Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

NSU cinayetine kurban giden çiçekçi Enver Şimşek‘in isminin bir meydana verilmesi konusunda açıklamalarda bulunan TGMN- Nürnberg Metropol Bölgesi Başkanı Bülent Bayraktar, “Şehidimiz Enver Şimşek’in isminin bir meydana verilmesi bizi mutlu etmiştir. İsmi ve ölüm nedeni gelecek nesillere aktarılacak şehidimizin bu ülkenin bir daha ırkçılığa teslim olmasına da engel olacaktır. Irkçılık her yaman ve her yerde lanetlenmelidir. Nürnberg Anakent Belediye Başkanı Markus König’de burada samimi bir siyasetçi örneği vermiştir. Kendisine TGMN-Nürnberg Türk Toplumu adına teşekkür ediyoruz” dedi.

 

Resim: TGMN Nürnberg

 

 

 

 

 

 

 

 

BERLİN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'de ülkede yaşayan tüm 18 yaş üstü kişilerin genel seçimde oy kullanabilmesi için gösteri düzenlendi.
 
Federal Meclisin (Bundestag) önünde "Die Vielen" derneğince düzlenen ve üzerinde "Burada yaşıyoruz, burada seçmek istiyoruz" ve "Herkese seçme hakkı" yazan dövizlerin taşındığı gösteride 26 Eylül'de yapılacak genel seçimde yaklaşık 10 milyon kişinin seçme hakkı olmadığına işaret edildi.
 
Söz konusu kişilerin Almanya'da ortalama 15 yıl ikamet etmelerine, vergi ödemelerine ve ülkeye katkı sağlamalarına rağmen Alman pasaportuna sahip olmadıkları için seçime katılamadığı vurgulanarak bunun demokrasiyi zayıflattığı belirtildi.
 
Gösteriye katılan Raphael Moussa Hillebrand AA muhabirine yaptığı açıklamada, seçme hakkının lüks olmadığını belirterek, "Bu, uygarlaşma ile elde edilir ve her oyun sayılması ve önemli olması demokrasinin temelidir. Almanya'da bu böyle değildir. Çok sayıda arkadaşım Almanya'da doğdu ve seçimde seçme hakkı yok. Bu toplumsal sorunlar oluşturur." dedi.
 
Kasia Fudakowski de uzun zaman önce İngiltere'den Almanya'ya geldiğini ifade ederek, "Bu yıl seçme hakkım oldu. Çok sayıda arkadaşımın yok. Biz burada yaşıyoruz, vergi ödüyoruz, fikrimiz var ve bu çok önemli." ifadesini kullandı.
Fudakowski, herkese seçme hakkı verilmesinin demokrasiyi güçlendireceğini söyledi.
Am 14. September enden die Sommerferien und die Schule beginnt wieder. 2430 Schulanfängerinnen und Schulanfänger in Stadt und Landkreis Würzburg erkunden erstmals den Schulweg, Tausende weitere Schülerinnen und Schüler kehren in ihren Alltag zurück. „Ich wünsche allen Schülern und ganz besonders den Abc-Schützen einen guten Schulstart“, sagt Landrat Thomas Eberth und freut sich auf das beginnende Schuljahr. „Der Schulbeginn soll nach den zurückliegenden Anstrengungen der Pandemie für Kinder und Jugendliche aber auch Lehrerinnen und Lehrer und die Familienangehörigen ein fröhliches und weitgehend unbeschwertes Erlebnis sein – leider mit Maske aber zumindest weitgehend in Präsenz.“
 
Tipps der Schulweghelfer
Für Verkehrsteilnehmer heißt der Schulstart natürlich auch: Vorsicht walten lassen und Rücksicht nehmen. Den haupt- und ehrenamtlichen Helferinnen und Helfern der Verkehrswacht Würzburg liegt der sichere Schulweg vor allem der Erstklässlerinnen und Erstklässler ganz besonders am Herzen. Dr. Dieter Aufderhaar, Vorsitzender der Verkehrswacht Würzburg, richtet sich daher vor allem an die Eltern. Diese sind aufgerufen, den Schulweg gemeinsam mit ihren Kindern noch vor dem ersten Schultag abzulaufen, schrittweise zu erklären und bestenfalls mehrfach einzuüben. Eltern, die ihr Kind mit dem Auto zur Schule bringen, sollten auf geeignete Kindersitze achten und rücksichtsvoll auch anderen Verkehrsteilnehmern gegenüber parken. „Der kürzeste Weg zum Schulhaus ist nicht immer der sicherste“, betont Aufderhaar dabei. Mit dem Fahrrad sollten Kinder erst dann alleine zur Schule fahren, wenn die Fahrradprüfung in der vierten Klasse erfolgreich bestanden ist.
 
Plakataktion „Schulterblick nicht vergessen“
Norbert Hart, Leiter der Straßenverkehrsbehörde und Zulassungsstelle und Schulwegbeauftragter des Landkreises Würzburg, weist darauf hin, dass Autofahrerinnen und Autofahrern in der Zeit des Schulstarts eine besondere Verantwortung zukommt. Jährlich kommen Radfahrer aber auch Fußgänger zu Schaden, weil sie sich im „Toten Winkel“ befinden. „Der Schulterblick von Autofahrern und Radfahrern ist enorm wichtig, damit unsere Kleinen sicher und gut zur Schule kommen.“ Eine vom Landkreis Würzburg unterstützte Plakataktion der Gemeinschaftsaktion „Sicher zur Schule – Sicher nach Hause“, an dem sich unter anderem der ADAC, der Bayerische Rundfunk und das Bayerische Innenministerium beteiligen, soll alle Auto- und Radfahrer im ganzen Landkreis noch einmal für den regelmäßigen Schulterblick beim Abbiegen oder Spurwechsel sensibilisieren.
 
„Unser Ziel ist ein unfallfreier Schulweg zum Wohle aller Beteiligten“, so Landrat Thomas Eberth. Mit Blick auf die ab dem Schulstart wieder volleren Straßen und das erhöhte Verkehrsaufkommen, richtet der Landrat abschließend noch einen Appell an alle Verkehrsteilnehmer: „Bleiben Sie fair, sicher und gelassen. Helfen Sie den Kleinsten im Straßenverkehr und achten Sie aufeinander.“
 
 
Bildunterschrift:
Wünschen allen Schülerinnen und Schülern einen guten Start ins neue Schuljahr: Landrat Thomas Eberth, der Vorsitzende der Verkehrswacht Würzburg Dr. Dieter Aufderhaar und der Leiter der Straßenverkehrs- und Zulassungsbehörde Norbert Hart. Foto: Christian Schuster
Almanya'nın Frankfurt kentinde devam eden "7. Türk Tiyatro Festivali" kapsamında, birinci neslin Almanya'ya göçünü temsilen "Göçün 60'ıncı Yılı Korteji" düzenlendi.
 
 
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Almanya Hessen Eyaleti Bilim ve Kültür Bakanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığının (YTB) destek verdiği festival çerçevesinde gerçekleşen yürüyüş, Frankfurt merkez tren istasyonu önünden başladı.
YTB Başkanı Abdullah Eren, Türkiye'nin Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer, Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden Selçuk Yöntem, Begüm Birgören, Reha Özcan ile yönetmen Hilal Saral'ın yanı sıra çevre sakinlerinin katıldığı yürüyüş öncesi, Anadolu'dan Avrupa'ya 60 yıl önce başlayan iş göçünü canlandıran tiyatro sanatçıları ellerinde tahta bavulları ve bebekleriyle Frankfurt tren istasyonundan çıkarak kortejin yürüyüşe geçeceği alana geldi.
 
 
 
Korteji oluşturan katılımcılar ellerinde Türk bayraklarıyla, müzikler ve anonslar eşliğinde şehir merkezinde yürüyerek Frankfurtluları selamladı. Rafadan Tayfa karakterlerinin de katıldığı yürüyüş Willy Brand Meydanı'nda sona erdi.
YTB Başkanı Abdullah Eren, burada yaptığı konuşmada, Türk tiyatro festivalini bu yıl Avrupa'ya gelişin 60. yılı nedeniyle ayrı bir heyecan içinde kutladıklarını söyledi.
 
 
 
Eren, "Türkler Avrupa'da, Almanya'da 60 yılda büyük bir başarı hikayesine imza attılar. Dilini, kültürünü, havasını, suyunu bilmediği bir ülkeye gelip bu ülkenin ekonomisine, siyasetine, bürokrasisine, akademisine ve sosyal hayatına sayısız katkıda bulundular. Uğur Şahin ve Özlem Türeci gibi bilim insanları çıkardılar. Bu ülkeye her alanda katkı sağlayan bir Türk toplumu 60. yılda bir başarı hikayesi yazıyor." dedi.
 
 
 
Türkçenin gelecek nesillere aktarılmasının önemine değinen YTB Başkanı Eren, şu ifadeleri kullandı:
"Türkçemizi, kültürümüzün taşıyıcısı dilimizi berrak bir şekilde gelecek nesillere aktarabilmek için en iyi yöntemlerden bir tanesi sanat ve sanatın da tiyatro dalı. Bu anlamda tiyatro festivallerini çok önemsiyoruz. Türkçenin yaygınlaştırılması, çift dilli eğitimin yaygınlaştırılması projelerini destekliyoruz. Dilimizi ve kültürümüzü lütfen unutmayalım. Hep birlikte yurt dışında güçlü bir millet varlığıyla, güçlü bir diaspora, güçlü bir Türkiye diyoruz."
1 Eylül'de başlayan festival, 7 Eylül'e kadar çeşitli etkinliklerle sanatseverlerle buluşacak. (AA)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Heute um 17 Uhr eröffnet Stadtheimatpfleger Dr. Hans Steidle die Ausstellung der Leonhard-Frank-Gesellschaft in der Behr-Halle (ehem. Efeuhof) im Rathaus der Stadt Würzburg. „Was bleibet aber… Literatur im Lande“ - ist ein verfremdetes und angedeutetes Hölderlin Zitat: „Was aber bleibet stiften die Dichter“ und dient als Titel einer Wanderausstellung der „Arbeitsgemeinschaft Literarischer Gesellschaften und Gedenkstätten“ (ALG). Die ALG hat als Dachverband von 260 Literaturgesellschaften eine vielfältige Darstellung der deutschen Literaturlandschaften zusammengestellt, welche die Leonhard-Frank-Gesellschaft nach Würzburg brachte. Die Ausstellung wird vom 2.-17. September 2021 in der Behr-Halle im Würzburger Rathaus gezeigt. 

Die Ausstellung zeigt Lebensläufe und Einführungen in das Werk unterschiedlicher deutschsprachiger Autorinnen und Autoren. Präsentiert werden Werke von zwölf bekannten Autorinnen und Autoren (Karl May, Erich Kästner, Johann Wolfgang von Goethe, Friedrich Schiller, Gotthold Ephraim Lessing und Johann Joachim Winckelmann u.a.), geordnet nach den Schwerpunkten „Lebensformen“, „Utopie“, „Zensur“, „Bündnisse“, „Freiheit“, „Revolution“, „Aufklärung“, „Krieg“, „Flucht“, „Widerstand“ und „Zwietracht“. 

Im regionalen Teil der Ausstellung, in dem bayerische und fränkische Autorinnen und Autoren präsentiert werden, findet auch der 1882 in Würzburg geborene Schriftsteller Leonhard Frank seinen Platz, der über seine Geburtsstadt vier tiefgründige Romane schrieb. Die Ausstellung vermittelt das große und vielfältige literarische Erbe in Deutschland und die Bedeutung der Literatur für die Kulturgeschichte und die die regionale Geschichte der Literatur. Die Ausstellung in der Behr-Halle ist montags bis donnerstags von 9-18 Uhr und freitags von 9-13 Uhr geöffnet. Es gelten die aktuellen Corona-Regelungen, Zutritt nur für 3G, Maskenpflicht und 1,5 Meter Abstandsregelung. Die Kontaktdaten der Besucherinnen und Besucher müssen  erhoben werden. 

FRANKFURT (AA) - Türk tiyatrosunun önemli isimlerini konuk eden "7. Frankfurt Türk Tiyatro Festivali" sanatseverlerle buluştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Almanya Hessen Eyaleti Bilim ve Kültür Bakanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığının destek verdiği festival, 7 günde 6 oyun, 7 atölye, 4 söyleşi ve 1 sergiye ev sahipliği yapacak.
 
Festival, Sönmez Atasoy’un yazdığı, Mustafa Kurt'un yönettiği, Alpay Ulusoy’un rol aldığı, Ankara Devlet Tiyatrosu oyunu "Bizim Yunus" oyunuyla başladı.
 
Volksbühne Frankfurt'taki törene katılan Türkiye'nin Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer, festivalde emeği geçenlere teşekkür ederek, "Böylesine içerikli bir festival ortaya koymak için çok büyük emek sarf edildi." dedi.
 
Festivalin, Türk kültürünün Frankfurt ve Almanya'da en iyi şekilde temsil edilmesine vesile olduğunu aktaran Tunçer, Türkiye ile Almanya arasındaki iş gücü anlaşmasının 60. yıl dönümünde gerçekleştirilmesinin sembolik ve anlamlı olduğunu kaydetti.
 
Erdem Tunçer, Türklerin Almanya'daki yaşamın her alanında giderek önemli başarılara imza attığını, siyasi, ekonomik ve sosyal hayatın yanı sıra kültür hayatının da ayrılmaz bir parçası haline geldiklerini dile getirdi.
- "Almanya, çok kültürlülüğe de kapılarını açtı"
 
 
Tiyatro Frankfurt Genel Sanat Yönetmeni ve Festival Başkanı Kamil Kellecioğlu da Yunus Emre'nin vefatının 700. yılına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"Anadolu, Yunus Emre gibi şairleri yetiştirmiş, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, en ücra köyüne gittiğinizde kendinizi evinizde hissedeceğiniz kadar sevgi dolu bir yer. Kelime anlamıyla, güneşin doğduğu yer. Anadolu'dan 60 yıl önce çıkıp gelen bu insanlar, onların çocukları ve torunları burada yaşıyor. Almanya ihtiyaç duyduğu iş gücüne erişmenin yanı sıra çok kültürlülüğe de kapılarını açtı. Şu an Frankfurt’ta sokaklarda dolaşırken onlarca farklı dili duyabilir, onlarca farklı kültürü Alman şehrinde deneyimleyebilirsiniz. İşte bizi, bu festival olsun, kendi oyunlarımız olsun, kurduğumuz çocuk kulübü olsun, gece gündüz düşündüren, çalıştıran, motive eden konu bu. Hep söylediğimiz gibi, farklılıkları zenginlik olarak görüp birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz olduğu bilinciyle, birbirimize bakarsak biz oluruz. Tam da bu noktada sanatın birleştirici gücüne çok ihtiyacımız var."
 
Bugün toprağa verilen usta oyuncu Ferhan Şensoy'un vefatı dolayısıyla üzüntüsünü de paylaşan Kellecioğlu, "Üstadımızdı, ağabeyimizdi. Frankfurt'ta onun 5 oyununu sahneleme şansını yakalayan bir ekip olduk. İyi ki onun eserlerini burada sahneledik, 'Aşkımızın Son Durağı' oyunuyla o ve onun gibi usta kalemleri yaşatmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
 
Kellecioğlu, festivalin güzel başlayıp, güzel devam edeceğini dile getirerek, "Frankfurt’a yakışan bir festival olacak. Elimizden geldiğinde, dilimiz döndüğünce Türk tiyatrosunu Frankfurt'ta yaşatmaya devam edeceğiz. Bir hafta boyunca Türk Tiyatrosu bence Frankfurt'un kalbinde atacak." dedi.
- "Yılda yaklaşık 150 oyun sahneliyoruz"
 
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt, Ankara, Antalya, Adana, Trabzon ve Konya'da 6 uluslararası, 2 de ulusal festival yaptıklarını söyleyerek, "Bu festivallere dünyanın her yerinden tiyatroları davet ediyoruz. Biz, dünya çocuklarıyla çocuklarımız yarışsın istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Dünyanın kabul ettiği büyük yazarların eserlerini Türkiye'de sahnelediklerinin altını çizen Kurt, şöyle devam etti:
 
"Bizim yazarımızın, rejisörümüzün, sanatçımızın dünyadan aşağı kalır yanı yok. O yüzden kendi yazarımızı, sanatçımızı, rejisörümüzü de dünyadaki tiyatrolarla tanıştırmak istiyoruz. Elbette dünyanın kabul ettiği Shakespeare, Moliere, Çehov, Schiller ve Goethe'nin eserlerini kendi çocuklarımız ve halkımızla buluşturuyoruz ama en önemlisi, kendi yazarlarımızın hikayelerini de çok değerli. Yönetmenlerimiz, sanatçılarımız ve sahne tasarımcılarımızla dünya tiyatrosunu buluşturuyoruz. Avrupa'da, Balkanlarda, Türk Cumhuriyetlerinde yapılan festivalleri çok önemsiyor, destekliyor, buralara kendi yazarlarımızın eserleriyle katılıyoruz. Devlet Tiyatrosu olarak yılda yaklaşık 150 oyun sahneliyoruz. Türkiye'de 70'in üzerinde kendi sahnemiz var."
 
 
- "Türk göçmenleri bu ülkede izini bıraktı ve damgasını vurdu"
Hessen Eyaleti Bilim ve Kültür Bakanlığı Müsteşarı Ayşe Asar ise, 3 milyon kişiden daha fazla olan Türk toplumunun Almanya'yı önemli ölçüde değiştirdiğini söyleyerek, şu değerlendirmeyi paylaştı: 
"Nesillerdir Türk göçmenleri bu ülkede izini bıraktı ve damgasını vurdu. Üniversite başkanı, bilim insanı, gazeteci, aktörler, rejisörler, sporcular, belediye başkanları, meclis üyeleri, müsteşarlar, bakanlar. Bu ülkede toplumun her bölümünde başarılı olan işçi çocuğu, torunu var. Özlem Türeci ve Uğur Şahin gibi insanlar bilimleri, cesaret ve girişimcilikleri ile bütün dünyaya umut veriyor. Bütün bu insanlar Almanya'nın bir parçası ve onların katkılarıyla Federal Almanya Cumhuriyeti geleceği olan başarılı bir ülke oldu. Türk tiyatro festivalinin kültürlerarası diyaloğu geliştirmede önemli bir payı var."
Frankfurt Şehir Parlamentosu Başkanı olarak 93 şehir konseyinin selamlarını iletmek istediğini ifade eden Frankfurt İl Genel Meclisi Başkanı Hilime Arslaner de, "Rhein Main bölgesinin her yerinden sayısız insan, en yüksek kalitede Türk tiyatrosunu deneyimlemek için bir yılda bir araya geliyor. Bence bütün eserlerin Almancaya çevrilmesi harika, bu yüzden burada yaşayan 180 ülkeden gelen insanlar metinleri anlayabiliyor." açıklamasını yaptı.
- "Burada yan yana gelmek, geleceğe umutla bakmaya yol açıyor"
Oyuncu Ayşenil Şamlıoğlu, festivalin çok değerli bir zamana denk geldiğine dikkati çekerek, "Hem Yunus Emre’nin vefatının 700. yılı hem de göçün 60. yılı. Burada yan yana gelmek, üstelik de pandeminin ardından, nihayet bir festivalin var edilebilmesi, tekrar burada buluşuyor olmak, insanın geleceğe umutla bakmasına yol açıyor." dedi.
 
 
TBMM Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Alt Komisyonu Başkanı, Milletvekili Zafer Sırakaya ise Almanya'nın müreffeh bir seviyeye ulaşmasında büyük bir gayret olduğunun altını çizerek, "Gelenler, sadece Almanya’yı inşa etmemiş, aynı zamanda bir neslin de ihya olmasını sağlamıştır. Ben ikinci nesle ait bir kardeşinizim. Eğer birinci neslin o büyük emekleri olmasaydı emin olun şu karşımda gördüğüm güzide topluluğu görme imkanımız da olmayacaktı." değerlendirmesinde bulundu.
Törene katılanlar arasında, Hessen Eyaleti Milletvekili Turgut Yüksel, Gallus Tiyatro Sanat Yönetmeni Winfried Becker, oyuncu, rejisör, Volksbühne Tiyatrosu işletmecisi Michael Quast, Kültür Bakanlığı Dairesi’nden Anja Söhns, Heusenstamm Belediye Başkanı Halil Öztaş, 1001 Sanat Genel sanat Yönetmeni Kerem Yılmaz da yer aldı.
Etkinlikte, Devlet Tiyatrolarının "Bizim Yunus" ve "Kürk Mantolu Madonna" oyunlarıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının "Misafir" oyunu, Oya Başar’ın başrolünde yer aldığı "Plastik Aşklar", Reha Özcan'ın tek kişilik oyunu "Bir Garip Orhan Veli" sahnelenecek.
Ich freue mich über Ihr Interesse!
Mein Name ist Freya Altenhöner, ich bin Vorsitzende der WürzburgSPD und kandidiere für den Deutschen Bundestag.
Auf meiner Website möchte ich mich Ihnen vorstellen. Bei Fragen erreichen Sie mich unter Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!
Ihre Freya Altenhöner
 
 
 
 
Persönliches in Kürze
Ich bin am 25.07.1988 in Mellrichstadt geboren. Aufgewachsen in einer eher ländlichen Gegend, habe ich 2007 angefangen, mich bei den Jusos und in der SPD zu engagieren. Die SPD war die einzige progressive Partei, die vor Ort Strukturen hatte, sich für die Menschen eingesetzt hat und ein Gegengewicht zu den Konservativen der Union und der Freien Wähler geboten hat. Überzeugt haben mich auch die Grundwerte der Partei Freiheit, Gerechtigkeit und Solidarität.
2009 begann ich mein Studium der Sozialen Arbeit in Würzburg, an der Hochschule für angewandte Wissenschaften Würzburg-Schweinfurt. 2012 schloss ich mein Bachelorstudium ab. 2014 beendete ich mein Studium mit dem Master of Arts.
Ich arbeite derzeit als Schulsozialpädagogin und betreue die beruflichen Schulen in Schweinfurt. Ich berate Auszubildende bei Problemen zuhause, in der Schule oder im Betrieb. Ich mache aber auch Präventionsarbeit in den Klassen zu verschiedensten Themen.
 
 
 
 
Themen, die mir am Herzen liegen
 
Umwelt und Klimapolitik
Die SPD war mal Vorreiterin in umweltpolitischen und klimapolitischen Themen. Doch mittlerweile sind die Grünen hier viel präsenter. Die SPD wird häufig als zu zögerlich wahrgenommen. Zuletzt auch bei dem Kohleausstiegsgesetz. Es ist gut, dass nun ein Ausstiegsdatum feststeht. 2038 ist allerdings deutlich später als notwendig und die großen Zahlungen an Konzerne, die sich nicht für den Klimawandel interessieren, nur schwer vermittelbar.
Dabei muss es gerade die SPD sein, die zeigt, wie man Umwelt- und Klimaschutz sozial gestalten kann. Das bedeutet für mich, dass sich alle Menschen Energie und Mobilität leisten können müssen. Soziale Gerechtigkeit ist nach wie vor ein Markenkern der SPD. Hier muss die SPD auch eine eigene Linie in der Umweltpolitik finden. Dabei möchte ich ihr gerne helfen.
 
 
Arbeit und Ausbildungspolitik
Auch Arbeits- und Ausbildungspolitik ist ein wichtiges Thema für mich. Ich arbeite häufig mit jungen Menschen zusammen, die unter schlechten Bedingungen arbeiten müssen, die keinen Ausbildungsplatz haben, die nach der Ausbildung gar nicht oder nur befristet übernommen werden. Ich sehe wie bedrückend das für die Betroffenen sein kann. Aus diesem Grund möchte ich mich einsetzen für höhere Löhne, gegen ständige Befristungen und gegen Werksverträge. Junge Menschen brauchen eine Perspektive. Deswegen ist mir auch eine Ausbildungsplatzgarantie und eine Übernahmegarantie nach der Ausbildung wichtig. Damit junge Menschen gut ins Berufsleben starten können.
 
Gleichberechtigung
Gleichberechtigung ist ein Thema, das sich die SPD seit ihrer Gründung auf die Fahnen geschrieben hat. Die SPD war auch immer sehr erfolgreich, wenn sie Frauenthemen aktiv vorangetrieben hat. Hier gibt es noch viel zu tun. Alte Rollenbilder sind wieder im Kommen. Noch immer verdienen Frauen deutlich weniger als Männer. Das liegt zum einen daran, dass sie häufig in Careberufen arbeiten, die meistens schlecht bezahlt werden. Zum anderen bekommen sie für die gleiche Arbeit auch noch oft genug weniger Lohn als ihre männlichen Kollegen. Sie sind auch weniger in Führungspositionen und in Vorständen zu finden. Mein Ziel ist eine paritätische Besetzung solcher Positionen und Gremien.
Was ich konkret zu diesen Themen zu sagen habe, finden Sie auf der Seite Positionen
 
Freya Altenhöner - Für Würzburg in den Bundestag.
 
1961 yılında Türkiye ve Almanya arasında imzalanan İşgücü Antlaşmasının bir sonucu olarak, bugün Avrupa’da en yoğun Türk nüfusuna ev sahipliği yapan ülke Almanya’dır.
 
60 yıl önceki misafir işçi nitelendirmesinden, ilerleyen dönemlerde göçmene ve akabinde yerli kimliğine geçiş sürecinin aşamaları hem Türk hem de Alman toplumu açısından izlenildiğinde; Federal Almanya Cumhuriyetinin yabancı, göç ve göçmenlik, uyum, katılım, çoğulculuk ve benzeri konular etrafında yıllar içinde edindiği tecrübe de göz önüne serilmektedir. İçinde yaşadıkları ülkeye ekonomi, kültür, eğitim, siyaset, spor, sanat, ticaret ve benzeri birçok açıdan katkı sunabilmiş, hukuk sistemine ve toplumsal hayata uyumda azimle gayret göstermiş olan Almanyalı Türkler, bugün gelinen noktada göç ve göçmenlik söyleminin ötesine geçerek toplumun ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Ebeveynlerin her ikisinin de Almanya’da doğup büyüdüğü, toplumsallaştığı ve okul mezuniyeti aldığı Türk aile modeli yaygınlık kazanmış, zaman içinde Almanya’nın çok kültürlü ortamında, en az iki dilli, eğitim seviyesi giderek yükselen ve Almanya’yı memleket edinirken Türkiye ile bağlarını da önemseyen, Alman vatandaşlığı sahibi, yerli ve bağımsız bir yeni Türk neslinin varlığından söz etmek mümkün hale gelmiştir.
 
 
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, taşıdığı kurumsal sorumlulukla Türk- Alman Üniversitesi iş birliğinde, tüm bu serüvenin başlangıç noktası kabul edilen 1961 antlaşmasının 60. yıl dönümü vesilesiyle Türk toplumunun bugününe odaklanarak, geçmiş tecrübesi ve gelecek projeksiyonunda onu birçok akademik perspektiften ele alacak bir sempozyum düzenlemektedir.
 
Almanya’da Türk Varlığının 60 Yılı başlıklı sempozyum tüm dünyadan araştırmacılara açık olarak 4-5 Kasım 2021’de İstanbul’da düzenlenecektir. Kabul edilen metin dilleri Türkçe yanında Almanca ve İngilizcedir.
Sempozyum internet sayfası: https://atv60.tau.edu.tr/
Türkçe çağrı metni için tıklayınız.
Almanca çağrı metni için tıklayınız.
 
BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Angela Merkel, ülkesinin 31 Ağustos'tan sonra da Afganistan'dan ayrılmak isteyen yerel personel ve ailelerine yardım etmeye çalışacağını söyledi.
 
Merkel, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Uluslararası Para Fonu (IMF), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Dünya Bankası (WB) ve Afrika Kalkınma Bankası (AfDB) üst yöneticileriyle buluşmasının ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu.
Merkel, Afganistan'da Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı'nın bulunduğu bölgede meydana gelen patlamayı kınayarak, "Henüz tüm ayrıntıları bilmiyoruz ancak teröristler ülkeden ayrılmayı umarak havalimanı kapılarının dışında bekleyen insanları hedef aldı. Bu insanlar güvenlik ve özgürlük istiyorlardı ve bu nedenle bu çok alçakça bir saldırıdır." değerlendirmesinde bulundu.
 
Alman Şansölyesi, Kabil'deki saldırıların intihar bombacıları tarafından düzenlendiğini değerlendirdiklerini vurguladı.
 
Almanya'nın Afganistan’dan tahliye uçuşlarının bugün sona ereceğine işaret eden Merkel, "31 Ağustos'tan sonra da Afganistan'dan ayrılmak isteyen yerel personele yardım etmeye çalışacağız." dedi.
Merkel, yerel personele söz konusu yardımın sağlanması için Almanya Dışişleri Bakanlığının Taliban ile görüşmeler yaptığını sözlerine ekledi.
Alman Başbakanı, 28-30 Ağustos'ta İsrail'e yapacağı ziyaret Afganistan'daki gelişmeler nedeniyle iptal edilmişti.

Kapıkule sınır kapısı ve Edirne çevresinde Avrupalı Türklerin yardımına en hızlı şekilde yetişen  İYİ Parti Edirne il Başkanlığını’nın özverili çalışması KONAD- Sosyal ve Siyasal Araştırmalar Merkezi tarafından “Teşekkür ve Hoşgörü” plakatı ile ödüllendirildi.

 
 
 
Türkiye ile Avrupa arasındaki en önemli kültürel köprülerden biri konumuna gelen Avrupalı Türkler ile kültürel bağlarını en üst düzeyde tutmaya gayret eden İYİ Parti’nin Edirne il teşkilatı’nın özverili çalışması Avrupalı Türkler tarafından takdirle karşılanıyor. Kapıkule sınır kapısı ve Edirne çevresindeki sorunlara hızlı bir şekilde müdahale ederek çözüm üreten İYİ Parti Edirne İl Başkanı Ekrem Demir başkanlığındaki ekibin öz verili çalışmalarınıfarkeden KONAD- Sosyal ve Siyasal Araştırmalar Merkezi Başkanı Sait Özcan Avrupalı Türkler adına teşekkür ederek çalışmalar hakkında bilgi aldı.
 
 
 
 
Ekrem Demir ve ekibinine KONAD adına bir teşekkür plakatı takdim eden  Sait Özcan, “Sayın Demir ve ekibi Avrupalı Türkleri yakından tanıyarak onların gönlünü okşayıp ülkemize olan aidiyet duygularının gelişmesine katkı sağlamaktadırlar. Bu çalışmalar Avrupalı Türkler arasında büyük takdir görmektedir. Türkiye ile Avrupa arasındaki kültürel çalışmaları planlayan ve bu alandakı başarılı insanlarımızı öne çıkarmayı amaçlayan projeler üreten KONAD, Sayın Ekrem Demir’i güzel hizmetlerinden dolayı onore ederek Teşekkür ve Hoşgörü ödülü ile onurlandırmıştır” şeklinde konuştu.
 
 
 
KONAD Başkanı Sait Özcan’a teşekkür eden İYİ Parti Edirne İl Başkanı Ekrem Demir ise, “Almanya Hessen İYİ Toplum Kurucusu, İYİ Parti 3. Dönem GİK Üyesi ve KONAD Başkanı Sait Özcan Bey’i tanımaktan öncelikle onur duydum. Özellikle Avrupalı Türklere verdiğimiz desteğin takdir edilmesinden çok mutlu olduk. Böyle bir plakat Avrupalı Türkleri'nin bize en büyük hediyesidir.” şeklinde konuştu.