Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Almanya'nın federal devlet, eyaletler ve belediyelerini kapsayan bütçe açığı, 2020 yılı Ocak-Eylül döneminde 157,1 milyar avro oldu.
 
Almanya Federal İstatistik Ofisi'nin (Destatis), açıkladığı verilere göre ülkenin kamu gelirleri, 2020'nin ilk 9 ayında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4,3 azalarak 1 trilyon 74,4 milyar avro, giderleri yüzde 11,6 artışla 1 trilyon 231,5 milyar avro olarak kaydedildi.
 
Böylece federal devlet, eyaletler ve belediyeleri kapsayan bütçe açığı geçen yılın ilk 9 ayında 157,1 milyar avro olarak gerçekleşti. 2018 ve 2019'un aynı dönemlerinde sırasıyla 32,1 milyar avro ve 18,8 milyar avro bütçe fazlası verilmişti. Bütçede en son açık 2016'da 0,1 milyar avro olarak kayıtlara geçmişti.

Bütçe açığının yüksek olmasına, azalan gelirlerle birlikte yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kriziyle mücadeleye yönelik yüksek harcamalar kaynaklık etti.
Essen Yeşiller Partisi İl Başkanı Gönül Eğlence‘nin babası Ali Eğlence Kovid 19 salgınına yenik düştü.
 
1964 yılında Almanya‘ya gelen Ali Eğlence, emekli olduktan sonra İzmir ve Detmold‘da yaşıyordu. 4 yıl önce eşi İsmiye Eğlence‘yi kanserden kaybeden Ali Eğlence İzmir‘de defnedilecek.
 
YAŞLILARIMIZI KOVİD 19’DAN KORUYALIM
Önce annesini sonra da babasını kaybettiği için çok üzgün olduğunu söyleyen Gönül Eğlence, „Yaşlılarımızı Kovid 19 salgınından korumalıyız. Çünkü; onların yorgun vücutları bu virüsü taşıyamıyor.“ dedi.
İngiltere ekibi Arsenal'dan ayrılması beklenen Mesut Özil, "Futbolculuk kariyerime son vermeden önce Türkiye ve ABD'de forma giymek istiyorum. Türkiye'ye gitmem söz konusu olursa sadece Fenerbahçe'ye giderim" dedi.
İngiltere ekibi Arsenal'dan ayrılması beklenen Mesut Özil, Türkiye'ye transfer olduğu takdirde sadece Fenerbahçe forması giyeceğini açıkladı.

Twitter üzerinden takipçilerinin sorularını yanıtlayan Mesut Özil, "Futbolculuk kariyerime son vermeden önce Türkiye ve ABD'de forma giymek istiyorum. Türkiye'ye gitmem söz konusu olursa sadece Fenerbahçe'ye giderim." ifadelerini kullandı.

Almanya'daki her Türk taraftarın ülkesinden bir takımı destekleyerek büyüdüğünü kaydeden Mesut, "Almanya'da Fenerbahçe taraftarı olarak büyüdüm. Fenerbahçe, İspanya'daki Real Madrid gibi, Türkiye'nin en büyük kulübü." şeklinde görüş belirtti.

Son günlerde Fenerbahçe'ye imza atabileceği öne sürülen Mesut, İstanbul'da en sevdiği yerin neresi olduğuna yönelik soruya "Kadıköy" cevabını verdi.

Sarı-lacivertlilerin eski oyuncusu Rıdvan Dilmen'in en beğendiği Türk futbolcu olduğunu aktaran Mesut Özil, küçüklüğünde Nijeryalı Jay Jay Okocha'nın 10 numaralı Fenerbahçe formasını giydiğini de ifade etti.

Kariyerine başladığı Almanya'nın Schalke 04 takımında sezonun kalanında forma giymeyi düşünüp düşünmediği sorusuna olumsuz yanıt veren 32 yaşındaki orta saha oyuncusu, "Schalke 04'e her zaman sempatiyle bakıyorum ama oraya transfer olmak şu an benim için bir opsiyon değil. Onlar için en iyisini diliyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Arsenal'da oynamaktan zevk aldığını kaydeden Mesut Özil, "Şu ana kadar birçok iniş çıkış yaşasam da Arsenal'a transfer olmaktan asla pişmanlık duymadım. Geçen yıl koronavirüs nedeniyle lige verilen araya kadar oynadığım son birkaç maç, benim için iyi geçmişti. Her şey pozitif ilerliyordu ama aradan sonra maalesef durumlar değişti." yorumunu yaptı.
Pristina als neues Ziel im Flugplan...
 
Mit Pristina ist ein weiteres Ziel in Südosteuropa ab Nürnberg erreichbar. Die kosovarische Hauptstadt wird ab 2. April von der bulgarischen Fluggesellschaft GP Aviation zweimal wöchentlich mit einer Boeing 737-400 angesteuert. Interessanter Fakt: Die Fluggäste werden vom Inhaber und Geschäftsführer, dem Schweizer Ganesh Piga, teilweise höchstpersönlich nach Kosovo und zurück geflogen. 
 
Die neue Direktverbindung ist gerade für die kosovarische Community in der Metropolregion interessant, die diese für gegenseitige Besuche von Familien, Freunden und Verwandten nutzen werden. In Bayern leben rund 45.600 Menschen mit kosovarischer Nationalität, allein in der Stadt Nürnberg über 2.300. Ebenso ist die AWO Nürnberg seit Januar 2007 im Kosovo aktiv, seit März 2009 sogar mit einem eigenen Büro in Pristina. Dort werden rückkehrende Familien aus Deutschland im Rahmen des Reintegrationsprojekts unterstützt.
 
Auch für Individualtouristen hat Pristina einiges zu bieten: die Nationalbibliothek „Pjetër Bogdani“ mit ihren 99 Kuppeln und ihrer einzigartigen Architektur sowie das Illusium, ein Museum der Illusionen. 
Mit Pristina hält die 15. europäische Hauptstadt Einzug in den Flugplan des Albrecht Dürer Airport Nürnberg. Damit treibt der Flughafen den Ausbau des Streckennetzes nach Osteuropa weiter voran. Neben GP Aviation fliegen im Sommer drei weitere Airlines insgesamt zu fünf Zielen (Banja Luka, Belgrad, Skopje, Tuzla und jetzt auch Pristina) auf den Balkan. Somit ist nun das stärkste Osteuropa-Flugangebot verfügbar, das es ab Nürnberg je gab. 
 
GP Aviation ist in Südosteuropa keine Unbekannte: Letztes Jahr transportierte die Airline insgesamt über 170.000 Passagiere von und nach Pristina. Tickets sind unter www.prishtinaticket.net ab 90 Euro pro Person zu haben.
Zu den Beschlüssen der MPK am Mittwoch erklärt Hans Peter Wollseifer, Präsident des Zentralverbandes des Deutschen Handwerks (ZDH):
 
Gut, dass Bund und Länder mit ihren Beschlüssen der veränderten Pandemielage Rechnung tragen und sich darauf verständigt haben, bundesweit möglichst einheitlich und in kontrollierten Schritten die geltenden Infektionsschutzmaßnahmen zurückzunehmen. Unseren Betrieben verschafft dieser Dreischritt der Öffnungen und der dann wegfallenden Einschränkungen die so wichtige Planbarkeit, die sie für ihre Geschäftstätigkeit brauchen. Eine solche verlässliche Exit-Perspektive ist gerade für die Gewerke von essentieller Bedeutung, für die überproportional viele Einschränkungen und Corona-Auflagen gelten und galten - wie etwa die Lebensmittelgewerke und das Kfz-Gewerk. Umso unverständlicher ist, dass die stark eingeschränkten personennahen Dienstleistungsgewerke wie Friseure und Kosmetiker in diesem Öffnungskonzept nicht berücksichtigt werden. 
 
Ausdrücklich unterstützen wir den Ansatz von Bund und Ländern, an die Eigenverantwortung der Bürgerinnen und Bürger zu appellieren und für die weitgehenden Öffnungen auf verantwortungsvolles Verhalten zu setzen, gerade auch im geschäftlichen und gesellschaftlichen Bereich. Unsere Betriebe und ihre Beschäftigten verdienen dieses Vertrauen, setzen sie doch seit langem die erforderlichen hygienischen Auflagen um und zeigt die Handwerkerschaft überproportional hohe Impfbereitschaft.  Unsere jüngste Corona-Sonderumfrage hat ergeben, dass bereits mehr als 70 Prozent der Belegschaften in unseren Betrieben geboostert sind – ein im Vergleich zur Gesamtbevölkerung überproportional hoher Anteil. Die übergroße Mehrheit der Handwerkerinnen und Handwerker hat mit ihrer Impfung ihren Beitrag dazu geleistet, endlich aus dieser Pandemie herauszukommen. Das zeigt einmal mehr: Das Handwerk versteht sich eben nicht allein als Wirtschaftsgruppe, sondern immer auch als eine Gesellschaftsgruppe, die sich ihrer gesamtgesellschaftlichen Verantwortung bewusst ist und sich auch so verhält.
 
Richtigerweise treffen Bund und Länder schon jetzt Vorkehrungen, um im Herbst und Winter auf möglicherweise wieder aufbrandende Infektionswellen vorbereitet zu sein und auf diese Weise Einschränkungen für Gesellschaft und Wirtschaft vermeiden zu können. Erneute Restriktionen würden zahlreiche Betriebe der besonders betroffenen Gewerke vermutlich nicht ein weiteres Mal überstehen können. Vor diesem Hintergrund gilt es, unsere Betriebe möglichst resilient gegenüber weiteren Infektionswellen zu machen. Für die von bisherigen Beschränkungen besonders betroffenen Betriebe werden dafür weitere unterstützende Hilfen notwendig sein. Richtigerweise tragen Bund und Länder dem Rechnung, indem sie die Überbrückungshilfe IV bis Ende Juni 2022, parallel dazu auch die ergänzenden Programme Neustart- und Härtefallhilfen sowie das Kurzarbeitergeld verlängern. 
 

Dass Bund und Länder weiter auf eine Forcierung des Impffortschritts und ein Schließen der Impflücken dringen, unterstützt das Handwerk ausdrücklich. Ich wiederhole daher meinen Appell an alle, die sich immer noch nicht haben impfen lassen: Damit wir alle wieder uneingeschränkt arbeiten und ausbilden können, lassen Sie sich impfen und boostern! Mit ihrer individuellen Impfung schützen Sie sich, vor allem aber auch ihren Betrieb, Arbeits- und Ausbildungsplatz!

 

Hans Peter Wollseifer, Präsident des Zentralverbands des Deutschen Handwerks

Kazalar ve talepler hakkında bilinmesi gerekenler...

Sevgili okuyucular, Birçok müşterim özel durumlarda ilk olarak bir avukata ya da bana danışıyor. Son dönemlerde gelen bazı soruları derleyip, sizinle paylaşmak istiyorum. Umarım faydalı olur.

 

Arabamda bir hasar farkettim ama nasıl oldu, kim yaptı bilmiyorum, ne yapmalıyım?

Ilk olarak olay yerinin ve hasarın resmini çekip, belgeleyin. Bir sonraki aşamada etrafta kamera var mi, tanık olabilecek birisi (dükkan sahipleri, komşular vs.) bakın. Sizin ilk etapta yapabileceğiniz bu kadar. Bir sonraki adımda polisi arayın. İster olay yerinde, isterlerse daha sonra polis merkezinde ifade vermeniz ve polisin suçluyu arayabilmesi için bilgilerinizi alması gerekecek. En geç burada, hasarın maddi açıdan ne kadar büyük olduğu sorulacak. Bir Gutachter den alabileceğiniz Kostenvoranschlag, bu konuda size yardımcı olacaktır. Bu aşamadan sonra iş artık poliste ve suçlunun bulunmasında.

 

Siz arabayı görmeden, resimleri göndersem Hasar tespiti yapabilir misiniz?

Hayır. Hasar Tespiti için mutlaka ve mutlaka aracı görmemiz gerekir. Bunu yapan bizim adımıza bir üçüncü şahıs da olamaz, bizzat Eksper ekibinden birisi gelip görmesi lazım.

 

Oluşan hasarı tamir ettirmek istiyorum. Gene de bir exper raporu yaptırmak zorunda miyim?

Zorunda olmasanızda, bu sizin faydanıza olur. Elbet de tamir sizin hakkınız ve tamir masrafınız karşılanacak, ama eksper raporunda tamir masrafı dışında oluşan hasarlarınızı da belgeleyip karşı tarafın sigortasından talep edebilirsiniz.

 

Oldtimer-, Youngtimer Wertgutachten nedir ve yapabiliyor musunuz?

Oldtimer (en az 30 yıl önce üretilmiş bir araç), Youngtimer (en az 15-20 yıl önce üretilmiş bir araç) alırsanız sigorta sizden bir Wertgutachten isteyecektir. Bu Wertgutachten arabanızın değerini belirler ve olası bir kaza/ çalınma durumunda bir referans olarak kullanılır. Size bu konuda yardımcı olabiliriz.

 

Eksper Raporunu hazırlamak için aracı nerede görmeniz gerekiyor?

Özel ekipmanımız sayesinde hasarı her yerde kayıt altına alabiliyoruz. Arabanız nerede ise, biz oraya gelip rapora başlayabiliriz.

 

Kazaya sebebiyet veren taraf Almanya dışından, gene de masraflarım karşılanır mi?

İşimiz biraz daha zorlaşır ve süreç uzar, ama evet. Haklarınız aynı kalır. Yeşil Kart (= Grüne Karte) nasıl sizi Yurt dışında korur ise, yurt dışından gelen de bu kart ile korunulur.

 

Kazaya sebebiyet veren taraf kendi eksperini göndermek istiyor. Kabul etmeli miyim?

Elbet de hayır. Hasar sizin aracınızda, karşı tarafın görevi sadece onu gidermek. Siz istediğiniz eksperi çağırabilirsiniz.

İnsanlık tarihinin en çok savaşlarının olduğu Avrupa Kıtası korku ve stres içinde. İnanç bağlamlında tamamına yakını Hristiyan olan Avrupa dil, mezhep veya ideolojilere göre değerlendirildiğinde toplam 64 ülkden oluşuyor. Bunların 50'si bağımsız, 8'i bağımlı, 6'sı tanınmamış devlettir. 14 ülkenin adaları vardır, 19'unun iç denizlerle kıyısı, 32'sinin de denizler ve okyanuslarla geniş kıyıları vardır. Aslırlarca kendi ismi ile var olan milletler günümüzde başat ülke olarak varlığını sürdürse de ihtiyar kıtada istediği gibi top ülkenin Rusya olduğu bir gerçek. Avrupa’nın geri kalanı kendilerine NATO güvenlik şemsiyei altında sığınsalar da biz Almanya’nın korkusuna günümüz perspektifinden yaklaşmak istiyoruz.

Rusya – Ukrayna krizi ile yatıp kalktık son 3 aydır. Özellikle Orta Avrupa’da yaşayan bizlere öyle bir stres yapıldıki bazı akşamlar acaba şu süper güce bu süper güç ne diyecek / demiş diye bekledik. Yani onların ağız dalaşına bayen dakikalarca seyirci kaldık. Birbirlerini uzun menzilli füzeler ile tehdit etmeye kadar varan ölçüsüz açıklamaların sahipleri insanlığa yoğun bir stres yaşattılar. Diplomasiye son bir fırsat verelim diyen Ruslar bu sitres korkusunun azalmasının önünü açınca Amerika dünden kabul etti.

Bu dönemde iki süper güç ABD ve Rusya’ya ekonomik, askeri ve enerji bağımlılığı olan Almanya siyasi sürecin evrileceği yönü en üst düzeyde yakından takip etti. Yeni kurulan Scholz hükümetinin genç dışişleri bakanı Annalena Baerbock Ukrayna krizini kucağında bulsa da ülkenin uluslararası ilişkilerine yön veren bir numara olarak meseleyi ciddiyetle takip etti. Başbakan Olaf Scholz‘un Kiev ve Moskova ziyaretleri sonucu kısmen düşen savaş korkusunun arkasındaki durumu bir incelemek için Almanya’nın enerji bağımlılığını daha iyi anlamak adına büyük önem arzetmektedir.

Malum mevsim kış ve krizin ne kadar süreceği de belirsiz. Almanya’nın gaz depolama tesislerinin doluluk oranı her yıl kasım aylarında %90'a ulaşırken, 2021 kasım ayı ortalarında enerji piyasalarındaki kriz nedeniyle bu oran %77 seviyelerinde kaldı. Rusya'nın Ukrayna'yı olası işgaline ilişkin endişeler enerji kaynakları üzerinde ciddi anlamda baskı oluştururken, Şubat 2022 itibari ile Almanya'da gaz depolama tesislerinin doluluk oranı %33 ile tarihindeki en düşük seviyesine indi.

Almanya’nın uzun yıllardan beri gaz tedariki için bağımlı olduğu ülkenin Rusya olması ise dış politikası üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktadır. Bir NATO ülkesi olan Almanya deyim yerinde ise sakal ile bıyık arasında kalmış durumda. Ukrayna-Rusya krizinin çözülmesini bu iki ülke kadar Almanya istiyor desek ülkenin durumunu anlatmış oluruz. olur.

Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı verilerine göre, 7 gün boyunca aşırı soğuklara dayanmak için tesislerde doluluk oranının kritik seviye olan %40'ta olması çok önemlidir. Bu kapsamda, bakanlık doğal gazda arz güvenliği için çalışmalarını artırdı. Alman basınında yer alan bazı haberlere göre, Uniper SE, RWE AG ve Gazprom PJSC gibi enerji şirketlerinin depolarında yeterli miktarda doğal gaz bulundurmasının zorunlu olacağı bir düzenleme üzerinde çalışılıyor. Enerji piyasası için önem arzeden bu konuda, Köln Üniversitesi Enerji Ekonomisi Enstitüsünün bakanlık adına bir taslak üzerinde çalıştığı belirtiliyor. Ülkede 47 yer altı gaz depolama tesisi bulunuyor.

Almanya Gaz Depolama Girişimi verilerine göre, ülkede 25 şirket tarafından işletilen yer altı gaz depolama tesislerindeki doluluk oranı çok önemli. Bu tesislerin toplam kapasitesi yaklaşık 25 milyar metreküp seviyesinde. Doğal gaz ihtiyacının yarıdan fazlasını Rusya'dan karşılayan Almanya'nın, gazda yaşadığı stok düşüşünün yanı sıra fiyat dalgalanmaları ve jeopolitik gerilimlerle savunmasız hale gelmesi Rusya'ya olan bağımlılığının tekrar gündeme gelmesine yol açtı. Ülkenin bu alandaki ihtiyacı bir yerden tedarik edilmek zorunda.

Uzmanlar, Rusya-Ukrayna krizinin derinleşmesinin AB ve özellikle Almanya için enerjide olumsuz sonuçları olabileceğine aylar öncesinden işaret etmeye başladılar. LNG'nin Rus doğal gazını ikame etmesinin mümkün olmadığı belirtilirken, doğal gazın Almanya'nın enerji tüketimindeki payı ise %32 olarak hesaplanıyor. Ukrayna’da savaşı kimse istemiyor ama, bu soğuk günlerde kriz çözülürse insanlık rahatlayacak.

Türk yemeklerine olan ilgilisi ile tanınan Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder sıkça ugradığı mekanlardan biri olan Mevlana Restautrant’ta hem Anadolu mutfağının nefis lezzetini tadıyor, hem de sosyal medyadan paylaşarak Türk-Alman damak tadının entegrasyonuna dolaylı olarak katkıda bulunuyor.
 
60. yılını kutladığımız Türk Göçü Almanya’da büyük değişime yol açarken ülkenin en önemli siyasetçilerini bile Anadolu’nun nefis lezzetlerinin bağımlısı haline getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Binbir lezzete sahip mutfak kültürümüz, güleryüzlü servisimiz ve olmazsa olmazların başında gelen hijyenik ortama dikkatimiz Alman Toplumu arasında büyük takdir topluyor. Ülkenin önde gelen çeşitli alanlardaki önemli şahsiyetlerinin sosyal medyada “Bu gün Türk restaurastında lezzetli bir yemek yedik” demesi hem Türk Mutfağının Almanya’da vazgeçilemez konuma geldiğini gösteriyor. Hemde ülkemizin daha iyi tanınmasını sağlıyor.
 
 
 
 
 
Geçtiğimiz hafta sonu Mevlana Restaurant‘ta öğle yemeği yiyen Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder’in restauranttan ayrılmasının hemen akabinde sosyal medya hesabından Mevlana Restaurant’ın tabağındaki yemek resmini paylaşarak“In meinem türkischen Lieblingsrestaurant in Nürnberg…“ şeklindeki paylaşımı Türkler arasında bir sevinç rüzgarı estirerek bir anda yüzlerce beğeni aldı.
 
 
Mevlana Restaurant adlı mekanın sahibi  Almet Can ise yaptığı açıklamada, “Başbakanımızın Türk yemeklerine olan ilgisinin uzun yıllardır farkındayız. Entegrasyona giden yolun mideden geçtiğini hepimiz biliyoruz. Türklerin ve Almanların sosyo-kültürel anlamda yakınlaşmasına damak tadı lezzetimiz ile katkıda bulunmaktan mutluluk duyuyoruz.” şeklinde konuştu.
 
 

 

Gründerzentren bieten jungen Unternehmen ein optimales Umfeld für eine bestmögliche Entwicklung. Mieten weit unterhalb des Mietspiegels, Netzwerke und Beratung: So sollen aus zarten Startup-Pflänzchen erfolgreiche Unternehmen werden, die wiederum idealerweise zum wirtschaftlichen Wachstum ihrer Region beitragen. Das Innovations- und Gründerzentrum (IGZ) Würzburg als größtes Gründerzentrum Unterfrankens erfüllt diese Funktion erfolgreich seit nunmehr 20 Jahren.
 
Und nicht nur die Stadt selbst, sondern auch der Landkreis Würzburg profitiert von den Aktivitäten des Zentrums. So sind in den letzten 15 Jahren fünf ehemalige Mieter mit ihren Unternehmen in den Landkreis gezogen. Zuletzt war dies die regiogate GmbH. Das IT- und Kommunikations-Unternehmen verlagerte seinen Firmensitz im Oktober 2021 vom IGZ Würzburg nach Unterpleichfeld.
 
Grund genug für Landrat Thomas Eberth sich selbst vom erfolgreichen Zusammenspiel von IGZ, Unternehmen und Landkreisgemeinde zu überzeugen. Eberth stattete regiogate gemeinsam mit dem Leiter der Kreisentwicklung Michael Dröse und dem Fachbereichsleiter Wirtschaft, Wissenschaft und Standortmarketing der Stadt Würzburg und Geschäftsführer des IGZ Klaus Walther einen Besuch ab.
 
 
Erfolge des IGZ weit über die Grenzen der Region Würzburg hinaus
 
Die regiogate GmbH gestaltet und realisiert Kommunikationsmedien. Seit inzwischen mehr als 20 Jahren liefert das Unternehmen Konzepte und die Umsetzung von Internetportalen für Kommunen und Unternehmen, E-Commerce, Online-Shops und Netzwerkadministration. Zu den Kunden gehören unter anderem das Kommunalunternehmen des Landkreises Würzburg (KU), der Bezirk Unterfranken aber auch Unternehmen in Berlin und Frankfurt. Die beiden Geschäftsführer Ralph Seeberger und Uwe Einspanier haben sich bei einem gemeinsamen früheren Arbeitgeber kennengelernt und schließlich den Schritt in die Selbstständigkeit geplant.
 
Heute beschäftigen sie mehr als 20 Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter. Zusätzlich zu ihrem Kerngeschäft haben sie inzwischen auch expandiert: Seit 2013 betreiben sie einen Online-Shop für Frankenweine – und sind mit ihrem Sortiment von verschiedenen Direktvermarktern der Region zu einem der größten Weinhändler Deutschlands in diesem Segment geworden. Erfolge, die neben den Fähigkeiten der Gründer und ihrer Beschäftigten auch durch die Unterstützung des IGZ ermöglicht wurden.
 
 
Steuereinnahmen und mehrere Hundert Arbeitsplätze
 
„Das IGZ ist zwar originär in der Stadt Würzburg angesiedelt“, sagt Landrat Thomas Eberth, „aber es bietet auch viele Chancen für den Landkreis.“ Bislang siedelten sich 13 Unternehmen nach ihrem Auszug aus dem IGZ in der Region Würzburg an, neun davon im Stadtgebiet. Nach analife Data Science UG (Waldbrunn), Emfret Analytics GmbH & Co. KG (Eibelstadt), NCD (OQM) Christoph Schalk (Rottendorf) sowie Time to market GmbH (Höchberg) ist mit regiogate nun das fünfte Unternehmen in den Landkreis umgezogen. Das bedeutet nicht nur Steuereinnahmen für die Stadt und die Landkreisgemeinden, sondern auch eine Vielzahl von Ausbildungs- und Arbeitsplätzen. „Damit wird die gesamte Region gestärkt und zukunftsfähig aufgestellt“, ist sich Landrat Eberth sicher.
 
Betrieben wird das IGZ seit 2002 von der BioMed/ZmK Betriebsgesellschaft, hinter der Stadt und der Landkreis Würzburg sowie die Industrie- und Handelskammer Würzburg-Schweinfurt und die Sparkasse Mainfranken Würzburg als Gesellschafter stehen. Und seitdem wurden einige Erfolgsgeschichten geschrieben: Die Unternehmen, die sich ins IGZ einmieteten, beschäftigten in den 20 Jahren mehr als 680 Personen, derzeit sind es insgesamt rund 270. Das Angebot scheint eben anzukommen. „Räume, Ausstattung und die Anbindung an Internet und zwischenmenschliche Netzwerke sind hier sehr gut. Wir würden uns jederzeit wieder ins IGZ einmieten“, betont regiogate-Geschäftsführer Ralph Seeberger.
 
 
Mehr als nur günstige Mieten und schnelles Internet
 
Doch das IGZ bietet Gründerinnen und Gründern nicht nur günstig Räume und Infrastruktur. Ein nicht unwichtiger Teil der Unterstützung besteht außerdem in einem umfassenden Beratungsangebot – auch für Unternehmer, die keine Räume im Gründerzentrum anmieten. Die Headmade Materials GmbH etwa entwickelt Materialien und Verfahren für den metallischen 3D-Druck von Serienbauteilen. Während dessen Gründung im Jahr 2019 am Süddeutschen Kunststoffzentrum (SKZ) in Würzburg begleitete das IGZ das Unternehmen seit seiner Vorgründungsphase mit Beratungen und dem passenden Netzwerk. Auch hier profitierte letztlich die gesamte Region: Nach erfolgreich abgeschlossener Finanzierungsrunde in Höhe von 1,9 Millionen Euro zog auch Headmade Materials im Sommer 2020 in den Landkreis Würzburg um – ebenfalls nach Unterpleichfeld.
 
Überstürzen muss einen solchen Umzug jedoch niemand. Unternehmen können wie regiogate durchaus viele Jahre von den Strukturen profitieren. „Wir werfen hier natürlich niemanden raus“, verspricht IGZ-Geschäftsführer Klaus Walther. Ab einem bestimmten Zeitpunkt müssten die Unternehmen allerdings doch flügge werden. „Man kann ja nicht ewig Gründer sein“, fügt Walther mit Augenzwinkern an.
 
 
Gründerzentrum als unverzichtbarer Teil der Infrastruktur
 
Der Leiter der Kreisentwicklung, Michael Dröse ist sich sicher: „Ohne das fruchtbare Umfeld des IGZ oder anderer Gründerzentren gäbe es einige Gründer in der Region heute nicht.“ Die Bedeutung lasse sich an Unternehmen wie regiogate oder Headmade Materials einfach bemessen. Durch Folgeaufträge für Handwerker, Reinigungspersonal oder Steuerfachkräfte vervielfältige sich die Wertschöpfung im Umfeld eines Gründerzentrums.
 
„Einrichtungen wie das IGZ haben eine Strahlkraft für die gesamte Region“, lautet das Fazit von Landrat Thomas Eberth nach seinem Besuch bei regiogate. Letztlich sei der Erfolg der dortigen Unternehmen auch Werbung für andere, die auf der Suche nach einem geeigneten Standort zur Entwicklung seien. „In Stadt und Landkreis Würzburg finden Gründerinnen und Gründer die Unterstützung, die sie suchen.“
 
 
 
Bildunterschrift:
 
1: Das Unternehmen regiogate ist mit Hilfe des Innovations- und Gründerzentrums (IGZ) Würzburg vom Startup erfolgreich zu einem mittelständischen Unternehmen in der Region herangewachsen. Der Leiter der Kreisentwicklung Michael Dröse (links), Landrat Thomas Eberth (2.v.l.) und der Geschäftsführer des IGZ Klaus Walther (hinten, rechts) ließen sich von den beiden Geschäftsführern Uwe Einspanier (Mitte) und Ralph Seeberger (vorne, rechts) nach dem Umzug die neuen Geschäftsräume in der Landkreisgemeinde Unterpleichfeld zeigen. Foto: Christian Schuster
 
2: Das IGZ Würzburg bietet Gründerinnen und Gründern in und um Würzburg seit 20 Jahren ein geeignetes Umfeld für ihre Entwicklung. Hinter der Betriebsgesellschaft BioMed/ZmK stehen die Stadt und der Landkreis Würzburg sowie die Industrie- und Handelskammer Würzburg-Schweinfurt und die Sparkasse Mainfranken Würzburg als Gesellschafter. Foto: IGZ
 
 
Aralıkta aylık bazda yurt içi siparişler yüzde 11,7 artarken, yabancı siparişlerde yüzde 3 düşüş görüldü.
 
BERLİN (AA) - Almanya'da fabrika siparişleri, yurt içi siparişlerin güçlü artışının etkisiyle Aralık 2021’de yüzde 2,8 artış gösterdi.
Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), geçen yılın Aralık ayına ilişkin fabrika siparişleri geçici verilerini açıkladı. Buna göre, ülkede üretilen ürünler için siparişler, aralıkta bir önceki aya kıyasla yüzde 2,8, Aralık 2020'ye göre ise yüzde 5,5 arttı. Fabrika siparişlerine ilişkin piyasa beklentisi, aylık bazda yüzde 0,5 artması yönündeydi.
 
Almanya'da aralıkta aylık bazda yurt içi siparişler yüzde 11,7 artarken, yabancı siparişlerde yüzde 3 düşüş görüldü.
Söz konusu dönemde Avro Bölgesi'nden yeni siparişler kasım ayına göre yüzde 4,2 ve diğer ülkelerden Almanya'ya gelen siparişler yüzde 2,3 düştü.
Aralıkta ara malı üreticilerinin siparişleri aylık bazda yüzde 4,1, sermaye malı siparişleri yüzde 1,8 ve tüketim malı üreticilerinin siparişleri de yüzde 5,3 arttı.
 
Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Ekim ayındaki önemli düşüşün ardından, gelen siparişler art arda iki aydır toparlandı ve hala kriz öncesi seviyenin oldukça üzerinde." ifadesine yer verildi.
Bakanlık, tedarik darboğazlarının gevşemesinin fabrikalarda faaliyetleri artıracağını belirtti.
Ülkede fabrika siparişleri iyi dış talep sayesinde kasımda yüzde 3,6 artmıştı.
 
Destatis’in açıklamasında, Aralık 2021’de siparişlerin, Kovid-19 salgınında kısıtlamaların başlangıcından önceki son ay olan Şubat 2020'deki siparişlerin yüzde 9,8 üzerinde olduğu kaydedildi.
Bu arada, Almanya ekonomisi, 2021’nin son çeyreğinde, koronavirüs varyantları Delta ve Omicron’un ülkede ekonomik faaliyetleri ve özel tüketimi önemli ölçüde yavaşlatması nedeniyle bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,7 küçülmüştü.
Ekonomistler, Avrupa'nın en büyük ekonomisinin resesyona girdiğini düşünürken, bu yılın ilk çeyreğinde Gayrisafi Yurt içi Hasıla'nın (GSYH) daha da düşmesini bekliyor.
 
Teknik resesyon, "üst üste iki çeyrek GSYH'de küçülme yaşanması" olarak ifade ediliyor.
Öte yandan, Almanya'da yeni hükümet, 26 Ocak’ta bu yıl için daha önce yüzde 4,1 olarak açıklanan resmi büyüme beklentisini Kovid-19’un Omicron varyantının oluşturduğu sıkıntılardan dolayı aşağı yönlü revize ederek yüzde 3,6'ya çekmişti.