Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Akdeniz Üniversitesi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Akdeniz Otizm Spor Kulubü Derneği arasında imzalanan protokol ile otizmli bireylere yönelik etkinlikler düzenlenecek.
 
Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Özgecan Aslan Gençlik Merkezi, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığı ve Akdeniz Otizm Spor Kulubü Derneği Arasında İş Birliği Protokolü Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Antalya Milletvekilleri Mustafa Köse, Kemal Çelik, Rektör Yardımcısı Cengiz Toker, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Erkan, Genel Sekreter Ali Evren İmre, Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, Akdeniz Otizm Spor Kulübü Dernek Başkanı Demet Çileli’nin katıldığı toplantıda imzalandı.
 
 
 
HEM EĞİTİM HEM TERAPİ OLACAK
Protokol hakkında konuşan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Otizmli bireylerimiz ile ilgili yapılan bu proje çok kıymetli bir proje. Otizmli bireylerimize dokunmak ve onlar için uygulayıcı eğitimler sunmak çok önemli. Akdeniz Üniversitesi olarak bu projede yer almamızı bu nedenle çok önemsiyorum. Ziraat Fakültemiz’de öğrencilerimiz belirli bir alanda ürünleri ekme, gübreleme, sulama ve sonunda hasat etmeyi tecrübe edecekler. Onlar için farklı bir eğitim ve tecrübe olacak. Hem bir bitkinin yetişmesine katkıları olacak, hem de bu onlar için bir terapi olacak. Otizmli bireylerimiz için ilerleyen süreçte bu tarz projelerimizi daha geliştirerek daha çok çocuğumuzun bu gibi aktivitelerden yararlanmasını istiyoruz. Bu projede emeği geçen paydaşlarımıza ve çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.” diye konuştu
Antalya Milletvekilleri Mustafa Köse ve Kemal Çelik de projede emeği geçenlere teşekkür ederek projeye katılan otizmli bireylerin neşesinin görülmeye değer olduğunu söylediler.
 
 
HEDEF DAHA FAZLA OTİZMLİ BİREYE ULAŞMAK
Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, il müdürlüğü olarak haftanın bir gününü otizmli bireylere ayırdıklarını ve Otizmli Çiftçiler Üretiyor gibi projelerle daha fazla otizmli bireye ulaşmak istediklerini belirterek bütün kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarını bu tarz etkinliklere destek olmak için davet ettiklerini söyledi. Akdeniz Otizm Spor Kulübü Dernek Başkanı Demet Çileli ise otizmli çocukların üretime katkı sağlaması ve onlar için güzel öğretici ve eğlenceli zamanlar oluşturabildikleri için projeye katkı verenlere teşekkür etti.
 
 
YAŞAM BECERİLERİNİ ARTIRACAK
Akdeniz Üniversitesi Yönetim Kurulu Salonu’nda imzalanan protokol ile Üniversite, Özgecan Aslan Gençlik Merkezi, AKOSDER iş birliği ve koordinasyonunda “Otizmli Çiftçiler Üretiyor Projesi” ile Otizmli bireylerin eğitim vizyonu ve niteliğinin geliştirilmesi, yaşam becerilerinin arttırılması, mesleki formasyonlarının geliştirilmesi, doğa bilincinin arttırılması, kamu-sektör-sivil toplum kuruluşu işbirliğinin güçlendirilmesi, sosyal, psikolojik ve fiziksel anlamda otizmli bireylerin sağlığının desteklenmesi, eğitimin her alanında akademik destekli çalışmaların planlı programlı olarak yürütülmesi sağlanacak.
 
 
ÜNİVERSİTELİ GENÇLER DE DESTEK VERECEK
Protokolde Ziraat Fakültesi bünyesinde tarımsal faaliyet ve etkinliklerin uygulanabilmesi için gerekli araç-gereç, materyal, personel ve alanı sağlayacak. AKOSDER ihtiyaç duyulan katılımcı öğrencinin ve öğrencilerinin ulaşımının sağlayacak. Özgecan Aslan Gençlik Merkezi de proje sürecinde gönüllü çalışan öğrencilerin katılımını sağlayacak. Protokol imzalarının ardından Akdeniz Otizm Spor Kulübü Dernek Başkanı Demet Çileli, Rektör Özkan’a ve İl Müdürü Gürhan’a plaket takdim etti.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz başkanlığında kabine toplantısı gerçekleştirildi. Federal Şansölyelik Binası'nda gerçekleştirilen toplantıya Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Hurbertus Heil (solda) Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Bakanı Svenja Schulze (sol 2) Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlik Bakanı Anne Spiegel (sağ 2) Eğitim ve Araştırma Bakanı Bettina Stark-Watzinger (sağda) katıldı.

Avrupalı Türklerin Avusturya‘daki en önemli pastırma imalathanelerinden biri olan Has Kayseri pastırma firması sahibi Dursun Akkaya fabrikanın üretim ünitelerini Aytürk Haber Sitesi’ne açtı.

 

 

İmalat, üretim ve satış bölümlerindeki temizlik, sağlık koşulları ve genel durum hakkında bilgiler veren Akkaya, etlerin ilk  girdiği andan itibaren sıra ile hangi işlemlerden geçerek sucuk ve pastırma haline geldiğini tek tek anlattı. Pastırma ve sucuğun Avrupalı Türklerin vazgeçemedikleri damak tatlarından biri olduğunu belirten Akkaya, “Hepimiz Türkiye’den gelen ve Anadolu’nun yemek kültürünü çok iyi bilen insanlarız. Dolayısı ile sofralarımızda ve özellikle kahvaltılarımızda pastırma ve sucuk olmaması en önemli eksikliktir. Yaklaşık 20 yıl önce Avusturya Türklerini hedef alarak girdiğimiz sucuk ve pastırma imalathanesi kısa zamanda tahminlerimizin çok ilerisinde büyüyünce Viyana dışına taşınmak zorunda kaldık. Kendi tesislerimizde ve sıkı sağlık koşulları altında artık Avusturya, Almanya ve İsviçre başta olmak üzere bir çok Avrupa ülkesindeki müşterilerimize ulaştırıyoruz” dedi.

 

 

Bilindiği gibi Has Kayseri ürünleri kendine özgü lezzeti ile Almanya Türkleri arasında büyük ilgi görüyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BERLİN (AA) - Almanya’da son 24 saatte tespit edilen 140 bin 160 vaka ile Kovid-19 salgınında en yüksek günlük vaka sayısı kayıtlara geçti.

Robert Koch Enstitüsünden (RKI) yapılan açıklamaya göre, ülkedeki toplam Kovid-19 vaka sayısı 8 milyon 460 bin 546’ya yükseldi.

Son günlerde yeni vaka sayılarının rekor seviyelere ulaştığı Almanya’da dün 133 bin 536, 19 Ocak’ta da 112 bin 323 vaka tespit edildi.

Aktif vaka sayısının 1 milyon 166 bin 100 olduğu ülkede, haftalık 100 bin kişide görülen yeni vaka sayısı 706,3 olarak belirlendi.

Son 24 saatte 170 kişinin Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetmesiyle toplam can kaybı 116 bin 485’e çıktı.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 24 Ocak Pazartesi eyalet başbakanlarıyla bir araya gelerek salgındaki durumu ve vaka sayılarının artması sebebiyle yeni önlemlerin alınıp alınmayacağını görüşecek.

Türkiye’nin en büyük sanayi bölgesi olan İkitelli OSB’de yapılan seçim sonrası Mustafa Keskin dönemi başladı. 
 
30 binin üzerinde iş yeri, 300 binin üzerinde çalışanla Türkiye’nin en büyük OSB’si olan İkitelli OSB’de başlayan Mustafa Keskin dönemi İstanbul esnafı arasında sevinçle karşılandı. Eski Başkan Mahmut Mustafa Aydın, görevini Mustafa Keskin’e devretti.
 
İkitelli OSB'de yapılan seçimli Genel Kurul toplantısında, OSB’nin yeni yöneticileri seçildi. Genel Kurulun ardından yapılan ilk yönetim kurulu toplantısında görev dağılımı gerçekleştirildi ve İkitelli'yi yönetecek yeni yönetim ve denetim kurulu üyeleri belirlendi.
 
Başkanlığa seçilen Mustafa Keskin, “Öncelikle İstanbul esnafının güveni beni çok mutlu etmiştir. Esnafımızın en iyi mesleki bilgiyi, en iyi kazancı ve en çok sevinci yaşayacağı bir dönem için hep beraber “Haydi İstanbul - Haydi Esnaflar - Haydi OSB İstanbul diyeceğiz” dedi.
 
Yeni başkan Mustafa Keskin’in Avrupa ülkelerinde özellikle Almanya esnaf kurumları odaları ile olan ilişkilerini devreye sokarak İstanbul esnafının ihracat kabiliyetinin artırılması konusunda çaba göstermesi bekleniyor.
 
İŞTE YENİ YÖNETİM
YÖNETİM KURULU
Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Keskin
Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Selim Us
Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Mehmet Mutlu
Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Vural Koç
Yönetim Kurulu Üyesi Salim Balekoğlu
Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Necmi Uslu
Yönetim Kurulu Üyesi Murat Göl
Yönetim Kurulu Üyesi Ebubekir Aydın
Yönetim Kurulu Üyesi Kazım Özeren
Yönetim Kurulu Üyesi Dursun Uzunhasanoğlu
Yönetim Kurulu Üyesi Sezai Ünlü
 
DENETİM KURULU
Denetim Kurulu Üyesi Yusuf Tokdemir  
Denetim Kurulu Üyesi Mustafa Topcuoğlu
 
İkitelli OSB Yönetim Kurulu Başkanlığına Mustafa Keskin seçilirken, Başkan Vekili Selim Us, Başkan Yardımcısı ise Mehmet Mutlu oldu. OSB’nin sosyal medya hesabında yapılan açıklamada, “Genel Kurulun bölgemize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, bölgemize hizmet etmiş olan tüm başkan, yönetim ve denetim kurulu üyelerine sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz” denildi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), KKTC’li gençlerin kişisel gelişimleri için “KKTC Genç Liderler Programı” düzenliyor. Program kapsamında; liderlik, uluslararası ilişkiler, tarih ve kültür eğitimleri alacak olan gençler, ortak tarihi ve kültürel miraslar ile ülkemizin doğal güzelliklerini yerinde keşfedecek.

 

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden (KKTC) gençleri liderlik eğitimi kapsamında bir araya getiriyor. 5 Eylül 2021 tarihine kadar sürecek olan “KKTC Genç Liderler Programı” kapsamında Kıbrıslı soydaşlar alanında uzman eğitmenlerden; liderlik, uluslararası ilişkiler, tarih ve kültür seminerleri alacak. Program kapsamında KKTC’li gençler ortak tarihi ve kültürel miraslar ile ülkemizin doğal güzelliklerini de düzenlenen gezi program ile yerinde keşfedecek. Program 16 genç katılımcıyla birlikte Ankara gezisi ile başladı. Gençler ilk gün Ankara gezisi kapsamında Ulus'taki birinci ve ikinci meclis binalarını, Etnoğrafya Müzesi’ni ve Anıtkabir’i ziyaret etti. Program sonunda ise katılımcılara sertifikaları verilecek.

 

Der Kreistag hat im Herbst 2021 Richtlinien zur Förderung von Maßnahmen des Natur- und Artenschutzes beschlossen. Unter anderem kommunale Körperschaften deren Zweckverbände aber auch Vereine und Organisationen für Projekte nun eine finanzielle Förderung von bis zu 500 Euro beantragen.
 
Mit der Förderung von Maßnahmen des Natur- und Artenschutzes sowie der Landschaftspflege möchte der Landkreis Würzburg insbesondere die Bayerische Biodiversitätsstrategie aktiv unterstützen und fördern. Dabei sollen folgende Handlungsschwerpunkte mit den Bürgerinnen und Bürgern sowie den Gemeinden vorgelebt und unterstützt werden:
  • Sicherung der Arten- und Sortenvielfalt
  • Erhaltung der Vielfalt der Lebensräume
  • Vermittlung und Vertiefung von Umweltwissen
 
Hierzu gewährt der Landkreis auf freiwilliger Basis und im Rahmen der zur Verfügung stehenden Haushaltsmittel finanzielle Zuwendungen für Maßnahmen.
 
 
Durch die Zuwendungen sollen
  • der Naturhaushalt und das Landschaftsbild nachhaltig gesichert und verbessert,
  • die Lebensräume und Lebensbedingungen heimischer Tier- und Pflanzenarten erhalten, strukturiert und neu geschaffen sowie
  • die Aufnahme, Betreuung und Versorgung von Fundtieren der besonders oder streng geschützten Arten gesichert werden.
 
 
Förderfähige Maßnahmen sind insbesondere
  • der Erhalt und die Entwicklung von Lebensräumen und Standorten heimischer, insbesondere im Bestand gefährdeter Tier- und Pflanzenarten,
  • Neuschaffung von ökologisch wertvollen Strukturen für Insekten und andere Artengruppen, sowohl in der freien Landschaft als auch im Siedlungsbereich,
  • biodiversitätsfördernde Maßnahmen,
  • Maßnahmen zum Schutz und Erhalt von besonders oder streng geschützten Tierarten, insbesondere die Aufnahme und Versorgung von Fundtieren
 
Beispiele dafür wären unter anderem der Erhalt oder die Vermehrung alter und seltener Obstsorten, das Anlegen von Blühflächen, -streifen, Dachbegrünung oder insektenfreundlicher Fassadenbewuchs oder die Umweltbildung in Kitas, Schulen oder Ausbildungsstätten. Finanziell unterstützt würde dabei etwa die Anschaffung von Baumaterial für Insektenhotels, der Kauf von Saatgut oder Setzlingen.
 
 
Zuwendungsempfänger können sein:
  • kommunale Körperschaften und deren Zusammenschlüsse,
  • Landschaftspflegeverbände sowie Vereine und Organisationen, die sich satzungsgemäß dem Naturschutz und der Landschaftspflege widmen,
  • Eigentümer oder Besitzer der für Maßnahmen vorgesehenen Grundstücke und
  • Betreiber von Auffangstationen für besonders-  oder streng geschützte Tierarten.
 
Zuwendungen zu einzelnen Vorhaben werden grundsätzlich als Projektförderung im Wege der Anteilsfinanzierung zu den förderfähigen Ausgaben gewährt. Der Fördersatz im Wege der Anteilsfinanzierung beträgt 90 Prozent, höchstens jedoch 500 Euro pro Projekt.
 
Detaillierte Informationen können den Förderrichtlinien auf der Internetseite des Landkreises Würzburg www.landkreis-wuerzburg.de/naturschutz entnommen werden. Weitergehende Fragen oder die Beantragung der Förderung können an die Untere Naturschutzbehörde im Landratsamt Würzburg per E-Mail an Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! oder telefonisch an Herrn T. Pabst 0931-8003-5460 gerichtet werden.
 
 
 
Bildunterschrift:
 
Kommunale Körperschaften deren Zweckverbände aber auch Vereine und Organisationen können für Projekte des Natur- und Artenschutzes eine finanzielle Förderung von bis zu 500 Euro beantragen. Darunter fallen unter anderem die Schaffung und Sicherung von Lebensräumen etwa mit dem Anlegen von Blühflächen oder der Vermehrung alter und seltener Obstbaumsorten.
Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, Korkut Ata Üniversitesi Rektörlüğü, Osmaniye Belediye Başkanlığı ve Osmaniye İl Özel İdaresi iş birliğinde 5-7 Ocak 2022 tarihlerinde Osmaniye’de “Osmaniye ve Çevresinin İşgalden Kurtuluşunun 100. Yılı” konulu uluslararası bir sempozyum düzenlendi.
5 Ocak 2021 tarihinde saat 10.00’da saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan sempozyum, Korkut Ata Üniversitesi Müzik Bölümü ile Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu tarafından hazırlanan halk oyunları gösterisi ve “Millî Mücadele Türküleri” dinletisiyle devam etti.
 
 
Sempozyumun açış konuşmaları; Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgay UZUN, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Yüksel ÖZGEN, Osmaniye Belediye Başkanı Kadir KARA, 25-26. Dönem MHP Osmaniye Milletvekili Ruhi ERSOY ve Osmaniye Valisi Dr. Erdinç YILMAZ tarafından yapıldı. 
 
Açış konuşmalarının ardından Doç. Dr. Yüksel ÖZGEN’in  başkanlığında, Prof. Dr. Yılmaz KURT ve Dr. Öğr. Üyesi Süleyman HATİPOĞLU’nun konuşmacı olarak katıldığı açılış paneline geçildi.
Aynı gün öğleden sonra bilimsel oturumlar başladı. Eş zamanlı olarak iki salonda gerçekleştirilen toplam 4 oturumda 24 bildiri sunuldu.
 
 
Osmaniye halkı ve Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi öğrencileri tarafından ilgiyle takip edilen sempozyum;  Doç. Dr. Yüksel ÖZGEN, Dr. Ümmü Gülsüm CANDEĞER, Dr. Ebru GÜLER, Prof. Dr. Yılmaz KURT ve Prof. Dr. Turgay UZUN’un katıldığı değerlendirme oturumuyla sona erdi.
Sempozyumun ardından Vali Dr. Erdinç YILMAZ ve  Başkan  Doç. Dr. Yüksel ÖZGEN, Mamure Şehitler Anıtı’nı ziyaret ederek anıta karanfil bıraktı.
 
 
 
Avrupa Denizlililer Derneği tarafından ‘Bir Fidan Bir Hayat’ sloganıyla başlatılan kampanya kapsamında 5 bin fidan toprakla buluştu.
 
‘Bir Fidan Bir Hayat’ kampanyası kapsamında Avrupa Denizlililer Derneği Başkanı Ali İnceören, Denizli Orman Bölge Müdürü Erhan Çetinkaya’yı ziyaret ederek fidan bağışlarını teslim etti.
Denizli Orman Bölge Müdürü tarafından belirlenen Göveçlik ağaçlandırma sahasında Avrupa Denizlililer Derneği adına oluşturulan hatıra ormanında 5 bin fidan gönüllünün katılımıyla toprakla buluştu.
Fidan dikim etkinliğine Avrupa Denizlililer Derneği Başkanı Ali İnceören ile Haytabey Orman İşletme Şefi Onur Tuncay katıldı. Günün anısına Tuncay, başkan İnceören’e “Avrupa Denizlililer Derneği Hatıra Ormanı” sertifikasını takdim etti.
 
 
Göveçlik ağaçlandırma sahasında düzenlenen fidan dikim merasiminde Haytabey Orman İşletme Şefi Tuncay, Avrupa Denizlililer Derneği nezdinde yaptığı katkılardan ötürü başkan İnceören’e teşekkür etti.
2021 yaz ayında çıkan yangında yaklaşık 18 hektar ormanlık alanının zarar gördüğünü belirten Tuncay, alanda yapılan çalışmalar ve fidan dikim ile ormanlık alanın eski haline kavuşturmayı arzu ettiklerini söyledi.
Avrupa Denizlililer Derneği Başkanı Ali İnceören de, kendilerine sağlanan imkandan ötürü Denizli Orman Bölge Müdürü Erhan Çetinkaya ve Haytabey Orman İşletme Şefi Onur Tuncay’a teşekkür etti.
 
 
 
İnceören şöyle devam etti: “Yanan yemyeşil alanın siyah örtü ile kaplandığını görmekten büyük üzüntü duydum. En kısa zamanda eski haline gelmesini arzu ediyoruz. Avrupa Denizlililer Derneği olarak yaşanan orman felaketinin ardından bir kampanya başlattık. Kampanyamıza sırf Denizlili hemşehrilerimiz değil Avrupa’da yaşayan insanlarımız da katkı sundu. Kampanya kapsamında topladığımız meblağı Denizli Orman Bölge Müdürlüğümüze teslim ettik. Müdürlüğümüzün belirlediği Göveçlik ağaçlandırma sahasında Avrupa Denizlililer Derneği adına gönüllü kardeşlerimizle birlikte fidan dikimini gerçekleştirdik. Bu kampanyalarımız devam edecektir. Tekrar katkıda bulunan kardeşlerime teşekkür ediyorum.”
 
 
 
 
 
 
 
 

Komediseverleri sinema salonlarına çekmeyi hedefleyen "Nalan" filmi, 7 Ocak'ta izleyiciyle buluşacak. Filmin yapımcısı Ertuğrul Fındık (fotoğrafta) AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

- Filmin başrollerini Açelya Topaloğlu, Sergen Deveci, Bülent Alkış, Bahtiyar Engin, Berna Koraltürk, Birsen Dürülü, Taha Ünal ile Hünkar Nihal Konar paylaşıyor
İSTANBUL (AA) - HİLAL UŞTUK - Komediseverleri sinema salonlarına çekmeyi hedefleyen "Nalan" filmi, 7 Ocak'ta izleyiciyle buluşacak.

 

 

Yönetmen ve senarist Fatih Mutlu, yapımcı Ertuğrul Fındık ve başrol oyuncuları Açelya Topaloğlu ile Sergen Deveci, filmin hikayesini ve çekim aşamalarını AA muhabirine anlattı.

Televizyonda gündüz kuşağında yayınlanan kadın programlarını çok uzun süre takip ettiğini dile getiren Fatih Mutlu, ardından bu filmin ortaya çıktığını söyleyerek, şöyle devam etti:

" 'İçimde biriktirdiğim bir şeyler var bununla ilgili, henüz farkında değilim. Bu karakterin üstüne gidersem, bir şeyler olacak galiba' dedim. Ortaya bu film hacminde bir şey çıktı. Demek ki gerçekten önemsediğim, üstünde durduğum, burada altını çizmem gereken şeyler var dediğim bir konuymuş. Böylece gündüz kuşağında bir karakterin hikayesini anlattığımız bir film çıktı ortaya."

Mutlu, çekimlerin İstanbul'un farklı mekanlarında gerçekleştiğini dile getirerek, "İstanbul'un bir ucundan bir ucuna, çok farklı mekanlarda çektik. Nalan'ın İstanbul filmi olduğunu ifade edebilirim. Sadece bunu görsel olarak söylemiyorum. Hikayenin olduğu mekanlar ve karakterlerle kurduğumuz bağ anlamında da söylüyorum." dedi.

Çekimlerin 3 hafta sürdüğünü sözlerine ekleyen Mutlu, "Normalde, filmin hacmine göre çok yoğun bir tempo aslında 3 hafta. Fakat çok yoğun provalar yaptık, sete çıkmadan önce. Oyuncu arkadaşlarımız sağ olsun, hepsi provalara çok yoğun katılım gösterdi. Hepsi çok ilgiliydiler. İlk filmini çeken bir yönetmenin kendini tedirgin hissedeceği alanların hepsini bu sayede aştım." ifadelerini kullandı.

 

 

- "İçerik eksikliği var"

Yapımcı Ertuğrul Fındık, Nalan'ın salgın sürecinden sonra ortaya çıkan 3-4 komedi filminden biri olduğunu aktararak, "Diğer arkadaşların filmleri de çok değerli. Nalan'ın farkı, biz farklı bir film çektik. Hem yapım hem içerik tarafında farklı özellikleri olan bir film. 7 Ocak'ta seyircimizle buluşacağız. Klasik, alışılagelmiş komedi türünden biraz daha farklı. Daha ziyade Kore usulü romantik komedi dediğimiz, yani komedi başlayıp, dram olarak devam eden bir film. Bu anlamda da özellikle çok geniş bir kitle tarafından ilgiyle izleneceğinden eminiz." değerlendirmesini yaptı.

Alışılmış kalıpların dışında bir iş yaptıklarının altını çizen Fındık, "Başı ve sonunu bir kitap gibi kapattığınızı düşünürseniz, film bir simetri arz eder. Bütün planlar simetri içinde çekildi. Nalan 'ters konuşma' hikayesi. Biz de seyirciye bunu göstermek için bilmeceler bulmacalar koyduk içerikte." dedi.

Fındık, sinema seyircisinin yeniden sinema salonlarına gittiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

"İçerik eksikliği var. Dolayısıyla bu içeriği hızla yapımcıların oluşturması lazım. Biz de bir filmimizle buna katkıda bulunuyoruz ama yeni içerikler de oluşturacak filmler çekeceğiz. Bu yıl yeni filmlere de imza atacağız. Zaten bu filmin gösteriminin hemen ardından diğer filmin ön hazırlığı başlıyor. Sürekli içerik üretmek gerekiyor. Seyirci, dijital platformların çok çeşitliliği illüzyonu içerisinde, kendisini sinema disiplini içinde bulmayı çok özledi diye düşünüyoruz. Çok fazla seçenek olduğu için, 'Sinemaya gidilir mi?' gibi bir düşünce yok. Bilakis o disiplin, seyircinin aradığı bir şey."

- "Farklı bir matematiği olan bir senaryoydu"

Oyuncu Açelya Topaloğlu da Nalan'ın sabah programı sunucusu olduğunu belirterek, "2 yıl aradan sonra ilk canlı yayınında, bir travmasının tetiklenmesiyle, afazi rahatsızlığına yakalanıyor. Bu, soru sorulduğunda, düşündüğünün tersini söyleme rahatsızlığı. İşin kötü yanı, bunu yapan kişi kendini duymadığı için, durumun böyle olduğunu bilmiyor. Film bunun üstüne başlıyor." ifadelerini kullandı.

Senaryoyu ilk okuduğunda çok heyecanlandığını dile getiren Topaloğlu, "Çünkü değişik bir hikayesi, farklı bir matematiği olan bir senaryoydu. O heyecanın üstüne tanışmaya gittik ve onların da çok heyecanlı olduğunu gördüm. Aslında bir yerden sonra kolektif bir iş olmaya başladı." diye konuştu.

Genç oyuncu, çekimlerde çok keyifli ve zaman zaman zorlandığı sahneler olduğunun altını çizerek, "3 Haftada çektik bitirdik ama öncesinde bir buçuk aylık ön çalışma süreci vardı. O süreçte tabii hem sahnelere daha rahat adapte olduk, hem partnerim sevgili Sergen Deveci ve diğer sahne arkadaşlarımızla biraz daha çabuk kaynaştığımız için set daha güzel aktı, daha keyifli geçti." dedi.

Nalan karakterinin, filmdeki diğer rol arkadaşlarıyla güçlendiğini sözlerine ekleyen Topaloğlu, "Çünkü ben bu işte gerçekten çok alışılan bir komedi tarzında, Açelya'dan beklenen bir tarzda oynamadım. Bunun için de gayret gösterdim sevgili yönetmeniz sayesinde ama asıl mevzu, asıl komedi, diğer sahne arkadaşlarımla oldu." ifadelerini kullandı.

Topaloğlu, güldürmenin zorluğuna da değinerek, "Sanırım o bir kas gibi oluyor. O kası çalıştırıp, seyirciyi de anlamaya başladığınızda işler biraz daha rahat oluyor ama evet güldürmek bence de zor. Biz eğer bunu başarabiliyorsak ne mutlu bize." dedi.

- "Güzel bir kadın hikayesi"

Sergen Deveci ise yapıma ilişkin şunları aktardı:

"Voleybol takımı gibi düşünürsek, ben buradaki pasörüm. Çok güzel bir kadın hikayesi. Bir kadının yaşadığı travmatik durum diye özetliyorum. Yani hastalık veya yaşadığı bir sorun gibi düşünülebilir ama bir kadının bir yolculuğu var ve ben ona eşlik edip, onun olayını seyirciye anlattığı tarafım belki de. O yüzden, hikaye gereği, benim sorumluluğum biraz daha rahattı. Açelya'nın bir yükü vardı ve o yükü taşırken, elimden geldiğince, partner diyemem belki ama yardımcı olarak ona eşlik etmem gerekiyordu. Bence güzel bir arkadaşlık, güzel bir süreç, güzel bir çalışma ortamı ve set oldu. Günün sonunda güzel bir şey ortaya çıktı. Ben de merak ediyor, izlemek istiyorum."

Çekim süreciyle ilgili olarak da Deveci, "Herkes söylüyor ya; 'Çok eğlenceliydi, çok güldük. Umarım siz de gülersiniz.' diye. Tabii ki herkesin neye güldüğünü tam olarak bilemiyoruz. Herkesin çok güldüğü şey, belki bizim çok gülmediğimiz bir şey olabilir. Ama bizim arkadaşlık ortamımızda güzel, üst düzey bir şaka seviyesi vardı. Birbirimizi anladığımız bir set ortamıydı. Hiç sorun yaşamadık. Bu çok önemliydi bence." diye konuştu.

Deveci, oyuncuların set dışında birlikte zaman geçirmesinin zor olduğunu ancak Nalan'ın ekibinin bunu sağladığını vurgulayarak, "Gerçekten hiçbir şey olmasa bile güzel bir arkadaşlık kaldı elimizde. Umarım güzel de bir iş olur. Hatırası kalır. Bu arkadaşlık, güzel bir işle taçlanır diye umut ediyoruz." dedi.

Güldürmenin zor olmadığını savunan Deveci, sözlenini şöyle tamamladı:

"O matematiği bilmek gerekiyor. Komedi aslında repliklerle de mümkün ama bazı sahnelerde replikler ya da insan performansı, oyuncu performansıyla olmadığını bilirsek, durumları komik tasarlarsak oyuncunun işi daha kolay olur. Hani bazı doğrular vardır. Bu komik değil, bu komik, dediğimiz durumlar var. Komik değil dediğimiz yere tutunmaktan ziyade, komik olan yeri biraz daha geliştirirsek, bence çok zor değil komedi. Çok iyi komedi yaptığımı söylemiyorum ama bence komedi o kadar da zor değil. Eğer durumu komik yaratırsak zaten geri kalan her şey komik oluyor bence."

Filmde, Bülent Alkış, Bahtiyar Engin, Berna Koraltürk, Birsen Dürülü, Taha Ünal ile Hünkar Nihal Konar da rol aldı.