Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

Uzun yıllardan bu yana kültürel konulara verdikleri önem ve Türklerin Avrupa tarihinin unutulmaması adına önemli hizmetlere imza atan Saadet Avrupa, yıl sonuna kadar bir dizi kültürel programlar düzenlemeyi hedefliyor.

Bu alanda yaptıkları plan ve programlar ile ilgili açıklamalarda bulunan Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel, “Bu alanda bizzat Avrupa’da içimizde yaşayan ve sessiz sedasız önemli çalışmalara imza atan kültür tarihçileri var. Özellikle Almanya IKG Enstitüsü'nden Dr. Latif Çelik’in bu alanda yazdığı kitaplardan öğreneceklerimiz bizim için devasa kültürel hazinelerdir. Bunlar, bizim çocuklarımıza bir akşam sohbetinde vereceğimiz devasa bilgilerdir. Tarihi ve kültürü unutan milletlere tarih bir kere küsmeye görsün. Başkalarının yazdığı tarihten bize bir fayda yok. ‘Yalan söyleyen tarih utansın’ diyerek, kendi tarihimizi doğru, kaynaklı ve objektif olarak yazan bilim insanlarına göstereceğimiz ilgi bizim milli kültür hafızamızdır,” şeklinde konuştu.

 

BERLİN (AA) - Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından aşırı sağcı olarak sınıflandırılan "Compact" dergisini yasakladı.

 

Bakan Nancy Faeser yaptığı yazılı açıklamada, "Aşırı sağcı Compact dergisini yasakladım. Bu dergi aşırı sağcı kesimin sözcüsüdür. Bu dergi Yahudilere, göç geçmişi olan insanlara ve parlamenter demokrasimize karşı nefreti, ağza alınmayacak bir şekilde körüklemektedir." ifadelerini kullandı.

Yasağın aşırı sağcı kesime karşı sert bir darbe olduğuna işaret eden Faeser, bu yasakla göçmenlere yönelik nefret ve şiddet ortamını körükleyen, demokratik devlete zarar vermek isteyenlere karşı harekete geçildiğini belirti.

 

Polis yasaklanmanın ardından Brandenburg, Hessen, Saksonya ve Saksonya-Anhalt eyaletlerinde dergi yöneticilerinin evlerinde arama yaparak bazı materyallere el koydu.

İkinci çeyrekte Samsung yüzde 18,9'luk pazar payıyla ilk, Apple yüzde 15,8'lik pazar payıyla ikinci sırada yer aldı.
 

BERLİN (AA) - Küresel akıllı telefon satışlarının yılın ikinci çeyreğinde 2023'ün aynı dönemine göre yüzde 6,5 arttığı bildirildi.

Pazar araştırma şirketi International Data Corporation'ın (IDC) raporuna göre, 2024'ün ikinci çeyreğinde küresel akıllı telefon satışları, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6,5 artarak 285,4 milyon adede ulaştı.

Raporda, satışların art arda dördüncü çeyrek büyümesine rağmen bazı pazarlarda zorluklar devam ettiği için talepte tam bir toparlanma gerçekleşmediği ifade edildi.

Akıllı telefon üreticilerinin fiyat konusunda hassas tüketicileri cezbetmek ve daha büyük bir pazar payı elde etmek için yapay zekaya yöneldiğine yer verilen raporda, bu yıl pazar payının yüzde 19'una ulaşması beklenen yapay zeka akıllı telefonlarının oluşturduğu heyecan sayesinde akıllı telefon pazarında çok fazla beklenti olduğu belirtildi.

IDC verilerine göre, ikinci çeyrekte Samsung yüzde 18,9'luk pazar payıyla ilk sırada yer aldı.

Apple, yüzde 15,8 pazar payıyla ikinci sıranın sahibi olurken, Xiaomi yüzde 14,8 ile üçüncü, Vivo da yüzde 9,1 ile dördüncü sıraya yerleşti. Oppo ise yüzde 9 pazar payıyla beşinci oldu.

Geçen yıla göre, ikinci çeyrekte Apple'ın akıllı telefon satış hacmi yüzde 1,5, Samsung'un yüzde 0,7, Xiaomi'nin yüzde 27,4, Oppo'nun yüzde 1,8 artış gösterdi.

 

BERLİN (AA) - Küresel piyasalar eski ABD Başkanı Donald Trump'a yönelik suikast girişiminin etkisini değerlendirirken Avrupa borsaları, haftanın ilk işlem gününü lüks mal üreten şirketlerin hisselerinin öncülüğünde düşüşle tamamladı.

İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,85 gerilemeyle 8.182,96 puana, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,84 düşüşle 18.590,89 puana, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 1,19 değer kaybıyla 7.632,71 puana ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,59 gerilemeyle 34.375,92 puana indi.

 

ABD'de Cumhuriyetçi Partiden başkanlık için yarışan eski başkan Trump'ın hafta sonu Pensilvanya'daki mitingde kürsüden destekçilerine hitap ettiği sırada silahlı saldırıya uğraması sonrası pay piyasaları yeni haftaya pozitif bir başlangıç yaptı.

Avrupa pay piyasaları ise haftanın başlangıcında güçlü ABD borsalarına ayak uyduramadı.

Avrupa borsalarında olumsuz faktörlerden biri, hayal kırıklığı oluşturan sektör haberlerinin ardından ağırlıkla lüks mal üreten şirketlerin hisselerinin önemli fiyat kayıpları yaşamasıydı.

Asya-Pasifik piyasalarında da Çin'in gayrisafi yurt içi hasıla verilerinin beklentileri karşılamaması nedeniyle bugün düşüş görülmüştü.

 

- Silah üreticilerinin hisseleri yükseliyor

Öte yandan, İngiliz moda şirketi Burberry'nin hisseleri, şirketin kar uyarısı, temettü iptali ve üst yöneticisinin ayrılması haberlerinin ardından yüzde 15 değer kaybetti.

Almanya'da ise Hugo Boss'un hisseleri yüzde 3 geriledi.

Fransız lüks tüketim grubu Louis Vuitton Moët Hennessy'nin hisselerinde bugün yaklaşık yüzde 3 değer kaybı görüldü.

ABD'deki suikast girişiminin ardından bugün Alman savunma şirketleri Rheinmetall ve Hensoldt'ın hisseleri, Trump'ın Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki tutumu ve ABD'nin NATO savunma ittifakı içinde gelecekteki rolüne ilişkin endişelerle yaklaşık yüzde 1,5 değer kazanarak günü tamamladı.

 

Buna karşılık Avrupa borsalarında yenilenebilir enerji sektöründeki şirketlerin hisseleri, Trump'ın yeniden seçilmesi halinde muhtemelen temiz enerji kaynaklarından ziyade fosil yakıtlara odaklanacağı beklentisiyle düşüş gösterdi. Siemens Energy hisseleri yaklaşık yüzde 5 değer kaybetti.

Avro/dolar paritesi TSİ 19.40 itibarıyla yüzde 0,05 azalarak 1,09 seviyesinden işlem gördü.

Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliğinde düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma töreni, şehitler anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Ardından Kur'an-ı Kerim tilaveti ve dua okundu.

Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, törende yaptığı konuşmada, 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 8 yıl geçtiğini hatırlatarak, "Terör örgütü FETÖ tarafından planlanan ve tatbik edilen, 251 vatandaşımızın şehadetine ve 2 binden fazla vatandaşımızın yaralanmasına sebep olan bu elim olay hafızalarımızdaki acı hatırasını hala koruyor.” dedi.


Şen, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün FETÖ’nün devletin bekasına karşı oluşturduğu tehlikeyi açıkça ortaya koyduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Bu tehlikenin bertaraf edilmesinde en büyük katkıyı şüphesiz Türk halkı yapmıştır. İnsanımız kendi iradesi üzerinde güç tanımadığını, devletini ve demokratik kazanımlarını, milli iradesini korumak için hayatını feda etmeye hazır olduğunu açıkça göstermiştir. 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan darbe girişimi, aziz milletimizin ve canlarını hiçe sayan kahraman güvenlik güçlerimizin onurlu direnişi ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği sayesinde bozguna uğratmıştır.”

Büyükelçi Şen, 15 Temmuz gecesi Türk toplumunun tüm kesimlerinin farklılıkları bir yana koyarak tek bir amaç etrafında ülkesine, bayrağına ve demokrasisine sahip çıkmak için birleştiğini anlattı.


Hain darbe girişiminin FEETÖ tarafından organize edildiğinin bir kez daha örgüt içerisinden gelen itiraf ve ifşaatlarla ortaya koyulduğunu vurgulayan Şen, buna rağmen iradesini, aklını ve vicdanını bu şebekeye kaptıran birçok kişinin hala bu gerçeği kabullenemediğinin görüldüğünü kaydetti.

“Terör örgütü olmasının yanı sıra ‘kült’ niteliğini taşıyan bir casusluk örgütü olan FETÖ, karanlık örgüt yapısı ve tüm evrensel değerleri kendi amaçları için kullanan, çıkarcı, fırsatçı, yozlaşmış unsurlarıyla yurt dışındaki Türk toplumları için de büyük bir tehlikedir.” diyen Şen, bu bağlamda hain saldırıdan bu yana geçen 8 yılda devletin temel önceliklerinden birinin yurt içinde ve yurt dışında FETÖ ile kararlı mücadeleye devam etmek olduğunu ifade etti.


FETÖ’nün devlet kurumları içindeki örgütsel yapılanmasının deşifre edildiğini, mensupları hakkında idari ve adli süreçler başlatıldığını, nihai tahlilde örgütün paralel devlet yapılanmasının çökertildiğini aktaran Şen, “FETÖ, ülkemizdeki yapısının giderek zayıflaması sonucunda yurt dışı faaliyetlerine ağırlık vermeye başlamış, bu durum Türkiye dışındaki FETÖ yapıları ile mücadeleye daha da önem kazandırmıştır. FETÖ’nün yurt dışı yapılanması ile mücadelemize uluslararası hukuk temelinde kararlılıkla devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Bu mücadelenin Dışişleri Bakanlığının da en öncelikli gündem maddelerinden olduğunu ifade eden Şen, “Yabancı muhataplarımızla yaptığımız temaslarda FETÖ’nun faaliyet gösterdiği diğer ülkeler bakımından da güvenlik tehdidi olduğu, örgütün kendisine siyasi ve ekonomik nüfus alanları yaratmayı amaçladığı, bu doğrultuda bulunduğu ülkelerin kanunlarını ihlal etmekten çekinmediğini, adeta bir istihbarat ve uluslararası suç örgütü gibi çalıştığını somut örnekler ile anlatmaya devam ediyoruz.” dedi.

Şen, FETÖ’nün yurt dışı yapılanmasının önde gelen elebaşlarına yönelik Türkiye’de açılan soruşturmalar kapsamında bulundukları ülkelere iade taleplerinin iletildiğini, yurt dışındaki FETÖ iltisaklı eğitim kurumlarının kapatılması, FETÖ unsurlarından tamamen arındırılması için de girişimlerin sürdüğünü aktardı.


- Fotoğraf sergisi ve bisiklet turu

Anma etkinliği kapsamında 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin film gösterildi ve fotoğraf sergisi açıldı.

Büyükelçilikte yapılan anma töreni öncesinde Berlin Başkonsolosluğunca 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Bisiklet Turu etkinliği gerçekleştirildi.

Türkiye’nin Berlin Başkonsolosluğu bahçesinde toplanan onlarca kişi yaklaşık 8 kilometre mesafedeki Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliğine kadar bisiklet sürdü. Türk bayrakları taşıyan katılımcılar, üzerinde 15 Temmuz amblemi bulunan tişörtler giydi.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

Dünyanın neresinde kültürel dokusu sağlam, ekonomik yapısı güçlü bir ülke varsa, araştırıldığında başarısının kaynağında, üniversitelerinin olduğu görülür.

Üniversiteleri bilim ve teknoloji üreten toplumların, bütün kuruluşları ürün ve hizmet üretirler. Ülkelerin kültürel, siyasal ve ekonomik gücü, zenginleştirdikleri bilgilerin, sundukları hizmetlerin ve geliştirdikleri ürünlerin hacminden ve kalitesinden kaynaklanır. Her alandaki üretkenliğin, kaynağında üniversiteler vardır. Üniversitelerin dünyayı ve hayatı bütün boyutlarıyla kavrayabilmeleri, değerlerle bilimleri, bilimlerle değerleri, bir bütünlük içinde ele almalarına bağlıdır. Değerlerle bilimleri birbirinden, aşılmaz sınırlarla ayıran toplumlar, ekonomik ve kültürel krizlerin üstesinden gelemezler. Değerlerden arındırılmış bilimler ilkelerini, bilimlerle beslenmeyen değerler güçlerini yitirirler. Değerleri hayata bilgeler kazandırırlar. O bilgelerin başında, Hasan Ali Yücel’in “Goethe” kitabında anlattığı Goethe gelir. Almanya’da Yahudi ve Hristiyan değerleri yanında, İslamın değerlerini de öğreten, J. W. Goethe Üniversitesi Protestan İlahiyat Fakültesinde, İslam Dini Bölümü açılmıştır. Milyonlarca Müslümanın yaşadığı, Avrupa ülkelerinin üniversitelerinde, İslamın değerlerinin öğretilmesi, dünya için büyük önem taşımaktadır. Bütün ülkelerin birbirleriyle komşu olduğu bir dünyada, Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler, karşılıklı saygıya dayalı bir ortamda, barış içinde birlikte yaşamak zorundadırlar.

Almanya’nın özeti, Almanya’yı aydınlatan Goethe’nin, adını taşıyan bir üniversitede, İslami İlimler Bölümünün açılması, Avrupa’nın geleceği için, ümit ve güven vericidir. “İslam’ın hiçbir eksiği yoktur. Hiç kimse Son Peygamberden daha üstün olamaz” diyen Goethe, ömrü boyunca “Musa’nın Kur’an’da dua ettiği gibi dua etmiştir”, öğrendiği dillerle bilgeliğinin sürekli zenginleşmesine çalışmıştır. Dünyanın İslam’ın değerleriyle, yoğurulmak zorun da olduğu bir yüzyılda, bütün Avrupa üniversitelerinde, İslam temelleri ve temel değerleri öğretilmelidir.

Değerler bütün dallarıyla bilimleri, bütün boyutlarıyla hayatı kuşatırlar. Onlar insanları doğumlarından ölümlerine kadar, hayatlarının her aşamasında bir gölge gibi izlerler. Değerler tarihin her döneminde, etkili olmuşlardır. Çünkü onların rengi hiçbir zaman solmaz. Üniversiteye rengini onlar verirler. Kültürel ve ekonomik hayat, değerlerle boyanan üniversitelerin rengine boyanır. Değersizliğin değer kabul edildiği toplumlarda, iyilikle kötülük, doğrulukla yanlışlık, güzellikle çirkinlik birbirine karışır.

Almanya’da üniversite öncesindeki yüz binlerce Türk, milyonlarca Alman öğrenciye, İslami değerleri öğretecek öğretmenlerin yetiştirilmesi, öğretim programlarının ve ders kitaplarının hazırlanması, bütün Avrupa ülkeleri için, büyük önem taşımaktadır. Küresel değerler kutsal, kültürlerin can damarlarıdır. Müslümanların bilim ve teknolojiye anlam kazandıran, yol ve yön gösteren değerleri, insanlığın bilgi ve bilgelik, birikiminin ana kaynağıdır. İyilik ve içtenlik bütün değerlerin anasıdır. Son Peygamberle noktalanan, bütün peygamberleri kucaklayan, İslam’ın değerleri küreseldir. Goethe’nin “Doğu Batı Divan”ında, vurguladığı gibi, İslam Allah’a teslim olmaktır.

Yaşanılacak dünyanın en üstün ve en önemli habercileri peygamberlerdir.

Avrupalı Türklerin mağduriyetlerinin minimize edilmesi adına ilginç bir örnek Saadet Partisi Avrupa başkanlığından geldi. Ayhaber'e açıklamalarda bulunan Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel, Avrupalı Türklerin mağduriyetinin önlenmesi konusunda siyasi iktidara son derece ilginç bir öneri sundu.

Saadet Partisi Avrupa Başkanı Samet Sami Temel önerisinin detaylarını şöyle sıraladı:

“Öncelikle Avrupalı Türkler Avrupa içindeki en dinamik ve ülkelerinin sorunları ile ilgilenen bir topluluktur. Uzun yıllar Türkiye’nin sorunlarını kendine dert edinen ve siyasi olarak bölünmüş olsa da milli meselelerde çabucak bir araya gelen bir gruptur. Milli görüş geleneğinin en önemli temsilcisi olan Saadet Partisi de bunu çok iyi biliyor ve biz yaşayan efsaneler de bunun farkındayız” dedi.

Avrupalı Türklerin yurt dışında çalışarak ailelerine ve ülkelerine önemli katkılarda bulunduğunu belirten Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel, özellikle izin dönemlerinde yaşanan fiyat artışları, onların tatil keyfini ve ekonomik planlarını çok olumsuz etkiliyor. Bu durumun önüne geçmek ve gurbetçi işçilerimizin mağduriyetini engellemek için bazı adımlar atılmasının sıkı takipçisiyiz” şeklinde açıklamalarda bulundu. Vatandaşlarımızın anavatan ile bağlarını güçlü tutmak için tam anlamıyla seferberlik ilan edilmelidir. Özellikle izin sezonu ve bayram tatili gibi dönemlerde uçak biletlerinde fahiş fiyatlarla karşılaşılmakta, bu da vatandaşlarımızı zor durumda bırakmaktadır. Vatandaşlarımız, ya bir yıllık birikimlerinin önemli bir kısmını harcamak zorunda kalmakta ya da vatana kavuşmayı ertelemektedir.

 

 

İktidarın bu duruma acil bir çare üretmesini istediğimiz halde hiçbir ilerleme görmediklerini belirten Saadet Avrupa Başkanı Temel, “Bu insanlar bizim canımızın yarısı. Bunların İstanbul, Ankara, Konya ya da Rize’den ne farkı var. Hani sorun çözücüsünüz ya, alın size devasa bir sorun, insanımızı ezen bir çıkmaz, ya da haksızlığın dik alası bir büyük çıkmaz olarak karşımızda durmaktadır. Saadet Avrupa bunun çözümünü de üretmiş ve önünüze koymuş. Siyasi destek de veriyoruz” diyerek iktidarı uyardı.

Zaten buram buram Anadolu kokan Avrupalı Türkler bu durumda daha çok ülkelerine gelecek ve gerekli parayı zaten ülkemizde harcayacaklardır. Bu durumda hem gurbetçilerin haklarını koruyacak hem de yerel ekonomiye olan katkılarda artacaktır. Bu konuda herkesin duyarlı olması ve gereken önlemleri alması büyük önem taşımaktadır. Bizim muhalefetimiz iktidarın elini ayağına dolandırmak değil, Türk Milletini mutlu ve müreffeh kılarak Türk Devletini güçlü kılmaktır. “Hiçbir iktidar Avrupalı Türklerin sorunlarını görmezden gelemez. Bunun karşısında öncelikle Saadet Avrupa durur” şeklinde konuşarak iktidarı uyardılar.

 


 
 
4o
 
 
 
 
 

Avrupalı Türklerden tepkiler artarak devam ediyor.

Belçika Türk İslam Federasyonu eski genel başkanı Cihat Zorlu Avrupalı Türklere “Lan” diyerek hakaret eden sözde gazeteci Fatih Altaylı’ya 
“Edep ya HU edep” diyerek tebki gösterdi. Tepkisini şu ifadelerle dile getirdi. 
"Dinime dahleden bari müselman olsa"
 
hiç bir şey çalışmadan elde edilemez. Gurbetçilerin Türkiyemizin ekonomisine ve yaşadıkları ülkelerin ekonomisine büyük faydaları olduğu gün gibi aşikar ve hala oluyor. Fatih altaylı denen zat Türkiyenin ekonomik darboğazda olduğu yıllarda Avrupalı Türk'lerin Mark'ları can suyu olmuştur, bunun böyle olduğunu bilmediğinden değil, çalıştığı TV kanalından bile kovulduğu için gündem yaratmak gündemde kalmak için zırvalamış. Devletin resmi verilerine baktığımız zaman yurt dışındaki vatandaşlarımızın  ülkemizin ekonomisine yaklaşık olarak baktığınız zaman 7 milyar dolarlık bir döviz katkısı olduğunu biliyor aslında. Tabii bütün bu çalışmalarla birlikte ülkemizin yurt dışındaki tanıtım anlamında ülkemizin yurt dışındaki yumuşak gücü olmaları anlamında ülkemizin gönüllü elçileri olmaları anlamında ve ülkemizin asli birer unsuru olmaları anlamında yurt dışındaki vatandaşlarımız her zaman için asli unsur olmaya devam ediyor. 
Son dönem içerisinde maalesef ülkemizde Fatih Altaylı gibi düşünen kimi çevrelerin, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza karşı oluşturulmaya çalıştıkları bir hasmane tutumun bir düşmanlık profilinin oluşturma gayretlerinden başka bir şey olmadığını görüyoruz.
Bu ve bunun gibiler Milli ruh olmayan şahıslardır. Bu ve benzerleri Avrupalı Türk'leri karalayarak böyle ayakta kalamazlar.”
 
 
“Fatih Altaylı Gurbetçilerden Özür Dilemeli
 
Almanya Frankfurt üniversitesinde okumuş kariyer sahibi ilim insanı 1990’lı yıllarda, Avrupa Türk İslam Birliği teşkilatının gençlik kollarında daha sonra yönetim kurulunda birlikte görev yaptığımız Mahmut Arslan da tepki göstererek;”Bu hadsize haddini bildirelim” dedi ve tepkisini şöyle dile getirdi;
“En son çalıştığı Habertürk’ten de kovulan işsiz gazeteci müsveddesi Fatih Altaylı, gurbetçilere “Lan” diye hitap ederek adeta nefret kustu.” Arslan şöyle devam etti;
 
“Bu sözleri sarf eden Fatih Altaylı’nın ne ufku nede bilgisinin bizi anlamaya yetmediğinin farkına vardık, bu gibi şişirilmiş topluma mal edilmiş ünlüler Türk toplumunda bulmak mümkün?
Hiç bir Alman, İtalyan, İspanyol, Yunan, Portekiz, Sırp, İranlı…vs düşünür, yazar, ilim İnsanı bulamazsın, kendi gurbetçileri için oy kullanmalarına karşı çıksınlar, tabi haklara karşı çıkılmaz, bu “benim oyumla Çobanın oyu aynı olamaz” diyen cahil çuhalanın söylediği beyaz Türk’lerin sözleriyle benzerdir. Bilgi eksikliği ve herhalde RTE düşmanlığı ruh yapısını bozmuş, karşımızda ne dediğini bilmeyen ruh hastası birinin olduğunu görünüyor.
Gurbetçilerin ülke ekonomisine senelerdir getirdiği Döviz miktarına baksın, Türkiye’de ödenen vergiyle kıyaslasın, sonra anlayabilirse laf etsin, boş boş laf etme miktar belirleme yerine kendi durumunu değerlendirsin….
Velhasıl Fatih Altaylı Gurbetçilerden özür dilemek zorunda, bu gaf affedilemez!!!?
 
 
GURBETÇİ 
 
Gurbet el onlara yeni yurt olmuş
Çile çeker hasret çeker gurbet'çi
Hasret ile benzi sararmış solmuş
Vatan diye yaşlar döker gurbetçi 
 
Tat alamaz olur, geceden günden
İsterki kopmasın geçmişten dünden
Sabahları şafakta kalkıp erkenden
Koşar adım işe çıkar gurbetçi 
 
Her yıl Haziran'da, çıldırır hisler
Karanlık dünya’sını hayaller süsler
Engel olmaz artık bulutlar sisler
Bütün engelleri yıkar gurbetçi 
 
Vatan için olurlar, divane deli
Düşer yola her yıl öder bedeli
Aklından çıkmıyor gitti gideli
Koşar şimşek olur çakar gurbetçi 
 
Çoğunun gidecek yok arabası
Nerden bulacak'ki uçak parası
Bir de harçlık iki üç bin arası
Çaresiz boynunu büker gurbetçi 
 
On bir ay özlemle hayaller eder
Bin bir çile ile yurduna gider
Her şey iki kattır isterler öder
İçi sızlayarak bakar gurbetçi 
 
Yıllarca devlet'e yamaydı markı,
Gurbet'çi dövizi çevirdi çarkı
Bana ne demedi, söylendi belki.
Vatan için her yöne akar gurbetçi 
 
Gelir heyecanla, her yere koşar
Nede çabuk bitti diyerek şaşar
On iki ay aldığı havayla yaşar
Vitesi geriye takar gurbetçi 
 
Bir gün biletini başkası alır
Bu son gelişidir tabutla gelir
Nice hayallerle beraber ölür
Maziyi, atiyi, yakar gurbetçi 
 
 Kul Cihat'ım yıllar yılı inledik,
Geldi siyasetçi sade dinledik,
Sahip çıkan yoktur artık anladık
Bir birine sahip çıkar gurbetçi 
Cihat Zorlu
Hamburg’da SPD-Yeşiller koalisyonu, 2020 yılındaki koalisyon sözleşmesinde yer alan; Hamburglu öğrencilerin kamu ulaşım şirketi HVV’nın yerel ulaşım araçlarını ücretsiz kullanabilmeleri vaadini gerçekleştirmekle kalmayıp, bu vaatlerini bir adım öne taşıdı. Hamburg’da ikamet eden öğrenciler, yeni öğretim döneminde HVV-Deutschlandticket’e ücretsiz sahip olabilecek. 42,50 Euro olan öğrenci bileti 2021 yılının Ağustos ayından itibaren 30 Euro’ya, Mayıs 2023 tarihinden itibaren ise 19 Euro’ya indirilmişti. SPD-Yeşiller koalisyonu, ailelerin yükünü azaltıp herkesin eğitime eşit ulaşabilmesine destek amacıyla tüm Hamburglu öğrencilerin öğrenci biletlerini ücretsiz temin edebilmelerine olanak sağladı. Konuyla ilgili Hamburglu aileleri bilgilendiren Hamburg Eyalet Parlamentosu Milletvekili Barış Öneş (SPD), şu bilgileri paylaştı:
Hamburg eyalet yönetimi, 10 milyon Euro ek bütçeyle, toplam 98 milyon Euro’ya tüm Hamburglu öğrencilerin ulaşım biletlerine ücretsiz ulaşmasını sağlayacak.  Bu imkandan yaklaşık 210 bin öğrenci yararlanacak ve bu adım, velilerin yükünü bir nebze de olsa hafifletecek. Önemli olan, başvurularınızı vaktinde yaparak hiçbir kaybınız olmadan bu imkanlardan yararlanmanızdır. Öğrenci biletleri için Ağustos ayı itibarıyla başvurularınızı yapabilirsiniz.
  • Başvurular sadece online olarak https://abo2.hvv.de/de/subscriber/order?ka=63956 web adresinden yapılabilecek. Başvuru için HVV abonelik hesabı açılması gerekiyor. Tüm işlemler, başvuru sahibi tarafından buradan yönetilebilecek, belgeler buradan yüklenecek.
  • Bu imkandan sadece Hamburg’da ikameti olanlar yararlanabilecek.
  • 6-15 yaş aralığındaki öğrencilerin başvurularının veliler tarafından yapılması gerekiyor. Başvuru için öğrencinin yaşını ispat edecek resmi bir belge yeterli.
  • 16 yaşından itibaren gençler başvurularını bizzat yapabiliyor. Bunun için yaz tatilinden önce okul bürosundan bir belge almaları yeterli. “
Daha önce öğrenci bileti olanların biletleri, başvurunun yapılıp gerekli belgelerin yüklenmesinin ardından, 1 Eylül’den itibaren otomatik olarak güncellenerek ücretsiz HVV-Deutschlandticket’e dönüştürülecek. Öğrenci bileti olmayanlar için biletler, başvurunun ardından çipli kart şeklinde ikamet adreslerine posta yoluyla gönderilecek. Ayrıca bir onay belgesi de başvuru esnasında verilen E-Posta adresine PDF halinde gönderilecek. Bileti henüz eline ulaşmamış olanlar için bu belge geçici olarak bilet yerine geçecek. Okullar 29 Ağustos’ta açılacağı ve ücretsiz biletler 1 Eylül’den itibaren geçerli olacağı için HVV Genel Müdürü Anna-Theresa Korbutt, konula ilgili 7 Mayıs 2024 tarihinde NDR’e bir açıklama yaptı. Korbutt, Ağustos ayının son 3 günü için anlayışlı davranacaklarını, bu günler için başka biletler alınması konusunda ısrarlı olmayacaklarını ifade etti. Korbutt’un ifadesinin kaynağı: https://www.ndr.de/nachrichten/hamburg/Kostenloses-Deutschlandticket-fuer-Hamburgs-Schueler-So-laeuft-die-Umstellung,deutschlandticket278.html

Dünyanın neresinde kültürel dokusu sağlam, ekonomik yapısı güçlü bir ülke varsa, araştırıldığında başarısının kaynağında, üniversitelerinin olduğu görülür.

Üniversiteleri bilim ve teknoloji üreten toplumların, bütün kuruluşları ürün ve hizmet üretirler. Ülkelerin kültürel, siyasal ve ekonomik gücü, zenginleştirdikleri bilgilerin, sundukları hizmetlerin ve geliştirdikleri ürünlerin hacminden ve kalitesinden kaynaklanır. Her alandaki üretkenliğin, kaynağında üniversiteler vardır. Üniversitelerin dünyayı ve hayatı bütün boyutlarıyla kavrayabilmeleri, değerlerle bilimleri, bilimlerle değerleri, bir bütünlük içinde ele almalarına bağlıdır. Değerlerle bilimleri birbirinden, aşılmaz sınırlarla ayıran toplumlar, ekonomik ve kültürel krizlerin üstesinden gelemezler. Değerlerden arındırılmış bilimler ilkelerini, bilimlerle beslenmeyen değerler güçlerini yitirirler. Değerleri hayata bilgeler kazandırırlar. O bilgelerin başında, Hasan Ali Yücel’in “Goethe” kitabında anlattığı Goethe gelir. Almanya’da Yahudi ve Hristiyan değerleri yanında, İslamın değerlerini de öğreten, J. W. Goethe Üniversitesi Protestan İlahiyat Fakültesinde, İslam Dini Bölümü açılmıştır. Milyonlarca Müslümanın yaşadığı, Avrupa ülkelerinin üniversitelerinde, İslamın değerlerinin öğretilmesi, dünya için büyük önem taşımaktadır. Bütün ülkelerin birbirleriyle komşu olduğu bir dünyada, Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler, karşılıklı saygıya dayalı bir ortamda, barış içinde birlikte yaşamak zorundadırlar.

Almanya’nın özeti, Almanya’yı aydınlatan Goethe’nin, adını taşıyan bir üniversitede, İslami İlimler Bölümünün açılması, Avrupa’nın geleceği için, ümit ve güven vericidir. “İslam’ın hiçbir eksiği yoktur. Hiç kimse Son Peygamberden daha üstün olamaz” diyen Goethe, ömrü boyunca “Musa’nın Kur’an’da dua ettiği gibi dua etmiştir”, öğrendiği dillerle bilgeliğinin sürekli zenginleşmesine çalışmıştır. Dünyanın İslam’ın değerleriyle, yoğurulmak zorun da olduğu bir yüzyılda, bütün Avrupa üniversitelerinde, İslam temelleri ve temel değerleri öğretilmelidir.

Değerler bütün dallarıyla bilimleri, bütün boyutlarıyla hayatı kuşatırlar. Onlar insanları doğumlarından ölümlerine kadar, hayatlarının her aşamasında bir gölge gibi izlerler. Değerler tarihin her döneminde, etkili olmuşlardır. Çünkü onların rengi hiçbir zaman solmaz. Üniversiteye rengini onlar verirler. Kültürel ve ekonomik hayat, değerlerle boyanan üniversitelerin rengine boyanır. Değersizliğin değer kabul edildiği toplumlarda, iyilikle kötülük, doğrulukla yanlışlık, güzellikle çirkinlik birbirine karışır.

Almanya’da üniversite öncesindeki yüz binlerce Türk, milyonlarca Alman öğrenciye, İslami değerleri öğretecek öğretmenlerin yetiştirilmesi, öğretim programlarının ve ders kitaplarının hazırlanması, bütün Avrupa ülkeleri için, büyük önem taşımaktadır. Küresel değerler kutsal, kültürlerin can damarlarıdır. Müslümanların bilim ve teknolojiye anlam kazandıran, yol ve yön gösteren değerleri, insanlığın bilgi ve bilgelik, birikiminin ana kaynağıdır. İyilik ve içtenlik bütün değerlerin anasıdır. Son Peygamberle noktalanan, bütün peygamberleri kucaklayan, İslam’ın değerleri küreseldir. Goethe’nin “Doğu Batı Divan”ında, vurguladığı gibi, İslam Allah’a teslim olmaktır.

Yaşanılacak dünyanın en üstün ve en önemli habercileri peygamberlerdir.