Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Landrat Neumeyer setzt sich für MINT-Bildung im Landkreis ein: Gewinner der Bildungsfahrten ausgelost

 

Schüler der Anton-Balster-Mittelschule aus Neustadt an der Donau sind die glücklichen Gewinner der MINT-Bildungsfahrt zur Experimentierwerkstatt in Langquaid. Aufgrund einer begrenzten Platzzahl hat im Sinne der Chancengleichheit das Los entschieden, das Landrat Martin Neumeyer persönlich gezogen hat.

 

Das Amt für Ernährung Landwirtschaft und Forsten Abensberg-Landshut stellt den Jugendliche der sechsten Klasse der Mittelschule lernen am 23. April das Thema „Boden und Wasser“ spielerisch mit informativen Experimentier- und Mitmachstationen vor. Die Schülerinnen und Schüler können selbst herausfinden, welches Wechselspiel zwischen Böden und Wasser stattfindet, und wie dies unsere Umwelt beeinflusst.

 

Eine weitere MINT-Bildungsfahrt findet Mitte Mai, ebenfalls in die Experimentierwerkstatt, statt. Den Zuschlag hierfür hat eine 9. Klasse des Donau-Gymnasiums Kelheim erhalten. Die Schülerinnen und Schüler erhalten von Dr. Jürgen Fritsch (Universitätsklinikum Regensburg) einen Vortrag zum Thema „Was ist/Was kann moderne Biologie? Wie wird man Biologe?“. Anschließend erhalten sie noch praxisnahe Anwendungsbeispiele der modernen Biologie.

 

Die MINT-Bildungsfahrten werden vom Regionalmanagement des Landkreises Kelheim organisiert. Sie sind Teil eines vom Bayerischen Staatsministerium für Wirtschaft, Landesentwicklung und Energie geförderten Projektes, welches sich gebündelt handwerklich-technischen und berufsorientierten Themen widmet.

 

Aşaĝı Saksonya Eyalet Başbakanı Stephan Weil’ın ev sahipliğinde geleneksel bayram resepsiyonu verildi.

Ramazan Bayramı münasebetiyle verilen resepsiyon, yoğun katılımla gerçekleşti. Tarihi başbakanlık konutunda düzenlenen resepsiyona; Hannover Başkonsolosluğu Muavin Konsolosu Ahmet Bekir Göksu, Aşağı Saksonya ve Bremen DİTİB Dini Danışma Kurulu Başkanı Tevfik Altınpınar, Eyalet Birliği Başkanı Hacı Mehmet Yabaş’ın yanı sıra, dini cemaatlerin başkan ve yöneticileri ile iş, sanat, siyaset ve bilim dünyası ile farklı kuruluşlardan iki yüze yakın davetli katıldı.

 

Aşağı Saksonya Eyalet Başbakanı Stephan Weil, uzun yıllardır eyalette yaşayan Müslüman kuruluşların temsilcilerini her yıl geleneksel olarak resepsiyona davet ettiklerini belirtti. Düzenledikleri bu etkinliğin her sene planlandığını ve katılımın kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Başbakan Weil, 2013'te başlayan bu geleneğin başlangıcından bu yana her şeyin daha iyiye gittiğini, maalesef savaşların yaşandığını ve bu durumun herkesi üzdüğünü dile getirdi.

Başbakan Weil, “Hannover'de yaklaşık 40 bin, Aşağı Saksonya genelinde ise 450 bin Müslüman yaşıyor. Ramazan ayı boyunca birçok Müslüman, dayanışma ve birlik duygularını güçlendirmek amacıyla her akşam dostlarını ve komşularını iftar sofralarına davet etti. Misafirperverlik ve karşılıklı saygının sembolü olan bu ortak yemeklerde barışın, huzurun ve birlikte yaşamın önemini vurguladı ve Hannover’i herkesin evi olarak nitelendiriliyorum” dedi.

 

Hoşgörü ve güven ortamı oluşturulması gerektiğini vurgulan Başbakan Weil, özellikle Filistin'deki dramın Müslümanları derinden etkilediğini söyledi. Başbakan Weil, Federal Almanya başta olmak üzere eyalette yaşayan Müslümanların topluma katkılarından memnuniyet duyduklarını ve sürekli olarak daha iyi şeyler yapma konusunda diyalog içinde olduklarını vurguladı. Weil konuşmasını, Müslüman topluluğun bayramını tebrik ve katılımcılara da teşekkür ederek sonlandırdı.

Resepsiyonda Müslümanlar adına bir konuşma yapan Aşağı Saksonya ve Bremen Eyalet Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Şaban Yabaş ise, geleneksel davet için Eyalet Başbakanı Stephan Weil’e teşekkür etti. Almanya'da on binlerce Müslümanın gönüllü olarak çalıştığını ve ortak projelere katkı sağladığını belirten Yabaş, Filistin'deki şiddetin son bulması ve barışın sağlanması gerektiğini, İslam dininin ve diğer dinlerin barıştan yana olduğuna dikkat çekti. Kendisinin Müslümanlar adına konuşmacı olarak seçilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Yabaş, Mübarek Ramazan Bayramı'nı kutlayarak, davet için Eyalet Başbakanı Stephan Weil’e teşekkür etti.

 

Kabak ve bendir ile enstrümantal müzik sunumunun yapıldığı program karşılıklı sohbetlerle devam etti.

 

 

AKPM İlkbahar Olağan Genel Oturumu’na paralel gerçekleştirilen çalışma ziyaretinde ABTTF Başkanı Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ile görüştü.

 

Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) İlkbahar Olağan Genel Oturumu’na paralel olarak 15-17 Nisan 2024 tarihlerinde Strazburg’a çalışma ziyaretinde bulundu. 

 

ABTTF Başkanı Halit Habip Oğlu ve ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık’tan oluşan ABTTF heyeti, AKPM üyesi parlamenterler ve Avrupa Konseyi organları ile yaptığı görüşmelerde Batı Trakya Türk toplumunun örgütlenme özgürlüğü ile ilgili olanlar başta olmak üzere güncel sorunlarını dile getirdi. 

 

Üç günlük çalışma ziyaretinde ABTTF Başkanı Habip Oğlu, 1 Nisan’da görevine başlayan Avrupa Konseyi’nin yeni İnsan Hakları Komiseri Michael O’Flaherty ile makamında görüştü.

 

Strazburg’daki temasları çerçevesinde ABTTF heyeti, AKPM Norveç Ulusal Heyeti Başkanı ve AKPM’de Avrupa Halk Partisi (EPP) Grubu Başkan Yardımcısı Ingjerd Schie Schou, AKPM Türk Heyeti Başkanı Yıldırım Tuğrul Türkeş, AKPM Türk Heyeti üyeleri Abdurrahman Babacan, Mehmet Akalın, Mustafa Canbey, Sena Nur Çelik Kanat, Yunus Emre ve Zeynep Yıldız ve Avrupa Konseyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararları İcra Dairesi ile görüştü. 

 

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ve siyasilerle yapılan görüşmelerde ABTTF Başkanı Habip Oğlu, Yunanistan’da hukukun üstünlüğünün son dönemde ciddi bir biçimde tehdit altında olduğunu ve sistematik olarak ihlal edildiğini belirterek, Mart 2024’te yapılan bir ankete göre ülkede her 10 kişiden yalnızca 3’ünün yargıya ve yargıçlara güvendiğini söylediğini kaydetti. Yunanistan’ın üyesi olduğu Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’nin (AB) ülkede hukukun üstünlüğünün giderek kötüleşmesini yakından takip ettiğine dikkat çeken Habip Oğlu, Avrupa Parlamentosu’nun Şubat 2024’te aldığı kararla Yunanistan’da hukukun üstünlüğünü tehdit eden ciddi gelişmeler karşısında AB Komisyonu’nu harekete geçmeye çağırdığını ifade etti. 

 

Habip Oğlu, Yunanistan’ın Batı Trakya Türk toplumunun varlığını ve kimliğini inkar ettiğinin altını çizerek, ABTTF dahil Türk toplumunun kurum ve kuruluşları ile önde gelen temsilcilerinin siyaset ve ana akım medyada nefret söylemi ile doğrudan hedef gösterildiğini ve ötekileştirildiğini ifade etti.  

 

AİHM Kararları İcra Dairesi ile yapılan görüşmede ABTTF heyeti, Yunanistan’ın Bekir Usta ve Diğerleri Dava Grubu’ndaki İskeçe Türk Birliği, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç İli Azınlık Gençleri Derneği ile ilgili aleyhindeki AİHM kararlarını 16 yıldır uygulamadığını vurgulayarak, bunun hukukun üstünlüğü ilkesinin açık bir ihlali olduğunu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin söz konusu dava grubunu 11-13 Haziran 2024 tarihlerindeki bir sonraki toplantısında yeniden inceleyeceğini kaydetti. 

 

 

 

 

Ende Februar fand im alten Lager des Fachbereichs Jugend und Familie der Stadt Würzburg in der Wredestraße Zellerau ein gut besuchtes Familienfest mit Flohmarkt und Seifenkistenversteigerung statt.
Hintergrund für die Aktion war, dass nach vielen Jahren der traditionsreichen Seifenkistenrennen im Frauenland das Projekt unter anderem aufgrund mittlerweile mangelnder Relevanz für Kinder und Jugendliche eingestellt werden musste.


Bei der Versteigerung der alten Kisten, die von Thomas Menzel des Vereins „Kiwanis Club Würzburg“ moderiert wurde, kamen insgesamt ca. 500 Euro zusammen – zusätzlich dazu noch ein paar Euro über den Verkauf der Flohmarktartikel des alten Jugendamtslagers.
Kiwanis stockte diesen Betrag nun großzügig auf insgesamt 2250 Euro auf. Dieses Geld kommt der Zellerauer Kinder- und Jugendarbeit zu Gute – das Jugendzentrum Zellerau und das Spieli in der Zellerau können sich jetzt über jeweils mehr als 1000 Euro für eigene Projekte oder Investitionen in ihrer Einrichtung freuen!

ANKARA (AA) - Brent petrolün varili, uluslararası piyasalarda 89,79 dolardan işlem görüyor.

Dün 90,84 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı, günü 90,02 dolar seviyesinde tamamladı. Brent petrolün varil fiyatı, bugün saat 10.20 itibarıyla kapanışa göre yüzde 0,25 düşüşle 89,79 dolar oldu. Aynı saatte Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili 85,08 dolardan alıcı buldu.

Petrol fiyatlarının düşüşünde dünyanın en büyük petrol tüketicisi ABD'nin ticari ham petrol stoklarındaki artış öngörüsünün ülkede talebin zayıf seyrettiği algısını güçlendirmesi etkili oldu.

 

Amerikan Petrol Enstitüsü (API), ABD'nin ticari ham petrol stoklarının geçen hafta 4 milyon 90 bin varil artacağını öngördü. Bu rakam bir önceki hafta 3 milyon 34 bin varil seviyesindeydi.

Ayrıca ABD dolarının diğer para birimleri karşısında güçlenmesi de piyasa oyuncuları için petrolü daha pahalı hale getirerek fiyatlardaki düşüşü destekledi. ABD dolar endeksi şu sıralarda 106,35 seviyesinde bulunuyor.

Bunun yanı sıra, küresel piyasalarda ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz kararına ilişkin belirsizlikler petrol fiyatlarının düşmesine sebep oluyor.

 

Analistler, Fed'in mayısta politika faizini sabit bırakacağına kesin gözüyle bakarken, bankanın faiz indirimine haziranda başlama ihtimali yüzde 15'e, temmuzda ise yüzde 42'ye geriledi. Fed'in eylülde ilk faiz indirimine gitme olasılığı da yüzde 67 seviyesinde değerlendiriliyor.

Bu durum, ABD dolarının diğer para birimleri karşısında değer kazanmasını sağlarken, petrolü alıcılar için daha pahalı hale getirerek petrol fiyatları üzerinde olumsuz etki yaratıyor.

Öte yandan, Orta Doğu'da durulmayan suların tedarik kesintilerine sebep olacağı düşüncesi arz endişelerini artırarak fiyatların düşüşünü sınırlamaya devam ediyor.

 

Brent petrolde teknik olarak 90,77 ile 91,52 dolar aralığının direnç, 89,34 ile 88,66 dolar aralığının ise destek bölgesi olarak izlenebileceği belirtiliyor.

 

ANKARA (AA) - ABD, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın Birleşmiş Milletlerdeki (BM) toplantılara katılmak üzere ülkeye gelmesi durumunda hareketlerinin kısıtlanabileceği sinyalini verdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin İran Dışişleri Bakanı'nın vizesini kısıtlayıp kısıtlamayacağı sorusuna, "İran Dışişleri Bakanı'nın Birleşmiş Milletlerdeki toplantıya katılması durumunda, kendisini BM dışında çok fazla yerde görmeyi beklemiyorum." yanıtını verdi.

 

Belirli diplomatların hareketlerine ciddi kısıtlamalar getirebileceklerine işaret eden Miller, "Hareketlerinde ciddi kısıtlamalar görmeyi bekleyebilirsiniz." dedi.

Miller, ABD'nin İran'ın nükleer silahlar ve balistik füzeler için Kuzey Kore ile işbirliği konusundaki endişelerinin sorulması üzerine "Kesinlikle bu bizim son derece endişe duyduğumuz bir konu." ifadesini kullandı.

 

- Abdullahiyan, yarın New York'ta olacak

İran'ın BM Misyonu, Dışişleri Bakanı Abdullahiyan'ın BM Güvenlik Konseyinde İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin yapılacak toplantıya katılmak üzere yarın New York'ta olacağını teyit etmişti.

İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2'si general 7 İranlı yetkili ölmüştü.

İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran, 13 Nisan'da İsrail'e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlatmıştı.

 

İran bazı hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.

İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin İran’ın hava saldırısına karşı “açık ve etkili” şekilde karşılık verme kararı aldığını iddia etmişti.

 

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, İran'ın İsrail'e saldırısının ardından herkesin tüm bölge için gerilimin azaltılması yönünde katkıda bulunması çağrısı yaptı.

Baerbock, başkent Berlin'de Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ile yaptığı görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

 

Orta Doğu'da aylardan beri kalıcı barış için çalıştıklarını dile getiren Baerbock, "Bölgedeki tüm devletlerin sakin ve kararlı tepkisi Tahran'daki rejimin daha fazla şiddet görme hesabının işe yaramadığını gösteriyor. Kimse yangına körükle gitmemeli. Bu özellikle İran ve onun, Hizbullah ve Husiler gibi yardımcıları ve vekilleri için de geçerlidir." ifadelerini kullandı.

Baerbock, İsrail'in savunmasının güçlü ve başarılı olduğunu belirterek, "İsrail'in müttefikleri, kesin bir şekilde onun yanındadır." dedi.

Söz konusu müttefiklerin önemli olduğunda eyleme geçmeye de hazır olduğunu ifade eden Baerbock, bu yüzden sağduyulu ve sorumlu hareket edilmesi gerektiğini kaydetti.

 

- İsrail'e gidecek

Baerbock, özellikle üçüncü ülkelerin bu şiddet sarmalına dahil edilmemesi gerektiğini kaydederek, "Alman hükümeti olarak bizim için de bu kırılgan dönemde tüm bölge için gerilimin azaltılmasına hep birlikte katkıda bulunulması son derece önemlidir. Bu yüzden tekrar bugün İsrail'e gideceğim." diye konuştu.

İsrailli ortaklara Almanya'nın dayanışma içinde olduğu güvencesini vereceğini aktaran Baerbock, şiddetin daha da artmasının nasıl önlenebileceğini konuşacaklarını ifade etti.

- Baerbock, İran'a karşı yaptırımları genişletmek istiyor

Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, gerilimi tırmandırmadan İran'ın durdurulmasının önemli olduğunu söyledi.

Daha önce insansız hava araçlarına ilişkin İran'a yaptırım kararı alındığına işaret eden Baerbock, sonbaharda Fransa ve diğer partnerle bu yaptırımların daha da genişletilmesini istediklerini, bu adımın şimdi Avrupa Birliği'nde atılmasını umut ettiklerini belirtti.

 

- "Gazze'nin kuzeyine çok az yardım gidiyor"

Gazze'deki duruma da değinen Baerbock, burada insanların hayatta kalmaları için her şeye ihtiyaç duyduklarını vurguladı.

Gazze'ye daha fazla insani yardım girmesi için çaba harcadıklarını ifade eden Barbock, "Özellikle Gazze'nin kuzeyine çok az yardım gidiyor." dedi.

Gazze'ye kara yoluyla çok az yardım gittiğine dikkati çeken Baerbock, havadan yapılan yardımların oradaki büyük acil durumu hafifletmediğini kaydetti.

 

Baerobck, "Gazze'ye hala çok az insani yardım ulaştırılmasının önündeki engelleri, bahaneleri ya da adına ne derseniz deyin, pragmatik bir şekilde aşmak hepimizin ortak uluslararası sorumluluğudur." ifadesini kullandı.

Bu konuda somut tedbirler üzerinde çalıştıklarını anlatan Baerbock, Ürdün koridoruyla İsrail’in güvenliğini etkilemeden yardımın Gazze’ye ulaşmasını ümit ettiğini belirtti.

Baerbock bu yolla günde 100 tırın doğrudan Gazze’ye ulaşmasını hedeflediklerini, bunun ön şartının İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) ile yardımların dağıtılması konusunu uygulamaya koyması olduğunu kaydetti.

Bu konuda BM ile somut öneriler sunacaklarını belirten Baerbock, yarın İsrail'de yapacağı görüşmelerde buna da değineceğini ifade etti.

 

Baerbock Gazze'nin kuzeyinde daha fazla sınır kapısının açılmasına ihtiyaç duyulduğunu dile getirerek her tırın insanların hayatını kurtarabileceğini söyledi.

Bu yüzden normalde dışişleri bakanlarının çalıştığı alan olmayan teknik, ulaşım ve yerinde dağıtıma ilişkin somut tedbirler konusuyla ilgilendiklerini belirten Baerbock, şöyle konuştu:

"Geçmişte benim ülkem Birleşmiş Milletlere sadece çek yazardı ancak para sağlamak yeterli olmuyor. Şimdi yapmamız gereken, meslektaşımın az önce açıkça ifade ettiği hususlarda Birleşmiş Milletler ile birlikte çalışmaktır. Yerinde ihtilafı önlemeye, tırların Gazze'ye gitmesi için güvenli yollara ihtiyaç var. World Kitchen'na ya da yakın zamanda UNICEF'te yaşandığı gibi, yardım nakillerinin saldırıya uğramaması ve insanlara güvenli bir şekilde ulaşabilmesi için güvenlik garantilerine ihtiyaç var. Tırlar için şoförlere ihtiyaç var ve daha sonra bunların İsrail makamları tarafından hızlı bir şekilde yetkilendirilmeleri gerekiyor. Bu önümüzdeki birkaç gün boyunca her ikimiz için de ana görevlerden biri olacak.”

 

KÖLN (AA) - Almanya'daki ana muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisinin geçen yıl Aralık ayında açıklanan temel program taslağında yer alan ve Müslümanların tepkisini çeken bir maddede değişikliğe gidildiği bildirildi.

 

Kamu televizyonu ARD'de yer alan haberde, taslakta yer alan "Değerlerimizi paylaşan Müslümanlar Almanya'ya aittir." ifadesinin ülkede tartışmalara neden olduğu hatırlatıldı.

Bu ifadenin, "Değerlerimizi paylaşmayan ve liberal toplumumuzu reddeden bir İslam Almanya'ya ait değildir." olarak değiştirildiği belirtildi.

CDU'nun 6-8 Mayıs tarihlerinde Berlin'de düzenlenecek konferansında, temel parti programının oylanacağı kaydedildi.

 

Temel program taslağında, birçok Müslümanın, onlarca yıldır Almanya'da yeni bir yuva bulduğuna dikkat çekilerek, bunların çok azının büyük İslami derneklerde örgütlendiği belirtildi.

Taslakta, ülkedeki Müslümanların kendilerini organize etmelerinin desteklendiği ifade edildi.

 

CDU'nun Aralık 2023'te açıkladığı taslaktaki Müslümanlarla ilgili kısım, özellikle ülkede yaşayan Müslümanlar tarafından tepki çekmiş ve "CDU'nun Almanya'da Müslümanlar için artık bir merkez partisi olmadığı" yorumlarına neden olmuştu.

Im Rahmen eines durch die gesetzlichen Krankenkassen und deren Verbände in Bayern geförderten Projektes, möchte das Aktivbüro der Stadt Würzburg die Selbsthilfe wieder sichtbarer machen. Die Fotomodels sollten aus der hiesigen Selbsthilfelandschaft stammen, so dass Ende letzten Jahres die rund 250 Würzburger Selbsthilfegruppen angeschrieben und ein entsprechender Aufruf gestartet wurde. Ergänzend konnte für das Projekt der Würzburger Fotograf Benjamin Brückner gewonnen werden, welcher vier Personen aus der Selbsthilfe ehrenamtlich ablichtete. Die Plakate wurden von der städtischen Grafikabteilung entwickelt und für den Druck an den Straßenbahn- und Bushaltestellen vorbereitet. „Ein solch großes, öffentlichkeitswirksames Projekt benötigt viel Planungs- und Vorlaufszeit“, erläutert die Sozialreferentin, Dr. Hülya Düber. Zeitgleich ist es ihr sehr wichtig, die Selbsthilfe in die Erinnerungen der Würzburger Bürger und Bürgerinnen zurück zu holen. Denn dass Selbsthilfe wirkt, hat die Sozialreferentin auch schon selber erfahren dürfen. „Der Austausch mit Gleichgesinnten, Menschen die ähnliches erlebt und erfahren haben, ist eine ungemeine Bereicherung in unserer Stadtgesellschaft. Ich möchte mich an dieser Stelle noch sehr herzlich bei unseren Modellen und deren Mut sich veröffentlichen zu lassen, bedanken. Ebenso bei Herrn Brückner, der die Fotoshootings mit viel Einfühlungsvermögen begleitet hat. Dass wir auf echte und hiesige Personen zurückgreifen konnten, macht unser Projekt lebensnah, was mir besonders wichtig ist.“

 

Selbsthilfe wird von den Krankenkassen als eine Säule der Gesundheitsförderung angesehen. Somit können sich krankheitsbezogene Selbsthilfegruppen über den Runden Tisch der Krankenkassen finanzieren lassen. Die Wirksamkeit wird beispielsweise durch die SHILD-Studie untermauert. Besonders positiven Einfluss hat die Selbsthilfe auf das eigene emotionale Erleben, den Wissenserwerb zur Erkrankung sowie zu sozial-, pflege- und arbeitsrechtlichen Regelungen. Die einzelnen Gruppen haben für sich verschiedene Rituale festgelegt, die meisten beginnen jedoch mit einer kurzen Einstiegsrunde, in der das tagesaktuelle Gesprächsthema festgelegt wird. Darüber hinaus können auch Referenten und Referentinnen für einzelne Gruppentreffen angefragt werden, welche zu den entsprechenden Themen informieren. Gegen Ende des Treffens findet oftmals eine kurze Abschlussrunde statt, die individuell gestaltet wird. Selbsthilfe ist grundsätzlich kostenfrei, je nach dem wo sich Gruppen treffen, können Kosten für Räumlichkeiten anfallen. Der Turnus der Gruppentreffen ist von Gruppe zu Gruppe unterschiedlich. Wichtig ist ebenfalls, dass die Teilnahme anonym stattfinden kann. „Viele Menschen haben den Eindruck, dass Selbsthilfegruppen lediglich Kreisgespräche bedeuten und sich ältere Menschen zusammentun. Dies ist jedoch nicht der Fall“, betont Kristin Funk, Leiterin des Aktivbüros. „Insbesondere die Junge Selbsthilfe nimmt an Fahrt auf. Nach der Corona Pandemie ist hier ein Anstieg an Gruppen und Teilnehmenden zu erkennen. Selbsthilfe kann vieles, beispielsweise auch hybride Treffen ermöglichen, so dass mobil eingeschränkte Personen oder chronisch erkrankte Menschen zueinander finden können.“

 

Das Würzburger Universitätsklinikum sowie das Klinikum Würzburg Mitte haben die Wirksamkeit von Selbsthilfe anerkannt und sind bereits seit einigen Jahren bzw. derzeit auf dem Weg zum Selbsthilfefreundlichen Krankenhaus. Die Selbsthilfebeauftragten vor Ort stellen eine Schneise zwischen medizinischen Fachkräften und Patienten sowie der entsprechenden Selbsthilfekontaktstelle dar. Ziel ist es, dass Patienten und Patientinnen neben der medizinischen Behandlung möglichst schnell von der Option der Selbsthilfe erfahren. Denn auch während eines aktuellen Behandlungsprozesses kann die Stärkung der eigenen Wirksamkeit dazu beitragen, sich umfassender mit der eigenen Situation auseinanderzusetzen und hilfreiche Informationen zu erhalten.

 

Um die Selbsthilfe wieder in die Köpfe der Würzburger und Würzburgerinnen zurück zu holen, plant das Aktivbüro, welche als Selbsthilfekontaktstelle gilt, mehrere Plakataktionen in diesem Jahr. Den Auftakt machen die großen Poster an den Bus- und Straßenbahnhaltestellen, welche in den Kalenderwochen 15 und 16 aushängen. Anschließend sollen sie noch in der Stadt und in den öffentlichen Verkehrsmitteln anzutreffen sein. Wer sich über die Selbsthilfe und entsprechende Gruppen informieren möchte, kann dies unter www.wuerzburg.de/aktivbuero oder während der Sprechzeiten des Aktivbüros telefonisch unter 0931-37 3468 tun.

 

 

BU: Hingucker an Haltestellen – Plakataktion macht Selbsthilfe in der Stadt sichtbar! V.l.n.r: Kristin Funk (Leiterin Aktivbüro), Benjamin Brückner (Benjamin Brückner Photography), Sozialreferentin Dr. Hülya Düber

Foto: Kerstin Dittmann

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Köln Bölge Veliler Birliği tarafından Ramazan ayı münasebetiyle düzenlenen yarışmada dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Köln Bölge Veliler Birliği tarafından Kur’an kurslarına devam eden öğrenciler arasında ‘On Bir Ayın Sultanı Ramazan’ konulu şiir, resim ve maket dallarında yarışma düzenledi.

Bölgede 50 cami derneğinin temel dini bilgiler kursunda eğitim gören öğrenciler, düzenlenen bu yarışmada birbirinden güzel eserler ortaya koydular. Kendi el emeklerini ve hayal güçlerini ortaya koydukları bu güzel etkinlikte, öğrenciler hem eğlendi, hem de öğrendi.

 

Ailelerin çocukları ile birlikte olmalarına ve birbirlerine vakit ayırmalarına vesile olmak amacıyla her yıl farklı alanlarda ve farklı konularda yarışmalar düzenlediklerini söyleyen DİTİB Köln Bölge Veliler Birliği Başkanı Kader Durmuş, “Veliler Birliği olarak ‘Medeniyetlerin Yaşadığı Anadolu Resim Yarışması’, ‘İslami Semboller Maket Yarışması’, Hayalimdeki Camii Resim Yarışması’ ve ‘Çevrimiçi Bilgi Yarışması’, ‘Valizler Dolusu Umut Röportaj Yarışması’nın ardından bu yıl da ‘On Bir Ayın Sultanı Ramazan’ konulu şiir, resim ve maket dallarında yarışma düzenledik” dedi.

 

450'den fazla eser yarışmaya katıldı

Çocuklar, Ramazan'ın manevi atmosferini ve dini açıdan önemini resim, maket ve şiir gibi alanlarla ifade etme fırsatı bulduklarını dile getiren Durmuş, “Ramazan ayı, dini ve manevi değeri yüksek olan önemli bir zaman dilimidir. Aileler, arkadaşlar ve komşular arasındaki muhabbet, birlik ve beraberliğin hat safhaya çıktığı dönemdir. Çocuklar dört gözle oruç tutmak için Ramazan’ın gelmesini beklerler. Biz de bu yıl çocuklarımız için ‘On Bir Ayın Sultanı Ramazan’ konulu 6-9 yaş arası resim, 10-12 yaş arası maket ve 13-15 yaş arası şiir yarışmaları düzenledik. Toplam 450'den fazla eser yarışmaya katıldı. En zor kısım ise Köln Dini Danışma Kurulu Başkanı Ahmet Sinan Kara ve Veliler Birliği yönetimi ile birlikte bu eserleri seçmek oldu. Bir sıralama yaptık, çocuklarımız güzel eserleriyle başarı sağlamışlardır. Bu vesileyle yarışmaya katkı sonun derneklerimizin başkan ve yöneticilerine, hocalarımıza, velilerimize ve yarışmaya katılan öğrencilerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu.

 

Hürth DİTİB Camii’nde düzenlenen ödül törenine; Köln Veliler Birliği yönetim kurulunun yanı sıra yarışmada dereceye giren öğrenciler ve velileri katıldı.

Konuşmaların ardından ‘On Bir Ayın Sultanı Ramazan’ konulu 6-9 yaş arası resim, 10-12 yaş arası maket ve 13-15 yaş arası şiir yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

Ödül töreni sonrası yarışmaya dair duygularını ifade eden öğrenci velileri, etkinlik vesilesiyle evlerinde büyük bir heyecan yaşandıklarını dile getirdiler, bu anlamlı yarışmayı düzenleyen veliler birliğine ve hocalarına teşekkür ettiler.