Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) eyalet ve bölge birlikleri yöneticilerine yönelik hizmet içi eğitim semineri düzenlendi.
 
DİTİB Rehberlik, Denetim ve Teşkilatlanma Hizmetleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Muhasebe Bilgilendirme ve İstişare“ konulu hizmet içi eğitim semineri Dahlem DİTİB Eğitim Merkezi’nde yapıldı.
Eyalet ve bölge birliklerinin muhasebeden sorumlu yönetim kurulu üyelerinin iştirak ettiği seminere; DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen, Genel Sekreteri Abdurrahman Atasoy, Yönetim Kurulu Üyesi İrfan Saral, Rehberlik, Denetim ve Teşkilatlanma Hizmetleri Müdürü Sami Sipahi ile birim personeli katıldı.
 
 
 
Seminer, Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından DİTİB Rehberlik, Denetim ve Teşkilatlanma Hizmetleri Müdürü Sami Sipahi’nin selamlama konuşmasıyla başladı.
Muhasebenin önemine işaret eden DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen, kurum olarak bu hususta bugüne kadar iyi bir performans sergilendiğini, üyelerin ve din hizmeti sunulan Müslümanların teşkilata teveccühünün arttığını dile getirdi. Derneklere özel hazırlanan muhasebe programı ile muhasebe işlemlerinin daha kolaylaşacağını belirten Türkmen, muhasebe programına katkı sunmuş olan herkese teşekkür etti.
 
DİTİB Genel Sekreteri Abdurrahman Atasoy, ‘DİTİB ve Gelecek Tasavvuru’ konulu yaptığı sunumun ardından katılımcıların sorularını cevaplandırdı.
Seminerin önemine dikkat çeken DİTİB Yönetim Kurulu Üyesi İrfan Saral da, derneklerin iş ve işlemleri, derneklerin işleyişiyle ilgili çeşitli bilgi alışverişinde bulunmak üzere bir araya gelindiğini söyledi.
 
İki gün süren hizmet içi eğitim seminerinde; dernek muhasebesi, EasyFibu programı, Elster vergi beyanı, dernek muhasebesinde karşılaşılan sorunlar ve çözümleri gibi ana başlıklar altında sunumlar yapılarak bilgiler verildi.
Pandemi kurallarına uygun gerçekleşen seminer, eyalet ve bölge birliklerinin muhasebeden sorumlu yönetim kurulu üyelerine katılım belgesi takdimiyle sona erdi.
Almanya'daki Türk Varlığının 60 Yılı Sempozyumu programında konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, “Bugün gelinen noktada Türklerin, Almanya’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu görmekle kalmıyoruz, ülkemize de faydalar sağladığını görüyoruz” dedi.
 
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Türk-Alman Üniversitesi (TAÜ) ortaklığında “Almanya'daki Türk Varlığının 60 Yılı Sempozyumu” programı düzenleniyor. Sempozyumda, Türkiye ve Almanya arasında 1961 yılında imzalanan ve Almanya’daki Türk varlığının temellerini oluşturan işgücü anlaşmasından günümüze kadar gelinen süreçteki Türk toplumunun yaşadıkları sorunlara yönelik çözüm önerileri sunuluyor. İstanbul’da, 31 Ocak ve 1 Şubat 2022 tarihleri arasında yapılan sempozyumda; eğitim, kültür, bilim, sanat, ticaret, ekonomi, teknoloji, spor, siyaset ve hukuk gibi birçok alanda sunumlar yapılarak Almanya’daki Türk varlığı geniş bir perspektifle ele alınıyor.
 
Sempozyumun açılış toplantısında konuşan YTB Başkanı Eren, Almanya’daki Türk toplumunun 60 yılı geride bıraktığına dikkat çekerek, bugün gelinen noktada Türklerin, Almanya’nın ayrılmaz bir parçası olduğunun altını çizdi. Türk toplumunun Almanya’nın; ekonomik, siyasal, kültürel ve sosyal yaşamına büyük katkılar sunduğunu vurgulayan Eren, “Almanya-Türk toplumu 60 yılını geride bıraktı. Almanya ile 60 yıl önce imzalanan bir yolculuktan bahsediyoruz. BioNTech’in kurucuları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci, kıymetli mesteci Metin Güneş, ünlü futbolcu Mesut Özil ve daha ismini sayamadığım birçok kişi bu güçlü yapının isimleri. Bugün gelinen noktada Türklerin, Almanya’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu görmekle kalmıyoruz, ülkemize de faydalar sağladığını görüyoruz” dedi. 
 
Türk İşletmecilerin Cirosu 10 Milyar Euro’yu Geçti
Almanya’daki Türk toplumunun ülke ekonomisinde önemli yere sahip olduğunu belirten Eren şunları kaydetti: “Almanya-Türk toplumunun ekonomideki yeri önemli noktada. Almanya’da Türkler tarafından kurulan 70 bin işletmenin cirosu 10 milyar Euro’yu geçmiştir. Almanya’da faaliyet gösteren 16 bin dernekten 4 bin 700’ü Türklere ait. Aktif siyasal katılım da çok önemli. Şu an gelinen nokta, 335 belediye başkanından 5’i göçmen kökenli ve yalnızca 2’si Türkiye kökenli. Bu tabloya baktığımızda çalışmaların artırılması gerektiği görülüyor.”
 
Avrupa’da Hiçbir Zaman Bu Kadar Fazla Müslüman Ve Türk’ü Görmemiştik
Ülkede yaşayan İslam karşıtlığı saldırılarına ve Türk toplumunun yaşadığı sorunlara değinen Eren, bu konularda Alman hükümetine görevler düştüğünü dile getirdi. 2020 yılında doğrudan vatandaşları hedef alan İslamofobik saldırıların yaşandığını anlatan Eren, “Bu konuda Almanya’ya büyük görev düşmektedir. Bir diğer önemli konu da eğitim. Bugün Almanya’da Türkçe dersleri devam etmektedir. Ancak pratikte sorunlar yaşanmaktadır. Bugün de bu konuları konuşmak üzere buradayız. Avrupa’da hiçbir zaman bu kadar fazla Müslüman ve Türk’ü görmemiştik. Bu Türk varlığı kalıcı hale geldi. Avrupa’da bazı durumlarda Türklere karşı bazı menfi durumlar yaşanabiliyor. Türk göçü iradi bir göçtür. Şu an bir uyum sürecinin devam ettiğini görebiliyoruz” dedi. 
 
 
 
Almanya’da Yaşayan Türkleri Bir Zenginlik Olarak Görüyoruz
Geride bırakılan 60 yılda Türk toplumu açısından bir başarı hikâyesinin yazıldığını sözlerine ekleyen Eren, “Henüz kendi yaşadığı şehrin merkezini göremeden Almanya’ya, Avrupa’ya giden bir neslin başarı hikâyesidir. Biz Almanya’da yaşayan Türkleri bir zenginlik olarak görüyoruz. İlgili olduğumuz ülkelerle birçok konuda paydaş oluyoruz. Avrupalı Türklerin lobisini yapan tek kurum olabiliriz” şeklinde konuştu.
Türk- Alman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat ise Türkiye ile Almanya arasında imzalanan anlaşmanın toplumsal düzeyde karşılık bulduğunu belirtti. Almanya'da oluşan Türk varlığının iradi bir hareket olduğu için her yönden incelenmesi gerektiğini dile getiren Akkanat, “Göç hareketinin ne tür olumlu, olumsuz sonuçlara yol açtığını birlikte değerlendirmek için bir aradayız. Bu sonuçlardan ders çıkarmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. 60 yıl önce bu anlaşma imzalandığında Tük nüfusunun, Almanya için köklü bir nüfusa sahip olacağı belki o dönemde öngörülemezdi” dedi.
 
Türkler Almanya’nın Vazgeçilmez Bir Parçası
Türklerin Almanya’da toplumun vazgeçilmez bir parçası olduğunu ifade eden Akkanat,  “Bu göçün en önemli özelliği ülkemizi de etkilemiş olmasıdır. Göç eden Türk nüfusu Türkiye'yi de etkilemiştir. Avrupa'ya gidenler kendi ülkeleriyle bağlarının kopararak değil koruyarak göç etmiştir. Bu göç pek çok alanda yeni bir bakış açısının Türk toplumuna farklı kazanımlarla dönmesini sağlamıştır. Bu sempozyumda eğitim, kültür, bilim, spor gibi birçok alan odaklanarak Almanya'daki Türk varlığının geniş bir perspektif ile incelenmesi amaçlanmaktadır. Türk- Alman ilişkisi uzun yıllar içerisinde gelişmiş ve kurumsallaşma ihtiyacı doğmuştur. Bunların neticesinde Türk- Alman Üniversitesi kurulmuştur” diye konuştu.
 
 
Türkiye Mezunu Ghassan H.M. Matar, önde gelen akademik indekslerde taranan  Polymer Bulletin'de yayımlanan makalesi ile  Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’ndan (YTB) akademik teşvik ödülü aldı. Matar kimya alanındaki makalesinde gümüş nanopartikülü yüklü keçiboynuzu gamının antibakteriyel verimliliğini inceledi.
 
2021 Türkiye Mezunları Akademik Teşvik Programı kapsamında Türkiye Mezunu Ghassan H.M. Matar akademik teşvik almaya hak kazandı. Matar’ın ödüle layık görülen; gümüş nanopartikülü yüklü keçiboynuzu gamının antibakteriyel verimliliğini incelediği makalesi Polymer Bulletin  dergisinde yayınlandı. Program kapsamında Matar’a YTB tarafından nakdi destek sağlandı. Yüksek Lisansını Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kimya bölümünde yapan Filistinli Matar, aynı üniversitede Kimya Anabilim Dalında doktorasına devam ediyor.
 
TÜRKİYE BURSLARI İLE HAYALİMİ GERÇEKLEŞTİRDİM
Hayatında aldığı en doğru kararın Türkiye’ye gelmek olduğunu söyleyen Matar, Türkiye’ye geldiği için hiç pişman olmadığını belirtti. Türkiye Bursları olmadan Türkiye hayalini gerçekleştirmenin mümkün olmayacağını ifade eden Matar, Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden yüksek lisans derecesinden 4.00 ortalama ile mezun olduğunu dile getirdi.
 
Matar, doktora ve yüksek lisans çalışmaları sırasında, yeni bir dil öğrendiğini ve farklı milletlerden birçok arkadaşla tanışarak fikir alışverişinde bulunduğunu sözlerine ekledi. Türk kültürünün oldukça zengin olduğunu vurgulayan Matar, “Türkiye'ye hızlı bir şekilde uyum sağlayarak oldukça verimli bir 4 yıl geçirdim. Şu an Türkiye'de gerçekleştirmiş olduğum çalışmalar ile katıldığım birçok konferans, yayınlanmış makaleler ve çalışmakta olduğum çeşitli araştırma projeleri bulunmaktadır. Türkiye'de eğitimime devam ediyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Türkiye'de biriktirdiğim bu güzel anıları her zaman hatırlayacağım” diye konuştu.
 
 TÜRKİYE MEZUNLARI AKADEMİK TEŞVİK PROGRAMI
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimlerini ülkemizde tamamlayan Türkiye Mezunlarına desteklerini sürdürüyor. Dünyanın dört bir yanına dağılmış Türkiye Mezunlarının ülkemiz ile irtibatının korunması ve başarılı akademik çalışmalarının desteklenmesi amacıyla birçok proje yürütülüyor.  YTB tarafından hayata geçirilen “Türkiye Mezunları Akademik Teşvik Programı” çerçevesinde mezunların  başarılı akademik çalışmalarına bireysel destek sağlanıyor. Destek, Türkiye mezunu akademisyen ve araştırmacıların Türk kültürü, dili, ve tarihi hakkındaki çalışmaları yapmasını ve nitelikli akademik dergilerde yayınlarının sayısını arttırmayı amaçlıyor.  Türkiye mezunlarına önde gelen akademik indekslerde taranan dergilerde yayınlanan makaleleri için teşvik sağlanıyor.
 
Sırbistan devletinin sancak eyaleti  Sırbistan Türk Derneği kurulduğu günden beri islami insani kültürel hizmetlerine aralıksız devam ediyor.
 
Gectiğimiz hafta sonu  Sırbistan Türk derneği başkanı Aliya Şahovic başkanlığında bir heyet Türkiye'ye ziyaret gerçekleştirdiler. Geçmişte Sırbistan'dan anavatan Türkiye'ye göç etmiş Boşnak ve Sancak eyaletinden olan Türk vatandaşları yaşamaktadır.
Akraba olan soydaş Türkler zaman, zaman bir araya gelerek hasret gideriyorlar.
 
 
 
 
Turkiyenin Izmir ilinin Bornova ilçesinde hizmet eden İzmir Sancak Rumeli kültür ve dayanışma derneğinin davetlisi olarak Izmir'e gelerek bir dizi ziyaretlerde bulundular.
Aliya Şahovic ve ekibini karşılayan Izmir Sancak Rumeli kültür ve dayanışma dernegi başkanı   Ömer Ok Bibic ve yönetim kurulu ekibi sıcak bir şekilde karşıladılar.
Karşılıklı sohbetler edildi, hasretlik giderilmeye çalışıldı.
 
 
 
İzmir Sancak Rumeli Türkleri Dernegi başkanı Ömer Ok Bibic yaptığı konuşmada; " Izmir Sancak Rumeli Dayanışma ve Yardımlaşma Dernegimiz de bu gün hemşehrilerimiz Sancak Türklerinin mucahit başkanı Aliya kardaşımız aramızda. Hoş Sefa geldi. Aliya başkanımızın taleblerine Sırbistandaki kardeşlerimize her türlü kültürel yardımlara hazırız. Dayanışma icerisinde olacağız." dedi.
 
 
 
 
Aliya Şahovic de yaptığı konuşmada, Kardeşlerimize teşekkür ediyorum diyerek başladığı konuşmasına; "Türkiye bizim anavatanımız, burada kendi evimizde hissediyoruz. Sancak dan oradaki kardeşlerinizden size selam getirdim. Bizler orada, yani Sancak da insanca,müslümanca yaşamak istiyoruz. Çocuklarımızı müslümanca yetiştirmek için gayret ediyoruz. Türkcemizi konuşmak istiyoruz. Bizlere Türk dili ve kültürü öğretmenler gönderilmesini yetkililerden talep ediyoruz". şeklinde  konuştu.
Daha sonra Izmir Ak Parti il başkani Kerem Ali Sürekli'yi ziyaret eden Aliya Sahovic ve ekibi Sancak  Türklerinin bekleyen Sorunlardan başlıca bilgi verdiler. Karşılıklı bilgi alış verişi yapıldı .Izmir'in tarihi yerleri gezildi.
 
Haber: Izmir, Dogan Tufan
 
 
 
 

31 Ocak gecesi sabıkalı iki silahlı saldırganın hain saldırısı ile öldürülen genç polisler için Almanya genelindeki emniyet birimlerindeki saygı duruşuna DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği de bir basın açıklaması ile acıya ortak olduğunu  belirtti.

 

DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği Başkanı Uğur Cankurt tarafından yapılan yazılı açıklama Bavyera İçişleri Bakanlığı ve metropol emniyet birimlerine online ortamda iletilirken Türk ve Alman medyasına da ulaştırıldı. Polislerin hukuk devletinde hepimizin güvenliğinin teminatı olduğu belirtilen açıklamada özetle şöyle denildi;

 

“Polise yapılan bir saldırı topluma yapılan saldırıdır!

 

31 Ocak 2022 günü Rheinland-Pfalz eyaletinde iki polis memurunun vahşice öldürülmesi biz Müslümanlari derinden sarsmıştır.

Polise yapılan bir saldırı devlete yapılmış bir saldırı olup, aynı zamanda bütün topluma bir saldırıdır.

Böyle bir saldırı, tehdit edilsin, planlansın ya da gerçekleştirilsin, sadece ilgili kurumu etkilemeyen, toplumun geneline yapılmış bir şiddet eylemidir. Yüzlerce ibadethanede binlerce üyenin organize olduğu bir Müslüman Toplumun derneği olarak böyle bir tehdit durumunda bulunan güvenlik güçleri ile dayanışma içerisindeyiz.

 

Her gün yanımızda olan güvenlik yetkililerine teşekkür ederken hunharca öldürülen genç mesai arkadaşlarının acısını derinden paylaşıyoruz. Yaratıcılarımız bizi bu tür ve benzer saldırılardan korusun. Polis teşkilatındaki güvenlik yetkililerimize dayanışma, sempati ve acıyı paylaşan duygularımızı iletmek istiyoruz.”

 

 

Uğur Cankurt

DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği Başkanı

 

Türkiye siyasetinde belirleyici unsur olarak öne çıkan İyi Parti Almanya temsilciliği yeni başkan Attila Çelik ile yoluna devam edecek.

Geçtiğimiz hafta İyi Parti Türk Dünyası Sorumlusu Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu tarafından yapılan atama ile partinin Almanya başkanlığına getirilen Gümüşaneli İşadamı Attila Çelik, “Almanya Türkleri’nin sorunlarına Türkiye siyaseti içerisinde kalıcı çözümler üretmek için çalışmalar yürüteceğiz. Partimizin genel merkezi tarafından Almanya başkanlığına atanmış bulunuyorum. Bizi bu göreve layık gören parti büyüklerimize teşekkür ediyorum” şeklinde bilgi verdi.

 

 

Başkan Attila Çelik oluşturacağı Almanya icra kurulu için kucaklayıcı, gönül alıcı ve Türkiye gerçeklerine uygun projeler üretme yeteneğine sahip arkadaşlar ile görüşmelerinin devam ettiğini belirterek, “İyi Parti olarak göçün 60. yılında, anavatan ile bağlarını geliştiren bir Almanya Türk Toplumu’nu ortaya çıkarmak istiyoruz. 3 milyon Türk iki ülke arasında önemli bir potansiyal olmasının iki ülke tarafından hala farkedilmemiş olması büyük eksikliktir. İyi Parti olarak, vatandaşlarımızın öncelikle kendi değerlerinin farkına varması ve ortak geleceğimiz için sosyal politikalar üretmelerine katkı sağlayacak çalışmalara ağırlık vereceğiz” şeklinde konuştu.

 

 

Türkiye’nin turizm gelirleri ise yaklaşık 24,5 ilyar doları buldu.
 
Türkiye 2021 yılında, bir önceki yıla oranla yüzde 88,08 artışla toplamda 30 milyon 38 bin 961 ziyaretçi ağırladı. Türkiye’nin 2021 yılı turizm geliri ise yüzde 103,02 artışla toplam 24 milyar 482 milyon 332 bin dolar oldu.    
Yabancı ziyaretçi sayısında ise Türkiye, geçtiğimiz yıl yine bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 94,06 artış yakaladı.   
 
Ocak–Aralık döneminde en çok ziyaretçi gönderen ülke sıralamasında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 120,52 artış ile Rusya Federasyonu (4.694.422 kişi) birinci, yüzde 175,73 artış ile Almanya (3. 085.215 kişi) ikinci, yüzde 106,49 artış ile (2.060.008 kişi) Ukrayna üçüncü sırada yer aldı. Ukrayna’yı Bulgaristan ve İran izledi.
 
 
Aralık’ta Yüzde 170,62 Artış Yaşandı
 
Türkiye’yi 2021 yılı Aralık ayında ziyaret eden yabancı sayısı da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 170,62 arttı ve 1 milyon 892 bin 520 olarak gerçekleşti.
 
En çok ziyaretçi gönderen ülkeler sıralamasında ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 160,15 artış ile Bulgaristan (265.929 kişi) birinci, yüzde 299,04 artış ile Almanya (188.146 kişi) ikinci, yüzde 357,10 artış ile İran (151.687 kişi) üçüncü sırada yer aldı. İran’ı, Rusya Federasyonu ile Irak izledi.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) bünyesinde Eğitim Merkezi’nde açılan “Almanca İşaret Dili” seminerini başarıyla tamamlayan 20 kursiyere belgeleri verildi.
 
 
 
 
DİTİB Eğitim Merkezi (DITIB Bildungswerk) tarafından açılan ve üç grup halinde 10 hafta süren “Almanca İşaret Dili” seminerine katılan 20 kursiyer düzenlenen törenle belgelerini aldı.
Semineri başarıyla tamamlayan kursiyerlere belgelerini DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen verdi.
 
 
 
DİTİB Eğitim Merkezi Sorumlusu Buket Kara’nın sunumu ile gerçekleşen tören DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Dilek’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Kara, “İşitme engelliler ve duyma güçlüğü çekenler için, iletişimi sağlamak adına ve herhangi bir işitme problemi olmayan kişiler için de sosyal hayatta işaret dili iletişim aracı olarak faydalı olmaktadır” dedi.
 
 
Anlaşılmak insanoğlunun en lüzumlu ihtiyacıdır
İşaret dilinin önemine vurgu yapan DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen, “Öncelikle böyle bir hizmete talip olduğunuz için teşekkür ediyorum, tebrik ediyorum. İnsanoğlunun yer yüzünde dili olanların dahi en büyük şikayeti nedir diye sorsanız, herkes anlaşılmamaktan şikayet eder. Anlaşılmak insanoğlunun en tabi, en doğal ama en lüzumlu ihtiyacıdır. Bunun için de en önemli şey dildir. Dili olanların da büyük bir mücadele ile anlaşılmak istediği bir ortamda hiç konuşamayan ancak işaret diliyle konuşabilen insanların daha çok yardıma ihtiyacı olduklarını düşünüyorum. İşitme engelli bireylere yardımcı olmak için tıpkı yabancı diller gibi işaret dilinin öğrenilmesi gerekiyor. Aynı toplumun içinde beraber yaşadığımız işitme engelli kardeşlerimizin ortak dili olarak değil, iletişim dili olarak değerlendirmeliyiz. Sizlerin emek ve gayretleri takdire şayandır. Öncelikle işaret dili eğitmeni Hüsnüşan Suiçmez kardeşime, seminerlerin düzenlenmesinde emeği geçenlere ve başarıyla tamamlayan kursiyerlere teşekkür ediyorum. Bu hizmetlerin artarak devam etmesini diliyorum“ dedi.
Sertifika törenine, DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen, DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Dilek, Akademi Müdiresi Şeyda Can, işaret dili eğitmeni Hüsnüşan Suiçmez ve işaret dili kursiyerleri katıldı.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Du bist auf der Suche nach einem Praktikumsplatz? SPS/SEJ oder BP?
 
Werde Teil unseres Teams im Jugendamt der Stadt Nürnberg.
Wir bieten Dir eine Vielzahl an attraktiven Praktikumsstellen während der Erzieherausbildung („Sozialpädagogisches Seminar“ bzw. „Sozialpädagogisches Einführungsjahr“ und „Berufspraktikum“).
 
Diversität ist eine unserer Stärken: unsere unterschiedlichen Arbeitsbereiche bieten vielfältige Einsatzmöglichkeiten mit Kindern und Jugendlichen aus verschiedenen Altersgruppen und Lebenslagen in einer unserer Krippen, Kindergärten oder in einem unserer altersgemischten Häuser für Kinder.
 
Entdecke jetzt Deine Praktikumsmöglichkeiten unter www.praktikum-jugendamt.nuernberg.
Als eine der größten Arbeitgeberinnen in der Metropolregion kann die Stadt Nürnberg ebenfalls eine Vielfalt an attraktiven Stellen für ein Freiwilliges soziales Jahr, ein FH-Praktikum oder ein Schnupperpraktikum anbieten.
Wir sind ein konfessionell ungebundener, weltoffener Arbeitgeber und suchen laufend personelle Unterstützung für unser großes und facettenreiches Team an pädagogischen Fach- und Ergänzungskräften.
 
Weitere Informationen über uns und unsere Arbeitsfelder erhältst Du auf unserer Karriereseite unter www.zukunft.jugendamt.nuernberg.de.  Starte jetzt Deinen Traumjob mit Kindern und Jugendlichen und komm ins Team des Jugendamts der Stadt Nürnberg.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Türk-Alman Üniversitesi (TAÜ) ortaklığında “Almanya'daki Türk Varlığının 60 Yılı Sempozyumu” programı düzenleniyor.
 
1961 yılında Almanya ve Türkiye arasında imzalanan iş gücü anlaşması neticesinde Türk vatandaşları, Anadolu’nun farklı şehirlerinden misafir işçi olarak Almanya’ya gitti. Almanya’daki Türk varlığının temellerini oluşturulan bu anlaşma ve süreç ile ilgili,  Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Türk-Alman Üniversitesi (TAÜ) işbirliğinde “Almanya'daki Türk Varlığının 60 Yılı Sempozyumu” programı düzenleniyor. Sempozyum, 31 Ocak -1 Şubat 2022 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek.  
 
Sempozyumun amacı, Almanya'da Türk varlığı ile ilgili gelişen süreci araştırmak, sorgulamak, olası sorunlara çözüm önerileri sunmak, yapıcı ilişkiler ve programlar geliştirmek.  
Uluslararası niteliğe sahip sempozyumda ayrıca; eğitim, kültür, bilim, sanat, ticaret, ekonomi, teknoloji, spor, siyaset ve hukuk gibi birçok alana odaklanılarak Almanya’daki Türk varlığının geniş bir perspektifle incelenmesi hedefleniyor. Bu kapsamda farklı ülkeler ve disiplinlerden akademisyen ve araştırmacılar bir araya gelerek, birlikte düşünme ve fikirlerini paylaşma imkanı bulacak. İki gün sürecek program, Türk-Alman Üniversitesi (TAÜ) Büyük Salonda icra edilecek.