Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
BERLİN (AA) - Almanya’da Kovid-19 vakalarının daha fazla armasını önlemek için eyalet yönetimlerinden maske takma zorunluluğu getirilmesi istendi.
Alman Tabipler Birliği Başkanı Susanne Johna, eyalet yönetimlerden artan Kovid-19 vaka sayılarına karşı harekete geçmesini talep ederek, vaka sayılarının çok yüksek olduğu bölgelerde toplu taşıma ve halka açık kapalı alanlarda FFP2 maske takma zorunluluğu getirilmesi gerektiğini söyledi.
Johna, eyaletlerin hastanelere aşırı yüklenme olmaması için salgının durumunu yakından takip ederek kararlar almasını istedi.
Hastanelerdeki durumuna dikkati çeken Johna, hastanelerde Kovid-19 testi pozitif çıkan hastaların sayısının bir önceki haftaya göre iki kat arttığını, yoğun bakım servislerinde de Kovid-19 hastalarının sayısının arttığının görüldüğünü anlattı.
Johna, "Acil servislere şimdiden aşırı yüklenme var, bazı eyaletlerde acil durum yönlendirme merkezleri hastalar için ambulanslarda boş yer bulmada zorluk yaşıyor." ifadelerini kullandı.
Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach da eyaletlere, büyüyen Kovid-19 dalgısına karşı mücadelede kapalı alanlarda maske zorunluğu getirilmesi çağrısında bulunarak, eyaletlerden Enfeksiyonu Koruma Yasası’nda yer alan bu imkanı kullanmasını talep etti.
Lauterbach, federal hükümetin eyaletleri bu konuda zorlayamayacağını belirterek, Kovid-19 dalgasının kendiliğinden de azalmayacağına dikkati çekti.
Yüksek vakalardan dolayı bazı hastanelerin şimdiden taşıyabilecekleri yükün sınırına geldiğini, ölümlerin de arttığını aktaran Lauterbach, aşılara, daha iyi verilere ve ölüm oranlarını düşüren ilaçlara sahip oldukları için Kovid-19 dalgasına hazırlıklı olduklarını da kaydetti.
Federal Meclis’in eylülde kabul ettiği ve Nisan 2023’e kadar yürürlükte olacak Enfeksiyon Koruma Yasası’nda eyaletlere halka açık kapalı mekanlarda maske takma zorunluluğu getirme imkanı tanınıyor.
Kültür ve spor etkinlikleri ile restoranlarda, iyileşmiş, Kovid-19 testi negatif olanlar veya aşıları tam olup da son aşısı 3 aydan eski olmayanlar, bu zorunluluğun dışında tutulabiliyor.
„Diese Ehrenzeichen ist Dank, Anerkennung und Motivation für ein langjähriges ehrenamtliches Engagement. Der Landkreis Kelheim ist stolz auf seine Bürgerinnen und Bürger, die sich im Ehrenamt engagieren. Sie sind eine Stütze der Gesellschaft und Vorbild für den Nachwuchs im Ehrenamt. Ich gratuliere den Geehrten zu dieser hohen Auszeichnung persönlich und im Namen des Landkreises Kelheim.“
Martin Neumeyer, Landrat
WASHINGTON (AA) - Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ülkesinin gelecek yılki bütçe açığını kapatmak ve altyapısını yeniden inşa etmek için toplamda 55 milyar dolara ihtiyacı olduğunu bildirdi.
Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Ukrayna hükümeti, Ukrayna'ya yönelik desteği görüşmek üzere bazı ülkelerin de temsil edildiği bakanlar düzeyinde ikinci yuvarlak masa toplantısını düzenledi.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ve Ukrayna Başbakanı Denis Şmıgal, toplantıya video konferansla katıldı.
Zelenskiy, toplantıda yaptığı konuşmada, Rusya'nın saldırılarının Ukrayna'nın altyapısına zarar verdiğini anlattı.
Ukrayna'ya yönelik yardımların önemini vurgulayan Zelenskiy, "Ukrayna ne kadar çok yardım alırsa, Rusya'nın savaşını o kadar çabuk bitiririz ve böylesine acımasız bir savaşın diğer ülkelere yayılmayacağını o kadar çabuk ve güvenilir bir şekilde garanti ederiz." dedi.
Zelenskiy, Ukrayna'nın gelecek yılki tahmini bütçe açığını kapatmak için 38 milyar dolara ve altyapısını yeniden inşa etmek için 17 milyar dolara ihtiyacı olduğunu bildirdi.
- "Finansman ihtiyacı 2023'te ayda 3-4 milyar dolar civarında olacak"
IMF Başkanı Kristalina Georgieva, toplantıda yaptığı konuşmada, Ukrayna'nın 2023'te büyük finansman ihtiyacının olmaya devam edeceğini söyledi.
Savaş sürdüğü müddetçe dış finansman ihtiyacının büyük olmaya devam edeceğini vurgulayan Georgieva, Ukrayna'nın finansman ihtiyacının 2023'te ayda 3-4 milyar dolar civarında olacağını tahmin ettiklerini kaydetti.
Georgieva, 2022'de Ukrayna için 35 milyar dolarlık hibe ve kredi finansmanının taahhüt edildiğini aktardı.
- Ukrayna'nın 2023'teki ihtiyaçlarını planlamaya başlamalıyız
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Ukrayna'ya yönelik bağışların sürmesi gerektiğini dile getirdi.
ABD Kongresinin kısa süre önce Ukrayna için 4,5 milyar dolarlık bir hibe yardımını daha onayladığını anımsatan Yellen, söz konusu yardımın gelecek haftalarda ödemesinin başlayacağını bildirdi.
Yellen, ABD'nin daha önce de Ukrayna'ya 8,5 milyar dolarlık hibe yardımı yaptığını hatırlattı.
Tüm bağışçıların Ukrayna'nın ihtiyaçlarını karşılama çabalarını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Yellen, ancak ödemelerin ölçeğinin, öngörülebilirliğinin ve hibe bileşenlerinin iyileştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Yellen, "Rusya'nın utanç verici eylemleri devam ederken, ortak çabalarımızı sürdürmeli ve Ukrayna'nın 2023'teki ihtiyaçlarını planlamaya başlamalıyız." dedi.
- "Ukrayna'nın toparlanma ve yeniden yapılanma ihtiyaçları çok büyük"
Dünya Bankası Başkanı David Malpass da Ukrayna'nın toparlanma ve yeniden yapılanma ihtiyaçlarının çok büyük olduğunu ve büyümeye devam ettiğini belirtti.
Ukrayna'nın temel askeri olmayan bütçe finansman ihtiyaçlarının büyük olduğuna dikkati çeken Malpass, ülkenin sürekli dış finansman desteğine ihtiyaç duyduğunu aktardı.
Savaş başladığından bu yana Dünya Bankası Grubu'nun ABD, İngiltere, Avrupa ülkeleri ve Japonya'dan gelen hibeler, garantiler ve bağlantılı finansmanlar dahil olmak üzere 13 milyar dolarlık acil durum finansmanını seferber ettiğini anımsatan Malpass, bunun yaklaşık 11 milyar dolarının ödendiğini kaydetti.
ABTTF, çalışma ziyaretinde Batı Trakya Türk toplumunun dernekleri ile ilgili AİHM kararlarının Yunanistan tarafından ısrarla uygulanmamasını basın bildirisiyle gündeme getirdi, Batı Trakya Türk toplumu ile ilgili güncel gelişmeleri aktardı.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), 11-12 Ekim tarihlerinde Strazburg’a çalışma ziyaretinde bulundu. 10-14 Ekim 2022 tarihlerindeki Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Sonbahar Olağan Oturumu’na paralel gerçekleştirdiği çalışma ziyaretinde ABTTF, Avrupa Konseyi birimleri ve parlamenterlerle yaptığı görüşmelerde örgütlenme özgürlüğünün ihlali ve Bekir Usta ve Diğerleri dava grubu ile ilgili AİHM kararlarının 14 yılı aşkın süredir uygulanmaması başta olmak üzere Batı Trakya Türk toplumunun güncel sorunlarını gündeme getirdi.
İki günlük çalışma ziyaretinde ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık, Avrupa Konseyi AİHM Kararları İcra Dairesi Başkanı Clare Ovey ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Sekretaryası’ndan İnsan Hakları Toplantılarından Sorumlu Zoë Bryanston-Cross, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Danışmanı Matthieu Birker, AKPM Finlandiya Ulusal Delegasyonu Başkanı Kimmo Kiljunen ve Avrupa Konseyi Uluslararası STK’lar Konferansı Başkanı Gerhard Ermischer ile görüşmeler gerçekleştirdi.
Görüşmelerde ABTTF, Bekir Usta ve Diğerleri dava grubuna konu İskeçe Türk Birliği, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç İli Azınlık Gençleri Derneği ile ilgili güncel gelişmeler hakkında bilgilendirmede bulundu. Bu çerçevede ABTTF, 29 Haziran 2021’de İskeçe Türk Birliği’nin temyiz başvurusunu reddeden Yargıtay’ın 31 Ağustos 2022 tarihli kararı ile diğer iki derneğin de temyiz başvularını reddetiğini aktardı. Yargıtay’ın Bakanlar Komitesi’nin Haziran 2022 tarihli kararını dikkate almayarak Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç İli Azınlık Gençleri Derneği’nin temyiz başvurularını da reddetmesi ile üç derneğin iç hukuk sürecini bitirmiş olduklarını ifade etti.
Görüşmelerde ABTTF, Batı Trakya Türk toplumuna yönelik “ülke içindeki düşman” algısının siyaset ve medyada hakim olmasının nefret söylemi ve nefret temelli saldırıların artışa geçmesine sebep olduğunu belirterek bu durumun içerdiği potansiyel riske dikkat çekti. Son dönemde yazılı ve görsel medyada Batı Trakya Türk toplumunu temsil eden kişilerin hedef gösterildiğini ve bu kişilere yönelik nefret söylemlerinin arttığını belirten ABTTF, son olarak İskeçe SYRIZA Milletvekili Hüseyin Zeybek’in yerel bir televizyon kanalındaki canlı yayında ölümle tehdit edilmesinin endişeleri artırdığını kaydetti.
Haber: Dogan Tufan -Strasburg
DOHA (AA) - Türkiye'nin Doha Büyükelçiliği, Cumhuriyet'in ilanının 99. yıl dönümü dolayısıyla meşaleli yürüyüş etkinliği düzenledi.
Meşaleli yürüyüş adıyla düzenlenen etkinlik başkent Doha'daki İslami İlimler Müzesi Bahçesinden başlayarak el-İlan alanında son buldu.
Katılımcılar, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarını temsil eden 99 meşalenin yanı sıra Türk ve Katar bayraklarını taşıdı.
Yürüyüşe Doha'daki Türk toplumundan yüzlerce aile ve çocukları ile burada ikamet eden farklı milletlerden onlarca kişinin yanı sıra Katar'ın 20 Kasım - 18 Aralık tarihleri arasında ev sahipliği yapacağı 2022 FIFA Dünya Kupası turnuvasında güvenlik amaçlı görev alan çok sayıda Türk polisi de katıldı.
Yürüyüşün ardından okul öğrencileri müzik ve halk oyunları gösterileri sergiledi. Etkinliğe Yunus Emre Enstitüsü ve Katar Türk Okulu da katkıda bulundu.
AA muhabirine konuşan Türkiye'nin Doha Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Emre Özkan, etkinliği kolaylaştıran ve insanları bir araya getiren kültürel etkinliklere katkı sağlayan Katar Devletine teşekkürlerini iletti.
Özkan, "Büyükelçilik, Cumhuriyet'in kuruluşunun 99. yıl dönümü ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir dizi etkinlik daha gerçekleştirecek." diye konuştu.
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, 10 Ekim'i 11 Ekim'e bağlayan gece, Azerbaycan'ın Washington Büyükelçiliği'nin servis aracına ateş açıldığı bildirildi.
Büyükelçiliğin, olayla ilgili bilgi ve görüntüleri ABD makamlarına verdiği vurgulanan açıklamada, "12 Ekim'de ABD'nin ülkemizdeki maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığına çağrılmış, olayla ilgili ciddi endişelerimiz ve memnuniyetsizliğimiz ifade edilmiş ve Azerbaycan'ın diplomatik misyonunun güvenliğinin sağlanması talebi iletilmiştir." bilgisi yer aldı.
Son zamanlarda, Washington, Paris, Beyrut ve diğer şehirlerdeki Azerbaycan'ın diplomatik temsilciliklerine saldırılar ve vandalizm eylemleri yapıldığı hatırlatılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Yabancı ülkelerdeki Ermeni toplulukların radikal üyeleri tarafından Azerbaycan'ın diplomatik temsilciliklerine yönelik sistematik saldırılar ciddi endişe kaynağıdır.
Yabancı ülkelerdeki diplomatik misyonlarımızın güvenliğinin sağlanması, uluslararası sözleşme uyarınca ev sahibi ülkenin yükümlülüğüdür. Bu bağlamda, her olayla ilgili uygun bir soruşturma yürütülmesi ve büyükelçiliklerimizin ve diplomatlarımızın güvenliğinin uygun düzeyde sağlanması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz."Ermenistan'ın 1991'de bağımsızlığını ilan etmesinden sonra Azerbaycan'a yönelik toprak iddialarını gerçekleştirmek için terörizmi bir devlet politikası aracı haline getirdiği ve Azerbaycan topraklarını işgal etme sürecinde terör araçlarını farklı alanlarda yaygın olarak kullandığı belirtilen açıklamada, dünyanın farklı ülkelerinde 24 Türk diplomatın Ermeni terörünün kurbanı olduğu hatırlatıldı.
Açıklamada, son günlerdeki ile 2020'de Avrupa başkentlerinde ve Los Angeles şehrinde Azerbaycan diplomatik misyonlarına, Azerbaycan toplumunun üyelerine yönelik saldırılarla ilgili herhangi bir ceza davasının açılmamasının da üzüntü verici olduğu vurgulandı.
Bu cezasızlığın radikal Ermeni grupları yeni provokasyonlara başvurmada cesaretlendirdiğine işaret edilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, yabancı ülkelerdeki radikal güçlerin Azerbaycan diplomatik misyonlarına, diplomatlarına ve onların mallarına yönelik nefrete dayalı suç eylemlerini şiddetle kınıyor ve ilgili ülkelerdeki bu tür provokasyonları önlemekle sorumlu kurumların görevlendirilmesini talep ediyor."
BAKÜ (AA) - Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Fırat Kalkanı Operasyonu'nda yaşanmış bir hikayeden yola çıkılarak hazırlanan Komutan filminin galası gerçekleştirildi.
Gençlik Mall CinemaPlus'ta düzenlenen galaya filmin yönetmenlerinden ve başrol oyuncusu Mert Kılıç, diğer başrol oyuncusu Aslıhan Güner Kılıç ve çok sayıda davetli katıldı.
Bakü Yunus Emre Enstitüsünün desteğiyle düzenlenen gecede Bakülü sinemaseverler, Aslıhan Güner ve Mert Kılıç çiftine büyük ilgi gösterdi.
Basın mensuplarına yaptığı açıklamada bulunan Mert Kılıç, Azerbaycanlıların filme olan ilgisinin kendisini mutlu ettiğini ve gururlandırdığını söyledi.
Mert Kılıç, gerçek bir hikayeden yola çıkılarak kurgulanan filmde Türk askerlerinin şehit arkadaşlarının naaşlarını kurtarmak için verdiği mücadelenin anlatıldığını kaydetti.
Kılıç, "Bu söylediğim hem Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri hem de Türk Silahlı Kuvvetleri için geçerli. Türk askeri bırakın şehidinin naaşını, bir botunu dahi sınırın ötesinde, savaş alanında bırakmaz. Filmimizin ana fikri bu." dedi.
Aslıhan Güner Kılıç da seyircileri çok güzel bir filmin beklediğini, salondan çıkan herkesin mutlu ayrılacağını belirtti.
Yapımın 7'den 70'e herkesin izleyebileceği, herkese hitap eden bir film olduğunu vurgulayan Kılıç, "Sinemasal anlamda da müziği ve görselleriyle çok kaliteli bir film. Benim çok içime siniyor. O yüzden ne kadar çok insana ulaşırsa o kadar mutlu olacağım. Azerbaycan halkının ilgisinden memnunuz. Biletler çıktığı an tükendi, bütün salonlar doldu. Burada olduğumuz için çok mutlu ve heyecanlıyız. Buranın bu güzel enerjisiyle de Türkiye'ye dönüp yolculuğumuza devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Bakü Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Selçuk Karakılıç, YEE'nin, Türkiye'nin entelektüel birikimini, kültürel sermayesini yurt dışında tanıtmaya da görevli bir kurum olduğunu söyledi.
Azerbaycan'ın Karabağ zaferinin hikayesinin anlatılması için de mücadele verdiklerini belirten Karakılıç, "Karabağ Savaşı'nın askeri bakımdan büyük bir zafer olduğu hiç kuşkusuz ortadadır. Azerbaycan'ın kazandığı bu galibiyeti de tıpkı Komutan filminde olduğu gibi Türk sineması ve aktörlerinin birikimi ile bütün dünyayı aktarmak istiyoruz. Bugün Komutan filmi ile aslında askeri bir film nasıl yapılır, bu iş uluslararası arenaya nasıl taşınır onu göstermek istedik." şeklinde konuştu.
Yönetmenliğini Selahattin Sancaklı ve Mert Kılıç'ın üstlendiği, senaryosu da yine Kılıç'a ait Komutan filmi, Türk Silahlı Kuvvetlerince, terör örgütünün Suriye'nin kuzeyinde bir koridor oluşturmasına engel olmak için başlatılan Fırat Kalkanı Operasyonu'nda yaşanmış bir hikayeden yola çıkılarak çekildi.
Aksiyon ve dram türündeki filmde, dört Türk askerinin Suriye'nin El Bab bölgesinde yaşanan bir olaya müdahale etmesi ve orada şehit düşen arkadaşlarının naaşlarının Türkiye'ye getirilmesi için verdiği mücadelenin hikayesi anlatılıyor.
Filmde, Jandarma Genel Komutanlığı envanterinde bulunan ve terörle mücadelede kullanılan Black Hawk (Kara Şahin) ve Atak taarruz helikopterleri de yer aldı.
Son yıllarda adından sıkça bahsedilen ve Almanya da yaşayan Türkler arasında tanınırlık oranı giderek artan TAU- Türk Alman Üniversitesi yeni rektör ataması ile daha çok konuşulmaya başladı. Almanya’da başarılı bir Eğitim müşavirliği dönemi geçiren Prof. Dr. Cemal Yıldız entegrasyon, iki dilli eğitim ve kültür tarihi alanında yaptığı çalışmalar ile ülkedeki Türk Toplumu’nun eğitim sorunlarını bilimsel kriterler perspektifinde Almanya genelinde başarı ile takip ederek Türk Ailelerin sempatisini kazandı. Prof. Dr. Yıldız, konsolosluk bölgelerindeki eğitim müşavirleri ile yakın ilişkide olup, ülkedeki Türklerin eğitim sorunları ve çözüm önerilerini biraraya getirip bilimsel makaleler olarak yayınlayan önemli bir akademisyen-bürokrat olarak tanınıyor.
Almanya’da yaşayan Türk Ailelerde son yıllarda giderek artan “Çocuklarını özellikle İstanbul eksenli bir Türk Üniversitelerine Gönderme” arzusu TAU’nun yeni rektörü ile daha çok konuşulmaya başladı. Würzburg, Frankfurt ve Münih’de konu ile ilgili sevinçlerini anlatan bazı aile reisleri, “Sayın Yıldız Almanya Türklerini çok iyi tanıyan ve sorunlarına yakından vakıf olan başarılı bir eğitim bürokratıdır. Yeni atandığı kurum ise kalitesi, eğitim imkanları ve iki kültürlü entegrasyon projeleri açısından Almanya Türkleri’nin ve gençlerimizin hayal ettiği bir kurumdur. Ayrıca yeni rektörün uzun yıllar burada araştırmacı, görevli ve bürokrat olarak bulunması üniversitenin Avrupa Türklerine ve çocuklarımıza yeni eğitim fırsatları bekliyoruz” şeklinde konuştular.
Türk-Alman Üniversitesi Rektörlüğüne Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Prof. Dr. Cemal Yıldız’ın atanması ile birlikte TAU- Türk Alman Üniversitesi Türk Toplumu arasında ilgi odağı olurken Almanya’da faliyet gösteren Türk derneklerinin yönetici kadroları arasında da ilgi ile karşılandı. Çok sayıda STK liderleri Prof. Dr. Cemal Yıldız’dan Almanya Türkleri’ne yüksek öğrenim konusunda olumlu yansımaları ümid eden açıklamalarda bulundular.
Prof. Dr. Cemal Yıldız kimdir?
1964 yılında Düzce’de doğan Prof. Dr. Cemal Yıldız, ilköğrenimini Düzce’de, orta öğrenimini Bolu ve Almanya’da tamamladı. 1988 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirip 1989 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Alman Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak göreve başladı. Aynı üniversiteden 1992’de yüksek lisans, 1994 yılında doktora derecesini alan Prof. Dr. Yıldız, 1996 yılında yardımcı doçent, 1998 yılında doçent unvanını alıp 2004 yılında profesör oldu. Marmara Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi’nde lisans ve lisansüstü seviyelerinde Dil Edinimi, Yabancı Dil Öğretim Yöntemleri, Dilbilim ve Metindilbilim dersleri verdi. 1992-1993 yıllarında Alman DAAD bursu ile Almanya’da Duisburg ve Bochum-Ruhr Üniversitelerinde doktora konusuyla ilgili; 1998, 2001, 2003, 2007 ve 2011 yıllarında kısa sürelerle Almanya’nın Ruhr, Duisburg, Koblenz, Frankfurt, Berlin ve Weingarten Pedagoji Üniversitelerinde dilbilim, yabancı dil ve ana dili öğretimi konularında araştırmalar yapan Prof. Dr. Cemal Yıldız’ın dilbilim, metindilbilim, dil edinimi, yabancı dil ve ana dili öğretimi konularında uluslararası ve ulusal dergilerde yayımlanmış çeşitli makale ve bildirileri bulunmaktadır. Almanya Türkleri için kültür tarihinin önemini öne çıkaran Türk Kültür İzleri konusunda seminerler düzenledi. 2014 yılında Marmara Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü, 2014-2021 yılları arasında T.C. Berlin Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri, 2021 yılı Ağustos ayından itibaren Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü olarak görev yapan Yıldız, 2022 Haziran ayında Türk-Alman Üniversitesi Rektörlüğüne atandı. Almanca ve İngilizce bilen Yıldız, evli ve iki çocuk babasıdır.
BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sadece Ukrayna için değil tüm dünya için sonuçları olduğunu söyledi.
Scholz, Makine Mühendisleri Derneği (VDMA) toplantısında yaptığı konuşmada, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın, ilk başta Ukraynalılar olmak üzere herkesi etkilediğini belirtti.
Bunun her gün, son olarak da dünkü füze saldırısı görüntülerinde görüldüğünü ifade eden Scholz, "Bunun (savaşın) sadece Ukrayna için değil tüm dünya için, Avrupa ve ülkemiz için de sonuçları olduğunu tespit ettik. Bu sonuçlar da açık bir şekilde görülüyor." ifadelerini kullandı.
Scholz, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "açlığı bir silah olarak kullandığını" ve Ukrayna'da limanlara ulaşmayı engellediğini söyleyerek, "Ukrayna'dan ve Rusya'dan gelen tahılın yeniden dünyaya ihraç edilebilmesine katkıda bulunmak uzun zaman aldı." dedi.
Burada, aynı zamanda dünyada birçok ülkenin sadece tahıl konusunda değil gübre konusunda da ne kadar bağımlı olduğunun görüldüğünü aktaran Scholz, enerji sevkiyatı için de aynı şeyin geçerli olduğunu, Putin'in enerjiyi de "bir silah olarak" kullandığını kaydetti.
"Bunu yapacağından her zaman emindim." ifadesini kullanan Scholz, bundan dolayı göreve geldiği aralık ayında çalışanlarına Rusya'nın gazı kesmesi durumda nelerin yapılabileceğini sorduğunu belirtti.
Scholz, bu konuda planlama yapmadığı gerekçesiyle bir önceki hükümeti eleştirdi.
Göreve geldikten sonra önlem almaya başladıklarını aktaran Scholz, kömür santrallerini işletmeye devam etme kararı gibi çeşitli önlemler aldıklarını anlattı.
- Enerji fiyatlarının düşürülmesini istedi
Şansölye Scholz, fosil kaynakların, gaz, kömür ve petrol fiyatlarının "kabul edilebilir seviyeye" düşürülmesinin önemli olduğunu ifade ederek, Avrupa ve Almanya'da bu siyasetin sürdürülmesi gerektiğini söyledi.
Uluslararası alanda bu yönde görüşmelerin yapılmasını isteyen Scholz, bu nedenle enerji fiyatlarının düşürülmesine ilişkin konunun uluslararası görüşmelerde ele alınmasını isteyeceğini ve bugün yapılacak G7 Liderler Zirvesi'nde de gündeme getireceğini kaydetti.
Scholz, Almanya'da uzmanlardan oluşan komisyon tarafından gaz fiyatlarının frenlenmesi için yapılan önerinin, bu fiyatların düşürülmesi konusunda iyi bir temel oluşturacağını belirtti.
Fosil enerjiye bağımlılığın azaltılmasını isteyen Scholz, "Bu nedenle, bu yıl yenilenebilir enerjilerin yayılmasının önünde duran tüm gerekli frenleri gevşetmeye karar verdim." dedi.
- Serbest ticaret anlaşmaları
Başbakan Scholz, Avrupa Birliği'nde (AB) uluslararası serbest ticaret anlaşmalarıyla ilgili onay sürecini eleştirerek, bunun basitleşmesini istedi.
AB'de söz konusu anlaşmaların her ülkenin parlamentosundan, bazı yerlerde bölge yönetimlerinin onayından geçmesi gerektiğine işaret eden Scholz, ABD ile bir sözleşme yapıldığında burada sözleşme ortağının her eyalet değil ABD olduğuna işaret etti.
Scholz, AB'de serbest ticaret anlaşmalarının 27 üye ülkenin hepsinin bu konuda ne söylediğine bağlı olmadan yapılabilmesinin düşünülmesini önerdi.