Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Köln, 28. Mai 2021. Wer im Lexus LC Cabriolet (Kraftstoffverbrauch kombiniert 12,6 l/100km; CO2-Emissionen kombiniert 288 g/km) unterwegs ist, wünscht sich natürlich Sonnenschein und einen strahlend blauen Himmel. Doch selbst eisige Extreme meistert das Softtop-Modell – und das sogar mit geöffnetem Verdeck.
 
Lexus hat sein Cabrio (Kraftstoffverbrauch kombiniert 12,6 l/100km; CO2-Emissionen kombiniert 288 g/km) einem Härtetest unterzogen und zwölf Stunden lang einer Eiseskälte von minus 18 Grad Celsius ausgesetzt. Um die Qualität des LC Cabriolet (Kraftstoffverbrauch kombiniert 12,6 l/100km; CO2-Emissionen kombiniert 288 g/km) zu unterstreichen, wurde dabei sogar das vierlagige Stoffverdeck geöffnet und der Innenraum damit den extremen Bedingungen preisgegeben. Doch damit nicht genug: Im Anschluss an den Dauertest ging es auf eine anspruchsvolle Teststrecke, wie der Lexus Kurzfilm zeigt.
 
Schauplatz des Geschehens war die große Klimakammer auf dem Millbrook Testgelände in Großbritannien: In der 468 Kubikmeter großen Anlage werden Verteidigungsmaterialien und Straßenfahrzeuge getestet – und das bei Temperaturen zwischen plus 85 und minus 60 Grad Celsius sowie einer relativen Luftfeuchtigkeit von bis zu 98 Prozent.
 
 
 
Beim Besuch des Lexus LC Cabriolets (Kraftstoffverbrauch kombiniert 12,6 l/100km; CO2-Emissionen kombiniert 288 g/km) zeigte das Thermometer minus 18 Grad Celsius – also jene Temperatur, bei der Gummi gefriert und branchenweit die Enteisungsleistung beurteilt wird. Doch Lexus ist sogar noch einen Schritt weitergegangen und hat das Fahrzeug mit Wasser besprüht, sodass sich eine Eisschicht auf der Karosserie bildete.
„Bei geöffnetem Verdeck waren die Komponenten im Innenraum extrem belastet. Das waren für niemanden angenehme Bedingungen“, sagt Greg Fleming, der den Versuch als leitender Ingenieur betreut hat. „Unsere Hoffnung war, dass die Klimaanlage, die beheizbaren Sitze und das Lenkrad immer noch so funktionieren würden, wie sie es sollten.“
 
Nachdem der Lexus in der Kammer geparkt war, wurde diese mittels einer leistungsstarken Gas-Klimaanlage binnen einer Stunde auf die gewünschte Temperatur heruntergekühlt. Unter diesen Bedingungen verbrachte das Fahrzeug anschließend die Nacht.
 
Am nächsten Morgen startete der professionelle Stuntfahrer Paul Swift zur Testfahrt: Der 341 kW/464 PS starke V8-Motor (Kraftstoffverbrauch kombiniert 12,6 l/100km; CO2-Emissionen kombiniert 288 g/km) sprang dabei auf Anhieb an und selbst die Anzeigen und Messgeräte erwachten umgehend zum Leben und zeigten keinerlei negative Auswirkungen der extremen Kälte. Auch der Klima-Concierge reagierte sofort und heizte die Kabine auf. „Ich konnte spüren, wie sich das Lenkrad und die Rückenlehne erwärmten und Wärme aus den Lüftungsschlitzen in der Kopfstütze hinter meinem Nacken strömte. Es war ganz angenehm. Wenn man bedenkt, dass es minus 18 Grad waren, habe ich mich im Auto sofort wohl gefühlt“, so Swift.
 
 
 
Vom Eisschrank auf die Teststrecke: Seine Fahrkünste durfte Swift anschließend auf dem hügeligen Kurs von Millbrook unter Beweis stellen – einer alpenähnlichen Strecke mit anspruchsvollen Kurven, Steigungen und Abfahrten. Das „auftauende“ LC Cabriolet (Kraftstoffverbrauch kombiniert 12,6 l/100km; CO2-Emissionen kombiniert 288 g/km) zeigte eine begeisternde Leistung, die zu seinem Design und Komfort passte. Mit zunehmender Geschwindigkeit flogen Eissplitter von der Karosserie.
 
„Ich wusste nicht, was mich erwartet. Aber als ich den Startknopf drückte, ging es sofort los. Die Teststrecke verlangt dem Fahrzeug viel ab und man kann spüren, wie das Fahrwerk arbeitet“, erklärt Swift. „Es gab aber kein Problem mit Untersteuern, die Gangwechsel waren mühelos und verursachten beim Herunterschalten ein ansprechendes Ansteigen der Drehzahl. Das ist ein schönes Auto, das genau das macht, was es soll.“

Son günlerde yükselen şiddet ile ile ilgili yazılı bir açıklama yapan KONAD Sosyal ve Siyasal Araştırmalar Merkezi Başkanı Sait Özcan, ”Şiddet ve saldırganlık, düşünmeden kendi içgüdüleri ile haraket eden zavallı insanların yöntemidir. Bu ahlak dışı davranış nefret düzleminde devam ederse toplumu ayrıştırıp kardeşliğimize zarar verir. Sayın Meral Akşener hanımefendiye yapılan saldırı girişimini şiddetle kınıyorum” dedi.

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Köln Merkez Camii’nde 11 ayın Sultanı Ramazan ayında mukabele geleneğini devam ettiren cemaate belge verildi.
 
Köln DİTİB Merkez Camii’nde Ramazan ayının ilk gününde başlaşıp arefe günü hatim duasıyla sona eren mukabeleye cemaat büyük ilgi gösterdi.
Din görevlileri Naci Şengün, Mustafa Kader, Mahir Örgüz ve Göhan Uygun tarafınan Ramazan ayı boyunca tilavet olunan Kur'an-ı Kerim ve meal açıklamasıyla sona eren mukabelenin ardından cemaate hatim tamamlama belgesi takdim edildi.
 
 
Koronavirüs tebdirleri kapsamında Ramazan boyunca 110 erkek ve 50 bayanın takip ettiği mukabede din görevlileri tarafından cemaate teşekkür belgesi verildi.
 
Köln DİTİB Merkez Camii din görevlisi Naci Şengün, Ramazan ayı boyunca öğle namazı sonrasında mukabele okunacağını belirterek, “Ramazan ayı rahmet, mağfiret ve bereket ayını geride bıraktık. Ramazan ayı ayrıca Kur’an ayıdır. Bu ayda en büyük ibadetlerden bir tanesi de mukabeledir. Peygamber Efendimiz’in( sav) 14 asırlık bu sünnet geleneğini bu yılda camimizde devam ettirdik. Koronavirüs tedbirleri kapsamında hem camimizde hemde DİTİB’in sosyal medya hesaplarında canlı olarak yayınlanan mukabeleye çok güzel ve yoğun ilgi oldu. Bu manada bizler de camimizde Ramazan ayı boyunca mukabeleye katılan cemaatimize de mukabele hatmi tamamlama belgesi takdim ettik”dedi.
 
 
Sevinci gözlerinden okunan DİTİB Merkez Camii cemaatinden 56 yaşındaki Mehmet Orman ile 80 yaşındaki Abdülkadir Yavaş duygularını şöyle dile getirdi: “Bu yaşın sahibiyim ilk defa böyle bir belgeyle taltif ediliyorum. Yaptığım işin ne kadar değerli olduğunu birkez daha idrak ettim. Bizi hayırlı işlerde böyle her daim motive eden hocalarımızdan Rabbim razı ve memnun olsun.”
 
 
 
 
 
 
 
 

Almanya siyaseti hem buradaki Türkleri, hem de Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor. Eylül sonu yapılacak seçimler için açıklamalarda bulunan KONAD Sosyal ve Siyasal Araştırmalar Merkezi Başkanı Sait Özcan, “Almanlar CDU’yu ikinci parti yaparsa öncelikle ülkenin imajı bundan büyük yara alır” dedi. 

Önümüzdeki aylarda belki korona konusundan da fazla Almanya genel seçimlerinin tahmini konuşulacak. Sıkça görüşü sorulan KONAD Sosyal ve Siyasal Araştırmalar Merkezi Başkanı Sait Özcan, “Tahmin için biraz beklemek gerek. Daha Partiler meydanlara inmediler, ama şunu görüyorum ki Yeşiller gerçekten bir siyasi parti haline geldi ama bu partinin iktidara gelmesi Türk-Alman İlişkilerine ciddi tartışmaları da beraberinde getirecek gibi. Bu Parti de zaten 1,5 milyon civarındaki Türkiye kökenli oydan ümidini kesmiş durumda. Yeşillerin önünü SPD’nin kesme ihtimali var ama, partinin lideri sanki hala tatilde gibi bir durumu var. Merkel’in siyasi arenayı terkedeceğini söylemesi Yeşillere cesaret verdi. AFD ve diğer Radikal partiler ise ciddi hazırlık içinde. Dolayısı ile Almanya siyaseti böyle karışık bir durumda” diyerek siyasi gündeme dair açıklamalarda bulundu.

 

KONAD Başkanı Özcan Almanya genel seçimlerinin AB politikalarını da oldukça karışık bir duruma getirebileceğini belirterek dolayısı ile Almanya genel seçimleri için Türkiye de söylemlerine dikkat ederek yanlış bir ata oynamamalı“ dedi.

İşte Yıldırım'ı bayram mesajı: 

"Değerli Kardeşlerim, Aziz Müslümanlar, Evrensel bir din olan İslam’ın iki önemli bayramından biri olan Kurban Bayramı; yoksul, mağdur ve mazlumlarla paylaşma ve dayanışmanın, insanlar arasında sevgi ve muhabbetin doruk noktasına ulaştığı özel ve mübarek bir gündür. Yaradan’a hakkıyla kulluk etmenin, O’na yakın olabilmenin yolu Hz. İsmail örneğinde olduğu gibi teslimiyetten geçer.

Biz Müslümanlar da Allah rızası için kestiğimiz ya da bağışladığımız kurbanlarla hem kendi çevremizdeki hem de dünyanın farklı bölgelerindeki ihtiyaç sahipleriyle bir gönül köprüsü kuruyor ve dayanışma içine giriyoruz. Koronavirüs tehlikesinin henüz daha tamamıyla kontrol altına alınamadığı gerçeğini dikkate alarak, aile ortamında ve yakın çevremizle bayram geleneğini sürdürmek ve farklı bir kültür coğrafyasında yetişen nesillerimize bayram sevincini yaşatmak gerekir. Bayram; sevmek, sevindirmek, paylaşmak ve yardımlaşmak, bayram; barış, huzur ve kardeşlik demektir. Bayram; yardım eli uzatılan, gönlü hoş tutulan insanı ırkına, rengine, kültürüne göre ayırmadan kucaklamak demektir. Bu anlamda ATİB camiası adına bütün Müslümanların mübarek Kurban Bayramını tebrik ediyor, insanlığa barış, huzur ve sağlıklı bir dünya hayatı yüce Allah’tan niyaz ediyorum."

 

Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, Almanya’daki pek çok federal devlet tarafından alınan karantinadan muafiyeti kararını uygulamaya başladı. Bu kapsamda, Covid-19 aşısı olan veya Covid-19’a yakalanıp iyileşmiş olan Türkiye’den gelecek yolcular, evlerine döndüklerinde zorunlu karantina uygulamasına tabi olmayacak.

 

Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde aylardır uygulanan karantina muafiyetinin ardından Hessen, Berlin, Brandenburg, Bavyera, Aşağı Saksonya, Rheinland-Pfalz ve Baden-Württemberg eyaletlerinde de Türkiye de dâhil virüs varyantı olmayan ülkelerden seyahat edecek yolcular, aşı sertifikalarını ibraz ederek karantinadan muaf tutuluyor.Bu uygulamaya, Avrupa Birliği tarafından onaylanmış tüm aşılar dâhildir.

 

Geçtiğimiz yıl yaz sezonunda doğru tedbir ve uygulamalarla, tatilciler için salgının yayılma riskini kontrol altında tutmayı başardıklarını söyleyen SunExpress Ticaret Direktörü Peter Glade, “Türkiye, güvenli turizm konseptinde mutlak bir öncüdür ve ziyaretçilerine en hijyenik ve güvenli koşulları sunmaktadır,” dedi.

  

Glade, “Bir hava yolu şirketi olarak, misafirlerimizi sevdiklerine kavuşturmak ve onlara seyahat etmeleri için ilham vermek istiyoruz. Bu nedenle, en azından şu an için aşılanmış ve Covid-19 atlatmış yolcular için kolaylık sunabildiğimiz için çok mutluyuz” dedi.

 

Türkiye, pandeminin ilk aylarında Almanya uçuşlarında 48 saatlik geçerliliğe sahip PCR testi uygulamasını başlattığını duyurmuştu. Pek çok tatil bölgesine göre çok daha katı tedbirler ve hijyenik önlemler alan Türkiye’de, özellikle oteller, restoranlar ve ulaşım şirketleri, hükümetin “Güvenli Turizm” programının bir parçası olarak salgının yayılımını önlemek amacıyla sürekli test edilerek sertifikalandırılıyor.

Türkiye’nin UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ndeki kültür varlığı sayısı 85’e yükseldi.
 
Erzincan Kemaliye Tarihî Kenti ile MardinMidyat Çevresi (Tur Abdin) Geç Antik ve Ortaçağ Kilise-Manastırları da Dünya Geçici Miras Listesi’ne eklendi.
 
Türkiye’nin 2020 yılında güncellenen listede 83 varlığı bulunuyordu.
 
 
Kemaliye Tarihî Kenti
 
Kemaliye ilçesi, tarihsel süreçte İpek ve Kervan yolları üzerinde bulunan kendisine özgü kent dokusu, mimarisi ve özgün evleri ile öne çıkıyor.
 
Doğayı yapılaşmada temel unsur olarak gören bir anlayışla topografyaya oturan yerleşim, Fırat Nehri’nden itibaren yükselen üç ana sekiden oluşuyor. Fırat Nehri, kentsel mekân kurgusunu ve mimariyi etkilemiş; yerleşim birimleri bu etkiye göre oluşturulmuş ve tasarlanmış durumda.
 
Kemaliye yerleşim bütününün ayrılmaz bir parçası olan ve tüm uzunluğu ile yaklaşık 35 kilometre olan Karanlık Kanyon da nehir tabanı ile vadi kenarı arasındaki kot farkı bin metreye kadar ulaşıyor.
 
Bu haliyle Karanlık Kanyon dünyadaki ilk beş derin kanyon arasında yer alıyor.
 
Karanlık Kanyon, gerek jeolojik yapısıyla, gerekse sert kayaların içinden oyularak inşa edilmiş “Taş Yol” u ile istisnai bir doğal güzelliğe ve estetik öneme sahip.7 kilometre uzunluğundaki Taş Yol, 400-500 metre yüksekliğe sahip büyüklü küçüklü 38 tünelden oluşuyor ve dünyadaki “Tehlikeli Yollar” kategorisinde bulunuyor.
 
Kemaliye yerleşim merkezine 4-5 kilometre uzaklıktaki Dilli Vadisi’nde de eski Türk izlerine rastlanıyor.
 
Dilli Vadisi içerisinde yer alan petroğlifler ve damgalar üzerinde yapılan çalışmalar sonucu elde edilen veriler Türk kültür tarihi açısından önemli bilgiler içeriyor.
 
 
Midyat Çevresi (Tur Abdin) Geç Antik ve Ortaçağ Kilise-Manastırları
           
Hıristiyanlığın erken dönemlerinden itibaren yoğun imar faaliyetinin yaşandığı manastır mimarisinin erken örneklerini sunan Tur Abdin Bölgesi, tarih boyunca Süryani Ortodoks cemaati ile ilişkilendirilebilen yeni ve kendine özgü bir mimari dilin ortaya çıkışına tanıklık ediyor.
 
Bir kireçtaşı plato olan Tur ʿAbdin, çeşitli dönemlere ait yaklaşık seksen köy ve yetmiş manastırın yer aldığı eşsiz bir kültürel peyzaja sahip.
 
 
Seri adaylık için seçilen manastır ve kiliseler ise, Mor Sobo Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi (Yoldath Aloho), Deyrulzafaran Manastırı, Mor Gabriel Manastırı, Mor Abai Manastırı, Mor Loozor Manastırı, Mor Yakup Manastırı, Mor Quryaqos Kilisesi ve Mor Azozo Kilisesi.
 
Bazı ortak özelliklere sahip olan ve 6 ile 8’inci yüzyıllara tarihlenen bu yapılar bölgenin karakterinin bir bütün olarak anlaşılmasını sağlıyor. Çevresindeki teraslı üzüm bağları, zeytin ve badem ağaçları ile etkileyici bir peyzaj oluşturuyor.
 
Türkiye’deki farklı inançlara ait zengin kültürel mirasa da önemli bir örnek teşkil ediyor.
Dünyanın en iyi tatil havayollarından biri olan SunExpress, her ayın ilk Çarşamba gününü SunSave günü ilan ederek misafirlerine daha avantajlı fiyatlarla uçma imkânı sunmaya başladı. Bu kampanya ile her ay SunSave gününde SunExpress yolcuları, hava yolunun Türkiye’ye düzenlediği tüm dış hatlar uçuşlarında, bir daha bu kadar uygun fiyata bulamayacakları oldukça avantajlı bilet tarifeleri üzerinden rezervasyon yapabilecek. Yaklaşan SunSave günleri şu şekilde: 5 Mayıs, 2 Haziran ve 7 Temmuz.
 
Çarşamba gününden Cuma gününe kadar 72 saat süresince geçerli olacak bu özel fiyatları her ayın ilk Salı gününde internet sitesi ve mobil uygulama üzerinden duyuracak olan SunExpress, bu kanallar üzerinden geri sayım başlatarak promosyondan yararlanmak için kalan süreyi misafirleriyle paylaşacak. SunSave ile mevcut ücret tarifesine göre çok daha avantajlı fiyatlarla seyahat eden yolcular, aynı zamandaücretsiz bagaj hakkından da yararlanıyorlar.
 
SunExpress Doğrudan Satış Müdürü Michael Schober, “Yolcularımızı ve seyahat acentelerimizi, seyahatlerini SunExpress ile planlamaya teşvik etmek için çalışıyoruz. Nisan ayında Çarşamba günü sunduğumuz SunSave uygulaması, misafirlerimiz tarafından yoğun ilgi gördü. Şimdi de bu uygulamayı her ay tekrar eden bir geleneğe dönüştürmekten dolayı büyük heyecan duyuyoruz” dedi.
YTB ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nden Alevi-Bektaşi Kültürüne Yönelik İş
Birliği
 
Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı (YTB) ile Ankara Hacı
Bayram Veli Üniversitesi arasında "Alevi-Bektaşi Kültürü" tezli yüksek
lisans programı alanında iş birliği protokolü imzalandı. 
 
YTB Başkanı Abdullah Eren ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Yusuf Tekin tarafından imzalanan protokol kapsamında yurt dışında yaşayan
Türk toplumuna mensup vatandaşlara Alevi-Bektaşi kültürünün akademik
çerçevede öğretilmesi ve bu kültürü tanıtacak ve öğretecek nitelikli insan
kaynağı yetiştirilmesi amaçlanıyor.
 
Protokol doğrultusunda Türk Kültürü, Hacı Bektaş Velî ve Alevilik hakkında
evrensel ölçekte bilgi üretmek, üretilen bilgiyi yaymak amacıyla açılan
Alevi-Bektaşi Kültürü Tezli Yüksek Lisans Programı çerçevesinde; YTB
tarafından burs verilecek öğrencilerin iş ve işlemlerinin yanı sıra öğrenci
alımı başta olmak üzere gerekli her türlü ders, seminer, etkinlik,
uygulama/staj gibi çalışmalar yapılması planlanıyor.
 
Protokol imza töreninde konuşan YTB Başkanı Eren, Ankara Hacı Bayram Veli
Üniversitesi ile gerçekleştirilen iş birliği çalışmalarında verimli bir uyum
yakaladıklarını ifade ederek, "Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nin bu konuda
kapasitesi çok yüksek. Bizler de faydalanmaya gayret ediyoruz. Bugüne kadar
ki destekleri ve kıymetli iş birliği için Rektörümüz nezdinde tüm
hocalarımıza, üniversitemize teşekkür ediyorum. Bu protokol, diasporamıza
Alevi-Bektaşi kültürünün akademik boyutta öğretilmesi ve bu kültürü
tanıtacak, öğretecek insan kaynağının yetiştirilmesine önemli bir katkı
olurken üniversitemizle iş birliği içinde olduğumuz çalışmalarımıza da ivme
kazandıracak. 2021 yılı UNESCO ve Cumhurbaşkanlığı tarafından Hacı Bektaş
Veli Yılı da ilan edildi malumunuz. Dolayısıyla bu protokolü 2021'de Hacı
Bektaş Veli Yılı'nda hayata geçirmekten de ayrıca mutluyuz." dedi.
 
Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Tekin ise Üniversite
olarak her türlü iş birliğine açık olduklarını belirterek, YTB ile iş
birliği yapmaya devam edeceklerini söyledi. 
 
 
 
Alevi-Bektaşi Kültürü Tezli Yüksek Lisans Programı
 
Programa başvurular Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim
Enstitüsü tarafından alınacak. Başvuruların ön incelemesi Enstitü tarafından
kurulan ve YTB'nin de temsilci gönderdiği komisyonca gerçekleştirilecek. Ön
incelemeyi geçen adaylar da mülakata davet edilecek.
 
Programa başvuru şartları ise şu şekilde;
 
Programa, yurt dışında yerleşik olup aşağıdaki şartların tamamına sahip olan
adaylar başvuruda bulunabilir:
 
a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için Türkiye dışındaki ülkelerden
birinde oturum hakkına sahip olmak ya da çifte vatandaş veya mavi kart
sahibi olmak,
 
b) Türkiye'deki bir üniversiteden veya YÖK tarafından tanınmış yurt
dışındaki bir üniversiteden lisans derecesine sahip olmak,
 
c) Yeterli düzeyde akademik Türkçe bilgisine sahip olmak,
 
(2) Programa başvuracak adaylarda aranacak ek hususlar şunlardır:
 
a) Lisans diplomalarını yurtdışındaki bir üniversiteden almış olan adaylar
için ALES puanı aranmaz.
 
b) Lisans derecesini Türkiye'de tamamlamış olan Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı adaylardan programın belirlediği ALES şartını taşıması beklenir.
 
c) Adaylardan başvuru esnasında diploma denklik belgesi istenmez, programa
kaydoldukları tarihten itibaren iki yarı yıl içerisinde diploma denklik
işlemlerinin tamamlanması beklenir. Denklik işlemleri idari süreçlerinde
yaşanabilecek gecikmelerden dolayı öğrenciye ek süre tanınabilir.
ANKARA (AA) - Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Avrupa'da faaliyet gösteren Türk dernek ve sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcilerini kabul etti.
 
Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, Milli Savunma Bakanlığında gerçekleşen kabulde, dernek ve STK temsilcilerine, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren ve Başkan Yardımcısı Hadi Turus ile AK Parti İstanbul Milletvekili ve Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) eski Genel Başkanı Zafer Sırakaya da eşlik etti.
 
Yurt dışından gelen dernek ve STK temsilcileri arasında şu isimler yer aldı:
"Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Kazım Türkmen, Avrupa Türk İslam Kültür Dernekleri Birliği (ATİB) Genel Başkanı Durmuş Yıldırım, Uluslararası Demokratlar Birliği Genel Başkanı Köksal Kuş, İslam Toplumu Milli Görüş Genel Başkanı Kemal Ergün, Avrupa Ehl-i Beyt Alevi Federasyonu Başkanı Fuat Mansuroğlu, Almanya Türk Federasyonu Genel Başkanı Şentürk Doğruyol, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Avrupa Direktörü Burhan Sağlam, Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) Avrupa Genel Başkanı Cahit Kerenciler, Hayrat Vakfı Avrupa Temsilcisi Mehmet Köroğlu."