Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Das Literaturcafé bietet wieder gemeinschaftliches Lesen im Herbst
Seit mittlerweile über 20 Jahren lädt das Literaturcafé einmal im Monat
jeweils an einem Samstagnachmittag in die Stadtbücherei ein.
Wer gemeinschaftliches Lesen und Erleben von Literatur mag, ist hier
genau richtig! Dabei ist die vorherige Lektüre der Bücher nicht zwingend
notwendig.
Die Referentinnen des Literaturcafés, Isabel Fraas – promovierte
Literaturwissenschaftlerin - und Eva Büttner-Egetemeyer – ehemalige
Lehrerin für Fremdsprachen und Autorin – präsentieren ausgewählte
Romane, Erzählungen oder Kurzgeschichten und lesen daraus vor. Pro
Veranstaltung wird ein Buch vorgestellt. Kurz vor Weihnachten wird es
ein weihnachtliches Literaturcafé geben, das mit passenden Erzählungen
und musikalischer Begleitung auf die Festtage einstimmt.
Das erste Literaturcafé der Herbst-Saison startet am Samstag, den
24.09.2022 um 16 Uhr. Isabel Fraas liest aus „Eine Liebe, in Gedanken“
von Kristine Bilkau.
Das Team der Stadtbücherei freut sich seinen Gästen den literarischen
Treffpunkt wieder anbieten zu können und sie bei einer Tasse Kaffee für
die Lektüre zu begeistern!
Die Teilnahme ist für alle Veranstaltungen kostenfrei. Um Anmeldung
wird gebeten unter Tel.: 0931 – 37 24 44 oder
Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!. Der Einlass ist ab 15.30 Uhr möglich.
Die Veranstaltungen dauern jeweils von 16.00 – 17.30 Uhr.
Alle Informationen finden sich auf der Homepage unter
www.stadtbuecherei-wuerzburg.de.
Das Literaturcafé bietet wieder gemeinschaftliches Lesen im Herbst
Seit mittlerweile über 20 Jahren lädt das Literaturcafé einmal im Monat
jeweils an einem Samstagnachmittag in die Stadtbücherei ein.
Wer gemeinschaftliches Lesen und Erleben von Literatur mag, ist hier
genau richtig! Dabei ist die vorherige Lektüre der Bücher nicht zwingend
notwendig.
Die Referentinnen des Literaturcafés, Isabel Fraas – promovierte
Literaturwissenschaftlerin - und Eva Büttner-Egetemeyer – ehemalige
Lehrerin für Fremdsprachen und Autorin – präsentieren ausgewählte
Romane, Erzählungen oder Kurzgeschichten und lesen daraus vor. Pro
Veranstaltung wird ein Buch vorgestellt. Kurz vor Weihnachten wird es
ein weihnachtliches Literaturcafé geben, das mit passenden Erzählungen
und musikalischer Begleitung auf die Festtage einstimmt.
Das erste Literaturcafé der Herbst-Saison startet am Samstag, den
24.09.2022 um 16 Uhr. Isabel Fraas liest aus „Eine Liebe, in Gedanken“
von Kristine Bilkau.
Das Team der Stadtbücherei freut sich seinen Gästen den literarischen
Treffpunkt wieder anbieten zu können und sie bei einer Tasse Kaffee für
die Lektüre zu begeistern!
Die Teilnahme ist für alle Veranstaltungen kostenfrei. Um Anmeldung
wird gebeten unter Tel.: 0931 – 37 24 44 oder
Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!. Der Einlass ist ab 15.30 Uhr möglich.
Die Veranstaltungen dauern jeweils von 16.00 – 17.30 Uhr.
Alle Informationen finden sich auf der Homepage unter
www.stadtbuecherei-wuerzburg.de.
BERLİN (AA) - Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW), 2023 Almanya ekonomisi büyüme tahminini, Rusya-Ukrayna savaşıyla sert şekilde artan enerji fiyatları nedeniyle yüzde 3,3'lük artıştan yüzde 0,7 küçülmeye indirdi.
IfW'den yapılan açıklamada, Alman ekonomisine ilişkin yaz döneminde paylaşılan 2022 ve 2023-2024'ü kapsayan büyüme tahminlerinde sonbahar döneminde güncellemeye gidildiği belirtildi.
Enstitü, 2022 için Almanya ekonomisinin büyüme tahminini rekor enflasyon, resesyon, satın alma gücü kaybı ve Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşıyla enerji fiyatlarındaki yüksek artış nedeniyle yüzde 2,1’den yüzde 1,4’e indirdi.
Gelecek yıl Alman ekonomisi için büyüme tahmini yüzde 3,3 büyümeden yüzde 0,7 küçülmeye düşürülürken 2024'te yüzde 1,7'lik büyüme öngörüldü.
Alman ekonomisindeki Kovid-19 sonrası toparlanmanın, Rusya-Ukrayna savaşıyla keskin bir şekilde kesintiye uğrayacağına vurgu yapılan açıklamada, Almanya'nın enerji ithalatı faturasının bu yıl 123 milyar avro, gelecek yıl ise 136 milyar avro daha artmasının beklendiği ifade edildi.
Açıklamada, enerji faturalarına harcanan paranın iç tüketimi ve enerji yoğun şirketlerin karlılığını azalttığına yer verilerek, “Sonuç olarak, Almanya'nın ekonomik üretimi gelecek yıl önceden beklenenden 130 milyar avro daha düşük olacak." denildi.
IfW, enerji yoğun sanayi dallarındaki yüklere ek olarak, enerji fiyatlarındaki büyük artışın hane halkının satın alma gücünde düşüşe yol açtığı konusunda uyararak, “Hane halkının satın alma gücünü gelecek yıl yüzde 4,1 düşmesi bekleniyor. Bu iki Almanya’nın birleşmesinden sonra görülen en keskin düşüş.” değerlendirmesinde bulundu.
Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü Ekonomi Direktörü Stefan Kooths, Almanya’da enerji ithalat fiyatlarının yüksek olmasından enerji yoğun sanayi dallarının ve tüketimle ilgili sektörlerin “şiddetli darbe” aldığını duyurdu.
Kooths, "Enerji krizi, Kovid-19 salgını sonrası ekonomik toparlanmayı baltalıyor. Pahalı enerji ithalatı, Almanya'nın gelirinin çok daha büyük bir kısmını eskisinden daha fazla yurt dışına transfer etmesi gerektiği anlamına geliyor. Bu, Almanya'yı genel olarak daha yoksul hale getiriyor. Dolayısıyla Alman hükümeti, enerji yardım paketleri ile yükleri ancak yeniden dağıtabilir, ortadan kaldıramaz.” dedi.
IfW ekonomistleri, ülkede yüksek enflasyon durumunda herhangi bir gevşeme ise beklemiyor.
IfW , elektrik ve gaz fiyatları daha uzun bir süre yüksek kalırsa enflasyonun bu yılki rekor seviyedeki yüzde 8'den 2023'te yüzde 8,7'ye yükselmesinin muhtemel olduğunu kaydetti ve bunun nedeni olarak da elektrik ve gaz piyasa fiyatlarının tüketicilere gecikmeli olarak ulaşması gösterildi.
2024'te enerji fiyatları düştüğünde, enflasyonun tekrar yüzde 3,1'e düşmesinin muhtemel olduğu da vurgulandı.
IfW ekonomistleri, resesyonun işgücü piyasasında iz bırakacağını belirterek, ülkede vasıflı işçi sıkıntısı nedeniyle, bunun nispeten küçük olacağına işaret etti.
Bu nedenle işsizlik oranının mevcut yıldaki yüzde 5,3'ten 2023'te yüzde 5,6'ya yükselmesi bekleniyor.
Öte yandan, Almanya'da, temmuzda yüzde 7,5 olan yıllık enflasyon, enerji ve gıda fiyatlarındaki son yükselişle ağustosta yeniden yüzde 7,9'a çıkarak 1974'ten bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı.
Bu arada, enflasyona karşı 9 avroluk toplu taşıma bilet uygulaması ve yakıtta vergi indirimi gibi hükümet önlemleri ağustos sonunda sona erdi.
Ülkede enerji maliyetlerindeki artış, enflasyonu yukarı yönlü körüklerken, hane halkı ve şirketler üzerinde de baskıyı artırıyor.
Am 1. September haben drei Anwärterinnen zur Verwaltungssekretärin (2. Qualifikationsebene) und ein Anwärter zum Diplom-Verwaltungsinformatiker (3. Qualifikationsebene) ihre Ausbildung am Landratsamt Kelheim aufgenommen.
Zwei der neuen Kolleginnen hatten bereits eine anderweitige Berufsausbildung abgeschlossen. Aufgrund der attraktiven Möglichkeiten, die eine Beamtenlaufbahn bietet, entschlossen sie sich, sich neu zu orientieren und im Landratsamt die Ausbildung in der 2.QE zu absolvieren.
In einem feierlichen Rahmen hat Landrat Martin Neumeyer die neuen Kolleginnen und den neuen Kollegen zu Beamtinnen und Beamter auf Widerruf berufen und vereidigt.
„Unsere Anwärterinnen und Anwärter erhalten bei uns eine hochwertige und praxisbezogene Ausbildung. Ihr Arbeitsbereich im Landratsamt steckt voller Perspektiven, mit abwechslungsreichen und anspruchsvollen Aufgaben. Als spätere Sachbearbeiterinnen und Sachbearbeiter bilden sie das Fundament einer guten Behörde.“
Landrat Martin Neumeyer
Anschließend stand der „erste“ Ausbildungstag ganz im Zeichen des Kennenlernens. Nach einer kurzen Einführung konnten die Anwärterinnen und Anwärter das Landratsamt Kelheim, ihre künftigen Ausbilder und auch die Anwärterinnen des Ausbildungsjahrgangs 2021 zum Austausch kennenlernen.
Hintergrund zu den Ausbildungen
Die Ausbildung in der 2. Qualifikationsebene läuft über einen Zeitraum von zwei Jahren. Die theoretische Ausbildung erfolgt in fünf Fachlehrgängen an der Bayerischen Verwaltungsschule in Regensburg, die sich mit praktischen Abschnitten am Landratsamt Kelheim abwechseln.
Erstmalig in diesem Jahr bildet das Landratsamt einen Beamtenanwärter (3. QE) zum Diplom-Verwaltungsinformatiker (FH) aus. Die Ausbildung findet in Form eines dualen Studiums an der Hochschule für den öffentlichen Dienst in Bayern in Hof (HföD), an der HAW, Hof sowie am Landratsamt Kelheim statt. Das duale Studium dauert drei Jahre. Es wechseln sich die fachpraktische Ausbildung mit den Fachstudienabschnitten ab.
Das Landratsamt Kelheim engagiert sich seit vielen Jahren im Bereich der Ausbildung und legt sehr großen Wert auf eigene Nachwuchskräfte. Aktuell durchlaufen am Landratsamt Kelheim 20 Beamtenanwärterinnen und Beamtenanwärter, davon 11 Studentinnen und Studenten an der Hochschule für den öffentlichen Dienst in Hof, ihre Ausbildung.
Wenn Sie sich für eine Ausbildung im Landratsamt Kelheim interessieren, wenden Sie sich jederzeit an Personalleiter Erwin Ranftl (09441 207-1110, Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!).
Kaymakcı, Avusturya’ya ziyaretinin son gününde basın mensuplarına, buradaki temaslarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ülkenin Tirol eyaletindeki Albach kasabasında düzenlenen Avrupa Albach Forumu’na davet edilmesi ve Avusturyalı muhataplarının yanı sıra çeşitli Avrupalı temsilcilerle yaptığı görüşmelere değinen Kaymakcı, Albach Forumu’nun kıtanın çeşitli sorunlarının görüşüldüğü ciddi bir forum olduğuna, buraya Türkiye’nin davet edilmesinin önemine işaret etti.
- Avrupalı gençler Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor
Kaymakcı, burada AB -Türkiye ilişkilerinin nasıl canlandırılabileceğini ele aldıklarını, forum kapsamında Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gençlere, "AB’ye aday ve üye olmuş son 13 ülke arasında hangi ülkenin birliğe üyeliği size göre en değerli şeklinde" bir soru yönelttiklerini, gençlerin yüzde 55'lik bir oranla Türkiye’yi seçtiğini söyledi.
"Gençler önyargısız şekilde Türkiye’nin AB üyeliğinin yararını görüyorlar." diyen Kaymakcı, "Kriterleri yerine getirmiş bir Türkiye’nin üye olabileceğini de savunuyorlar, bu aslında Albach’tan Viyana’ya gönderilmiş bir mesaj." ifadesini kullandı.
- Türkiye-Avusturya ilişkileri
Kaymakcı, Türkiye-Avusturya ilişkilerinin son 4-5 ayda katettiği olumlu ivmeye dikkati çekerek "Bu gelişmeleri neye borçluyuz? Birincisi, popülizmin ve gereksiz popülist açıklamaların hiçbir işe yaramadığını hatta ters teptiğini gördük. Bazı şüpheler ve endişeler vardı iki tarafta da bunların gereksiz olduğunu, bizim iki medeni Avrupa ülkesi olarak açık konuşabilmemiz gerektiğini gördük ve bu sanırım iki tarafta da güveni artırdı. İlişkilerde de bir canlanma oldu." değerlendirmesinde bulundu.
Bu durumun hem ticari ilişkilere hem de Avusturya'dan gelen turist sayılarına yansıdığını belirten Kaymakcı, bu ülkeden Türkiye’ye gelen turist sayısının geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 80 arttığını, 2,5 milyar dolar olan ticaret hacminin de 3,3 milyar dolar seviyesine yükseldiğini aktardı.
Kaymakcı, Avusturyalı muhataplarıyla konsolosluk ve din görevlileri gibi çeşitli konular üzerine görüşmeler yaptıklarını, gelecek dönemde ise bilim, kültür ve araştırma alanında ortak etkinlikler düzenleme amacıyla bir niyet mektubu imzaladıklarını aktardı.
- "İlişkiler iyi bir noktaya geldi"
Avusturya ile ilişkilerin iyi bir noktaya geldiğini vurgulayan Kaymakcı, "Umarız bu ilişkilere nazar değmez ve daha da iyi yerlere gider. Çünkü gerçekten de iki tarafın da bu ilişkiden kazanacağı çok şey var." diye konuştu.
Karşılıklı ön yargı ve endişeleri aşmanın yolunun, sağlıklı diyalog ve iletişimle mümkün olacağını dile getiren Kaymakcı, Avusturya'nın Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin yaklaşımına ilişkin de "Eğer bizim üyeliğimizi desteklemiyorsanız engel de olmayın diyoruz." ifadesini kullandı.
- "Türkiye'nin içinde olduğu güçlü bir Batı, savaşı önlerdi"
Kaymakcı, Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında AB-Türkiye ilişkileri konusunda ise şunları söyledi:
“Eğer Türkiye AB üyesi olmuş olsaydı veya Türkiye-AB ilişkileri güvene dayalı bir noktada olmuş olsaydı, bu NATO, AB birliğini de sağlayacaktı. Böyle bir ortamda güçlü bir Batı karşısında bu savaş gerçekleşemezdi. Biz Batı olarak caydırıcı bir görüntü sergileyemedik. Rusların kendi argümanları olabilir savaşı başlatmakla ilgili ama Batı cephesinde savaşa neden olan boşluklardan bir tanesi de Batı'nın caydırıcı güç olamaması, NATO’nun sorgulanması, NATO-AB iş birliğinin olmaması, Birleşik Krallık'ın AB’den çıkmış olması, Türkiye’nin AB’den uzaklaştırılmaya çalıştırılması. Bunlar aslında Rusya’yı bir anlamda da savaşa götürdü."
Bu savaşın, AB-Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesinin neden zorunlu olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Kaymakcı, güvenlik ve savunma, enerji güvenliği, göçle mücadele konularının Türkiye olmaksızın ilerleme kaydedilebilecek hususlar olmadığına dikkati çekti.
- Tahıl anlaşmasıyla Afrika'da açlık krizi önlendi
Kaymakcı, Türkiye’nin çabalarıyla gerçekleştirilen Tahıl Anlaşması'nın önemine işaret ederek "Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Dışişleri Bakanımızın yapmış olduğu çabalar sonucunda, belki de Afrika’da bir açlık krizini önledik." ifadesini kullandı.
Kaymakcı, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşına yönelik birçok Avrupa ülkesinden daha etkili sonuçlar aldığını belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna’nın Lviv kentinde düzenlenen üçlü görüşmeye katılıp çeşitli alanlardaki yanlış yaklaşımlar ve bu krizde Ankara’nın net tutumunu ortaya koymak açısından belirleyici bir rol oynadığını anlattı.
- "Çözüm ateşkes içerisinde bulunmalı"
"Bizim ateşkes ve barış için çabalarımızla ilgili olarak farklı düşünceler olabilir. Bizim için önemli olan şu, biz diyoruz ki ateşkes bir an önce sağlanmalı, bir çözüm mümkünse ateşkes içerisinde bulunmalı." diyen Kaymakcı, Türkiye’nin "yurtta sulh cihanda sulh" anlayışıyla barışçı mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğini belirtti.
Rusya-Ukrayna savaşı ve salgın nedeniyle ekonomik daralmanın yaşandığı dünyada ekonomik toparlanmanın kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Kaymakcı, "Bu ekonomik zorluktan çıkmanın önemli araçlarından bir tanesi de Türkiye ve AB’nin ticaretinin, yatırımın önünün açılması." dedi.
Kaymakcı, Türkiye’nin ihracatının yarısını AB’ye yaptığını, AB için de Türkiye’nin 5. büyük ticaret ortağı olduğunu hatırlatarak burada herhangi iki ilişkiden bahsedilmediğinin, Türkiye-AB ekonomik ilişkilerinin küresel çapta çok çeşitli yansımaları olan önemli bir çarpan olduğunun altını çizdi.
- Yunanistan ve Rum kesiminin gayrimakul tutumu
Kaymakcı, yaşanan bu sürecin ilişkilerin geliştirilmesi için bir fırsat olduğunu yineleyerek "Umarız Türkiye-AB ilişkileri, Güney Kıbrıs Rum Kesimi veya Yunanistan’ın dar görüşlü, maksimalist, gayrimakul taleplerinin aşılmasıyla iyi bir noktaya gelir. Aksi takdirde Yunanistan ve Rum kesiminin bu maksimalist ve gayrimakul tutumu Türkiye-AB ilişkilerini rehin alır.” diye konuştu.
NATO’nun bir üssünden 30 Ağustos Zafer Bayramı'na ilişkin yapılan paylaşımın Yunanistan tarafından kaldırılmasının istenmesinin müttefikliğe aykırı bir durum olduğunu vurgulayan Kaymakcı, "Yunanistan maalesef 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı bile sindiremeyecek kadar, -veya Yunanistan'daki bazı çevreler, genellemek istemiyorum - sorunlu bir anlayışa sahip. Bu, bizi bir yere götürmez." değerlendirmesinde bulundu.
IATA, temmuz ayı küresel toplam yolcu talebi istatistiklerini açıkladı. Buna göre, temmuzda yolcu trafiği (kilometre başı yolcu geliri- RPK) Temmuz 2021’e göre yüzde 58,8 arttı.
Böylece temmuzda kilometre başı yolcu geliri Kovid-9 salgınından önceki seviyenin yüzde 74,6’sına ulaştı.
Uluslararası yolcu talebinin 2021’in aynı ayına göre yüzde 150,6 artarak salgın öncesi seviyenin yüzde 67,9'una ulaştığı temmuz ayında, yurt içi yolcu talebi de yüzde 4,1 artarak Temmuz 2019 seviyesinin yüzde 86,9’una erişti.
IATA verilerine göre, küresel kargo talebi ise temmuzda yıllık yüzde 9,7 geriledi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen IATA Üst Yöneticisi Willie Walsh, yolcu sayısında toparlanmanın insanların bastırılan seyahat özgürlüklerinden yararlandıkça ivme kazandığını belirterek, toparlanma için daha çok alan olduğunu vurguladı.
Walsh, "Salgın, küreselleşen ve birbirine bağlı bugünün dünyasında havacılığın bir lüks değil, bir zorunluluk olduğunu gösterdi.” ifadesini kullandı.
Başbakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Scholz'un Zelenskiy ile Ukrayna'daki askeri, insani ve ekonomik durum ile yeniden yapılanma da dahil daha fazla somut destek imkanları hakkında görüş alışverişinde bulunduğu ifade edildi.
Görüşmede Scholz'un ülkesinin Ukrayna'yı askeri açıdan olduğu kadar siyasi, mali ve insani açıdan da desteklemekten vazgeçmeyeceğini ilettiği vurgulandı.
Scholz ve Zelenskiy'nin, Zaporijya Nükleer Santrali'nin güvenliği ve korunması ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının raporunun ve tavsiye edilen tedbirlerin önemi konusunda hemfikir oldukları belirtildi.
Şirketten yapılan açıklamada, yüksek enerji fiyatları nedeniyle üretimi düşürme kararı alındığı bildirildi.
Almanya'daki Rheinwerk tesisinde alüminyum üretiminin ekim ayından itibaren yüzde 50 azaltılacağı belirtilen açıklamada, üretimi azaltma kararının “Almanya'da artan enerji fiyatlarının sonucu” olarak alındığının vurgulanarak, “Diğer birçok Avrupalı alüminyum döküm tesisiyle benzer zorluklarla karşı karşıyayız. Enerji fiyatları son aylarda çok yüksek seviyelere ulaştı ve yakın zamanda düşmesini beklemiyoruz.” denildi.
Açıklamada, üretim kesintisinin ekim ayı başlarında başlayacağı ve zorunlu işten çıkarmaların planlanmadığı vurgulandı.
Almanya’da enerji maliyetlerindeki artış, enflasyonu yukarı yönlü körüklerken, hane halkı ve şirketler üzerinde de baskıyı artırıyor.
Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya, Moskova’nın Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattı üzerinden gaz akışını durdurma kararının tetiklediği sarmal bir enerji kriziyle karşı karşıya bulunuyor.
Doğal gazın aylık vadeli satış fiyatı 25 Ağustos'ta megavatsaat başına 300 avronun üzerine çıkmıştı.
Almanya'da gelecek yıl teslimatlı elektrik kontratının fiyatı, Rusya'nın doğal gaz arzını kısmasıyla 29 Ağustos'ta ilk kez 1.000 avroyu aşmıştı.
Rusya-Ukrayna Savaşı'na ilişkin endişeler enerji kaynakları üzerinde baskı oluşturmaya devam ederken, Alman hükümeti de bu kış sanayi çarklarının dönmesini, ışıkların açık kalmasını ve evlerin sıcak kalmasını sağlamak için çabalıyor.
Die Maßnahmen reichen bei weitem nicht aus
HWK-Präsident Matthias Graßmann und Hauptgeschäftsführer Reinhard Bauer appellieren an die Politik, das dritte Energieentlastungspaket dringend nachzubessern – Handwerk nicht ausreichend bedacht
Oberfranken. Das von der Bundesregierung beschlossene dritte Entlastungspaket reicht aus Sicht des oberfränkischen Handwerks bei weitem nicht aus, um den immer weiter steigenden wirtschaftlichen Druck auf das Handwerk abzufedern. „Für unsere Handwerksbetriebe sind die Ergebnisse eine Enttäuschung: Es ist nicht nachzuvollziehen, dass mögliche Entlastungen erst zeitverzögert angegangen werden und somit die Dringlichkeit einer Unterstützung für unsere Betriebe nicht berücksichtigt wird – denn Zeit haben wir nicht,“ kritisiert Matthias Graßmann, Präsident der Handwerkskammer für Oberfranken. Es muss dringend nachgebessert werden – und das so schnell als möglich. Gerade zum jetzigen Zeitpunkt, zu dem der temporäre Tankrabatt ohne Folgemaßnahme ausgelaufen ist, wäre eine zielgerichtete Unterstützung für das Handwerk im ländlichen Raum wichtig gewesen.
„Uns erreichen mehr und mehr existenzielle Notrufe von Betrieben, die unmittelbar Hilfe brauchen. Es droht, dass vielen Betrieben die Luft längst ausgegangen ist, ehe die im Paket in Aussicht gestellten Entlastungen wirken“, so Graßmann weiter. „Die explodierenden Kosten für Energie und Kraftstoff bringen viele Betriebe in eine existenzbedrohende Lage. Die Antwort auf die Frage, wie diese Kosten rasch gesenkt und die Betriebe unmittelbar entlastet werden können, bleibe die Koalition aber schuldig.“
Auch wenn im Zuge des Entlastungspakets der Kreis der anspruchsberechtigten Unternehmen für das Energiekostendämpfungsprogramm erweitert werde, brauche es Härtefallhilfen für Betriebe, die von den hohen Gas- und Energiepreisen besonders betroffen sind, so HWK-Hauptgeschäftsführer Reinhard Bauer: „Neben einer Begrenzung der Strom- und Gaspreise muss sich die Koalition zudem endlich dazu durchringen, abgeschöpfte Zufallsgewinne zur Entlastung zu nutzen sowie die Laufzeiten der Atomkraftwerke zu verlängern.“
Die im Paket angedachten Entlastungen im Unternehmensbereich greifen laut Bauer zwar richtigerweise auch wesentliche Vorschläge des Handwerks auf, doch bleiben sie im Detail sehr vage.
Ulrich Förtsch
Unternehmenskommunikation
Handwerkskammer für Oberfranken
Wanderausstellung gastiert vom 12. September bis 14. Oktober im zukünftigen Baumhofquartier in Marktheidenfeld
Lohr a.Main, 06.09.2022 Wohnen im Alter oder mit einer körperlichen Beeinträchtigung– das ist ein Thema, mit dem sich viele Menschen früher oder später beschäftigen müssen. Wie man mit der Unterstützung von Wohnassistenzsystemen möglichst lange in den eigenen vier Wänden leben kann, zeigt die Wanderausstellung „Zuhause besser leben“ des Projekts „DeinHaus 4.0 Unterfranken“. Sie ist vom 12. September bis 14. Oktober im Bildungszentrum für Pflegeberufe im zukünftigen Baumhofquartier Marktheidenfeld zu sehen.
Diese sogenannten „Wohnassistenzsysteme“ sind technische Helfer, die im eigenen Zuhause zum Einsatz kommen können. Von der Sturzerkennung im Schlafzimmer bis zur Herdabschaltung in der Küche zeigt die Ausstellung verschiedene kleine Helfer, die im Alltag für Sicherheit, Selbstständigkeit und Komfort sorgen. In einer virtuellen Wohnung können Interessierte die verschiedenen Einsatzmöglichkeiten in Schlafzimmer, Küche, Bad, Flur und Wohnzimmer erkunden. Bei jedem auftretenden Problem wird eine Lösung in Form von Wohnassistenzsystemen vorgeschlagen.
Einblicke für Betroffene, Angehörige und Fachkräfte
Die Ausstellung gibt nicht nur Pflegebedürftigen oder älteren Mitbürgern und Mitbürgerinnen und deren Angehörigen einen interessanten Einblick, sondern hält auch für Fachkräfte aus den Bereichen Pflege, Bau- und Wohnwirtschaft Informationen bereit.
„Das zukünftige Baumhofquartier bot sich als Ausstellungsort an, da die Unterstützung pflegebedürftiger Personen ein Kernthema des Konzeptes als Nachnutzung des ehemaligen Krankenhausstandortes in Marktheidenfeld ist“, erklärt die Organisatorin Heike Riedel vom Klinikum Main-Spessart und ergänzt: „Es ist außerdem geplant für jüngere Menschen mit besonderem Betreuungsbedarf in Zusammenarbeit mit der Lebenshilfe Wohnraum zu schaffen. Dies ist uns ein besonderes Anliegen. Auch bei dieser Zielgruppe sind Wohnassistenzsysteme von Bedeutung.“ Die Exponate sind auf dem Gelände im Bildungszentrum für Pflegeberufe untergebracht.
Vorträge im Rahmen der Ausstellung
Im Rahmen der Ausstellungen finden zudem verschiedene Veranstaltungen zum Thema statt. Neben Fachveranstaltungen für die Schülerinnen und Schüler des Bildungszentrums, über Vorträge für die Seniorenbeauftragten des Landkreises bis hin zu einem öffentlichen Vortrag in Kooperation mit der vhs Marktheidenfeld. Die einzelnen öffentlichen Termine können im Veranstaltungskalender auf der Website des Klinikums Main-Spessart nachgelesen werden.
Über die Ausstellung hinaus können Interessierte einen Beratungstermin vereinbaren, sich online auf der Projektwebseite www.deinhaus4punkt0.de oder über das kostenlose Beratungstelefon 0800 – 40 40 40 3 informieren. Das Projekt wird gefördert durch das Bayerische Staatsministerium für Gesundheit und Pflege.
Öffnungszeiten der Ausstellung
Die Ausstellung kann von Montag bis Donnerstag jeweils zwischen 12 und 15 Uhr sowie freitags von 9 bis 12 Uhr besichtigt werden. Am 20. September ist die Ausstellung geschlossen. Am Samstag den 17.9.22 von 10.00 – 13.00 Uhr ist zudem die Wohnraumberaterin und Leiterin des Pflegestützpunktes Frau Sommer anwesend und steht für Besucher und Besucherinnen gerne mit Auskünften bereit.
Veranstaltungsort: Bildungszentrum für Pflegeberufe, Baumhofstraße 95, 97828 Marktheidenfeld
Über das Klinikum Main-Spessart
Das Klinikum Main-Spessart, ein Eigenbetrieb des Landkreises Main-Spessart, beschäftigt mehr als 1.000 Mitarbeitende an den Standorten Lohr am Main, Marktheidenfeld und Gemünden. Als leistungsstarkes Krankenhaus der Akut-, Grundund Regelversorgung mit zentraler Notaufnahme und als akademisches Lehrkrankenhaus der Universität Würzburg bietet es ein breites Spektrum moderner Hochleistungsmedizin auf dem aktuellen Stand der Wissenschaft. Ein Bildungszentrum für Pflegeberufe, ein geriatrisches Zentrum sowie zwei Senioreneinrichtungen runden das wohnortnahe Angebot ab. Als Leuchtturmprojekt des Freistaates Bayern entsteht am Standort Lohr ein neues Zentralklinikum mit einer Nutzfläche von rund 17.000 Quadratmeter und 280 Betten. Für das Bauvorhaben wurde eine finanzielle Förderung in Höhe von 108,992 Mio. Euro in Aussicht gestellt.