Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Eine partnerschaftliche Lebensweise ist ein wichtiges Ziel in der
Gleichstellungspolitik. Partnerschaft auf Augenhöhe fördert die
partnerschaftliche Vereinbarkeit von Familie und Beruf.

Die Gleichstellungsstelle für Frauen und Männer der Stadt Würzburg
startete eine Plakatkampagne, um Väter zu ermutigen, mehr Elternzeit zu
nehmen und auf das Thema Gleichberechtigung in der Sorgearbeit
aufmerksam zu machen.
Die Plakatkampagne ist auf Instagram: gleichstellung_wue zu sehen.

Die Plakate wurden der Stadt von der Hansestadt Greifswald, dem
Landkreis Vorpommern Greifswald und dem Caspar-David-Friedrich-Institut
der Universität Greifswald umgestaltet und überlassen.

Durch aussagekräftige Bilder werden unter anderem Themen wie - die
Vereinbarkeit von Beruf und Familie, diverse Familienkonstellationen,
Väterrollen und Väter in Elternzeit aufgegriffen. Denn bei der
Inanspruchnahme von Elternzeit fallen Wunsch und Wirklichkeit vor allem
bei Vätern auseinander. Während Mütter tendenziell die Elternzeit in
Anspruch nehmen, die sie sich wünschen, nehmen Väter entweder überhaupt
keine Elternzeit, obwohl sie gerne möchten oder deutlich kürzer als
gewünscht.

Einer der Gründe, warum Väter oft weniger Elternzeit nehmen als Mütter
sind stereotype, einschränkende gesellschaftliche Rollenbilder der
Aufgabenverteilung zwischen Männern und Frauen. Diese lohnt es sich zu
hinterfragen und sich so freier in der eigenen Lebensgestaltung in der
Familie zu entfalten.

Dennoch gibt es positive Tendenzen. Mehr als jeder dritte Vater bezieht
Elterngeld und nimmt sich damit nach der Geburt eines Kindes Zeit für
die Familie. Diese Zeit dient der frühkindlichen Bindung des
Neugeborenen mit dem Vater. Je mehr Väter sich für diesen Schritt
entschließen, desto selbstverständlicher und einfacher wird es in
Zukunft für frisch gebackene Papas gesellschaftlich anerkannt zu werden
und desto näher kommt die Gesellschaft der partnerschaftlichen
Gleichberechtigung zwischen den Elternteilen! Diese Kampagne wird nun
großflächig in der Stadt zu sehen sein, etwa der halbe Fuhrpark der
Stadtreiniger präsentiert nun die Großplakate bei der täglichen
Müllabfuhr im gesamten Stadtgebiet.

Ein seltenes Jubiläum feierte Willi Dürrnagel: Er ist seit 50 Jahre Mitglied im Würzburger Stadtrat und einer der Fraktionsvorsitzenden der Würzburger ÖDP-Stadtratsfraktion. Folgende Informationen sind einer Pressemitteilung der ÖDP entnommen. 

 
 

Als einer der bekanntesten Persönlichkeiten Würzburgs stellt er, neben seiner politischen Tätigkeit, seine Schaffenskraft auch zahlreichen Vereinen und Institutionen zur Verfügung. 

 
 

Im Alter von 25 Jahren zog Dürrnagel in den Stadtrat ein; damals saß Klaus Zeitler auf dem Oberbürgermeistersessel. Inzwischen hat der Jubilar als ehrenamtlicher Rat, fünf Stadtoberhäupter kennengelernt.

 
 

“Wer auf so viel Erfahrung zurückblicken kann, ist eine große Bereicherung für unsere Fraktion“, so der weitere Fraktionsvorsitzende und Gratulant, Raimund Binder, bei dem Gratulationsbesuch. Viele schöne aber auch tragische Momente hat Willi Dürrnagel in seiner langen Karriere erfahren. „Man könnte ihm stundenlang zuhören, wenn er aus dem Nähkästchen plaudert“, so seine Fraktionskollegin Christiane Kerner.

 
 
Zu den Gratulanten im Hause Dürrnagel gehörte auch Thomas Lang, Kreisvorsitzender der Würzburger ÖDP, der „von dem gesammelten Wissen und dem Engagement, mit dem der Geehrte der Fraktion dient“, beeindruckt ist.
 
"Türkler (Rusya-Ukrayna ihtilafının sona ermesi çabalarında) şu anda tahıl sevkiyatına ilişkin müzakerede olduğu gibi çok yardımcı oldular"
 

BERLİN (AA) - Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Türkiye’nin, Rusya ile Ukrayna arasındaki ihtilafın sona ermesi çabalarında, şu anda tahıl sevkiyatına ilişkin müzakeredeki gibi çok yardımcı olduğunu söyledi.

Schröder, Moskova’da geçen hafta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmenin ardından bugün yayımlanan Stern dergisine röportaj verdi.

 

Kremlin'in "müzakere edilmiş çözüm" istediğini belirten Schröder, “Rusya ile Ukrayna arasındaki ihtilafta martta İstanbul’da olduğu gibi bir müzakere yaklaşımı vardı. Türkler, şu anda tahıl sevkiyatına ilişkin müzakerede oldukları gibi çok yardımcı oldular. Tahıl anlaşması ilk başarıdır. Belki bu yavaş yavaş bir ateşkese dönüştürülebilir." değerlendirmesinde bulundu.

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirmek için iki tarafın da tavizler vermesi gerektiğini vurgulayan Schröder, “Ukrayna'nın olası tavizlerini önceden ‘Rusya'nın dikte ettiği bir barış’ olarak karalamak büyük bir hatadır." ifadesini kullandı.

Schröder, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki çabasına da dikkati çekerek “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir arabuluculuk girişimini iyi buldum." şeklinde konuştu.

 

Eski Şansölye Schröder, Amerikalıların desteği olmadan "müzakere edilmiş bir çözümün" olmayacağını kaydetti.

Schröder, Rusya Devlet Başkanı Putin’e neden mesafe koymadığına ilişkin soruya, “Ben savaşı kınadım, bunu biliyorsunuz. Ancak kişisel olarak Vladimir Putin’e mesafe koymak gerçekten birilerine fayda sağlar mı?" yanıtını verdi.

 

- Schröder, Kuzey Akım 2'nin kullanılmasını istedi

Rusya’nın Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattı üzerinden Avrupa’ya gaz sevkiyatını azaltmasına ilişkin değerlendirmede de bulunan Schröder, ”Kremlin'in gaz akışını kısmak için herhangi bir siyasi açıklaması yok. Bu daha çok iki tarafta olan teknik ve bürokratik bir sorun. Suçu da birbirine atıyorlar." diye konuştu.

Schröder, Almanya’daki gaz arzındaki zor durumun önüne geçmek için Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattının kullanılmasını önerdi.

 

Bu boru hattının tamamlandığına işaret eden Schröder, "Kuzey Akım 2'yi kullanmak istemiyorsanız sonuçlarına katlanmak zorundasınız." ifadesini kullandı.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 22 Şubat 2022’de, Rusya'nın ayrılıkçı sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti'ni tanımasının ardından Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattının sertifikasyon sürecinin durdurulması talimatını vermişti.

TİRAN (AA) - Eski Arnavutluk Başbakanı Sali Berişa, İngiltere'nin kendisini "organize suç grupları ve suçlularla açık bağlantıları ve yolsuzluk" nedeniyle istenmeyen kişi ilan ettiğini bildirdi.

Arnavutluk Demokratik Partisinin (PD) başkent Tiran'daki Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen Berişa, kendisine iletilen bu kararla ilgili gerekçenin "Arnavutluk ve Birleşik Krallık'ta kamu güvenliği riski oluşturan organize suç grupları ve suçlularla açık bağlantıları ile yolsuzluk" olduğunu söyledi.

Kendisine yöneltilen suçlamaları reddeden Berişa, İngiltere'nin Tiran'daki temsilcilerinin, bu kararın gizli olduğunu ve isimlerin açıklanmayacağını belirtmelerine rağmen, kendisinin Arnavutluk vatandaşları için bu bilgiyi kamuoyuyla paylaşma kararı aldığını ifade etti.

Berişa, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu karar, (Arnavutluk Başbakanı) Edi Rama ile multimilyarder George Soros'un, iftira ve yozlaşmış lobi faaliyetlerine dayandırdığı, (ABD Dışişleri Bakanı Antony) Blinken'in kararına da sponsor olan, aynı grubun çıkarlarına yönelik iftiraların devamını temsil ediyor. ABD Dışişleri Bakanlığı diplomatlarının, kesinlikle hiçbir dayanağı olmaksızın üzerimdeki baskıyı artırmak ve iftiraya dayalı kararlarını haklı çıkarmak adına, kararlarına uluslararası ortakları dahil etme çabalarının farkındayım."

Sali Berişa, İngiliz makamlarına, kendisine yönelttikleri suçlamalar hakkında sahip oldukları tüm kanıt veya belgeleri, ülkelerinin ve Arnavutluk'un yargı organlarına teslim etmeleri çağrısında bulundu.

Öte yandan, İngiltere'nin Tiran Büyükelçiliği, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, İngiltere'nin bu hafta geniş çapta duyurulan ve belgelenen suç ile yolsuzlukla bağlantıları olan çok sayıda Arnavutluk vatandaşına karşı önleyici tedbirler aldığını bildirmişti.

ABD'nin Tiran Büyükelçiliği 19 Mayıs 2021'de, Berişa'yı "Arnavutluk'taki yolsuzluk eylemleri ve demokrasiyi baltalaması" nedeniyle ABD'ye girmeye uygun olmayan kişi ilan etmişti.

Berişa'nın ABD tarafından istenmeyen kişi ilan edilmesinin ardından eski PD Genel Başkanı Lulzim Başa, Berişa'yı partisinin meclis grubundan dışlama kararı almış, bu karar parti içi çatışma ve gruplaşmaya neden olmuştu.

Bildungszentrum für Pflegeberufe verabschiedet Absolventinnen und Absolventen

Insgesamt 23 Schülerinnen und Schüler der Altenpflege und Pflegefachhilfe verabschiedet das Bildungszentrum für Pflegeberufe des Klinikums Main-Spessart. Bei der Feierlichkeit wurden die herausragenden Leistungen prämiert.


Mit Blick auf die vergangenen Ausbildungsjahre verabschiedete sich die kommissarische Schulleiterin des Bildungszentrums für Pflegeberufe in Marktheidenfeld Monika Vogel-Roos von den Absolventinnen und Absolventen der Altenpflege (AP 19) sowie der Pflegefachhilfe (PH 21): „Alle Herausforderungen derPandemie – Homeschooling, Hygieneregeln, Testungen – haben Sie während Ihrer Ausbildung mit Bravur bewältigt. Sie können aus diesem Grund heute besonders stolz auf sich und Ihr bestandenes Examen sein“.

Die zum Klinikum Main-Spessart gehörende Berufsfachschule verabschiedete in der Kapelle des Kreisseniorenzentrums Marktheidenfeld in feierlichem Rahmen sowohl die Prüflinge der dreijährigen Ausbildung in der Altenpflege als auch die der einjährigen Pflegefachhelfer-Ausbildung. Landrätin Sabine Sitter, die zur Übergabe der Zeugnisse ebenfalls vor Ort war, betonte: „Ich freue mich, dass Sie alle diese Ausbildung ergriffen haben, denn Sie haben eine wichtige Rolle in der pflegerischen Versorgung – Sie werden gebraucht von unseren Bürgerinnen und Bürgern in Main-Spessart. Ich gratuliere Ihnen herzlich zu Ihrem bestandenen Examen und freue mich, wenn Sie weiterhin unserem schönen Landkreis treu bleiben.“

 

Anspruchsvolle Prüfungen liegen hinter den Absolventen

Insgesamt 23 Schülerinnen und Schüler – 16 der Altenpflege und 7 der Altenpflegehilfe – beendeten nun erfolgreich ihre Ausbildung. Hinter ihnen liegen, je nach Ausbildungsrichtung, über 1.500 und 4.500 Theorie- und Praxisstunden. Auf dem Stundenplan standen unter anderem die Grundlagen der (Alten-)Pflege in Theorie und Praxis, Berufskunde, Lebensgestaltung sowie Lebenszeit- und Lebensraumgestaltung. Mit dem nun endenden Altenpflegekurs endet auch der Ausbildungsgang. Im kommenden Jahr werden bereits die Examen der neuen Ausbildung zum Pflegefachmann beziehungsweise zur Pflegefachfrau abgenommen.

Die neue Pflegedirektorin des Klinikums, Carmen Passe schaute in ihrer Rede auf die zahlreichen Entwicklungsmöglichkeiten für die Pflegekräfte und gab Mut, niemals stehenzubleiben. Sie verwies dabei auf ein bekanntes Zitat Mahatma Gandhis: „Entwickeln Sie sich weiter. Seien Sie die Veränderung, die Sie sich wünschen.“ Besonders positiv blickte sie auch auf die vielen Absolventen, die weiterhin am Klinikum und seinen Einrichtungen tätig sein werden.

Auch der Personalrat des Klinikums, der mit der Jugend- und Auszubildendenvertretung (JAV) den Schülern stets beratend zur Seite steht, sprach seine Glückwünsche aus.

 

Prämierung der Jahrgangsbesten durch Freistaat und Förderverein

Offiziell beendet ist das Schuljahr mit der Zeugnisvergabe jedoch noch nicht. Die Examensurkunden erhalten die Pflegekräfte erst Ende August. Bereits jetzt wurden dagegen die Prämierungen überreicht.
Ottmar Kliegl, Vorsitzender des Fördervereins für das Klinikum Main-Spessart und ehemaliger Klinikreferent, übergab in einer langen Tradition auch in diesem Jahr erneut Preisgelder an die Prüfungsbesten beider Ausbildungsrichtungen. Die Regierung von Unterfranken sprach zudem an fünf Absolventen die Anerkennung für ihren hervorragenden beruflichen Ausbildungsabschluss aus.

Aber nicht nur die Absolventen wurden im Rahmen der Feierlichkeit verabschiedet. Monika Vogel-Roos bedankte sich in diesem Zuge auch bei der langjährigen Dozentin Ludmila Rawinski, die in den Ruhestand geht. „Du warst uns immer eine wertvolle Stütze“, so die kommissarische Schulleiterin und schloss einen Dank an das gesamte Kollegium für das erfolgreiche Schuljahr gleich an.

 

Über das Bildungszentrum für Pflegeberufe

Am Bildungszentrum für Pflegeberufe in Marktheidenfeld können die Ausbildungen zum Pflegefachmann (w/m/d) und die Ausbildung zum Pflegefachhelfer mit Schwerpunkt Altenpflege (w/m/d) absolviert werden. Das Bildungszentrum für Pflegeberufe des Landkreises Main-Spessart ist eine DEKRA-zertifizierte Berufsfachschule, die zur selbstständigen und eigenverantwortlichen Pflege ausbilden möchte - einschließlich der Beratung, Begleitung und Betreuung kranker oder älterer Menschen. Dazu vermittelt sie die notwendigen fachlichen und sozialen Kompetenzen, fördert kritisches und reflektiertes Denken, selbstbewusstes Handeln und die Problemlösung im Team.

 

Unterrichtet wird in einem positiven Schulklima und mit aktuellen Lernmethoden. Auch die Digitalpädagogik unter Nutzung moderner multimedialer Ausstattung wird gefördert. Die Lehrer verstehen sich als Lernbegleiter und unterstützen während der Ausbildung ganz individuell vom ersten bis zum letzten Tag.

Für Schülerinnen und Schüler, die mit einer anderen Muttersprache aufgewachsen sind und die ihr Sprachniveau verbessern möchten, bieten das Bildungszentrum als zusätzliches Angebot ebenfalls Unterricht in Deutsch als Fremdsprache an. Hier wird vor allen Dingen auf schulisch beziehungsweise beruflich relevanten Wortschatz eingegangen.

 

BERLİN (AA) - Almanya Hükümet Sözcü Yardımcısı Wolfgang Büchner, hükümetin ABD gibi açık şekilde "tek Çin politikası” izlediğini söyledi.

Büchner ve Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christofer Burger, Berlin'de düzenlenen basın toplantısında, bir soru üzerine, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan ziyaretine ve Almanya'nın Çin politikasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Alman hükümetinin üçüncü ülke temsilcilerinin ziyaretlerini değerlendirmediğini belirten Büchner "Alman hükümetinin, ABD gibi net şekilde 'tek Çin' politikası izlediği açıktır. Bu konuda bir şey değişmedi." ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burger de, ülkesinin uzun süreden beri tek Çin politikası izlediğini ve Çin Halk Cumhuriyeti'ni Çin'deki tek egemen devlet olarak tanıdıklarını söyledi.

Burger, aynı zamanda Almanya'nın tek Çin politikası kapsamında Tayvan ile özellikle ekonomi, kültür, eğitim, bilim ve araştırma alanlarında yakın ilişkiler içinde olduğunu aktararak, "Yüksek insan hakları standartlarına sahip sağlam bir demokrasi olarak Tayvan, Almanya için değer ve ekonomik ortaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Tayvan Boğazı'ndaki statükoyu değiştirmenin, ancak barışçıl şekilde ve tüm taraflar arasındaki anlaşmayla yapılabileceğini vurgulayan Burger, "Bu tür ziyaretler, askeri tehditler veya ekonomik zorlama araçları olarak kullanılmamalıdır. Tayvan Boğazı'ndaki gerilimi düşürmeye katkıda bulunmak için uluslararası ortaklarla çaba gösteriyoruz." şeklinde konuştu.

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi ve beraberindeki 5 kişilik Kongre heyeti, Çin'in tehditlerine rağmen dün Tayvan'a ziyaret gerçekleştirmişti.

 

BERLİN (AA) - Almanya'da, Kovid-19 salgınıyla mücadelede, eyaletlerin ekimden itibaren yeniden maske zorunluluğu uygulayabilmelerine imkan verilmesi planlanıyor.

Almanya Adalet Bakanlığı, 23 Eylül'e kadar yürürlükte olan Enfeksiyon Koruma Yasası'nın yeniden düzenlenmesine ilişkin Sağlık Bakanlığı ile üzerinde anlaştığı yasa tasarısına ilişkin açıklama yaptı.

 

Sonbahar ve kış aylarında Kovid-19 vaka sayılarının artmasının beklendiğine işaret edilen açıklamada, bundan dolayı Enfeksiyon Yasası'nda değişikliklerin yapılmasının gerekli olduğu belirtildi.

Açıklamada 1 Ekim 2022'den 7 Nisan 2023'e kadar geçerli olması planlanan yeni kuralları içeren yasa tasarısının, bu ay Bakanlar Kuruluna sunulacağı kaydedildi.

Tasarıya göre, Almanya genelinde hava trafiğinde ve toplu taşıma araçlarında maske takma zorunluluğu 1 Ekim'den sonra da devam edecek.

 

Bunun dışında eyaletlere, sağlık sisteminin işlevini yerine getirmesi ve kritik altyapının korunması için halka açık kapalı mekanlarda maske takma zorunluluğu getirme imkanı verilecek.

Kültür ve spor etkinlikleri ile restoranlarda, iyileşmiş, Kovid-19 testi negatif olanlar ve aşıları tam olup da son aşısı 3 aydan eski olmayanlar, bu zorunluluğun dışında tutulacak.

Ayrıca okullarda, yüz yüze eğitimin sürdürülmesi için gerekli görülüyorsa 5. sınıftan itibaren maske zorunluluğu uygulanabilecek.

 

Eyaletler, cezaevleri, mülteci yurtları, kreş ve okullar gibi insanların toplu halde olduğu belirli yerlerde test zorunluluğu da getirebilecek.

Eyalet meclisleri, sağlık sisteminin veya diğer kritik altyapının çökme tehlikesine karşılık, açık havada yapılan etkinliklerde herkese maske zorunluluğu getirme, hijyen konseptleri geliştirme ve halka açık iç mekanlarda yapılan etkinliklere katılacakların sayısını sınırlama gibi önlemler alabilecek.

 

Baden-Württemberg Eyaleti Sağlık Bakanı Manne Lucha ise yasa tasarısını eleştirerek, tasarıda eyaletlerin alabileceği daha geniş kapsamlı önemli önlemlerin yer almadığını belirtti.

Lucha, salgında kritik gelişme olması durumda insanlara temas kısıtlaması getirilmesini de istedi.

BERLİN (AA) - Alman havayolu şirketi Lufthansa’da çalışan pilotların büyük çoğunluğunun, bağlı oldukları sendikanın düzenlediği oylamada greve gitmekten yana oy kullandığı bildirildi.

Alman Pilot Sendikası Cockpit, yaptığı açıklamada Lufthansa'da çalışan sendika üyesi pilotların büyük kısmının grev kararını desteklediğini duyurdu.

 

Sendikanın yaptığı oylamaya katılan pilotların yüzde 97,6'sının grevden yana oy kullandığı aktarılan açıklamada, Lufthansa Cargo’da çalışan pilotlarda ise bu oranın yüzde 99,3 olduğu bilgisi paylaşıldı.

Böylelikle Lufthansa şirketinde pilotların grevi mümkün hale gelirken, sendikadan grev için bir tarih açıklanmadı.

 

Cockpit'ten Marcel Gröls, olumlu sonuçlanan oylamanın kesin bir şekilde greve gidileceği anlamına gelmediğini ve iş bırakma eyleminin halen önlenebileceğini ifade etti.

Oylamanın, pilotların taleplerini ciddiye almak için Lufthansa’ya bir sinyal olduğuna işaret eden Gröls, Lufthansa yönetiminden toplu sözleşme görüşmelerinde iyi teklifler beklediklerini kaydetti.

 

Cockpit sendikası bu yıl için yüzde 5,5 oranında ücret artışı, gelecek yıldan itibaren de ücretlerin otomatik olarak enflasyon seviyesine uyarlanmasını talep ediyor. 6 tur yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde Lufthansa’nın şimdiye kadar bir teklif sunmadığını ileri süren sendika, yaklaşık 5 bini Lufthansa'da olmak üzere Almanya’da 9 bin 600'un üzerinde pilotu temsil ediyor.

27 Temmuz’da Verdi Sendikasının çağrısı üzerine Lufhansa şirketinde yer personeli greve gitmiş ve ülkenin en önemli havalimanlarından olan Münih ve Frankfurt havalimanları kilitlenmişti. Grevde 1000 üzerinde uçuş iptal olmuş, 134 bin yolcu da etkilenmişti.

"ICH BIN PFLEGE"

August 03, 2022

Hast du Lust bei einem der größten Arbeitgeber in der Region zu arbeiten? Über 450 Mitarbeiter sprechen für sich! Die Senioreneinrichtungen des Landkreises Würzburg sind mittlerweile an acht Standorten vertreten. In Würzburg, Ochsenfurt, Aub, Bergtheim, Kürnach, Eibelstadt, Estenfeld und Röttingen wird immer wieder qualifiziertes Personal gesucht. Egal ob Pflegefach- oder Hilfskräfte, Mitarbeiter in der Betreuung oder Azubis: Bei über 500 Pflegeplätzen ist für jede Fähigkeit der passende Job dabei.

 

Dabei zeichnet sich das Angebot nicht nur durch eine übertarifliche Bezahlung sowie gute Aufstiegschancen aus. Du arbeitest dort auch in modernen Häusern mit einer offenen und lebendigen Atmosphäre. Und wem das noch nicht reicht, der kann von vielen weiteren Vorteilen profitieren: Festanstellung im öffentlichen Dienst, keine befristeten Verträge, individuelle Karrierepläne, zahlreiche Fort- und Weiterbildungsmöglichkeiten, Auszeichnung als Familienfreundlicher Arbeitgeber, Betriebliches Gesundheitsmanagement, PKW- und e-Bike-Leasing, Zeitwertkonten für Auszeiten und Altersvorsorge, Firmenabo im öffentlichen Personennahverkehr und natürlich nicht zu vergessen… jede Menge Mitarbeiterfeste  wie Firmenbowling, Spargelessen, Mottoparties und Weihnachtsfeier.

 

PS.: Seit diesem Jahr wird unser umfangreiches Angebot auch noch durch eine eigene Pflegeschule in Ochsenfurt ergänzt, an der du als Azubi bestens unterrichtet wirst.  

 

 

MOSKOVA (AA) - Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, ABD'nin Ukrayna'daki savaşa doğrudan müdahil olduğunu belirterek, "ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Kiev için onayladığı Donbas yerleşim birimlerinde ve diğer bölgelerde sivillerin ölümüyle sonuçlanan sivil altyapılara yönelik düzenlenen füzeli saldırılardan doğrudan sorumludur." dedi.

Konaşenkov, Rus ordusunun Ukrayna'da savaştaki faaliyetleri ve ABD'nin eylemleri konusunda açıklamada bulundu.

Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Baş Müdürlüğü (GUR) Başkan Yardımcısı Vasim Skibitskiy'nin, "HIMARS topçu roket sistemleriyle saldırı öncesi hedeflerin, ABD ve Ukrayna istihbarat temsilcileri arasında istişare edildiği" yönünde yaptığı açıklamaya dikkati çeken Konaşenkov, şu şekilde konuştu:

"Tüm bunlar, Beyaz Saray ve Pentagon'un açıklamalarının aksine, Washington'un Ukrayna'daki çatışmalara doğrudan müdahil olduğunu kanıtlıyor. ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Kiev için onayladığı Donbas yerleşim birimlerinde ve diğer bölgelerde sivillerin ölümüyle sonuçlanan sivil altyapılara yönelik düzenlenen füzeli saldırılardan doğrudan sorumludur."

Ukrayna'nın Olenivka yerleşimindeki cezaevine yönelik füzeli saldırının geçen hafta düzenlendiğini anımsatan Konaşenkov, söz konusu saldırı sonucu esir Ukraynalı askerlerden 50'sinin hayatını kaybettiğine, 73'ünün de yaralandığına dikkati çekti.

Konaşenkov, "Olenivika'daki katliam ve Ukrayna'da işlenen diğer suçların sorumlusu (Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir) Zelenskiy ile Biden yönetimidir." ifadesini kullandı.

- "Ukrayna'da 250'ye kadar yabancı paralı savaşçı yok edildi"

Ukrayna'nın Donetsk bölgesinde Ukrayna ordusunun 54. Mekanize Tugayı'nın askeri pozisyonlarına yönelik saldırıda 50'den fazla askerin etkisiz hale getirildiğini belirten Konaşenkov, "Mıkolayiv kentinin yakınlarında Ukrayna'nın 'Yabancı Lejyonunun geçici pozisyonlarına yönelik yüksek hassasiyetli silahla saldırı düzenlendi. 250 kadar yabancı paralı savaşçı ve 20'yi aşkın askeri teçhizat yok edildi." dedi.

Harkiv bölgesinde Ukrayna ordusunun 92. Mekanize Tugayı'na ait yaklaşık 500 asker, Artyomovsk bölgesinde de 58. Motorlu Piyade Tugayı'nın 130 askerinin vurulduğunu ifade eden Konaşenkov, Rus ordusunun Ukrayna'daki askeri unsurlara yönelik saldırılara devam ettiğini ve son 24 saatte Ukrayna ordusuna ait 5 yönetim merkezi ile 7 mühimmat deposunun imha edildiğini aktardı.

Konaşenkov, son 24 saatte Ukrayna güçlerine ait 5 insansız hava aracının düşürüldüğü bilgisini paylaşarak, "Bugüne kadar Ukrayna'ya ait 261 uçak, 145 helikopter, 1664 insansız hava aracı, 361 hava savunma füze sistemi, 4 bin 225 tank ve zırhlı araç, 782 çok namlulu roketatar, 3 bin 240 obüs ve havan topu, 4 bin 655 özel askeri araç imha edildi." ifadesini kullandı.