Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye olarak Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini güçlü bir biçimde savunduk." dedi.
Yaklaşık 3 saat süren baş başa görüşmenin ardından Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Oturumu'na geçildi. Oturum sonrası ikili anlaşmaların imza töreni yapıldı.

Erdoğan, Zelenskiy ile ortak basın toplantısında, Türkiye-Ukrayna stratejik ortaklığının temeli olan Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey'in 9. toplantısının gerçekleştirildiğini dile getirerek, konsey toplantısı vesilesiyle yayımlanan ortak bildiride de vurgulandığı üzere stratejik ortaklığın daha da tahkim edildiğini söyledi.

Görüşmelerde ikili ilişkilerin tüm veçheleriyle etraflıca ele alındığını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye olarak Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini güçlü biçimde savunduk. Kırım'ın ilhakını tanımama yönündeki prensip kararımızı bir kez daha teyit ettik. Ukrayna'nın uluslararası toplumu Kırım konusunda bir araya getirmeyi hedefleyen girişimi Kırım Platformu'nu desteklediğimizi belirttik. Bu girişimin Kırım Tatarları dahil olmak üzere tüm Kırım halkları, Kırım ve Ukrayna'nın geneli için olumlu neticelere vesile olmasını arzu ediyoruz. Ana vatanlarını terk etmek zorunda kalan Kırım Tatarı kardeşlerimizin hayat standartlarının iyileştirilmesi bizim için tarihi ve insani bir mesuliyettir. Ukrayna'yla bu konuda da fikir birliği içinde olduğumuzu görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Kırım Tatarı soydaşlarımız için konut ve cami inşası projelerimiz mevcuttur. Konut projesine ilişkin olarak az önce ilk somut adımı atmış olduk. Cami projesinde de yakın zamanda ilerleme kaydetmeyi ümit ediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Karadeniz'in bir barış, huzur ve işbirliği denizi olmaya devam etmesi temel hedefimizdir. Ortak coğrafyamızda ne suretle olursa olsun gerilimin artmasını arzu etmiyoruz. Bu minvalde kıymetli dostumla Ukrayna'nın doğusundaki güncel duruma dair fikir teatisinde bulunduk. Mevcut krizin Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve uluslararası hukuk temelinde barışçı ve diplomatik yöntemlerle çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Son dönemde sahada gözlemlediğimiz endişe verici tırmanmanın bir an evvel son bulmasını, ateşkesin sürmesini ve ihtilafın Minsk anlaşmaları temelinde diyalog yoluyla çözüme kavuşturulmasını temenni ediyoruz. Bu hususta gereken her türlü desteği vermeye hazırız." diye konuştu.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Ukrayna Özel Gözlem Misyonu'nun, Donbass bölgesinde zor şartlarda istikrarın tesisi ve ateşkesin devamı noktasında üstlendiği görevi sürdürdüğünü ve sürdürmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Misyonun herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan görevini yerine getirmesini önemsiyoruz. Gerekli şartların sağlanması ve gözlemcilerin can güvenliklerinin temini meselenin barışçıl yollardan halli için zaruridir. Bu konuda herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Kuruluşundan bu yana Türk büyükelçiler tarafından idare edilen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının bu en büyük misyonunun çalışmalarına bugüne kadar sağladığımız desteği bundan sonra da devam ettireceğiz." dedi.

 

"Güvenli Turizm Sertifikası ile misafirlerimizi risklerden en uzak şekilde ağırlayacak bir sistem kurduk"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna ile ilişkilerde savunma sanayinin bir diğer önemli boyutu teşkil ettiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Siyasi ve savunma konularının birbiriyle bağlantısını dikkate alarak dışişleri ve savunma bakanlarımızın katılımıyla iki artı iki formatında yeni bir platformda istişareleri başlattık. Bu şekilde ülkelerimiz arasındaki eş güdümü pekiştiriyoruz. İş birliğimiz hiçbir suretle üçüncü ülkelere karşı bir girişim değildir. Ticaret hacmimizin salgından asgari ölçüde etkilenmesi, ikili ticaretimizin oturduğu sağlam temellerin ekonomilerimizin karşılıklı olarak birbirini tamamladığını göstermektedir. Müzakerelerine devam ettiğimiz serbest ticaret anlaşmasını da en kısa zamanda imzalayarak 10 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize hızlı bir şekilde ulaşacağımıza inanıyorum. Bugün değerli dostum ile ekonomik ve beşeri bağlarımızın en önemli unsuru olan turizmi de ele aldık. Türk ve Ukrayna vatandaşları karşılıklı olarak pasaportsuz, sadece kimlik kartlarıyla birbirlerinin ülkesini ziyaret edebiliyor. Malumunuz Güvenli Turizm Sertifikası ile misafirlerimizi risklerden en uzak şekilde ağırlayacak bir sistem kurduk. Geçen seneden edindiğimiz tecrübelerle geliştirdiğimiz tedbirler ve kitlesel aşılama kampanyamız sayesinde Ukraynalı dostlarımızı bu yıl da güvenli bir ortamda misafir edeceğiz."

Erdoğan, konuşmasının sonunda Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve heyetine ziyaretleri için teşekkür etti.

Toplantıya, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye-Ukrayna Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir katılırken Ukrayna'dan Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, Savunma Bakanı Andrii Taran ve Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba yer aldı.

 

Zelenskiy: Türkiye'nin verdiği destek son derece önemlidir

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy de yaptığı konuşmada, Karadeniz'de "güvenlik ve meydan okumalara ortak karşı koyma" adımlarını kapsamlı şekilde görüştüklerini kaydeden Zelenskiy, "Kiev'in ve Ankara'nın gerek tehdit gerekse onlara verilmesi gereken tepki konusundaki vizyonunun aynı olduğunu belirtmek istiyorum." ifadesini kullandı.

Zelenskiy, "Türkiye'nin, egemenliğimizin ve toprak bütünlüğümüzün yeniden tesis edilmesi konusundaki desteği Ukrayna için son derece önemlidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan söz konusu desteğin devam ettiğini ve Türkiye'nin bu yöndeki tutumunun değişmeyeceğini duyduğuma sevindim." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmelerinde ticari ve ekonomik ilişkiler üzerinde durduklarını aktaran Zelenskiy, "İkili ticaretimizin serbestleştirilmesi son derece önemlidir. Ticaret hacmimizin ciddi artışı Serbest Ticaret Anlaşmasının imzalanmasıyla mümkün olacaktır." diye konuştu.

Zelenskiy, böyle bir adımın büyük bir sorumluluk içerdiğini ve her iki ülkenin milli çıkarlarına göre atılması gerektiğini bildiklerini belirterek, iki ülke arasında ilgili kurumların, tartışmalı konularda kapsamlı denetimi yapmaları ve söz konusu anlaşmanın imzalanmasını sağlayacak uzlaşmayı bulmaları konusunda mutabık kaldıklarını dile getirdi.

Enerji alanındaki iş birliği konusunu da ele aldıklarını belirten Zelenskiy, "Savunma sanayisi alanındaki iş birliğinin perspektifleri de gayet büyük. Savunma sanayisi, stratejik ortaklığımızın itici gücüdür." dedi.

Zelenskiy, "Cumhurbaşkanı'yla uçak yapımı alanında iş birliğimizi de ele aldık. Söz konusu alan her iki ülke için de son derece önemli. Buradaki amacımız net projelerin hayata geçirilmesi, ortak işletmelerin oluşturulması, tecrübe ve teknoloji paylaşımıdır." diye konuştu.

 

"Donbas ve Kırım'daki durum ile ilgili bilgi verdik"

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Ukrayna heyetinin dostane ve misafirperver kabulü nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti.

Bu yıl Türkiye-Ukrayna arasındaki stratejik ortaklığın 10. yıl dönümünü kutladıklarını kaydeden Zelenskiy, "(Türkiye ile Ukrayna arasındaki) Konu yelpazesi ve ikili diyaloğumuzun yoğunluğu, bu ortaklığın sözde olmadığını ve gerçek işlerle ve başarılarla desteklendiğini gösteriyor. Bugün yaptığımız tüm anlaşmaların da başarılı olacağına inanıyorum." dedi.

Zelenskiy, Donbas ve Kırım'daki durum ile "Kırım'daki insan hakları ihlalleri ve yarımadanın askerileştirilmesi" hakkında Türk tarafına ayrıntılı bilgi verdiklerini söyledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kırım Platformu formatına ve 23 Ağustos'ta Kiev'de yapılacak zirvenin açılış törenine katılmaya hazır olduğunu belirterek kendisine teşekkür etti.

Zelenskiy, "Bu, Ukrayna'nın ve ortaklarının Kırım'ın işgalden kurtarılması ve Ukrayna ile Kırım Tatar halklarının korunması konusunda çok kararlı olduğuna dair çok güçlü bir mesaj olacaktır." dedi.

 

"Bu halklarımızı daha da yakınlaştıran çok önemli insani bir projedir"

Konut inşası alanında imzalanan hükümetler arası anlaşmanın hayırlı olmasını dileyen Zelenskiy, "Kırım Tatar halkı ve ülke içinde göç ettirilen diğer kişiler için 500 konut inşa edeceğiz. Bu halklarımızı daha da yakınlaştıran çok önemli insani bir projedir." diye konuştu.

Zelenskiy, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde Türk yatırımları açısından Ukrayna'da perspektifi olan alanları da anlattıklarını belirterek bunun deniz limanları başta olmak üzere özelleştirmenin sunduğu fırsatlar olduğuna dikkati çekti.

Öte yandan Ukrayna'nın 2023'e kadar öncelikli yatırım proje listesini onayladığını kaydeden Zelenskiy, bunların arasında altyapı, ulaşım, havalimanı ve yol inşaatı gibi alanlarda kapsamlı projelerin yer aldığını belirtti.

 

"Ukrayna-Türkiye ilişkilerindeki özel ruhun bin örneğinden sadece bir tanesidir"

Zelenskiy, iki ülke halkları arasındaki karşılıklı dayanışmanın bir başka örneğine dikkati çekerek şunları kaydetti:

"17 Ocak 2021 tarihinde Türkiye'nin kıyılarında ARVIN yük gemisi kazaya uğradı. Türk sahil güvenliği, mürettebat üyesi 5 Ukraynalıyı kurtardı. Türk kurtarıcılar Ukrayna'nın devlet nişanıyla ödüllendirildi. Bu, ortak tarihimizin, dostluğumuzun ve Ukrayna-Türkiye ilişkilerindeki özel ruhun bin örneğinden sadece bir tanesidir."

İki ülkenin ortak mutlu geleceği için ortaklaşa hareket etme konusunda aynı vizyonu taşıdıklarını kaydeden Zelenskiy, bugünkü görüşmenin de bunu yeniden doğruladığını dile getirdi.

Zelenskiy, ramazan ayının başlaması vesilesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Türkiye yönetimine ve tüm Müslümanlara sağlık ve bereket dileğinde bulundu.

 

Erdoğan-Zelenskiy görüşmesine ilişkin ortak bildiri yayımlandı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasında gerçekleştirilen görüşmenin ardından ortak bildiri yayımlandı.

Yayımlanan bildiride, Türkiye Cumhuriyeti ve Ukrayna'nın, dostluk, iyi komşuluk ve karşılıklı saygı ilkelerine dayanarak, mücavir bölgelerinde ve ötesinde barış ve istikrarı geliştirmeyi amaçlayarak, ülkeler arasındaki stratejik ortaklığın güçlendirilmesi ve ortak çıkar temelinde ilgili tüm alanlarda iş birliğini artırma iradesini, uluslararası hukukun ilke ve kurallarına bağlılıklarını teyit ederek, İstanbul'da iki devletin Cumhurbaşkanlarının Eşbaşkanlığında düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti ile Ukrayna arasında Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey 9'uncu toplantısı sonucunda bazı kararların alındığı aktarıldı.

Bildiride, taraflar arasında ekonomi, ticaret, turizm, güvenlik, savunma sanayisi, bilim, eğitim ve gençlik alanlarında iş birliğini ve eşgüdümü derinleştirmek için ortak çabaları artırmanın kararlaştırıldığı vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

"Bakanlar ve koordinatörler düzeyinde 'Quadriga' (2+2) formatında iş birliğinin sürdürülmesi, Ukrayna'nın uluslararası tanınmış sınırları içinde, toprak bütünlüğü ve egemenliğine kayıtsız ve şartsız desteğin yeniden teyit edilmesi, Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Sivastopol şehri ile Donetsk ve Luhansk bölgelerinin işgalden kurtarılması başta olmak üzere, Ukrayna'nın uluslararası kabul görmüş sınırları içinde toprak bütünlüğünü yeniden sağlamayı amaçlayan adımlar konusunda koordinasyonun sürdürülmesi kararlaştırıldı. Bu bağlamda, BM, Avrupa Konseyi ve AGİT başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar nezdindeki çok taraflı çabaları desteklemeyi sürdürmeyi, Kırım'ın Rusya Federasyonu tarafından hukuka aykırı ve gayrimeşru ilhakını ele almak amacıyla yeni bir format olarak 'Kırım Platformu'nun kurulmasını desteklemeyi, Ukrayna vatandaşlarının, özellikle geçici işgalin ardından anavatanları Kırım'ı terk etmeye zorlanan Kırım Tatarlarının yaşam koşullarını iyileştirmek için ortak çabaların artırılmasını, geçici işgal altındaki Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Sivastopol şehrinde insan haklarının korunması ve hukuka aykırı şekilde gözaltına alınan Kırım Tatarları dahil tüm Ukrayna vatandaşlarının serbest bırakılması amacıyla uluslararası hukuk çerçevesindeki çabalarını eşgüdüm içinde yürütmeyi, Ukrayna'nın Donetsk ve Luhansk bölgelerindeki bazı alanlarda durumun Minsk anlaşmaları temelinde diyalog yoluyla barışçıl şekilde çözümünü desteklemeyi ve AGİT Özel İzleme Misyonunun çalışmalarını takdir ederek Misyonun faaliyetlerine en üst düzeyde destek vermeye devam etmeyi kararlaştırmıştır."

 

"Ukrayna'da Türk Maarif Vakfı'nın eğitim faaliyetleri desteklenecek"

Türkiye ve Ukrayna'nın ortak bildirisinde, terörizm, ayrılıkçılık ve aşırıcılığın her tür ve tezahürüne karşı mücadelede iş birliği ve dayanışmanın güçlendirilmesi vurgulandı.

Bildiride, sınıraşan organize suç, siber suçlar, düzensiz göç, narkotik, uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığının önlenmesi ve bastırılmasına yönelik ortak önlemlerin alınması, suçluların iadesi taleplerinin hızlıca işleme konulmasının sağlanması kararlaştırıldı.

Mevcut projelerin tamamlanması yoluyla savunma sanayi alanında iş birliğinin daha da geliştirilmesine ve yeni ortak projelerin planlanmasına yönelik bağlılıkların teyit edildiği bildiride, "Ukrayna'nın NATO üyelik perspektifine, özellikle Üyelik Eylem Planı'nı yakın zamanda alma niyetine ve Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin Müttefikler ile birlikte çalışabilirliğine katkıda bulunulmasına destek beyan edilmesi, NATO dahil olmak üzere, ikili ve çok taraflı mekanizmalar aracılığıyla Karadeniz Bölgesi'nde güvenlik ve istikrarın desteklenmesine matuf iş birliğinin artırılması kararlaştırıldı." ifadeleri kullanıldı.

Karşılıklı anlayış ve yapıcı bir tutum çerçevesinde Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerinin sonuçlandırılmasının çabuklaştırılması kararlaştırılan bildiride, şunlar kaydedildi:

"Her iki tarafın yatırımcı ve firmalarının sorunlarının giderilmesi için gerekli adımların atılması ve yeni yatırımların teşvik edilmesi, giriş prosedürlerinin kolaylaştırılması, taraf devletlerin vatandaşları için seyahat fırsatlarının olanaklı kılınması ve karşılıklı turizmin teşvik edilmesi için sınır kontrol uygulamalarının daha da iyileştirilmesi kararlaştırıldı. Ukrayna'da Türk Maarif Vakfı'nın eğitim faaliyetlerinin desteklenmesi, Kovid-19 salgınının kontrolü ve sosyal ve ekonomik faaliyetlere yönelik etkilerinin idaresine yönelik çabalarda iş birliği ve eşgüdüme bağlılığın teyit edilmesi kararlaştırıldı."

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Huber Köşkünde baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

 

Haber: Andaç Hongur, Hatice Şenses Kurukız, Berk Özkan, Elif Küçük, Muhammet Tarhan / AA

Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar / AA

Kapı ve pencerede kalitenin adresi Yıldız GmbH'nin sahibi Halil İbrahim Yıldız: “2 meister oğlum ve 10 kişilik ekibimizle dünyanın en kaliteli kapı ve pencere ürünlerini satıyoruz” 
 
Aytürk: Sizi tanıyalım.
Halil İbrahim Yıldız: Ben Halil Yıldız 1966 Yozgat doğumluyum, 1980 yılında Almanya’ya geldim. Almanya’ya geldikten sonra bir yıl iş müsaadesini almak için dil kursuna gittim ve çalışmaya başladım. 6 yıl deri firmasında çalıştım. 1987 yılında kapı, pencere firmasında çalışmaya başladım. Burada kendimi yetiştirdim. 2001-2003 yıllarında firmanın müşteri dış ilişkiler yetkilisi olarak çalıştım. 2003 yılından itibaren kendim kapı pencere satışına başladım 2007 yılında Yıldız Fenster und Türen firmamı kurdum. Hem pencere kapı firmasında hem de kendi firmamda çalışıyordum. 2011 yılında çalıştığım firmadan ayrıldım, kendi işimin başına geçtim. Yıldız Fenster und Türen firmasını GmbH’ya şirkete çevirdim. Çalışmalarımız çocuklarımla şirketimizde devam ediyor.
 
Aytürk: Şirketinizde ne gibi hizmetler veriyorsunuz?
Halil İbrahim Yıldız: Şirketimizde ağaç ve PVC iç dış kapı, pencere satışı ve tamirat gibi müşteri memnuniyeti için hizmetleri veriyoruz. Ekibimiz müşterinin inşaatına gider ölçüyü alır, montaj yapılacak tarih geldiğinde ekibimiz gider takar. Kapı ve pencere işinde Polonya ve Almanya’da çalıştığımız kalitesi tescilli dört fabrika ile çalışıyoruz. Tüm yaptığımız işler garantili, Allah’a şükür 18 yıldır bu işi yapıyorum bugüne kadar bir müşteriyi üzmedik.
 
Aytürk: Müşterilerinize nasıl ulaşıyorsunuz, kampanyanız var mı?
Halil İbrahim Yıldız: - Müşterilerimize dostlarımızın ve bizden memnun olan müşterilerimizin tavsiyesi sayesinde ulaşıyoruz. Kampanyamız, kalitemiz ve uygun fiyatımızdır, bunu da kampanyalı bir şekilde her zaman sunuyoruz.
 
Aytürk: Kapı pencere yaptıracak olanlar nelere dikkat etmeli?
Halil İbrahim Yıldız: Şirketin tecrübesini, yaptığı işleri kontrol etsinler, referanslara baksınlar.
 
Aytürk: Şirketinizde kaç kişilik ekiple hizmet veriyorsunuz, açılış kapanış saatleriniz ne zaman, kaç km uzaktan gelen müşterilerin işlerini, siparişlerini yapıyorsunuz?
Halil İbrahim Yıldız: Biz bir aile şirketiyiz. Ben, iki oğlum, gelinim ile toplam 9 kişiyiz. Müşterilerimiz bize 24 saat ulaşabilir. Stuttgart geniş çevresine hizmet veriyoruz.
 
 
Aytürk: Şirket olarak sektöre yaşanan gelişmeleri ve yeniliklere nasıl karşılıyorsunuz?
Halil İbrahim Yıldız: Würht ve VBH gibi montaj malzemesi aldığımız şirketler yeni ürünleri, yeni çıkan yasalar ve gelişmeler ile ilgili devamlı bizi bilgilendirirler. Bu gelişmeler üzerine bu şirketler yılda iki defa seminerler yapar ben, çocuklarım, ekibimiz bu seminerlere katılarak eğitim alıyoruz. Bu eğitimler, bu seminerler ile kendimizi yeniliyoruz. Müşterilere devamlı yenilikleri uyguluyoruz ve sorun yaşamıyoruz, müşteri de memnun oluyor, işlerimiz de böylece artıyor. Bu da bizim piyasada güçlü olmamızı sağlıyor.
 
Aytürk: Halil bey 2007’den itibaren bu sektörde hizmet veriyorsunuz her yıl gelişerek devam ediyorsunuz, bu başarının sırrı nedir?
Halil İbrahim Yıldız: Başarımın sırrı, müşteriler beni hangi saatte ararsa arasın her zaman hizmete koştum. Hiçbir müşterimi mağdur etmedim, telefonumu kapatmadım. Arayan müşterime hemen geri döndüm. Hiçbir müşterimle her hangi bir sorun yaşamadım. Avukatlık, mahkemelik olmadım. Beğenmediği bir şey varsa söktüm değiştirdim ve müşteriyi memnun ettim. Hiçbir zaman fazla para da almadım. Bunun yanında gelişen kaliteyi, gelişen malzemenin eğitimini aldık uyguladık ve başarılı olduk. Çalışmamız bundan sonra da inşallah böyle devam edecek.
 
Aytürk: Halil bey tecrübenizden gençlere, genç girişimcilere neler söylemek istersiniz, bir mesajınız var mı?
Halil İbrahim Yıldız: Gençlere mesajım, yapacakları işin eğitimini alsınlar, mesleğini öğrensinler, yılmasınlar cesur olsunlar. Dürüstlük, saygı ve sevgi en büyük sermayedir.
 
Aytürk: Danışmanlık hizmeti almak isteyenlerden ücret alıyor musunuz, kapı pencere yaptıracak olan müşterilere neler söylemek istersiniz, bir mesajınız var mı?
Halil İbrahim Yıldız: Danışmanlık ücreti almıyoruz. Müşteri bizi ne zaman isterse arasın, biz inşaatı gidip görüyoruz, ölçüyoruz fiyatımızı veriyoruz. Kapı pencere yaptıracak olanlar geçmişi bilinen firmalara işi versinler. Müşterinin paralarını alıp mağdur eden firmalardan uzak dursunlar. Benim en fazla dikkat ettiğim konu budur. Bende bu güne kadar hiç kimseye bir yanlışım olmadığı için Allah’a şükür şirketim de her geçen gün büyüyor. Bize bu güne kadar destek olan, bizi tercih eden tüm müşterilerimize çok teşekkür ediyoruz.
 
Aytürk: Verdiğiniz bilgilerden dolayı ben çok teşekkür ediyoruz.
Halil İbrahim Yıldız: Esas ben size tesekkür ediyorum.
 
Türkiye’nin üç geleneksel mirası daha insanlığın ortak mirası olacak. “Geleneksel Ahlat Taş İşçiliği”, “Sedef Kakma Sanatı” ile “İpek Böcekçiliği ve Dokuma için İpeğin Geleneksel Üretimi” UNESCO tarafından koruma altına alınacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ulusal dosya olarak “Geleneksel Ahlat Taş İşçiliği”ni, çok uluslu dosyalar olarak ise “Sedef Kakma Sanatı” ile “İpek Böcekçiliği ve Dokuma için İpeğin Geleneksel Üretimi”ni UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine sundu.

Bakanlık, UNESCO’ya geçtiğimiz yıl sunulan ancak uygulanan kotalar nedeniyle değerlendirmeye alınamayan “Çay Kültürü”, “Nasreddin Hoca Fıkralarını Anlatma Geleneği” ile “Mey/Balaban Zanaatkârlığı ve İcra Sanatı” unsurlarına ilişkin aday dosyalarını da revize ederek yeniden UNESCO’ya bildirdi.

İslami güzel yazı sanatı Hüsn-i Hat’ın da bu yılın Aralık ayında Fransa’nın başkenti Paris’te gerçekleştirilecek UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması 16. Hükümetlerarası Komite Toplantısı’nda değerlendirmeye alınması kesinleşti.

* Türkiye En Çok Unsur Kaydettiren İlk 5 Ülke Arasında*

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine en çok unsur kaydettiren ilk 5 ülke arasında yer alan Türkiye’nin bugüne kadar 20 kültürel değeri listelere kaydedildi.

Bakanlık Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Okan İbiş de yeni sunulan dosyalarla ilgili bir açıklama yaparak, Türkiye’nin kadim kültürel değerlerine ilişkin toplumsal farkındalığı arttıracak ve bu değerlerin uluslararası tanıtımını sağlayacak çalışmalara bir yenisini daha eklediklerini kaydetti.

* Ahlat Taş İşçiliği *

Bakanlık, yüzyıllardır taş ustalarınca Ahlat civarındaki taş ocaklarından volkanik taşların çıkarılması, işlenmesi, süslenmesi ve yapılar inşa edilmesine dayanan kuşaktan kuşağa aktarılan bilgileri, yöntemleri ve estetik anlayışı temsil eden köklü geleneği listelere kaydettirerek korumaya alacak.

* İpek Böcekçiliği ve İpek Dokuma Kültürü *

İpek böceği kozalarının yumuşak, dayanaklı dokumalara dönüşümündeki geleneksel ustalık da UNESCO’ya taşınmasıyla birlikte bu kültürel miras da insanlığın ortak mirası olacak.

* Sedef Kakma Sanatı *

Sedefin ahşap yüzey üzerine kakma yöntemiyle yerleştirilmesine dayalı kadim bir süsleme tekniği olan Sedef Kakma Sanatı ise listeye kaydedildikten sonra UNESCO korumasına alınacak Türkiye’nin diğer bir kültürel değeri olacak.
 
 
(T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı)
 
 
 
 
 
 
- "2021 yılında 8 milyon ihtiyaç sahibine ulaşmayı hedefliyoruz. Bunun için yaklaşık 225 milyon liralık bir bütçe halihazırda bir kısmını ayırdık, bir kısmını da ramazan süresi içerisinde toplayarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayı hedefliyoruz. Ramazan ayı boyunca uyumayacak, çalışacak 60 bin gönüllümüz sahada olacak"
- "Yaklaşık 206 bin aileye ramazanda 500'er liralık nakit yardım yapacağız. 103 milyon lira nakit yardım bu ailelerimize hızlı bir şekilde ulaştırılacak. Burada özellikle altını çizmek istediğimiz bazı illerimiz var ki bu illerimiz geçtiğimiz yıllarda afeti yaşadı. İzmir başta olmak üzere, Elazığ, Malatya, Adıyaman, Diyarbakır, Tunceli ve Giresun'a 23 milyon liralık, afetten etkilenen vatandaşlarımıza ramazan ayında nakit yardım ulaştıracağız"
- "Bu sene yine fitrelerinize, oruç tutamayan ama tutamadığı gün kadar fidye verecek olan vatandaşlarımıza çağrı yapıyoruz, 1 milyon haneden Kızılay olarak fitre ve fidye bekliyoruz"
  

İSTANBUL (AA) - Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, bu yıl 8 milyon ihtiyaç sahibine yardım ulaştırmayı hedeflediklerini, ramazan boyunca 60 bin gönüllünün sahada çalışacağını bildirdi.

Kınık, Türk Kızılay Sütlüce Yerleşkesinde düzenlenen basın toplantısında ramazan ayında yapılacak yardımlara ilişkin bilgi verdi.

Ramazanın insani yardım kuruluşları açısından bir seferberlik ayı olduğunu belirten Kınık, büyük bir iyilik ordusu olarak iyilik ve dayanışma seferberliğine çıktıklarını söyledi.

Kınık, bu yıl ramazanın geçen yılki gibi, özellikle Kovid-19 salgınının tüm dünyayı esir aldığı, ekonomik anlamda da çok ciddi hasarlar bıraktığı ve etkisinin hala devam ettiği bir atmosferde idrak edileceğini anlatarak, özellikle yoksulluğun, ihtiyacın görece daha fazla arttığı bu dönemde dayanışmanın, kardeşliğin ve yardımlaşmanın önemine bir kez daha vurgu yaptıklarını ifade etti.

Kızılay olarak 153 yıldır millete hizmet, devlete destek vermek için kesintisiz yardımları, hem ülkede hem de dünya coğrafyasında ihtiyaç sahiplerine ulaştırdıklarını dile getiren Kınık, şunları kaydetti:

"Bu sene de aynı değerlerle heyecanla ümitle yola çıkıyoruz, milletimizin güvenine, hamiyetperverliğine, yardımlaşma ve dayanışma duygusuna güvenerek yola çıkıyoruz. Ümit ediyoruz ki amaçlarımızı, koyduğumuz çıtaların üzerinde gerçekleştirme imkanımız olur. Ümit ediyoruz ki daha fazla gönüle dokunuruz, daha fazla yarayı sararız, daha fazla mahzun mekanı, gönlü, haneyi şenlendiririz."

Bu yıl da ramazan kampanyasını "Hilal Olsun Türkiye" sloganıyla sürdüreceklerini vurgulayan Kınık, şöyle devam etti:

"Özet olarak 2021 yılında 8 milyon ihtiyaç sahibine ulaşmayı hedefliyoruz. Bunun için yaklaşık 225 milyon liralık bir bütçe halihazırda bir kısmını ayırdık, bir kısmını da ramazan süresi içerisinde toplayarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayı hedefliyoruz. Ramazan ayı boyunca uyumayacak, çalışacak 60 bin gönüllümüz sahada olacak. Üzerinde güneş batmayan iyilik hareketi olan Hilal-i Ahmer dünyanın en doğusundan en batısına kadar delegasyonlarıyla beraber, yurdumuzun 81 vilayetinde, 1000'e yakın ilçe ve beldesinde 60 bin gönüllüsüyle Allah'ın izniyle ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını gidermeye, onların hatırlarını sormaya, onlarla acıları, sıkıntıları, mutlulukları paylaşmaya çalışacak."

- 40 bin aileye 250 TL'lik mobil alışveriş koduyla destek

Kerem Kınık, ramazanda 26 sabit, 44 seyyar aşevinde 2 milyon 256 bin kişiye sıcak iftar menüsü çıkarmayı planladıklarını dile getirerek, kurban paylarının da dağıtılmasına devam ettiklerini, ramazan ayında da ellerinde kalan 570 bin adet yaklaşık 800'er gramlık kavurma konservelerini 2 milyon 280 bin insana ulaştıracaklarını anlattı.

Yardımları artık ağırlıklı olarak nakit alışveriş çeki ya da cep telefonlarına gönderilen mobil alışveriş kodlarıyla yaptıklarını ifade eden Kınık, kişilerin ihtiyaçlarını kendilerinin planlaması açısından bu yöntemin daha uygun bir araç olduğunu, geleneksel ayni yardımların, ramazan ve gıda kolilerinin yine ihtiyaç sahipleriyle buluşacağını aktardı.

Kınık, nakdi yardımlara ilişkin de şu bilgileri verdi:

"Yaklaşık 206 bin aileye ramazanda 500'er liralık nakit yardım yapacağız. 103 milyon lira nakit yardım bu ailelerimize hızlı bir şekilde ulaştırılacak. Burada özellikle altını çizmek istediğimiz bazı illerimiz var ki bu illerimiz geçtiğimiz yıllarda afeti yaşadı. İzmir başta olmak üzere, Elazığ, Malatya, Adıyaman, Diyarbakır, Tunceli ve Giresun'a 23 milyon liralık, afetten etkilenen vatandaşlarımıza ramazan ayında nakit yardım ulaştıracağız. Şubelerimiz aracılığıyla ihtiyaç sahibi ailelere bu yardımları ulaştırmış olacağız. Bunların bir kısmını doğrudan TC kimlik numaralarıyla banka hesaplarına, bir kısmını da cep telefonlarına alışveriş çeki olarak gönderiyoruz."

Mobil alışveriş kodu sayesinde de indirim marketlerinden vatandaşların kendilerine gönderilecek kodlarla alışveriş yapabileceklerini dile getiren Kınık, ramazan ayı boyunca 40 bin aileye 250 TL'lik mobil alışveriş kodu ile toplamda 10 milyon TL değerinde destek verileceğini ifade etti.

Geleneksel yardım yöntemlerinden biri olan Kızılay gıda kolilerinin bu yıl da binlerce ailenin ramazan sofrasına ulaşacağını belirten Kınık, temel gıda maddelerinin bulunduğu paketin 120 TL değerinde olduğunu, toplam 175 bin adet gıda kolisinin 700 bin kişiye ulaştırılacağını anlattı. Kınık, ayrıca 300 bin kişilik giyim yardımının yanı sıra, Türkiye genelinde yaklaşık 400 bin çocuk için de çocuk ramazan kolisinin hazırlandığını söyledi.

- "1 milyon haneden Kızılay olarak fitre ve fidye bekliyoruz"

Kerem Kınık, gerek Kovid-19 salgını gerek savaşlar ve afetlerin de dünyadaki sıkıntıları arttırdığına dikkati çekerek, "Kızılay'ımız hem Kovid-19 süresince hem de sair nedenlerle etkilenmiş olan özellikle de çatışmaların, savaşların batağına batmış olan ve yardıma muhtaç olan aç ve açıktaki mazlumlara da el uzatıyor. Dolayısıyla yurt dışında 18 farklı ülkede bulunan Kızılay delegasyonumuz aracılığıyla 102 bin gıda kolisini inşallah dağıtacağız." şeklinde konuştu.

Yurt dışında Afganistan, Azerbaycan, Bangladeş, Bosna Hersek, Bulgaristan, Endonezya, Filistin, Güney Sudan, Irak, KKTC, Kosova, Makedonya, Pakistan, Senegal, Somali, Sudan, Suriye ve Yemen olmak üzere 18 delegasyonda toplam 963 bin insana ramazan süresince yardımları ulaştırmaya devam edeceklerini aktaran Kınık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yurt dışında da insanlara bayramlık temin edip o insanların bayramı huzur ve onurla geçirmesini sağlamayı hedeflediğimiz için 110 bin kişiye de bayramlık giysi desteği sağlayacağız. Kızılay'ımız bir köprüdür, bir güven köprüsüdür, bir merhamet, yardımlaşma ve dayanışma köprüsüdür. Milletimizin gücüyle inşa edilmiştir. 153 yıldır kesintisiz akış sağlanmaktadır. Bu seyrüseferinde milletimizin destekleri Kızılay gönüllüleri, çalışanlar, Kızılay'ın şubeleri aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine sessiz ve sedasız ama güçlü şekilde buluşmaktadır. Bu sene yine fitrelerinize, oruç tutamayan ama tutamadığı gün kadar fidye verecek olan vatandaşlarımıza çağrı yapıyoruz, 1 milyon haneden Kızılay olarak fitre ve fidye bekliyoruz."

Türk Kızılay Genel Başkanı Kınık, vatandaşların cep telefonları aracılığıyla fitre ya da fidye yazarak "1877'ye" gönderecekleri bir mesajla 28 liralık fitre ya da fidye bedelini ödemiş olacaklarını dile getirerek, "2868"e atılacak mesajla da 10 TL'lik bağış yapılabildiğini söyledi.

Ayrıca Kınık, "www.kizilay.org.tr"den kredi kartıyla online, bankalarda bulunan Türk Kızılay bağış hesaplarından, tüm PTT İşlem Merkezlerinin 2868 no'lu Türk Kızılay Posta Çeki hesabından, 168 Türk Kızılay ücretsiz danışma ve bağış hattından, mobil uygulamadan ve ülke genelindeki tüm Kızılay şubelerinden bağışlarla zekatların ulaştırılabileceğini sözlerine ekledi.

 

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Ankara 1. OSB'yi ziyaret etti: "Yapılan işler sadece yurt içi değil, yurt dışına ihraç imkanı olan ürünler. Bu kabiliyetler sadece savunma sanayisi değil, diğer sektörlere de yetecek kabiliyetler"
 

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı (SSB) İsmail Demir, Ankara Sincan’daki 1. Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) savunma sanayisinde faaliyet gösteren firmalarda incelemelerde bulundu.

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, Demir, savunma sanayisindeki yerli ve milli kabiliyetleri yerinde incelediği firma ziyaretlerine devam ediyor. Demir, Ankara 1. OSB'de Akdaş Döküm, Assan İş Makinaları, MCM Savunma ve Anova Savunma firmalarının yerli ve milli üretimlerini yerinde inceledi, faaliyetler hakkında bilgi aldı.

İsmail Demir, incelemelere ilişkin yaptığı açıklamada, bu ziyaretlerin savunma sanayisi konusunda hem farkındalığın artırılması hem de kabiliyetlerin yerinde tespiti ve ekosistemin genişletilmesi açısından faydalı olduğunu belirtti.

Buradaki üretimlerin savunma sanayisinin altyapısı açısından çok önemli bir rol oynadığını vurgulayan Demir, "Yapılan işler sadece yurt içi değil, yurt dışına ihraç imkanı olan ürünler. Bu kabiliyetler sadece savunma sanayisi değil, diğer sektörlere de yetecek kabiliyetler. Bu da çoklu üretim ve geniş tabanlı bir yapının gereği. Bu açıdan sanayicilerimizi tebrik ediyorum, bu gayreti göstermek ve ülkemize katma değer oluşturmak önemli bir faaliyet." ifadelerini kullandı.

Ziyaret edilen firmalar, güvenlik güçlerinin operasyonlarında kullandığı mühimmat ve güdüm kitlerinin yanı sıra savunma sanayisi sistemlerinin çelik dökümleri ile bu sistemlerde kullanılan paslanmaz çelik ve alaşımlı çelik ihtiyaçlarına dair faaliyet gösteriyor. Firmalar ayrıca güç aktarma sistemleri, yakıt sistemleri, iklimlendirme gibi alt sistemlerin özgün tasarım ve üretimlerini gerçekleştiriyor.

Ziyaret kapsamında, savunma sanayisi platformlarında kullanılan çevresel iklimlendirme sistemleri ve yakıt sistemlerine ait ısı eşanjörleri, fanlar, hava çevrim makinesi, yakıt ve yağ pompaları gibi bileşenler ve bu bileşenlerden oluşan alt sistemlerin test faaliyetleri de yerinde görüldü.

BERLİN (AA) – Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye ile her düzeyde temasta olmaya ihtiyaç duyduklarını söyledi.
 
Merkel, video konferans yoluyla düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’nin ardından düzenlediği basın toplantısında, zirvede AB-Türkiye ilişkilerinin de ele alındığını anımsattı.
 
AB Komisyonun ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisinin sunduğu raporun Türkiye ile çok yönlü ilişkileri ortaya koyduğu için iyi bulunduğunu anlatan Merkel, geçen yıl Akdeniz’in doğusundaki gerilimi herkesin takip ettiğini ve bu gerginliğin giderilmesinden dolayı müteşekkir olduklarını söyledi.
 
Merkel, bir taraftan bundan memnuniyet duyduklarını, diğer taraftan Türkiye’deki iç politikadaki gelişmelere baktıklarını ve endişelerin dile getirildiğini kaydetti.
 
Ancak görüş ayrılığına rağmen sessizliğin bir cevap olmayacağını kaydeden Merkel, "Aksine Türkiye ile her düzeyde temaslara ihtiyacımız var." değerlendirmesinde bulundu.
 
Merkel, bu temasların görüş ayrılıkları kadar ortak çıkarlar üzerine konuşmak için de gerekli olduğuna işaret etti.
 
Yapılan görüşmelerde  ele alınan önemli maddenin AB-Türkiye mutabakatı olduğunu söyleyen Merkel, 5 yaşında olan bu mutabakatın kendisini kanıtladığını, yasa dışı göçü azalttığını, insan kaçakçılarının faaliyetlerini zorlaştırdığını ve özellikle çok sayıda sığınmacıya yardım ettiğini belirtti.
 
Bu mutabakatın Gümrük Birliği konusunu ve modernizasyonunu da içerdiğini aktaran Merkel, “Şimdi fiilen  karar verdiğimiz 2 aşamalı bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Şimdi ilk adımı atıyoruz ve ilişkileri daha fazla geliştirmek için bir yetki veriyoruz ve haziranda başka kararlar vermek istiyoruz. Elbette Akdeniz’in doğusundaki gerilimin azaltılmasının nasıl gelişeceğine de bakacağız.”  ifadelerini kullandı.
 
Merkel ayrıca AB devlet ve hükümet başkanlarının ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesini Avrupa ile ABD arasındaki ilişkiyi normalleştirme yolunda önemli bir adım olarak değerlendirerek, "Bugün ilk buluşmaydı ancak çok önemli ve yeniden yakın temas halinde olduğumuz anlamına gelen bir jestti." şeklinde konuştu.

 

ANKARA (AA) - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ArtAnkara 7. Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı'nı ziyaret ederek stantları gezdi.
 
Akşener'e ATO Congresium'da düzenlenen fuarı ziyaretinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da eşlik etti.
 
Türkiye'nin çeşitli illerinden ve farklı ülkelerden galerileri, müzeleri, sanat kurumlarını ve sanatçıları bir araya getiren fuarda resim, heykel, cam işi gibi çalışmaları inceleyen Akşener, sanatçılarla da sohbet etti.
 
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, fuarda bir sanatçının tablosunu satın aldı.
Zu den Bund-Länder-Corona-Beschlüssen vom 22./23. März 2021 erklärt Hans Peter Wollseifer, Präsident des Zentralverbandes des Deutschen Handwerks (ZDH):
„Die Lockdown-Verlängerung kommt angesichts der wieder steigenden Infektionszahlen zwar nicht überraschend, sie ist aber ein großer Schock für viele Handwerksbetriebe, die direkt oder indirekt von Schließungen betroffen sind. Für sie rückt die Aussicht auf die erhofften Öffnungen erneut in weite Ferne. Damit mag ein Kollaps des Gesundheitssystems vermieden werden. Ein breitflächiger Betriebe-Kollaps wird jedoch immer wahrscheinlicher. Angesichts eines weiterhin fehlenden Planungshorizonts, dazu auch noch stockender oder unzureichender Überbrückungshilfen, werden viele Betriebe nicht überleben können. Ihnen wird keine Chance gegeben, durch eigenes Zutun über Hygiene- und Abstandskonzepte oder testungsbegleitete Öffnungen ihren Kollaps zu verhindern. Dazu darf es aber nicht kommen. Denn diese Betriebe brauchen wir dringend, um wirtschaftliches Leben in der Nach-Corona-Zeit wieder in Schwung zu bringen und Beschäftigung und Ausbildung zu sichern. Insofern ist es richtig, dass die Bundesregierung ein ergänzendes Hilfsinstrument für besonders schwer und über eine sehr lange Zeit von Schließungen betroffene Betriebe entwickeln will. Allerdings wird dies nur wirken können, wenn die Betriebe dann anders als bei vorherigen Programmen auch wirklich unbürokratisch und sehr schnell an die Hilfen kommen.  
 
Jetzt rächen sich mit aller Wucht politische Versäumnisse vor allem beim Impfen und bei der digitalen Nachverfolgung von Infektionsketten. Wir wollen, dass alle gesund bleiben, wir testen, damit alle gesund bleiben. Aber dann muss Politik auch dafür sorgen, dass geimpft wird, was das Zeug hält, damit alle gesund bleiben. Denn Impfen ist das zentrale Instrument, mit dem wir aus dieser Pandemie herauskommen. Hier hakt es weiter erheblich mit fatalen Folgen. Zwar wird auch von der Bundesregierung die Devise impfen, impfen, impfen ausgegeben, allein es fehlt das entsprechende Handeln. Versäumnisse bei der Impfstoffbeschaffung, übermäßiger Impfbürokratismus und die zu späte Einbindung der Haus-, Fach- und Betriebsärzte dürfen das Impftempo nicht derart drosseln, dass am Ende nur ein Dauerlockdown als Antwort bleibt. Jede Impfung ist ein Schritt hin zu mehr Normalität und damit auch wieder zu einer normaleren Geschäfts- und Betriebstätigkeit. Wir können es uns nicht leisten, hier auf der Stelle zu treten und etwa in den Impfzentren nicht verimpfte Dosen zu lagern. Impfstofflagerung kommt in diesen Zeiten einer Normalitäts-Blockade gleich. 
 
Für uns Handwerkerinnen und Handwerker ist es unverständlich, dass die Pandemieeindämmung im perspektivlosen Lockdown-Modus verharrt, obwohl doch mit Impfungen, Testungen und umfassenden Hygienekonzepten weit mehr Instrumente als vor einem Jahr zur Verfügung stehen. Die müssen aber auch entsprechend zum Einsatz kommen. Die Wirtschaft will und kann dazu einen wichtigen Anteil beitragen. Eine Testverpflichtung braucht es nicht. Schon jetzt testen viele Handwerksbetriebe umfänglich ihre Beschäftigten und andere werden das in den nächsten Tagen umsetzen. Das ist umso bemerkenswerter, als das Handwerk kleinbetrieblich strukturiert ist und viele Gewerke nicht im HomeOffice arbeiten können. Eine aktuelle Umfrage belegt, dass rund die Hälfte der Handwerksbetriebe ihren Beschäftigten bereits Tests anbietet oder dies zeitnah plant. Bei den anderen scheitert es häufig nicht am Willen, sondern fehlenden Test-Kits. Das zeigt, dass der gemeinsame Appell der vier Spitzenverbände der Wirtschaft innerhalb kürzester Zeit auf breite Resonanz stößt.
 
Mit schnellem Impfen und mit Testen können wir losgelöst von einer Inzidenzfixierung wieder mehr öffnen. Ein solcher Strategiewechsel ist dringend notwendig, um ein massives Betriebesterben in den betroffenen Gewerken zu verhindern.“
 
Foto: ZDH/Boris Trenkel
https://www.zdh.de//presse/pressemitteilungen/mit-der-perspektivlosen-lockdown-verlaengerung-droht-vielen-betrieben-der-kollaps/
Zum Kabinettsbeschluss am 24. März 2021 über das Körperschaftsteuer-Modernisierungsgesetz (KöMoG) erklärt ZDH-Generalsekretär Holger Schwannecke:
 
„Das vom Bundeskabinett beschlossene Körperschaftsteuer-Modernisierungsgesetz geht an den Erfordernissen und Erwartungen des Handwerks vorbei. Besonders enttäuschend für viele Handwerksbetriebe ist, dass die vermeintliche Gesetzesmodernisierung nicht genutzt worden ist, um die Anwendbarkeit der Thesaurierungsrücklage zu vereinfachen. Gerade vor dem Hintergrund der Corona-Krise zeigt sich, wie wichtig eine gute Eigenkapitalbasis der Unternehmen ist, um Krisen besser abfedern und weiterhin Investitionen vornehmen zu können. Es ist die Chance vertan worden, durch eine verbesserte Thesaurierungsbegünstigung Betrieben einen größeren Anreiz zu geben, Gewinne im Unternehmen zu belassen und diese zu reinvestieren.
 
Es ist nicht zielführend, lediglich eine Option zur Besteuerung als Kapitalgesellschaft einzuführen.  Zum einen ist es für viele kleine und mittlere Unternehmen wenig praktikabel, die komplexen Regelungen des Körperschaftssteuergesetzes anzuwenden. Zum anderen kann die Option nur einheitlich für die Gesellschaft ausgeübt werden. Die Thesaurierungsrücklage kann der Gesellschafter hingegen individuell ausüben.
 
Irritierend und bedauerlich ist zudem, dass eine solch weitreichende Reform bisher ohne ausreichende Einbindung von Wirtschaft und Wissenschaft ausschließlich auf ministerieller Ebene diskutiert wurde.“
 
Quelle Pressemitteilung: 
Foto: ZDH/Boris Trenkel
Zur Verabschiedung der Deutschen Nachhaltigkeitsstrategie 2021 durch das Bundeskabinett erklärt Hans Peter Wollseifer, Präsident des Zentralverbandes des Deutschen Handwerks (ZDH):
 
„Es ist gut, dass die Deutsche Nachhaltigkeitsstrategie mit nunmehr einem halben Jahr Verzögerung endlich vorliegt. Wichtig ist jetzt, bei der Umsetzung wirklich alle Wirtschaftsteilnehmer mit einzubeziehen, insbesondere auch das Handwerk. Leider schöpft die nun vorliegende fortentwickelte Version der Deutschen Nachhaltigkeitsstrategie das umfangreiche Erfahrungs- und Handlungspotenzial des Handwerks bislang nicht aus.
 
Für das Handwerk ist Nachhaltigkeit ein gewachsener Teil seiner Werte, seines Selbstverständnisses und seines Handelns. Bei der Umsetzung der Energiewende ist das Handwerk ein zentraler Akteur. Nachhaltiges Denken und Handeln im Handwerk gehen aber weit über Umwelt- und Klimaschutz hinaus: Das Handwerk lebt Nachhaltigkeit etwa auch in den Bereichen Fachkräfteausbildung, Beschäftigung und Existenzgründung, Generationengerechtigkeit oder bei der Ausrichtung von Produktionsbereichen. Die Politik sollte diese Erfahrungskompetenz deutlich stärker nutzen und durch entsprechende Rahmenbedingungen flankieren.
 
Der hohe Stellenwert, den das Handwerk dem Thema Nachhaltigkeit beimisst, wird auch deutlich in dem an diesem Donnerstag stattfindenden ZDH-Forum Nachhaltigkeit „Wir denken in Generationen“: Gemeinsam mit Svenja Schulze, Bundesministerin für Umwelt, Naturschutz und nukleare Sicherheit, mit Armin Laschet, Ministerpräsident des Landes Nordrhein-Westfalen und Vorsitzender der CDU Deutschlands, und mit Annalena Baerbock, Bundesvorsitzende von Bündnis 90/Die Grünen, wird diskutiert, wohin die Reise für Deutschland und das Handwerk in Sachen Nachhaltigkeit geht. Im Anschluss blicken wir in einer fachlichen Diskussionsrunde mit einer gesellschaftlichen und wissenschaftlichen Perspektive in die Praxis. Die Veranstaltung ist Ausdruck unseres Anspruches, beim Thema Nachhaltigkeit zu „wissen, was zu tun ist“.“
 
Foto: ZDH/Boris Trenkel