Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

“Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce Konferansı” programında konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, İsrail'in Filistin'de işlediği suçlara uluslararası toplumun yeterli tepkiyi gösteremediğine dikkat çekerek “İslam dünyasının, etkin ve koordineli şekilde, dayanışma içinde bu acılara son vermesi gerekiyor” dedi.  

 

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından geçtiğimiz beş yılda yürütülen Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce kitap projesinin çıktılarını yaygınlaştırmak ve derinleştirmek üzere hazırlanan "Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce Konferansı" programı İstanbul’da başladı. Programda tüm dünyadan alanında öne çıkan Müslüman akademisyenler, entelektüeller ve araştırmacılar bir araya geldi.  

YTB Başkanı Abdullah Eren programın açılış etkinliğinde yaptığı konuşmasında konferansın İslam dünyasının ortak hareket etmeye muhtaç olduğu bir zamanda gerçekleştiğinin altını çizdi. Programa katılan 30 dan fazla düşünce insanının akademik camiaya önemli katkılar yapacağını söyleyen Eren, “Konferansta, İslam dünyasında neşet eden tüm ilmi birikim, bölgesel konular etrafında ele alınacak” dedi.  

 

MÜSLÜMAN DÜNYA OLARAK ÇOK KARMAŞIK VE KOMPLEKS SORUNLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ 

İsrail'in Filistin'de işlediği suçlara uluslararası toplumun yeterli tepkiyi gösteremediğinin altını çizen Eren, “Tam da böyle bir dönemde 21. yüzyılda böyle bir facia yaşanırken, İslam düşüncesi bize ne söylüyor? Müslüman dünya olarak çok karmaşık ve kompleks sorunlarla karşı karşıyayız. İslam dünyası ve Müslümanlar yeniden keşfediliyor ve belli kalıplara sokulmaya çalışılıyor. Batı merkezli söylem, etiketçi ve Müslümanları kalıplara sokan bir yaklaşım sergiliyor” dedi. 

 

DAYANIŞMA İÇİNDE BU ACILARA SON VERMELİ  

Eren, “Filistin'de yaşananlar çok daha derin etki bırakacak. Bana kalırsa İslam dünyasının, etkin ve koordineli şekilde, dayanışma içinde bu acılara son vermesi gerekiyor. Ayrıca bölgesel barışın, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasıyla sağlanabileceğini düşünüyorum” diye konuştu. 

 

KONFERAS SORUNLARI ÇÖZME KONUSUNDA TEMEL OLACAK  

Programda konuşan İlke Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Lütfi Sunar da, Müslüman dünyada entelektüeller ve politikacılar başta olmak üzere birçok aydın ve kanaat önderinin, Müslüman toplumların sömürgecilik sonrası yaşadığı istikrarsızlık ve geri kalma üzerine düşündüğünü aktardı. 

Müslüman dünyanın Batı medeniyeti karşısında bazı yönlerden geri ve bunlara karşı cevap verme noktasında yetersiz kaldığını belirten Sunar, “Bu bağlamda bu konferansın, Müslüman dünyada çağdaş düşünceyi anlama ve çözme konusunda temel oluşturacağını düşünüyorum. Filistin konusu devam ediyor ve Müslüman dünyada yaşanan krizlerden bir tanesi. Filistinlilerin zengin kültürel ve ahlaki mirası düşünüldüğünde bu krize cevap vermek çok önemli” dedi.  

Attıkları bu adımlarla kendi alanında önde gelen akademisyen ve entelektüellere ileriye dönük temel oluşturmayı hedeflediklerini belirten Sunar “Yayımlanan kitaplar ve düzenlediğimiz konferansla entelektüel seviyenin artmasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu vesileyle YTB ve Başkanı Abdullah Eren başta olmak üzere bu konferansa destek veren kuruluşlara ve yazarlara teşekkür ederim. Hepinize hoş geldiniz demek istiyorum” ifadelerini kullandı. 

 

BU KRİZLER YENİ DEĞİL 

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ayhan Çitil de Filistin'de İsrail zulmüne karşı süren mücadeleye vurgu yaparak şunları kaydetti: “Gazze'deki Müslümanlar, soykırım yapmaktan çekinmeyen bir topluluğa karşı mücadele ediyor. Müslüman dünyanın akademisyenleri olarak bizler de akademik yayınlarla, seminerlerle ve konferanslarla ahlaki ve ilmi üstünlüğü elde etme çabası içindeyiz. Müslüman dünya daha önce de birçok sorunla karşı karşıya kaldı ve bunlara çözüm getirdi. Bu krizler yeni değil. Bu tür etkinlikler krizlerin çözülmesine yönelik adımlarda çok önemli.”  

 

MÜSLÜMAN ARAŞTIRMACILAR TÜM DÜNYAYI GAZZE İÇİN ACİL EYLEME ÇAĞIRDI 

Konferansın ardından basın açıklaması yapan akademisyenler, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki insan hakkı ihlallerini kınayarak, dünyaya acil eylem çağrısı yaptı.  

YTB Başkanı Abdullah Eren burada yaptığı konuşmasında ise, Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce başlıklı konferansın, Gazze'de yaşanan saldırılar sonrası daha önemli ve kritik hale geldiğine dikkati çekti. 

Eren, “Bu toplantı, İslam dünyası olarak hem irademiz hem de dünyaya söyleyeceğimiz düşüncelerimiz açısından önemli. İrade olarak çok şey inşa ettik ve bunun en önemli örneğini Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 20 yıldır Türkiye'de yaşıyoruz. Ancak akademik ve entelektüel iddiamız da var. Bu toplantı da bu iddianın bir arayışıdır.” şeklinde konuştu. 

 

 

 

 

 

Almanya’nın Pforzheim Türkspor’da, yönetim kurulu üyeleri, kulüp yöneticileri, A Takım-altyapı teknik ekip ve oyuncuları,alt yapı futbolcuları ve aileleriyle birlikte, Cumhuriyet’in 100’üncü yılını kutladı.

Türkspor Brötzingen Wohnlichstrasse’de sahasında tek yürek Cumhuriyet’in 100’üncü yılını törenle kutladı. Gu Pforzheim Brötzingen Wohnlichstrasse Tesisleri içerisinde yer alan Futbol sahası’nda yapılan törene; GU Türkspor Yönetim Kuru Üyeleri, kulüp yöneticileri, A Takım ve altyapı teknik ekip ile oyuncuları ve aileleri katıldı.
Törenin açılış konuşmasını Türkspor as başkan Hüseyin Eruslu yaptı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından kürsüye çıkan Eruslu, Cumhuriyet’in kuruluşunun 100’üncü yılını kutlamak amacıyla törene katılım sağlayanlara teşekkür etti.
Başkan Erdal Dalkılıç, “Bizlere Cumhuriyet’i armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, bu uğurda şehit ve gazi olan tüm cumhuriyet evlatlarına şükranlarımızı bir borç biliriz. Hakkınız ödenmez! Cumhuriyet kadınları sana müteşekkir sağ ol Atam! Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılını kutladığımız bu günde, asırlık çınarımız Türkspor‘umuz da açmış olduğun yolda, göstermiş olduğun hedeflere hiç durmadan yürüdüğünü ve yürüyeceğini belirtmek isteriz ve yüzü aşkın sporcumuzla bugün manevi huzurunuzda emanet ettiğiniz ‘Cumhuriyet’i ilelebet koruyacağımıza ve bilimin ışığında nice sporcular yetiştireceğimize söz veriyoruz. Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılı kutlu olsun.” şeklinde konuştu.


Törende açılış konuşmasını yapan Hüseyin Eruslu ise şunları söyledi: “Bugün burada Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 100’üncü yılını yani Cumhuriyet’imizin doğum gününü kutlamak için toplanmış bulunmaktayız. Cumhuriyet, 100 yıl önce yakılan meşaledir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün nitelendirdiği gibi ‘Kimsesizlerin kimsesidir’ Cumhuriyet. Bugün Türkiye’nin her yerinde büyük bir coşku ve heyecanla kutlanan Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılında da kendimizi Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasını korumaya adayarak çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına yeni bir şevkle, yeni bir heyecanla başlamayı umut ediyor, Cumhuriyet Bayramı’nızı kutluyorum. Cumhuriyet’imizle yaşıt Türkspor bizler için ayrı bir gurur. Daha nice yüzyıllara Türkiyem Türkspor!”

Uluslararası sistemin günün sorun ve çatışmaları karşısında etkisiz kalmasının farklı coğrafyalarda yarattığı yıkım ve insani trajedinin değerlendirildiği toplantıda, sistemin reformuna yönelik yaklaşımlar tartışıldı
 

BERLİN (AA) - Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'ya resmi ziyareti öncesi Berlin'de "Uluslararası Sistemin Açmazı: Nereye Gidiyoruz?" başlıklı yuvarlak masa toplantısı düzenlendi.

Toplantıya Almanya kamu sektöründen, akademi camiasından, düşünce kuruluşlarından ve sivil toplum kuruluşlarından (STK) temsilciler ve Alman basın mensupları katıldı.

Toplantıda küresel barış ve güvene yönelik zorluklar karşısında ortak bir sorumluluk duygusuyla uluslararası işbirliğine yönelik strateji ve fırsatlar ele alındı.

 

Uluslararası sistemin günün sorun ve çatışmaları karşısında etkisiz kalmasının farklı coğrafyalarda yarattığı yıkım ve insani trajedinin değerlendirildiği toplantıda, uluslararası sistemin reformuna yönelik yaklaşımlar da tartışıldı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Çağatay Özdemir, toplantıda yaptığı konuşmada, Berlin'de düzenlenen etkinlikle uluslararası krizlere odaklandıklarını vurguladı.

Uluslararası sistemin özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi yapısının uluslararası kriz ve çatışmaların çözümüne karşı yetersiz kaldığına işaret eden Özdemir, uluslararası toplumun yeni mekanizmalar oluşturarak bu çözümsüzlük ve çatışma ortamından çıkabileceğini kaydetti.

Özdemir, Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkilerin bu açıdan da bu büyük önem taşıdığını belirtti.

 

Bugün geleneksel medya ve sosyal medyada sık sık dezenformasyon ve kara propaganda faaliyetlerinin yürütüldüğünü dile getiren Özdemir, "Temel amacımız dezenformasyonla mücadele." dedi.

Dezenformasyonla mücadelenin yerel ve bölgesel bir sorun olduğunu hatırlatan Özdemir, uluslararası barış ve istikrarının tesisi ve devamlılığı için küresel bir mücadele ihtiyacı olduğuna vurgu yaptı.

Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen de İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan bugünkü uluslararası sistemin dünyada barış ve istikrar için yeterli olmadığını belirterek sistemin, Ukrayna'dan Filistin'e kadar sorunların çözülmesinde yetersiz kaldığını ifade etti.

 

Terörizmden iklim değişikliğine, yabancı düşmanlığından düzensiz göçe kadar uluslararası sorunların çeşitlenmesi ve daha karmaşık bir hale gelmesinin mevcut uluslararası sistemi etkisizleştirdiğini belirten Şen, daha adil bir dünyanın inşası için uluslararası sistemin reforme edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Açılış konuşmalarının ardından katılımcılar, uluslararası sistemin yaşadığı açmazlar çerçevesinde yorum ve önerilerini ifade etti. Toplantıda bu kapsamda Türkiye ve Almanya'nın yakın ilişki içerisinde olması gerektiği dile getirildi.

 

- BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Jeremy Laurence:
- "(İsrail) şimdi Gazze'nin güneyine doğru ilerliyorsa, son çağrı durmaları yönündedir"
- "(İsrail'in güneye ilerlemesinin) Riskleri çok büyük. Gazze'nin güneyinde, kuzeyden kaçıp geldikleri için daha fazla insan var. Birdenbire 2 milyon insanı şehrin yarısı büyüklüğünde bir alana sıkıştırıp, bunların potansiyel top atışı ve sokak çatışmaları içerisinde kalmasını bekleyemezsiniz"
- "Sivillerin korunması çok önemli ve şu anda birinci öncelik bu olmalı. Şu anda tek çözüm, savaşın durmasıdır"
 

CENEVRE (AA) - BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Jeremy Laurence, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki işgalini güneye doğru genişletmesinin "büyük riskler "barındırdığını ve sivillerin korunmasının birinci öncelik olduğunu belirterek, "Şu anda tek çözüm savaşın durmasıdır." dedi.

BM Cenevre Ofisinin haftalık basın toplantısı sonrasında AA muhabirinin, "İsrail, Gazze Şeridi'ndeki işgalini güneye doğru genişletmeye hazırlanıyor. Bu durum güneyi de olumsuz etkileyecektir ve sivillerin sürgün durumunu daha büyük bir felakete dönüştürecek. Buna tepkiniz nedir?" sorusunu yanıtlayan Laurence, "Bizim tepkimiz, her zaman olduğu gibi uluslararası insancıl hukukun ön planda olması gerektiği yönündedir. Dolayısıyla sivillerin, onların mallarının ve geçim kaynaklarının korunması her şeyden önce gelmeli. Ancak eğer şimdi Gazze'nin güneyine doğru ilerliyorlarsa (İsrail), son çağrı durmaları yönündedir." diye konuştu.

Gazze'de ateşkesin gerçekleşmesi gerektiğinin altını çizen Laurence, "Burada sivillerin hayatları tehlikede, 10 binden fazla sivilin öldürüldüğünü gördük, bu çılgınlık. Öldürülenlerin çoğu kadın ve çocuk. Tek bir çözüm var o da ateşkes. Bu yaşananlar durdurulmalı." değerlendirmesini yaptı.

AA muhabirinin, "İsrail eğer bu işgalini Gazze Şeridi'nin güneyine doğru genişletirse bölge için daha büyük bir felaket olacağını düşünüyor musunuz?" sorusunu da cevaplayan Laurence, "Tabii ki bunun riskleri çok büyük. Gazze'nin güneyinde, kuzeyden kaçıp geldikleri için daha fazla insan var. Birdenbire 2 milyon insanı şehrin yarısı büyüklüğünde bir alana sıkıştırıp, bunların potansiyel top atışı ve sokak çatışmaları içerisinde kalmasını bekleyemezsiniz. Sivillerin korunması çok önemli ve şu anda birinci öncelik bu olmalı. Şu anda tek çözüm, savaşın durmasıdır." ifadesini kullandı.

Lernprogramm "Hallo Klexi" wird digital: Bayerns Innen- und Integrationsminister Joachim Herrmann gibt Startschuss für digitales Sprachbilderbuch

 

Bayerns Innen- und Integrationsminister Joachim Herrmann hat heute den Startschuss für das digitale Sprachbilderbuch des Projekts 'Hallo Klexi – wir lernen Deutsch' gegeben, das Kinder im Kindergarten- und Grundschulalter beim Erlernen von Deutsch als Zweitsprache unterstützt. "Projekte wie 'Klexi' sind ein wichtiger Teil der Integrationsmaßnahmen. Ich freue mich über die neue digitale Erweiterung, mit der nun noch mehr Kinder erreicht werden können", betonte Herrmann an der Gretel-Bergmann-Grundschule in Nürnberg. "Sprachkompetenz im Deutschen ist eine wesentliche Voraussetzung für schulischen Erfolg sowie die Teilnahme am gesellschaftlichen Leben. Der Freistaat fördert daher die Sprachentwicklung bereits frühzeitig und konsequent." Dazu gehöre insbesondere auch der Ausbau der Sprach-Kitas sowie die geplante Einführung flächendeckender Sprachtests vor der Aufnahme in die Schule, so Herrmann.

 

Das Lernprogramm 'Hallo Klexi' wurde vor mehr als fünf Jahren von der Stiftung Nürnberger Versicherung initiiert. Mittlerweile wird es in fünf Regierungsbezirken eingesetzt und hat bisher mehr als 200.000 Kinder erreicht. Das neue digitale Sprachbilderbuch vertont Dialoge im Buch und motiviert die Kinder, Worte selbst auszusprechen und kurze Sätze zu bilden.

Einen besonderen Anlass zum Feiern bei der Stadt Würzburg gab es für
Isabella Lang, die im Rahmen der bayernweiten Prüfung der 504
Beamtenanwärterinnen und -anwärter die beste Prüfung und damit die
Platzziffer 1 in ganz Bayern erreichte.


Oberbürgermeister Christian Schuchardt ließ es sich nicht nehmen, Lang
persönlich zu gratulieren. „Ich gratuliere unserer jungen Mitarbeiterin
zu diesem herausragenden Ergebnis“, so Schuchardt. „Dies zeigt zum einen
das Engagement wie auch die Motivation unserer Mitarbeiterinnen und
Mitarbeiter, zum anderen auch wie gut unsere Ausbildung ist.“
Isabella Lang wird im Fachbereich Jugend und Familie in der
wirtschaftlichen Jugendhilfe arbeiten.

CENEVRE (AA) - Birleşmiş Milletler (BM) raportörleri, İsrail'in Gazze'deki Filistinlilere karşı gerçekleştirdiği ağır ihlallerle soykırım yapmakta olduğunu bildirdi.

BM'nin farklı alanlardaki 33 raportörünün imzasıyla, İsrail'in Filistin halkına yönelik saldırılarını konu alan yazılı açıklama yayımlandı.

 

Uluslararası topluma Filistin halkına yönelik soykırımı önleme çağrısında bulunulan açıklamada, İsrail'in Gazze'deki Filistinlilere karşı gerçekleştirdiği ağır ihlallerle soykırım yapmakta olduğu belirtildi.

Açıklamada, artan soykırım kışkırtmalarının, İsrail'in "işgal altındaki Filistin halkını yok etme" yönündeki açık niyetini, Gazze'de ve işgal altındaki Filistin topraklarının geri kalanında "ikinci Nekbe"yi gerçekleştirmesi için yüksek sesli çağrıların kanıtlarını ortaya koyduğu kaydedildi.

Raportörlerin Gazze'deki soykırım riskine ilişkin endişelerini daha önce de dile getirdikleri hatırlatılan açıklamada, "Ülkelerin çağrımıza kulak vermemesi ve derhal ateşkes sağlanmamasından büyük rahatsızlık duyuyoruz. Bazı ülkelerin, İsrail'in Gazze halkına karşı savaş yöntemine desteğinden ve uluslararası sistemin soykırımı önlemede seferber olmamasından derin endişe duyuyoruz." ifadeleri kullanıldı.

 

Gazze'de gerçekliğin, hayatta kalanların yaşadığı dayanılmaz acı ve travmayla birlikte büyük bir felaket olduğu vurgulanan açıklamada, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırılarının ardından bu tür korkunç ihlallerin "kendini koruma adına" meşrulaştırılamayacağı belirtildi.

Açıklamada, "İsrail'in tepkisinin meşru olabilmesi için kesinlikle uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde olması gerekir. Gazze'nin bazı bölümlerde yeraltı tünellerinin bulunması, doğrudan hedef alınamayan veya orantısız şekilde zarar gören bireylerin ve altyapının sivil statüsünü ortadan kaldırmaz." ifadelerine yer verildi.

 

- "İsrail tarafından keyfi gözaltına alınan Filistinliler derhal serbest bırakılmalı"

Kısa vadede İsrail ve Hamas'a ateşkes uygulaması yönünde çağrı yapılan açıklamada, Gazze'deki insanlara acil ihtiyaç duyulan insani yardımın engelsiz bir şekilde ulaştırılmasına izin verilmesi gerektiğine işaret edildi.

Açıklamada, Hamas'ın rehineleri koşulsuz ve güvenli bir şekilde serbest bırakması gerektiği belirtilerek, İsrail tarafından keyfi olarak gözaltına alınan Filistinlilerin derhal serbest bırakılması gerektiğinin de altı çizildi.

Çatışmalardan en çok etkilenen hastalar, engelliler, yaşlılar ve çocuklar için Batı Şeria, Doğu Kudüs ve İsrail'e doğru insani koridorlar açılması çağrısında da bulunulan açıklamada, işgal altındaki Filistin topraklarında BM denetimi altında uluslararası bir koruyucu yapının konuşlandırılması gerektiği de kaydedildi.

Açıklamada, "BM'ye üye devletlere, söz konusu durumun yalnızca İsraillilerin ve Filistinlilerin kaderi olmadığını, aynı zamanda bölgedeki çatışmanın ciddi şekilde artmasının, daha fazla insan hakları ihlaline ve masum sivillerin acı çekmesine yol açacağını hatırlatıyoruz." ifadeleri kullanıldı.

 

- BM özel raportörleri

BM özel raportörleri, İnsan Hakları Konseyinin özel mekanizmaları olarak tanınan sürecin bir parçası olarak biliniyor.

BM İnsan Hakları sistemindeki "bağımsız" özel mekanizmalar, Konseyin belirli bir ülkenin durumunu veya dünyanın herhangi bir yerindeki tematik sorunları ele alan bağımsız bilgi toplama ve izleme mekanizmaları olarak öne çıkıyor

BM bünyesinde bulunmayan özel mekanizmaların uzmanları, gönüllülük esasına göre ve bağımsız olarak çalışmalarını yürütüyor.

Klare Botschaft in Orange

November 16, 2023

„Wanderbank“ des Landkreises steht für „Nein zu Gewalt gegen Frauen!“

 

Sie steht als Synonym für eine klare Botschaft: Die orangenfarbene „Wanderbank“ des Landkreises Würzburg. Nach drei Monaten in der Stadt Aub wechselte deren Standort vor dem „Orange Day“, dem „Internationalen Tag zur Beseitigung von Gewalt gegen Frauen“ am 25. November zum Markt Höchberg. Die Weitergabe erfolgte durch Franz Merkel, Vertreter der Stadt Aub, und Landrat Thomas Eberth an Höchbergs Bürgermeister Alexander Knahn. Publikumswirksam befindet sich Standort der „Wanderbank“ auf dem stark frequentierten Marktplatz. Bürgermeister Knahn brachte seine Freude zum Ausdruck, das wichtige Projekt der Gleichstellungsstelle des Landkreises mittragen zu dürfen. An der Lehne der Bank befindet sich neben dem Slogan der Aktion auch ein QR-Code. Dieser ermöglicht einen bundesweiten Hilfe-Notruf für von Gewalt betroffenen Frauen. 

 

Die blaue Fahne wird am 25. November wieder an vielen Rathäusern des Landkreises Würzburg zu sehen sein. Sie fordert auf, das „Nein zu Gewalt an Frauen“ ernst zu nehmen. Wanderbank und Fahnenhissung sind Initiativen der Gleichstellungsbeauftragten des Landkreises Würzburg, Carmen Wallrapp (2.v.r.). Foto: Herbert Ehehalt 

 

Zum Hintergrund des „Orange Day“ positioniert sich der Landkreis Würzburg unmissverständlich und kompromisslos. Die optisch auffällige „Wanderbank“ stehe dafür, das Thema Gewalt gegen Frauen und Kinder in der Gesellschaft sichtbar zu machen, erklärte Landrat Eberth. Carmen Wallrapp, Kommunale Gleichstellungsbeauftragte des Landkreises Würzburg, betonte: „Jede dritte Frau in Deutschland hat in ihrem Leben bereits mindestens einmal Gewalt erlebt, Frauen mit Behinderung werden zwei- bis dreimal häufiger Opfer von Gewalt.“ Die ursprüngliche Idee einer orangenen Bank als Mahnmal am Landratsamt erschien wegen der Tragweite der Thematik als nicht ausreichend. So entstand der Gedanke, eine weitere, zweite „Wanderbank“ durch die Kommunen des Landkreises wandern zu lassen. Carmen Wallrapp dankte beim Treffen in Höchberg den Gemeinden, die sich für dieses wichtige gesellschaftliche Thema einsetzen und die Aktion unterstützen. Zudem beteiligen sich im Landkreis bereits 30 Gemeinden am 25. November am „Internationalen Tag zur Beseitigung von Gewalt gegen Frauen“ durch das Hissen von Symbolflaggen.

 

Laut Bürgermeister Alexander Knahn möchte sich auch die Höchberger Bibliothek aktiv beteiligen. Deren Leiterin Katja Kraus kündigte für den 25. November, dem Welttag zur Beseitigung von Gewalt gegen Frauen, zwei besondere Aktionen an. An die Besucher der Bibliothek werden am 25. November symbolisch Clementinen verteilt. Darüber hinaus werde neben der „Wanderbank“ auf dem Marktplatz eine große Stellwand stationiert, auf der die Bevölkerung solidarisch ihre Handabdrücke hinterlassen kann.

 

 

Anlässlich des „Transgender Day of Remembrance“ am 20. November wurde am Würzburger Rathaus die Trans- und die Progress-Regenbogenfahne gehisst. Hiermit will die Stadt Würzburg ein Zeichen gegen Hetze und Hass setzen, welchem sich trans Personen immer wieder aussetzen müssen. Die Stadt Würzburg versteht sich als eine bunte und vielfältige Stadt – genauso bunt und vielfältig wie ihre Bürgerinnen und Bürger. Daher soll die Flaggenhissung ein klares Bekenntnis für die Unterstützung und zur Sichtbarkeit geschlechtlicher und sexueller Minderheiten sein.

 

Die Progress Pride Flagge ist eine Erweiterung der typischen Regenbogenfahne und weist durch die weißen, rosa, hellbauen sowie braunen und schwarzen Streifen auch auf inter und trans Menschen, sowie POC (People of Colour) hin.

„Gewalt gegen trans Menschen nimmt leider weiter zu statt ab. Deshalb ist es umso wichtiger als Stadt Würzburg klare Position gegen Diskriminierungen zu beziehen und sich mit der trans sowie der queeren Community solidarisch zu zeigen,“ erklärt Oberbürgermeister Christian Schuchardt.

 

Zur Hissung der Flagge hatte das LSBTIQ Regenbogenbüro Unterfranken, vertreten durch Israel Sauer, eingeladen. Der Einladung waren Vertreterinnen und Vertreter aus dem Stadtrat und der Stadtgesellschaft gefolgt. Das LSBTIQ Regenbogenbüro ist Teil der Gleichstellungsstelle der Stadt Würzburg und wird vom Bayerischen Staatsministerium für Familie, Arbeit und Soziales gefördert.

 

Bayerns Innen- und Integrationsminister Joachim Herrmann gratuliert dem Vorzeigeprojekt HEROES Schweinfurt zum 10-jährigen Jubiläum: Über 320 Workshops für mehr Gleichberechtigung, Respekt und Toleranz

 

Bayerns Innen- und Integrationsminister Joachim Herrmann hat heute dem erfolgreichen Integrationsprojekt HEROES in Schweinfurt zum 10-jährigen Jubiläum gratuliert: "HEROES ist in Sachen Wertebildung und Gewaltprävention ein absolutes Vorzeigeprojekt", lobte Herrmann. In 320 Workshops habe das Projekt in den letzten zehn Jahren rund 7.000 Jugendlichen mit Migrationshintergrund geholfen, einen patriarchalen Ehrbegriff zu hinterfragen und Position zu beziehen gegen Unterdrückung im Namen der Ehre. "Durch Diskussionen, regelmäßigen Trainings und Rollenspielen lernen junge Menschen unsere Werte, wie Gleichbehandlung, Respekt und Toleranz kennen. Sie lassen sich zu Multiplikatoren ausbilden und tragen den Gedanken weiter, dass eine gemeinsame Rechts- und Wertebasis für ein erfolgreiches Zusammenleben unverzichtbar ist", erläuterte Herrmann und dankte allen HEROES, die für unsere Wertekultur einstehen uns so zu einer gelingenden Integration beitragen. 

 

Jugendliche, die gelernt haben, den patriarchalen Ehrbegriff zu hinterfragen, können laut dem Minister in ihrem Umfeld etwas bewegen. "Wo Menschen im Namen der 'Ehre' diskriminiert werden, können sie Vorbilder sein und zeigen, dass ein gleichberechtigtes Zusammenleben aller möglich und nötig ist", so Herrmann. "Das ist ein klares Bekenntnis zu unserer demokratischen Gesellschaft."

Für die ursprünglich aus Schweden stammende Idee der HEROES fiel 2011 der Startschuss in München als erstem bayerischen Projektstandort. Augs­burg, Nürnberg und Schweinfurt sind dazugekommen. "Diese wertvollen Projekte im Bereich der kulturellen Integration haben wir 2021 zusammen mit „mit weiteren Integrationsprojekten mit der neuen Dachmarke „YEY! – Youth empower yourself!“ gestärkt und noch sichtbarer gemacht", erläuterte der Minister.

Fotos der Veranstaltung werden am Veranstaltungstag ab 17:00 Uhr im Medienportal des Innenministeriums veröffentlicht (https://medien.innenministerium.bayern.de).