heinrich XIII Prens Reuss'un yönetimdeki "Konsey"de kimlerin hangi pozisyonda olacağı da detaylı şekilde yer aldı.

 

İddianamede ayrıca, dernek üyelerinin bireysel olarak küçük bir silahlı grupla Alman Federal Meclisine girmek için somut hazırlıklar yaptıklarına dair şüphelere de yer verildi.

Mevcut Alman hükümetini tanımayarak kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak tanımlayan grup üyeleri terör örgütüne üyelikten yargılanacak.

- Reichsbürger nedir?

Kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak gören ve iç istihbaratın 2021 raporuna göre, 21 binden fazla kişinin yer aldığı grubun yüzde 5'ini aşırı sağcılar oluşturuyor.

2 bin 100 üyesi şiddet kullanmaya hazır olan grubun Almanya'yı meşru bir devlet olarak tanımadığına yer verilen rapora göre, üyelerden bazıları monarşi altındaki Alman İmparatorluğu fikrine bağlıyken, bazıları da Nazi taraftarı. Bazı üyeler de Almanya'nın hala askeri işgal altında olduğuna inanıyor.

 

BERLİN (AA) - Alman İnsan Hakları Enstitüsü Direktörü Dr. Beate Rudolf, okullarda ayrımcılığa uğrayan Müslüman öğrencilerin durumunda bir iyileşme olmadığını söyledi.

 

Rudolf, Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, "Ayrımcılığa uğrayan Müslüman öğrencilerin durumunda bir iyileşme yok. Bu alanda harekete geçilmesi gerektiğini görüyoruz." dedi.

Dr. Rudolf, Almanya'daki insan hakları durumundaki gelişmelere ilişkin bu yıl parlamentoya sunulan yıllık raporda bu konuya hiç değinilmediğini de kaydetti.

 

Almanya'daki devlet okullarında, kız çocukları başta olmak üzere genç Müslüman öğrencilere karşı ayrımcılık yapıldığına dair çok sayıda rapor bulunuyor.

Entegrasyon ve Göç Uzman Konseyi (SVR) tarafından yayımlanan araştırmada Almanya'da Müslümanlara karşı ayrımcılığın yaygın olduğu ifade edildi.

 

Ankete katılanların yaklaşık yüzde 48'i "İslam'ın Alman toplumuyla uyumlu olmadığına" inandığını söylerken, yüzde 29'u ülkede İslam'ın yaşanmasının kısıtlanmasını önerdi.

Ankete katılan Almanların yaklaşık yüzde 44'ü Müslüman kuruluşların devletin güvenlik birimleri tarafından izlenmesi gerektiğini belirtirken, sadece yüzde 16'sı böyle bir adıma karşı çıktı.

BERLİN (AA) - Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, Almanya Silahlı Kuvvetleri Bundeswehr'in 2014'ten sonra daha iyi silahlarla donatılması için kendisini yeterince zorlamadığı konusunda öz eleştiride bulundu.

Merkel, Die Zeit gazetesinde yayımlanan röportajında, Rusya-Ukrayna savaşı ve Almanya'nın savunma harcamalarını artırmasına yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Rusya'nın Kırım'ı 2014'teki yasa dışı ilhakı ve NATO'nun Baltık ülkelerinde konuşlanmış askerleri olması sonrası Rusya'nın G8'den çıkarıldığını hatırlatan Merkel, "Ancak Rusya'nın saldırganlığına biz de daha hızlı tepki vermeliydik." dedi.

Merkel, Bundeswehr'in 2014'ten sonra daha iyi silahlarla donatılması konusunda kendisini yeterince zorlamadığı konusunda öz eleştiride bulundu.

NATO'nun "GSYH'nin yüzde 2'sini savunma harcamalarına ayırma" hedefini Alman hükümetinin programına aldıklarını ancak Almanya'nın artışa rağmen yüzde 2 hedefine ulaşamadığını belirten Merkel, "Ben de her gün bu konuda tutkulu bir konuşma yapmadım." dedi.

Merkel, 2015'te Minsk barış anlaşmasının imzalanması gibi Rusya ve Ukrayna'ya yönelik kararlarını bir kez daha savunarak, "Tam olarak böyle bir savaşı (Rusya’nın Ukrayna savaşı) engelleme girişimiydi." ifadesini kullandı. Ukrayna'dan gelen eleştirilere karşı Merkel, "İşe (Minsk barış anlaşması) yaramaması, girişimlerin yanlış olduğu anlamına gelmez." dedi.

- "Savaşlar müzakere masasında biter"

Rusya-Ukrayna savaşının nasıl biteceği sorusu üzerine Merkel, "Savaşlar müzakere masasında biter." ifadesini kullandı. Merkel, Ukrayna ile Rusya arasındaki müzakerelerde daha fazla çaba gösterilmesini istedi.

Rusya-Ukrayna savaşı, Almanya'yı, askeri yaklaşımında tarihi bir dönüşüme iterken, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, savaşın başlamasından sonra ülkesinin NATO'nun "GSYH'nin yüzde 2'sinin savunma giderlerine harcanması" hedefine uyacaklarını açıklamıştı.

Rusya'nın Ukrayna'ya savaşını "dönüm noktası" olarak nitelendiren Scholz, Bundeswehr'in modern silahlarla yeterince donatılması için 100 milyar avroluk ek fon açıklamıştı.

 
 
Almanya'da 80 yaş üzerinde 5,9 milyon kişi var. 60-79 yaş grubunda olanların sayısı ise geçen yıla göre yükselerek 18,2 milyona çıktı. Ülkenin nüfusu 2020 yılında bir önceki yıla göre 12 bin azaldı.
 
 
 
Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis) verilerine göre, 2020’de net göçün azalması ve vefat sayısının doğum sayısından fazla olmasının etkisiyle ülkenin nüfusu 12 bin azalarak 83 milyon 155 bine geriledi.
 
 
83 milyon 155 binlik nüfusuyla AB’nin en kalabalık üyesi olan Almanya’nın nüfusu aynı zamanda giderek yaşlanıyor.
 
 
 
Almanyanın nüfusu artmadı
 
Böylece Almanya’nın nüfusu, salgının etkili olduğu geçen yıl 2011’den itibaren ilk kez artmadı. Ülkenin nüfusu, 2011-2019 döneminde ara vermeden artarak 80,3 milyondan 83,2 milyona yükselmişti.
 
 
Ülkede geçen yıl ölüm sayısı, doğum sayısından 212 bin fazla oldu. 2019’da bu sayı 209 bin olarak kayıtlara geçmişti. İstatistik Ofisi, net göçün, 2019’da 300 binin altına indikten sonra geçen yıl 209 bine düştüğü tahmininde bulundu. Net göçün art arda 5 yıldır düşüş göstermesi dikkati çekti. Destatis, daha düşük net göçün doğum açığını ancak kısmi olarak telafi ettiğini ancak artık nüfusu artırmak için yeterli olmadığını belirtti.
 
 
 
Almanya'ya göcün 61. yılı içerisindeyiz.  ilk gelen nesilimiz günbe gün ahirete göçüyor.Yaşayanlarda ülkemize dönerek hayatlarının son günülerini yaşıyorlar.  Gurbete gurbetçilerimizin ölümleri bizleri derinden üzüyor. Hele kimsesi olmayanlar, yalnız yaşayanlar, kısaca sahibi olmayanların naaşlarıda perişan oluyor.  Çok şukür devletimiz ve camii derneklerimiz sahib çıkıyor, Almanya'da Müslüman mezarlıklara defin işlerini yapıyorlar.
 
 
 
Emekli vatandaşımız evinde ölü bulundu.
 
 
Almanya'ya 1960 yılında Askerliğini yapar yapmaz işci olarak gelen 1940 doğumlu emekli Istanbul'lu Tuncay Tuncyürek,Frankfurt yakınlarında Freiberg kasabasındaki evinde ölü bulundu. Evinde yalınız yaşayan Tuncay Tuncyürek 1960 yılından beri Almanya'da yaşayan göcmenlerimizin ilk gelenlerinden. Komşuları oturduğu daireden kötü kokuların gelmesi üzerine,polise bildiriyorlar. Polisin verdigi bilgiye göre evde  onbeş gün önce ölmüş olabilecegi, doktorların raporunda da ölümü normal bir ölüm olduğu söylendi.
 
Frankfurt başkondoloslugumuzun girişimiyle Bu vatandaşımızın burada bir yakını bulunmadığından,canazesi Freiberg DITIB camiinden kılınarak yine Freiberg 'de kimsesizler mezarlığına defnediliyor.
 
 
 
İstanbul'dan Ağbeyinin öldüğünü duyunca Frankfurta geldi.
 
 
İstanbul'da  ticaretle uğraşan Hanife Tülin Imat, Agbeyi Tuncay Tuncyürek'in öldügünü duyunca Frankfurta gelir gelmez,mezarına gitti,dualar etti. Gözü yaşlı Tulün Imat arkadaşımıza içini döktü,"Agbeyim dincdi,sağlığıda yerindeydi. Kendisi temelli dönecekdi, ben cenaze firmasina kayitliyım,benim cenazemi dedemin yanına Istanbul Eyyüp mezarlığına defnedin"diyerek vasiyetde bulunmuştu. 
 
 
 
Cenazelerimize sahib cıkılmalı
 
 
Siz nasıl haberdar oldunuz ? Ağbeyimin ölümünden sorusuna, devletimiz kimsesi yok diye buraya defnettiriyor ağbeyimizi, Alman bankasında calışan bir bayan bizi buluyor,bu acı haberi benim Yunanistandaki  kızkardeşime haber veriyor. Sonra benide aradı. Daha sonra  ağbeyimin resimlerinide cekip gönderdi. Bana, "Tuncay beyin hem burda hemd de
 
 Türkiye'de bankalar da yüklü bir parası Var"dedi.
 
Türkiye'de parasından bilgimiz vardı, bundan haberi olan bu banka memuru bayan daha sonra yine bizi tekrar aradı," Frankfurtdaki bankalarda parasının olmadığını söyleyince bizim içimize şuphe düşdü,ben diğer kardeşleriminde vekaletlerini alarak ağbeyimin ölümüyle ilgili bilgi almak,vasiyeti gereği cenazesini Türkiyemize götürebilmek için geldim.Ağbeyimin ölümüyle ilgili Alman devleti birde Avukat görevlendirmiş.Avukatın bana verdigi bilgiye göre evde 26 bin Euro bulunmuş,bankada da az bir miktar varmış,beni üzen konsolosluğumuza paşaport 've kimlikleri verilmiş,araştırılmadan emanete kaldırılmış. Korkum ağbeyimizin öldürülmüş olabileceği. Hic bir kanuni yetkisi olmayan bir banka görevlisi ağbeyimle ilgili bütün bilgi ve belgeye sahib olmuş. Devletimizin bir yetkilisinin yapması gerekirken sorumsuz kişinin yapması bizi düşündürüyor. Neden sahib cıkılmadı,bizlere haber verilmedi. Ben buradaki resmi yetkililerden şikayetciyim"dedi ve şunu ekledi," 'otobside yapılmamış,ben bu olayı hükümetimize ileteceğim" şeklinde konuşdu.
Doğan Tufan 

Gleich zweimal gab es im Jahr 2022 gute Nachrichten für die Schulfamilie der Leopold-Sonnemann-Realschule in Höchberg: Erst im Juli hatte der Kreistag die Haushaltsmittel von 6 Millionen Euro für den in der Planung befindlichen Erweiterungsbau beschlossen. In der letzten Sitzung des Jahres 2022 setzten die Mitglieder des Kreistags im wahrsten Sinne noch eins drauf: Der Ergänzungsbau zur Erweiterung des Schulhauses soll ein zusätzliches 3. Geschoss erhalten. Nach einer Vorstellung der Pläne und des Kostenansatzes beschlossen die Kreisräte einstimmig die Aufstockung mit einem zusätzlichen Kostenvolumen von 2,2 Millionen Euro. Die Verwaltung geht derzeit von rund 8,25 Millionen Euro Gesamtkosten aus.

 

Vier weitere Klassenzimmer sollen Platznot vorbeugen

 

Grund für die Erweiterung sind die in den vergangenen Jahren gestiegenen Schülerzahlen. Um die derzeit mehr als 900 Jugendlichen unterzubringen, müssen Lehrer und Schüler teils in sehr kleine Räume und Fachräume als Klassenzimmer ausweichen. Doch selbst das genügt nicht: Noch im September 2022 mussten mithilfe von Containern zwei weitere Klassenzimmer geschaffen werden.

 

Mit der ursprünglich zweistöckigen Erweiterung waren bislang sechs zusätzliche Klassenzimmer vorgesehen. Eine künftige Raumnot sei damit allerdings nicht sicher auszuschließen, so die Begründung der Verwaltung. Mit dem zusätzlichen 3. Geschoss soll der Platz für vier weitere große Klassenräume geschaffen werden. Nach wie vor steht das Ziel aber fest: Mit der Erweiterung soll nicht die Grundlage für die Aufnahme weiterer Schülerinnen und Schüler gelegt werden, sondern das Platzangebot für die bestehenden Schülerzahlen verbessert.

 

Förderung in Aussicht, Fertigstellung aber nicht vor 2025

 

Bei der Regierung von Unterfranken stießen die neuerlichen Erweiterungspläne bereits auf Wohlwollen, bestätigte Andreas Lober, der Leiter des Fachbereichs Kreiseigene Schulen, Liegenschaften, Straßen und Hochbau am Landratsamt. Eine Förderung sei für den gesamten Bau in Aussicht gestellt. Mit dem nun gefassten Beschluss fährt die Verwaltung mit der Detailplanung des nun dreigeschossigen Gebäudes fort. Mit einer Fertigstellung wird allerdings nicht vor 2025 gerechnet

- IATA'dan yapılan açıklamada, hava yolu sektörünün zararının bu yıl 6,9 milyar dolara düşmesi beklenirken 2023'te kara geçeceği tahmin ediliyor
 

BERLİN (AA) - Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), hava yolu sektörünün , Kovid-19 pandemisinin başlangıcından bu yana ilk kez 2023'te kara geçeceğinin öngörüldüğünü bildirdi.

IATA'dan yapılan açıklamada, küresel hava yolu sektörünün gelecek yıl 779 milyar dolar gelir ve 4,7 milyar dolar net kar elde etmesinin beklendiği kaydedildi. Bunun pandeminin başlangıcından bu yana ilk kar olacağı belirtildi. Sektör, 2019'daki 26,4 milyar dolarlık kar elde etmişti.

Hava yolu sektörünün zararının bu yıl 6,9 milyar dolara düşmesinin beklendiği kaydedilen açıklamada, söz konusu durumun 2021 ve 2020'de sırasıyla 42 milyar dolar ve 137,7 milyar dolar zararlardan önemli ölçüde daha iyi olduğu vurgulandı.

IATA, haziran ayında açıkladığı tahminlerinde sektörün bu yıl 9,7 milyar dolar zarar edeceğini öngörmüştü.

Açıklamada, hava yolu sektörünün de toparlanmanın dünyanın farklı bölgelerinde çok farklı ilerlediğine yer verilerek, Kuzey Amerika'daki havayolu şirketlerinden 2022 ve gelecek yıl kar beklenirken, Latin Amerika ve Asya'daki şirketlerin her iki yıl için de zarar açıklaması bekleniyor.

IATA, Kuzey Amerika'da yolcu trafiğinin gelecek yıl 2019'daki kriz öncesi seviyenin yüzde 97'sine ulaşacağını, Avrupa'da ise muhtemelen yüzde 89'un biraz altında olacağını tahmin ediyor.

IATA Genel Direktörü Willie Walsh, konuya ilişkin değerlendirmesinde, 2023'e bakıldığında finansal toparlanmanın 2019'dan bu yana ilk sektör karı ile şekilleneceğini belirterek, "Bu, hükümetlerin dayattığı pandemi kısıtlamalarının neden olduğu mali ve ekonomik zararın boyutu düşünüldüğünde büyük bir başarı.” ifadesini kullandı.

Walsh, hava yolu sektörünün karlı olduğuna dikkati çekerek, sektörün yüksek maliyetler, tutarsız hükümet politikaları, verimsiz altyapı ve düzensiz ve eşit olmayan değer zincirleriyle mücadele ettiğini vurguladı.

Öte yandan, 100 dolarlık bir bilet cirosundan, hava yollarının 2023'te muhtemelen ortalama 62 dolar sent kar elde etmesi bekleniyor. 2019'da bu oran 3,1 dolardı.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Federal Kadın Birliği, Almanya'nın Baden-Württemberg eyaleti Ulm kenti yakınlarındaki Illerkirchberg kasabasında okula giderken bıçaklı saldırıya uğrayarak hayatını kaybeden 14 yaşındaki Ece Sarıgül için taziye mesajı yayımladı.

 

Acınızı paylaşıyoruz

DİTİB Federal Kadın Birliği sosyal medya üzerinden, “Almanya'nın Ulm kenti yakınlarında okula giderken bıçaklı saldırıya uğrayan iki genç kızımızdan 14 yaşındaki Ece Sarıgül'ün vefatını üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayız. Mehrumeye yüce Allah'tan rahmet ve mağfiret, kederli ailesine  ve yakınlarına baş sağlığı diliyor, Cenab-ı Hakk'tan sabr-ı cemil niyaz ediyoruz. Saldırı sonucu yaralan kızımıza  acil şifalar diliyoruz. Acınızı paylaşıyoruz.” ifadeleriyle Almanca ve Türkçe paylaşım yaptı.

 

 

Würzburg. Nach 25 Jahren gibt es einen Wechsel an der Spitze der Fränkischen Weinland Tourismus GmbH. Auf die bisherige Geschäftsführerin Susanne Müller, die in Ruhestand geht, folgt ab Frühjahr 2023 Marco Maiberger. Er ist im Fränkischen Weinland touristisch kein Unbekannter, leitet er doch bereits seit 2005 die Tourist-Information Volkacher Mainschleife.

 

Für Thomas Eberth, Landrat des Landkreises Würzburg und Vorsitzender der Fränkischen Weinland Tourismus GmbH, ist Marco Maiberger als neuer Geschäftsführer eine hervorragende Besetzung: „Ich freue mich sehr, dass wir einen anerkannten Experten aus der Region für diese wichtige Aufgabe gewinnen konnten, und bin mir sicher, dass er die erfolgreiche Arbeit von Susanne Müller weiterführen wird.“

 

Susanne Müller tritt ihren Ruhestand vorzeitig und auf eigenen Wunsch an. Seit 1985 ist sie dem fränkischen Tourismus mit Stationen in Bad Königshofen und Münnerstadt beruflich eng verbunden. 1991 wechselte Susanne Müller nach Würzburg, wo sie bis 1997 als stellvertretende Geschäftsführerin des damaligen Tourismusverbands Fränkisches Weinland arbeitete und 1998 auch dessen Geschäftsführerin wurde. Diese Position behielt sie bei, als 2011 der Verband in die neu gegründete Fränkisches Weinland Tourismus GmbH umgewandelt wurde.

 

Digitalisierung als größte Aufgabe

„Über drei Jahrzehnte lang hat sich Susanne Müller mit großem Engagement und überaus erfolgreich für das Fränkische Weinland eingesetzt“, so Landrat Thomas Eberth, „und in dieser Zeit wichtige Weichen für die Zukunft gestellt.“ Mit 68 Mitgliedskommunen und einem Umsatz von 1,5 Milliarden Euro und 2,5 Millionen gewerblichen Übernachtungen im Vor-Corona-Jahr gehört das Fränkische Weinland heute zu den Top 3 der Tourismusgebiete in Franken. Im Rückblick sieht Susanne Müller neben der konsequenten Umsetzung themenbezogener Trends und der Generierung zielgruppenspezifischer Angebote die Digitalisierung der Tourismusarbeit als eine der wichtigsten Aufgaben der vergangenen Jahre: „In diesem Bereich hat das Fränkische Weinland bereits viel erreicht“, fasst Müller zusammen. Als Beispiele nennt sie unter anderem die Etablierung eines Online-Buchungsportals für Unterkünfte und Erlebnisangebote, die Verlagerungen im Printbereich in die digitale Kommunikation oder die vor kurzem erfolgte Freischaltung der barrierefreien Website www.fraenkisches-weinland.de.

 

Ein weiterer Schwerpunkt ihrer Arbeit bestand darin, das Fränkische Weinland in ein starkes Netzwerk einzubinden. Das betraf zum einen die Stärkung der Partner vor Ort, die etwa durch Workshops fit für die touristischen Zukunftsaufgaben gemacht wurden. Zum anderen vertrat Susanne Müller die Interessen des Fränkischen Weinlands auf überregionaler Ebene, etwa im Tourismusverband Franken, beim Fränkischen Weinbauverband oder beim Hotel- und Gaststättenverband.

 

Von der Basis auf die nächste Ebene

Die Digitalisierung und ein starkes Netzwerk sind auch die Bereiche, die Marco Maiberger als neuer Geschäftsführer weiterhin forcieren will. „Ein Wir-Gefühl ist für das Fränkische Weinland enorm wichtig, schließlich erstreckt es sich über fünf Landkreise plus die kreisfreien Städte Würzburg und Schweinfurt“, so der 42-Jährige. Um die Bevölkerung vor Ort mitzunehmen, plant er neue bzw. den Ausbau bestehender Marketing-Instrumente. Auch die weitere Belebung des Wintergeschäfts und die Vermarktung von autofreier Mobilität mittels Freizeitbuslinien innerhalb der Urlaubslandschaft hat er sich auf seine Agenda gesetzt.

 

Die Erfahrungen aus seiner Zeit an der Volkacher Mainschleife bilden dafür eine gute Grundlage. Als Leiter der dortigen Tourist-Information setzte er unter anderem eine einheitliche Marketingstrategie um – mit einem „Baukausten“ für die jeweiligen Orte, mit dem sie beispielsweise Broschüren oder Online-Veranstaltungstipps im Design der Mainschleife gestalten konnten. „Ich freue mich darauf, nun auch mit den Tourismuskollegen im gesamten Fränkischen Weinland zusammenzuarbeiten“, so Maiberger, „und meinen Blickwinkel von der Basis auf die übergeordnete Ebene zu erweitern.“

 

Photovoltaikanlage und Wärmepumpe können eine gute Kombination sein. Diese Antwort erhielten über 120 Bürgerinnen und Bürger: Sie alle waren in das Landratsamt Kelheim gekommen, um bei der knapp zweistündigen Informationsveranstaltung zu diesem Thema dabei zu sein.

 

Der Referent Christian Winterhalter von der Energieagentur Regensburg e.V. stellte während seines Vortrags die verschiedenen Funktionsweisen von Photovoltaikanlagen und Wärmepumpen im Detail vor. Er erklärte zudem wichtige Hintergründe und ging ausführlich auf Nachfragen aus dem Publikum ein. Die Präsentation der Veranstaltung kann übrigens noch bis Freitag, 9. Dezember, unter www.energieagentur-regensburg.de/news-veranstaltungen/downloads abgerufen werden.

 

Gut zu wissen

 

Interessierte Bürgerinnen und Bürger können sich grundsätzlich auch im Rahmen der individuellen Energieberatungstermine in der Wirtschaftsförderung des Landkreises Kelheim erkundigen. Diese finden einmal im Monat an einem Dienstag statt. Freie Termine gibt es noch am 24. Januar, 14. Februar und 21. März 2023 – immer von 10 bis 16 Uhr. Hierzu ist eine Anmeldung unter www.energieagentur-regensburg.de/buergerinnen/energieberatung-anmeldung erforderlich.