Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Im Fokus des Kurzbesuchs von Oberbürgermeister Christian Schuchardt in
Lviv stand der Startschuss für den Ausbau des Reha-Zentrums „Unbroken“
in Lviv, doch die intensive Reise erlaubte neben dem Auftakt für dieses
DAHW-Projekt auch noch einige weitere Begegnungen und Vertiefungen im
Zeichen der jungen Städtepartnerschaft.

Es ist eine besondere Partnerschaft, weil sie im Krieg eingegangen
wurde und dieser noch immer in voller Härte tobt und täglich Opfer
fordert. Am ersten Abend besuchte Schuchardt zusammen mit seinem
Amtskollegen Andrij Sadovyi den Soldatenfriedhof in Lviv, um als Zeichen
des Gedenkens Blumen niederzulegen. Hier kam es zu einem Gespräch mit
der Familie eines Gefallenen. Ein Tagesausklang in tiefer gemeinsamer
Trauer.

Am nächsten Tag blickte man in die gemeinsame Zukunft und leuchtete
neue Kooperationsmöglichkeiten aus. So traf man Vertreter von Don Bosco
und sprach insbesondere über das weite Themenfeld Ausbildung. Es gibt
bereits Kontakt mit dem Bildungswerk Caritas-Don Bosco in Würzburg.

Beim Besuch der Nationalen Kunstakademie Lviv gab Direktor Vasyl Kosiv
einen Gesamtüberblick über die beeindruckenden Aktivitäten von 1400
Studierenden. Unter ihnen sind rund 150 Verwundete, denen mit
Kunsttherapie geholfen wird. Die Charkiver Kunstschule wurde zum
Großteil nach Lviv verlegt. Mit der Akademie besprach man mögliche
Kooperationen. So wäre beispielsweise eine Ausstellung zur Verarbeitung
der Traumata in Form von Kunstprojekten denkbar. Die Delegation
besichtigte zudem ein Studierendenwohnheim für 400 Bewohnerinnen und
Bewohner, in dem mit Mitteln, die der Würzburger Stadtrat als
Solidaritätsgeste im März 2022 freigegeben hatte, Badezimmer auf
allen Stockwerken eingerichtet wurden, die es bislang nur an einer
zentralen Stelle gab.

Über die Besichtigung des Unbroken-Projekts und die Vorstellung des
DAHW-Projekts zu Gunsten der Kinder-Rehaklinik hatte die Stadt bereits
in einer Pressemitteilung berichtet. Schuchardt zeigte sich beeindruckt:
„Das alles in Zeiten des Krieges zu realisieren, ist eine Leistung, die
Hoffnung macht. Der Wille zum Aufbau und Wiederaufbau ist beeindruckend
und vorbildhaft.“ Mittlerweile wurden über 600.000 Menschen seit Anfang
des Krieges zumindest temporär in diesem Zentrum behandelt. Es gelang in
kürzester Zeit eine Verzehnfachung der Kapazitäten und dennoch sind
aktuell keine Plätze mehr frei. Insgesamt erlitten in der Ukraine über
90.000 Menschen seit Beginn des Angriffskrieges der russischen
Föderation Verletzungen, die zu Amputationen führten.

Dieses große Leid rief auch einen neuen Bund an Unterstützern auf den
Plan: das Unbroken Cities Network. Schuchardt unterschrieb bei einer
kleinen Zeremonie im Rathaus den entsprechenden Letter of Intent im
Beisein von Stadträten der Partnerstadt, Personen des öffentlichen
Lebens und der Presse. Dem Städtenetzwerk gehören neben Manchester,
Liverpool, Aarhus und Lviv weitere Städte an, die bereits Opfer von
terroristischen Attacken wurden. Auch NGOs sind hier organisiert und
helfen die Traumata in der Stadtgesellschaft zu bewältigen.
Oberbürgermeister Andrij Sadovyi dankte den internationalen Partnern
für Knowhow und Solidarität. „Wir stehen weiterhin an der Seite der
Ukraine und unserer Partnerstadt Lviv. Die Menschen hier sind dankbar
für unsere Unterstützung und wahrhaft ungebrochen“, so Schuchardt am
Rande der Vertragsunterzeichnung.

Auf Einladung Sadovyis stand am zweiten Abend ein Besuch der
historischen Nationalen Oper in Lviv an. Hier wurde ein besonderes
Konzert gespielt, zur Feier der ungebrochenen Ukraine unter
Schirmherrschaft der First Lady der Ukraine, Olena Selenska, die auch
persönlich anwesend war.

Abgerundet wurde das Besuchsprogramm durch einen Dialog mit Rabbi
Mordechai Shlomo Bald von der jüdisch-orthodoxen Gemeinde in Lviv.
Schuchardt überreichte einen Brief von Dr. Josef Schuster über das
Angebot eines Austausches zwischen den beiden jüdischen Gemeinden. Und
schließlich wurden auch die Fühler ausgestreckt bezüglich einer
zukünftigen Schulpartnerschaft. Mit den Schulleitern der beiden
deutschsprachigen Lviver Gymnasien sowie der Schulreferentin gab es ein
erstes Treffen und die Übergabe eines Geschenkes des Ursulinengymnasiums
Würzburg, das eine Kooperation anstrebt.

 

 


Gedenken auf dem Soldatenfriedhof: Der Krieg fordert auch in Lviv viele
Menschenleben. Die beiden Oberbürgermeister legten Blumen nieder. Foto:
Stadtverwaltung Lviv

Türk-Alman İlişkilerine son yıllarda sosyo-kültürel projelere verdiği destek ile katkı sağlayan Konyalı başarılı işadamı Sait Özcan Türkiye kökenli işadamlarımızın birlik ruhu ile hareket etmeleri halinde hem kendileri kazanacak, hem de Alman ve üçüncü ülke işadamları için çekim merkezi konumuna geleceklerdir dedi.

 

Geçtiğimiz hafta DTGB- Türk Alman İşadamları Derneği’nin Noel yemeğinde işadamları ve davetli misafirler ile bir dizi görüşmelerde bulunan KONAD Başkanı Sait Özcan, “Öncelikle bölgemizdeki işadamları potansiyelini böyle bir ortamda buluşturan değerli başkanımız Turgut Sezgin ve yönetim kurulu arkadaşlarını yürekten kutluyorum. Birlik ve motivasyon ruhunun en güzel örneğini verdiler” şeklinde konuştu.

 

Türk iş dünyasına uzun yılllardan beri sürekli çağrıda bulunarak kendi önem ve kıymetlerini anlamalarını isteyen KONAD Başkanı Özcan, “İçimizde değerli şahsiyetlerin her birinin bu ülkede ortaya koyduğu başarılı çalışmaları öncelikle Türk Toplumu olarak biz anlamalıyız. Çeşitli mesleklerden arkadaş, dost veya başarılı şahsiyetler burada bulunuyor. Sessiz sedasız Almanya Türkleri ile ilgili bilgileri nakış nakış bu ülkenin tarihi kayıtlarına işleyen Dr. Latif Çelik’in çalışmalarını uzun zamandır yıllardır tanıyorum. Paha biçilmez arşiv araştırması çalışmalarını birinden emir, rica veya sipariş aldığı için değil, bu ülkede 3.5 milyonu aşan Türkçe konuşan topluluğun kültürel geçmişi ile ilgili bir eser bırakmak için yola çıkan Türklerin Almanya’daki tek tarihçisi olan Dr. Çelik’in çalışmalarının değeri zamanla anlaşılacaktır” şeklinde konuştu.

 

Sait Özcan sözlerinin sonunda, “ 12. eserini yazan arkadaşımızın her bir kitabının Almanya’daki kültür izlerimiz olduğunu belirtmek isterim. Yazarların yazdıklarının okunması bile kendileri için önemli bir motivasyon olacaktır. Bu örnek ile Türk Toplumu’nun kendi içinden çıkan değerleri daha iyi tanımasını ve sahip çıkılmasını istedim“ şeklinde konuştu.

 

Bilindiği gibi KONAD Başkanı Sait Özcan’ın Avrupalı Türkler adlı eseri de uzun süre en çok satılan kitaplar listesinin üst sıralarında yer aldı.

 

 

 

KUDÜS (AA) - İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ordunun Gazze’ye saldırısında ölen Fransa Dışişleri Bakanlığı mensubunun detaylı bilgilerini Paris yönetiminin henüz vermediğini bildirdi.

Anadolu Ajansı (AA) muhabiri, Gazze'de İsrail saldırısı sonucu ölen Fransa Dışişleri Bakanlığı mensubu ve Paris yönetiminin konuyla ilgili kınamasını İsrailli yetkililere sordu.

AA'nın, "İsrail, bu konuyla ilgili Fransız yetkililere bir açıklama yaptı mı? Fransız makamlarla temas halinde misiniz? İsrail ordusu Fransız Dışişleri mensubunun orada olduğunu biliyor muydu? İsrail Fransa'dan özür dileyip tazminat ödeyecek mi?" sorularına İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Haiat, şu yanıtı verdi:

"İsrail ile Fransa arasında bu konu görüşüldü. Soruşturma yürütmek amacıyla bombalamanın yeri ve zamanı hakkında daha fazla bilgi istedik."

Haiat, İsrail ordusunun, Fransız Dışişleri Bakanlığı mensubunun saldırıdan önce orada olduğunu bilip bilmediği ve İsrail'in Fransa'dan özür dileyip tazminat ödemesine ilişkin soruyu ise yanıtsız bıraktı.

- "Bakanlık mensubu baba, 4 oğlunu yanında çıkarmak istedi ama Fransa listeye almadı"

Ulusal basın ve Fransız milletvekilleri, Gazze'de öldürülen Dışişleri Bakanlığı mensubunun 20 yılı aşkın süredir Gazze Fransız Enstitüsünde çalışan "Ahmed Ebu Şemle" isimli Filistinli olduğunu duyurmuştu.

Şemle'nin kendisinin Gazze'den ayrılma hakkını elde ettiği ancak Fransa hükümetinin Dışişleri mensubunun 4 oğlunu, Gazze'den tahliyesine izin verilenler listesine almadığı belirtilmişti.

Milletvekilleri, Fransa hükümeti tarafından aile üyelerinin tahliyesine izin verilmeyen Dışişleri mensubunun, ailesiyle kalmayı tercih ettiğini ve hayatını kaybettiğini kaydetmişti.

NUPES ittifakı milletvekili Elsa Faucillon, X'teki paylaşımında, Ahmed Ebu Şemle'nin 23 senedir Dışişleri Bakanlığı için çalıştığını ve Gazze'deki Fransız Enstitüsünde görev yaptığını belirtmişti.

Milletvekili Faucillon, Fransa'nın, Bakanlık mensubunun 4 oğlunu "Gazze'den çıkışına izin verilenler" listesine almadığını ve Ebu Şemle'nin bu nedenle Gazze'de onlarla birlikte kalmayı tercih ettiğini kaydetmişti.

 

- Fransız bakan İsrail'deki basın toplantısında konuya değinmemişti

Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, İsrail’in Gazze-Mısır sınırındaki sivil konutları vurarak öldürdüğü Fransa Dışişleri Bakanlığı mensubunun durumuna İsrailli mevkidaşıyla yaptığı basın toplantısında değinmedi.

Fransız Bakan, ülkesinin İsrail'in "uluslararası hukuk çerçevesinde kendini savunma hakkını" desteklediğini yinelemek amacıyla Tel Aviv'e geldiğini söyledi.

İsrail'e destek vurgusu yapan Colonna, çatışmalara yeniden insani ara verilmesinin "önemli" olduğunu ve bunun "acil ve kalıcı" ateşkese dönüşmesi gerektiğini dile getirdi.

 

- Fransız milletvekilleri İsrail'e tepki göstermişti

Rönesans Partisi Milletvekili ve Meclis Dışişleri Komitesi Başkan Yardımcısı Mireille Clapot ise X'teki paylaşımında, Bakanlık mensubunun öldürülmesine tepki göstererek, "3’te 2’si kadın ve çocuk olan 18 bin kişi, 3 İsrailli esir, bir Fransa Dışişleri Bakanlığı çalışanı öldürüldü. Dünyanın, İsrail’i ölümcül deliliğinde desteklemeyi bırakması için ne gerekecek?" ifadelerini kullanmıştı.

Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) milletvekili Antoine Leaument ise paylaştığı mesajda, İsrail’in saldırılarında hayatını kaybeden Bakanlık mensubunun ailesi ile dayanışma içinde olduklarını vurgulayarak, "(Binyamin) Netanyahu'ya karşı masaya yumruğumuzu vurmanın zamanı geldi." demişti.

 

Aşırı sağcı Marine Le Pen de yaptığı paylaşımda, Bakanlık mensubunun ölümünden "derin üzüntü" duyduğunu belirterek, ailesi ile dayanışma içinde olduklarını söylemişti.

Konuya ilişkin Fransız Dışişleri Bakanlığından dün yapılan yazılı açıklamada, sivillerin yaşadığı konutun vurulması kınansa da Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna'nın Tel Aviv'i ziyaretinde, İsrailli mevkidaşıyla yaptığı basın toplantısında, İsrail’in, Gazze-Mısır sınırındaki sivil konutları vurarak öldürdüğü Bakanlık mensubuna değinmemesi dikkati çekmişti.

 

- Fransa Dışişleri Bakanlığı, bir mensubunun İsrail saldırısında öldürüldüğünü duyurmuştu

Fransa Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, 13 Aralık'ta, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde bir konutu vurması sonucu Bakanlık mensubunun ağır yaralandığı, birçok kişinin de hayatını kaybettiği aktarılmıştı.

Yaralı Bakanlık mensubunun, daha sonra yaşamını yitirdiği belirtilen açıklamada, Fransa'nın, sivillerin yaşadığı bu konutun vurulmasını kınadığı ifade edilmişti.

Açıklamada, Fransa'nın, İsrail makamlarından en kısa sürede bu bombardımanın hangi koşullarda gerçekleştirildiğini aydınlatmasını istediği kaydedilmişti.

Bayerns Innen- und Integrationsminister Joachim Herrmann übergibt Förderbescheide für Jobbegleiter und Ausbildungsakquisiteure für Flüchtlinge - Mehr als 16 Millionen staatliche Förderung - Mehr Planungssicherheit durch verlängerten Förderzeitraum

 

 Bayerns Innen- und Integrationsminister Joachim Herrmann hat heute – stellvertretend für die bayernweite Förderung von Ausbildungsakquisiteuren für Flüchtlinge und Jobbegleiter – Förderbescheide für die neue dreijährige Förderlaufzeit an die 'Handwerkskammer München und Oberbayern', an die 'Industrie- und Handelskammer München und Oberbayern' sowie an die 'Social Bee gGmbH' in München übergeben. Dabei betonte er die besondere Bedeutung der Integrationsarbeit: "Die Ausbildungsakquisiteure für Flüchtlinge und Jobbegleiter bringen Betriebe und Menschen mit Asylhintergrund zusammen und betreuen diese auf dem Weg in Ausbildung und Arbeit. Ich freue mich daher, dass wir diese wichtigen Projekte in ganz Bayern in den kommenden drei Jahren mit mehr als 16 Millionen Euro weiter unterstützen können." Bayern habe mit solchen Projekten schon frühzeitig die richtigen Weichen für den Erfolgskurs Integration gestellt, denn Arbeit sei neben der Sprache der Schlüssel zur Integration "Wir werden auch künftig unsere Integrationsangebote zielgerichtet ausbauen", bekräftigte Herrmann und kündigte an, im kommenden Jahr die Stellen der Jobbegleiter und Ausbildungsakquisiteure für Flüchtlinge von 90 auf 100 Stellen zu erhöhen.

Erstmals ist für die kommende Förderperiode nach den Worten des Ministers eine Förderung für volle drei Jahre möglich. "Die jährliche Verlängerung entfällt. Das bedeutet für alle Beteiligten mehr Planungssicherheit, erhöht die Attraktivität der Stellen und ist ein wichtiges Kriterium für den weiteren Erfolg des Förderprogramms", so der Integrationsminister.

Herrmann dankte allen Jobbegleitern und Ausbildungsakquisiteuren für Flüchtlinge für ihre engagierte und wertvolle Arbeit: "Jedes Jahr werden von Ihnen insgesamt rund 4.700 Personen und rund 3.000 Betriebe betreut. Das ist eine beachtliche Leistung!". Arbeit sei neben der Sprache der wichtigste Schlüssel für gelingende Integration. "Gemeinsam können wir viel erreichen und dazu beitragen, dass Bayern ein Land der gelingenden Integration bleibt."  

Nähere Informationen zu den einzelnen Förderprogrammen finden Sie unter Ausbildung und Arbeit - Bayerisches Staatsministerium des Innern, für Sport und Integration (bayern.de) .

Elektronik reçete, reçeteye tabi ilaçlar için kullanılan pembe reçetenin yerini almaktadır. Bu, her zamanki gibi eczaneye kağıt olarak verilebildiğinden, yasal sağlık sigortalılar için pek bir şey değiştirmemektedir. Ancak e-reçete uygulamasını kullanmak birçok avantaj sunar.

Bir bakışta ilgili teknik bilgiler:

  • Elektronik reçete veya kısaca e-reçete, hastalara büyük kolaylık sağlar.
  • Bu avantajlardan yararlanmak için akıllı telefonunuza e-reçete uygulamasını indirmelisiniz.
  • E-reçete tüm eczanelerde kullanılabilir. Tercihe göre kağıt olarak veya 2023'ten itibaren elektronik sağlık kartı ile kullanılabilirler.
  • Hasta yakınları veya tanıdıkları da e-reçete ile hastanın ilaçlarını eczaneden teslim alabilir.
  • E-reçete ayrıca sahteciliğe karşı korumalıdır ve doktorlar, eczaneler ve sağlık sigortaları arasındaki işbirliğini de destekler.

E-reçete nedir?

 

  • Elektronik reçete veya kısaca e-reçete hastalara ve diş hekimi/doktor muayenehanelerine, eczanelere ve sağlık sigortası şirketlerine birçok yönden kolaylık sağlar. E-reçeteler uygulama üzerinden veya basılı olarak temin edilebilir. Bunlar 2023 yılından itibaren elektronik sağlık kartı ile eczanelerde de kullanılabilir. E-reçete, bilinen pembe reçetenin yerini alıyor.
  • Bunun için ön koşul elektronik sağlık kartıveya dijital kimliktir.

 

E-reçete nasıl kullanılır?

 

  • Bir doktor size ilaç yazdığında, reçeteyi kağıt olarak mı, elektronik sağlık kartınızla mı yoksa e-reçete uygulaması aracılığıyla mı kullanmak istediğinize karar verebilirsiniz. 
  • Resmi uygulamaya "Das E-Rezept" (e-reçete) adı verilir (sağlayıcı: gematik GmbH) ve bilinen uygulama online ortamlarda ücretsiz olarak indirilebilir. Hastalar e-reçeteyi cihazlarındaki uygulamadan kolayca görüntüleyebilir ve ilaçlarını teslim almak istedikleri eczaneye doğrudan gönderebilir. 
  • Filtreler ayrıca eczanelerin "şu an açık" veya "kurye hizmeti" gibi belirli kriterlere göre aranmasına da olanak tanır. Ardından reçeteyi kullanmak istediğiniz eczaneyi seçebilirsiniz. Bu, ilacın teslim edilinceye veya eczaneden alınıncaya kadar rezerve edildiği anlamına gelir. Uygulamanın gelecekteki bir genişletme aşamasında, reçete edilen ilacın stokta olup olmadığını üç eczaneye sormak mümkün olacaktır. 
  • E-reçeteleri dijital olarak almak ve kullanmak için akıllı telefon ve elektronik sağlık kartının yakın alan iletişimini (NFC) desteklemesi gerekir. Ayrıca elektronik sağlık kartı için de bir PIN gereklidir. Sağlık sigortaları, PIN ve NFC özellikli sağlık kartlarını ücretsiz olarak sağlar.  
  • E-reçete 100 gün boyunca telematik altyapısında güvenli bir şekilde saklanır. Kullanıldığı anda durumu orada değişir, böylece tekrar kullanılması mümkün olmaz. Ek olarak, reçetenin kullanılmasından sonra, hasta uygulamada hangi ilacın verildiğini görebilir. Ayrıca bir indirim anlaşması nedeniyle değişim gerekliyse bu durum e-reçete uygulamasında belirtilir. 
  • E-reçetede saklanan verilere yalnızca reçeteyi veren doktor muayenehanesi, hasta (veya temsilcisi) ve onu kullanan eczane erişebilir. 
  • E-reçete kişiye özel olmadığı için kullanım açısından basılı reçete kadar esnektir. Sigortalı ilacını eczaneden kendisi alamıyorsa, yakınları veya tanıdıkları da, kağıt reçeteyle veya e-reçete uygulamasında reçete kodunu okutarak ilacı teslim alabilir. 

 

 

 

E-reçetenin avantajları nelerdir?

  • E-reçete ilaçların zahmetsizce teslim alınmasına olanak verir ve zaman tasarrufu sağlar: Sipariş ve teslim alma için eczaneye tekrarlanan yolculuklar ortadan kalkar. Seçilen eczane kurye hizmeti sunuyorsa, hareket kısıtlılığı olan hastalar ilaçlarını daha kolay temin edebilir. 
  • Hastanın tekrar muayenehaneye gitmesine gerek kalmadan üç aylık dönem içinde e-reçete ile takip reçetesi verilebilir. E-reçeteler online doktor görüşmesiyle de verilebilir. 
  • Uygulama, reçete kodlarına ek olarak, kullanım talimatlarını ve reçete edilen ilaçlarla ilgili bilgileri de saklar. Ayrıca hangi ilacın reçete edildiğini ve eczanede ne zaman teslim edildiğini takip etmeyi de kolaylaştırır. 
  • Bir reçete hemen kullanılmazsa, uygulama bunun için daha ne kadar zaman olduğunu gösterir: 28 gün sonra sigorta reçeteleri geçerliliğini kaybeder ve yalnızca masrafları size ait olmak üzere özel reçete olarak kullanılabilir. 
  • E-reçete uygulaması ayrıca, bakım sağlayan yakınlar ve ebeveynler için kullanışlı olan bir aile işlevi de sunar. Aile işlevini kullanmak için uygulamada başka bir profil eklenir. Bunun için ilgili aile üyesinin elektronik sağlık kartı ve PIN kodu gerekir. Böylece gelecekte onun tüm reçetelerini otomatik olarak alırsınız. Bu işlevi paralel olarak kullanmak da mümkündür, örneğin her iki ebeveyn de çocuklarının reçetelerini alabilir. Ancak bu reçeteler yalnızca bir kez kullanılabilir.     

Bu vesie ile miladi yılınızıda tebrik eder hayırlara vesile olmasını temenni ederim.

Selam ve saygılarımla….

 

Die in städtischer Sachaufwandsträgerschaft stehende Jakob-Stoll-Realschule wird künftig Lernort für Realschullehrer aus ganz Unterfranken. Dabei werden unterschiedliche Präsentationsgeräte, aber auch VR-Brillen zum Einsatz kommen. Die Stadt Würzburg legte dafür den Grundstock mit schnellem Glasfaser für alle Klassenzimmer, wie auch mit neuen digitalen Geräten. Diese wurden in enger Zusammenarbeit mit der Abteilung „Digitalisierung Schule“ des Fachbereich Schule der Stadt Würzburg beschafft. „Ich freue mich sehr, dass wir auch im Bereich ‚Digitalisierung an Schulen‘ große Fortschritte machen und so zeitgemäßen, ja sogar zukunftsorientierten Unterricht technisch ermöglichen“, bekräftigt Bürgermeisterin Judith Roth-Jörg bei einem Besuch in der Staatlichen Realschule Würzburg I.

In einem „Maker Space“-Raum können Schülerinnen und Schüler mit verschiedenen Geräten und Materialien experimentieren und eigene Produkte herstellen. „Die Schülerinnen und Schüler entwickeln ihre Ideen zunächst mit Hilfe von CAD-Software. Anschließend werden diese mittels 3-D-Druck und Lasercutter real hergestellt. Somit sind die Schüler am kompletten Entstehungsprozess beteiligt und sehen das Ergebnis ihrer Arbeit“ so Beratungsrektor und Diplominformatiker Florian Holzinger. Die neuen Gerätschaften tragen eben den Wahlfächern Robotik, den Technikscouts und dem I-Pad Klassen ab Jahrgangsstufe 8 zum zukunftsfähigen Gesamtkonzept bei.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), 2023 Aralık Umre Organizasyonu'nda görev alacak olan kafile başkanları ve grup görevlilerine yönelik bir eğitim semineri düzenledi.

Köln DİTİB Genel Merkez’de gerçekleşen seminere; DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, 2023 Umre Organizasyonu Koordinatörü Ahmet Sinan Kara ve Halil İbrahim Karaman, kafile başkanları, grup ve merkez görevlileri katıldı.

 

Umre ibadeti gönülleri inşa etmektir

Seminer Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlandı. 2023 Umre Organizasyonu Koordinatörü Ahmet Sinan Kara ve Halil İbrahim Karaman, umre ibadetinin gönülleri inşa etme açısından önemli bir ibadet olduğunu vurgulayarak, kafile görevlilerine umre ibadetini sağlıklı, güvenli ve huzur içinde yerine getirebilmeleri için görev ve sorumluluklarının yanı sıra organizasyonun işleyişi hakkında bilgi verdi.

 

Gençler umre ziyaretine yoğun ilgi gösterdi

DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, bu yıl umre organizasyonuna özellikle gençlerden büyük ilgi olduğunu belirterek, geçmiş yıllara kıyasla bu yılki umre talebinin daha yüksek olduğunu ifade etti.

Kuzey, "Hayırlı ve bir o kadar da zorlu bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Kutsal topraklara yapılan bu yolculuk, ziyaretlerin ve vuslatların en değerlisidir. Bu güzelliklere ulaşmak her Müslümana nasip olmuyor. Bu nedenle umre ibadetini umrecilere en iyi şekilde yaşatmamız gerekiyor. Bu yolculuğun bilincinde, her bir umrecinin kalbini hoş etmeye çalışacağız. Uyum, koordinasyon, ekip çalışması ve paylaşım içinde umre ibadetini tamamlayacağız. Rabbim, umrecilere salim bir şekilde gitmeyi ve manevi zenginliklerle geri dönmeyi nasip etsin. Yolculuğunuzun kolay, ibadetlerinizin makbul olmasını Rabbimden niyaz ediyorum" dedi.

 

2023 Aralık Umre Organizasyonu kapsamında, Almanya'dan gidişlerin 23-25 Aralık tarihleri arasında Berlin, Düsseldorf, Frankfurt, Hamburg, Hannover, Köln, Münih, Nürnberg, Stuttgart havalimanlarından gerçekleşeceği ve dönüşlerin ise 6-7 Ocak tarihleri arasında yapılacağı belirtildi.

 

 

 

Türk Kültürüne olan bağlılığı ile bilinen Kocagöl Ailesi’nin işi ve ilgisi ekonomi olsa da sevgisi Türk-Alman Tarihine’dir.

 

Geçtiğimiz hafta Rüsselsheim Türk-Alman İşadamları Derneği’nin geleneksel yıllık balosunda bir konusma yapan Dr. Latif Çelik, “Bir millet, gelecek nesillere kendi kültür tarihini anlatıp öğretemez ise zaman tünelinin ilerleyen yıllarında ciddi bir kültürel kırılganlıklar ile karşı karşıya kalabilir” şeklinde konuştu.

 

Son kitabı 60. yılında Almanya Türkleri” adlı eserini tanıtırken kendisine bu çalışma sırasında destek veren işadamları ile sohbet edip onlara son kitabını imzalı olarak hediye eden Dr. Çelik, “Özellikle işadamlarımızın kültür tarihine ilgi duymaları çok önemlidir. Bu çalışmaları destekleyenler kültürel anlamda toplamsal dinamiğe ciddi bir katkı sağalamış olular. Bu açıdan sayın Mehmet Kocagöl saygın kişiliği ve bu alandaki samimiyeti ile Türk Toplumunun gönlünde önemli bir yere sahiptir” şeklinde konuştu.

 

Almanya’da en önemli “60 Türk” Bölümünde kendisine özel bir bölüm ayrılan Mehmet Kocagöl  akademik çalışmalar için Türkiye’de bulunduğundan yazarın imzalı kitabı oğlu Fatih Kocagöl’e teslim edildi.

 

 

 

Sürekli zikzaklar çizen Türk-Alman ilişkileri’nde dostluk ve kardeşlik projeleri hız kesmeden devam ediyor.

Torosların zirvesinde bir kartal yuvası konumundaki Pozantı ilçesinin başarılı Belediye Başkanı Mustafa Çay, bölgenin Almanya ile olan asırlık ilişkilerine bir yenisini daha ekleyerek kardeş şehir çalışmalarına yönelik 5 yıllık çabayı hedefe ulaştırdı. Geçtiğimiz hafta Almanya’nın Bavyera Eyaletinde Main nehri kıyısındaki Margetshöchheim Belediyesi ile Pozantı’nın dostluk ve kardeşlik çizgisindeki ilişkileri 2024 başından itibaren daha da artarak önemli kültürel dostluk potansiyellerine evrileceği belirtildi.

 

Pozantı ile Margetshöchheim arasındaki kardeş şehir ilişkisi görüşmelerinde iki taraf arasındaki karşılıklı ilişkiler için yoğun çaba harcayan Türk-Alman Dostluk Derneği Başkanı Dr. Latif Çelik ise yaptığı açıklamada, “Her iki şehrin dostluk ve kardeşliği uzun bir süreç idi ve çok zaman aldı. Sayın başkan ile görüşmelerimiz mutlu sona ulaşmış ve yeni yılın ilk haftalarında Sayın Mustafa Çay başkanlığında bir Pozantı delegasyonu Margetshöchheim’a davet edilecektir. Çeşitli aktiviteler ile birlikte yapılacak program üst düzey Türk ve Alman misafirler katılacaktır. Pozantı delegasyonunu karşılama hazırlıklarının planlamaları Noel sonrası son şeklini almış hale gelecektir” şeklinde konuştu.

 

Margetshöchheim Belediye Başkanı Waldemar Brohm ise yaptığı açıklamada, “Pozantı iki milletin dostluk tarihi açısından son derece önemlidir. Bu güzel şehrin başarılı belediye başkanı Mustafa Çay ile son derece güzel bir dostluk ilişkisini hayata gerçirdik. 3 defa ziyaret ettiğimiz şehirde sami dostlar edindim. Burada açıklıyorum ki Pozantı ile Margetshöchheim artık örnek bir kardeşlik ve işbirliğini hayata geçirecektir. Önümüzdeki yıl 26 Şubat - 01 Mart arası Pozantı heyetini buraya davet edeceğiz. Kendilerine içinde kültürel aktivitelerin de olduğu görkemli bir karşılamayı içeren mükemmel bir proğram hazırlıyoruz. Ayrıca bölgemizin potansiyellerini tanıtan dolu dolu bir inceleme gezisini de planlıyoruz.” şeklinde konuştu.

 

Video konferans ile Pozantı’dan proğrama katılan Mustafa Çay ise, “Dostlar bazen mesafe olarak uzak olabilir ama kalpleri hep birbirine bağlıdır. Türk-Alman tarihine olan merakını bildiğim sevgili dostum Waldemear Brohm’un daha ilk andan itibaren Belemedik’deki Bağdat Demiryolu projesinin tarihi izlerini görünce duygulanmasını unutamıyorum. Türk-Alman Dostluğu asırlardır vardı, ancak biz bu çınar kurumasın diye ilişkileri geliştirmek adına çınara su döküyor ve ortak tarihimizi unutturmuyoruz. Bu bağlamda Almanya gezimizin dolu dolu geçmesi için Almanya temsilcimiz değerli arkadaşım Dr. Latif Çelik ve Margetshöchheim belediye başkanı değerli dostum Waldemar Broh ile sürekli temas halindeyiz. İki şehrin dostluğu ve kardeşliği iki ülke ve millete hayırlı olsun” dedi.

 

 

 

 

Almanya Türkleri’ne yönelik sosyo-ekonomik sorunların çözümüne yönelik projeler ile yakından ilgilenerek Türk Toplumu’nun gönlünde taht kuran Karamanlı İşadamı Hakan İnoğlu özellikle Almanya‘daki Türk Tarihi araştırmalarına gösterdiği yakın ilgi ile tanınmaktadır.

 

Rüsselsheim Türk- Alman İşadamları Derneği’nin Noel Balosu’nda tarihçi Dr. Latif Çelik’ten çalışmaları ile ilgili sohbet eden işadamı Hakan İnoğlu, “Uzun yılllardan bu yana Almanya’da yaşıyorum. Ticari alanda otomobil, insaat ve pazarlama da ciddi yatırımlarımız var. Kültürel anlamda özel alanım ise kültür tarihidir. Dr. Latif Çelik ile tanışana kadar Almanya Coğrafyası’nda bu kadar Türk izi olduğundan habersizdim. Tarihçimiz Dr. Çelik’in araştırmalarından anlıyorum ki, Almanya’nın bilmediğimiz bir Türk yüzü var. Ancak, bu özel bilgiler bizde kalmamalı ve Alman dost ve arkadaşlarımıza da ulaştırmalıyız. Hem genç neslimizi bildirmenin, hem de geleceğe yönelik projelerin önemini mutlaka iyi anlayarak bu alanda çalışma yapan akademisyenlere destek vermeliyiz” şeklinde konuştu.

 

Dr. Latif Çelik ise noel balosunda kültür tarihi çalışmaları hakkında bilgi verdikten sonra, “İşadamlarımızın milli kültüre sahip çıkmalarından çok memnunum. Türk Toplumu kendi kültürünü Avrupa’da asla unutmayacak ve Anadolu’nun gönül izlerini nesiller boyu devam ettirecektir” şeklinde konuştu.

 

Dr. Latif Çelik kitabın içerisindeki “Almanya Türkleri’nin hayatını olumlu anlamda etkileyen 60 Türk” bölümündeki satırları okuduktan sonra Hakan İnoğlu’nu tebrik ederek imzalı kitabını hediye etti.