Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Şirketin üçüncü çeyrekteki net karı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 91 düşerek 160,6 milyon avroya geriledi.
 

BERLİN (AA) - Alman biyoteknoloji firması BioNTech, Kovid-19 aşısına yönelik düşük talep nedeniyle bu yıl için gelir tahminini 5 milyar avrodan 4 milyar avroya indirdi.

BioNTech, 2023'ün üçüncü çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı.

 

Buna göre şirketin üçüncü çeyrekteki net karı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 91 düşerek 160,6 milyon avroya geriledi. BioNTech, geçen yılın temmuz-eylül döneminde 1 milyar 784 milyon avro kar açıklamıştı.

BioNTech’in ABD'li ortağı Pfizer veya ABD'li rakibi Moderna'nın aksine üçüncü çeyreğin sonunda kar açıklaması dikkati çekti.

Şirketin gelirleri, üçüncü çeyrekte 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 74’ten fazla azalarak 895,3 milyon avroya indi. BioNTech, geçen yılın üçüncü çeyreğinde 3 milyar 461,2 milyon avro gelir elde etmişti.

 

BioNTech Mali İşler Müdürü (CFO) Jens Holstein, BioNTech'in üçüncü çeyrekte kar açıklayabilmesinin temel nedeninin Pfizer ve diğer şirketlerle kurulan, kar ve maliyetlerin paylaşıldığı ortaklık modeli olduğunu belirtti.

Holstein, "Büyük ilaç şirketleriyle olan stratejik işbirliği modelimiz, ilaçları geliştirmemize ve geniş çapta ticarileştirmemize yardımcı olurken bize ek finansal esneklik sağlıyor." dedi.

Şirketin Ocak-Eylül 2023'teki gelirleri 7,15 milyar avro ve net karı da 472,4 milyon avro olarak açıklandı.

 

Kovid-19 aşısı satışlarındaki azalış nedeniyle daha önce 5 milyar avro olan yıllık bazda gelir beklentisi 4 milyar avroya düşürüldü. Şirket, geçen yıl büyük çoğunluğu Kovid-19 aşısı satışından olmak üzere 17,2 milyar avro gelir elde etmişti.

mRNA teknolojisiyle Kovid-19 aşısını ilk piyasaya süren BioNTech, anti-kanser ilaçlarına odaklanıyor. Akciğer kanserine karşı "BNT316" adlı ilaç adayına yönelik faz 3 çalışması, Haziran 2023’ten beri yürütülüyor. BioNTech, aynı zamanda antikor-ilaç konjugatları (ADC) olarak adlandırılan bağışıklık hücrelerine dayalı tedaviler üzerinde de çalışmalar yapıyor. Bu teknolojinin kemoterapinin yerini alma potansiyelinin olduğu belirtiliyor.

 

Öte yandan şirket, gelir beklentilerinin azalmasıyla 2023 AR-GE bütçesini ikinci kez düşürerek 2 ila 2,2 milyar avrodan 1,8 ila 2 milyar avro aralığına revize etti.

BERLİN (AA) – Alman hükümeti, İsrailli aşırı sağcı Miras Bakanı Amihai Eliyahu'nun "Gazze'ye nükleer bomba atılması olasılıklardan biri" açıklamasını kınadı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kathrin Deschauer, Berlin'de düzenlenen basın toplantısında, İsrailli Bakan Eliyahu'nun sözlerini değerlendirdi.

 

Deschauer, İsrailli Bakan tarafından ifade edilen "şiddet tehdidini elbette kınıyoruz" ifadesini kullanarak, "Bu tür ifadeler kabul edilmez." değerlendirmesinde bulundu.

Toplantıya katılan Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit, AA muhabirinin "Yaklaşık 10 bin insan hayatını kaybetti. Sivillerin korunmasını ön plana çıkarıyorsunuz. Sadece sivil halkın korunması yönünde çağrılar yapıyorsunuz ancak bu konuda neler yapıyorsunuz?" sorusuna verdiği yanıtta Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırılarının yaşanan duruma sebep olduğunu savundu.

 

İsrail'in saldırılara karşı kendisinin ve halkının güvenliğini sağlama hakkı bulunduğunu yineleyen Hebestreit, aynı zamanda İsrail'e savaş hukukuna, insancıl uluslararası hukuka uyması yönünde çağrı yapıldığını aktararak, "Ancak onun (İsrail'in) kendisini savunma ve meşru savaş hedeflerini bombalama hakkı var." dedi.

Hebestreit, bunu yaparken mümkün olduğunca az sayıda masumun zarar görmesinin sağlanması çağrısında bulunarak, "Bunu İsrailli dostlarımızla tüm görüşmelerde konuşuyoruz. ABD Başkanı ve İsrail ile temasta olan herkes de bunu tekrar tekrar yapıyor." şeklinde konuştu.

- Basın özgürlüğü

Sözcü Hebestreit, "Saldırılarda çok sayıda gazeteci öldü. Aralarında çalışma arkadaşlarımın da olduğu çok sayıda gazeteci, yakınlarını kaybetti. Orada (bölgede) basın özgürlüğü tehlikede mi? şeklindeki soruya da "Elbette her olay korkunçtur. Böyle bir ihtilafta basın mensupları hedef değildir ancak bir savaş bölgesindesiniz. Dolayısıyla bu ikisini birbirinden ayırmak çoğu zaman o kadar kolay değil. Genelde bu çok değerli ama aynı zamanda çok tehlikeli işi yapanlar bunu bilirler ancak elbette bu olmamalı. Her bir vaka tek tek araştırılmalıdır." yanıtını verdi.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Deschauer de Batı Şeria'da İsrail askerlerinin Alman Birinci Televizyon kanalı ARD ekibine zorluk çıkarması ve tehdit etmesi durumunu eleştirerek, "Şu anda içinde bulunduğumuz gergin bir durumda, basın özgürlüğü elbette yüksek bir değerdir. Sahada bulunan medya temsilcilerinin uygun şekilde haberlere engelsiz erişimi olmalıdır. Bizim bilgimize göre, olayın kısa sürede netleştiği ve meslektaşların çalışmalarına devam ettiğidir." dedi.

BERLİN (AA) - Almanya Hükümeti Sözcüsü Steffen Hebestreit, Almanya’da yaşayan yaklaşık 5 milyon Müslümanın, dinlerini yaşamaları konusunda her türlü korunmaya hakkı olduğunu söyledi.

Hebestreit, Berlin’de düzenlenen basın toplantısında, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının ardından Almanya'da camilere ve Müslümanlara yönelik saldırıların artmasını değerlendirdi.

 

Dini veya başka nedenlerle yapılan her türlü saldırının hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini belirten Hebestreit, bunlarla ilgili soruşturma yapıldığını aktardı.

Hebestreit, Almanya’da yaklaşık 5 milyon Müslümanın yaşadığına işaret ederek, “(Müslümanların) Dinlerini yaşamalarının korunması ve önyargısız yaklaşılması konusunda her türlü hakları var.” ifadesini kullandı.

Sözcü, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un Yahudi vatandaşlarının yanında durulmasına ilişkin yaptığı çağrının aynı zamanda inançları nedeniyle saldırılara maruz kalanlar için de geçerli olduğunu kaydetti.

 

Öte yandan İslam ve Müslüman Düşmanlığı Karşıtı İttifak (CLAIM) tarafından 13-31 Ekim arasında yapılan araştırmaya göre, Almanya'da 2,5 hafta içinde 10’u camilere olmak üzere Müslümanlara yönelik 53 tehdit ve şiddet vakası tespit edildi.

Ülke çapında Müslüman karşıtı ırkçılıkla ilgili şikayet ve izleme merkezleri bulunmadığından ya da mağdurların nereye başvuracaklarını bilmediklerinden bu vakaların sayısının daha da yüksek olabileceği varsayılıyor.

 

CLAIM’in yöneticisi Rima Hanano, yaptığı yazılı açıklamada Almanya’da Müslüman karşıtı ırkçılığın yoğunlaştığını gördüklerini belirterek, “Bu hepimizi endişelendirmeli ve ciddiye alınmalı. İnsanlık dışı tutumların daha da normalleştirilmesine ve toplumsal bütünlüğün tehlikeye atılmasına izin vermemeliyiz. Tüm insanlar ırkçı, Yahudi karşıtı ve diğer insanlık dışı şiddet ve tehditlerden korunmalıdır.” ifadesini kullandı.

LONDRA (AA) - İngiltere Dışişleri Bakanlığı, İngiltere'nin Beyrut Büyükelçiliği çalışanlarından bazılarını geçici olarak çektiğini duyurdu.

Bakanlık, Lübnan'a ilişkin seyahat uyarısında yaptığı güncellemede, "Güvenlik durumu nedeniyle İngiliz Büyükelçiliğindeki bazı personel ile personelin tüm aile üyeleri geçici olarak geri çekildi." ifadesini kullanıldı.

Öte yandan, Büyükelçiliğin, İngiliz vatandaşlarına verilen hizmetler dahil temel çalışmalarını sürdürdüğü belirtildi.

Bakanlık, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının başlamasının ardından yayımladığı seyahat uyarısında, Lübnan'a zorunlu olmadıkça seyahat edilmemesi ve vatandaşlarına ülkeyi terk etmeleri tavsiyesinde bulunmuştu. ​​​​​​​

- İsrail'in Gazze'ye saldırılarında son durum

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı.

İsrail, Gazze'den düzenlenen saldırılarda 345’i asker 1400'den fazla İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu.

İsrail’e göre 31 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ndeki çatışmalarda ölen asker sayısı 30'a yükselirken, Kassam Tugayları'nın elinde 242 İsrailli esir bulunuyor. İşgal altındaki Batı Şeria’da da bir İsrail askeri öldü.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, İsrail'in saldırılarda 4 bin 800'ü çocuk, 2 bin 550'si kadın olmak üzere 9 bin 770 Filistinli öldürüldü, en az 24 bin kişi yaralandı.

Batı Şeria ve Kudüs’te İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler, 151 Filistinliyi öldürdü.

İsrail ordusu, Gazze'de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi olan Şifa Hastanesini, Nasr Çocuk Hastanesini, El-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerini, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılayına bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresini vurdu. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.

İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana yaşanan çatışmalarda 60 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri öldü.

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, "Almanya'da Yahudilere saldıran herkes, hepimize saldırıyor demektir." ifadesini kullandı.

Scholz, Mannheimer Morgen gazetesine yaptığı açıklamada, antisemit olaylar karşısında Almanya'daki insanları "Yahudileri korumaya" çağırarak, "Hepimiz Almanya'daki Yahudilerin korunması için ayağa kalkmalıyız, bu aynı zamanda medeni cesaretle ilgili bir konu." değerlendirmesinde bulundu.

Almanya'daki Yahudi kurumlarının korunduğuna işaret eden Scholz, "Antisemitizmi kabul etmeyeceğiz. Çok net yasalarımız var. İsrail bayraklarını yakmak cezai bir suçtur. Masum insanların ölümünü alkışlamak cezai bir suçtur. Yahudi karşıtı sloganlar atmak suçtur." ifadesini kullandı.

Scholz, "Almanya'da Yahudilere saldıran herkes, hepimize saldırıyor demektir." yorumunda bulundu.

Şansölye, kolluk kuvvetlerinin bu tür suçları cezalandırma görevi olduğuna işaret ederek, "Kolluk kuvvetleri, gerekli araçlara sahip ve bunları tutarlı bir şekilde kullanmalı." dedi.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Esslingen Yunus Emre Camii’nde uygulamaya konan “Suffe İslami İlimler Programı”nın açılışı düzenlenen bir törenle yapıldı.

Esslingen DİTİB Yunus Emre Camii'nde açılışı yapılan, 210 kişinin katılacağı Suffe İslami İlimler Programı, dört yıl sürecek ve program kapsamında öğrencilere İslami ilimler alanında eğitim verilecek.

Açılış poragramına; Stuttgart Başkonsolosu Makbule Koçak Kaçar, DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Stuttgart Dini Danışma Kurulu Başkanı Fatih Burak Mermer, DİTİB Genel Başkan Yardımcısı ve DİTİB Baden-Württemberg Eyalet Birliği Başkanı Erdinç Altuntaş’ın yanı sıra Suffe İslami İlimler Eğitim Programı’na katılacak öğrenciler, velileri ve eğitimcileri katıldı.

 

DİTİB tarafından içerik ve müfredatı hazırlanan Suffe İslami İlimler Programı, Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Hechingen DİTİB Süleymaniye Camii din görevlisi Nurettin Midilli tarafından sunulan bilgilendirme ile başladı.

Stuttgart Dini Danışma Kurulu Başkanı Fatih Burak Mermer, DİTİB Genel Başkan Yardımcısı ve DİTİB Baden-Württemberg Eyalet Birliği Başkanı Erdinç Altuntaş ve Esslingen DİTİB Yunus Emre Camii Musa Bolat, Suffe İslami İlimler Programı’nın hayırlı olması temennisinde bulunarak, “Öğrencilerimizi ve hocalarımızı tebrik ediyor, feyizli ve bereketli bir ilim sezonu olmasını niyaz ediyoruz” diye konuştu.

 

Gençler, İslam'ın hoşgörüsünü temsil edecek nesillerdir

DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, törende yaptığı konuşmada gençlerin önemine vurgu yaparak, onların toplumun geleceği olduğunu belirtti. Kuzey, gençlerin Peygamber Efendimiz'in rahmet iklimini bu toplumda yeşerteceklerini ve İslam'ın en güzel şekilde temsil edecek nesiller olduğunu ifade etti. "Sizler bizim geleceğimiz olacaksınız" diyen Kuzey, gençlerin dinlendiği zaman kalplerin ısınacağına, kalplerin imanla, İslam'la tanışacağına inandıklarını dile getirdi.

 

Güzel ahlak, ilim ve irfan en büyük mirastır

Kuzey, anne ve babaların çocuklarını yönlendirmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayarak, en büyük mirasın güzel ahlak, ilim ve irfan olduğunu belirtti. Ayrıca, gençlerin imanla, ilimle ve fikirle donatılması gerektiğini vurguladı ve okunan kitaplar, dinlenen eserler ile bu yönlerini geliştirmeleri gerektiğini ifade etti.

Son olarak, Kuzey, Almanya'da başlatılan Suffe İslami İlimler Programı’ndan gurur duyduklarını ve bu hizmetin önemini vurguladı. DİTİB ailesi olarak gençlerin yetişmesine destek olacaklarını ve hocaların bu konuda büyük görevler üstlendiğini ifade etti. Kuzey, gençlere başarılar dileyerek konuşmasını sonlandırdı.

 

Stuttgart Başkonsolosu Makbule Koçak Kaçar de, Suffe İslami İlimler Programı'nın hayırlara vesile olmasını dileyerek konuşmasına başladı. Programın önemini vurgulayan Koçak, güzel dinin daha iyi öğrenilmesi gerektiğini belirtti ve bu sayede hem Türk toplumuna, hem de Alman dostlarına ve yaşadıkları topluma daha iyi hizmet edebileceklerini ifade etti.

 

Türk toplumu, İslam eğitiminde öncü rol üstleniyor

Stuttgart'da yaşayan Türk toplumu olarak, hem buradaki değerlere saygılı bir şekilde, kendi değerlerimizi güzel şekilde yaşatmayı, hem bu topluma hem de kendi toplumumuzu katkı sağlaması gerektiğini ifade eden Başkonsolos, genç nesillerin yetişmesine yardımcı olma amacını taşıdıklarını,  bu süreçte ellerinden gelen desteği sunacaklarını belirtti.

Gençlerin bu programı tamamladıktan sonra uluslararası ilahiyat programlarına veya yerel üniversite programlarına katılmalarını tavsiye eden Koçak, İslam'ı doğru bir şekilde anlatabilmek için önce kendilerinin bu konuda donanımlı olması gerektiğine dikkat çekti.

 

İlim ve bilim alanında kendimizi geliştirmeliyiz

Tarihsel olarak İslam'ın, bilim ve ilimle yakından ilişkilendirildiğine vurgu yaparak, bu mirası devam ettirmek ve aynı seviyelere ulaşmak için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti. Ayrıca, binlerce yıllık devlet tecrübesine sahip olduklarını ve toplumlarını en iyi şekilde temsil etmeyi amaçladıklarını belirtti. Konuşmasının sonunda, programa katılanlara ve bu programa öncülük eden DİTİB'e teşekkür etti.

 

Eğitimler yüz yüze ve çevrim içi verilecek

Örgün eğitim formatında yüz yüze ve çevrim içi verilecek dersleri uzman din görevlilerinin katılımıyla uygulanacak olan Suffe İslami İlimler Programı, dört yıl içinde Kur'an-ı Kerim, Akaid, Fıkıh, Siyer, ve Usulü Fıkıh derslerini içerecek. Bu program, haftada bir gün altı ders saati olarak işleneceği açıklandı.

 

 

 

 

 

 

 

Almanya’nın Württemberg eyaleti Sindelfingen beldesinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Ulu Camii’nde gençlerle sabah namazı buluşması gerçekleştirildi.

“Gençlerle Sabah Namazı Buluşması” etkinliği; okunan çifte ezanın ardından sabah namazı kılındı ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ve tesbihatı ile başladı.

 

Baden-Württemberg Dini Danışma Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen “Sabah Namazı Buluşması”nda gençler ve çocuklarla bir araya gelen DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, “Çocuklarımızı, gençlerimizi Kur’an’a uygun bir hayata sahip olacak özellikte yetiştirmemiz gerekiyor” dedi.

DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, gençler ve çocuklarla bir araya gelerek, "Çocuklarımızı, gençlerimizi Kur'an'a uygun bir hayata sahip olabilecek şekilde yetiştirmemiz gerekiyor" dedi. Kuzey, bu buluşmanın çok anlamlı olduğunu belirterek, "Buluşmaların en hayırlısı namaz buluşmasıdır. Namazda Rabbimizin huzurunda buluşmak, Rabbimizin huzurunda kıyama durmak demektir. Sabahın erken saatlerinde buraya gelip namaz kılmak güzel bir amel biriktirmektir. Rabbimizin hoşnut olacağı bir güzellik biriktirmektir" ifadelerini kullandı.

 

Kuzey, gençlere Kur'an-ı Kerim'den ayetler okuyarak ve hadislerden örnekler vererek, "Gençlik, delikanlılık ve olgunluk dönemlerimizde güzel ameller biriktirmeliyiz. Terazimizin iyilik kefesini güzel amellerle doldurmaya çalışmalıyız" diye konuştu. Ayrıca, gençlerin İslam'ı en iyi şekilde temsil edecek nesiller yetiştirmek için DİTİB ailesi olarak destek olacaklarını ifade etti.

Kuzey, gençlere camilerdeki etkinliklere katkıda bulunmalarını ve sorunlarına çözüm aramalarını teşvik ederek, "Sizlerden beklentimiz, camilerimizde gençlerle ilgili etkinlikler olduğunda, 'ben varım, bu işi yapabilirim' diyebilecek gençlerin olmasıdır. Peygamber efendimizin yanındaki gençler gibi sizler de camilerde, hocalarımızın ve büyüklerinizin etrafında pervane olmanızı ve onlara destek olmanızı arzu ediyoruz" dedi.

 

Kuzey, konuşmasını Almanya'nın dört bir köşesindeki cami inşaatlarında emeği geçenleri anarak tamamladı ve dua etti. Yoğun katılımın olduğu "Gençlerle Sabah Namazı Buluşması" etkinliği ikramlarla sona erdi.

 

 

 

 

 

DÜSSELDORF (AA) - Almanya'nın Düsseldorf kentinde Filistin halkıyla dayanışma amacıyla düzenlenen yürüyüşe 17 binden fazla kişi katıldı.

Yoğun yağmura rağmen Düsseldorf ana tren istasyonu yakınlarında toplanan göstericiler, ellerinde Filistin bayrakları ve öldürülen bebeklerin fotoğraflarıyla "Filistin'e özgürlük" sloganları atarak yürüdü.

Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı yürüyüşe Filistinlilerin yanı sıra Türkler, Almanlar ve diğer milletlerden insanlar da destek verdi.

 

Bazı göstericilerin protesto amaçlı ağzını bantladığı yürüyüşün sonunda toplanan göstericiler miting düzenledi.

Burada yapılan konuşmalarda İsrail hükümetinin Filistin halkına uyguladığı zulüm anlatıldı ve bu zulme sessiz kalan Batılı ülkeler eleştirildi.

 

VARŞOVA (AA) - Polonya'nın başkenti Varşova'da toplanan yüzlerce kişi, Filistin'e destek için bir araya geldi.

Başkentin eski şehir meydanı Plac Zamkowy'de bir araya gelen yüzlerce kişi, İsrail’in Gazze’ye saldırılarını protesto etti, Filistin’le dayanışma mesajı verdi.

Protesto sırasında göstericiler, sık sık "Nehirden denize kadar Filistin özgür olacak", "Gazze'ye özgürlük" sloganları attı.

 

Göstericiler, "Özgür Filistin", "Soykırımı durdurun" yazılı dövizlerle İsrail'in Gazze'ye bombardımanlarının durdurulması için çağrı yaptı.

Protestoculardan Magda, "Bu yürüyüşlere devam edeceğiz. Saldırılar durana kadar biz de durmayacağız." dedi.

Polonya'ya turistik amaçla geldiğini ancak protestoyu görünce "insanlığını hatırladığını" belirten İspanyol Mira da "Bebekler ölüyor. Soykırım dursun." ifadesini kullandı.

 

- İsrail'in Gazze'ye saldırılarında son durum

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı.

İsrail, Gazze'den düzenlenen saldırılarda 315’i asker 1400'den fazla İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu.

İsrail’e göre 31 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ndeki çatışmalarda ölen asker sayısı 30'a yükselirken, Kassam Tugayları'nın elinde 242 İsrailli esir bulunuyor. İşgal altındaki Batı Şeria’da da bir İsrail askeri öldü.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, İsrail'in saldırılarda 4 bin 800'ü çocuk, 2 bin 550'si kadın olmak üzere 9 bin 770 Filistinli öldürüldü, en az 24 bin kişi yaralandı.

 

Batı Şeria ve Kudüs’te İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler, 151 Filistinliyi öldürdü.

İsrail ordusu, Gazze'de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi olan Şifa Hastanesini, Nasr Çocuk Hastanesini, El-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerini, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılayı'na bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresini vurdu. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.

İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana yaşanan çatışmalarda 60 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri öldü.

 
 
 

MADRİD (AA) - İspanya'nın büyük şehirlerinde hafta sonu boyunca düzenlenen Filistin'e destek gösterilerine yoğun katılım oldu.

Barselona, Bilbao, Valencia, Palencia, Toledo gibi kentlerde dün yapılan Filistin'e destek gösterileri bugün de başkent Madrid'de devam etti.

Madrid'in Vallecas mahallesinde toplanan binlerce kişi ellerinde Filistin bayraklarıyla yürüdü.

 

"Katil İsrail", "Bu bir savaş değil soykırım", "Boykot İsrail", "İsrail öldürüyor, Avrupa sponsor oluyor" sloganları atılan gösteride, başta İsrail, ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri sert dille eleştirildi.

Okunan manifestoda, "Siyonist İsrail devletinin vahşetini ve soykırımını kınamak, Filistin halkının direnişine destek vermek için bugün toplandık. İsrail'in insanlık dışı saldırılarını ve ona destek olan ülkeleri kınıyoruz. İspanyol hükümetinin, tıpkı Bolivya, Kolombiya veya Şili hükümetlerinin yaptığı gibi İsrail ile silah satışını durdurmasını, diplomatik ilişkileri kesmesini istiyoruz." ifadesi yer aldı.

 

"AB'nin, İsrail'in yaptığı soykırıma ortak olduğu" belirtilen manifestoda, İsrail kaynaklı tüm ürünlere boykot uygulanması çağrısında bulunuldu.

Diğer yandan İspanya'nın Katalonya bölgesinde yapılan dünkü gösterilerde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Joe Biden'ın fotoğrafları ile İsrail ve AB bayrakları yakıldı.

 

- İspanya'da Podemos'a bağlı iki bakan, İsrail karşıtı söylemlerini sürdürdü

Bu arada İsrail karşıtı açıklamalarına devam eden İspanya Sosyal Haklar ve 2030 Ajandası Bakanı ve Podemos partisi lideri Ione Belarra, dün partisinin Madrid'deki konferansında yaptığı konuşmada, "Dünyadaki bütün halklar bizim dünyamızdır. Biz demokrasiden ve insan haklarından yana olmalıyız. İsrail'den silah alımını hemen bırakalım. İsrail bugün Filistin'e soykırım yapıyor ama bunu gelecekte herhangi bir başka ülkeye de yapabilir." dedi.

Podemos'dan diğer bir hükümet üyesi Eşitlik Bakanı İrene Montero da "Hiçbir politikacı, hatta Netanyahu bile üst düzey politikacılar tarafından korunduğunu hissetmeseydi bu soykırımı güpegündüz gerçekleştirmeye cesaret edemezdi." şeklinde konuştu.