Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

Der Bau von Radwegen liegt in der Zuständigkeit der jeweiligen Kommune. Seit 2009 unterstützt der Landkreis Würzburg seine Städte, Märkte und Gemeinden jedoch mit einem Radwegeförderprogramm. Da der Freistaat Bayern nach einer Änderung des Gemeindeverkehrsfinanzierungsgesetzes (BayGVFG) seit diesem Frühjahr seine Fördermöglichkeiten ausgeweitet hat, hat der Kreistag seine eigenen Förderrichtlinien nun an die neue Förderkulisse angepasst. Kommunen im Landkreis Würzburg haben künftig zwei Möglichkeiten, eine Förderung für den Bau von Radwegen durch den Landkreis zu erhalten.

 

Zwei mögliche Förderkulissen für Gemeinden beim Radwegebau

 

Bislang erfolgten Förderungen von Radwegen häufig dreigleisig durch das Amt für Ländliche Entwicklung (ALE), den Zweckverband Erholungs- und Wandergebiet Würzburg und den Landkreis Würzburg. Anstelle einer bis zu 45-prozentigen Förderung durch das ALE, wobei die Baukosten und anteilig die Planungskosten berücksichtigt wurden, können Gemeinden künftig auch eine Förderung von 50 bis zu 80 Prozent der reinen Baukosten durch den Freistaat Bayern beantragen. Die Planungskosten werden vom Freistaat Bayern allerdings nicht berücksichtigt.

 

Zuschuss nun auch für reine Planungskosten und Machbarkeitsstudien

 

Um diese Lücke zu schließen, fördert der Landkreis Würzburg die Planung von Radwegen nun mit einem höheren Fördersatz in diesem Szenario. Förderfähig sind demnach Planungskosten in Höhe von bis zu 15 Prozent der Herstellungskosten, gewährt wird dabei ein Fördersatz von 80 Prozent durch den Landkreis, der Zweckverband Erholungs- und Wandergebiet zusätzlich weitere 10 Prozent. Bei den Planungskosten verbleiben für die Gemeinden also letztlich ein Rest von 10 Prozent Eigenanteil.

 

Sollten bei der Planung mindestens drei Landkreisgemeinden involviert sein oder eine geplante Radtrasse über gemeindefreies Gebiet im Landkreis Würzburg führen, werden künftig auch Machbarkeitsstudien finanziell mit einem Fördersatz von 25 Prozent gefördert. Sind angrenzende Landkreise oder die Stadt Würzburg betroffen, beträgt der Fördersatz 20 Prozent.

 

 

 

 

Landrat Eberth: Passgenaue Angebote für Gemeinden

 

Landrat Thomas Eberth freut sich über die neue Förderkulisse des Freistaats und die sich dadurch ergebenden Möglichkeiten für Gemeinden. „Das Fahrrad ist neben einem funktionierenden ÖPNV und dem Schienenverkehr ganz klar ein wichtiger Baustein für die Mobilität der Zukunft. Dazu gehört natürlich auch ein gut ausgebautes Radwegenetz“, betont Thomas Eberth. „Mit den neuen Förderrichtlinien zum Radwegebau von Freistaat und Landkreis können die Gemeinden ihre Finanzierung nun passgenau und flexibel an ihre Bedürfnisse anpassen und ihren Beitrag zur Verkehrswende leisten. Auch die Förderung von Planung und Machbarkeitsstudien ist nun möglich“, freut sich der Landrat.

 

Weitere Details zu den Richtlinien des Landkreises Würzburg zur Förderung von Radwegen, die zum 1. August 2023 in Kraft getreten sind, sind unter www.landkreis-wuerzbuerg.de/kämmerei zu finden.

 

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararına göre, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı’na Prof. Dr. Yüksel Özgen atandı. 1971 yılında Çorum’da doğan Prof. Dr. Yüksel, ilk, orta ve lise öğrenimlerini burada tamamladı.

 

1993 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oldu. 1995 yılında Selçuk Üniversitesi’nde yüksek lisansını, 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde doktorasını tamamladı. 2009 yılında Çankırı Karatekin Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde öğretim üyesi olarak göreve başladı. Aynı yıl üniversitenin Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Başkanlığı’na, 2023 Ocak ayında Kırıkkale Üniversitesi’nde profesörlük kadrosuna atandı.

 

 

Prof. Yüksel Özgen kimdir?

1971 yılında Çorum’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Çorum’da tamamladı. 1993 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1994 yılında Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümüne araştırma görevlisi olarak atandı. 1995 yılında Selçuk Üniversitesinde yüksek lisansını; 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsünde doktorasını tamamladı.

1999 yılında Başbakanlık Cumhuriyet Arşivinde arşiv uzmanı olarak görev yaptı. 2000 yılında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinde bir süre arşiv uzmanı olarak görevlendirildi. 2005 yılında TİKA Türkoloji Projesi kapsamında Arnavutluk Tiran Üniversitesinde; 2006 yılında yine aynı proje kapsamında Bosna-Hersek Tuzla Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2009 yılında Çankırı Karatekin Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümüne öğretim üyesi olarak göreve başladı. Aynı yıl Üniversitenin Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Başkanlığına atandı. 2014-2018 yılları arasında Çankırı Belediyesi Dr. Rıfkı Kamil Urga Çankırı Araştırmaları Merkezi Koordinatörlüğü; 2016-2019 yılları arasında Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü görevlerini yürüttü. 2017 yılında doçent unvanını aldı ve 2023 Ocak ayında Kırıkkale Üniversitesinde Profesör kadrosuna atandı. 

2018 yılında Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı Bilim Kurulu Asli Üyeliğine seçildi. 2019 yılında Atatürk, Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkan Yardımcılığına atandı. 2021 Eylül ayında Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı olarak görevlendirildi. 4 Ocak 2023 tarihinde Atatürk, Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığına atandı. 4 Ağustos 2023 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Türk Tarih Kurumu Başkanlığına getirildi. 

 

Yayımlanmış kitapları

Arşiv Belgelerine Göre Atatürk’ün Çankırı Gezisi (Çankırı Belediyesi Yayını 2011), Bir Milletin Atasına Vedası (Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları 2013, İkinci Baskı 2022), Çankırı Belediyesi Dr. Rıfkı Kamil Urga Araştırma Merkezi Arşiv Kataloğu (2015), 21 Kasım 1938’in Sessiz Tanıkları (Türk Tarih Kurumu Yayınları 2020), Selanik’ten Anıtkabir’e Gazi Mustafa Kemal Atatürk-Sergi Kataloğu (Türk Tarih Kurumu Yayınları 2022).

 

 

Almanya’nın Bonn şehrinde, bir otomobil okula giden öğrenciye çarparak olay yerinden kaçtı.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Bonn Merkez Camii’nde din görevlisi olarak görev yapan Mehmet Uslu’nun dördüncü sınıf öğrencisi 9 yaşındaki oğlu Yusuf’a bir otomobil çarptı. Öğrenciye çarpan otomobil olay yerinden kaçarak kayıplara karıştı.

8 Ağustos tarihinde öğretim yılının ilk gününde baba Mehmet Uslu oğlu Yusuf ile okula giderken, yaya geçidi üzerinde bir otomobil çarptı. Olay, ana cadde üzerindeki yaya geçidinde yeşil ışık yandığı esnada gerçekleşti.

Aracın ön lastiklerinin Yusuf’un üzerinden geçtiğini gören baba Uslu, can havliyle çocuğunu aracın altından çektiğini ifade etti.

 

Çarpma anında çocuğuyla ilgilendiği için aracın plakasını alamadığını ancak gri renkte bir otomobil olduğunu dile getiren baba Uslu, araç sahibinin otoparka girerek kendileriyle ilgileneceği zannetti. Ancak araç sahibi olay yerinden kaçtı.

Yaşanılan kazanın ardından hastanede tedavi altına alınan Yusuf’un tedavisinin devam ettiğini söyleyen baba Uslu, “Çarpma sonucunda oğlumun bacağı kırıldı ve kalçaya kadar alçıya alındı. Baş ağrısı sebebiyle çekilen tomografide de kafatasında çatlaklık tespit edildiği için Bonn’daki araştırma hastanesine sevk edildi. Eğitim yılının ilk gününde okula sevinçle giderken, yaşadığımız bu talihsiz kazadan büyük üzüntü duyduk. Oğlumuzun hayati tehlikeyi atlatmış olmasından Rabbimize hamd ediyoruz. Başımıza gelen hadiseyi diğer aileler yaşamaması için sürücülerin bilhassa okul çevresinde daha dikkatli ve daha hassas araç kullanmalarını, trafik kurallarına uymalarını diliyorum” dedi.

 

Yaşanılan kazadan keyifsiz olduklarını dile getiren Bonn DİTİB Merkez Camii dernek yöneticileri ile cemaati, Yusuf’un hayati tehlikesinin olmadığını, ancak kazaya sebebiyet veren vicdansız araç sahibinin biran evvel bulunmasını dilediler. 

Otomobili ile olay yerinden geçen cami cemaatinden birisinin aracı takip ederek, plakasıyla birlikte fotoğrafını çekerek polise ifade verdiği belirtildiği olayla ilgili, polis kaçan otomobil ile sürücüsünün bulunması için çalışma başlatıldığı kaydedildi. 

 

 

 

 

 

Der Landkreis Würzburg investiert in den nächsten fünf Jahren über 40 Millionen Euro in seine Förderschulen 

 

Im Juni 2021 entschied sich der Kreistag des Landkreises Würzburg für eine Generalsanierung der Rupert-Egenberger-Schule (RES) in Höchberg. Gut zwei Jahre später fand nun der Spatenstich für das Großprojekt statt. Der Schulstandort soll in den kommenden Jahren im laufenden Betrieb saniert werden. Das Schulgebäude wird erweitert und soll dann ein optimales Lehr- und Lernumfeld bieten. Brandschutz, Barrierefreiheit sowie die energetische und technische Ausstattung werden im Zuge dessen auf den neuesten Stand gebracht. 

 

Zum Spatenstich fanden sich kürzlich mit Landrat Thomas Eberth, den Vertreterinnen und Vertretern des Marktes Höchberg und des Kreistags auch die künftigen Nutzer an der Südseite des Schulhauses ein: Schülerinnen und Schüler, das Lehrerkollegium sowie Vertreter des Elternbeirats kamen zu einer kleinen Feierstunde zusammen.

 

Große Wertschätzung für Kreispolitik und Schulfamilie

 

Der Gesamtleiter der Rupert-Egenberger-Schule Markus Fuchs bedankte sich bei Landrat Thomas Eberth, dem Kreistag als Entscheider-Gremium, den Planern und allen weiteren Beteiligten dafür, dass zur Verwirklichung der Maßnahme weder Geld noch Mühen gescheut wurden. Im Verlauf der Planung seien ihm besonders die große Wertschätzung aufgefallen, die der Arbeit der gesamten Schulfamilie entgegengebracht werde. Alle Beteiligten hätten stets zum Ziel gehabt, dass man mit den Schulgebäuden Orte vorhalte, an denen „junge Menschen stark werden können“. Die Entscheidung, die kleinen Standorte beizubehalten und dem aktuellen dezentralen Modell eben keinen großen zentralen Schulstandort vorzuziehen, sei dabei besonders wichtig gewesen. 

 

Die anstehende Generalsanierung der RES in Höchberg wird auch inhaltlich für Neues genutzt: Gesamtschulleiter Markus Fuchs (Mitte) stellte die neue Fahrradklasse seiner Schule vor. Diese soll im Zuge des Umbaus auch eine eigene Werkstatt mit direkter Zufahrt zum Außenbereich erhalten. Foto: Christian Schuster

 

„Wir starten heute nur mit der Herstellung von Parkplätzen“, erklärte Landrat Thomas Eberth. „Wir geben damit aber auch ein Signal: Der Landkreis Würzburg bekennt sich ganz klar zu den Standorten und dem Konzept der Rupert-Egenberger-Schule.“ Der Spatenstich in Höchberg sei also der Beginn einer Reihe von Maßnahmen, die sich über die nächsten fünf bis sechs Jahre erstrecken werden. 

 

Bauvorhaben von dieser Größenordnung seien natürlich anstrengend für die Anwohner, aber auch für die Schulfamilie selbst. Mit der längst überfälligen Sanierung der Schulen werde der Landkreis aber seiner Aufgabe gerecht, den Schülerinnen und Schülern einen guten Start in eine erfüllte und glückliche Zukunft zu ermöglichen.

 

Landkreis Würzburg investiert rund 40 Millionen Euro in Förderschule

 

Bis Ende 2023 sollen in Höchberg also die Parkflächen südlich des Schulgebäudes ertüchtigt werden. Sobald die Regierung von Unterfranken die Förderung der Sanierung bewilligt hat, sollen die Ausschreibung der weiteren Gewerke beginnen. Während der Sanierung soll die Klassen zeitweise in Container-Klassenzimmer auf den Schulhof ausgelagert werden.

 

Die Generalsanierung des Standorts Höchberg ist aber nur ein Teil der großen Modernisierung der Rupert-Egenberger-Schule, die in den kommenden Jahren stattfinden soll. Als Ersatz für die Standorte in Sommerhausen und Gelchsheim wird ein Neubau in Gaukönigshofen entstehen – die vorbereitenden Arbeiten zum Bau des Gebäudes sind für Anfang 2024 geplant. Die Schülerinnen und Schüler am Standort Veitshöchheim sollen im Jahr 2025 in die Räume der Grundschule Rimpar umziehen. Ende 2022 hatte der Kreistag den Kauf der 2011 energetisch sanierten Matthias-Ehrenfried-Grundschule von der Marktgemeinde Rimpar beschlossen. Insgesamt wird der Landkreis Würzburg mehr als 40 Millionen Euro in seine Förderschul-Standorte investieren.

 

„Wir investieren in die Bildung unsere Kinder und Enkel, also investieren wir in die Zukunft“, zeigte sich Landrat Thomas Eberth zufrieden nach dem obligatorischen Spatenstich und überbrachte die besten Wünschen für eine erfolgreiche Baumaßnahme. 

6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizde gerçekleşen deprem nedeniyle Almanya’da yerleşik Türk toplumunun deprem bölgesindeki yakınlarını geçici süreliğine Almanya’ya davet etmelerine yönelik Alman makamları tarafından özel bir vize düzenlemesi yapılmış, bu kapsamda depremden etkilenen 12.000 vatandaşımız vizeden yararlanarak Almanya’ya gelmiştir.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, T.C. Berlin Büyükelçiliği, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Yunus Emre Enstitüsü’nün birlikte yürüttüğü “Birlikte İyileşelim” projesi, depremden etkilenerek Almanya’ya gelen vatandaşlarımıza psikososyal destek sunarak depremin insanlarımız üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasını amaçlıyor. Bununla beraber proje Almanya’da yerleşik olan ve deprem bölgesinden yakınları gelen Türk aileleri, depremden etkilenen yakınlarına nasıl yaklaşmaları ve nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda bilgilendirmeyi de amaç ediniyor.

“Birlikte İyileşelim” projesi pilot bölge olarak Berlin’de gerçekleştirilecek ve ardından Almanya’nın diğer şehirlerinde de hayata geçirilebilecek. Proje kapsamında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde, alanında uzman psikolog ve pedagoglar tarafından aile seminerleri, bilgilendirme toplantıları ile yetişkinler ve çocuklar için ayrı ayrı olmak üzere tarihi-kültürel geziler gibi sosyal uyum etkinlikleri hayata geçirilecek. Ailelerle yapılan görüşmelerde psikososyal anlamda ihtiyaçlar tespit edilerek ileriye dönük takipleri yapılabilecek.

Başvuruların hızlı ve kolay bir şekilde alınabilmesi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından online bir sayfa hazırlandı ve https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim adresi üzerinden vatandaşlarımızın başvurusuna açıldı.

Sosyal Medya İçerik Örnekleri

  • Deprem bölgesinden Almanya'ya gelen vatandaşlarımıza yönelik psikososyal destek, tematik seminerler ile çocuklar ve yetişkinler için sosyal etkinliklerin düzenleneceği "Birlikte İyileşelim" projesine başvurular başladı. Berlin'de düzenlenecek ilk programa vatandaşlarımız online olarak başvurubilir: https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim
  • Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, T.C. Berlin Büyükelçiliği, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Yunus Emre Enstitüsü’nün birlikte yürüttüğü “Birlikte İyileşelim” projesi kapsamında deprem bölgesinden Almanya’ya gelen vatandaşlarımıza yönelik psikososyal destek sunuluyor. Berlin’de başlayacak proje için başvurular başladı. Başvuru adresi: https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim
  • "Birlikte İyileşelim" projesine deprem bölgesinden Almanya'ya gelen vatandaşlarımız ve onları evlerinde ağırlayan Almanya'da yerleşik ailelerimiz başvurabilirler. Online olarak hemen başvurmak için: https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim
  • "Birlikte İyileşelim" projesi kapsamında deprem bölgesinden Almanya'ya gelen vatandaşlarımız için yetişkinler ve çocuklara yönelik psikososyal destek, tematik etkinlikler ve sosyal programlar düzenlenmektedir.  Online olarak hemen başvurabilirsiniz: https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim

 

 

 

 

 

 

Almanya’da 2023-2024 öğretim yılının başlamasıyla birlikte Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı cami derneklerinde okula başlayan öğrenciler için “Bed-i Besmele” merasimi geleneği bu yıl da devam etti.

2023-2024 öğretim yılına önce başlayan Kuzey Ren Vestfalya eyaletine bağlı Ahaus, Altenessen, Attendorn, Bad Salzuflen, Bielefeld, Duisburg-Hüttenheim, Duisburg-Rumeln, Duisburg-Untermeiderich, Essen, Essen-Kray, Gelsenkirchen-Horst, Gronau, Halle, Heiligenhaus, Herford, Kreuztal, Lüdenscheid, Mettmann, Monheim, Oberhausen, Oberhausen-Osterfeld, Oberhausen-Tackenberg, Remscheid, Rheinberg, Siegen, Sindorf, Voerde-Möllen, Werdohl ve Wuppertal  şehirlerindeki DİTİB‘e bağlı cami derneklerinde “Bed-i Besmele” merasimleri düzenlendi.

Camilerde düzenlenen “Bed-i Besmele” merasimlerinde Kur’an-ı Kerim ve ilahiler okundu, çocukların başarıları için dualar edildi.

 

Camilerde “Bed-i Besmele” merasimlerinin gelenek haline geldiğini ifade eden DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, “Camilerde çocukların büyüdüğünde bugünü hatırlayacakları güzel bir geleneği devam ettiriyoruz. Çocuklar kadar ailelerinin de düzenlenen bu merasimlerden mutlu olduklarına şahit oluyoruz. Örnek toplum oluşturma gayesi, İslam’ın en temel gayelerinden birisidir. Hz. Peygamber’e nazil olan ilk beş ayette, okumanın iki kez emredilmesi, bilginin kalemle kayıt altına alınmasından söz edilmesi ve insanın bilinmediklerini öğrenmesinin Allah’ın en büyük ikramı olduğunun vurgulanması, İslam eğitim anlayışının bilgi odaklı olduğunun en önemli göstergesi olmuştur. Bu duygularla yeni eğitim yılının tüm öğrenci, öğretmen ve aileler için hayırlı ve mübarek olmasını temenni ediyor; sağlık sıhhat ve afiyet içerisinde verimli bir eğitim dönemi nasip etmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum” diye konuştu.

 

Bed-i Besmele merasiminde ailelerinin karşılarına geçen öğrenciler, heyecanlı anlar yaşadı. Aileler de bu özel anı cep telefonlarına kaydetti. Merasim öğrencilere dernek tarafından kırtasiye malzemelerinden oluşan hediye paketlerinin takdim edilmesiyle sona erdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Seit Jahren tragen Leonie Beck und Lea Boy dazu bei, Würzburg als
aktive und erfolgreiche Sportstadt sichtbarer zu machen. Um ihrer beider
Leistungen gerade vor den großen Erfolgen bei der Schwimmmeisterschaft
im japanischen Fukuoka zu würdigen, hat Oberbürgermeister Christian
Schuchardt beide Sportlerinnen zum Empfang ins Rathaus eingeladen.

„Wir haben größten Respekt vor dem, was Sie leisten und schon alles
erreicht haben. Und wir sind stolz auf Sie und dankbar, mit Ihnen zwei
so erfolgreiche und sympathische Botschafterinnen unserer Stadt auf der
nationalen und internationalen Bühne zu haben“, betont Schuchardt. Denn
beide gewannen national und international zahlreiche Meisterschaften
oder belegten vordere Plätze, holten Meistertitel oder nahmen wie Leonie
Beck an Olympia teil. Beck hat sich mit ihrem Doppelsieg in Fukuoka über
fünf wie auch zehn Kilometer Freiwasser außerdem für die kommenden
olympischen Spiele 2024 in Paris qualifiziert.

„Als Freizeit- und Sofasportler kann man sich nur annähernd vorstellen,
welche Zielstrebigkeit, Disziplin und Ausdauer, welche Bereitschaft zum
Verzicht, welche Fähigkeit, Rückschläge wegzustecken, kurz – welche
mentale Stärke es braucht, um im Spitzensport wirklich erfolgreich zu
sein“, so Schuchardt. Auch fördert der Sport weitere positive
Eigenschaften wie Fairness und Kameradschaft, stellt Schuchardt fest,
dem imponiert, dass beide Sportlerinnen obwohl auch Konkurrentinnen
miteinander befreundet sind und jede der anderen alles gönnt.

Die Würzburgerinnen und Würzburger seien auch stolz darauf, mit den
beiden Schwimmerinnen erfolgreiche und sympathische Botschafterinnen der
Mainstadt auf der nationalen und internationalen Bühne zu haben. „Über
Ihr Bekenntnis zu Ihrer Heimatstadt bei der Weltmeisterschaft in Fukuoka
für Würzburg alles heraus-holen zu wollen habe ich mich ganz besonders
gefreut“, bedankt sich der Oberbürgermeister.

Gleichzeitig sind beide Schwimmerinnen echte Vorbilder. „Die
Eigenschaften, denen Sie Ihren Erfolg verdanken, Ihre sportliche Haltung
und Ihr dadurch geprägtes Verhalten machen Sie zu Vorbildern für uns
alle“, so Schuchardt. Dies ginge jedoch alles nicht, ohne den Rückhalt
der Familie, ohne all die anderen Unterstützer und Förderer oder gar den
SV 05 Würzburg, der die sportliche Heimat beider Schwimmerinnen sei.
„Was der SV 05 im Breiten- als auch im Leistungssport vollbringt,
verdient höchste Anerkennung“, stellt Schuchardt fest. „Als Stadt sind
wir stolz darauf, dass unser SV 05 zu den ersten Adressen im deutschen
Schwimmsport gehört – die wertvolle Arbeit, die hier geleistet wird,
unterstützen wir gerne.“

 

PORTLAND (AA) - İngiltere'deki düzensiz göçmenlerin konaklaması için hazırlanan Bibby Stockholm gemisine yerleştirilmesi planlanan göçmenlerin ilk grubu, Portland Limanı'na getirilmeye başlandı.Ülkenin güneyindeki Dorset bölgesinde yer alan Portland'da demirli gemide konaklaması planlanan ilk kafilede yer alan düzensiz göçmenler, bu sabah itibariyle kaldıkları otellerden alındı.

Portland Limanı'na 18 Temmuz'da yanaşan gemide konaklayacak düzensiz göçmenler otobüslerle limana getirilirken, otobüslerde birkaç göçmen olduğu görüldü.

Öte yandan bölgede yaşayan göçmen destekçisi gruplar, Bibby Stockholm'ün yeni sakinlerini alkışlar ve sloganlarla karşıladı.

Bibby Stockholm'e, ilk etapta 50, uzun vadede ise 500'e yakın 18-65 yaş arası erkek düzensiz göçmenin yerleştirilmesi planlanıyor. İlk gruptaki göçmenlerin bugün içinde parça parça getirilmesi bekleniyor.

 

- 500'e yakın göçmenin yerleştirilmesi planlanıyor

İngiltere, ülkedeki yaklaşık 50 bin düzensiz göçmenin konaklaması için askeri tesislerdeki kullanılmayan binalar ile mavnalar üzerine inşa edilmiş yüzen yapılarda göçmenleri ağırlama kararı almıştı.

Halihazırda göçmenleri otellerde ağırlayan İngiltere, yüksek maliyet nedeniyle göçmenleri taşıma kararı aldığını açıklarken Bibby Stockholm de bu amaç doğrultusunda göçmenlerin yerleştirileceği ilk gemi olarak gündeme gelmişti.

Gemide konaklaması planlanan 500'e yakın göçmenin 18 ay içinde Bibby Stockholm'e getirilmesi beklenirken 2 binden fazla düzensiz göçmenin ise Lincolnshire ve Essex bölgelerindeki iki hava üssündeki kullanılmayan binalara taşınması planlanıyor.

 

Ülkedeki göçmen yanlısı sivil toplum kuruluşları ve insan hakları örgütleri ise sığınmacıların gemilerde barındırılmasının "insanlık dışı" olduğunu savunarak, Bibby Stockholm'e "cezaevi gemisi" ismini taktı.

 

 

 

CENEVRE (AA) - Birleşmiş Milletler (BM), çatışmaların devam Sudan'da 4 milyondan fazla kişinin zorla yerinden edildiğini ve bunun ülkedeki sağlık koşullarını kötüleştirdiğini bildirdi.
 

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü William Spindler, BM Cenevre Ofisinin haftalık basın toplantısında, çatışmaların sürdüğü Sudan'daki duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sudan'da ordu ile paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki 15 Nisan'dan bu yana süren çatışmalar nedeniyle 4 milyondan fazla kişinin zorla yerinden edildiğini belirten Spindler, sınır geçiş noktaları ve ülke içindeki geçiş merkezleri dahil Sudan genelinde kötüye giden sağlık durumundan endişe duyduklarını söyledi.

Spindler, çatışmalar nedeniyle 700 binden fazla kişinin komşu ülkelere kaçtığını ve 195 bin Güney Sudanlının geri dönmek zorunda kaldığını aktararak, ülke içinde 3 milyondan fazla kişinin ise yerinden edildiğinin altını çizdi.

 

Sudan'da mevcut insani yardım kaynaklarından çok fazlasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Spindler, Beyaz Nil eyaletinde temel ilaç, personel ve malzeme eksikliğinin, buradaki 10 mülteci kampındaki sağlık ve beslenme hizmetlerini engellediğini belirtti.

"Ruh sağlığı ve psikososyal destek hizmetleri de yok denecek kadar az." diyen Spindler, pek çok ailenin haftalardır çok az yiyecek veya ilaçla hareket halinde olduğunu, bunun da yetersiz beslenme oranları, salgınlar ve buna bağlı ölümleri artırdığını ifade etti.

Spindler, "15 Mayıs-17 Temmuz döneminde kızamık ve yetersiz beslenme nedeniyle çoğu 5 yaş altı olmak üzere 300'den fazla ölüm bildirildi. Hayat kurtaran sağlık programlarının finansmanı ertelenmeye devam ederse bu rakamlar da muhtemelen artacaktır." diye konuştu.

 

Çatışmaların başından bu yana Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından sağlık personeli açığı ile sağlık merkezlerine yönelik saldırıların bildirildiğini hatırlatan Spindler, bu durumun ülkedeki sağlık hizmetlerinin kalitesini olumsuz etkilediğini kaydetti.

Spindler, "Sudan'da devam eden yağmurlardan kaynaklanan sel ve yetersiz sanitasyon tesisleri nedeniyle gelecek aylarda daha fazla kolera ve sıtma vakasının görülmesi bekleniyor." dedi.

Sağlık hizmetleri ve diğer önemli yardımların sağlanmasını desteklemek için daha fazla fona ihtiyaç olduğuna işaret eden Spindler, BMMYK ve ortaklarının Sudan'a komşu ülkelere yardım sağlamak için başlattığı 566 milyon tutarındaki bölgesel mülteci müdahale planının ise sadece yüzde 29'unun finanse edildiğini söyledi.

 

- Sudan'da ordu ile HDK arasındaki çatışmalar

Sudan ordusu, bir zamanlar desteklediği ancak bağımsız ve paralel bir ordu gibi davranması nedeniyle tehdit olarak gördüğü HDK'nin, 2 yıl içinde tamamen orduya entegrasyonunu istemişti.

HDK'nin ise sivil hükümetin ardından yaklaşık 10 yıla yayılan bir süreçte bunu kabul edebileceğini açıklamasıyla başlayan söz savaşı ve gerginlik, 15 Nisan sabahı taraflar arasında Hartum ve çeşitli şehirlerde silahlı çatışmaya dönüşmüştü.

Başkent Hartum ve çevresiyle özellikle batıdaki kentlerde hala süren şiddetli çatışmalarda çoğu sivil 3 binden fazla kişi hayatını kaybetti, on binlerce kişi yaralandı.

KÖLN (AA) - Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi, Avrupa Birliği'nin (AB) başarısız bir proje olduğunu belirterek, AB'nin bir "Avrupa ulusları federasyonu" olarak yeniden kurulması çağrısında bulundu.
 

Almanya'da yapılan anketlere göre yaklaşık yüzde 21'lik oy oranıyla ülkede ikinci parti konumunda bulunan AfD, gelecek yıl haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri öncesi Magdeburg kentinde toplandı.

AfD eş başkanlarından Alice Weidel, toplantıda daha önce AB'yi tamamen reddeden görüşü savunan parti yöneticileriyle yapılan müzakereler sonucu, partisinin yeni program olarak "ana vatanlardan oluşan bir Avrupa, egemen, demokratik devletlerden oluşan bir Avrupa topluluğu" fikrini desteklediğini belirtti.

 

Toplantıda, partinin gelecek yıl yapılacak AP seçimleri için hazırladığı 35 kişilik adaylık listesi de kesinleştirildi.

Parti toplantısında yapılan konuşmalarda, ağırlıklı olarak AB'nin göç ve iklim politikası da dahil olmak üzere tüm önemli alanlarda "tamamen başarısız" olduğu belirtilerek, "Avrupa para birimi avrodan bir an önce vazgeçilmesi gerektiği" görüşü vurgulandı.

Konuşmalarda muhalefette olan eski Şansölye Angela Merkel'in Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) ile işbirliği fikrine de karşı çıkıldı.

 

AfD eş başkanlarından Tino Chrupalla, daha önce yaptığı bir konuşmada, partisi AfD'nin CDU ile arasındaki "güvenlik duvarını" kaldırıp bazı konularda işbirliği yapmasını savunmuştu.