Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, Korkut Ata Üniversitesi Rektörlüğü, Osmaniye Belediye Başkanlığı ve Osmaniye İl Özel İdaresi iş birliğinde 5-7 Ocak 2022 tarihlerinde Osmaniye’de “Osmaniye ve Çevresinin İşgalden Kurtuluşunun 100. Yılı” konulu uluslararası bir sempozyum düzenlendi.
5 Ocak 2021 tarihinde saat 10.00’da saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan sempozyum, Korkut Ata Üniversitesi Müzik Bölümü ile Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu tarafından hazırlanan halk oyunları gösterisi ve “Millî Mücadele Türküleri” dinletisiyle devam etti.
 
 
Sempozyumun açış konuşmaları; Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgay UZUN, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Yüksel ÖZGEN, Osmaniye Belediye Başkanı Kadir KARA, 25-26. Dönem MHP Osmaniye Milletvekili Ruhi ERSOY ve Osmaniye Valisi Dr. Erdinç YILMAZ tarafından yapıldı. 
 
Açış konuşmalarının ardından Doç. Dr. Yüksel ÖZGEN’in  başkanlığında, Prof. Dr. Yılmaz KURT ve Dr. Öğr. Üyesi Süleyman HATİPOĞLU’nun konuşmacı olarak katıldığı açılış paneline geçildi.
Aynı gün öğleden sonra bilimsel oturumlar başladı. Eş zamanlı olarak iki salonda gerçekleştirilen toplam 4 oturumda 24 bildiri sunuldu.
 
 
Osmaniye halkı ve Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi öğrencileri tarafından ilgiyle takip edilen sempozyum;  Doç. Dr. Yüksel ÖZGEN, Dr. Ümmü Gülsüm CANDEĞER, Dr. Ebru GÜLER, Prof. Dr. Yılmaz KURT ve Prof. Dr. Turgay UZUN’un katıldığı değerlendirme oturumuyla sona erdi.
Sempozyumun ardından Vali Dr. Erdinç YILMAZ ve  Başkan  Doç. Dr. Yüksel ÖZGEN, Mamure Şehitler Anıtı’nı ziyaret ederek anıta karanfil bıraktı.
 
 
 
Avrupa Denizlililer Derneği tarafından ‘Bir Fidan Bir Hayat’ sloganıyla başlatılan kampanya kapsamında 5 bin fidan toprakla buluştu.
 
‘Bir Fidan Bir Hayat’ kampanyası kapsamında Avrupa Denizlililer Derneği Başkanı Ali İnceören, Denizli Orman Bölge Müdürü Erhan Çetinkaya’yı ziyaret ederek fidan bağışlarını teslim etti.
Denizli Orman Bölge Müdürü tarafından belirlenen Göveçlik ağaçlandırma sahasında Avrupa Denizlililer Derneği adına oluşturulan hatıra ormanında 5 bin fidan gönüllünün katılımıyla toprakla buluştu.
Fidan dikim etkinliğine Avrupa Denizlililer Derneği Başkanı Ali İnceören ile Haytabey Orman İşletme Şefi Onur Tuncay katıldı. Günün anısına Tuncay, başkan İnceören’e “Avrupa Denizlililer Derneği Hatıra Ormanı” sertifikasını takdim etti.
 
 
Göveçlik ağaçlandırma sahasında düzenlenen fidan dikim merasiminde Haytabey Orman İşletme Şefi Tuncay, Avrupa Denizlililer Derneği nezdinde yaptığı katkılardan ötürü başkan İnceören’e teşekkür etti.
2021 yaz ayında çıkan yangında yaklaşık 18 hektar ormanlık alanının zarar gördüğünü belirten Tuncay, alanda yapılan çalışmalar ve fidan dikim ile ormanlık alanın eski haline kavuşturmayı arzu ettiklerini söyledi.
Avrupa Denizlililer Derneği Başkanı Ali İnceören de, kendilerine sağlanan imkandan ötürü Denizli Orman Bölge Müdürü Erhan Çetinkaya ve Haytabey Orman İşletme Şefi Onur Tuncay’a teşekkür etti.
 
 
 
İnceören şöyle devam etti: “Yanan yemyeşil alanın siyah örtü ile kaplandığını görmekten büyük üzüntü duydum. En kısa zamanda eski haline gelmesini arzu ediyoruz. Avrupa Denizlililer Derneği olarak yaşanan orman felaketinin ardından bir kampanya başlattık. Kampanyamıza sırf Denizlili hemşehrilerimiz değil Avrupa’da yaşayan insanlarımız da katkı sundu. Kampanya kapsamında topladığımız meblağı Denizli Orman Bölge Müdürlüğümüze teslim ettik. Müdürlüğümüzün belirlediği Göveçlik ağaçlandırma sahasında Avrupa Denizlililer Derneği adına gönüllü kardeşlerimizle birlikte fidan dikimini gerçekleştirdik. Bu kampanyalarımız devam edecektir. Tekrar katkıda bulunan kardeşlerime teşekkür ediyorum.”
 
 
 
 
 
 
 
 

Komediseverleri sinema salonlarına çekmeyi hedefleyen "Nalan" filmi, 7 Ocak'ta izleyiciyle buluşacak. Filmin yapımcısı Ertuğrul Fındık (fotoğrafta) AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

- Filmin başrollerini Açelya Topaloğlu, Sergen Deveci, Bülent Alkış, Bahtiyar Engin, Berna Koraltürk, Birsen Dürülü, Taha Ünal ile Hünkar Nihal Konar paylaşıyor
İSTANBUL (AA) - HİLAL UŞTUK - Komediseverleri sinema salonlarına çekmeyi hedefleyen "Nalan" filmi, 7 Ocak'ta izleyiciyle buluşacak.

 

 

Yönetmen ve senarist Fatih Mutlu, yapımcı Ertuğrul Fındık ve başrol oyuncuları Açelya Topaloğlu ile Sergen Deveci, filmin hikayesini ve çekim aşamalarını AA muhabirine anlattı.

Televizyonda gündüz kuşağında yayınlanan kadın programlarını çok uzun süre takip ettiğini dile getiren Fatih Mutlu, ardından bu filmin ortaya çıktığını söyleyerek, şöyle devam etti:

" 'İçimde biriktirdiğim bir şeyler var bununla ilgili, henüz farkında değilim. Bu karakterin üstüne gidersem, bir şeyler olacak galiba' dedim. Ortaya bu film hacminde bir şey çıktı. Demek ki gerçekten önemsediğim, üstünde durduğum, burada altını çizmem gereken şeyler var dediğim bir konuymuş. Böylece gündüz kuşağında bir karakterin hikayesini anlattığımız bir film çıktı ortaya."

Mutlu, çekimlerin İstanbul'un farklı mekanlarında gerçekleştiğini dile getirerek, "İstanbul'un bir ucundan bir ucuna, çok farklı mekanlarda çektik. Nalan'ın İstanbul filmi olduğunu ifade edebilirim. Sadece bunu görsel olarak söylemiyorum. Hikayenin olduğu mekanlar ve karakterlerle kurduğumuz bağ anlamında da söylüyorum." dedi.

Çekimlerin 3 hafta sürdüğünü sözlerine ekleyen Mutlu, "Normalde, filmin hacmine göre çok yoğun bir tempo aslında 3 hafta. Fakat çok yoğun provalar yaptık, sete çıkmadan önce. Oyuncu arkadaşlarımız sağ olsun, hepsi provalara çok yoğun katılım gösterdi. Hepsi çok ilgiliydiler. İlk filmini çeken bir yönetmenin kendini tedirgin hissedeceği alanların hepsini bu sayede aştım." ifadelerini kullandı.

 

 

- "İçerik eksikliği var"

Yapımcı Ertuğrul Fındık, Nalan'ın salgın sürecinden sonra ortaya çıkan 3-4 komedi filminden biri olduğunu aktararak, "Diğer arkadaşların filmleri de çok değerli. Nalan'ın farkı, biz farklı bir film çektik. Hem yapım hem içerik tarafında farklı özellikleri olan bir film. 7 Ocak'ta seyircimizle buluşacağız. Klasik, alışılagelmiş komedi türünden biraz daha farklı. Daha ziyade Kore usulü romantik komedi dediğimiz, yani komedi başlayıp, dram olarak devam eden bir film. Bu anlamda da özellikle çok geniş bir kitle tarafından ilgiyle izleneceğinden eminiz." değerlendirmesini yaptı.

Alışılmış kalıpların dışında bir iş yaptıklarının altını çizen Fındık, "Başı ve sonunu bir kitap gibi kapattığınızı düşünürseniz, film bir simetri arz eder. Bütün planlar simetri içinde çekildi. Nalan 'ters konuşma' hikayesi. Biz de seyirciye bunu göstermek için bilmeceler bulmacalar koyduk içerikte." dedi.

Fındık, sinema seyircisinin yeniden sinema salonlarına gittiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

"İçerik eksikliği var. Dolayısıyla bu içeriği hızla yapımcıların oluşturması lazım. Biz de bir filmimizle buna katkıda bulunuyoruz ama yeni içerikler de oluşturacak filmler çekeceğiz. Bu yıl yeni filmlere de imza atacağız. Zaten bu filmin gösteriminin hemen ardından diğer filmin ön hazırlığı başlıyor. Sürekli içerik üretmek gerekiyor. Seyirci, dijital platformların çok çeşitliliği illüzyonu içerisinde, kendisini sinema disiplini içinde bulmayı çok özledi diye düşünüyoruz. Çok fazla seçenek olduğu için, 'Sinemaya gidilir mi?' gibi bir düşünce yok. Bilakis o disiplin, seyircinin aradığı bir şey."

- "Farklı bir matematiği olan bir senaryoydu"

Oyuncu Açelya Topaloğlu da Nalan'ın sabah programı sunucusu olduğunu belirterek, "2 yıl aradan sonra ilk canlı yayınında, bir travmasının tetiklenmesiyle, afazi rahatsızlığına yakalanıyor. Bu, soru sorulduğunda, düşündüğünün tersini söyleme rahatsızlığı. İşin kötü yanı, bunu yapan kişi kendini duymadığı için, durumun böyle olduğunu bilmiyor. Film bunun üstüne başlıyor." ifadelerini kullandı.

Senaryoyu ilk okuduğunda çok heyecanlandığını dile getiren Topaloğlu, "Çünkü değişik bir hikayesi, farklı bir matematiği olan bir senaryoydu. O heyecanın üstüne tanışmaya gittik ve onların da çok heyecanlı olduğunu gördüm. Aslında bir yerden sonra kolektif bir iş olmaya başladı." diye konuştu.

Genç oyuncu, çekimlerde çok keyifli ve zaman zaman zorlandığı sahneler olduğunun altını çizerek, "3 Haftada çektik bitirdik ama öncesinde bir buçuk aylık ön çalışma süreci vardı. O süreçte tabii hem sahnelere daha rahat adapte olduk, hem partnerim sevgili Sergen Deveci ve diğer sahne arkadaşlarımızla biraz daha çabuk kaynaştığımız için set daha güzel aktı, daha keyifli geçti." dedi.

Nalan karakterinin, filmdeki diğer rol arkadaşlarıyla güçlendiğini sözlerine ekleyen Topaloğlu, "Çünkü ben bu işte gerçekten çok alışılan bir komedi tarzında, Açelya'dan beklenen bir tarzda oynamadım. Bunun için de gayret gösterdim sevgili yönetmeniz sayesinde ama asıl mevzu, asıl komedi, diğer sahne arkadaşlarımla oldu." ifadelerini kullandı.

Topaloğlu, güldürmenin zorluğuna da değinerek, "Sanırım o bir kas gibi oluyor. O kası çalıştırıp, seyirciyi de anlamaya başladığınızda işler biraz daha rahat oluyor ama evet güldürmek bence de zor. Biz eğer bunu başarabiliyorsak ne mutlu bize." dedi.

- "Güzel bir kadın hikayesi"

Sergen Deveci ise yapıma ilişkin şunları aktardı:

"Voleybol takımı gibi düşünürsek, ben buradaki pasörüm. Çok güzel bir kadın hikayesi. Bir kadının yaşadığı travmatik durum diye özetliyorum. Yani hastalık veya yaşadığı bir sorun gibi düşünülebilir ama bir kadının bir yolculuğu var ve ben ona eşlik edip, onun olayını seyirciye anlattığı tarafım belki de. O yüzden, hikaye gereği, benim sorumluluğum biraz daha rahattı. Açelya'nın bir yükü vardı ve o yükü taşırken, elimden geldiğince, partner diyemem belki ama yardımcı olarak ona eşlik etmem gerekiyordu. Bence güzel bir arkadaşlık, güzel bir süreç, güzel bir çalışma ortamı ve set oldu. Günün sonunda güzel bir şey ortaya çıktı. Ben de merak ediyor, izlemek istiyorum."

Çekim süreciyle ilgili olarak da Deveci, "Herkes söylüyor ya; 'Çok eğlenceliydi, çok güldük. Umarım siz de gülersiniz.' diye. Tabii ki herkesin neye güldüğünü tam olarak bilemiyoruz. Herkesin çok güldüğü şey, belki bizim çok gülmediğimiz bir şey olabilir. Ama bizim arkadaşlık ortamımızda güzel, üst düzey bir şaka seviyesi vardı. Birbirimizi anladığımız bir set ortamıydı. Hiç sorun yaşamadık. Bu çok önemliydi bence." diye konuştu.

Deveci, oyuncuların set dışında birlikte zaman geçirmesinin zor olduğunu ancak Nalan'ın ekibinin bunu sağladığını vurgulayarak, "Gerçekten hiçbir şey olmasa bile güzel bir arkadaşlık kaldı elimizde. Umarım güzel de bir iş olur. Hatırası kalır. Bu arkadaşlık, güzel bir işle taçlanır diye umut ediyoruz." dedi.

Güldürmenin zor olmadığını savunan Deveci, sözlenini şöyle tamamladı:

"O matematiği bilmek gerekiyor. Komedi aslında repliklerle de mümkün ama bazı sahnelerde replikler ya da insan performansı, oyuncu performansıyla olmadığını bilirsek, durumları komik tasarlarsak oyuncunun işi daha kolay olur. Hani bazı doğrular vardır. Bu komik değil, bu komik, dediğimiz durumlar var. Komik değil dediğimiz yere tutunmaktan ziyade, komik olan yeri biraz daha geliştirirsek, bence çok zor değil komedi. Çok iyi komedi yaptığımı söylemiyorum ama bence komedi o kadar da zor değil. Eğer durumu komik yaratırsak zaten geri kalan her şey komik oluyor bence."

Filmde, Bülent Alkış, Bahtiyar Engin, Berna Koraltürk, Birsen Dürülü, Taha Ünal ile Hünkar Nihal Konar da rol aldı.

KONYA (AA) - Selçuklu Belediyesi Konya Tropikal Kelebek Bahçesi, 2021 yılında Mevlana Müzesinden sonra Konya'da en çok ziyaret edilen mekan oldu.

Selçuklu Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, geçen yıl Konya Tropikal Kelebek Bahçesi'nin 375 bin 504 kişi tarafından gezildiği bildirildi.

Açıklamada, özellikle yaz aylarında yoğun ilgi gören bahçenin sadece yerli turistlerin değil yabancı turist ve tur operatörlerinin de uğrak mekanı olduğu belirtildi.

7 bin 600 metrekare kullanım alanına sahip olan Tropikal Kelebek Bahçesi'nin, 3 bin 500 metrekare yürüyüş alanına sahip olduğu aktarılan açıklamada şunlar kaydedildi:

"Ekvatoral iklim koşullarına göre yaz-kış 28 derece sıcaklık ve yüzde 80 nem değerine sahip olan bahçe, 40 farklı türde 20 bin kelebek, 195 civarında bitki türü ile kral yılan, dev salyangoz ve papağan ile ziyaretçilere farklı bir dünyanın kapılarını açıyor. Şu an bakım çalışmaları nedeniyle geçici olarak kapalı olan mekan 22 Ocak'ta yenilenen yüzü ile ziyaretçilerine yeniden kapılarını açacak."

- Selçuklu müzelerini 132 bin 515 kişi ziyaret etti

Öte yandan Selçuklu Belediyesince Konya turizmine kazandırılan ve tarihi Sille Mahallesi'nde yer alan turizm destinasyonlarında da yıl boyu yoğunluk yaşadığı belirtilen açıklamada, Aya Elenia Müzesi, Zaman Müzesi, Sille Müzesi ve Sille Sanat Galerisi gibi dini, kültürel ve sanatsal müzeleri 132 bin 515 kişinin ziyaret ettiği bildirildi.

Açıklamada Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı'nın şu ifadelerine yer verildi:

"2021 yılında 375 bin kişinin Tropikal Kelebek Bahçesi'ni ziyaret etmesi şehrin ekonomisine de katkı sundu. Konya'ya kazandırdığımız bu eserin Konya'nın tanıtımına bu derece katkı sağlaması bizleri mutlu ediyor. Hedefimiz yenilenen yüzü ile bahçemizin bilinirliğini ve ziyaretçi sayısını artırmak. Yine belediye olarak müze turizminin de canlandırılması için özellikle Sille Mahalle'mizde önemli restorasyonlar gerçekleştirdik. Bu restorasyonlar kapsamında kazandırdığımız müzelerimize ilgi her geçen gün artıyor. Bu yıl kapalı dönemler olmasına rağmen 132 bin kişinin müzelerimizi ziyaret etmesi yaptığımız çalışmaların meyvesini verdiğini gösteriyor."

Iserlohn'daki Müslüman mezarlarına yapılan saygısızlığı şiddetle kınıyoruz

Göç alan bir  ülkede, göçün siyasi ve sosyal alanda kabul gördüğünün en önemli göstergesi, toplumun göçmenlerin kültürel değerleriyle nasıl ve ne derece de kabul gördüğüne bağlıdır.

Göçmenlerin kültürel kimliklerini kabul etmek ve saygı duymak aynı zamanda bu ülkedeki göçmenlerin kendilerini yerli gibi hissedip hissetmediklerinin göstergesi olabilecek bir barometredir.

Göçmenlerin bu ülkeyi “vatan” olarak tanımlanmalarında büyük etkisi olan bu önemli kimlik faktörlerinden biri de cenazelerini  “yeni vatanda” defnedilmesidir.

Yeni yılın ilk günü Almanya’nın Iserlohn şehrinde bir Müslüman mezarlığına yapılan alçakça saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Müslümanlara yönelik Islam karşıtı aşırılıkların gün geçtikçe daha da arttığını büyük bir kaygı ile gözlemlemekteyiz.

Bu eylemler, Müslüman toplumu olarak bizi endişeye sevk etmektedir. Bu yapılan insanlık dışı hareketin aydınlatılacağını ve saldırıların faillerinin Alman Emniyet birimlerince en kısa sürede kanun önüne çıkarılacağını ümid ediyor, böylesine menfur olayların bir daha tekrarlanmamasını diliyoruz. Keza yetkili makamlardan bu tür hadiselerin yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını arzu ediyoruz.

İmam Cengiz

ATİB Genel Sekreteri

 

 

Her 100 bin kişideki Kovid-19 vakaları 65 ilde azaldı, 15 ilde arttı, 1 ilde değişmedi
- Sağlık Bakanlığının açıkladığı verilere göre, her 100 bin kişide görülen vaka sayısı 18-24 Aralık'ta İstanbul ve İzmir'de arttı, Ankara'da azaldı
- Ülke genelinde 100 bin kişide en çok vakanın görüldüğü 3 il Kırklareli, Çanakkale ve Eskişehir oldu
- Vaka yoğunluğu bir önceki haftaya göre en çok artan 5 il Eskişehir, İstanbul, Gümüşhane, Kırklareli ve Edirne olarak kayda geçti

ANKARA (AA) - Sağlık Bakanlığının açıkladığı 18-24 Aralık'ı kapsayan verilere göre, her 100 bin kişide görülen Kovid-19 vakaları 65 ilde azaldı, 15 ilde arttı, 1 ilde ise aynı kaldı.

Sağlık Bakanlığı, 81 il için 18-24 Aralık'ta her 100 bin nüfusa karşılık gelen Kovid-19 vaka sayılarını açıkladı.

Buna göre, her 100 bin kişide en fazla vakanın görüldüğü şehir 468,85 ile Kırklareli oldu. Bu ili, Çanakkale (462,01) ve Eskişehir (427,42) izledi.

Bu şehirlerin ardından gelen ve vaka sayısı 100 bin kişide 300'ün üstünde olan 4 il Tekirdağ (333), Edirne (329,11), Ordu (312,98) ve İstanbul (303,51) olarak sıralandı.

- Vaka sayısı 100 bin kişide 200-300 aralığında olan iller

Ülke genelinde 13 ilde, her 100 bin kişideki vaka sayısı 200-300 aralığında değişti.

Vaka sayısı 200-300 aralığında olan iller "Bilecik (286,67), Giresun (247,15), Kocaeli (245,94), Balıkesir (245,27), Trabzon (237,1), Rize (232,32), Artvin (225,37), Denizli (224,8), Mersin (221,81), Yalova (215,18), Osmaniye (214,38), Bolu (202,03), Samsun (200,95)." şeklinde sıralandı.

- Her 100 bin kişide 100-200 aralığında vaka görülen iller

Her 100 bin kişide 100-200 aralığında vakanın görüldüğü 20 il ise "Isparta (195,55), Tokat (191,68), Amasya (180,33), Burdur (179,34), Sakarya (176,86), Adana (170,36), Bursa (159,71), Gümüşhane (158,78), Sinop (156,15), Çorum (151,47), Hatay (144,46), Manisa (140,49), Zonguldak (138,02), Kütahya (137,16), Kastamonu (133,64), Düzce (132,43), Ankara (129,82), Karabük (124,79), Bartın (110,56), Uşak (100,97)." oldu.

- Vaka sayısı 100 bin kişide 100'ün altında olan iller

Ülke genelinde 100 bin kişideki vaka sayısının 100'ün altında olduğu 41 il ise şöyle sıralandı:

"Çankırı (85,75), Erzincan (83,18), Kırşehir (82,29), Nevşehir (72,8), Niğde (69,05), İzmir (68,54), Antalya (66,83), Tunceli (65,91), Kırıkkale (62,07), Aydın (59,42), Muğla (58,85), Afyonkarahisar (56,86), Karaman (55,7), Sivas (50,17), Yozgat (48,68), Konya (47,82), Kayseri (41,58), Aksaray (41,37), Bingöl (36,55), Kahramanmaraş (34,16), Elazığ (33), Kilis (31,51), Iğdır (30,8), Ardahan (29,12), Bayburt (21,98), Siirt (20,84), Diyarbakır (18,5), Gaziantep (17,13), Adıyaman (16,92), Erzurum (14,51), Şanlıurfa (12,01), Batman (11,12), Malatya (10,92), Kars (8,77), Mardin (7,84), Şırnak (6,69), Ağrı (6,16), Bitlis (5,41), Muş (5,35), Hakkari (3,92), Van (2,09)."

- Vaka sayısı Ankara'da azalırken İstanbul ve İzmir'de arttı

Her 100 bin nüfusta görülen vaka sayısı, Ankara'da bir haftada 144,1'den 129,82'ye düştü. İstanbul'da ise 244,15'ten 303,51'e, İzmir'de de 67,97'den 68,54'e yükseldi.

- Vaka sayısı artan iller

Vaka yoğunluğu bir önceki haftaya göre en çok artan iller Eskişehir, İstanbul, Gümüşhane, Kırklareli ve Edirne oldu.

Ülke genelinde her 100 bin kişideki vaka sayısının arttığı 15 il ve artış miktarları şöyle oldu:

"Eskişehir (68,63), İstanbul (59,36), Gümüşhane (31,75), Kırklareli (23,22), Edirne (22,31), Bingöl (16,32), Bayburt (8,55), Çanakkale (5,17), Siirt (2,41), Hakkari (1,42), Denizli (1,15), Muğla (0,69), İzmir (0,57), Aydın (0,35), Antalya (0,28)."

- Vaka sayısı azalan iller

Haftalık verilere göre 100 bin kişideki vaka sayısı 65 ilde azaldı. En fazla düşüşün görüldüğü 5 il sırasıyla Sinop, Adana, Trabzon, Tunceli ve Osmaniye oldu.

Vaka sayısı azalan iller, düşüş miktarlarına göre şöyle sıralandı:

"Sinop (97,01), Adana (93,51), Trabzon (89,05), Tunceli (88,69), Osmaniye (79,66), Hatay (78,94), Ordu (73,28), Tokat (61,72), Mersin (54,26), Zonguldak (52,95), Bolu (50,51), Samsun (48,96), Kastamonu (47,83), Çorum (47,35), Bilecik (45,27), Karabük (42,28), Düzce (41,45), Nevşehir (40), Kırşehir (35,39), Giresun (31,42), Kahramanmaraş (27,39), Burdur (25,46), Bartın (24,63), Amasya (22,36), Rize (21,78), Yozgat (20,99), Bursa (20,44), Çankırı (19,22), Tekirdağ (18,32), Manisa (17,86), Niğde (17,67), Erzincan (17,06), Kırıkkale (16,87), Kilis (16,81), Artvin (16,52), Yalova (15,94), Iğdır (14,90), Ankara (14,28), Balıkesir (12,65), Adıyaman (12,33), Kayseri (11,46), Ardahan (11,44), Konya (11,20), Kars (10,88), Kocaeli (10,66), Isparta (10,44), Aksaray (9,93), Gaziantep (9), Erzurum (8,96), Sakarya (8,53), Karaman (7,85), Elazığ (6,97), Afyonkarahisar (6,24), Kütahya (6,07), Malatya (5,21), Sivas (3,61), Bitlis (3,14), Diyarbakır (2,86), Mardin (2,34), Şanlıurfa (1,75), Batman (1,62), Ağrı (1,31), Uşak (0,81), Muş (0,73), Van (0,35)."

Öte yandan Şırnak'ta her 100 bin kişide 6,69 olan vaka sayısı, aynı kaldı.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Batı Trakya Türklerinin hak mücadelesindeki öncü ismi Dr. Sadık Ahmet’in 75. doğum gününde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi Konferans Salonu’nda bir anma programı düzenliyor.
 
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Batı Trakya Türkleri’nin hak arama mücadelesinde en öne çıkan şahıs olan Doktor Sadık Ahmet’i doğumunun 75’ini yılında bir dizi etkinlikle anıyor. Öncelikle Doktor Sadık Ahmet’in bıraktığı mirası gelecek kuşaklara tanıtmak için YTB tarafından bir kitap hazırlandı. Akademisyen ve uzmanların makalelerinden oluşan kitapta Batı Trakya Türkleri ve yaşadıkları sorunlara dikkat çekilirken, Sadık Ahmet’in hayatı, mücadelesi ve bıraktığı dava mirası ile ilgili bölümler yer alıyor. Kitabın son bölümünde ise Sadık Ahmet ile ilgili anıları bulunan öne çıkan şahsiyetler ile röportajlara yer veriliyor.
 
Kitabın lansmanı vesilesiyle de Doktor Sadık Ahmet’in 75. doğum günü olan 7 Ocak 2022 tarihi saat 19:30’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi Konferans Salonu’nda bir anma programı gerçekleştirilecek. Programda Sadık Ahmet’in hayatı ve mücadelesi ile ilgili hazırlanan videonun gösterimi de davetlilere sunulacak.
 
Sadık Ahmet’in sevdiği türkülerin Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu sanatçıları tarafından seslendirilmesiyle devam edecek programda, bir grup Batı Trakyalı öğrenci de Sadık Ahmet Marşı’nı söyleyecek.  Sadık Ahmet’in ailesinin özel davetli olarak katılacağı programda, Sadık Ahmet’e ait kişisel eşyalar da konferans salonunun dışında sergilenecek.
 
Ayrıca, program için Sadık Ahmet’in lise eğitimi sırasında kuyumcu çırağı olarak çalıştığı zamanlarda kız kardeşine yaptığı kolye ucundan esinlenerek yaka rozeti hazırlandı. Bunun yanında PTT de Sadık Ahmet anısına iki farklı kişisel pul bastırdı. Hazırlanan rozet ve pullar programın katılımcılarına hediye olarak takdim edilecek.
 
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, YTB Başkanı Abdullah Eren, kitabın editörü Nilüfer Erdem ve Sadık Ahmet’in oğlu Levent Sadık Ahmet programa katılarak konuşma yapacak.
 
 

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi arasında; Türkçe, eğitim ve kültür projelerini kapsayan geniş kapsamlı bir iş birliği protokolü imzalandı.

 
Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) arasında; Türkçe, eğitim ve kültür projelerini kapsayan geniş kapsamlı bir iş birliği protokolü imzalandı. Bunun yanında Ahmet Yesevi Üniversitesinde belli alanlarda eğitim gören öğrencilerin çift diploma programı dahilinde eğitimlerinin bir kısmını Türkiye’de tamamlaması ve Türkiye’deki eğitimleri süresince barınma ve burs gibi giderlerin karşılanmasıyla ilgili YTB ve Ahmet Yesevi Üniversitesi müşterek çalışma yürütecek. Üniversite bünyesindeki Türkoloji Enstitüsü ve Türkçe Dil Öğretim Merkezi’nin ihtiyaçlarının karşılanması için de destekler sağlanacak. YTB tarafından her yıl gerçekleştirilen Avrasya Gençlik Okulu programının Kazakistan’daki uygulamasında taraflar arasında var olan iş birliğinin artırılması da protokol kapsamında kararlaştırıldı. 
 
TÜRK DÜNYASINA YÖNELİK 150’DEN FAZLA PROJEYİ HAYATA GEÇİRDİK
Protokolün imza töreninde konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nin Türk dünyasında uzun yıllardır yükseköğrenim alanında çok kıymetli çabalar ortaya koyduğuna dikkat çekti. Eren imzalanan protokol çerçevesinde Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nin çift diploma programı dahilindeki öğrencilerin burslandırılacağını kaydetti. Türkiye’deki üniversitelerle yapılacak olan çift diploma programlarının Türkiye’deki kısımlarını YTB olarak üsleneceklerini belirten Abdullah Eren, bunun yanında YTB’nin Türk dünyasında başarılı bir şekilde yürüttüğü Avrasya Gençlik Okulu Projesi benzeri bir çalışmanın da Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi ile doğrudan yapılacağını kaydetti. YTB Başkanı Eren, üniversite bünyesinde bulunan Türkoloji Enstitüsü ile Türkçe Dil Öğretim Merkezi’nin ihtiyaçlarının karşılanmasına da destek sağlanacağını sözlerine ekleyerek, “Bu projede olmaktan dolayı çok mutluyuz. YTB olarak Türk dünyasına yönelik bugüne kadar 150’den fazla projeyi hayata geçirdik. Eğitimden kültüre, sanattan sosyal alana kadar çok farklı projelerimiz var, bunların da devamını getireceğiz. Üniversitemiz ile YTB’nin bundan sonra da iş birliğinin artarak devam etmesini temenni ediyorum.” diye konuştu.
Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Muhittin Şimşek ise YTB ile her zaman yakın ilişkiler kurarak çalışmalar yürüttüklerinin altını çizerek; “YTB ve üniversitemizin yaptığı, bir hedefe doğru gidiştir. Protokol ile çift diplomalı programlarımız olan; tıp, uluslararası ilişkiler, ilahiyat fakültesi ve turizm fakültesine ilişkin öğrencilerimiz hem burada okuyacaklar hem de Kazakistan’da okuyacaklar. İnşallah Türk dünyasına yönelik de çok büyük hizmetler yapacaklar.” dedi.
Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Cengiz Tomar da YTB’nin yaptığı hizmetlerin Türk dünyası açısından da kıymetli hizmetler olduğunu söyleyerek üniversitesinin de Türk dünyasının manevi başkentinde, Hoca Ahmet Yesevi’nin diyarında 30 yıldır önemli bir öğretim kurumu olduğunu ifade etti. Tomar ayrıca “Bugüne kadar 90 binin üzerinde öğrenci mezun ettik. Bu öğrencilerimiz Türk dünyasının her tarafından önemli görevlerde çalışıyorlar. Türk dünyasının birliği için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

„Der Kauf einer Immobilie ist eine sehr emotionale Entscheidung“, sagt Jens Rauch, Mitglied des Vorstands bei der Sparkasse Mainfranken Würzburg. Denn hier werden Lebensträume verwirklicht. Wer überlegt, in eine eigene Immobilie zu investieren, sollte dabei jedoch auch rational abwägen. Als Grundlage dafür veröffentlicht die Sparkasse den aktuellen Wohnmarktbericht für den Landkreis Würzburg.

 
Der Report gibt wertvolle Orientierung und ist eine Entscheidungshilfe für die Bewertung aktueller Preise im Immobiliensektor der Region, sowohl für Kauf und Verkauf als auch für Mieten und Vermieten. Die Analyse für das Jahr 2021 wurde vom unabhängigen Marktforschungs-Institut iiB Dr. Hettenbach durchgeführt und von der Sparkasse Mainfranken kürzlich veröffentlicht. Erhältlich ist das Dokument in ausgewählten Filialen oder zum Download unter www.sparkasse-mainfranken.de/wohnmarktbericht. Ein frisch gedrucktes Exemplar übergaben Vorstandsmitglied Jens Rauch und Bereichsdirektor Immobilien, Matthias Wolf, jüngst an Landrat Thomas Eberth.
 
 
Eine „Schwacke-Liste“ für Immobilien
 
Matthias Wolf betonte dabei: „Der Wohnmarktbericht ist wie eine Art Schwacke-Liste für Immobilien.“ Der Wert im Report und der tatsächliche Preis der Immobilie müssten also nicht zwingend identisch sein.
 
„Aber wir liefern den Menschen eine wichtige Orientierungsmarke“, ordnet Mitgliedsvorstand Jens Rauch ein. Oft würden Menschen mit dem Kauf einer Immobilie „die Entscheidung ihres Lebens“ treffen.
 
 
Hilfe auf der Suche nach dem passenden Lebensort im Landkreis Würzburg
 
„Unser Landkreis Würzburg ist faszinierend vielfältig“, weiß auch Landrat Thomas Eberth. Nicht nur böten erfolgreiche mittelständische Unternehmen eine Fülle von attraktiven Arbeitsplätzen, sondern die Kommunen auch ein familienfreundliches Umfeld. „Hier lässt es sich gut leben und arbeiten.“
 
So unterschiedlich wie die Städte, Märkte und Gemeinden ist bisweilen aber auch der Quadratmeterpreis. Wer sich auf der Suche nach geeignetem Wohnraum befindet, hat also ein weites Feld vor sich. Als derzeit amtierender Vorsitzender des Verwaltungsrats bei der Sparkasse Mainfranken ist Thomas Eberth froh, dass das Geldinstitut den Bürgerinnen und Bürgern mit dem Wohnmarktbericht regelmäßig eine Informationsquelle für die Suche nach Immobilie oder Mietobjekt an die Hand gibt. So könne jede und jeder den passenden Ort zum Leben im Landkreis Würzburg finden.
 
 
 
Bildunterschrift:
 
Der Wohnmarktbericht der Sparkasse Mainfranken Würzburg gibt regelmäßig wertvolle Orientierung und ist eine Entscheidungshilfe für die Bewertung aktueller Preise im Immobiliensektor der Region. Matthias Wolf (links), Bereichsdirektor Immobilien, und Vorstandsmitglied Jens Rauch (rechts) übergaben den Report für das Jahr 2021 jüngst an Landrat Thomas Eberth – passend an der Plastik des Landkreises Würzburg im Foyer des Landratsamts. Foto: Christian Schuster
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) iş birliğinde ülkemizde iletişim alanında eğitim alan uluslararası öğrencilere yönelik düzenlenen Medya Akademisi programı tamamlandı. Akademi kapsamında genç iletişimciler alanında uzman isimlerden medya sektörüne yönelik çeşitli eğitimler aldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) iş birliğinde Türkiye Bursları kapsamında Ankara’daki üniversitelerde iletişim alanında eğitim alan uluslararası öğrencilere yönelik düzenlenen Medya Akademisi programı tamamlandı. Beş hafta süren akademi kapsamında alanında profesyonel gazeteciler uluslararası öğrencilere medya sektörüne yönelik tecrübe paylaşımında bulunarak teorik ve pratik bilgiler aktardı.
Eğitimler sürecinde uluslararası öğrenciler; haber yazım teknikleri, televizyon gazeteciliği, muhabirlik, internet medyası ve editörlüğü, diploması muhabirliği ve medya etiği alanlarında dersler aldı.
YTB Ankara Ofisinde gerçekleşen program sayesinde genç iletişimciler kariyer planlamalarında bir basamağı daha geride bırakırken, önemli bir iletişim ağına sahip oldu.
 
 
 
 
ÖZEL HABER GAZETECİYE AYRICALIK KATAR
Akademinin ilk dersini TRT Kurdi Kanal Koordinatörü Kemal Gümüş verdi. Gümüş “Habercilik” başlığı altında verdiği eğitiminde tecrübelerini paylaştı. Meslek hayatında yaşadığı olaylardan örneklerle iyi bir haberin nasıl olması gerektiğini anlatan Gümüş, özel habere dikkat çekerek, özel haberin gazeteciye ayrıcalık katacağının altını çizdi. Her habere gazetecinin kendi özgün bakış açısı ile bakması gerektiğini söyleyen Gümüş, “Her habere gittiğimde, her ülkeye gittiğimde olaylara ‘bir şeyi farklı yapmalıyım’ gözü ile bakarım. Bütün medyanın gözü rutin işte olurken, iyi bir haberci oradan özel haber çıkarmaya çalışır. Diğer gazetecilerin gözünden kaçan bir olayı araştırıp bulmanız gerekir” diye konuştu.
Akabinde ise TRT Haber Dijital Yayın Uzmanı Sercan Türkyılmaz, sosyal medya eğitimi ile öğrencilerle buluştu. Türkyılmaz verdiği eğitimde dijital medya uygulamaları ve sosyal medya kullanımı hakkında bilgiler aktardı. Türkyılmaz, etkili ve özgün içerik oluşturma konusuna da değindi.  
 
 
 
 
DİJİTAL MEDYA KOLAY ULAŞILABİLEN GÜNCEL BİR ALAN
Programın ikinci haftasında ise ilk dersi “internet haberciliği” başlığı ile Memurlar.net Genel Yayın Yönetmeni Edip Üzen verdi. İnternet haberciliğinin diğer alanlardan farkına vurgu yapan Üzen, internet haberciliğinin çağımızdaki önemine dikkat çekti. Dijital medyanın geleneksel medyadan ayrılan özelliklerini paylaşan Üzen, dijital medyaya kolay ulaşıldığını ve her zaman güncel olduğunu dile getirdi. Üzen konuşmasında internet haberciliğinin gelişim sürecinin de altını çizdi.
Eğitimler TRT Kurdi Haber Müdürü Gülabi Eryaman’ın "TV haberciliği" sunumuyla devam etti. Eryaman, haber kavramı, televizyon haberciliğinin dinamikleri ve televizyon dili hakkındaki sunumunu paylaştı. Haber kavramının insanlık tarihi kadar eski olduğunu belirten Eryaman, günümüze kadar yaşanan süreç içerisinde artan iletişim araçlarının etkisiyle televizyon haberciliğinin daha fazla önem kazandığını ifade etti.
 
 
 
 
GEÇMİŞTE GAZETE MANŞETLERİYLE TOPLUMSAL MÜHENDİSLİK ÇALIŞMALARI YAPILDI
Programın üçüncü haftasında ise Sabah Gazetesi Haber Koordinatörü Kenan Kıran "Algı Yönetimi" sunumu ile öğrencilerle bir araya geldi. Haber alma sürecinde mobil cihazların önem kazandığını bildiren Kıran, bu alana hâkim olan oluşumların etki oranlarının yüksek olduğunu söyledi. Kıran, geçmiş dönemlere ait gazete manşetlerinden örneklerle yapılan toplumsal mühendislik çalışmalarına ve algı operasyonlarına dikkat çekti. Kıran sunumunda medyanın algı yönetimindeki rolüne vurgu yaptı.
AK Parti Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Ömer Arvas da "Dijital Medya" eğitimi ile dijital medyaların yönetim stratejisine ilişkin sunumu gerçekleştirdi. Arvas, dijital mecralara ve kullanıcı profillerine yönelik istatiksel bilgiler paylaştı.
 
 
 
 
SON DÖNEMDE DİPLOMASİ MUHABİRLİĞİ ÖNEM KAZANDI
Akademinin dördüncü haftasında da TRT Haber Dış Haberler Müdürü Özcan Tikit "Diplomasi Muhabirliği" alanında önemli bilgiler aktardı. Son dönemde devletlerin artık diplomasiye daha da önem vermeye başladıklarını vurgulayan Tikit, bu durumdan geniş bir dış politika ağı doğduğunu ve burada da dış politika gazeteciliğinin önem kazandığını bildirdi. Gazeteciyi diğer meslek gruplarından ayıran temel meselenin kamuoyunu bilgilendirme aşaması olduğunu dile getiren Tikit, gazetecinin bir olayın perde arkasını kamuoyu için araştırmakla görevli olduğunu söyledi. Bu olayları araştırırken de manipüle edilmemeye dikkat etmesi gerektiğini belirtti.
Medya Akademisi kapsamında İletişim Uzmanı Uğur Korkmaz "Basın Danışmanlığı" eğitimi verdi. Korkmaz bir kurumdaki iletişim kanallarının işleyiş biçimlerini anlattı. Korkmaz, bilginin habere dönüşmesi ve medya kurumları aracılıyla kamuoyuna sunulması aşaması hakkında bilgiler vererek kriz yönetimi konusuna değindi.
Akademinin son haftasında ise gazeteci Ahmet Açıkay "Medya Etiği" başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Açıkay, medya etiği ve gazeteciliğinin temel ilkeleri çerçevesinde kamuoyuna sunulan; metinlerin, fotoğrafların ve videoların hazırlanma aşamasında dikkat edilmesi gereken unsurların altını çizdi.
 
 
 
 
ÇOK GÜZEL BİR ÜLKEDE EĞİTİM ALIYORSUNUZ
Akademinin son dersini ise “TV Programcılığı” başlığı ile TRT Spor Spikeri Hünkâr Mutlu verdi. Mutlu öğrencilere TV programcılığının teknik aşamalarını anlatırken aynı zamanda kendi programlarından ve yayınlarından örneklerle tecrübe paylaşımında bulundu ve öğrencilerin sorularını yanıtladı. Hünkâr, “Çok güzel bir ülkede eğitim alıyorsunuz, bundan sonraki hayatınızda burada elde ettiğiniz tecrübeleri meslek hayatınıza yansıtın” diyerek tavsiyelerde bulundu.